‘’Tartışmaya gerek yok‘’
Sosyal medya reaksiyonları üzerine biraz yazılar yazmak için ideal dönem. Hepimiz evlerimizde olmaya azami gayret gösteriyoruz ve evde kalma süremizin büyük bir bölümünü de sosyal medya paylaşımlarını takip etmek üzerine kurgulamış durumdayız. Haber siteleri, yerli yabancı kaynaklar, ilginç videolar, şakalar, espriler, dramlar... Ne varsa önümüzde adeta... Tuvalet kağıdı sektirmek suretiyle meydan okumalarımız söz konusu. Eski fotoğraflar bir tarafta, müzisyenler diğer tarafta...
Kriz dönemlerinde aklımıza gelen akademisyenlerimiz baş ucumuzda... Yaş almışların güldüren, düşündüren reaksiyonları, onların kural tanımaz asi tarafları... Bir kaç yıl ya da 10 yıllar sonramızı onlarda görüp aslında içten içe gidişata endişelenmelerimiz... Can sıkıntısı, içimizdeki çocuğu ortaya çıkarıyor. Can sıkıntılarımızı da pay edip azaltıyoruz bir bakıma. Umarız maçlar oynanır İşimiz futbol olunca, futbolun akıbetine dair de haberler kovalıyoruz.
Spor camiasından gelen haberlerin ‘Corona’lı kısmı bizi daha fazla ilgilendiriyor artık. Bir topun etrafında toplanmışken; şimdilerde bir virüsün bizi bir arada tutuyor olmasına anlam vermeye çalışıyoruz. Bugünlerin geçeceğine inancımız yüksek, kısa sürede geçmesi, gitmesi için de dua edip sokağa adım atmıyoruz zorunlu olmadıkça. Kulüpler Birliği’nde konuşulan bir kaç senaryo var futbolumuzun gelecek günlerine dair. Kulüp başkanları da ara ara bunları kulüpleri menfaatlerine göre ‘bize göre’ diye başlayıp dile getiriyorlar. Erteleme sonrası umarız
planlandığı gibi maçlar oynanabilir... Ancak gidişat bu olasılığı zayıflatıyor. Bu iş belli olmalı Oyuncular beklemede... Yapılan idmanlar bireysel... u
koşullardan sağlıklı bir sonuç almak güç. Sıkıştırılmış program, Play-Off, tescil gibi konular konuşulmuş. Her kulübün ‘asla’ olmaz dediği konular var. Ama bu iş bir yere de bağlanmak zorunda... Avrupa bu işi neye bağlarsa biz de oraya bağlarız gibime geliyor. Birbirimizi kırmaya, yormaya o anlamda gerek yok.
Sosyal medyadan girdik oradan kapatalım. Her gördüğüne; ‘doğru, kesin, net haber’ gözüyle bakmamayı hâla öğrenememiş her yaş ve eğitimden sosyal medya kullanıcılarının yaş almışlara verdiği reaksiyona bakıyorum da... Onların mazeretleri öyle kabul edilebilir geliyor ki. Öyle kabul edilebilir...
‘’Her şeye hazırlıklı olmak lazım!‘’
Liglerin ertelenmesi sonrasında hepimizin kafasında ortak, çok benzer sorular dolaşıyor. Salgın durumu uzun süre devam ederse ertelemenin yerine yeni bir kararın devreye alınması gerekiyor çünkü. Bu karar, salgının durumuna göre; sıkıştırılmış maçlar ile oynanıp küme düşenleri ve Avrupa Kupaları'na katılımı belirleyecek. En merak edileni de yani şampiyonun kim olacağı sorusunun yanıtını da bulmuş olacağız. Dünya genelinde yaşanan organizasyonların akıbeti ne olacaksa; sanırım bizde de karar vericiler benzer yöntemlerle oyuna bir yön verecekler. Tarihe de her yerde korona ya da Covid-19 sezonu olarak geçecek bu sezon... Öyle de anılacak bir bakıma...
Kendilerini hazır tutsunlar
Herkes bilinçli davranmak, empati kurmak, eğer yoksa da bu özelliklerini geliştirmek mecburiyetinde. Oyuncuların da hazır beklemesi, günlük programlarını aksatmadan antrenman yapmaları ve sürecin sonunu beklemeleri gerekiyor. Haftada en az 2 maç oynayacak kadar hazır tutmaları gerekiyor bünyeyi. Çünkü akla yakın ilk projeksiyon bu gibi...
Performanslar tam fayda
Yönetimlerin de şu an en büyük çalışma programı sözleşme bitişleri, mevcutların durumu, uzatma halleri olacak gibi. Kriz döneminden, maddi, manevi en güçlü kazanımlarla çıkabilmek çok önemli. Obi Mikel ve Sturridge'in gidişleri, oyuncu performansları düşünüldüğünde erken fayda olarak gözüküyor! Sosa ve Novak sözleşme uzatım konularına rağmen performansları ise tam fayda olarak duruyor!
Bu günler kolay unutulur
Yarın maçlar başlayacak gibi hazır bekleyecek oyuncu grubu, yarın ligler tescil edilecek gibi de yönetimler tedbirli davranacaklardır. Bu günler geçer. Hatta kolay bile unutulur... O dönem ne yaptınız diye soracak olanlar da çok olur... Her şeye hazırlıklı olmak lazım.
‘’Bitmeyen çelişkiler‘’
Elbette zor günlerden geçiyoruz. Ve elbette ki bu günler de geçecek... Daha çok okuma, daha çok dinleme, daha çok izleme, daha çok bilimsel makale karıştırma ve doğru dürüst insanları keşfedip takip etme dönemindeyiz. Evet virüs salgını nedeniyle evlerimizde, ofislerimizde ya da yaşam alanlarımızda bireysel tedbirlerimizi almış izole hayatlar yaşıyoruz; ama buna mecburuz.
Beni çok etkileyen en güzel sözlerden biri de “kapmamak değil yaymamak için” sözüydü. Dünyanın yaşı düşünüldüğünde kısa bir zaman diliminde daha sabırlı, daha tedbirli ve daha da dikkatli davranarak bu sıkıntılı sürecin üstesinden geleceğiz.
Hesaplar tutmadı
Hayatın normale döneceği günlerin uzamaması için futbol dünyasının da son derece dikkatli davranması gerekiyor. Seyircisiz oynama, erteleme kararları gibi insan sağlığını önceleyen ilk tedbirlerin de ligimize yansımaları tartışma konusu edildi. Ev sahibi olmanın şampiyonluk planlamasında ne kadar önemli olduğunu sanırım anlatmamıza gerek yoktur. Kendi saha ve seyircisi önünde rakibi baskı altına alma, hakemi baskı altına alma sanatı diye bir gerçeğimiz söz konusu. Öyle de bir hafta oldu ki, yukarıdakiler, Sivasspor hariç, birer puanla kapattılar haftayı. Avantaj hesapları tutmamış oldu.
VAR sorunsalı...
Haftadan da bana kalana geleyim... Başakşehir maçıyla üst üste üçüncüsü yaşatılan durumla ilgili sorularım var, yanıt bekleyen! VAR’ın devreye girme koşulları size de çelişkili, size de tuhaf gelmiyor mu? Yani Skrtel’in Nwakaeme’nin formasından çekmesi, formanın uzaması size garip gelmiyor mu? Hadi onu geçtim... Oyuncunun neredeyse yer yüzeyine dik bir şekilde yükselmesine rağmen, yerin yüzeyine paralel düşmesinde de mi bir acayiplik göremediniz? Hakemin görüş alanında olanın veriş alanında olmamasına alıştık hadi ona da eyvallah! Peki bu VAR nerede devreye giriyor? Üst üste bu kadar tutarsız ve çelişki dolu VAR hamle ya da hamlesizliği hiç samimi gelmiyor bilesiniz.
‘’Mücadele kazandı!‘’
Hafta içinde maç oynamış iki şampiyonluk adayı takımın saha içerisinde büyük mücadelesine tanıklık ettik. Baştan ifade edelim; Trabzonspor’un bu sezon oyunun büyük bir bölümünde doğru oyun sergilediği bir karşılaşma da oldu aynı zamanda. İkinci yarıya etkili başlayan Trabzonspor bu baskısını kısa bir süre sonra Başakşehir takımına bıraktı. Gol de bu anlarda geldi Demba Ba’nın ayağından. Golün gelişi sonrası Trabzonspor, kendi klasiği olan reaksiyonu vererek rakip alanda baskı kurdu ve aradığı golü buldu. Stratejik oyun Aynı puana sahip, benzer hafta içi maç oynama durumu yaşamış iki takımın stratejik bir oyun oynadığını düşünüyorum. Kaybetmemek birinci plandı eminim. Onu başardılar. Her iki takım da kazanabilir miydi? O da olabilirdi. Lakin mücadele kazandı. Strateji kazandı. Her iki takım da önündeki maçlara, diğer maçlara bakacak bundan sonra.
Gecenin sorusu
Trabzonspor sahasında seyircisiz güçlü bir oyun ortaya koydu. Seyirci de olsaydı sonuç nasıl olurdu?
Maçın starı
Sosa yine takımının en iyisiydi denilebilir. Başakşehir takımında Demba Ba çok istekliydi ve müthiş mücadele verdi.
Maçın olayı
İlk yarıda Skrtel’in Nwakaeme’nin formasını çekip uzatması sonrası penaltı kararı çıkmadı. Forma sağlam esnedi, hakem vermedi, VAR devreye girmedi. Bir kez daha VAR işine gelince, kafasına göre devreye giriyor diye düşündürdü. Kafa karıştırdı? O esneme gri miydi?
Kısa mesaj
Her iki takımın da sahada büyük mücadele verdiğini söyleyebiliriz. Bu oyun saygıyı hak ediyor. Strateji ve ileriye dönük planlamada bir puanın iki takımı da rahatsız etmediğini düşünüyorum.
‘’Tempo ve enerji...‘’
Lider Trabzonspor bu hafta Başakşehir’i konuk ediyor. Avrupa’da çok önemli işler yapan, son döneme ait tüm
şampiyonluk yarışlarının
bizatihi içinde olan Başakşehir takımını...
Güçlü, dengeli ve istikrarlı kadro
yapılanmasıyla zirvenin her daim ortağı olan Başakşehir takımını...
Taktik disipline sonuna kadar bağlı,
çözüm üretme konusunda mahir
bir çok oyuncusuyla şampiyonluğun
güçlü adaylarından olmaları kesinlikle
tesadüf değil. Karşılaşmaların her anını yüksek konsantrasyonla oynuyorlar.
Başakşehir takımını yukarıdaki özellikleri ile özetlemek sanırım bir ezber ve de yanlışlık yok...
Trabzonspor ise ev sahibi olmanın psikolojik üstünlüğü ile karşılaşmaya çıkacak. Ev sahibi ama seyircisinden mahrum, malum sebeplerle.
Deneyimi göz ardı edilemez...
Bazı taraftarlarının, özellikle bazı oyuncularını negatif etkilediği düşünülse de; geneli itibariyle seyircisinin desteğinden mahrum olmak önemli bir avantajdan faydalanamamak anlamı taşıyor.
Malatya maçında radikal işlere imza atan Hüseyin Çimşir’in bu vesileyle takımı eskiye oranla hayli tempolu oyun oynadı. Eksik rakibi karşısında bu tuttu. Bu kez deneyimli ve güçlü rakibi karşısında tempo ve enerji veren oyuncu tercih ederken deneyimi de göz ardı etmeden bir onbir sahaya sürmek isteyebilir.
Kopenhag gibi bir sistem takımı karşısında nasıl da sabırlı, taktik disiplinli, sürekli arayan takım görüntüsü verdiklerini hepimiz gördük.
Bekle stoper arasına adam kaçırıp; rakip stoperi yerinden oynatabiliyorlar..,
Futbol literatürüne half space olarak girmiş taktik beceriyi ligimizde en iyi uygulayan takım Başakşehir.
Bunu rakipleri Kopenhag’a karşı uygulamaya çalıştıklarını, rakibin dengesini bozmayı ara ara başardıklarını gördük...
Trabzon’da da bunu yapmaya çalışacakları düşünüldüğünde, Kopenhag takımının da maçta savunma anlamında doğru işleri düşünüldüğünde o maç iyi bir eğitim platformu olabilir Trabzonspor takımı için.
‘’Liderin temposu artınca...‘’
Kadrosunda radikal değişiklik yaparak kurdu ilk onbirini Hüseyin Çimşir. Böylece bir çok ezberi bozarken ‘karşı’ hazırlıkların da ilk planlarını bozmuş oldu. Eksikler nedeniyle mecburi tercihler yaparken; yanında kulübede Obi Mikel ve Ndiaye’i oturttu. Sosa yine lideriydi takımının. Çekip çevirdi tabiri caizse... Amaçlananın; eleştirilerin ana konusu olan temposuzluğa da bu fırsatla bir çözüm üretebilir miyimdi.. Bir nevi test sürüşü gibiydi. İçinde ekonomik kullanılan enerjinin olduğu... Daha zor geçeceği düşünülen Başakşehir maçına oyuncu ve temponun saklandığını da düşündürdü Trabzonspor.
Gecenin sorusu
Bu tempo ayarı akıllarda acaba Başakşehir maçı mı var dedirtti.
Maçın starı
Sosa şüphesiz. Oyun içinde hem lider hem de küçüklerini saha İçinde azarlayan bir ağabey edasındaydı. Kürsüde ona Campi de eşlik eder.
Maçın olayı
Abdülkadir Ömür’ün aylar sonra ilk 11 de sahaya çıkmasıydı. Pozisyonlar yakaladı. Maç eksiğini tamamladı. Eski günlerinden kısa umut veren sahneler sergiledi.
Kısa mesaj
VAR hakemin görüş alanında, kısa mesafede gördüğü ama vermediği bir faul sonrası Trabzonspor kalesinde golü gördü. VAR “Çok net değil” demiş olmalı ki; hakemin gol kararı kayıtlara geçti. Peki geçen maç VAR’da iptal edilen gol. Burda VAR hakemin kararına tıpkı dün gece gibi neden uymadı?
‘’Taraf olmanın ilanı!‘’
Yanlış bilmiyorsam bu bir ilk. İlk kez ya da benzerine pek rast gelmediğimiz bir şekil ve üslupta; bir MHK başkanı, bir kulübün yazılı açıklamasına direkt TFF resmi sitesinden yanıt vermiş oldu. Bugüne kadar oluşmuş federasyonların ilgili kurullarına her kulübün çeşitli dozlarda sözleri oldu. Genelde bu sözlere de TFF başkanı ya da yöneticileri cevap verdi. Zekeriya Alp bu tavrıyla bir ilki gerçekleştirirken gücünün de sınırlarını test etmiş oldu. Kendi inisiyatifi ile bu açıklamayı yaptığını düşünecek olursak; bugüne kadar yaşadıklarına bir patlama olarak değerlendirmek elbette mümkün.
Birileri demiş gibi!
Lakin öyle olmadığını ya da olamayacağını düşündüren bir sürü emare olduğu için; Zekeriya Alp’e birileri çık ve açıklama yap demiş gibi gözüküyor bu son hadisede. Çık ve hakemlerini koru diyenlerinin olduğunu düşündürdü açıklamaları... Hatta sistemi koru özetle... Aslında sezon boyunca o kadar uygun ortam, o kadar dozu yüksek açıklamalar olmuşken, ilkini Trabzonspor’a saklamış olmasında ne anlam çıkarmalıyız? Trabzonspor’un da anlamlandıramadığı konu bu olsa gerek ki, büyük bir reaksiyon daha geldi Zekeriya Alp’in açıklamalarına...
Hedef kulüp başkanıydı...
Sezon başından beri çok sayıda kişi ve kurum tarafından hem de çok ağır ithamlar ile hedef tahtasına konmuş olmasına rağmen sessizliğini koruyabilen Zekeriya Alp’in, hedefteki birincil muhatabın aslında başka bir kulüp başkanının olduğu bir yazıyı üstüne alması ve kendi açısından alışık olmadığımız bir üslup ile cevap vermiş olması basit bir yanlış anlaşılma veya alınganlık ile geçiştirilemeyecek kadar derin ve planlı bir davranış gibi duruyor.
Umarım kriz sürmez
Asıl merak edilen bu yazının yansımalarının nasıl olacağı... Zekeriya Alp’in bu açıklaması, ligin son 100 metresi denebilecek şu haftalarda ekibindeki hakemlerde nasıl karşılık bulacak? Zekeriya Alp imzalı bu yazının TFF’nin resmi sitesinde yayınlanıyor oluşu da TFF açısından, uzlaştırıcı olmaktan ziyade taraf olmanın ilanı değil midir? Dilerim bu yaşananlar haftalık bir kriz olarak yaşanır biter ve daha da önemlisi, hakemlerimiz bu bildiri savaşları altında durumdan vazife çıkarmaya çalışmaz...
‘’Sorunlara çözüm üretilemiyor‘’
Taktik anlayışını harfiyen sahaya yansıtan Gaziantep takımı izledik. Maç öncesi düşünülen ne varsa sistemli şekilde hayata geçirdiler. Trabzonspor takımı da aslında haftalardır kendi oyununu bir türlü geliştirememenin tipik, bariz örneklerini verdi. Temposuz, geniş alanda oynama gibi rakipleri tarafından ‘en sevilen’ özellikleri bir kez daha ‘kullanılır zayıflıkları’ olarak net ortaya çıkmış oldu. Hücuma çıkışlarında temposuzlukları nedeniyle rakip takım çoktan pozisyon alırken; Gaziantep’in ani çıkışlarında ise büyük boşluklar verdi Trabzonspor. Topu Trabzonspor’a verip kapanacakları, hızlı çıkacakları öngörüsü adım adım gerçekleşmiş oldu. Orta alanda Sosa, Obi Mikel ve Ndiaye’nin baskı karşısında etkisizliği, geri dönüş ve top kazanma noktasında reaksiyon hızlarının düşüklüğü; sarı kartlarla da oyundan daha da düşüşleri Trabzonspor’un oyununu etkileyen unsurlardı.
Gecenin sorusu
Ekuban neden oyundan çıktı? Abdülkadir Ömür’ü oyuna almak için risk alıp defanstan bir oyuncu eksiltilebilir miydi?
Maçın starı
Rakibini iyi analiz etmiş Sumudica...
Maçın olayı
Atılan golden önceki pozisyonda topa önce Abdülkadir Ömür vuruyor. Hakem görüyor devam ettiriyor. Siyah ya da beyaz bir pozisyon, sana göre bana göre bir pozisyon değilken hakem kararı dikkate alınmıyor muydu?
Kısa mesaj
Trabzonspor pekala puan kaybı yaşayabilirdi. Dün akşamda kaybetmiş oldu. Ancak şimdi oynamadığı bir maçı daha var... Erteleme maçını kazanarak yeniden istediği çizgiye dönebilir. Lakin; İstediği çizgiye döner dönmesine de istenen oyuna dönebilir mi o soru işareti...