‘’Timsah zirveye yürüyor‘’
Yeşil-Beyazlı iki iddialı ve ezeli rakibin Konya’daki karşılaşmasında, Bursaspor taraftarları seslendi “çok yaşa ya Muhammed...” Mevlana şehri tribünleri de cevap verdi “tekbiiir...” Sallallahül Aleyhisselam efendimize selam, sevgi, şükranlarını gönderen Bursalılar, gencecik kalecileri Muhammed’e de başarı dileklerini yolluyor, Konyalı kardeşlerimiz ise yüce Rabbimiz büyüklüğünü, hatırlatıyorlardı hamdolsun. Muhammed Şenkurtarır dünkü galibiyetin mimarı, kahramanıdır. Serkan da henüz 2’de gol kırıntısını kurtardı ama 7-32 ve 45’te gelen tayın gibi somunlara bir şey yapamazdı.
Kembo farkı
Tanrı kutsasın Paul Le Guen günah çıkarır gibi, çabucak top çıkarmayı sporcularına çok güzel öğretmiş. 7’de Stancu ‘Tournero’ ritminde gitti ve 0-1 oldu. Konyaspor’un tam hamleci kimlik örneklerken Kembo bütün projeleri alt üst etti! Ali Turan’ı Seydişehir istikametine gönderirken kendisi aniden Cihanbeyli tarafına döndü. Kırıntılı da aks dağıtıp, Meram bağlarında uzandı kaldı.
Muhammed resitali
Tek top, doğru pas felsefesini müthiş uygulayan Bursaspor hücum timi yine seri geldi ve 45’te Aziz Behiç ritüeli kapsamındaki şık vuruşuyla, ‘Engellilerimiz’e ithafen, ağları Noel ağacı gibi süsleyip, anlamlı günü kutladı. İkinci 45’te azimli Konya, diri ve akıllı Bursa vardı. Şenkurtarır Muhammed 48-67-68- 82’de mükemmel işlerine devam etti. Bursaspor 3 puanı, 3 golle aldı.
‘’Malatya adım adım!‘’
Hedefi ligde kalmak olan Yeni Malatya, Beşiktaş’tan sonra Akhisar’a boyun eğmedi. Akigolar’ın galibiyet hasreti 6 maça çıkarken Sarı-Kırmızılılar, tehlikeli bölgeden uzaklaştı Konuk Malatyaspor 3 puanı kaçırdı, 1’de kaldı! Özkan Sümer’e sesleniyorlar ‘hocam deli Murat da seninle aynı çantayı taşıyor...’ Hoca ‘evet ben de aynı çantadan taşıyorum ama beraberinde akıl da, taşıyorum!’ Dünkü müsabaka bu anektodu getirdi aklıma. Akhisarspor ve Malatyaspor topu taşıyor ama iki taraf orta sahasında da, forvetleri gole taşıyacak donanımda bir akıl, yani 10 numara bulunamıyor! İstanbul-İzmir E881 yolu Akhisar geçi∫i 40 senedir i∫kencedir. Bu çilenin bir diğer versiyonu da, 2013’te ilk ihalesi yapılan, 6 mart 2014’te temeli atılan ve sözde Ocak 2016’da açılacak olan ama günümüzde dahi açılamayan 12 bin kişilik Akhisar stadı olmalı. Çevre yolu için mülkiyet sahiplerini, stad için müteahhitleri ikna çabaları kangren olan zeytin kenti ekibi, gol yollarında da, çıkmaza girdi. Hatta kuyruğu dahi titretebilirdi!
Sonuç değişmedi
87 ve 89 Malatya tehlikeleri geçiştirildi. 90+’da Aytaç zıvanadan çıktı da, top Caner’in neresinden çıktı belirlenemedi ve müsabaka kısır vaziyette 0-0 bitti. Uzun sözün kısası, keyif veren bir ortam ve oyun değildi...
‘’Kandil lokması İstanbul'dan...‘’
Basketbol ligimiz birbirinden güzel müsabakalar sunuyor sporseverlere. Fakat özellikle sportmenlik dışı fauller konusunda, hakemlerimizin refleksle ard niyeti birbirine, asla karıştırmaması lazım. Aksi halde bu uygulama modeli ve hatalı çalınan düdükler nedeniyle çok baş ağrısı yaşanacak !
Oyunun bitmesine 5 dakika kala Jones’e çalınan ve diskalifiye olmasına neden olan centilmenliğe aykırı addedilen faul esnasında Sakaryalı sporcunun ne yaptığına iyice bakmak, bir de o anda tribündeki üstat Costas Rigas’ın yüz ifadesini çözmek gerek.
Sporculara henüz motor gücünden daha kuvvetli, fren sistemi monte edilemedi !
İstanbul BB mükemmel savunma düzeni kuran misafiri karşısında ilk periyot sonrası, Sakaryalılara Kandil lokması tadı verdi ve müsabakayı 58-69 yenik bitirdi. Ertuğrul Erdoğan’ın sporcuları Uğur Dokuyan dışında, adeta rotu çıkmış Metrobüs gibi dağıldı gitti. Ne şut, ne savunma, ne ribaunt etkinlikleri yoktu yani. 2-3 ve 4. Periyot boyunca zabıta baskınına uğramış seyyar satıcıdan farksız, koşuştular.
Selçuk Ernak sporcularını her geçen hafta daha bir takım olma ve şık basketbol gustosu vasfına doğru sabırla taşıyor.
Bu performansta iyi niyetli sporcuların yoğun özverisini, emeklerini görmezden gelemeyiz tabii. Mustafa Fall farkını fark ettirirken, kritik dakikalarda sorumluluk alan ve sağlam oyun karakteriyle beğenileri kazanan Can Korkmaz’ı ayrıca kutlamalıyım. İki sezondur pek ortalarda olmayan Ersin Dağlı bir başka güzel Sakaryalı’ydı. Haftalar geçtikçe performansı gerçek değerlerini tamamen yakalayacak, eminim...
Jones potayı cayır cayır yakarken, olmadık şekilde ihraç edildi. Bu konu mutlaka irdelenmeli. Aynı hal İstanbul BB forması giyen sporcunun da başına geldi. İkisi de o cezayı hak etmemişti. İnsanoğlu’nun robot gibi olmasını beklememek gerek. Hakem kardeşlerimizde de, daha fazla özen lazım tabii. Düdüklerimiz çok güzel götürdükleri ve sahadaki sporcuların da çok iyi niyetle, centilmence oynadıkları maçı bu ihraçlarla gölgelemeseydiler keşke!
Basketbol adına keyifli, Sakaryalı’lar adına çok güzel bir İstanbul gecesiydi...
‘’Osmanlı açılışı yaptı‘’
Osmanlıspor ve Gençlerbirliği arasındaki kritik puan ve yaşam savaşı, 1402’de Yıldırım Beyazıt ile Timur arasında kopan kıyametin, Ankara 2017 futbol versiyonu olabilir miydi acaba? Yabancı bolluğundan şikayetçilere, hatırlatmak lazım! O devirde de, yabancı transferi vardı! Osmanlı’da Sırp’lar takviye kuvvet olarak forma giyerken, Timur da Kara Tatarlar, muhtelif Anadolu beylikleri ve Hindu filleri kadrosuna katmıştı! Nakit karşılığı forma ve taraf değiştirmek Anadolu fıtratında hep vardı ve transferler daim açıktı demekki!
Hopf önleyemedi
90 dakika başladığında 3’te ilk Cavcavoğulları korneri, 4’te NDiaye amaçsız ortası,6’da Ahmet İlhan yoklamasında Hakan becerisi ve 33’te Umar’ın Coguar’dan farksız gidip, kafa hamlesi ve Hopf’un ‘hop’ demesi, Osmanoğullarının konuk baskısına ‘he’ demeyeceğinin işaretiydi. 38’de Cikalleshi vurdu yine Hopf önledi fakat 39’da Serdar klasiğine ‘gık’ diyemedi! Serdar’ın savunma ardına koşusunda, umduğu topu Umardan buldu, ağlara bıraktı 1-0 ve karşılıklı hasarsız çatırtıyla devre sonu. 45-51 arasında üç net gol hamlesi Cavcavoğullarından geldi ama ev sahipleri fedakar hamlelerle tehlikeleri defetti. Sonra karşılıklı hamlelere şahit olunduysa da, gol sesi getirecek, kayda geçecek bir etkinlik görülemedi.
İşe yaramadı
Muriç forvete katılmış olsa, hatta 89’da direkten dönmüş olsa da, Gençlerin orta alanda bir de papaza ihtiyacı var mutlaka. Pas yapıyor ama rakibi mandepsiye getirecek beceriyi örnekleyemiyorlar çünkü! Osmanoğulları’nda Özer, Musa, Umar ve 79’da ikileyen Serdar gibi mübarekler arasında, bir Jesus eksik yani! 2-0. Son dakikada direkten dönen iki top Gençler’deki akut ızdırabın, daha da pekişmesinden başka işe yaramadı! Bu sonuç Osmanoğulları’na Lale devri ortamı teneffüs ettirirken, Cavcavoğullarını da ‘fetret’ devrine doğru iteleyebilir... Allah yardımcıları olsun.
‘’Aslan terbiyecisi...‘’
Abdullah Avcı’yı ornitolog (kuş bilimcisi) sertifika hamili diye düşünürdüm. Avcı bu kariyerine bir de, “Aslan terbiyecisi” diplomasını ekledi, anasının ak sütü gibi. Enstelasyon yani yerleştirme sanatı ustası(!) Tudor’a ne diyeceğimi bilemiyorum. İlk 10 dakikada Galatasaray adına doğru gibi gözüken oyunda, şemsiye öyle bir tersine döndü ki, şahit olduklarımız asla geçici “iskemik atak“ tanısı değildi! Kendiliğinden düzeleceği beklenesi bir hal değil, tamamen felç olmaya doğru uygun adım gidişti bu. Olası fecaat önce 25’te Atamah, 41’de de Adabayor’un golleriyle ‘geliyorum’ dedi. Tudor’un dün geceye has, özgün hali Jarolav Hasek’in ‘Aslan Asker Şvayk’ını anımsattı bana, absürd oyun kurgu ve planlamasıyla.
Kutluyorum...
Başakşehir mükemmel fizik yapısı, mücadeleci, F1 kalitesinde hücuma çıkan, dandiklik yapanı bulunmayan, tek topta rakip zaaflarını iyot gibi açığa çıkaran bir sağlam teşkilat. Peki sen yaptın? Eren ve Gomis’i adamların kucağına attın, Eren uyur gezerken, Attamah bir de çıkıp ‘çıt’ diye golünü attı! Sonra Latovlevici daldı, Adebayor kafa ve akıl üstünlüğünü kanıtladı. Yani dedi ki ‘bizde kafa var, sizde kafa yok!’ 55’te Gomis isyan etti ve ‘kafa var ama sadece bende!’ dedi. 58’de yine Adebayor 3’ledi... Maicon 75’te Elia’yı biçti, penaltıyla yine Adebayor tarafından lider 4’lendi... 89’da da Kerim Frei ‘eyyy lider sizin hakkınız 5’i bir yerde!’ diyerek Galatasaray’ı muazzam bir vuruşla süsleyip, geceyi bitirdi... Netice 5-1 kutluyorum Başakşehir...
Not; mekanın cennet olsun Naim Süleymanoğlu, seni bu vaziyete getiren nedenler de, mutlaka irdelenmeli, ‘ah-vah’la geçiştirilmemeli !
‘’Uşşak makamı ve Sakarya !‘’
Uşşak makamı dinletisinden, Beyati makamına doğru bir seyir içinde Selçuk Ernak cast ekibi ve gencecik basketbolcuları. ‘Uşşak Murat bey Uşak’ı çağrıştırıyor tamam da, Beyati ne iş Allah aşkına?’ Diye soranlarınız olacak tabiatıyla !
İfade etmeye gayret edeyim öyleyse. Yeşil Siyahlı ekip, Muratbey Uşakspor müsabakasına kendin emin, huzurlu ve her pozisyonda oyunu elinde tuttuğunu belgeleyen bir gustoda başladı. Kendinden ve galibiyetten emin gözüken Sakaryalılar tüm periyotlarda üstündü. Öyle de gitti ve bitti zaten zorlu karşılaşma. Galebe ümidiyle ilgili, en ufak bir tiyo dahi vermediler, ev sahibi deneyimli rakibe.
‘Tamam arkadaş artık baydın yani, Beyati makamı ve Kara Kartallar’la alaka neydi?’ İşte potalar arası oyunun, hani o tüm atışlarda Ernak ve ekibinin yüzünü güldüren basketbol topunun ‘fısss’ dediği ve hangi tarafa penetre edeceği bilinemeyen yeri, tam burada işte ! Uşşak makamının inişli - çıkışlı şekli olan Beyati, Sakaryalı’ların Beşiktaş karşısında, bir hafta önceki ritmini icra ederken daha bir sıkıntı çekeceğini, şimdiden haber veriyor sanki !
Ufuk Sarıca Karşıyaka’yı yönlendirirken, oyun sistemi ve anlayışından çok etkilenmiş, Fanatik’te ‘ey futbol teknik direktörleri, Sir Ufuk’a bakın ve beyninizin “gri cevher” bölgesini onarın ha... Korteks alanınızın sağlam kalması size de yarar, futbolumuza da’ diye yazmıştım. Fakat futbol alemindeki arkadaşlar, tüyomu algılayamadılar !
Şimdi de aynı mükemmel değerleri, Selçuk Ernak uygulamalarında da izliyor ve basketbolumuz adına büyük mutluluk yaşıyorum... Sakaryalı’lar cumartesi akşamı müthiş bir akıl oyunları gösterisi eşliğindeki, resital değerleri hamili basketbol versiyonuna hazırlansın. Öncelikle sonuca değil sahneye konulan esere ve potaya yansıyacak becerilere odaklansın...
Bu akıllar eşliğinde bu basketbol makamı, çok şık bir sunum olarak basketbolseverlere yansıyacak... Emin olabilirsiniz...
Not ; Eşsiz Fenerbahçeli, her basketbol renginin efsane duayeni yaşama veda etti...
Hayranı, seveni sonsuz, dost insan Batur abimizi kaybettik. Başımız sağ , değerli büyüğümüzün rahmeti bol olsun. Çok üzgünüm, çok... Gitti spor dünyamızdan bir şahane renk daha, mekanı inşallah cennet ola...
‘’Adı Aytemiz, kazandı tertemiz!‘’
Sözde iki kasaba ama futbol değerleri metropol, payitaht kriterlerini aşmış gitmiş valla. Safet Susic’i 40 sene önce Trepca Mitrovica-Sarayova lig maçında hayranlıkla izlemiştim. Okan Buruk’u da Galatasaray ve Türk milli takımı en şaaşalı günlerinde doya doya seyrettim. İki büyük futbolcu şimdi de teknik adam olarak, pir-ü pak futbola emek harcıyor. Split dağı serinliğinde, futbol ve gol, özellikle de ‘LOVE’ yani aşk sahnedeydi! Henüz 4’te Larsson çok şık attı Henrique’ye, Haydar gollük vuruşu çıkardı. Ondan sonra vizyonda hep, deplasman sever Alanya! Ev sahibi de atak yaptı fakat konuk adeta ‘Unimog’ değerlerinde teçhizatla donanmıştı!
Susic’in hakkı Susic’e
Love-Fernandes-Akbaba gibi evrensel araçlarınız varsa, hele hele Welinton, Fofana ve Haydar fırtına obüsü standartları taşıyorsa yandınız ha! Bir söz vardır ya ‘çalma kapımı, çalarım kapını!’ Akhisar rakip kaleyi ne zaman yokladı? Akabinde kalesi yoklandı ve hamule aşkla adrese ulaştırıldı! 8’de Love söktü aldı asist Fernandes’e, 0-1 Alanya önde. 32’de Love üst direkten döndü, 35’te Fernandes çalımlarını golüyle süsledi: 0- 2. 55’te Haydar mutlak golü önledi. Akabinde dakika 57’de, Akbaba Lukac’ı diri diri avladı 0-3 ve 76’da aşk 0-4’le, ‘Love show’ gösterisini noktaladı. Draga Susic bu renkli futbolla hakkındır, ye iç...
‘’Eto'o:2 Karabük:1‘’
Geçtiğimiz haftanın ‘hüsran’ makamı icra-i sanatçısı iki taraftan, Karabükspor 90 dakikaya çok sesli ve tempolu başladı. Onca desibele rağmen, bir süre uyku apnesi modunda kalan Antalyaspor, dakika 5’te Eto’o ile bir uyandı pir uyandı. Ev sahibi 59’da bi daha dalmıştı ama Eto’o tekrar uyandırdı! Ahmet golü yediği dakika dahil 5-6 ve 19’ da mutlak 3 golü önledi. Bu performans 65’kadar gitti, hatta Ceyhun 66’da atılınca libero kıvamında da devam etti.
Pes ettirdi
Fakat Eto’o, usta kaleciyi pes ettirdi ve 89’da ayakta alkışlanıp çekildi! Çok... Çok çok güzel, ustalıklarla bezeli heyecan dolu bir müsabaka izledim. 5. Dakikadaki Eto’o golü sonrası Seleznov’un 24’te diktiği, 37’de Ferhat’ın devleştiği iki pozisyon vardı. 28’de yine Eto’o hızlı Dany’i öyle bir sollayıp peşine taktı ki, breh breh breh elbette Ahmet’e de breh breh... 42’de Deniz, 45’te İlhan vurdu ama olmadı.
Cüneyt Arkın gibi!
İkinci yarı Karabükspor’un penaltı beklentisiyle başladı. 53’te Seleznov’un yüzde 100 asist değerinde pasını Depe gole tahvil edemedi. 58’de Yatabare girdi ve 59’da Depe asistinde 1-1’i getirdi. 65’te Eto’o science fiction (bilim kurgu) tadında, 3 kişiyi birden çaresiz bıraktığı bir gol attı 2-1... İnanın böylesini ‘Dünyayı Kurtaran Adam’ Cüneyt Arkın bile yapamamıştı!84’te Gaman’ın kafa vuruşunu Sakıp çizgiden çıkardı ve çekişmeli müsabaka 2-1 Antalyaspor sevinciyle sonlandı... Helal olsun Ahmet ve Eto’o elbette arkada∫larına, güzel gündü futbol adına valla...