‘’Timsah zirveye yürüyor‘’
Bursaspor son yılların en verimsiz kamp dönemini geçirdi. Ne doğru düzgün maç yapabildiler, ne de idman. Yeni transferlerin çoğu ise neredeyse lig başlarken geldi. Zaten geçen sezondan kalma bir tramva da vardı ama Paul Le Guen hiçbir bahane üretmedi. Şu ana kadar tanıma fırsatı bulduğum yabancı hocalar arasında en nazik ve güleryüzlüsü diyebilirim. O kadar pozitif bir insan ki bu tüm olumsuz şartlara rağmen takımını lige müthiş bir özgüvenle hazırladı. Yenilerin uyumu kolaylaşınca da ortaya ‘takır takır’ oynayan bir takım çıktı. İsyankar hocalarımızın biraz feyz almasını tavsiye ederim. Ekong’un 12. dakikada attığı golle öne geçtiler, 45+2’de Batalla ile fişi çektiler. Sonrası ise keyiften ibaret. 48’de Kembo’nun golü Malatyalılar’a tribünleri boşalttırmaya başladı. 63’te Stancu farkı 4 yaptı.
Hafifletilmiş hezimet
76’da Boutaib, 79’da ise Dening’in golleri ev sahibi adına en azından yeni stattaki ilk maçta yaşanan hezimeti biraz olsun hafifletti. Ama şu bir gerçek ki Malatya’nın toparlanması için doğru hoca seçimi şart. Ya bu takımın ciğerini bilen İrfan Buz geri dönmeli ya da İbrahim Üzülmez gibi futbolcuyla dialogu üst düzey bir hoca getirilmeli. Aksi takdirde daha sezonun ilk yarısı biterken havlu atar Doğu ekibi.
‘’Konya Fransız kaldı‘’
66 puanla 3. olan, Avrupa oynadığı sezonda iki kupa kaldıran, yani doğru işler yaparak başarılı olduğuna inanan bir oyuncu grubunu, 'Bugüne kadar öğrendiğiniz ne varsa unutun' diyerek hazırladı sezona Mustafa Akçay. Değişim, gelişim elbette olmazsa olmaz. Ancak kaba inşaata güzel bir dış cephe yapmak varken yeniden yıkıp inşaaya başlamayı seçersiniz kayıpları kabullenmek zorundasınız. Konya'nın yaşadığı sendrom tam olarak bu. Alanya karşısında alınan yenilgi de, dün gece hüsranla biten Marsilya maçının tarifi de aynı. Konyasporlu oyuncular birbirine hala yabancı. Vücut dilleri bunu anlatıyor. 11'de Evouna net fırsatı harcamasa gecenin hikayesi belki farklı olacak. Çünkü eskiden kalma set savunması alışkanlığı devam ediyor hala. Ama iş hücuma gelince Yeşil-Beyazlılar tıkanıyor. Traore mumla aranıyor. 65'te Mehdi'nin gelişi güzel direkte patlayan şutu dışında heyecan yok maç boyunca. İlk isabetli şutumuz 87'de.
Duran top ve hüsran
Buna karşılık 48'de Adil Rami'nin arka direkteki kafa golü, Germain'in 55'te direkten dönen topu, 64'te Sakai'nin net pozisyonuyla iş hezimete dönmediyse şansımızdan. Konyaspor elbette toparlanacak, çok can yakacağı zamanlar da gelecek. Ancak Akçay'ın başlattığı devrime tribünler ve yönetim ne kadar sabreder bilinmez. Thauvin, Germain, Payet, Gustavo gibi yıldızlara karşı Marsilya deplasmanında yenilmek tabii ki şok sayılmaz ama genel fotoğraf şimdilik bu.
‘’Paşalar gibi!‘’
İki takım futbolcuları da bu hafta Karabük ve Antalya’daki tarlaya benzeyen zeminlerde oynanan maçları izlemiş olmalılar. Kasımpaşa Stadı’nın Avrupa standartlarını aratmayan zemininde ilk düdüğün ardından ortaya konulan iştah bunun göstergesi. Daha 2. dakikada soldan Trezeguet’nin ortasında Murillo’nun attığı gol de kalan 88 dakikanın nasıl heyecanlı geçeceğinin habercisi. Kağıt üzerinde fena sayılmayacak bir kadro kurmasına rağmen henüz fiziksel anlamda lig seviyesini yakalayamayan Malatya sadece 8 dakika sonra Eren’in kafasıyla ‘kolay pes etmem’ diyerek bu heyecana çabuk ortak oldu. Oturmuş kadrolar hep üst sıralarda. Kasımpaşa ilk 3 haftaya aynı 11’le çıkan iki takımdan biri Galatasaray’la birlikte. Dün de yollar ayrılan Adem dışında bu istikrar sürdü.
En çok sevinen Mensah
Lacivert-Beyazlılar, 49’da Trezeguet ile üstün oyununun karşılığını da buldu: 2-1. Malatya’nın topu yere indirip çıktığı her atak tehdit. Geriye düştükten sonra daha aklı selim oynamaya başladılar ve 72’de kazanılan penaltıda Aytaç’ın golüyle bir kez daha eşitliği sağladılar. 88’de kazanılan frikikte topun başına geçen Neumayr, bu kez direğe değil ağları yolladı topu. Gole en çok sevinen ise kuşkusuz 82’de kalenin önünde 7 metrelik çerçeve yerine topu, yeteneklerini inkar edercesine direğe nişanlayan Mensah oldu.
‘’Timsah farkı‘’
Bursaspor adına bu sezonun Stancu veya Kubilay’ın forvet performansıyla bitmesi kolay olmayacak. Yönetimin alternatif olarak düşünerek aldığı Jires Kembo ve Delarge kanatlar için tam isabet. Zira taraftarın iştahına aynı arzuyla karşılık verecek, sürekli rakip savunmayı zorlayıp 18 içine top yollayacak adamı yoktu Timsah’ın. Bu iki performansı izleyince Hernani ve Vura’yı almak için harcanan vakit forvete ayrılsa dün gece iş çok erken çözülebilirmiş. Her ne kadar ilk ciddi pozisyona 16’da Olcan’ın kafasıyla Akigolar girse de 33’te Aziz, 44 ve 45’te Batalla ile çok net fırsatlar yakalayan taraf ev sahibi.
Delarge kopardı
Akhisar’ın Okan Buruk’un karakteri gibi, sakin bir anlayış ortaya koyması ise Bursa’nın temposunu düşürmeye yönelik. İki bek Lopes ve Ömer destekli ataklarla sonuca gitmeyi aradılar. 47’de Sissoko’nun şutunu Harun bile tekrar izlediğinde inanamayacak nasıl kurtardığına. Bu pozisyondan sadece 4 dakika sonra Titi’nin ortasını Süper Bücür Batalla kafayla bitirip tabelaya 1-0’ı yazdı. 66’da Jires Kembo bıraktı, Delarge maçı kopardı: 2-0. Son sözü ise 74’te Stancu söyledi: 3-0.
‘’Direkten dönen destan‘’
Fazla değil, geçen seneye gidelim. Shakhtar’a içeride yenildikten sonra yedeklerle çıktı Abdullah hoca deplasmandakimaça. Neden? Takımının sınırını bildiği için. Ligde bir adım daha fazla atabilmek için. Sadece bir sezon sonra Sevilla’ya 2-1 mağlup olduktan sonra Karabük’e karşı yedeklerle oynamak, ardından Sevillay’ya, “Elemeye geliyoruz” mesajıyla gitmek gelişimin en büyük göstergesi. Futbol mucizesine ihtiyacımız olduğu belli. Amaimkansız olmadığını da ilk maçta İspanyollar’a öğrettik. 13’te direkten geri dönen top şans anımız. Seyircilerinin de desteğiyle önde oynama çabaları, 2-1’in rahatlığına sığınmayıp gol aramaları avantajımız. Uzun toplarla bilinçsiz hücum yerine kısa paslarla çıkarak Adebayor’dan Caiçara’ya, ondan da Elia’ giden topla bulduğumuz gol ise umudumuz oldu.
Banega’yı tutamadık
Ancak Banega’yı etkisiz hale getirmeyi başaramadık. Böylesine tehlikeli bir 10 numaranın 82 kezle sahanın en çok topla buluşan adamı olmasına izin verirsen sıkıntı kaçınılmaz. Her ne kadar 13 kezle sahanın en çok pas hatası yapan ismi olsa da etrafını rahat besledi. Geriye ise Correa’nın resitali kaldı. Bu tabloda 52’de Escudero’nun golü de gecikmedi, aynı ilk maçta olduğu gibi.
UEFA’da yola devam
75’te Nolito’nun mini şovu ve Ben Yedder’e attığı gole rağmen pes etmeyeceğimizi 83’te Visca’nın golü gösterdi. 89’da ise tribünleri dolduran İspanyollar tir tir titrerken topun başına Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük orta saha oyuncusu geçti. ‘Her şerde bir hayır vardır’a inanırız biz Türkler. Direkte patlayan frikikle kaçan turu unutmayacağız, çünkü UEFA gruplarında herkese hatırlatacağız. Bize bu gururu yaşatan Avcı ve çocuklarına sonsuz teşekkürler.
‘’Konya farkı‘’
Konyaspor artık sabırsız bir takım. Bu top rakipteyken de böyle, kendilerindeyken de. Amaç kapılan her topta kaleye 3 dokunuşta gidebilmek. 24. dakikada Musa Araz’ın, Milosevic’in pasında attığı gol tam bunun ispatı. 43’te sol bek Ferhat’ın ortası, sağ bek Skubic’in kafasıyla gelen gol de aynı şekilde. Topa daha fazla sahip olurken daha efektif olmaya çalışan, yani keyif veren bir Konya sahada artık. Rakiplerin işi kolay değil yani Konya deplasmanında. Gençler tarafında ise durum çok enteresan. Ümit Özat, geçen hafta fırçaladığı Uğur, Ahmet Oğuz ve Vedat Muriç gibi takımın bankolarını kadroya almamış. 5’li defansın aksine 4-2-3-1’le başladı oyuna. Konya’nın üstün oyunu ve art arda gelen goller de planlarını alt üst etti resmen.
3 değişiklik birden
..Ve alışık olmadığımız bir şekilde devrede 3 hamle birden yaptı tecrübeli hoca. Belli ki hararetli geçmiş soyunma odası. Sahaya giren 3 yeni oyuncu biraz istek katsa da oyuna, 53’te günün yıldızı Musa Araz attığı ikinci golle farkı 3’e çıkardı. Mustafa Reşit Akçay bu takıma bir de seviye atlatacak bir forvet koyabilirse Avrupa’da da tarihi bir sezon izleyebiliriz Yeşil- Beyazlılar için.
‘’Akdeniz'de düello!‘’
Akdeniz ekibi evinde Akhisarlı Serginho’nun attığı golle geriye düştüğü maçı yeni transferleri Aydın ve Maicon’un attığı gollerle çevirdi. Ancak son sözü Mustafa Yumlu söyledi, düello eşitlikle bitti.
Antalyaspor’un 11’inde Maicon, Aydın, Boffin, Akhisar’da ise Henrique, Barbosa ve Serginho... İki takımın geçen sezondan farkları yalnızca bu 3’er isim. Yani oturmuş kadroların nokta takviyelerle sahaya çıktığı bir 90 dakika. Geçen sezon Okan Buruk’un gelişiyle adeta şahlanan Akhisar’ın hızını ligini sona ermesi kesmiş. Daha erken gelse Akhisar’ı kim tutarmış merak konusu. Sivas’a karşı deyim yerindeyse top göstermeden kazanarak başladılar. Antalya deplasmanındaki duruşları da öyle. Daha 5. dakikada rakibin bir anlık konsantraston kaybını Henrique’nin pası, Serginho’nun
dokunuşuyla cezlandırdılar. Temaslı oyun oynamak için rakibe kilitlenen Antalya’da arkaya adam kaçırma hastalığı sezon boyunca başa çok iş açar.
Maicon yetmedi
Nitekim 18’de Aydın’la karşılık verseler de Barbosa’nın 22 ve 55’te kaçırdığı gollerle farktan kurtulduklarının net fotoğrafı. Akhisar tepside sunulan 3 puanı geri çevirince Antalya’nın Rıza hocayla
edindiği en önemli özelliği; kazanma arzusu devreye girdi. Maicon’un verkaca girip çok klas bir vuruşla bitirdiği pozisyon skoru 2- 1’e getirdi. Son sözü ise maçın iyilerinden Mustafa Yumlu kafayla söyledi: 2-2.
‘’İstanbul'da salladık, İspanya'da yıkarız‘’
Rakip Sevilla... 5 UEFA Kupası’na sahip olduğunu futbol topunu tanıyan herkes bilir. İstanbul’a geliyorlar, ‘Büyük’ dediğimiz takımlarla değil 3 sene önce Süper Lig’e çıkan Başakşehir’le oynamak için. Bir adım ötesi Şampiyonlar Ligi. İspanyol ekibinin bu sezon transfere harcadığı para 61.5 milyon Euro. Böyle bir takıma karşı; şutlar 12’ye 12... 21 ortamıza 12 ile karşılık vermişler. Ne tecrübeleri, ne de yıldızları karşısında ezilmişiz. 16’da Escudero’nun sol çaprazdan attığı gol, bildiğimiz Başakşehir savunmasının yemeyeceği cinsten. Kabul; 35 ve 39’da Banega’yla farka gidebilirlerdi. Ama 51’de Emre, 60’ta Visca, 62’de ise Adebayor’la fazlasını yapabileceğimizi gösterdik. 64’te Elia’nın enfes golü de bu baskının hakkı: 1-1.
Cesaretiniz yeter!
Süper Ligimiz’de bile bir puan için hocalarımızın çoğu kalesinin önüne otobüs çekerken Avrupa Grupları cebinde olan Abdullah Avcı ise Devler Ligi için son 25’te Kerim, Napoleoni ve Gökhan ile galibiyeti kovalayan taraf. Bu cesur futbolun karşılığı tabii ki 84’te Navas’ın asisti, Ben Yedder’in klas dokunuşuyla bulduğu gol olmamalıydı. Ancak son ana kadar tüm gücünü yansıtan takımı tebrik edip Avcı ve ekibine teşekkür etmekten başka yapacak bir şey yok. Şimdi işimiz belki daha zor, fakat imkansız olmadığını artık İspanyollar da biliyor