‘’Değişmez kurallar...‘’
Trabzonspor'da transfer politikası birkaç yıldır bildiğimiz gibi. Satın alma opsiyonlu kiralama yöntemi, ülke futbol gerçekleri de düşünüldüğünde Trabzon'un riski dağıtma planlarıyla örtüşen bir durum. İyi çıkarsa devam, kötü çıkarsa elden çıkarma derdine düşmeden süreci kârlı ya da minimum zararlı atlatmak bu yöntemle mümkün. Futbol gerçeklerine, kulüp gerçekleri ve pandemi gerçekleri de eklendiğinde risk alınacak bir dönem olmadığı ortada...
Newton beklenecek
Yapılan transferlerin olumlu yönleri kadar olumsuz yönleri de mevcut elbette ancak burada da devreye Newton'un girmesi beklenecek. Şimdi şu birkaç gün çıkan haberlerden edindiğimiz izlenim şu; gündeme gelen oyuncular orta alan oyuncuları. Ve bu oyuncular içinde; oyunu yönetme becerisine sahip olanlar da var, defansif melekeleri üst düzey olanlar da.
Uzun vadeli kazanımlar...
O bölgenin önemi herkesin malumu ve Trabzonspor'da o bölgenin geçen yıl ki mevcutlarla yükü kaldırmadığı da ortada. Ekonomik gerçekleriniz transfer politikanızı belirlemeli. Trabzonspor birkaç yıldır yarışıyorsa, birkaç yıldır yukarıda ve kupa kazanmayı hatırlıyorsa "doğruları" var anlamı taşıyor bu. Doğrular da günlük değil uzun vadeli kazanımlarla ödülünü gösterir.
‘’Olması gereken...‘’
Transfer dönemi hızlı başladı. Trabzonspor Novak'la sözleşme yenileyemedi ve oyuncu daha iyi bulduğu teklifi değerlendirerek gitmiş oldu. Geldiğinde de gittiğinde de konuşulan bir isim oldu Novak. Geçen yıla attığı gollerle damga vuran sol bek oldu. Geldiğinde beklenti elbette asla bu değildi. Trabzonspor'un Novak'ın gitme ihtimali oluşmaya başladığından itibaren B planını hazırlamıştı.
Gelen gideni aratır mı?
Novak'ın gidişinin psikolojik etkisi, Marlon'un gelişi ile minimize edilmiş oldu. Ancak soru hep aynı... Gelen gideni aratır mı? Novak golcü bir sol bek olunca Marlon hakkında soruların odağı gol ve gole katkı konuları... Baştan ifade etmek gerekiyor. Marlon bu anlamda apayrı özelliklere sahip bir oyuncu izlenimi veriyor. Marlon hem hücum, hem de defansif melekeleri yüksek ancak rakip ceza sahası içinde çok fazla istatistike sahip değil.
Trondsen’in performansı...
Çizgisinde etkili işler yapıp geri kalanı ilgililerine bırakacak gibi... Diğer taraftan Sörloth'un tavsiye ettiği söylenen Trondsen de imzayı attı. Oyuncunun orta alanda oyunun iki yönünü de etkili oynamak gibi önemli meziyeti var. Etkili bir sol ayağı var ve sol bek de oynayabiliyor. Ana mevkisinde yani orta alanda sola yakın izleyeceğiz kendisini. Şutları iyi, ters top, dikine uzun pasları var. Yanında kimlerin olacağı da performansını etkileyecek gibi.
Ciddi bir yatırım
Sosa'nın belirsiz durumu sonrası o bölgeye başka oyuncuların da alınması söz konusu... Sörloth'un iş disiplini örnekti, istatistikleri ve ön bilgiler Trondsen'de de durumun farksız olduğunu gösteriyor. Uyum sorunu yaşamayacağını düşünürsek önemli bir hamle... Ve bu iki isme Plaza ismini de ekledi Trabzonspor. Yaşına ve geliş koşullarına bakıldığında; çok ciddi bir yatırım gibi duruyor, Plaza. Potansiyeli yüksek bir oyuncu. Trabzonspor'un hücum hattına çok şey katacak gibi. Ayrıca Sörloth'la birlikte ikili ya da kenarda da kullanılabilir gibi duruyor.Özetle Trabzonspor geçmiş dönemde bilinmezlerden önemli değerler çıkardı.Kamuoyunun genelinin transferlere tepkisel bakışı da ilginç ve temkinli denilebilir.Bunda geçen yıl Sörloth özelinde söylenmiş olumsuz sözlerin büyük yanılgıya dönüşmesinin etkisi var diye düşünüyorum.Potansiyelli 3 oyuncu, harcama limitleri ve yarışma geleneği...Olması gereken de bu sanırım...
‘’Devir hesap devri...‘’
Önümüzdeki süreç bir çok bilinmeyenleri ile bizleri bekliyor... Pandemi nedeniyle ortaya çıkan ağır ve farklı koşullara, şimdi 21 takımlı lig durumu ekleniyor. Yoğun bir maç trafiği içine girileceği de düşünüldüğünde; takımlarımızın planlamalarını çok çok iyi yapmaları gerekiyor. Geniş bir kadronuzun olması şart. Ancak harcama limitleri de ortada...
Elinizdeki bütçeyle kaliteli, dengeli, güçlü ve de geniş bir takım kurmak ve yarıştırmak zorundasınız... Bu satırları umuyor ve diliyorum ki, gençler de okuyor olsun! Zira, lig hakikaten uzun, yorucu, yıpratıcı bir hal aldığında onların sırasının da geleceğini mutlak bilmeleri ve ona göre sürekli hazır olmaları gelecekleri açısından önemli. Kulüplerin de istihdam ederken sorumluluk duygusu gelişme eğiliminde olan gençleri elde tutma adına önceleyeceğini düşünüyorum. Gençler tahminim bu sezon size çok fazla iş ve fırsat düşecek gibi...
Trabzonspor Yusuf Yazıcı ile yeniden başlattığı ihracatı şimdi Uğurcan ile devam ettirme eğiliminde. Üret, oynat, kıymetlendir ve büyük liglere göndererek gururlandır... Evet Novak gitti, evet Sosa da şüpheli ama bahsi geçen rakamlara bu oyuncuların istihdamı, diğer mevkilere az bütçe anlamı taşıyor. Yani hesap işi devreye giriyor artık! Adı geçen 4-5 oyuncu transferinde Eddie Newton'un imzasını göreceğiz.
Futbolun beşiğinden bir ekol, bir anlayışın da transfer edilmiş olduğunu düşündüren teknik adam tercihinin; yapacağı transfer hamleleri bu nedenle ayrıca merak konusu. Yönetimin de transfer konusunda Sörloth, Ekuban gibi bilinmezlerden ürettiği kıymet nedeniyle yine benzer seçimler yapacağını düşünen büyük bir kesim söz konusu. Haliyle bekleyelim, görelim bakalım kimler gelecek Trabzon'a?
‘’Bakım zamanı...‘’
Lig ikincisi olmak sayısal anlamda önemli bir değer üretmek demek... Ancak bunu alttan gelerek elde edince anlamı farklı, üstten düşerek elde edince; duygusal reaksiyonlar anlamında elbette büyük farklılıkları olacaktı. Yaşanan süreçte Trabzonspor taraftarının ilk reaksiyonlarının bu açıdan anlaşılır tarafı elbette var. Ancak o dönem bitti ve artık bir an önce kar/zarar noktasında bir hasar tespit çalışması yapılması gerekiyor. Ve bu dönemde takımı bu seviyeye getiren yönetime destek olunması gerekiyor sağlıklı kararlar arefesinde... Bir bakıma mekanizmayı doğru anlatabilmek için ‘bakım zamanı’ ifadesini kullanmak daha doğru olacaktır diye de düşünüyorum.
Krizden fırsata
CAS kararının beklentiler gibi olmaması sonrası sezon planlaması için önemli bir fırsat Trabzonspor’un önünde bekliyor. “Avrupa’da olmamak” elbette sevimsiz bir durum. Ancak bu kriz halinin fırsata dönüştürülmesi gibi bir büyük seçeneğin de olduğu apaçık ortadadır. Üzerine 21 takımlı ligin maç trafiği, yoğunluğu, yıpratıcılığı düşünüldüğünde burada kağıt, kalem ve hesap makinası ile planlamalar sezon sonu ligin üstünü şekillendirir diyorum. Avrupa’da olmamayı bir avantaja çevirmek mümkün.
Avcı önemsemez
Muhtemel teknik adam Avcı’nın da Avrupa’da olma konusunda tıpkı Ersun hoca gibi onun da çok istekli olduğuna dair hafızamda hiçbir şey oluşmuyor. Haliyle Avrupa’da olmayı önemseyen biri olarak; olmazsa da karalar bağlanacak bir durumun olmadığını özetle anlatmak istiyorum. Takılıp kalmamayı futbolun ta kendisinin tüm unsurlarına ders gibi öğrettiğini düşünüyorum. Krizdir evet, ancak fırsata dönüştürmek ise akıl ve bilimle mümkündür...
‘’Mutlu son‘’
Bir sürü acabaların maç sonuna sıkıştığı bir kupa finali izledik... Trabzonspor’un adeta bir sezon klasiğine dönüşen “öne geçip puan kaybetme” sendromu yine yaşanacak mıydı? Eminim maçı izleyenler kadar saha içerisinde mücadele veren oyuncular da benzer psikoloji içinde süreleri tüketti. Uzatmaların 10 dakika olarak ilanı sonrası Trabzonspor önde top tutmakta hayli zorlanırken; Alanyaspor tüm riskleri alıp rakip alanda etkili olmaya çalıştı. Arkada bıraktıkları alanlara da Trabzonsporlu oyuncular etkili koşular yapıp pozisyonlar buldu. Özellikle Sörloth’a bu maçözelinde sezonluk bir paragraf açmak gerekiyor. Bir golcüden çok öte işler yaparak sezon finalini kendisi ve takımı adına muhteşemleştirdi adeta. Bir gol, bir de asistle geceye damgasını vurdu yine. Kanatların her ikisinde de vardı. Kendisi dahil 3 kişilik oynadı dersek abartmış olmayız..
Doğru hamle zamanı
Dün gece Trabzonspor takımı kaçan şampiyonluk sonrası müzesine bir kupa götürmenin, bir süper kupa oynama hakkının, bir de Şampiyonlar Ligi eleme bileti almanın kazanımlarıyla ligi tamamlamış oldu. Bu takım pandemi öncesi ile pandemi sonrası yaşadığı değişim, başkalaşımla şampiyonluktan oldu. Şimdi dağılmamak, tükenmemek, yeniden en güçlü adayı olarak istikrarlı şekilde geleceğini inşa edebilmeyi başarması gerekiyor. Geçmişte yaptığı hataları tekrarlamamanın şifresi yine kendisinde. Dün gece kazanılan kupanın kazanımlarının önümüzdeki sezona nasıl sirayet edeceğini tahmin etmek zor değil. Dediğim gibi; Trabzonspor yarım kalan hikayesini dün geceden başlatmış olabilir pekala. Yeter ki, kendi geçmişinden doğru çıkarımlar yapabilsin. Kupayı kıymetlendirmesi gerekenin de yine Trabzonspor camiası olduğunu düşünüyorum. Şimdi doğru bir teknik adam, doğru transfer hamleleri ve tatil zamanı...
‘’Zor seçim...‘’
Trabzonspor camiasının şu günlerde iki önemli gündemi var. Birincisi, şampiyonluğun avuçlarından adeta uçup gitmesinin şokunu bir an evvel atlatıp kupaya odaklanabilmek... İkincisi ise, yeni sezonda teknik direktör kim olacak sorusunun cevabının ne olacağı... Aşama olarak; ortaya çıkan isimlerin tartışıldığı günlerden geçiyoruz. Zararı yok, herkesin fikrini baştan ifade etmesi kıymetlidir ve karar vericilerin de istediği bir durum olabilir bu zemin...
Avcı'nın aday olma sebebi...
Şenol Güneş'i teknik adam ilan etseniz, onun dahi kabul görmeyeceği ciddi bir 'orana sahip olunduğu' düşünülürse gelecek olan teknik adamın işi elbette kolay olmayacaktır. Bu nedenle seçilecek teknik adamın deneyimleri olması çok önemli... Karizması olması, güçlü bir profili olması, oyuncu, medya, taraftar ilişkilerinde 'etkileyiciliği' belirleyici unsurlar olacaktır. Abdullah Avcı isminin de sık tekrar edilmesinin, gündeme oturmasının, yukarıda saydığım unsurlarla direkt ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Hepimizin tanıdığı bir isim Abdullah Avcı. Finallerini getiremese de, kamuoyunda Başakşehir'in adeta temellerini attığı kabulü ona olan 'olumlu/olumsuz' değerlendirmelerin başlıca kaynağı oluyor.
Hedef koşulsuz şampiyonluk olmalı
Milli takım deneyimi var... Beşiktaş deneyimi de cabası... Başarı anlamı taşımıyor bu çok önemli ve ciddi takımları çalıştırmak ancak bir popülarite ve cazibe merkezi olduğunu göstermesi açısından önemli. Kayıplardan, başarısız denemelerden alınmış büyük dersler ve akabinde büyük hikayeler yazıldığını hepimiz biliyoruz. Ancak hepimizin bildiği bir şey daha var ki, bu Trabzonspor'un gelecek sezon hedefinin koşulsuz, amasız şampiyonluk olduğu.
Liderlik sergilemesi gerekiyor
Ömür biçicilerin ve elbette öncelikle de koşulların camianın ürettiği isimleri tek tek elediği yıllardan sonra artık kendi içinde isim bulmakta zorlanan bir takım Trabzonspor. Haliyle Abdullah Avcı özelinde gelecek olan teknik adamın kim olacaksa, çok çok büyük bir liderlik sergilemesi gerekiyor. Oyuna hamleler kadar hatta daha da fazla, yönetim, medya, taraftar ve oyuncu etkileme sanatkarı bir teknik adam kenarda şart diyor yaşanmışlıkları Trabzonspor'un...
‘’Son haftalarda hep aynı senaryo!‘’
Teknik adam değişikliği yaşayan Trabzonspor ile küme düşme stresi içinde Kayserispor’un mücadelesinde ortaya büyük bir oyun çıkmadı. Direkten dönen top, çizgiden çıkarılan pozisyonlar oyuna zaman zaman heyecan katsa da tempo yükseltmekte zorlanan iki takım izledik. Kayserisporlu oyuncular, diğer statlardan gelecek olumlu haberleri beklerken gol için de sahada verebilecekleri tüm mücadeleyi verdiler. Trabzonspor’da akıllar elbette kupa finalindedir diye düşünülebilir. Ancak son birkaç maçtır oynanan oyundan çok da farklı bir oyun izlettirmediler. Ligi ikinci bitirmek adına geçen hafta düşülen durumun ciddiyetiyle de oynadılar denilebilir. Beklentinin uzağında gibi gözüken ancak bir kupa finali ve bir de Şampiyonlar Ligi eleme bileti Trabzonspor’un ezeli rakipleri düşünüldüğünde farklı bir değerlendirmeyi hak ediyor gibi.
Maçın adamı
Trabzonspor'da Novak attığı golle, Kayseri'de Lung kurtarışlarıyla öne çıktı.
Gecenin sorusu
Futbolda skor artırmak, skor korumak bu kadar zor muydu? Sezon sonunda bu probleme çözüm üretemeyenlerin açıklamalarını merak ediyorum.
Maçın olayı
İki kez topun çizgiden çıkarılması Kayserispor adına talihsizlikti.
Kısa Mesaj
Trabzonspor’da gözler Kupa finalinde artık. Morallerin bozulduğu, küskünlerin arttığı böylesi bir sezonu kupa ile tamamlamak, akabinde bir kupada daha (süper kupa için) oynamanın kazanımlarıyla yeni sezona odaklanmak gerekiyor diye düşünülmeli... Lig bitti Zira!
‘’Final provası‘’
Bir tarafta mutlak kazanmak durumunda olan Kayserispor takımı, diğer tarafta ise kaçan şampiyonluk sonrası lig ikinciliğini de zora sokan ve bu hakkı kaybetmemek durumunda olan bir Trabzonspor... Neresinden bakarsanız bakın lig sonu olmasına rağmen hayati anlamı olan bir karşılaşma bekliyor bizi. Zor, mücadeleci ve de özellikle kulakların başka stadyumlarda olabileceği bir konsantrasyon, bir motivasyon karşılaşması olacak... Kayserispor’un pandemi sürecinde oynadığı maçlarda umudunu her daim diri tutabilecek oyunlar oynadığına tanıklık ettik. Dar kadrosu ve hatta buna haftalık eksiklerin de eklendiği dönemlerde dahi ligde kalma adına verdikleri mücadele hakikaten büyük takdir topladı. Diğer tarafta ise pandemi sürecinde herkesin şampiyonluk favorisi iken bir anda geri düşen bir Trabzonspor var ve bu geri gidiş şimdi lig ikinciliğini de zora sokmuş gözüküyor. Taraftarlarına kupa finalinde kupayı, lig sonunda ise en azından Şampiyonlar Ligi eleme hakkına dair bileti hediye etmek gibi sorumlulukları var.
Bakalım neler değişecek?
Hüseyin Çimşir’in bırakışı ve Eddie Newton’un birinci sorumlu durumuna gelişi sonrası oyun, oyuncu tercihleri konusunda nasıl bir değişimin yaşanacağı merak konusu. Radikal hamleler gelir mi mesela... Benim görüşüm gelmeyeceği yönünde. Uzunca süredir en büyük sorunu olan ‘öne geçtiği maçlarda maç-puan kaybetme sendromu’ Trabzonspor’u şampiyonluk gibi en büyük hedefinden etti. Öyle maçlar oldu ki, teknik adam hamlelerini konuşuyor olduk, hamle hatalarını ön plana çıkardık. Ancak, öyle maçlarda oyuncuların da teknik adam müdahalesi olmaksızın ‘kazanmaları gereken’ maçları müdahalesiz de kazanmaları gerekmez miydi?
Kısa mesaj
Tıpkı yer çekimini bulan Isaac Newton’un kendini insanlık tarihine yazdırışı gibi, Eddie Newton da Trabzonspor’u “yere çekenin” ne olduğuna dair tespit ve doğru tedavisi ile kendisini Trabzonspor’un tarihine yazdırabilir... İki maç da iki maçtır... Kimbilir?