Avcı’nın gelişi sonrası henüz istenen ritmi yakalayamayan Nwakaeme’nin maça damga vurma ihtimali yüksek. Aynı şekilde Abdülkadir Ömür-Serkan Asan ikilisi de sağ kanadı etkili kullanacaktır. Sivasspor’un eksiklerine bakıldığında Trabzonspor kazanmaya yakın taraf...

Geldiği andan itibaren, ‘takım savunması’ temelli vurgular ve idman programları yaptırıyor Abdullah Avcı... Bu durum tabelaya iki galibiyet ve gol yemeyen bir takım olarak yansıdı.

Avrupa kulvarı ile ligimizi aynı anda yürütme noktasında takımlarımızın düştüğü durumdan Sivasspor da nasiplenenlerden. Önemli eksiklerle ve hazır olmadığını düşündüğüm oyuncularla geliyorlar Trabzon’a. Bir çok mevkisinde devşirmeler ve de değişimler söz konusu olacak gibi. Eksikleri ve yorgunlukları kapanacaklarını; enerjilerini ekonomik kullanacaklarını düşündürebilir. Ancak, bu olumsuzluklara rağmen; Sivasspor’un karşılaşmaya mutlak galibiyet parolası ile çıkacağını düşünüyorum.

Orta alan merak konusu

Sivasspor’un Avrupa maçlarında dikkat çeken en önemli özellikleri, maçın bazı bölümlerinde yakaladıkları Avrupai ritm konusuydu. Bu ritmi yakalayabilirler mi? Yakalarsalar hangi periyotlarla yakalarlar... İşte bu konu Avcı ve ekibinin ders konusu. Rıza hoca da kenarda olmayacak, elbette güçlü bir teknik adamı kenarda görememenin dezavantajı önemli bir faktör. Trabzonspor takım savunması, alan paylaşımı, pas oyunu, geçişler, kaymalar gibi zaman içinde oturan Avcı mantalitesine ne kadar yaklaşabilmiş birlikte göreceğiz. Ve elbette Trabzonspor’un en sıkıntılı yeri olan orta alanının ne kadar düzeldiğini...

Avcı’nın en ciddi sınavı

Trabzonspor’da cezalı Pereira’nın yerine oynayacak Serkan Asan’ın Abdülkadir Ömür’le birlikte, muhtemel Ziya’lı o kulvarı etkili kullanacaklarını düşünüyorum. Aynı şekilde de, Avcı’nın gelişiyle birlikte henüz istenen ritmi yakalayamayan Nwakaeme’nin Marlon’la olan uyum sorununu çözmüş olabileceğinden hareketle, maça damga vurabilme ihtimali yüksek. Avcı’nın çıkışta olduğu bu dönemde üçüncü ve en ciddi rakibi olacak Sivas. Kazanmaya yakın taraf Bordo-Mavililer. Gol yemeden, tek gol atıp kazanan takımdan, adet bazında daha fazla atan takıma evrilme emareleri bekliyorum.

Abdullah Avcı ile birlikte değişimin oyun bazlı ayak izleri görülmeye başladı diyebiliriz. Ankaragücü karşısında da tıpkı Erzurum maçının ilk bölümü gibiydi her şey. Takım boyu, pas oyunu, takım savunması gayreti gözle görülür nitelikte gelişim gösteriyor.

Abdullah Avcı ile birlikte değişimin oyun bazlı ayak izleri görülmeye başladı diyebiliriz.

Ancak Trabzonspor'da oyuncu bazlı değişim nasıl olacak?

Oyuncuyu kısa sürede yükseltmek elbette mümkün değil.

Bunun için de devre arası beklenmek zorunda.

Dün gece Ankaragücü karşısında da tıpkı Erzurum maçının ilk bölümü gibiydi her şey.

Oyunu geriden kuran, doğru ve etkili paslarla rakip alanda gol arayan bir Trabzonspor vardı.

Ancak kabul etmek gerekir ki, bazı bölümleri de yine o ilk maç gibiydi...

Takım boyu, pas oyunu, takım savunması gayreti gözle görülür nitelikte gelişim gösteriyor burası tamam...

Lakin önde basan takımlara karşı yine baskıyı kabul eden görüntüler izledik.

Orta alan kalitesi yükseltilmeli

Gözüken o ki bu durum devre arasına kadar da böyle devam edecek gibi.

Orta alanda oyuncu kalitesi mutlaka yükseltilmeli ki bu sezon başı uyarılarımızla da sabit bir konu.

Daha da ileri gidelim ön taraf organizasyon kalitesinin de yükselmesi adına oyuncu bazlı arayışlar başlamış olmalı.

Trabzonspor'da genetik bir miras gibi duran 'baskı yeme' halinin çözümü güçlü orta alan oyuncularıyla mümkün olabilir.

Özetle; orta alana da bir Vitor Hugo bulunması lazım.

Oyun kalitesi için oyuncu kalitesi de şart.

Avcı yine sonuç yine tabela odaklı gidecektir. İlave olarak da gözler, geçen hafta özellikle ilk 30 dakikalık estetik oyunun süresinin uzaması ve skora yansımasında olacak. Çünkü taraftarın, galibiyet kadar ‘rahat galibiyet’ hasreti de var.

Abdullah Avcı’nın imzası sonrası oluşan pozitif hava, beraberinde Erzurumspor galibiyetini getirdi. Kaybetme alışkını olmak da var, kazanma alışkını da... Başarılar ya da başarısızlıklar bir sonraki aşama için tetikleyici unsurlar olabiliyor. Psikolojik boyut her şey değil ama bir çok şey futbolda...

Trabzonspor özelinde oluşan baskı türünün artık tanımlanmışlığı bir avantaj teknik ekipler açısından. Kontrol edilebilir, teşhis edilmiş, sebepleri-sonuçları daha önce defalarca test edilmiş bir durum. Bunun bilinen bir durum olmasının avantaja ya da dezavantaja çevirilmesi teknik adamların sanatına kalıyor artık. Bu nedenle Avcı, kazanma odaklı, tabela odaklı gidecek ilk dönemlerinde.

Ankaragücü zorlayabilir

Teknik adamını gönderen, alt yapıdan yüksek aidiyetli teknik bir ekiple maça çıkacak Ankaragücü’nün sırf bu durumu bile oyunu farklılaştırabilir. Ankaragücü’nün geçmiş haftalardaki ‘oyunu değil, alamadığı skorları’ Fuat Çapa’yı gönderdi. Bu durum karşılaşmayı zorlaştıran başka bir unsur Trabzonspor için. Kadrosunda radikal bir değişim beklemiyorum Avcı’nın. Yine sonuç yine tabela odaklı olunacaktır. İlave olarak da gözler, geçen hafta özellikle ilk 30 dakikalık estetik oyunun süresinin uzaması ve skora yansımasında olacak. Galibiyet kadar ‘rahat galibiyet’ hasreti de taraftarın en büyük özlemi çünkü.

Vitor Hugo, başında ya da sonunda ‘savunma’ ibaresi geçen her oyunda birinci karakter olacağını gösterdi bile. Avcı, Pereira’yı rakibin orta alan becerilerine göre bir kaç mevkide kullanabilir. Nwakaeme ve Ekuban’ın da tecrübeli hocanın vazgeçilmezleri olacağını düşünüyorum.

Değişim sinyali verildi

Erzurum maçında önemli olan 3 puandı ve kazanıldı peki oyun anlamında beklediğiniz sinyalleri alabildiniz mi? Avcı’nın sistemi gelecek adına neler vaat ediyor?

‘Takım savunması’ konusu Abdullah Avcı’nın önceliğiydi. Bu durum tüm dikkatlerin de o konuya odaklanmasına sebep oldu. Erzurumspor maçını 30’ar dakikalık 3 bölüme ayırabilirim. Birinci bölüm Trabzonspor’un oyununun, Avcı’nın Başakşehir’de ısrar ettiği o klasik ‘pas oyunu’ kısmı. İkinci bölüm ise devre arasının da bölmesiyle ortada giden kısmı. Ve üçüncü bölüm de baskının arttığı, topun daha fazla rakipte olduğu anlarda da göze batan alan savunması, takım boyu, bloklar arası mesafelerin kısalığının ön plana çıkmasıydı.

Bu kadar kısa süreli bir birliktelikte verilebileceği kadar olumlu değişim sinyali verildi diye düşünüyorum. Gelecek adına kısa, orta ve uzun vadeli beklentileri aynı anda karşılama, elde etme gayreti zor ama mecburi bir durum...

Afobe özel oyuncu ama...

Afobe’nin kaçırdığı pozisyonlardan biri gol olsa, ikinci yarı çok daha kolay geçebilirdi. Eldekilere bakınca sizce Trabzonspor’un santrforu kim?

Afobe çok özel bir oyuncu. Gördüğü maksimum bonservis bedeli de çok şey anlatıyor. Açık konuşalım... Yaşadığı sakatlıkların niteliği nedeniyle yolu ülkemizle kesişti denilebilir. Ben hâlâ birinci santraforu da Afobe diyorum Trabzonspor’un. Ancak Djaniny de sonuna kadar onu zorlayacaktır. Belli ki farklı meziyetleri var. Başarı gelecekse, rekabetle gelecek. Açıkçası Abdullah Avcı’nın takımına oynatmak istediği oyunu oturtabilmek için küçük dokunuşlar haricinde kadro istikrarını ön plana çıkaracağını düşünüyorum. Haliyle sakat, hasta, cezalı yoksa kadrolarında radikal değişim beklemiyorum. Bu şu demek değil elbette, Erzurum maçındaki kadro ideal kadrosuydu. İdeal kadro bir kaç maç sonra netleşir ve bir çırpıda sayılabilir hale gelir diye düşünüyorum.

Parmak ve Ömür öne çıkabilir

Abdullah Avcı’nın oluşturmaya çalıştırdığı yeni düzende kare ası kimler? Hangi oyuncuları, tecrübeli hocanın vazgeçilmezleri olarak görüyorsunuz?

Vitor Hugo, başında ya da sonunda ‘savunma’ ibaresi geçen her oyunda birinci karakter olacağını gösterdi bile. Pereira’yı rakibin orta alan becerilerine göre bir kaç mevkide kullanabilir. Nwakaeme ve Ekuban’ın da teknik adamın vazgeçilmezleri olacağını düşünüyorum. İlave olarak Abdülkadir Ömür ve Abdulkadir Parmak, daha fazla sorumluluk yüklenmesiyle ön plana çıkabilirler pekala... Ve Afobe, ‘gol yükünü’ sırtlarsa, haftalar ilerledikçe enler kısmına yazılabilir.

Nispeten daha rahat maçlar

Galatasaray derbisine kadar 5 maçlık bir fikstür avantajı var. Bu periyotta beklentiniz kaç puan? Nitekim bu hafta rakip, sıkıntılı Ankaragücü...

Fisktür avantajının, oluşan rehavetler sebebiyle takımların başına getirdiği olumsuz durumlar hepimizin malumu. Realite, Başakşehir, Fenerbahçe, Beşiktaş, Alanya maçlarının kötü de olsa geçildiğini söylüyor. Teknik adamın istediklerini, küçük dokunuşlarını hissettirmesi için rahat maçları olacak bu 5 maç. Ama kolay rakip, kolay takım yok ligimizde. Uygulamaları için psikolojik anlamda daha rahat hissedeceği gerçeğinden hareketle tüm maçları kazanabilir Trabzonspor. Kazanmak beraberinde art arda kazanmaları, kaybetmek de beraberinde art arda kaybetmeleri getirebiliyor. O nedenle her maça tek tek özenle çalışmak gerekiyor. Ayrıca ‘teknik adam değişikliği takımlara olumlu yansıyor’ durumu da unutulmamalı. Ankaragücü tam da bu tarife uymuyor mu?

Kazanmak ve kazanırken değişim adımlarını atmak önemliydi. Avcı, 'takım savunması' için boyu kısalttı. Aynı zamanda alan savunması gibi riskli bir tercih yaptı. Pas oyunu da gelişirken, süresi arttırıldı. En önemlisi oyun çok iyi olmasa da sonuç alındı.

Hem kazanmak hem de kazanırken değişimin küçük adımlarını atmak önemliydi. Oyuncuların zeminle de mücadelesi, teknik, taktik anlamda bir çok şeyin önüne geçti denilebilir. Özellikle ikinci yarıda Erzurumspor'un yoğun baskısı, akıllara öne geçilen maçlarda geçmişte yaşanan puan kayıplarını getirdi. İlk 25-30 dakikalık sürecin boyu uzatılmalı.

Planladığı şekilde kazandı

Abdullah Avcı ile birlikte çıkılan bu ilk karşılaşmanın sonuç odaklılık, kazanma odaklılık üzerine bina edileceğini zaten biliyorduk. Trabzonspor istediği puanları, planladığı şekilde almış oldu yeni hocasıyla... Peki dün akşam yeni teknik adamıyla Trabzonspor'da değişime dair ne tür emareler vardı?

Madde madde değişim

1- Öncelikle milli arada eksik oyuncuları da düşünüldüğünde kısa süreli birliktelikten büyük değişim beklenmiyordu.

2- Teknik adamın özellikle 'takım savunması' üzerinde titizlikle durduğunu biliyorduk. Bu konuda dün akşam; öncelikle takım boyunu kısaltma çalışmaları gözlemledik.

3- Bloklar arası mesafe kısa tutulmaya çalışıldı.

4- Alan savunması gibi riskli tercihi de göze çarpan ayrı bir detaydı.

5- Pas oyununda ısrar edilen süre artmaya başladı.

6- Özellikle pas açıları, pas alternatifleri konusunda da oyuncular kısa süreli eğitime doğru reaksiyon verdiler.

Bol çalışma ve transfer...

Dediğim gibi, dün akşam Abdullah Avcı'dan beklenen öncelikli şey 3 puanla başlaması idi. Ve değişim emareleri göstermesiydi. Eski alışkanlıkları, adeta kısa dönem genetik miras gibi yerli yerinde ve kolay değişecek gibi değil. Bol pratik, bol çalışma ve devre arasında yapılacak hamle transferlerle bir çok şeyi değiştirebilmenin kredisi de bu tip kötü oyun, iyi puanlarla kazanılacaktır. Bu hep böyle olmuştur.

Elbette günü ‘beklenen gün geldi’ diyerek ekstra ekstra bir baskıya dönüştürmek de doğru değil... Yine üç tane ihtimal var ve yine puana ihtiyacı olan, saygıyı sonuna kadar hak eden bir rakibiniz var neticede... Ancak Abdullah Avcı’nın ve camianın çıkış için önemli bir başlangıç yapması da imzadan itibaren beklenen bir durum... Ve önündeki ilk maç bunu gerçekleştirmek adına büyük bir fırsat, işin doğası gereği. Puan tablosunun dibinde olmak Trabzonspor için kabul edilebilirliği zor bir durum olduğu için de zaten teknik adam değişikliği yaşandı.

Deplasmanda iyiler

Böyle bir psikolojik ortamda da karşısında puanı, oyunu, sıralamadaki durumu ne olursa olsun galibiyetlerini ‘deplasmanda almış’ bir Erzurum takımı olacak. Mehmet Özdilek’in analizcileri ile birlikte rakibine çalışırken; Trabzonspor’da yaşanan değişimin aynı zamanda sistem ötesinde büyük bir coşkuyu da beraberinde getireceği ihtimali de masaya yatırılmıştır. İlk dakikaların bu coşkuyla oynanması, deplasman iyisi Erzurumspor’un ekmeğine yağ sürebilir.

Pereira merak konusu

Bu durumda da iki haftalık teknik adam takım birlikteliğinde acil çözüm bekleyen ana konu ‘takım savunması’ kısmına ne kadar çalışıldığı, ne verim alındığı sorusunun cevabını alacağız! Bu karşılaşma sonuç odaklı, tabela odaklı, üç puan odaklı olacağı için büyük bir değişim beklentisi elbette olmayacak. Özellikle idman görüntülerinde, oyuncuların da yüzüne yansıyan pozitif hava maça da yansıyacaktır. Açıkçası hem Pereira hem de Serkan Asan aynı anda sahada olabilecek mi merak ettiğim bir başka konu.

Kim ön plana çıkar?

Takım halinde değişimin ilk adımlarının oyuncu bazlı bireysel değişimlerle başlayabileceğini düşünüyorum. Abdülkadirler’in ikisi için bu yeni dönem çok şey demek. Özellikle de Ömür için. Bence bundan sonraki süreç, yeteneklerini geliştirmek ve kolektif becerilerle birleştirmek açısından önemli bir dönem. Bir de Nwakaeme; maç onun maçı olacak gibi.

Abdullah Avcı basın önünde içe ve dışa dönük mesajlarını, verebileceği en yalın dille, adrese teslim vermiş oldu. Kelimelerini özenle seçti kurduğu cümlelerde. Şu söylenebilir pekala... ‘Daha öncekilerle ve onların verdiği mesajlarla ne farkı var ki bu konuşmaların?’. Elbette özde çok büyük farklılıklar yok. Ancak Abdullah Avcı’nın kullandığı dili prezentabl görüntüsüyle örtüştürmeyi başarması bence önemli ve kıymetliydi. Fark mıdır bunu zaman içinde göreceğiz.

Güven veren mesajlar

Abdullah Avcı’nın önceki günkü basın toplantısında verdiği mesaj ve görüntüyü saha dışından içeriye verilecek önemli bir “skora baştan katkı hamlesi” olarak değerlendirmek gerekir. Yani... Başlangıcı; kategorisinde “doğru oynamak” olarak değerlendirmek gerekir. Kenarda güçlü bir teknik adam profili; kendi oyuncusuna, kendi camiasına güven verirken, rakip unsurlara kaygı, tedirginlikolarak yansıyor neticede.

Her şeyin farkında

Dingin denizler yerine tercih ettiği Karadeniz usulü dalgalı deniz ona süreçte hem destek hem de köstek olarak yansıma ihtimali olan bir durum ve o da bunun farkında. Suyun gücünü, dalgaların boyunu, fırtınanın gücünü; dümenine geçtiği teknenin teknik özelliklerine uygun kullandığında limana sağ salim ve kazanımlarla döneceği gerçeği ortada. Abdullah Avcı heyecanlı ve sabırsızdı Erzurum maçı öncesi. Şu an ait olduğu camia gibi. Çok benzer özellikler, senkronize hareketleri de beraberinde getirecektir. Bundan sonrası onun ve ekibinin sanatına kalıyor.

Birlikte kısa süreli de olsa aynı çatı altında çalışma fırsatı bulduğum Abdullah Avcı Trabzonspor'un yeni teknik direktörü oldu. Kendisine ve Trabzonspor kulübüne bu tercihin hayırlı olmasını diliyorum... Avcı, iletişimi çok güçlü olan bir isim. Güçlü iletişim kabiliyetine rağmen az konuşan biri oldu hep. Bu gücünü kendine göre doğru bulduğu zamanlarda kullanması belki de iletişimsel gücünün ana kaynağı...

Bilim ve analiz...

İş ve üretim odaklı olması kariyerinde cazip teknik adam olmasının yegane sebebi gibi duruyor... Eğitici, öğretici ve geliştirici bir teknik adam olarak sektörün 'farklı' isimlerinden olduğu da herkesin kabulü bir durum... Bilime ve analize yüksek değer veren; vitrine, sahneye, ekrana ve dahi en önemlisi yeşil zemine çıkmadan önce tüm hazırlıklarını ekibiyle birlikte büyük bir titizlik içinde yaptığına dair gözlem ve duyumlarımız oldu.

Orta sahaya çare üretmeli

Öncelikle, zor bir görevi, zor bir dönemde üstlenmenin ön sıkıntılarını yaşaması muhtemel... Ancak kısa vadeli çözümlerle önce saha içinde kazanma odaklı anlayışla Trabzonspor'u ait olduğu üst sıralara taşıması gerekiyor. Bunu yaparken, hemen ya da zaman içinde iyi de futbol üretebilirse ne alâ... Trabzonspor'un durdurma noktasında, topu kazanma noktasında ve de üretme noktasında en sıkıntılı bölgesi olan orta sahasına, eldeki oyuncu grubuyla bir çare üretmesi ilk beklenti.

Farkındalık hareketi gibi!

Ayrıca daha önce de bahsettiğim gibi Abdülkadir Ömür'den en doğru performansı almak için ne yapacağı merak konusu. Ayağa oynama konusundaki hassasiyeti Başakşehir takımından ülke geneline yayılan bir farkındalık hareketi gibiydi adeta. Kaleci Mert'in oyun kurması sık konuştuğumuz konuydu. Uğurcan da bu konuda büyük gelişim içinde.