‘’Şampiyon gibi oynama vakti‘’
Lider, ligin sonuna yaklaştığımız bu haftalarda evinde Karagümrük’ü ağırlıyor. Mutlak kazanma üzerine tüm planlar. Eksikler geri dönüyor. Öyle ki bazı bölgelerde seçeneklerin hepsinin klas ve de formda ayaklar olması, teknik adamın tercih zorluğu yaşayacağını düşündürüyor. Abdullah hoca Hamsik, Siopis, Bakasetas, Dorukhan, Abdülkadir gibi isimler arasından yerli yabancı denklemine de sadık kalarak ideal bir üçlü seçecek. Saha ve seyirci avantajını da etkili kullanıp daha ilk dakikalardan itibaren önde baskılı bir Trabzonspor izleyeceğimizi düşünüyorum.
Karagümrük’ün zaafı belli
Rakibi Karagümrük takımının aldığı puanlar, yaşadığı kayıplara baktığımızda özellikle iç saha ve dış saha performanslarında farklılıklar görmek mümkün. Deplasman karneleri çok iyi değil. Özellikle kendi birinci bölgelerinden çıkışlarda baskıyı yönetme konusunda sıkıntıları olan bazı karşılaşmaları oldu. Bunu bir zaafa dönüştürebilir Trabzonspor ön alan oyuncuları...
Kayıplar öngörülebilir
Rize karşısında anormal saha ve hava koşulları haricinde Trabzonspor’un şu son maçlardaki puan kayıplarının hepsi öngörülebilir durumlardı. Travmatik etkenler harici Trabzonspor’un güçlü oyununu eksik kadrolarla bile icrasını izledik. Şimdi ideale yakın bir kadro söz konusu. Herkes hazır. Haliyle yeniden her şeye başlar gibi eforlu, istekli bir Trabzonspor izleyeceğiz. Bugün şampiyon gibi oynamalarını bekliyorum.
Hamsik maksimuma ulaşır
Hamsik, dönüşe geçtiği iki maçında adeta giriş, gelişme olarak gösterdiği performansını Karagümrük karşısında bu kez gol katkılarıyla sonuçlandırır. .. Ve maksimumuna ulaşır. Djaniny ile Cornelius’u birlikte izlersek şaşırmam. Bugünkü 90 dakika, Nwakaeme, Visca, Abdülkadir Ömür’ün maçı olur. Nihayetinde lider, haftaya Adana’ya kalabalık gider...
‘’Uzun yılların birikimi‘’
Lider heybesindeki puanlardan kullanmaya devam ediyor. Öyle görünüyor ki, Trabzonspor’un yaşadığı şeyin adına şampiyonluğun erkene alınması stresi demeye devam edeceğiz… Evinde bambaşka bir performans gösteren Gaziantep karşısında elbette işler kolay olmayacaktı ancak temposuzluğun izahı da güç. Bu tempo sorunu rakibin formasyonuna yağ süren en önemli etken olarak karşımıza çıktı. Sahanın her alanında sayısal üstün gözükmelerinin de ana sebebi Trabzonspor’un oyunu hızlandırmada yaşadığı problemdi. Evet haftalardır yaşanan bir sıkıntı var. Oyuncuların sürekli değişmesi, farklı kadrolarla çoğu maça çıkışlar oyunun kalitesinde olumsuz anlamda etkili oldu. Ancak bir başka realite de Rize’den çıkan sonuç olsa gerekti. Gündüz bölümünde en yakın rakibi Konyaspor’un puan kaybı yaşaması gözüken o ki Gaziantep’te Trabzonspor’un stresine ek katkı verdi. Yıllar önce Umut Bulut’un 100. gol stresi yaşadığı ve bunun bir probleme dönüştüğü dönemleri anımsattı bu şampiyonluk hesabı ve rekor beklentisi.
Hamsik klası
Kalecilerin iyi işler yaptığı, karşılıklı pozisyonların yaşandığı özelinde güzel bir karşılaşma oldu. Centilmenlikler de maça damga vurdu diyebiliriz… Dorukhan’ın mecburi çıkışı haricinde oyuna hamleler daha erken yapılabilirdi. Açık söyleyelim… Hamsik oyundan çıktıktan sonra Trabzonspor adına oyun kalitesi de tamamen düşmüş oldu. Uzun zamandır oynamayan Hamsik, klasıyla maç eksiğine rağmen sahanın 'en ne yaptığını bilen' ismi oldu… Organize etti, başlattı, hızlandırdı, yavaşlattı… Ama takımına kazandıramadı. Makas daraldıkça, Trabzonspor stresi üzerinden atacak galibiyeti ve şampiyonluk ilanını öteledikçe ötelemeye devam etmiş oldu. Evet az kaldı. Sanırım uzun yılların birikimi sahaya bu şekilde yansıyor diye düşünmek en doğrusu.
‘’Fırtına zamanı Lider‘’
Trabzonspor’un Gaziantep’e gidişi sis nedeniyle mümkün olmamıştı. Haliyle cuma akşamı oynanması gereken maç, bu akşam oynanıyor. Evinde iyi performanslarıyla dikkat çeken Gaziantep takımı lideri devirebilmenin motivasyonuyla sahada olacak. Trabzonspor daha birkaç gün önce top rakipteyken üçlü savunma, çoklu orta alan formasyonuna karşı bir sınavdan geçmişti. Türlü sebepleri sıralansa da verilen sınav çok da beğenilmemişti.
Yine 3’lü savunmaya karşı
Bugün, tam da Beşiktaş maçının kazanımlarıyla sahne alacaklar. Özellikle bu formasyonun hücumda ve pas organizasyonlarında artıları olduğu gibi defansif zayıflıkları da beraberinde getirdiği bilinen bir durum. Evinde iyi oynayan Gaziantep’in Djilobodji’den yoksun sahaya çıkması ev sahibi için dezavantaj. Trabzonspor’un ise artık yeni bir seri başlangıcını hayata geçirip sezonu firesiz bitirmek, rekorlarla da ligi tamamlamak gibi hedefleri söz konusu. Olduk, olacağız derken şampiyonluk için geri sayım hızlanmış durumda. Üst üste Rize ve Beşiktaş maçlarında kaybedilen puanların ardından artık Fırtına zamanı...
Hücum gücü Cornelius’ta
Abdullah Avcı ve öğrencilerinin, oyuna dair eleştirileri de bugün terse çevireceklerini düşünüyorum. Defans kurgusu bu kez ideale yakınken, orta alanda Hamsik’in dönüşü, Dorukhan’ın da asıl yerinde oynaması; güç ve estetiğin buluşması anlamı taşıyor. Sonrası Cornelius’un gücüne, futbol aklına ve açtığı alanlara arkadaşlarının koşularına kalacak gibi duruyor. Visca, Nwakaeme ve Abdülkadir Ömür rakip kaleyle sıklıkla burun buruna geleceklerdir.
Kafalarda sis olmasın!
Trabzonspor, majör ya da minör değişkenlerin her türlüsünü yaşayarak bu aşamaya geldi. Haliyle artık erteleme gibi minör değişkenlerin bahane olamayacağı bir yerdeyiz. Üstelik sakatlık dönüşünde olan oyuncuları için bir gün daha kazanmış bile sayılabilir... Sis nedeniyle uçak kalkmadı ama mühim olan sisin kafalarda olup olmadığı. Trabzonspor için kafalarda sis olmasın kafi...
‘’1 puan da önemli‘’
Şampiyonluk yolunda bu karşılaşma, belki de son büyük engeliydi Trabzonspor’un... Büyük maçların büyük oyunlarına şahit olacağımızı tahmin edebiliyorduk. Ve her türlü sonucun ortaya çıkabileceğini de hesaba katıyorduk. Oluşturduğu puan farkını bu tip maçlarda kredi niyetine kullanma planları olmalıydı Trabzonspor’un. Neredeyse tümden değiştirmek zorunda kaldığı defans hattı bile bu kredilerin ne kadar önemli olduğunu anlamamız adına önemliydi. Bir tarafta şampiyonluk için hafta hesabı yapan Trabzonspor, diğer tarafta ise yeni teknik adamıyla iyi bir başlangıç yapmak isteyen Beşiktaş... Karşılaşmaya iyi başlayan, iyi götüren ve açıkçası iyi de bitiren Beşiktaş takımı önümüzdeki sezonun planlamalarını yapar gibiydi. Trabzonspor ise büyük mücadele verdiği maçta kazandırabilecek golü bulsa da bu avantajını son düdüğe kadar taşıyamadı. Kazanabilirdi, kaybedebilirdi de...
Mücadele güzeldi
Şampiyonluk yolunda yılların birikimi, travmatik etkileri, eksikler, oluşan stres ve güçlü rakip reansiyonuna karşı bu karşılaşmadan 1 puan almak lig makası daralırken önemliydi. Şehirde oluşan hava, koreografik şölen, tribünlerin coşkusu bir galibiyetle süslense iyi olurdu denilebilir. Ancak tüm bu ambiansın bir mağlubiyetle sevimsiz bir moral bozukluğuna dönüşeceğini de düşünmek gerekiyor. Kaçan bir penaltı, hatalı geri pas uygulaması, sertlikler, kartlar, çirkin ve güzel görüntüler, beklentiler derken güzel bir karşılaşma izledik sezon bitimine doğru.
‘’Buraya kadar‘’
Adı hazırlık maçı olsa da; neye, nasıl, kimlerle hazırlandığımızın tartışma konusu olduğu günlerden geçiyoruz yine... Sistemimizin, formasyonumuzun, oyuncu tercihlerimizin sonuçlarının olumlu olmasını bekliyoruz. Sabır temalı beklentimizi, son bir kez daha hatırlatıyoruz birbirimize. Kazanma arzumuz, tribün coşkumuz, milli hassasiyetimizle de birleşince oyuna önde baskıyla başladık. Başarılı da olduk. İtalya kabullendi gibi gözüktü. Golü de bulduk. Böyle devam ederse bu hazırlık maçını, prestije çevirip kazanabileceğimize olan inancımız da arttı. Ancak İtalya Milli Takımı eksik ya da değişik oyuncu tercihleriyle çıktığı sahada ayağa oynayarak, 'Buradayım' mesajını vermekte gecikmedi. Kısa bir tempo, öne geçmelerini sağladı. Onlar sistemli, biz ise kaos futbolumuza devam ettik. üçü buldular, biz beraberliği bulabilir duruma geldik.
Büyük dersler çıkarmıştır!
Hazırlık maçı ve rakip en az bizim kadar keyifsiz İtalya olunca, teknik adam büyük dersler çıkarmıştır diyelim biz yine. Oyun kurmakta zorlanan, hatta başarılı olamayan, orta alanda aslında ilk maçta sahada olmasını beklediğimiz Dorukhan’ın savaşçı oyunu, Hakan’ın yanındaki oyuncularla başkalaşması, Cengiz’in saman alevi klaslığı ve Serdar Dursun harici dişe dokunur çok bir şey kayıt altına alamadık. Birbirimizi yenmek için kurduğumuz kadrolarla adına rekabet dediğimiz lig mücadelemizin güzel bir yansıması olan milli takımımızla buraya kadar.
‘’Zeminin azizliği‘’
Yoğun kar yağışı bir çok soruyu da endişeyi de beraberinde getirdi. Her iki tarafında farklı dertleri olduğu düşünüldüğünde, yapmak istediklerini hayata geçirmeleri hayli zor olacaktı… Öyle de oldu… Maça doğru kar durdu, saha temizlendi, maç başladı. Maç başladıktan sonra, kar da başladı… Bir ara maç durdu, saha temizlendi, devam edildi. Visca pozisyona girdi, atamadı… Koca bir ilk yarıda, bu koşullarda bundan fazlası olur muydu bilinmez ama bu kadarı oldu…
Pas oyununda ısrar etti
İlk yarı birbiriyle mücadeleden daha çok zemin ve hava koşullarıyla mücadele eden iki takım ikinci yarıda daha da olumsuz koşullarda mücadele etmek zorunda kaldı. Bu maç oynanmalı mıydı bilmiyorum ama oynandı. Ortaya futbol değilse de heyecan ve mücadale çıkmış oldu. Evet heyecanı yüksek bir maç oldu. Lider Trabzonspor, sezon başından itibaren en iyi yaptığı işi yani pas oyununu bu zeminde de ısrarla devam ettirmeye çalıştı. Rizespor ise bu zemine uygun oyunuyla, Nwakaeme’nin bireysel hatası sonucu oyuna tutundu… Öne de geçti ama Trabzonspor zemine rağmen reaksiyoner takım olduğunu bir kez daha gösterdi. Uzatmalarda gelen bir penaltı ile evinde önce maça tutunan Rizespor, son bölümde böylece lige de tutunmuş oldu… Trabzonspor, Antalya ve Sivas sonrası benzer hava koşullarında Rize’de de kaybedip; bu zeminlerin takımı olmadığını da göstermiş oldu.
‘’Şampiyonluğa bir adım daha!‘’
Trabzonspor haftaları bir an evvel tüketme derdinde. Camiada günler sayılıyor. Bayraklar asılıyor, besteler yapılıyor. Uçuş planları, konaklama planları, şampiyonluğun netleşeceği o haftaya endeksli... Öyle ki, gurbettekilerin yaz dönemine kadar ‘boşladıkları’ köydeki evleri tadilattan geçiriliyor. Bakımlar yapılıyor. Kutlamalara dair süreyi uzatmanın planlarını köylerdeki hareketliliklerden de anlayabiliyoruz. O derece...
İnanmış oyuncular...
Rekorlar çıtadır, bir seviyedir... Rekor kırmak da ilgili konuda bir gelişim ölçüsüdür. Kat edilmiş yolu da anlatır anlayana. Rekorlar kırmak, en erken şampiyonluğa ulaşarak tarihe bir de bu açıdan damga vurmak istiyor Abdullah Avcı. Adım adım hikayesini yazdığı şampiyonluğun her haftasını kazanarak geçmek ve matematiksel ‘ilan’ gününe ulaşmak istiyor. Kim oynarsa oynasın, şampiyonluğa inanmış oyuncu grubuyla, rekorlarla da tarihe geçmeye hazırlanıyorlar.
Tüm takım öne çıkar
Rakip bu kez komşusu Rize ve ligde zor durumda. En zor maçlar kategorisindedir bu tip maçlar. İki taraf da mutlak kazanmak istiyor. Trabzonspor’da maçta öne çıkacak oyuncu belirlemek yerine; tüm oyuncular öne çıkar dememiz gerekiyor artık. Öyle maçlar oynuyorlar çünkü. Hedefe kilitlenmiş 11 ve kenarda bir o kadar konsantre, yedek denemeyecek oyuncuları ile coşkulu ve alkış alan bir Trabzonspor izleyeceğimizi düşünüyorum. Dolayısıyla yine net şekilde favoriler.
‘’Sanatkarlar gibi‘’
Muhteşem atmosfer muhteşem bir karşılaşma daha ortaya çıkardı…
Seyirciyle güzelliğine güzellik katılan bu oyunun marka değerine böylesi bir sezonda verilen katkı için Trabzonspor taraftarı özel bir teşekkürü hak ediyor… Evet mükemmel bir mücadeleye tanıklık ettik…
Bir tarafta adeta can derdinde Göztepe, diğer tarafta ise her maçında, yazdığı şampiyonluk bestesine son bir kaç nota daha ekleyen bestekar ciddiyetiyle; Trabzonspor… Karşılıklı önde baskılar, karşılıklı pozisyonlar ve Göztepe’nin faulle gelen, VAR'sız golü sonrası büyük bir reaksiyon resitali izledik…
Reaksiyoner takım olmak Trabzonspor'un bu sezon her dara düştüğünde devreye soktuğu bir durumdu… Tribünlerde takımına güven, saha içinde de oyunculardaki yüksek özgüven, nasılsa çevirirler rahatlığını da beraberinde getirdi.
Horon birlikteliği
Adeta saha içine düşen hayali bir "Haydi beyler yeniden başlıyoruz" grup mesajı sonrası lider anında üstünlük kurup goller buldu. Zirvede yerini bu kadar sağlama almışken, bu ciddiyet, ikinci yarıda oyuncu değişiklikleri farkın daha da artmasına sebep oldu. Zirvede, Dorukta; Dorukhan, Abdülkadir Ömür, kenardan gelip sürekli kader oyuncusu olan Djaniny, Nwakaeme, Visca ve dahi tüm takım, oyunu horon birlikteliği ile oynayan, sonunu kolbastı ile süsleyen sanatkarlar gibiydiler… İlan edecekleri şampiyonluk sahnesinin son provalarını yaptılar adeta… Bu çocuklar alkışı çoktan beridir hak ediyorlar.