Beşiktaş, mevcut kadro yapısı ile dış sahada daha etkili oynuyor. Kontratağa dayalı futbolu ile deplasmanda kazanmaya daha yakın ekip. Bu akşam karşısında ligin en ilginç takımı olacak. Kartal’ın en büyük handikabı motivasyon eksikliği. Öne geçip maç bitti havasına giriyor. Sonra da büyük sıkıntılar çekiyor. Rakibi ise tam tersi. Skor ne olursa olsun bitiş düdüğüne kadar golü kovalıyor ve atıyor da... Yeni yaşını kutlayan Sergen hoca, sakat ve cezalılar yüzünden kadro omurgasını bir türlü oturtamadı. Gökhan ve N’Koudou yine yok. Genç Hasic ve Atakan ise hazır değiller. Mensah, ilk 11 için fiziki açıdan geride gözüküyor.

Kısa mesaj

Ghezzal, takımdaki teknik kapasitesi en üst seviyede olan isim. Her iki kanatta ve ortada oynama özelliği var. Topu alınca direkt kaleye yöneliyor. Arkasında görev yapan Rossier ile de uyumlu ikili oldular. Duran toplarda da etkili. Bu özelliklerini sahaya yansıtır ise takımı ateşler..

Kim ön plana çıkar?

Larin mecburen takımda tutuldu. Güçlü fiziği ile rakip savunmaları dağıtıyor. Bitirici vuruşu etkili olmasa da, gözü kapalı her topa giriyor. Tekmeye kafa sokuyor. Kritik dokunuşlar ile skora katkı veriyor. Bu akşamki, mücadelede de atıp attıracağı goller, alacağı olumlu paslara bağlı.

Eksik kadro ile sahaya çıkan Beşiktaş, ilk yarı tel tel döküldü. İkinci yarı uçuşa geçen Kartal, şık gol ile öne geçti. Tam 6 net pozisyon kaçırdı. Aboubakar, sanki gol atmamaya programlanmış gibi oynadı. Varlık gösteremeyen Malatya, geldiği gibi eli boş döndü. Tarihi farkı, Sergen hocanın yetersiz hücum hattı önledi.

Uyuttular

Kartal’ın ne yapacağı hiç belli olmuyor. Genelde ilk yarıları iyi oynayan takım, bu kez durumu tam terse çevirdi. Koca ilk yarıda organize olamadı. Mücadele, yardımlaşma yok gibiydi. Bu kopukluk, özellikle hücum gücünü etkiledi. Konuk ekip Malatya da aynen ayak uydurdu. Seyir zevki düşük futbol; sıkıntı yaratmadan öteye geçemedi. Bu yarıda bireysel yetenekler öne çıkmaya çalışsa da silik kalındı.

Gerçek yüzünü gösterince

Sergen hocanın ekibi ikinci yarıya bambaşka bir kimlikle çıktı. Sahanın her yerinde basan, rakibe topla oynama alanı bırakmayan sistem, anında sonuç verdi. 55’te Ghezzal’ın ortasında Larin, kafa ile golü attı: 1-0..

Kırılan stres yükü, yerini güzel oyuna bıraktı. Kartal farkı artırmak, Malatya eşitliği bulmak için atak denemeleri yaptılar.

O gol nasıl kaçar

Kaçan bir çok pozisyon oldu. Abobuakar altı pastan bomboş durumda topu boş kaleye bırakma yerine, uzaya gönderdi! Sergen Yalçın’ın haklı olarak pozisyon sonrası sert tepkisi oldu. Maçın kırılma anı da bu oldu. Fark artsa, karşılaşma 75’te bitebilirdi!. Santrforsuz oynayan Beşiktaş, çok farklı kazanabileceği maçı, tek fark ile bitirebildi. Bu sıkıntının aşılması, Sergen hocanın tüm enerjisini alacak gibi duruyor.

Futbolda hocanın sahaya katkısı için farklı görüşler var. Genel kanı; yüzde 15 ile 30 arası. Mircea Lucescu ve Slaven Bilic, bunun en fazla yüzde 10 olabileceğini söylediler hep. Gerekçe olarak da “Hoca hafta boyunca takımı hazırlar. Sahaya çıkıldığında ipler, oyuncunun eline geçer. Kenara bakar görmez, dinler duymaz” şeklindeydi. Çok doğru tespit! Ancak bazı maçlar var ki hoca alır. İşte bu akşamki mücadele tam buna örnek. Sergen Yalçın, çok iyi tanıdığı eski takımına karşı hazırlıkları tamamladı. Genel görüşün aksine oynatacağı futbol, kuracağı sistem, oyuncu tercihleri ve hamleleri ile skoru belirleyecek ilk isim ondan başkası değil...

Sürpriz kayıp...

Kara Kartal, farklı nedenlerden ötürü her hafta farklı kadro ile sahada. Bu kez de öyle olacak. Josef de Souza cezalı. Takım için önemli kayıp. Kevin N’Koudou, Ajdin Hasic ve Gökhan Töre sakat. Daha ligin başında bu kadar sakat verilmesi tuhaf! Ayrıca sakatlıktan yeni kurtulan Atakan Üner ve koronavirüsü atlatan Bernard Mensah, takımla birkaç idman yaptı. Teknik ekibin işi de zor. Santrfor, kanat ve merkez orta sahaya yan mevkii olan oyuncuları koymak zorunda. Bu akşam statta 2 bine yakın taraftar olacak. Sayıları az olsa da önemli. Ara sonrası üç puanla dönüş yapan Beşiktaş, her şeye rağmen Malatyaspor’a sürpriz puan kaybı yapmaz gibi duruyor

Kim ön plana çıkar?

Rachid Ghezzal...Kadrodaki tüm kanat oyuncularının sakatlanması sonrası yalnız kaldı. Her iki kanatta ve iç hatta oynama özelliği var. Forvet hattını kanatlardan taşıyacağı toplarla besleyip takımını atağa kaldıracak tek isim olarak duruyor.

Kısa mesaj

Hep yazıp duruyoruz. Adem Ljajic ve Oğuzhan Özyakup... Mutlaka bu maçta şans bulacaklardır. Beklenti, formalarının hakkını vermeleri.

Sergen Yalçın, bizzat itiraf etti. Orta alanda birçok alternatif isim olmasına rağmen sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Sonuna kadar da haklı. Ancak hocaya sormak gerek. Sayın hocam, sadece Beşiktaş değil, Milli takımların da banko isimleri olan Ljajic ile Oğuzhan neredeler. Bu iki ismin geçmişte takıma verdikleri katkılar ortada. Ne oldu da ilk 11’e giremez oldular. Onu da geçtik, hamle oyuncusu olarak bile aklınıza gelmiyorlar.

Asıl sorumlular...

Belli ki, hoca çoğu şeyi paylaşmıyor. Futbolcular da öyle. Durum böyle olunca da birçok spekülasyon yapılıyor. Dorukhan geç başladı. Mensah karantinada olduğu için oynayamadı. Souza cezalı duruma düştü. Tüm bunlara rağmen Oğuzhan ve Ljajic forma giymiyor ise durum vahim demektir. Hiçbir oyuncu çıkıp, çok iyi çalışıyorum. Hoca haksızlık yapıyor falan diyemez. Formda olsalar, bu ikiliyi hiçbir hoca kesmez.

Yumruğunu vurmalı

İdman olsun olmasın tesislerde genelde yönetici oluyor. Ancak sadece bir yerde bulunmak sorun çözmek açısından yeterli kalmıyor. Yoksa ilgili ve yetkili yönetici, bu tür gelgitler yaşayan isimleri karşısına alıp gerekeni yapar. Bugüne kadar yapılmamış. Mutlaka girişimler olmuştur ama yetersiz kalınmış ki, durum aynı. Bu saatten sonra Başkan Ahmet Nur Çebi’nin devreye girmesini bekliyoruz. Hoca ve yönetimin çözemediği her neyse, Başkan Çebi’nin masaya yumruğunu vurup halletmesi en doğrusu. Bu konularda büyük tecrübesi olan Çebi’nin icraatını merakla bekliyoruz. Bu kaliteye sahip iki oyuncuyu almaya kalksa, mevcut şartlarda alamaz. Satıp almaya kalksa da takımın yarısını gözden çıkarması gerekir. Son sözümüz Oğuzhan ve Ljajic’e; yeteneklerinize artık ihanet etmeyin. Ayıp oluyor beyler!..

Şampiyonluk yarışı içinden olmak isteyen Beşiktaş için Denizli deplasmanı hayati öne taşıyordu. Sergen hocanın taktiksel anlayışı ve sistemi maçın her anında kendini hissettirdi. Baştan sona üstün oynayıp, üç puanı alıp döndü. Kartal, bu kritik galibiyetle zirve yürüyüşüne başladı. Sergen Yalçın’ın ekibi, 3-0 öne geçip, maç bitti havasına girdi. İki gol yiyip son anlarda sıkıntı çekip, korkulu anlar yaşadı.

Atiba’nın uğuru

Kanadalı oyuncuya, Avusturya kampında takıma ilk katıldığında, “13 genelde uğursuz rakam diye lanse edilir. Neden tercih ettin..” diye sormuştum. “Özel nedenleri var. Başkalarını bilmem benim uğurum” karşılığını vermişti. Atiba, futbol yaşantısının son yılında aynı tempo ile devam ediyor. Dün gece forma numarası ile gol dakikasını birleştirip golünü attı. Sergen hocanın erken gol isteği olunca, arkası çorap söküğü gibi geldi. Oğuz’un topu elle kesmesi ile kazanılan penaltıda, Aboubakar, kaleci ve topu ayrı köşelere bıraktı: 0-2.

Farka uçtu ama

Sergen hoca üç haftalık arayı iyi değerlendirmiş. Fiziksel kapasiteyi artırmış. Yenileri iyi motive etmiş. Souza’yı savunma önüne koyup, defansa iş bıraktırmadı. Yardımlaşma ve mücadele üst seviyeye taşınınca skor da arttı. 48’de, Rosier’in güzel pasında Larin affetmedi: 0-3.

Denizli ne yapsın

Ev sahibi takım gücü ölçüsünde futbol oynamaya çalıştı. Çok formda ve gününde bir Beşiktaş olunca çaresiz kaldı. Buna rağmen seyri hoş futbol izlettiler. 75’te Mesanoviç takımı adına prestij golünü attı: 1-3. 90+4’te Sacko’nun şık golü puan almaya yetmedi: 2-3..

Sergen Yalçın’ı bilmeyen yok. Açık ve net biri. Takımla yaptığı son toplantıda, “Lige yeniden başlıyoruz. Nasıl başlarsak öyle gider. Sizden mucize beklemiyor kimse. Normal oyunumuzu ortaya koyalım yeter. Bunu yapamayıp da, üç puan bırakırsak; benim bile koltuğum sallantıda olur. Durum hepimiz için çok ciddi. Burada başarı kriteri, zirve içinde kalıp kupa kaldırmak" dedi. Hocanın koltuk benzetmesi her ne kadar şakayla karışık olsa da gerçek payı var. Futbolcular, bu ciddiyetin farkındalar. Puan kaybını kimse aklından dahi geçirmiyor. Takım, iç saha maçı gibi atak başlayıp erken gol bulma düşüncesiyle sahada olacak.

Eksik var, sorun yok

Süper Lig'deki son maçına 4 Ekim'de Gençlerbirliği karşısında çıkan Beşiktaş, Milli ara ve BAY haftası sonrasında tam 22 gün sonra geri dönecek. Denizli deplasmanında müzmin sakat N'Koudou ile birlikte Hasiç ve Atakan takımla olamayacak. Ancak yeni transferler kadroda. Bu açıdan eksikler problem teşkil etmiyorlar.

Kısa mesaj

Josef de Souza, futbolun dışında büyük açık kapadı. O da liderlik. Saha içinde takıma yön verecek, liderlik özelliği olan biri, son ayrılıklar sonrasında kalmamıştı. Brezilyalı, kısa sürede uyum sağladı. İlk maçında bunu öne çıkardı. O’nun önderliğinde oyun her iki yönde, Kartal’a dönecektir.

Kim ön plana çıkar

Vincent Aboubakar, 3 haftalık mini kamp sürecinde tüm açıklarını kapattı. Bunu maça ne kadar yansıtacak belirsiz. Bir anlamda ortaya koyacağı performans, takımın zorlu deplasmanda alacağı skoru belirlemiş olacak.

Beşiktaş, orta sahanın önünde sıkıntı yaşıyor. Bernard Mensah’ın transferi, Dorukhan Toköz’ün dönmesi, Oğuzhan Özyakup’un kiralıktan gelmesi yine ilaç olamadı. Sergen hocanın elininde Adem Ljajic gibi bir oyuncu var. İtalyanlar, Sırp asıllı futbolcu için, “Numarasız!.. Ne 6, ne 8, ne de 10 numara” yorumunu yapıyorlar. Ljajic, bu özellikleri ile Ozan Tufan ile örtüşüyor. Sergen hoca; bitik, futboldan kopmuş Ozan Tufan’a hayat verdi. Yükseliş devrini başlattı. Ljajic’in teknik kapasitesi çok fazla. Duran toplarda iyi. Gol atıp attıran özelliği var. Ozan’dan çok önde.

İnanmak istemiyoruz ama...

Bu oyuncu için ortada dolaşan iddialar var. ‘Özel hayatına dikkat etmediği’ şeklinde... Bu ya da sebebi her neyse çözüm anahtarı Sergen hocada. Yalçın, futbolculuk ve antrenörlük dönemlerinde bu tip olayları çok iyi bilen ve çözüm üreten biri olarak öne çıkıyor. Yeniden futbola dönen bir Ljajic, en iyi transferlerden biri olur. Souza, Atiba, Dorukhan, Mensah gibi isimleri rahatlatır. Takımı kanatlandırır.

Eksikler sorun değil

Kara Kartal, üç haftadır maç oynamadı. Denizlispor sınavı, lige yeni başlangıç olacak. Olası kayıp, teknik ekibin bile koltuğunu şöyle bir sallar.

O yüzden çok keskin viraj. Müzmin sakat; Kevin N’Koudou, genç Atakan Üner ve Ajdin Hasiç ile karantina sürecinde olan Bernard Mensah forma giyemeyecek. Bu maçta eksik kim olursa olsun fark etmez. Zirve içinde yer almak için tek yol kazanıp dönmek. Bu potansiyel de var.

Bu maçın analizini; affına sığınıp, Sergen hoca yorumlamış gibi yazma gereği duydum.. İşte Sergen hocadan maç hikayesi!..

Ersin, herkesin aksine güven duyup kaleci aldırmadım. Bir maçta da, bunu boşa çıkartma. Yan top geliyor 40 metreden, penaltı atışı gibi çizgide bekliyorsun. Elindeki topu rakibin kafasına atmak neyin nesi.

Defansta tercihleri değiştirdim, sonuç aynı. Uyumsuzluk. Welinton ile Necip bakıyor, rakip kafa ile gol atıyor. Rıdvan, alttan getirip takıma koydum. Rakip ceza alanında kendini yere atıp, kart görüyorsun.

Gökhan ve Aboubakar.. Yeniden futbola dönün diye transferinize onay verdim. Hata mı ettim ne! Töre; aldığın topları rakibe versen, daha kolay geri alırdık. Her topu ezdin. Arkadaşlarına değil, dağlara taşlara attın. Boş kaleye kaçırdın. Aboubakar, bir tane pozisyona giremedin. Ayıptır yahu!

Souza dışında, formanın ağırlığını kaldıranınız olmadı. Dorukhan oynadı mı göremedim. Güven, rakip ile tartışmaktan öte geçmedin. Sonradan girenler, saklambaç oynar gibiydiniz.

Geçen hafta olduğu gibi olumlu bir şey göremedim. O maçın ardından sorumluluk alıp taraftarlarımızdan özür dilemiştim.

Artık bu kayıp sonrası, özür dilemek de yetmez.

Kaptı kaçtı

Gençlerbirliği gücü olçüsünde iyi mücadale etti. Alan savunmasını öne çıkarıp, fazla pozisyon şansı tanımadı. 8’de bulduğu ikram gol ile de üç puanı alıp dönmesini bildi.