‘’10 numara Alanya‘’
Süper Lig etek ucu mahallindeki 5’i bir yerdenin en üstte görüneni Alanya, Akhisar’ı doğru futbol kriterleri ve şık golleriyle geçti. Tekeden süt sağma dönemi (!) haftalarında, Mesut Bakkal ve ekibi organik futbol üretimiyle ‘bravo’yu hak etti. Lucas ve Maniatis pas kalitesi, 10 numara Akbaba’nın 10. golünü dakika 24’te getirdi: 1-0. 44’te Lucas gol kadar güzel, olağanüstü bir asist yaptı ve Fernandes 2-0’ı yakaladı. 90’da Akhisar 1 gol yakaladı da, puan hasadına yaramadı! Zaten Akbaba-Fernandes presiyle derhal 3-1’i sağladı Alanya. Uzatmalarda çam sakızı, çoban armağanı misali goller yani...
Ligin dibi karıştı
Kazanmaya kurgulu, saha becerileri dolu dolu ev sahibi, misafire gönlünce dolaşabilmesi konusunda, ikinci yarıda da hiç şans tanımadı. Çok çok zorlu müsabakayı 3- 1’le geçen Alanyaspor’u kutlarım. Elbette Halis Özkahya’yı da. Asla mandepsiye gelmedi ve yalandan düşme senaryolarını hiç yemedi. Bravo... Ligimiz eteklerinde sıradışı kalabalık ve düğüm düğüm karmaşa vardır artık!
Aytemiz Alanyaspor'un kalan maçları (31 puan)
Yeni Malatya (d)
Galatasaray
Kayserispor (d)
Osmanlıspor
Sivasspor (d)
Antalyaspor
‘’Rize koptu geliyor‘’
İstanbulspor bandosu ‘Güneşli günler göreceğiz çocuklar’ı çaldı, vaziyet 3-2’ye gelince ama güneş Rizespor için ışıldadı. Neden? Henüz 22. saniyede Okan’ın gafletini Muriç affetmedi ve kaleciye maçın başladığını acı bir dersle hatırlattı: 0-1. Konsantrasyon dip yaptı tabii Sarı- Siyahlı armada. Bu hal devre boyunca sürdü. Hatta 38’de Saadane kendi alanından çıkıp diyagonale değil, rakip kaleye gitse 70 metrelik alanda kendisine ‘Nereye?’ diyen olmayacaktı sanki! Ev sahibi Kubilay’ın uzun toplarıyla arayıştaydı. 45’te Rize’yi tenhada yakaladılar ama İbrahim doğru pası salamadı dereye... Ali Dere’ye.
Rize’ye güneş doğdu
İkinci yarı Rizespor maçı 3-0’a demledi. 61’de Muriç, 64’te Süleyman Koç’un, Koç güzelliğindeki golüyle. Muhammed Demirci etkinliklerine şahit oldum sonra. 70’te ise Onur Ergün’ün İstanbulspor’u havaya sokup, umuda yönlendiren ve orkestrayı da hareketlendiren golü geldi: 1-3. Dakika 81’den itibaren iyice tempo yaptı ev sahibi 86’da İbrahim Yılmaz, Premier Lig tadındaki golüyle skoru 2-3’e taşıdı. Sporcuları kart manyağına çeviren Öğretmenoğlu 10’dan fazla sarı, bir lüzumsuz kırmızıyla karşılaşmayı 2-3 Rizespor’a doğan güneşle bağladı.
Vedat Muriç geri döndü
3 Şubat’taki Erzurum maçından bu yana gole hasret kalan Çaykur Rizespor’un forveti Vedat Muriç, dün takımını sırtladı. Devre arasında Gençlerbirliği’nden gelen Vedat attığı 2 golle yıldızlaştı.
Yalçın yandı!
90. dakikada Muhammed’e çıkan sarı karta şiddetli şekilde itiraz eden İstanbulspor’un kaptanı Yalçın Kılınç, önce sarı gördü ardından hakem Mustafa Öğretmenoğlu’nun ittirince kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Fiziki müdahaleden dolayı Yalçın’a ağır ceza gelebilir.
‘’Darüşşafaka evinde de...‘’
Sakarya’da Daçka galibiyetiyle biten oyunun rövanşında da, İstanbullu Yeşil Siyahlı ekip bu kez evinde 76 - 61 galip geldi. Avantaj kutsal eğitim yuvası, mübarek okul Darüşşafaka temsicilerindedir artık.
Çocukluğumdan beri çok severim Darüşşafaka’yı... Türkiye’nin ölümlere, kazalara, ucuz kaybedilen hayatlara, henüz alışmadığı yıllardan beri. Basketbolumuzun kendi basketbol kahramanlarımızla temsil edildiği eski yıllar yani !
1960 senesi Darüşşafakalı Basketbol yıldızı Şevket Taşlıca bir trafik kazası geçirmiş, biz çocuklar gazetelerden Taşlıca’nın yaşam mücadelesini üzüntü ve merakla, büyük ümitle takip etmiştik. Darüşşafakalı Şevket kaybetti o zor periyodu ve rahmete karıştı... 1960’ın o çocukluk üzüntüsü ve acısı bugün dahi yüreğimde... Şevket Taşlıca, Batur abim ve tüm rahmete erenlere cennet, Yalçın Granit ve diğer büyüklerime de afiyetler diliyorum.
Darüşşafaka’nın mükemmel Avrupa süreci ve başarıları hemen ardından, bir Sakaryalı olarak ilk yarının 55 - 66’lık yenilginin rövanşından ümitliydim açıkçası.
Selçuk Ernak ve sporcularının çok beklenilmeyenleri başardığına şahittim sezon başından beri. Olmadı bu kez, Johnson, Wilbekin ve özellikle Eric skoru taşıdı da, taşıdı. Can Korkmaz ve Doğukan Şanlı çabaları da, yeterli olmadı. O zaman Daçkalı yıldızları içtenlikle kutlamalı, Selçuk Ernak ve mütevazı kadrosunun mücadele ve inanç değerlerini de şükran duygularımızla bağrımıza basmalıyız.
Güzel basketbolun fizik kalite, akıl oyunları, güç ve beceri mücadelesini keyifle izledim... Çocukluğum anılarına neredeyse 60 sene öncesine gittim, geldim !
E doğrusunu söylemek gerekirse günümüz Türkiye’si adına da çok hüzünlendim...
Neden ? Geçmişte sportif hüzünleri olgunlukla karşılar, insanlarımızla ilgili acılara asla duyarsız kalmazdık. Milletçe yaşar, paylaşırdık tüm kederlerimizi... Ya şimdi !
‘’Konya lige tutundu‘’
Eto’o futbol podyumunda yek hatayı dahi affetmeyen bir yapı hamili. Mendes ve Kucher kollektif aymazlığına da, cezayı kesecekti tabii. Haftanın en kritik 90 dakikalarından biri, Konyaspor adına avantajlı başladı. Mendes savunmasına doğru topu uzattı, Kucher uyanamadı ama oradaki Grande Maestro Eto’o pusudaydı ve affetmedi. Henüz dakika 4 ve Yeşil-Beyazlılar 1-0 önde. Volkan sakattı, son anda Sergen Yalçın futbolcusunu oyuna attı.
Savunma düzeni kayboldu
Bu vaziyet doğal olarak, rakip savunmayı sakatladı ve konukta alıştığımız savunma düzeni kayboldu gitti. 10’da Sapunaru Eto’o’ yu cansiperane önledi. Ferhat dakika 13 değil de, 14’te vursa gol şansı gülerdi. 41’de Lung’dan seken topa Skubic itinayla vuramadı! Kayserispor ataklarında ise Ali Turan, Selim ve kaleci Serkan mükemmel işler üretti. İkinci yarı 2 değişiklikle Kayseri arayışlara girse de, Eto’o ve Volkan’ın kulübeye intikali dışında bir şey dikkat çekmedi.
Lodos yemiş balık!
Fakat 75’ten sonra ortalık avantür film final sahnesine benzedi. 75’te Mehdi gitti. Sonrasında Sergen tribüne gönderildi. Jahovic ve Ömer konuk savunmayı iyiden iyiye lodos yemiş balığa çevirdi. Ortalık karıştı, kartlar uçuştu ve 90+’da Lung elleriyle Jahovic’e kıydı, cezası kırmızı! ‘Gelecek oyunda nasılsa istirahatli (!) olacam‘ diye, Sapunaru kaleye geçti ve ceza vuruşunu dağılan baraj marifetiyle, Jahoviç’ten yedi: 2-0. Atiker Konyaspor 2 yeni golcüsü ve maestro Sergen’le, ferah ve ak günler için hareketlendi... Hayırlısı...
‘’Gençler ucuz kurtuldu‘’
Khalili’nin 43, Lukac’ın da 90+2’de taksirle sebep oldukları goller sonrasında, futbolun nasıl bir hatalar oyunu olduğu yine belgelendi! İki hafta üst üste yaşadığı yenilgilerle üzülen 26 puanlı Gençlerbirliği, mutlaka kazanmalıydı. Ama açık söylemeliyim ev sahibi, Hopf olmasa yanmıştı. 7’de Mustafa Yumlu, 10 ve 29’ da Selezynov’la golle bitmeyen pozisyonlar! 83’te Lopez’in önce direk sonra Hopf’ta biten girişimiyle Buruk’un 0-2 ileride şansı, İsveçli tarafından önlenmese Gençler acaba dün gece kocamaz mıydı? 43’te Soner’in asistini şık bir gole çeviren Selezynov öne geçirdi ekibini. Dakika 45’te Muğdat olmazdan, n’ayır n’olamazı çıkarttırdı...
Pes etmedi, attı...
58-62-74-76 ve 88’de Lukac, Dany, Lopes ve Caner, araştırmacı ve azimli Skuletic’le adeta meydan muharebesine girişti ama Skuletic asla pes etmedi. Sırp futbolcu, azimle direnen Milan Lukac’ın hisarını 90+2’de ele geçirdi: 1-1. Hemen her tür akıl oyununun, Özat ve Buruk komutasında denendiği; çekişmeli, zevkli futbol uygulaması keyifliydi yani. Kayıp puanlar sorumlusu da, sahadaki taksir hamili sporculardı tabii...
‘’Kaşık havası‘’
Sahasında gollerin 4’ünü duran toptan yiyen Galatasaray 8’nciyi yerken, yine duran top ritüelini örnekledi ve 5 etti! Yetenekli oyuncuları olduğunu bilen ama sahada ne yapacaklarını pek kestiremeyen Sergen Yalçın keyifli başladı geceye. Henüz 2’de Selçuk&Donk ıskasında Moke’nin golü 0-1. 44’te Volkan atsa, ya da Muslera kurtarmasa 3 gol daha olabilirdi tabelada! 19’da Gomis’in kaçırdığı penaltı ve Serkan’a tüyo veren Eto’o var aklımda. 41 ve 45’te Feghouli ∫utu, Maicon direkten dönen kafası ve dönen topa Gomis’in sallapati vuru∫u var notlarımda. Uzun lafın kısası Konyaspor çok akıllı oynadı. Yanlarını iyi kapattı ve ka∫ık havasına, göbek nahiyesi marifetleri katıp, Galatasaraylılar’ı gol yollarında çok zorladı. Gümü∫’le altın puanlar peşinde şimdi Sarı-Kırmızılı Armada. Karakter gustosu Gomis 1-1’i kafasıyla sağladı 70’te. 86’da Gümü∫ harbiden ‘altın gol’ attı. Galatasaraylılar, haftayı mutlu kapattı. Devaaaam...
Gecenin sorusu
Savunma ve duran top zafiyetleri hemen her Galatasaraylı yı bıktırdı. Harbi harbi canından bezdirdi yani! Ne olacak bu akut defo peki?
Maçın starı
Gecenin karanlığında altın gibi ışıldayan golün sahibi Sinan GÜMÜŞ.
Maçın olayı
Konyaspor özellikle ilk yarısında çok iyi oynadığı müsabakada yakaladığı fırsatları gole tahvil edebilse, ya da Muslera kurtarmasa dün gece hüccetten Hakk-ın rahmetine kavuşan çok sayıda Galatasaraylı olabilirdi.
Kısa Mesaj
Galatasaray kazanma azmi ve galibiyet inadını her ortamda sürdürüyor. Bu mükemmellik Kadıköy’de de Aslanlar’ı mutlu edecek gibi gözüküyor.
‘’Malatya evinde güzel‘’
Her açıdan karalar bağlamış Karabükspor futbolcuları, onurlu mücadele ve dirençleriyle futbolun haysiyetli emekçiler işi olduğunu kanıtladı dün yine. Evkur Malatyaspor, Süper Lig’e ev kurdu. Erol Bulut doğru, olmazsa olmaz disiplin kriterleri ve sağlıklı futbol yapısı oluşturdu. Eksikler yok mu? Elbette var ama eksik zaten futbolun akıl hamurunda var! Daha henüz dakika 1 ’de Ferhat sakatlandı, 5’te çıktı. 10’da Leandrinho kolayı yapamadı. 14 ve 22’de Çağlar kurtarışları sonrası 23’te Doria’nın kafa golü geldi: 1-0. 28’de Leandrinho çabuk olamadı, Malatya savunması rövaşata lüksüne kaçarken, Murat Yıldırım üst üste Karabük hamili 2 gol olasılığını önledi. 45 ’te Adem ve Çağlar karşılıklı futbol güzellikleri örnekledi. İlk yarı bitti.
Karabük’ün kara bahtı!
Puan ve vaziyetten bihaber biri istatistiklere baksa ‘maç ortada’ derdi ama işin aslı öyle değildi. Zaten olay istatistiklerle müsemma ortamda gitti. Karabük kaçırdı Malatya attı yani! 52 ’de Adem’in üst direkten dışarı giden şahane şutu var. 60’ta Cishokko-B outaib işbirliği bilardo estetiğinde bir gol getirdi: 2-0.. Ve 69’da Barazite’nin dokunuşuyla skora 3-0’a gitti. 87’de Leandrinho sahadaki Karabük 11’ inden gol atan ilk futbolcu olma şansını yine kullanamadı. 90’da Mina resitallerinin devamı ve neticede Bliznichenko’nun düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı attı da, 3-1 oldu ve bitti. Puanını 32’ye taşıyan Malatyaspor sevinirken, Karabük 3-5 pozisyon yakaladığı deplasmanda yine kara bahtına yandı.
‘’Robinho karnavalı‘’
Futbol festivali eşsizliğine erişmenin olmazsa olmazı, bir starın mutlaka katkısı, elbette final yapması olmalı. Bu işi Robinho yaptı! Her sene LA California’da düzenlenen eşsiz Coachella müzik festivalinin mana ve renk katan yıldızları, bu sezon Radio Head, Lady Gaga, Future gibi isimlerdi. Dün Sivas’taki festivalin yıldızları da Robinho ve Musa olmalı. Hele hele 24’te Brezilyalı starın attığı golde sahnelediği enstelasyon mükemmelliği de, asla yabana atılmamalı! Bu kadar mı güzel olur bir plase? 1-0. Sivasspor önde. Dakika 4’te atak yapan Serdar yan basıp sakatlanınca 26’da Musa oyuna dahil olmasa, Sivasspor ile Osmanlıspor pas alışverişi, kalite ve estetik hünerler arası fark belki de, Lady Gaga ile Banu Alkan’ın sahne performans aralığı kadar olacaktı!
Assolist gibiydi
Her firavunun nasıl bir Musa’sı varsa, Osmanlıspor’un da çok yararlı Musa’sı vardı. 62’de Chikalleshi savunma hediyesi pozisyonda 1-1’i sağladı. 70’te Aminu penaltı umdu ve Bilgiç katkısıyla buldu! Musa kullandı: 1-2. Osmanlıspor umut kapısını araladı, harikulade mücadele etti fakat Sivas’ta bir dünya yıldızı vardı... Robinho... Assolistler sahne alıp güne renk kattıkça görsellik mükemmel hale geldi ve 82’de Robinho mikrofonu adeta arkadaşının elinden kapıp 2-2’yi yazdı. 90’da da asistiyle cümle aleme kalitesini kanıtladı, Cyriac aktı ve netice Sivasspor 3-2 Osmanlıspor...