‘’Es Es'ten süper adım‘’
Eskişehirspor’un kadrosu bu ligde içeride dışarıda her maçın net favorisi. Ancak futbol kağıtta değil, çimde oynandığı için Kırmızı- Siyahlılar, işi Play-Off’a bıraktı. Eşleşebileceği en zor rakip Giresun’du. Hatta ilk maçı deplasmanda oynamak avantaj gibi görünse de Mustafa Denizli’nin öğrencileri final biletini orada bile bırakabilirdi. Nitekim iki kez geri düştükleri maçta 3-3’lük sonuçla ibreyi kendilerine çevirdiler. Rövanşa Boffin’siz çıkmak tribünleri dolduran 20 bin taraftarı tedirgin etmedi değil.
Aynı deplasmandaki sistemle dizilen Es Es’te özellikle Ofoedu ve Erkan’ın iştahı, ‘Bu maç erken çözülür’ hissi verdi. Yanılmadık da... Soldan Ofoedu’nun getirdiği topu Erkan kaleye yolladı, tamamlamak 36’lık Hürriyet’e kaldı. Eskişehir normal sezonda 44 gol yedi. Düşen Şanlıurfa’nın yediği gol sayısı 46... Yani hücum hattı şampiyonluğa oynarken savunma düşüyor.
Denizli sorunu çözmüş
Belli ki Mustafa Denizli’nin 3-3’lük düello sonrası en çok kafa yorduğu konu bu. Çünkü çok daha disiplinli ve kompakt bir defans anlayışı izledik. Bekleyerek hızlı çıkmayı amaçlayan Yücel İldiz, Eskişehir’in set oyunu karşısında çaresiz kaldı. 59’da Özgürcan’ın çizgiden çıkardığı top gol olsa maç daha orada bitecekti. 70’te Hasan Hüseyin’in direğe takıldığı pozisyon bir diğer kırılma anı. Giresun’un 77’de Özgürcan’la kaçırdığı pozisyon ise şanssızlık. Es Es farkı artıramasa da savunmadaki performansıyla finali hak etti.
‘’Rize ayağa kalktı‘’
Her hafta ayrı bir final maçına çıkmak kolay değil. Aksi sonuçta her şeyin biteceğini bilerek oynamak ekstra bir motivasyon gerektiriyor, yani inanan bir oyuncu grubu... Çaykur Rizespor planlamasıyla, sezon içindeki performansıyla, yönetimiyle ve teknik kadrosuyla başarısız. Ancak bir mucizeye inandılar ve şartlar ne olursa olsun peşini bırakmadılar. Osmanlı deplasmanında bunu hissettirdiler izleyenlere. Sadece izleyenlere de değil, aynı zamanda rakibe de. Öyle ki Başkent ekibi çok etkili başladığı maçta dakikalar ilerledikçe Rize’nin arzusunu kabul etti. 7. dakikada sahanın en dikkat çeken isimlerinden Maher’in vuruşu ev sahibini öne geçirdi. Hikmet Karaman için devreye eşitlikle girmek değerliydi. Petrucci’nin 42’deki golü bunu sağladı.
Bursa’dan haber gelince...
İkinci yarıya inancını daha da artıran bir takım çıktı Rize’de. Daha 47. dakika kazanılan penaltı da bu isteğin göstergesi. Ancak Kweuke’nin kötü vuruşu auta gidince yürekler ağza geldi. Kamerunlu yıldız neyse ki 52’deki fırsatı kaçırmadı. Takımına zaferi getiren golü attı. Kalan bölümde Osmanlıspor’un yakaladığı birkaç pozisyon vardı. Fakat Bursa’dan gelen Gençler golünün haberi Rizeli oyuncuları iyice ateşledi ve maç 2-1’lik galibiyetle sona erdi. Karaman ve öğrencileri işi son haftaya kadar getirdi. İnananlar kazanacak.
‘’Antalya Avrupa aşkına‘’
Rıza hoca bu takımın başına geçtiğinde yalnızca 2 puan vardı. Şimdi ise 55... Yani ne kadar tebrik etsek az tecrübeli hocayı. Düşme potasının en güçlü adayı durumundayken deyim yerindeyse doğru düzgün takviye bile yapmadan takımı Avrupa’nın kapısına kada getirdi. Başakşehir kupayı kaldırırsa büyük ihtimalle de bu hedefine ulaşacak Kırmızı-Beyazlılar. Trabzonspor, Fener deplasmanındayken Antalya için en kritik sınav da haliyle Kasımpaşa’ydı. Çalımbay’a sözünü tutmayan, hatta itibarsızlaştırmaya çalışarak yollarını ayıran Kasımpaşa’ya karşı bir nevi intikam aldı Akdeniz temsilcisi. 41. dakikada Samuel Eto’o frikikten Ramazan’ı müthiş avladı. 17. golünü atan 36 yaşındaki yıldızın Antalya tarihinin en golcü ismi olmasına yalnızca 1 gol kaldı.
Harika frikik
Standartları karşılayamayan bir sol bekken Rıza hocanın elinde çok etkili bir kenar oyuncusu haline gelen Motta, 63’te farkı 2’ye çıkardığında maçın da fişini çekmiş oldu. Oyun disiplininden iyice kopan Paşa bu golün ardından risk aldı ama golü bulamayınca 2 dakika sonra cezayı Deniz Kadah kesti. Adem Büyük yıllardır bu takımın iskeletinin en önemli parçası. O olmadı mı Castro’nun çabası da yeterli olmuyor.
‘’Şimdi Kartal düşünsün‘’
Antalya Avrupa, Başakşehir şampiyonluk. Hedefler bu kadar yüksek olunca doyumsuz bir tempo çıktı ortaya. Mossoro, Caiçara, Mahmut ve Yalçın yok ama alternatifleri belki de en sağlam takım Başakşehir. Bunu, eksikleri hissetmeden Beşiktaş’a yaptıklarından anladık. Ancak Rıza Çalımbay ligin en kusursuz makinesine karşı takımını çok iyi disipline etmiş. Mbilla ve El Kabir bekleri, Charles Emre’yi Diego ise Adebayor’u harika savundu. Başakşehir’in en önemli silahı Mossoro. Onu ikame etmesi beklenen İrfan ilk yarının 5.48 ile en çok koşanı olsa da Mossoro’nun etkili ön alan baskısını çok arattı. Yalnız kalan Adebayor ise İngiltere’de yapmadığı kadar dripling atmak zorunda kaldı. Bunlardan bir tanesi maçın kırılma anı. 25. dakikada getirip Cengiz’e yaptığı servis star kalitesi. Cengiz’in, koşusu kadar bitirişi de güzel olsa gece orada bitecek.
Risk alan kazandı
Eto’o’nun ilk 45’te topa dokunma sayısı yalnızca 16... Epureanu’nun kusursuz markajı bunda etkili. Sonucu hocaların hamlelerinin belirleyeceği barizdi. İş kulübeye kalınca, tablo net. Zeki, Yekta ve Chico’ya karşı Holmen, Pektemek, Napoleoni. Yani gücünü risk alarak kullanan Avcı aldı maçı. 86’da giren Napoleoni, Emre’nin müthiş asistine 3 puanı yazdı. Şimdi Beşiktaş düşünsün!
‘’Başkent'te sessiz sinema‘’
Son iki maçını kazanarak yükselişe geçen Osmanlıspor, Mustafa Akçay’dan Hamza Hamzaoğlu’na geçiş sürecini aşıyor yavaş yavaş. Çok bekleyip, yüksek hızla sonuç arayan, yani kontrolsüz güçle kazanan ya da kaybeden plandan biraz daha fazla topla oynayan, 2. bölgeyi daha sık kullanan anlayışa geçtiler. Üst üste Kayseri ve Alanya gibi üretken takımları sabırla durdurmaları ispatı. Nispeten üretme konusunda daha kısır olan Konya’ya ilk şutu 47’de attırmaları bu sayede.
Regattin vites artırdı
Buna karşılık özellikle Ndiaye’nin driplingleri, Umar’ın bireysel becerisi, Bifouma’nın fizik kapasitesi ve Webo’nun servisleriyle 60 dakikada 8 şut denemesi Osmanlı’dan geldi, daha izlenesi takım da Başkent ekibiydi. 66’da Bifouma’nın kaçırdığı golde Douglas’ın müdahalesi maçın belki de en önemli anı. Regattin’i sokarak düşen tempoyu hızlandıran Hamza hoca hamlesinin karşılığını 73’te Fransız oyuncunun kazandırdığı penaltıyla aldı ama maçın en iyisi Umar’ın vuruşu direkte patladı. 45’te Pinto’nun şanssızlığının üstüne ikinci direğin bile Konya’yı diriltmemesi akıl alır iş değil.
Planlama yetmedi!
Osmanlı’nın bu sezonki 50. maçıydı dünkü kapışma. Konya’nın ise 45... İkisi de geçen sezonun en flaş iki takımı. İlk maçını 14 Temmuz’da oynayan Osmanlı’nın bu kadar kolay hedefsiz kalması, Konya’nın kupada 2-0’dan maç vermesi ve ligi erkenden kapaması oyuncu gruplarının bu yüksek maç sayısının altında ezildiklerinin göstergesi. Uzun süre motivasyon koruyabilmek elbette oyuncu kalitesi ve vizyon meselesiyle alakalı. Eminim ki her iki takım yönetimleri için de sezon başındaki planlama hataları önemli bir tecrübe olmuştur.
‘’Yiğido'dan Es-Es'e geçit yok!‘’
Eskişehirspor’a iki hafta önce Malatya ve Sivas maçlarını tepside 4 puan olarak sunsan oynamadan kabul ederdi. Çünkü zirveyi hedefleyen takımlar arasında nispeten en kolay görünen fikstür Kırmızı-Siyahlılar’da. Mustafa Denizli’nin takımı dün aynı puandaki Sivas’ı devirse iş büyük ölçüde bitecek. Bu ligde 22 bin taraftarla oynamak olağanüstü bir güç. Yani rakibe göre daha motive olan tarafın daha etkili olması beklenir normalde. Ama 19. dakikada kaleciyi çalımlayarak topu direğe nişanlayan Hakan Arslan daha o dakikada kaderine etki etti maçın. Çünkü Sivas öne geçtiğinde skoru korumayı biliyor. Es Es ise tam tersi hücumda güzel olduğu kadar savunmada çirkin. 30’da Semih’in attığı klas kafa golüyle bu dev randevunun bitmeyeceği açık. Nitekim 57’de Leandrinho’nun yüzde yüzlük fırsatını Boffin tecrübesi, 50’deki net tehlikede ise Tarık Çamdal’ın kademesi Es Es’e nefes aldırdı. Ancak Sivas’ın arzusuna 64’e kadar dayanabildiler.
Bu yarış bitmez!
Boye karambolde skoru eşitlerken 71’de günün en çalışkan isimlerinden Axel Meye bir kez daha ‘Gol’ diye inletti dolu tribünleri. Ama Es Es’in o oyunu tutamama kabusu 81’de bir kez daha başgösterdi. Uğur’un ters vuruşuyla iki takım da 1 puana razı oldu. 49’ar puanla son 5 haftaya giren Eskişehir ve Sivas’ın yarışı kuşkusuz nefes kesecek.
‘’Wegol!‘’
Alanya’da o kadar güzel bir hava var ki bu mevsimde. Eminim ki tribünde olan herkes sahadaki futbolcunun yerinde olmak ister. Stat dolu. Zaten 48. saniyede Musa’nın attığı, Haydar’ın çataldan aldığı şut da 90 dakikanın ne kadar keyifli geçeceğinin göstergesi. Üstelik hikayesi olan da bir maç. Hamza Hamzaoğlu, İstanbulspor’da hocalığını yapan, Alanyaspor’un başına geçmesinde başrol oynadığı Susiç’e karşı. Yani her şey futbol kokuyor. Tek sorun ise her zaman olduğu gibi hakemler! 6. dakikada Numan’ın eline çarpan topu görmeyen Özgür Yankaya bütün o güzel atmosferi yok etti. Osmanlı’da haftalar sonra dönen Ndiaye takıma eski dinamizmi getirmiş. Ama babasını kaybeden Regattin’in yokluğu oyuna genişlik kazandırmada sıkıntı. Yine de önde bastı Başkent ekibi. Vagner Love yokken işi zor kuşkusuz Alanya’nın. Buna rağmen geliştirdikleri hızlı ataklar var.
Haydar damga vurdu
32’de Fernandes’in kaçırdığı yüzde yüzlük fırsat ise ikinci bir kırılma anı. 45’in sonunda altıpası abluka altına alarak 4 gollük kurtarış yapan Haydar maça tek başına damga vurdu. 64 ve 67’de Alanya Plet ve Emre ile cömertçe pozisyonları harcıyor. İşi bitirmek ise Tzavellas’ın unuttuğu Webo’ya kalıyor dakika 69’da. Yankaya’nın iptal ettiği Alanya golü doğru karar, onu belirtelim. Ancak kora kor bir mücadele daha hakem kurbanı oldu.
‘’Rize'nin dirilişi‘’
Seyircisiz maç futbolun doğasına aykırı... Lige tutunma savaşı veren iki takım deyim yerindeyse ‘ölüm-kalım karşılması’. Ancak tribünler boş. Adanalılar, bir mucizeyi gerçekleştirip takımı Süper Lig’e taşıyan, ‘Gerekirse düşerim ama borç yapmam’ diyen başkan Bayram Akgül’e tepki gösterdiği kadar takımı sahiplenseydi tablo farklı olabilirdi. Bu ortamda konuk Rize daha dominant başladı maça. Her ne kadar Hikmet Karaman’la bir türlü oyun organizasyonu kurmayı öğrenemeseler de topu rakibe bırakıp alanları iyi kapattılar. Hızlı hücumlarla çözüm aradılar. Daha 3. dakikada Süleyman’ın kazandırdığı penaltı da ‘ballı kaymak’ oldu kader deplasmanında. Kweuke’nin net vuruşuyla skor üstünlüğünü ele alan Rize, koca ilk yarıda rakibine neredeyse tek şut attırmadı.
Ne yaptın Roni
Devre dönüşünde tam anlamıyla bir kırılma anına şahit oldu ekran başındakiler. Roni 46. dakikada kaleciyle karşı karşıya çok basit bir pozisyonda zoru başardı. İyi kapanan bir rakip karşısında bu kadar pozisyona açken kaçan gol akıl alır gibi değil. Rize’nin de çok üretken olduğunu söyleyemeyiz ama bu durum Karadeniz ekibinde 3 senedir böyle. Artık kazanacak vuruşlar lazım. Trabzon maçında gerçekleşmeyen de dün yansıdı sahaya. Ümit’in yokluğunda stopere çekilen Saadane ligin en güzel frikik gollerinden birini atarak dirilişin fitilini yaktı: 0-2. 86’da ise Petrucci farkı 3 yaptı: 0-3. 89’da Adana, kazanılan penaltıda Magaye’nin panenkasıyla teselli buldu sadece. Kayseri’nin kaybettiği haftada Rize’de umutlar yeşerdi.