Milli takımımız sahaya çıktığı andan itibaren mırıldandım durdum, Hande Yener’in şarkısını ‘sana kırmızı çok yakışıyor...’ Dakika 6 ve 50’de bir sol, bir de sağ çakan, skoru 2-0’a taşıyan milli golcümüz Cenk’e nasıl hele! Mehmet Topal’ın sapasağlam, Yusuf’un kılçık gibi asistleri de, bir başka yakışıklılıktı elbette.

Ay Yıldızlı evlatlar ununu elemiş, sezonu bitirmiş ama eleğini asmamış futbola devamdaydı dün gece yine. İlk 25 dakikada İran şeşlik olmadıysa, 1639 Kasr-ı Şirin barışı hatırınadır. Sonra kaleci Serkan resitali, misafirlerin ‘yek atsak bari’ ısrarı 90+’da penaltıyla noktalandı 2-1 oldu. Mesela 24’te 4X4 Serkan kurtarışı müthişti de, bizim sağ yanımız muhaccim ve savunma hattı acaba neredeydi! Konuşulmalı, araştırılmalı bu sıkıntılar!

İyi ve şık

İran’ın büyük yarış için istim üstünde olduğu, bizim çocukların sezon sonu modunda bulunduğu dönemde; Lucescu gün geçtikçe daha iyi ve şık olacak bir ‘Kırmızılı Armada’ umudu aşılamıştır... Eylül’den itibaren futbol üstadı modunda daha güçlü, kuvvetli, dikkatli Ay-Yıldızlılar’ı izleyeceğinizden emin olabilirsiniz.

Galatasaray’ın hemen her deplasmanında, gözle görülür ‘YAB’ meselesi sırıtıyor. ASY Arena dışında görülen akut (YAB) ‘Yaygın Anksiyete Bozukluğu’na ancak Fatih Terim uğraşıları ve daim ‘konsantrasyon’ ikazları deva olabilirdi... Oldu ve şampiyonluk geldi... Hipokondiazis nasıl oldu bulaştı, rahatsızlığı kim bünyeye taşıdı? Önümüzdeki sezon adına Terim ve ekibinin halletmesi gereken en önemli meselelerden biridir, kronik hastalık hastalığı ve deplasman kaygısı. Böylesi paranoyaların Terim ekiplerine asla uğramadığını en iyi bilenlerdenim ben. Dakika 20’den itibaren Şahit olunan öyle hatalar ve yaşanan gol tehlikeleri varki, aman da aman! Ama 66’da Gomis, takımı öne geçirdi... Gomis’in golü akut (YAB) vakasının önümüzdeki sezondan itibaren, kesinlikte son bulacağının müjdesi, Terim komutasında kazanılan 21. şampiyonluğunda şerefli diplomasıdır...

Gecenin sorusu?

Mustafa Cengiz-Abdürrahim Albayrak-Fatih Terim ve tüm emeği geçen Galatasaraylı dürüst canlar; Sarı Kırmızılı camianın sağlıklı, aydınlık ve ışıl ışıl geleceği garantisi değil midir?

Maçın starı

Gomis... Rakip savunmayı çaresiz bıraktı, penaltı kazandırdı. Şampiyonluk sertifikası golü attı ve tarih yazdı. Krallar kralı olmayı anasının ak sütü gibi hak etmiştir güzel insan.

Maçın olayı

Cüneyt Çakır harikulade yönetimiyle çok zor gecede, ‘uygulamalı çağdaş hakemlik nasıl olur?’ dersini cümle aleme vermiş, hakem camiasının yüzünü ağartıp ‘amiral gemisi’ kaptan apoletini ebediyen takmıştır. Hayırlı olsun.

Kısa mesaj

Doğan Babacan büyüğümüzü kaybettik, mekanı cennet olsun. Tüm camiamızın başı sağ olsun.

Düşme potasını yakından ilgilendiren maçta Konya istediğini alamadı. Yeşil-Beyazlılar, taraftarı önünde Göztepe’yle 1-1 berabere kaldı. Karşılıklı goller Demba Ba ve Ömer Ali’den geldi.

Konyaspor’un evindeki son müsabakası ve bulunduğu yer ligin 15. sırası. Tam bir ‘Korku tüneli’ vakası! Konya kolalı gömlek giyip kazık kesilmiş katip, Göz Göz ise tiril tiril İpek giymiş sambacı modunda. Oysa ev sahibi de konuk da, rakip alanda baskı talimatlı başlamıştı. Göztepe baskıyı doğru örnekledi, ilk yarı Konyalılar’a şans tanımadı ve hücumda çaresiz bıraktı. Üstelik kalede Serkan ve topu dakika 30’da çizgiden çıkaran Ferhat olmasaydı, Göztepe gol ve golleri bulurdu harbi... İlk tehlikeli atak 8’de Demba Ba birleşik güzellikler kombiniyle geldi, Serkan mükemmel kurtarışıyla pozisyonu önledi.

36’ya ulaştı

27’de Castro vurdu Serkan çıkardı. Bu arada Fofana’nın kofanadan farksız işleri, bırak kaşık oltasını, zıpkını dahi şaşkına çevirirdi! Demba Ba ve Eto’o’nun her buluşmasında, ne denli mutlu olduğunu ‘top’ hep belli etti! Usta yıldızlar, bir başka yani... İkinci yarı Konyaspor tempolu başladı ama 51’de Demba Ba attı: 0-1. 63’te Jahovic girdi ve Eto’o daha etkin olmaya başladı. 75’te Eto’o mahareti golü Ömer Ali ile getirdi: 1-1. Dakika 87’de Jahovic direğe takıldı. Beto ve Tayfur iyi işler yaparken yine performans güzeli Poko 2 sarıdan gitti. Ve 1-1 bitti. Konya 36 etti!

Galatasaray; Akhisarspor karşısında şampiyonluk ipine sarılma mücadelesine çıktı. Ama!!! Ev sahibi kimliği hamili bir kısım Yeşil-Siyahlı’nın önce stadyum dışında, yüzde 100 konsantre (!) olduklarına şahit oldum. Galatasaray taraftarlarına saldıranların attığı taşlardan aracımın kaputu da, nasiplendi! Polisler, sirenler arasında dahil oldum stada. Aynı gerginliğin tribünlere da hakim olduğunu üzüntüyle izledim sonra. Akhisar Belediye Başkanı Salih ve yardımcısı Ömer Başkan gibi salih insanlar kenti ne olmuştu da, bu hale gelmişti? Yazık... Akhisar TSYD temsilcisi kardeşlerime nezaketleri ve yardımları için teşekkür etmeliyim. Bu nezih yapının, güzel Akhisarlı insanlarını sevmiştik biz... Galatasaray beklediğim gibi başlamasa da, 2 golle öne geçmeyi başardı. Akhisar penaltı kazandı, Soner dışarı attı. Galatasaray’a gol atmaktan sorumlu Seleznov, 51’de 1-2 yaptı. Gecenin başrol kahramanı Rodrigues gibi gözükse de, esas aktör Donk, en iyi yardımcı oyuncu da Linnes olmalı. Gomis penaltı şanssızlığına karşın bağırlara basılmalı. Kalan 180’e devaaaam...

Gecenin sorusu

Dany’ye reva görülen protestolar, tek kelimeyle haksızlıktır. Bu çocuk değil midir Akhisarspor’u Türkiye Kupası Finali’ne taşıyan kahraman sporculardan biri?

Maçın starı

Gücü kuvveti, ciddiyeti ve mücadele değerleriyle Donk gecenin yıldızı olmayı hak etmiş, zaman zaman çok kritik pozisyonlarla ve rakipleriyle baş etmeyi mükemmel becermiştir.

Maçın olayı

Sakinlik, akılcılık, konukseverlik özellikleri üst düzey, memleketim zeytin kenti ahalisi, ne oldu da bu hale geldi? Üzülmemek mümkün değil.

Kısa mesaj

Galatasaray futbolcuları ve vefakar taraftarları Gomis’i bağrına basmış ve camianın gerçek gücü kaynağını bir kez daha cümle aleme kanıtlamıştır... Kutluyorum.

Galatasaray kadim camiası ve taraftarları ASY Spor Kompleksi alanını, Aslanland olarak tapuladı yine. KHK statüsünde Sarı Kırmızı hakimiyet tescil edilince, Kara Kartallar başka zirvelere doğru kanat çırpmak ve konabileceği mekan aramak zorunda kaldı elbette.

Siyah-Beyazlı ekip tehlikeler oluşturdu da, golle buluşamadı. Muslera Beckenbauer’i dahi imrendirecek libero ustalıklarına imza atarken... Bir de Samurai tadında Nagamoto vardı. “Made in Japan” dün geceye mührünü basan adamdır, Muslera gibi..

İmza ve tasdik işi de Fernando, Rodrigues gibi aslanlara kaldı. Denayer, Linnes ve sahadaki herkes gerekeni mükemmel yaptı. Kartal dün gece itibarıyla, başka mekanlarda zirveyi aramak zorunda kaldı!

Galatasaray çok zor bir geceyi, mükemmel futbol üretimi ve aslanlar gibi mücadelesiyle, 2 gollü zaferle atlattı. Fatih Terim ve ekibine güveniniz, dualarınızı şampiyonluk vaktine kadar, eksik etmeyiniz sevgili Galatasaraylı...

Gecenin sorusu

Galatasaray galip gelmiş olsa da, Beşiktaşlı dostlara sormak geldi aklıma “Cenk Tosun’u aradınız mı, aramadınız mı?”

Maçın starı

Muslera... İmrenilesi human kriterleri ve kalecilik hünerlerine dün gece ayak estetiği ve şık vuruşları da ilave eden, bir klas sporcudur kendileri.

Maçın olayı

Negredo’nun kaçırdığı akıl almaz gol, Beşiktaş adına olayıdır dün gecenin. Tabii Galatasaray adına da öyle. Çünkü konuk iyi oynamaya başladığı anda büyük fırsat heba oldu. Sonrası da, Beşiktaş için fena oldu.

Kısa mesaj

Mariano sakatlanıp çıktığında üzülen Galatasaraylılar’ı teselli adına ‘kamikaze’ kimliğiyle “canım size feda” mesajı veren Nagatomo’nun; Beşiktaş defansını adeta kılıçtan geçirmesi ve ikebana zarafetinde topu kesmesi... Yani asisti!

Galatasaray büyük avantaj yakaladığı gecede, uzun süre acemilikleriyle ‘pes yani!’ dedirtti... İyi ki Sinan Gümüş 83’te altın golüyle 3’ledi de, aslanları sevindirdi. Gomis hamlesiyle henüz oyunun başında 1-0 öne geçen konuk, 2’yi de yakalamasına rağmen, ev sahibinin istek, hamle ve baskısı karşısında, yoğun sıkıntı yaşadı. Galatasaray’ı bunalımdan Tzavellas kurtarmaya çalıştı 17’de, Mariano çok şık bir orta yaptı ve Alanyalı topu ‘çıt’ kendi ağlarına taktı: 0-2. Deplasmanda yakalanan avantajın Galatasaray’ı rahatlatıp, hakimiyeti eline alacağını zannederseniz, yanılırsınız.!

Bir şampiyonluk çıkarırsa!

Rodrigues 30 milyon Euro ettiği günden itibaren, 5 para edecek futbol örneklemiyor. Onun kaptırdığı topla buluşan Fernandes çok şık attı: 1-2 oldu ve 53’te yine Rodrigues’in kaçırdığı büyük fırsatın ardından Alanyaspor penaltıdan 2-2’yi yakaladı. Uzun lafın kısası Galatasaray deplasmanlarda ev sahibi tasallutundan asla kurtulamayıp, zaman zaman çaresizlikten öteye geçemiyor. Savunmada yerleşim ve kademe sıkıntıları had safhada. Fatih Terim bu yapıdan bir şampiyon daha çıkarırsa bilinizki camiadan alacağı, daha çok dua ve Rabbimizin büyük yardımı var.

Gecenin sorusu

Alanya tribünlerinden dostlar sordu ‘Galatasaray bu futboluyla şampiyon olur mu?’ Bu futboluyla işi çok zor dedim ben de...

Maçın starı

Sonradan dahil oldu ama altın golüyle 3 puanı buldu... Sinan Gümüş...

Maçın olayı

Rodrigues mutlaka sorgu odasına alınmalı. Atması gerekeni atamayan, kaptırmamasını gerekeni kaptıran beyefendi ne yapıyor arkadaş?

Kısa mesaj

Fatih Terim bir ordinaryüs operasyonu tadında ameliyata müdahale etti ve hamlesiyle ölümcül hastayı morga gitmekten kurtardı, Tabii ki kutlanmalı.

Seleznov 2’si tabelaya geçen, 1’i ofsaytla geçiştirilen, birbirinin kopyası 3 golü 35 dakikanın içine sıkıştırdığında, düşündüm! Fatih Terim’e Akhisarspor’un; Trabzon, Bursa, Fenerbahçe ve daha nice deplasman sürprizlerinden hiç bahseden olmamış! Aksi halde böylesi zamazingosu bozuk bir savunma ve orta saha kurgusu, katiyen kurgulanmazdı. E bağırsaklar tutmayınca, “cır - cırrrr - cırrrrrr” gidersin zaten. 4 - 28 ve 35’te Seleznov’un filelerle buluşan, ikisi kayda geçen gol vuruşları ardından; 53’te Muğdat dikkatli vursa 0-3’le bitecek, midende zannettiğin tur için, 180 dakika sonunda, ancak sifonu çekip gidecektin.

Maicon 77’de, ötekiler 90’da tursuz gitti zaten! Galatasaray’ın büyük mutluluklarla kapattığı haftalar ardından, ‘narkolepsi’ benzeri rahatsızlıklar yaşadığı kanaatindeyim. Nedir bu? Uyku kontrol mekanizması bozulması ve beraberinde yaşanan çeşitli dertler! Nöroloji uzmanları konusu yani. Ama dün gecenin futbolcuları ve halleri bana ‘narkolepsi’ olabilir mi dedirtti. Siz ‘Galatasaray futbolcusuyum’ diyor ve o şerefli üstelik çok pahalı formayı giyiyorsanız hakkını verecektiniz... Veremediniz!

Gecenin sorusu

Sezonu yurt içinde ve al gülüm ver gülüm makamında geçiren Galatasaray futbolcularının; 3 günde bir maç oynayacak dayanıklılıkları yok mu?

Maçın starı

Seleznov... Absolut tek kelimeyle mükemmeldi, Ukraynalı oyuncu.

Maçın olayı

Okan Buruk’un çok doğru oyun planlaması ve futbolcularının mükemmel konsantrasyonu. Kupa müsabakalarının 180 dakika oynandığını bilenlerle, 90 dakikada halledildiğini zannedenlerin örnek alınası mücadelesi...

Kısa mesaj

Galatasaray beş para etmez milyon Euro’luk futbolcu kılığındaki bir takım zerzavatlardan ya kurtulacak, ya da kurtulacak... Aksi halde o tiplere güvenenlere de, yazık olacak!

3 haftadır kazanamayan Kayserispor, geçen hafta Galatasaray’ı yenip liderlikten indiren Gençlerbirliği’ne patladı. Sumudica’nın ekibi 3-2’lik skorla galibiyete uzandı, Gençler ise kümede kalma yarışında çok büyük yara aldı.

Bu şık oyun, goller ve görsellik, mandepsiye gelmeyen, 90+7’de; Gençlerbirliği avantajını esirgemeyen, gölün ofsayt kaynaklı olduğunu da es geçmeyen, Fırat Aydınus ve ekibi, günün en güzelleridir. Harikulade müsabaka senaryosuna teknik direktörler Simuca ve Özat kadar, Aydınus da katkı yaptı... 15’e kadar ısınma modunda geçen oyun, 16’dan 90+’ya kadar ateş oldu, alev aldı ve kor oldu kaldı! Afyon kökenli Fransa mahreçli Atila Turan 28’de bir çaktı ve oyun, futbol ateşi olarak hepimizi sarıp sarmaladı. Fransa alt yapısı 40’a yakın milli, Turan’ın muazzam vuruşu direkten döndü; Boldrin tamamladı, Hopf’un çabası yetmedi: 1-0. 44’te Gençlerbirliği Galatasaray’a soldan attığı golün benzerini solundan yedi! William Amorim ‘böyle boş alanları severim’ dedi: 2-0.

Özat ikinci yarı, Engels’in sözünden ‘el’ kısmını atıp ‘ayak’ ekledi ve ‘bizi kurtaracak olan kendi ayaklarımızdır’ dedi! 55’te Sessegnon vurdu direkten döndü, Lung o ara Rahmi’yi indirdi penaltı. Sessegnon ve 2-1.

90+7’de nefesler kesildi

Dakika 59’da Lung 2-2’ye ve Elvis’e golüyle ‘hit’ olma şansı vermedi... 77’de Türüç’ün savunmada seken topu, yakan top olunca tabela 3-1 etti. Peki Gençler ‘atın bizi denizlere’ dedi mi? Hayır, azimle direndiler 86’da Skuletic’le 3- 2 ettiler, hatta 90+7’de 3-3’ e bağladık zannettiler ama ofsayta kurban gittiler 3-2 bitti yani... Bu halde Ankara; Gençler-Osmanlı muharebesine bakar, akıbet-i hüsran ya da, Cavcav sezonunda bayram!