Arama

Popüler aramalar

‘’Tam bir fırsat dönemi‘’

Yeni dönem başlıyor. Yeni teknik adamı da eski ve eskimeyen sorunların üstesinden gelebilmek gibi önemli bir sınav bekliyor... Uzunca süredir bu köşeyi bilenler ülke futbol gerçekleri üzerinden ‘Trabzon’un futbol gerçekleri’ne atıflarda bulunduğumu fark etmişlerdir. Trabzon’da futbol, şehrin tamamını etkisi altına almış bir olgu. Bunu da zaten bilmeyen yok, yeni bir şey değil. Yeni olan, yeni teknik adamın hızlı adaptasyonunu sağlayıp sağlayamayacağı konusu. Milli araya denk gelen değişimin mutlak faydaları olacaktır ve dönem tam bir fırsat dönemi olarak büyük bir şans gibi duruyor. Yeni teknik adamın kafasında oyuncu grubu üzerinden oluşturabileceği bir kaç alternatif oyun planı çoktan oluşmuştur diye düşünüyorum.

Merak edilen sorular...

Yeni gelen oyuncularla eskileri bir arada tutup, yüksek aidiyet duygusu geliştirmek öncelikleri olacaktır. Abdülkadir Ömür’ün yeniden çıkışını sağlayabilmek adına nasıl bir yöntem uygulayacak mesela? Eski tip ‘kesik’ yöntemleri mi, yoksa etrafını doğru donatma, görevini doğru ve eksiksiz tanımlama yoluna mı gidilecek?

Serkan Asan formasını bırakacak gibi durmuyor. İhracat ürünleri listesine adını yazdırmışken Pereira ne olacak? Alanya maçındaki Pereira’ya da alan açmak zorunda yeni teknik adam. Allah şimdiden kolaylık versin.

Sonuçlara bakılacak ama

Ülke futboluna takım kurma, oyuncu kalitesi yükseltme hatta yeni teknik adamlara yol açma konularında rüştünü ispat etmişlik hali çok önemli ama Trabzon’da da saha içi sonuçlara bakılacak neticede. Eğitici, öğretici, geliştirici vasıflarından tüm altyapı dahil alttan gelen ve gelecek olanlar da faydalanacaktır. Alttan yukarıya oyuncu taşımak bile benim gibi bakanlar için başlı başına ‘başarı’ anlamı taşıyor. Haliyle yeni teknik adamın önemli imtihanlarından biri de bu olacaktır.

09 Kasım 2020, Pazartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Yeni hocaya motivasyon‘’

Uzun zamandır bu kadar teması bol bir oyun izlememiştim. Düzeyi itibariyle, lig standartlarının kesinlikle çok çok üzerinde bir mücadele oldu... Hızlı, karşılıklı ve temaslı olunca; bu oyuna hakemin de uyum sorunu yaşadığı çok net gözüktü. Trabzonspor’un maç ve puan kayıplarını adeta alışkanlık haline getirdiği şu dönemde bir frene basması gerekiyordu. Alanya maçı, dönem itibariyle kabul edelim ki, bunun için hem fırsat hem de kötü bir şans olarak tabelaya yansıyabilirdi. İhsan Derelioğlu ve ekibinden bu geçiş sürecinde beklenti; takımı hazırlaması ve yeni gelecek teknik adama kadar “eşlik” etmesiydi Trabzonspor’a... Açıkçası radikal işlere imza attı ve özellikle Pereira’yı ortaya çekerek o bölgede hem takımına enerji katmak istedi hem de rakibin o alandaki bariz üstünlüğünü kırmayı düşündü.

Aslında Newton’dan beklemiştik

Bu ‘başka’ şeyler düşünüp sahaya uyarlama halini uzunca süre Eddie Newton’dan da beklemiş ancak görememiştik. Sola, joker Kamil Ahmet’i çekip orada da Efecan’ı durdurma planı da son derece mantıklıydı teknik adamın. Kötü gidişatı durdurmak adına Alanyaspor gibi popüler sonuçları ve istatistikleri olan bir takıma karşı, kaybetme alışkını olarak gelip sahada geçmiş uygulamalara devam etmek Alanyaspor’a baştan mağlup olmak anlamı taşıyacaktı. Trabzonspor’un gerçeklerine uygun kurgu, sahaya konan gerçekçi akıl, puanla birlikte yeni gelecek teknik adama sanırım en güzel motivasyon ödülü oldu.

08 Kasım 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Kötü gidişatı durdurma zamanı‘’

Abdulkadir Parmak’ın ardından Ekuban’ın dönüşüyle Bordo-Mavililer farklı bir görüntüye kavuşabilir. İbre Alanyaspor tarafına doğru gözükse de Trabzonspor’un bu karşılaşma ile kötü gidişatı durduracağını düşünüyorum... Bu tip dönemlerde bazen hoca değişikliği, bazen de oyuncu bazlı isyanlar sonuca etki eder.

Hafta itibarıyla ilginç bilgiler var maç öncesine yansıyan. Mesela; ligin en çok gol atmış takımı Alanyaspor iken, ligin en fazla gol yemiş takımı Trabzonspor... Bunun yanında da en az gol yemiş takımı Alanyaspor. Trabzonspor’un da attığı gollere bakıldığında daha yukarıda olması beklenirken; yedikleri ile yerini belirlemiş öyle anlaşılıyor. Bu hafta ilginçtir; Trabzonspor takımının hafta boyunca idman bilgilerinin önüne, teknik adam konuları geçmiş oldu. Bu belirsizlik içinden nasıl bir performans üretimi çıkacak hakikaten merak konusu... İşlerin bu denli kötü gittiği dönemlerde bazen teknik adam değişkiliği, bazen de oyuncu bazlı isyanlar maçların sonuçlarına direkt etki eder. Alanyaspor ile Trabzonspor’un hafta itibarıyla görüntüleri birbirlerinin tam zıddı.

Birbirine zıt iki takım

Bir tarafta morali üst seviyede bir takım, diğer tarafta bir türlü ait olmadığı yerden kurtulamayan takım... Favorinin kağıt üstünde Alanyaspor olduğunu söylemek zor olmasa gerek! Sergen Yalçın, Erol Bulut ve adeta bayrağı teslim alıp ileri götürme çabasında ve görüntüsünde Çağdaş Atan... Oyununu daha da geliştirme derdinde bir takım ile oyununu henüz bulamamış, teknik adam belirsizliği ile hafta içini geçirmiş takımın mücadelesinde ortaya ilginç şeyler çıkacağı aşikar.

En iyi maçları olabilir

Trabzonspor’da dönen oyuncularla ideal bir 11 nihayet kurulacak gibi. Orta alanda Abdulkadir Parmak’ın gelişi, Ekuban’nın katılımı bir çok oyuncuyu farklı bir görüntüye de kavuşturabilir. Abdülkadir Ömür, Nwakaeme ve Afobe bir tarafa, orta alandaki Baker, Flavio da Abdulkadir Parmak performansına bağlı olarak sezonun en iyi maçlarını çıkarabilirler gibi. Alanyaspor ise tüm hatları ile rakiplerine gücünü kabul ettiren takım görüntüsünde. Çağdaş hocanın ifadesiyle de oyun içinde hızlı şekilde formasyon, taktik değişiklikler de yapabiliyorlar. İbre Alanyaspor tarafına doğru gözükse de ben Trabzonspor’un bu karşılaşma ile kötü gidişatı durduracağını düşünüyorum...

07 Kasım 2020, Cumartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Yükü eşit dağıtmalı‘’

Trabzonspor’un böylesi kötü bir dönemi ‘yeniden yaşama’ ihtimalinin yüksekliği hepimizin malumu bir durumdu. Yeniden yaşama ihtimali diyorum çünkü; bir ihtimal de yaşamayacağı, ders almış olacağı yönündeydi. Zirvede yer aldığı her dönemin sonunda oyuncularının yükselen cazibesi ile bir şekilde gitme durumları hep yaşandı. Gidenler ve kalanlar hep konuşuldu. Olumlu olumsuz bin tane cümle kullanıldı. Hepsinin bir şekilde gelecek sezonlara ders niteliğinde katkısı beklenen durumdu ama olmadı. Trabzonspor bu hususta adeta sınıfta kaldı hep!

Üzüntü ve öfke hali

Her defasında yeniden başlama gücünü bulması elbette büyüklüğünün gereği, genetiğinin dayatmasıydı. Yine öyle oluyor. Bu sancılı geçiş sürecinin de sonu mutlaka zirve yarışı olacaktır ama ne zaman? Hadi yıkılma konusunda ders ezbere dönüştü diyelim, bari ayağa kalkma konusunda bu kez camia deneyimi gelişim göstermiş olsun diyelim...

Gidenlere, kalanlara bir bakalım. Yönetime uzaktan şöyle bir bakalım. Taraftara bir bakalım. Medyasına, camiayı var edenlerine bakalım... Herkesin ortak olduğu, paylaştığı tek şey ‘üzüntü ve öfke’ hali... Herkes ama istisnasız herkes kendine zayıf gördüğü, kolay gördüğü, erişilebilir gördüğü hedefler seçme gayretinde.

Bugünler elbet geçer

Oyuncu bazlı hedefleri olanlar her zaman oldu bu camiada. Sezonluk Hüseyin Türkmen idi, o kurtuldu kenarda kalarak. Hedef şimdi diğer yerli isimler olmamalı; üstelik yersiz, acımasız isnatlarla... Uğurcan’ın gözyaşları, Abdülkadirler’in saç boyutlarına yansıyan bir şey var Trabzon’da... Bu çocuklar Lille’dekiler için rahatlıkla kullandığımız ‘Ekstra bizim çocuklar’... Çocuklarımız... Bu yük onlara fazla gelirse vay haline o zaman işte Trabzonspor’un. Bugünler geçer, bugünleri kimlerle aşacağınızı bildikten sonra elbet!

05 Kasım 2020, Perşembe 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Dere gider kumu kalır‘’

Futbolun gerçekleri diye bir kavram vardır, hepimizin bildiği...Sonrasında da ‘ülke futbol gerçekleri’ diye bir kavram söz konusudur ki başka bir başlık açıp konuşulması gerekir... Akabinde de ‘kulüplerin gerçekleri’, gelenekleri, alışkanlıkları vardır ve böylece de uzayıp gider bu ‘gerçeklikler’ konusu. Trabzonspor özelinde konuya bakmaya çalışalım... Dünya, ülke futbol gerçeklerine Trabzon’da bu kez; şehrin gerçekleri, şehrin dinamikleri eklenir ve işin boyutu tamamen değişir.

Newton güven bırakmadı

Trabzonspor geçen sezon sadece şampiyonluğu kaçırmakla kalmadı. Oyuncularını da elinden kaçırarak, umudunu, güven duygusunu da elinden kaçırmış gözüküyor. Eddie Newton’un Dünya ve Premier Lig futbol gerçekleriyle Trabzon futbol gerçeklerini örtüştürmesi bir umut olarak beklenen durumken, bunun oluşamaması ona güveni bitiren unsur oldu. Bir transfer dönemi boyunca ülke futbol gerçeklerine uygun olarak ‘orta alana takviye’ yazı ve sözlerimiz arşivlerde öylece duruyor.

Trabzon’un gerçekleri...

Ancak olmadı...Teknik adamın 3 adet 8 numara ile oynama isteğine, fikrine, oyun görüşüne saygı duymakla birlikte asla katılamadık. Ülke futbol gerçeklerine uygun gelmediği için eleştirdik. Gelelim Trabzon futbol gerçekleriyle durumun ilişkilendirilmesine...Ligimizde deneyimli teknik adamlarla bile yola devam süreleri belli iken ligin deneyimsizi bir teknik adamın transfer taleplerine yönetimlerin de dayatmaları ‘süreklilik’ adına bir ülke futbol gerçekliği... Sonuçta iş hep ‘dere gider kumu kalır’ sözüne geliyor. Dere gitti, gidecek, gidiyor ya da... Kulüplere kalan hep kumu oluyor...

01 Kasım 2020, Pazar 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Değişim kaçınılmaz!‘’

Orta alanda ‘güçlü isim’ eksikliği yine maça damga vurdu denilebilir. Başlangıcı kötü, bitirişi ondan da kötü Trabzonspor’un kayıp hanesine bir yenisi daha eklendi. Değişim kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor, ilk çare bu açıkçası..

Şiddetle puana ihtiyaç duyduğunuz bir karşılaşmaya adeta fırtına gibi başlamanız beklenir... Öyle olmadı. Şiddetle puana ihtiyaç duyduğunuz bir karşılaşmanın son bölümlerini de fırtına gibi olamasa da doğru oyunla bitirmeniz beklenir... O bölüm de öyle olmadı. Beklentilerden aşırı uzak bir başlangıç ve beklentilerden aşırı uzak bir bitiriş yaptı dün gece Trabzonspor... Rakibin oyununu gerek maç başında, gerekse maç sonunda bu denli kabul edişlerin sonunun hüsran olmaması sadece mucizevi bir durum olabilirdi, haliyle öyle olmadı.

Reaksiyon veremediler

Trabzonspor’da yediği ilk gol sonrası sadece oyuna değil sonuca da reaksiyon beklentisi olsa da; yine baskı altında geçirilen uzun sayılabilecek dakikalar yaşandı... Uzunca süre sahada Trabzonspor yoktu denilebilir. Oyun kurmakta zorlanan, sürekli geriye oynayan, rakibin ön alan baskısını bir türlü kıramayan Trabzonspor’un Serkan’la gelen golü ve oyunun çehresinin bir anda değişmesi maça dair ilk notlardı.

Tek kişilik şov: Nwakaeme

Trabzonspor için adeta orta alansız bir oyun, dirençsiz bir oyun ve sonrasında tüm inisiyatifleri eline alan Nwakaeme’nin sahneye çıkışı... Attığı, attırdığı goller ve rakip defansın tüm dengesini tek başına bozan estetizmi ile Trabzonspor bir anda 3 gol buldu dersek abartılı yorum yapmış olmayız. Sahada NWakaeme harici bir Trabzonspor mevcudiyetinden bahsetmemizin önüne açıkçası Uğurcan Çakır’ın penaltı kurtarışı ve sonrasında uzun süre oyunu tutan kurtarışları geçti denilebilir. Haftalardır, bireysel olarakonun da çok fazla ihtiyacı olduğu apaçık belli olan o penaltı kurtarışı ile adeta Uğurcan Çakır adeta kalan bölümlere takımı adına damgasını vurdu.

Müdahaleler yetersiz

Ancak başta da bahsettiğim; hatta koca bir transfer döneminde hem yazıp hem konuştuğumuz, bahsettiğimiz orta alanda “güçlü isim” eksikliği yine maça damga vurdu denilebilir. Başlangıcı kötü, bitirişi ondan da kötü, ilk kurgusu kötü, müdahalelerle son kurgusu yetersiz Trabzonspor’un kayıp hanesine bir yenisi daha eklenmiş oldu. Değişim kaçınılmaz bir gerçek olarak, bugünün konusu olarak karşımızda duruyor, ilk çare bu açıkçası...

31 Ekim 2020, Cumartesi 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Tek seçenek var o da kazanmak!‘’

Kasımpaşa’nın iyi durumda ve baskısız olması belki de en büyük tehlike... Üstelik kazanmak harici hiçbir sonucun kabul görmeyeceği bir hafta Trabzonspor için... Bu durum başlı başına bir gerilim sebebi ancak bu stresi doğru yönetebilmek de başarının en önemli anahtarı.

Kazanmak harici hiç bir sonucun kabul görmeyeceği bir hafta Trabzonspor için... Bu durum başlı başına bir stres, bir gerilim sebebi ayrıca. Ancak, bu stresi doğru yönetebilmek de başarılı olabilmenin en önemli anahtarı. Yönetirsen başarılı, yönetemezsen de başarısız adlediliyorsunuz.

Kimse detaylara bakmaz

Rakip şimdi Kasımpaşa takımı... İyi durumda olmaları, rahat durumda olmaları hatta özetle baskısızlıkları belki de en büyük tehlike Trabzonspor açısından... Bu haftayı da teknik adam konusunda yaşanan belirsizlikler ve takıma yansımaları üzerinden oluşan haberlerle geçirdiğimiz düşünüldüğünde, bu durumun maça yansıması hakikaten merak konusu. Kenarda bir türlü istediği puanları hanesine yazdıramayan teknik adamı olacak Trabzonspor’un. Bir aşamadan sonra hiç kimse maç detaylarıyla ilgilenmez çünkü. Kim oynamış, kim oynamamış, neden oynamış, neden oynamamış kimsenin umurunda olmaz futbolda.

Newton’da ısrarlıyım...

Ben ısrarla Newton’un ideal bir kadro ile geçtim iki maç üst üste maç yapma şansı yakalayamadığı konusunu, istediği kadrolarla idman bile yapamadığını düşünüyorum ve bunun çok çok önemli bir detay olduğunu belirtmek istiyorum. Bir türlü hazır olunmadan, ‘tamam’ olunamadan oynanan maçların 6’sının 3’ünün de Beşiktaş, Başakşehir ve Fenerbahçe maçları olduğunu düşünürsek, ortada toparlanmak için büyük bir engel kalmadığı da görülebilir.

Eli bu kez güçlü

Eddie Newton’un, gözüken o ki eli diğer haftalara göre daha güçlü olacak kadro açısından. Haliyle Kasımpaşa maçı sonucu da onun kariyeri açısından önemli ve gitse de kalsa da bunu kazanarak gerçekleştirmek zorunda. Kafası bu hengamede ne kadar maça odaklanabilir birlikte göreceğiz. Kabul edelim ki, en zor sınavı bu karşılaşma olacak, koşullar gereği...

Kim ön plana çıkar?

Karşılaşmada NWakeme’nin oyunuyla ön plana çıkabileceğini düşünüyorum. Abdulkadir Ömür’ün de silkelenme emareleri göstermesi önemli. Hepsi bir yana, Trabzonspor’da uzun zamandır oynamayan Abdülkadir Parmak’ın sahalara dönüşü gerçekleşirse farkını net hissettireceğini düşünüyorum...

30 Ekim 2020, Cuma 06:58
YAZININ DEVAMI

‘’Kenetlenmek şart!‘’

6 haftalık sürecin tüm olumsuzlukların üst üste geldiği bir dönem olarak görülmesi gerekir. Trabzonspor’un sorumlu oyuncular, sorumlu teknik ekip ve yönetim anlayışıyla büyük bir kenetlenme yaşayıp bu kaos ortamından kısa sürede çıkacağını düşünüyorum.

Trabzonspor 6 haftalık periyotta çok ciddi sıkıntılar çekti. Kıymetli oyuncularını kaybetmenin dezavantajını yaşadı. Yerlerine alınan oyuncuların adaptasyonu, Newton’un elindeki kısıtlı malzemelerden estetik işler çıkarma gayreti çoğunlukla fayda sağlamadı. Sakatlıkların, hastalıkların adeta belini büktüğü karşılaşmalar oynadı. Halen durum değişmiş değil ve Trabzonspor’un bu anlamda kabul edilebilir kısa hikayesi söz konusu. Hakem hatalarının da sakatlıklara, hastalıklara ilave yük getirmesi ortaya 6 haftalık süreçte kötü bir fotoğraf çıkardı. Açıkçası oyunun başlangıç bölümlerinde ortaya futbolun umut verici tarafı çok. Umut kıran tarafı özellikle yenilen goller sonrası yaşanan durum. Trabzonspor gol yediğinde adeta oyunu bırakıyor gibi bir görüntü veriyor. Bu özellikle son iki yıldır yaşanan öne geçme ve puan kaybetme akışkanlığı gibi duruyor.

Lider oyuncu gerek

Trabzonspor’un saha içinde bir lider oyuncu ihtiyacı söz konusu. Lider oyuncu olunmaz doğulur gibi iddialı bir cümle kurmak istemem ama şu an itibariyle böyle bir oyuncuyu kadro içinden çıkarmak zorunda Trabzonspor. Pereira’nın takımını ayağa kaldıran görüntüsüne, savaşçı haline bir kaç oyuncunun daha eklenmesi şart. Abdülkadir Ömür’ün onu yıldızlaştıran oyununa dönmesi için teknik adamın da kafa yorması gerekiyor. Trabzonspor’un dar kadrosunda oyuncu küstürme, kaybetme lüksü asla olamaz.

Eksikler döndükçe...

Beşiktaş, Başakşehir ve Fenerbahçe mağlubiyetlerinin 6 haftanın üçünü teşkil etmesi de doğru okunması gereken bir durum. 6 haftalık sürecin tüm olumsuzlukların yaşandığı bir dönem olarak görülmesi ve yeniden yükseliş evresine sakatların, hastaların dönmesiyle geçileceğine dair umutlar noktasında hala bardağın dolu tarafı var. Trabzonspor’un sorumlu oyuncular, sorumlu teknik ekip ve yönetim anlayışıyla büyük bir kenetlenme yaşayıp bu kaos ortamından kısa sürede çıkacağını düşünüyorum.

27 Ekim 2020, Salı 06:58
YAZININ DEVAMI