Rize galibiyeti sonrası oluşan atmosferin Hatay maçına etki etmesi beklenen bir durum. Takım savunması ile başlayan hikaye artık hücum kaliteli kavramıyla gerçek kimliğine kavuşuyor. Bundan sonra, üst tarafa ulaşmak adına seri galibiyetler bekleniyor.

Trabzonspor uzun süre sonra bir maçına favori ilan edilebilecek kadar umutlu çıkıyor... Abdullah Avcı ile birlikte haftalardır adeta ilmek ilmek örülmeye çalışılan plan hayata geçiyor. Bu gelişim ve değişim çok önemli. Haliyle, Rize maçı sonrası oluşan atmosferin Hatay maçına sirayet etmesi beklenen bir durum. Takım savunması kavramı ile başlayan hikaye artık hücum kalitesi kavramıyla gerçek kimliğine kavuşuyor. Bunun ışığında da artık üst tarafa ulaşmak adına seri galibiyetler bekleniyor.

Ezber savunma planı...

Bugünkü rakipleri Hatayspor, ön tarafta atletik, topla mesafe kat edebilen güçlü oyunculara sahip. Bu oyuncuların birbirleriyle senkronizasyon sorunları olabiliyor ve aştıklarında iyi işlere imza atabiliyorlar. Trabzonspor’un bu oyuncuları da Avcı yönetiminde tıpkı son haftalarda yaptığı gibi takım savunması silahıyla durduracağı beklenen bir durum. Trabzonspor’un bugün rakibine karşı ve hatta artık tüm rakiplerine karşı adeta ezber bir savunma planı içinde olacağı aşikar.

Nwakaeme tam problem!

Flavio’nun orta alana katılımı ile o bölgede direnç daha da yükselmiş gözüküyor. Rize maçında da gözüktüğü üzere, Nwakaeme’nin oyun anlayışı rakip savunmalar açısından ‘öngörüsüzlük’ içeriyor. Klasik ifadeyle ne yapacağı, nasıl yapacağı çok anlaşılamadığı için rakip defans için tam bir problem... Öyle bir problem ki, rakibinin tüm savunma oyuncularının odak noktası olabiliyor. Bu durum da Ekuban ve Djaniny’ye alanlar açılması anlamı taşıyabiliyor.

Gidenlerin yerini doldurmakta yaşanan sıkıntıya; sakatlıklar, cezalar, koronavirüs gibi mazeretler de eklenince tablo tarifi zor bir şekle büründü Trabzonspor için. Teknik adam ve anlayış değişikliğine gidilse de oyuncu grubunun kalitesini yükseltmek için en az bir transfer dönemi gerekiyor. Daha gerçekçi bir ifadeyle; iyi ya da kötü futbol üretimi yerine devre arasına kadar toplayabildiği kadar puan toplamak zorunda Trabzonspor.

Ekuban'a, Nwakaeme'nin eklenmesi...

Geçen yıldan kalanlardan Ekuban'ın uzun süre takımının hücum gücünü sırtladığı haftalara bu kez Nwakaeme'nin de eklenmesi takımda hücum anlamında canlanma sağladı. Şimdi olmasa da böyle devam ederse Djaniny'nin de önde kısa sürelerle topu tutma kabiliyeti bile ön taraf organizasyonları adına büyük bir farklılıktı Trabzonspor için.

Oyunu sonradan dengeledi

Dünkü Trabzonspor 11'i, kendi içinde bu yılın en iyilerindendi diyebiliriz. Buna rağmen, karşılaşmanın ilk bölümünde topa hükmeden bir Rizespor vardı... Topu geri kazanma noktasında varlık gösteremeyen Trabzonspor'un sonrasında oyunu dengelediği söylenebilir. Özellikle reaksiyoner takım görüntüsüne dönüş sinyali önemliydi.

Hakem kararları etkiledi

Hakem kararlarının bir maça daha damga vurduğu notunu da ilave edelim. Oyuna yatırım yapmaya devam eden Abdullah Avcı'nın, oyuncu kalitesinin de yükselmesiyle birlikte zaman içinde neleri daha iyi yapabileceğinin de işaretleri görüldü. Bu umut demektir ve bence üç puanla birlikte en kıymetli şey de buydu karşılaşmadan kalan.

Stoper Edgar’ın orta alana çekilmesi ciddi şekilde düşünülebilir. Oyun kurucu özelliği, dikine oynama gayretlerinden faydalanılabilir. Trabzonspor’un ‘başka şeyler’ deneyerek maça ortak, sonrasında da karşılaşmanın favorisi olması haricinde seçeneği yok gibi.

Eksiklerine, kadro dışılarla yenilerini de ekleyen Trabzonspor, kadro mühendisliği konusunda sınıfta kaldı. Abdullah Avcı’nın oyuncu bulamayınca oyuna daha sıkı sarılma gayretini bu anlamda başından beri anlaşılır bir durum olarak gördüm. Ancak oyunun ön taraf organizasyonları bölümünde bir türlü bir arpa boyu yol alamamasını da sorgulamamız gerekiyor. Trabzonspor’un mevcut kadro yapısıyla dahi olsa, gerçekçi bir ön yaklaşımla kupada turu geçememesi kabul edilebilirlikten uzak bir durum. Bugün bir şans daha verilse kupada tur rahatlıkla geçilebilirdi deniliyorsa, tam da burada durup düşünmemiz gerekiyor.

Net bir favori yok

Peki ama neden? Dün elbette dünde kaldı. Yeni şeyler söylemek adına bugünkü maçın akıbetine dair düşüncelerim şöyle... Trabzonspor, bir türlü veremediği olumlu sinyaller nedeniyle Rizespor karşısında karşılaşmanın favorisi değil. Rizespor kadro genişliği ve alternatifliliği ile ligin ortalama üstü takımlarından. Her üç bölgesinde de özel ve etkili oyuncuları var. Trabzonspor için geniş bir kadrodan bahsetmek mümkün değil. Alternatif oyuncu yok, alternatif oyun da yok. Takım savunması biraz da savunmadaki iki önemli oyuncusunun marifetiyle ayakta duruyor gibi.

Alanya maçındaki gibi...

Alanya maçında, mutlak favori Alanyaspor’du ve bu gerçekten hareketle çözüm üretme gayreti; orta alana Pereira’yı çekme fikriyle sonuçlanmıştı. Benzer bir çözüm üretilemezse maçın favorisi Rizespor’un olması hali, kağıt üzerinden sahaya da yansıyacak gibi.

Eldeki en iyi ikilisi Vitor ve Edgar’ın aynı anda ya da en az birinin ki, bu Edgar olmalı, orta alana çekilmesi fikri ciddi ciddi düşünülebilir. Avcı, Edgar'ın oyun kurucu özelliği, dikine oynama gayretlerinden faydalanabilir. Trabzonspor’un ‘başka şeyler’ deneyerek maça ortak, sonrasında da maçın favorisi olması haricinde çok seçeneği yok gibi.

Koşullar ve Trabzonspor adına maçların gelişimi de düşünüldüğünde, bu turun hayli zor, şartların da hayli eşit olduğu zaten belliydi. Oyuncu grubunun ürettiği oyunun rotasyonlu ve rotasyonsuz kadrodan farkı olmayacaktı. Bu öngörü eksikliği, Avrupa kısa yolunun erken kaybedilmesine sebep oldu!

Trabzonspor'un, bu sezona dair en ideal kadrosuyla dahi Adana Demirspor karşısında zorlanacağını tahmin etmek elbette güç değildi... Koşullar ve Trabzonspor adına maçların gelişimi de düşünüldüğünde, bu turun hayli zor, şartların da hayli eşit olduğu zaten belliydi. Bu turlarda rotasyon bu işin doğasında olsa dahi, bunun mevcut Trabzonspor kadrosunun gerçeklerine uygun bir uygulama olmadığı görülmüş oldu...

Maç öncesinde yapmalıydı

Bu oyuncu grubunun rotasyonlu ya da rotasyonsuz halinin dahi ürettiği oyunun birbirinden çok farkı olmayacaktı. Bu anlamda Abdullah Avcı'nın, uygulamada aldığı bu risk ve de tercih ettiği

oyuncular da düşünüldüğünde bu öngörüyü maç öncesi yapması gerekiyordu. Öngörü eksikliği, turun bu aşamada kaybedilmesine sebep oldu. Avrupa kısa yolunun bu şekilde çok erken kaybedilmesi, kötü giden sezon başı için nasıl bir motivasyona dönüşeceğini birlikte göreceğiz.

Bordo-Mavililer, ‘Türkiye Kupası’nın son şampiyonu’ unvanıyla bugün sahaya çıkıyor... Rakibi Adana Demirspor, hoca değişikliği ve kadro dışıların yaşandığı ortamda bu karşılaşmayı moral fırsatı olarak görüyor. Abdullah Avcı farklı bir kadro oynatacaktır ancak yoğun rotasyon sıkıntı yaratabilir.

Kabul etmek gerekir ki, eşleşmeler içinde mücadele gücü yüksekliği ile çok şey vaat eden bir karşılaşma olacak. İki kulvardan da Avrupa’ya gitmenin yolunu aramanız gerekirken; en kısa yolun da burası olduğu malum. Durum böyle olunca, rakibinin de bu düzeyin en güçlülerinden olduğu kolay bir karşılaşma olmayacağı aşikar... Zor bir rakibe karşı, ürettiği futbol da ortada iken ne tür bir rotasyona gidecek Abdullah Avcı, merak konusu. Stoper rotasyonu gelebilir. Maçın gidişatına göre orta alanda ve forvet hattında alt yapı oyuncuları görebiliriz. Ancak yoğun rotasyon sıkıntı oluşturabilir. Adana Demirspor’da da işler iyi gitmiyor.

Zoru kolaya çevirebilir

Teknik adam değişikliği ve kadro dışıların da yaşandığı bir ortamda, bu karşılaşma hem çıkış hem de moral açısından bulunmaz bir fırsat onlar adına. İyi defans ve orta alanları var... Trabzonspor, kadrosunun gerçeklerine uygun hareket eder, 4 haftadır uygulanmaya çalışılan ‘oyuncu değil oyun bazlı’ disiplinli değişiminden taviz vermezse zoru kolaya çevirebilir. Turu geçmek kadar, son Kayserispor mücadelesinin ardından bugün coşkulu futbol oynamak da önemli.

Karşılaşmaya başlanan ilk kurgu için çok bir şey söylemek doğru olmayabiliyor...Antrenmanlarda yapılanlar, oyuncuların haftalık performansları ve kadro derinliği konusu; teknik adamların ilk kurgularına saygı duyulması gerektiğini gösteriyor. Bu kadronun mühendisliğinde kendisi bulunmadı, burası tamam. Ancak bazı oyuncularla ilgili de Abdullah Avcı'nın radikal işlere imza atması şart. Tüm iyi niyetiyle verdiği şansların aynı niyetle geri dönmediği ortada... 'Pasımı verdim, adrese teslim ettim, işimi bitirdim' mantalitesinde oyuncuların sayısı azalacak yere artıyor...

Eski alışkanlıklar...

Bu garip hal, teknik adamın pas açısı, pas seçeneği, pas alternatifi oluşturma gayretiyle asla örtüşmeyen bir durum. Oyuncuların bu tip eski alışkanlıklarından uzaklaşması için sık tekrarlar kadar verilecek harici başka dersler de olduğunu düşünüyorum! Özellikle orta alandaki oyuncu azlığı bazı oyunculara 'Formam garanti' rahatlığı vermiş gibi görünüyor.

Abdülkadir geriye gidiyor

Camianın ve Türk futbolunun geleceği olmasına rağmen geri giden pasları ve oyunuyla Abdülkadir Ömür'ün de artık dinlenme, dinlenerek rehabilite edilme dönemi geldi de geçiyor. Dün akşam Trabzonspor'da birbirini tanıdığını düşündüğüm tek ikili Edgar-Vitor'du. Diğerleri ise birbirlerini Kayseri'de görmüş gibiydiler.

Bordo-Mavililer, Avcı yönetiminde ligin ilk yarısında alabileceği kadar maksimum puanı toplayabilir. Beklentim, hatları birbirine yakın, takım savunması yine öncelikle ele alınmış, geçişleri hızlı yapıp sonrasında sonuç almaya çalışacak bir Trabzonspor... Burada kilit isim de Ekuban olacaktır.

Her iki takım da yeni teknik adamlarıyla 4. maçlarına çıkıyor. Dikkat çeken başka bir ortak özellikleri de iki takımın yeni teknik adamlarıyla kaybetmemiş olmaları. Bir çok konuda yeniden bir başlangıç ve değişim yaşayan iki takımın, kalelerini gole kapatma gayretleri de dikkat çekici. Bu durum, karşılaşmada bir kaç senaryoyu yaşayabileceğimiz anlamı taşıyor. Kısır bir karşılaşma olabilir ve gol sesi çıkmayabilir pekala. Ya da erken bir gol bu kez karşılıklı açık bir oyunu ve bol golü beraberinde getirebilir.

Tehlikeli bir rakip...

Abdullah Avcı ile birlikte, oyunun bazı bölümlerinde adeta takımın eski alışkanlığı olan baskı yeme hastalığı devam ediyor gibi gözükse de; rakamlara bakıldığında yenilenin ‘yalancı baskı’ olduğu rahatlıkla söylenebilir. Son Sivasspor maçında yaşanan durum tam olarak buydu. Şimdi karşılarında önde baskı uygulamaya çalışan, etkili hücum ayakları olan ve mutlak kazanma arzusunda bir Kayseri takımı var. Fernandes ısınıyor, Lennon ise adapte olmuş gözüküyor. Lung en önemli eksikleri ama Henrique ligin stadart üstü performanslarından.

Flavio kullanılabilir

Trabzonspor adına Sivas maçında görüldü ki, iyi bir kenar yönetimiyle bu takım, ligin ilk yarısında alabileceği kadar maksimum puanı toplayabilir... Gerçekçi yaklaşım bu olur... Beklentim, hatları birbirine yakın, takım savunması yine öncelikle ele alınmış, geçişleri hızlı yapıp sonuç almaya çalışacak bir Trabzonspor izleyeceğimiz yönünde. Burada kilit isim Ekuban. Abülkadir Ömür ne kadar katkı verecek bu da önemli. Afobe yerine Ekuban önde tek, orta alanda direnci artıran bir isim daha, mesela Flavio pekala kullanılabilir. Genç oyuncular için tam fırsat dönemi şu günler, iyi değerlendiren kazanır.

Trabzonspor pozisyon vermese de her an gol yiyecek baskıyı görmeye başlamıştı. Nwakaeme'nin yokluğu ile Bilal Başacıkoğlu'nun varlığı asla birbirini tamamlayamadı. Pereira'nın yerine oynayan Serkan Asan ise bir kez geçildi, onda da gol oldu denilebilir. Puan kaybı ve de kalesinde golle tanışan Abdullah Avcı'nın bu alternatifsiz kadro ile yapacakları şimdilik bu kadar.

Geçiş dönemi ancak, bu kadar da futbolsuzluk beklenen bir durum değildi açıkçası. Oyunu tutmaya çalışan, pozisyon vermemeye çalışan ve bireysel aktivitelerle skor üretmeye çalışan bir Trabzonspor vardı dün gece... Ekuban üretimi bir golle öne geçen Trabzonspor pozisyon vermese de her an gol yiyecek baskıyı görmeye başlamıştı bile. İşaretler golün gelişine dairdi... Mevkileri itibarıyla birbirine en uzak ama katkıları düşünüldüğünde iki en yakın ve önemli isminden yoksunluk da oyuna etki etti denilebilir. Nwakaeme'nin yokluğu ile Bilal Başacıkoğlu'nun varlığı asla birbirini tamamlayamadı. Pereira'nın yerine oynayan Serkan Asan ise bir kez geçildi, onda da gol oldu denilebilir.Dün akşam Trabzonspor, eksik rakibi karşısında adeta kadro olarak 'doğal eksik'leriyle de yüzleşti denilebilir.

‘Telafisi şimdilik olmayacak’

Trabzonspor kadro planlamasında yapılan hataların devre arasına kadar telafisi olmayacak. Şu da söylenebilir, Ekbuban'la atılamayan ikinci gol maçın kırılma anıydı, evet. Dün akşamki maçın bence en ilginç sahneleri Vitor Hugo'nun iki kez dikine rakip kaleye hamle yapmasıydı. Halı sahada arkadaşlarına kızan kalecilerin reaksiyonuna benzettim... Puan kaybı ve de kalesinde golle tanışan Avcı'nın bu alternatifsiz kadro ile yapacakları şimdilik bu kadar.