‘’Kenetlenmek şart!‘’
6 haftalık sürecin tüm olumsuzlukların üst üste geldiği bir dönem olarak görülmesi gerekir. Trabzonspor’un sorumlu oyuncular, sorumlu teknik ekip ve yönetim anlayışıyla büyük bir kenetlenme yaşayıp bu kaos ortamından kısa sürede çıkacağını düşünüyorum.
Trabzonspor 6 haftalık periyotta çok ciddi sıkıntılar çekti. Kıymetli oyuncularını kaybetmenin dezavantajını yaşadı. Yerlerine alınan oyuncuların adaptasyonu, Newton’un elindeki kısıtlı malzemelerden estetik işler çıkarma gayreti çoğunlukla fayda sağlamadı. Sakatlıkların, hastalıkların adeta belini büktüğü karşılaşmalar oynadı. Halen durum değişmiş değil ve Trabzonspor’un bu anlamda kabul edilebilir kısa hikayesi söz konusu. Hakem hatalarının da sakatlıklara, hastalıklara ilave yük getirmesi ortaya 6 haftalık süreçte kötü bir fotoğraf çıkardı. Açıkçası oyunun başlangıç bölümlerinde ortaya futbolun umut verici tarafı çok. Umut kıran tarafı özellikle yenilen goller sonrası yaşanan durum. Trabzonspor gol yediğinde adeta oyunu bırakıyor gibi bir görüntü veriyor. Bu özellikle son iki yıldır yaşanan öne geçme ve puan kaybetme akışkanlığı gibi duruyor.
Lider oyuncu gerek
Trabzonspor’un saha içinde bir lider oyuncu ihtiyacı söz konusu. Lider oyuncu olunmaz doğulur gibi iddialı bir cümle kurmak istemem ama şu an itibariyle böyle bir oyuncuyu kadro içinden çıkarmak zorunda Trabzonspor. Pereira’nın takımını ayağa kaldıran görüntüsüne, savaşçı haline bir kaç oyuncunun daha eklenmesi şart. Abdülkadir Ömür’ün onu yıldızlaştıran oyununa dönmesi için teknik adamın da kafa yorması gerekiyor. Trabzonspor’un dar kadrosunda oyuncu küstürme, kaybetme lüksü asla olamaz.
Eksikler döndükçe...
Beşiktaş, Başakşehir ve Fenerbahçe mağlubiyetlerinin 6 haftanın üçünü teşkil etmesi de doğru okunması gereken bir durum. 6 haftalık sürecin tüm olumsuzlukların yaşandığı bir dönem olarak görülmesi ve yeniden yükseliş evresine sakatların, hastaların dönmesiyle geçileceğine dair umutlar noktasında hala bardağın dolu tarafı var. Trabzonspor’un sorumlu oyuncular, sorumlu teknik ekip ve yönetim anlayışıyla büyük bir kenetlenme yaşayıp bu kaos ortamından kısa sürede çıkacağını düşünüyorum.
‘’Fenerbahçe'nin golünden önce faul var‘’
Trabzonspor, bulduğu golle ve uyguladığı taktikle, rakibi karşısında istediği gibi bir ilk yarı oynamayı başardı. Fenerbahçe’nin beraberlik golü ise dengeleri ev sahibi lehine çevirdi. Ancak bu gol öncesinde kırılma anı; yardımcı hakemin önündeki bariz faulün atlanmış olmasıydı.
Bulduğu golle ve orta alanda özellikle rakibinin kilit oyuncularına uyguladığı baskı ile istediği gibi bir ilk yarı oynadı Trabzonspor. Açıkçası ilk bölüm için bu durum çok da öngörülebilir bir durum değildi her iki taraf için de…Daha önceki maçlarında güçlü orta alan üçlüsüyle oyuna ağırlığını koyan Fenerbahçe takımı Trabzonspor'un orta alan kurgusuna tepki vermekte zorlandı. Trabzonspor orta alanında özellikle Kamil Ahmet'in enerjisi, Baker ve Flavio'nun doğru oyunu, karşı üçlünün tüm bağlantılarını kopardı denilebilir.
Kenar planını devreye soktu
Sosa ve Lemos'un ortak hatası sonrası da Afobe'den gol geldi. İkinci yarıya Sosa'nın yerine Cisse hamlesiyle başlayan Erol Bulut; ilk yarıda merkezden yapamadığını kenarlardan yapma planını devreye sokmuş oldu adeta. Alan ve adam paylaşımı karmaşası içinde yenilen ilk gol karşılaşmada dengeleri tamamen Fenerbahçe lehine çevirdi. İlk gol sendromu Başakşehir maçı sonrası bu maçta da yaşandı diyebiliriz. Şunu da ifade edelim... İlk golden önce yardımcı hakemin önünde bariz faulün atlanmış olması ve akabinde golün gelmesi karşılaşmanın kırılma anıydı. Ayrıca üçüncü gol öncesinde de Valencia'nın eline çarpan topun devamında da golün gelmesi ikinci bir kırılma anıydı.
Eşiğinden döndü diyebiliriz
Eddie Newton'un eksiklerine Pereira'nın da eklendiğini düşünürsek kısıtlı kadro ile iyi iş çıkarmanın eşiğinden döndüğü söylenebilir. Rakibinin oyuncu çeşitliliği, kenardan gelenleri de düşünüldüğünde dengelerin değişmesi de doğal gibi düşünülebilir. Newton eldeki malzemeden doğru işler çıkarabilir mi? İlk 45 dakikalık oyunu ve ilk 11'de artık dinlenmesi gerekenlere radikal işlem yapabilme cesareti ve gücü varsa neden olmasın.
‘’Orta saha belirler‘’
Trabzonspor, İstanbul’a eksik kadrosu ve tamamlamakta problem yaşadığı 11. isim belirsizliği içinde geliyor... Kadro kurmanın, kadro oluşturmanın Kovid- 19’un da izin verdiği kadar mümkün olacağı bir sezon yaşayacağımız ortada! Eddie Newton’un isminin tartışıldığı, onaylandığı ancak durumun adeta bir kredibilite meselesine dönüştürülmüş olması hali, kenar yönetim için mevcut sınavını daha da ciddi hale getiren bir başka unsur... Fenerbahçe takımında ise; geniş, kaliteli ve her mevkide alternatifi bol bir kadro ile sahaya çıkacak Erol Bulut... Her anlamda elinin güçlü oluşu, kenar yönetimlerin performans kıyası açısından çok önemli bir detay olacaktır. Özellikle Ozan’ın adeta tek başına uyguladığı ön alan baskısı ile takımını sürekli öne çekmesine Newton’un önlemi nasıl olacak?
Abdülkadir faktörü...
Daha da önemli soru, orta alan kurgusu nasıl olacak, 11. isim kim olacak? Defansı tamam dedirten Trabzonspor’un, ön tarafı da tamam gibi. Orta alandaki kabiliyet ve güç, karşılaşmanın sonucunu tayin edecek. Ayrıca Trabzonspor’da Abdülkadir Ömür’ün rakip defans ve orta alan bloğu arasında yapacakları takımı adına belirleyici olacak.
Ön plana kim çıkar?
Lewis Baker’ın Başakşehir maçında yalnızları oynaması düşünülürse, Flavio’nun ona ve takımına katacakları Newton’un elini güçlendiren unsur olarak değerlendirilebilir. Bu maç, Baker’ın orta saha liderliğini göstermesi için iyi bir fırsat.
‘’Endişe verici‘’
Başakşehir karşısında izlediğimiz Trabzonspor’un gole kadar farklı, golden sonra çok farklı bir karakteri vardı sahada. Bir teknik adamın elindeki en önemli oyuncularından dördünün aynı anda türlü gerekçelerle sahada olamaması elbette ki; ona eleştirilerin dozunu düşürmesi gereken unsur... Ancak; elindeki malzemelerle kurduğu en ideal 11’inin gol sonrası girdiği ruh halini ve ikinci gol sonrası ise tamamen çökmesi haline seyirci kalması elbette kabul edilebilir gelmedi. Hamleleri ile çöken hatlarına, biten oyuncularına uzun süreli hamlesiz kalması kafalarda soru işaretleri oluşturdu. Merkezi zaten sıkıntılı şekilde maça başlayan Trabzonspor’un rakibine ezildiği bölümlerde, düşen oyununu daha kaba fakat daha güçlü oyuncularla ayağa kaldırmaya çalışması düşünülemez miydi? Bu tip emarelerin gözükmemesi açıkçası endişe verdi!
‘’Trabzonspor'un işi çok zor!‘’
Başakşehir takımının tek kusuru sezona başlama şekilleriydi. Kadrosu yerli yerinde ve takviyeleri olan bir takım olarak başladılar sezona oysa... Ve kazanmak için gol(ler) bulup, iyi bir çıkış yapma arzuları, açıkçası beklenen durumdu. Trabzonspor'un yaşadığı olumsuzluklara iyi bir galibiyetle dur demek için önemli bir şansı vardı. Kadrosu kısıtlı iken bir de Flavio, Abdülkadir Parmak, Ekuban ve Nwakaeme'nin de oynamayacak olması Newton'un tüm planlarını alt üst eden durumdu. Trabzonspor'un dün gece bir kez daha "Topu geri kazanma oyununu" kötü oynadığı net ortaya çıktı. Hatları arasında, topu rakibinin istediği rahatlıkta oynamasına izin veren Trabzonspor'un sezonda işi çok zor!
Gecenin sorusu
Top rakipteyken her takımın bir davranış modeli, bir karşı planı varken Trabzonspor'da henüz bu konuya dair olumlu emareler geliştirilememesi nasıl açıklanabilir?
Maçın starı
İrfan Can...
Maçın olayı
Baker'in arkası dönükken çalım ya da adam eksiltme girişiminde İrfan Can...
Kısa mesaj
İlk galibiyetini alan Başakşehir takımına şampiyonlar ligi öncesi önemli moral oldu karşılaşma. Sezonun ilk gollerini attılar, ilk galibiyetini aldılar.
‘’Mükemmel bir dönüş fırsatı‘’
Geçen sezonun iki yarışan takımının bu sezona kötü başlangıçlarla imza atmasının özelde türlü sebepleri olabilir. Trabzonspor cephesi, onu yarışta etkin hale getiren oyuncularını kaybettiği ve yerine gelenlerin henüz “yeni” olmaları mazeretine sığınabilir. Başakşehir takımı için de doymuşluk, yorgunluk gibi mazeretler ilk 4 hafta için kabul edilebilirliği yüksek sebepler olarak sıralanabilir. Her iki takımın da 4 haftalık dönem sonrası verilen Milli arayı nasıl değerlendirdiklerine dair verileri bu akşam elde edeceğiz. Şuna eminim ki, iki tarafın teknik adamına da tercihleri sorulsaydı; birbiriyle böylesi puanda ve böylesi dönüş döneminde karşılaşmak istemeyeceklerini beyan edebilirlerdi. Ancak burada her iki teknik adamın da elinde yeni dönemin bu başlangıç maçını kazanarak her şeye mükemmel bir şekilde yeniden başlama imkanı da var. Tersi durumun oluşturacağı muhtemel çöküntüyü düşünerek ortaya kısır bir karşılaşma çıkma ihtimali de yok değil...
Toplama orta saha...
Trabzonspor takımı sakatlar, cezalılar, cezalandırılanları nedeniyle bir türlü ideal kadroya kavuşamamanın sıkıntısını çekiyor. Bu karşılaşmada en sıkıntılı bölgesi olarak adledilen stoper hattını Vitor Hugo-Edgar Ie ile sıkıntısızlaştırabilecek mi? Sıkıntılarının bir bölümünün ana kaynağı olduğunu düşündüğüm topu geri kazanmada sorunlu orta alan bu kez biraz toplama gibi olacak. Haliyle Eddie Newton için eksikler ya da kriz döneminden harikulade bir teknik adamlık başarısı ile çıkma şansı söz konusu. Unutmadan, locaların açılması saha içindekilere bir enerji katabilir.
Kim ön plâna çıkar?
Milli takımda süresi az da olsa oynamanın, oyuncuların yürüyüşlerini bile özgüvenli hale getirdiği düşünülürse; Abdülkadir Ömür pekala maçın adamı olabilir. Onun artık inisiyatif alması, yönetmesi, en azından yönetmeye talip bir görüntü verme dönemleri geldi de geçiyor gibi çünkü!
‘’Topu kazanırsa maçı da kazanır‘’
Milli maçlar için verilen aralardan dönüşler sonuçları itibarıyla çok konuşulur. Kötü durumdakiler için çıkışlar beklenir. İyi durumdakiler için ise ‘hız kesilmesi’ gibi durumlar sıklıkla yaşanır... Trabzonspor’un ilk 4 haftalık periyotta takım olma becerisini kazanma yolunda olumlu emareler gösterdiği söylenebilir. Eddie Newton’un oyun anlayışını takımına aşılaması için bu sürenin çok kısa olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Sakatların iyileşmesi, iyilerin de sakatlanması ve hatta hastalanması; aralardan dönüşleri etkileyen diğer unsurlar. Özellikle stoper bölgesine yapılan Vitor Hugo hamlesi sonrası bu oyuncunun takıma ve hemen yanındakilere uyumu da bir diğer merak konusu...
Başakşehir’in golü yok
Başakşehir takımının geçen yıldan bu yıla taşıdığı yorgunluk, konsantrasyon kaybı ya da bir ifadeye göre doymuşluk hali bu sezona kötü başlamalarının gerekçeleri olarak görülüyor. Geçen yılın şampiyonunun gol atmadan geçirdiği 4 hafta ve puan sıralamasındaki yeri takım kalitesi ile asla örtüşen bir durum değil. Hal böyle olunca onlar için kötü gidişatı değiştirmek için mükemmel bir fırsat, önlerinde şimdi. Kadroları değişmedi, oyunları da haliyle... Trabzonspor’un top rakipteyken vermekte zorlandığı reaksiyon ya da reaksiyon hızında Milli ara sonrası gelişme varsa Trabzonspor maçı kazanmaya yakın taraf olur.
‘’Beklenen şans bir anda gelecek‘’
‘Lig uzun bir maraton’ ifadesi sıklıkla kullandığımız bir tanımlamaydı. Şimdi ise 21 takımlı bir ligi test ediyoruz ve ligimiz artık uzun değil upuzun bir boya sahip olacak. 4 haftalık süreç içinde; hem maçları hem de yeni transferleri barındırması itibarıyla adeta bir hazırlık dönemi olarak değerlendirdi takımlarımız. Ve bu süre zarfında sakatlar, cezalılar, yeni gelenler, hazır olanlar, olmayanlar, sistemler, formasyonlar derken alternatifli kadroların önemi bir kez daha teyit edilmiş oldu.
Örnekleri mevcut
Ne kadar alırsanız alın ne kadar alternatifli olursanız olun bu upuzun maratonun bir bölümünde rotasyona girecek alt yapı oyuncularınız ve onları yüksek aidiyet duygularına ihtiyaç duyacaksınızdır. Geçmişte hak ettikleri için değil, ihtiyaç duyulduğu için tercih edilmiş, formayı da bir daha bırakmamış oyuncu örnekleri mevcut...
Büyük iş düşecek
Bu sezon Trabzonspor'un bu maratonda kullanacağını düşündüğüm bir çok alt yapı ürünü oyuncusu olacak, buna eminim... Hâl böyle olunca bu gençlerin sürekli hazır ve diri kalması için yönetim, teknik adam gayretinin ötesinde bu çocukların kendilerine ve yakın çevrelerine büyük işler düşecek. Bize şans verilmiyor deme lüksleri olmayacak, çünkü o şans Erzurum hazırlık maçında Safa Kınalı örneğinde olduğu gibi bir anda geliverdi.
Giymeleri de çıkarmaları da yakın!
Tek yapmaları gereken geçmişte yapılmış hatalı işlerin, doğru işlerin, doğru isimlerin, yanlış isimlerin analizlerini yapabilmeleri. Forma giyecekleri gün ne kadar yakınsa, formayı çıkaracakları günün de o yakınlıkta olduğunu bilerek çalışmaya devam etmeliler...









































