‘’Fırat Aydınus VAR'dan var etti!‘’
Henüz 20 yaşındaki Fenerbahçe’li evlat, misafir tribününde rahatsızlanınca hastaneye götürülüyor fakat maalesef yaşamını yitiriyor. Hakk’a yürüyen gencimize cennet ve rahmet; aileye, Fenerbahçe camiasına başsağlığı diliyorum. Sözde Galatasaray ve Fenerbahçe’liler adına tasasız bir derbi yaşayacaktık ama elim olaydan haberdar olunca, üzüntüden iki büklüm olduk. Sarı-Lacivertli futbolcular da, 67. dakikadaki penaltı golüne kadar adeta iki büklümdü! Aydınus’un VAR ekranında var ettiği, outlet standartlarındaki penaltı sonrası toparlandılar ve sonra 2-2 beraberliği de yakaladılar. İlk yarı konuğu kendi alanından çıkarmayan ve baskı uygulayan ev sahibi, ikinci 45’te aynı yapıyı muhafaza edemedi. Neticede deplasmanlar gol fakiri, Galatasaray’ı görünce önce ikiledi! Hatta 85’te üçüncü gelecekti Muslera önledi. Sonra Skrtel de beceremedi! İlk devre Galatasaray, ikinci devre de üçüncü hatta dördüncüyü beceremedi ve 2-2 bitti.
Gecenin sorusu
Fırat Aydınus, yoktan uydurduğun penaltı gerginliği, nelere mal oldu gördün mü?
Maçın starı
Linnes... Hep yan bakılan adam, çoook yıldız(!)’dan daha yaman.
Maçın olayı
Anlatmıyorum... Gazetemdeki fotoğraflarda görüyorsunuz zaten! Yazıklar olsun.
Kısa mesaj
Sabır ya Rabb...
‘’Hipotermi sendromu mu ?‘’
Galatasaray ’ın haline baktıkça ; ‘ izlediklerim, ‘hipotermi sendromu’ vakası olabilir mi acaba ? ’ diye düşünmekten kendimi alamadım ! Buradan bakınca elimde herhangi bir bulgu olması imkansız ama belirtiler de ortada ! Yaşanan vagon yükü sakatlık, sözde sağlam ama sakattan beter dolaşanlar. Hani demiş ya doktor ‘kırık değil, bıkık bıkık. ’ Kronik Florya bıkıkları vakası yani ! Bu hal Aslan ’da ; 35 derecenin altına düşmüş vücut ısısı emareleri değil de, nedir Allah aşkına ? Şimdi 68 ’ de Malatya direğinden dönen top, züğürt tesellisi ve ‘ah-vah’ edebiyatı ötesi mi ? GS ’de 2-0 sonrası tepkisizlik, ‘bunlar 4X4 musalla adayıdır ’ diye tanımlanacağı için; rötarlı bir hareketlenme yaşandı. Hepsi o! Malatyaspor doğru futbol tercihleri ve kazanma iştahı, konuk kara formalıların enkazdan pek farklı olmadığını ispatladı ve 2-0 kazandı.
Erol Bulut ve ekibini helal alın terleri ve adam gibi mücadeleleri nedeniyle kutlamak gerek. Galatasaray forması giymiş, kota zorunlu forma hamili ufku, aklı uçuklar için de ; ruhsal ve psişik enerjileri devreye girsin diye, dua etmek gerek tabii...
Gecenin yıldızı
Bu kadar uzun süre oyunda bulunup, hiç gözükmemeyi becermek her babayiğidin harcı olamaz. Sinan Gümüş başardı valla. Terim de kaçırdığı gol sonrası gördü ve becerikliyi derhal yanına aldı ! Aldı da, geç kaldı.
Gecenin sorusu
Galatasaray futbolcuları arasında salgın hale gelen sakatlık vakalarına kim deva olcak ? Muskacı Sultana ya da, şifacı yatır Baba mı ?
Maçın olayı
Ozan iki defa saniyelerle ve kıl payı kurtulduğu penaltı üzüntüsünden, üçüncü de kurtulamadı... Bu elim vakada, kaptan Selçuk ve maiyetinin kılı, mutlaka kıpırdamalıydı . Kıpırdasaydı eğer, sabi o sıkıntıları o denli yoğun yaşamazdı !
Kısa mesaj
Erol Bulut çok az maliyetlerle adam gibi futbol oynanabileceğini 2 sezondur kanıtlıyor... Adam hiç konuşmuyor... Görüyorsunuz!
‘’Bursa evinde güzel‘’
Samet Aybaba gencecik yıldız adaylarına açtığı otoban değerindeki kulvarlarla, ‘Beybaba’ sıfatını haketmemiş midir sizce? Latovlevici de önde o kadar etkili ve şık işler üretti ki, bu seçim ve tayin de bir Aybaba kalitesi fotoğrafı olmalı kesin. Bursa 2. dakikada; Tunay’ın ortasını asiste tahvil edip, sol ayak içiyle bir tek vuruş güzelliği ve Latin estetiği üreten, Latovlevici ile 1-0 öne geçti. Mesut Bakkal’ın da doğru bir saha projeksiyonu hazırladığını görüyorum. Fakat Marlon Brando’nun ‘Paris’te son tango’ performansını, Haluk Bilginer’den bekleyemezsiniz ki!
Futbolda da öyle. Bakkal’a ‘N’ayır - N’olamaz’ naraları attıran çok hatalar oldu. Konkordato ilan etmemek için, zannederim kendini zor tuttu. Haydar ne yapsın çeliyor, kurtarıyor ama yetmiyor! Çünkü önündekiler savuşturamadığı her topun ne olacağını adeta bekliyor. Hatasız kul olmaz doğrudur ama savunma aksiyonlarında da bu kadar hata olmaz. 45+2’de Latovlevici ip gibi kale sahası önüne saldı, Aytaç 2 taksitte 2. golü attı. Haydar yine birinciyi savuşturuyor ama yetmiyor ! Önde Bobo bekliyor. Efecan’ın sağ ve sol kanat efelikleri yetmiyor. Fernandez çok didiniyor. Yetmez tabii, yetmedi de.
Bursaspor hakettiği ölçüde sonuca tahvil edemediği skorları, tahsil etmeye tamamen kararlı gibi. Dün gece bu ışığı gördüm yani. Bursaspor 2-0 Alanyaspor Halil Umut Meler de güzel bir müsabaka yönetti. Tebrikler...
‘’7 eksikle bu kadar‘’
Gençler hatırlamaz ama asla unutamaz bizim nesil! İngiltere karşısında Sürmene bıçağı gibi bilenmemize rağmen, feci yenilgiler almaktan kurtulamazdık. Bu ağır hasarlardan birinde, Abdülkerim kaleci Yaşar’a soruyor ‘bu da mı gol oldu?’ Kalecimizin cevabı muhteşem; ‘hangisi gol olmadı ki!’ Motivasyon, konsantrasyon, dominant gibi terimlerin henüz keşfedilmediği yıllar. Bilenir gider, kör testereden beter edilir dönerdik ! O meşhur maçların 46. dakikasından itibaren ‘Allahım bu maçı ne olur böyle bitir!’ diye dua ettiğim çoook, karşılaşma olmuştu gençliğimde. Ama dün gece henüz dakika 5’te başladım salavat getirmeye.
Gafletin cezası!
İlk 5 dakikada kalemize, 4-5 şut halı saha maçı tadı ve kolaylığında! 7’de Mesa 1-0, 8’de penaltı ve 9’da Serabia 2-0... 35’te Promes’ten promosyon tadında bir gol 3-0 ve ikinci devre 3 gol daha... Kaç olduğunu söylemiyorum, zaten görmüyorsunuz! ‘Göz görmeyince, gönül katlanırmış’ mı derler ne? Şimdi gelelim sadede; Akhisarspor yönetimi umursamazlık, birkaç sezonun yolunda gitmesinin verdiği rehavetin ve ‘biz bu işleri öğrendik’ gafletinin cezasını öder. Hem de hiç ummadığı şekilde öder. Aklın önüne geçen kibir, kin ve ulemalığın hele hele spor ulemalığının hayır getirdiği, hiçbir kul ve kurum görmedim 50 senedir her tarafını soluduğum bu alemin içinde!
‘’Dadaş Trabzon'u tekletti!‘’
Trabzonspor’un beklentileri yoğun ama dün gece saha üretimi berbat. İlk 45 dakikada Şifo Mehmet; oyun içinde olsa ve VAR olmasa! Erzurumspor’un 3 golle ilk yarıyı bitirmesi, işten bile değil. Henüz 6’da Özer’in şahane ‘deep’ gösterisi, filelere gitti. VAR bu ustalığa foto-finiş marifetiyle ‘YOK’ dedi. 33 ve 37’de üretilen konuk pozisyonlarında da, ‘Emrah değil, Şifo Mehmet olsa, kaçar mıydı’ denilmez de ne denirdi? Rodellega’nın iki kafa şutu, biri direkten öteki direkt dışarıya. Hepsi o koskoca ilk yarıda! Ev sahibi Trabzonspor ne halde? Diğerlerinin ekmek bulamadığı yerde Burak ve Rodellega pastadır, pasta! Pekiii ya Bordo-Mavili orta saha? Ne hücumda, ne de savunmada zerre icraat yok. Erzurumspor ikinci yarının ilk 20 dakikasında, ev sahibini resmen patakladı ama knockaut yapabileceği fırsatları kullanamadı. Trabzonspor lehine penaltı kararına, VAR yine ‘YOK’ dedi. Çünkü bel altı vuranın, aslında Rodellega olduğu netti! Erzurumspor fazlasını hakettiği yerde, yek puanla yetindi.
Gecenin sorusu
Böylesi mükemmel ve içten tribün desteğine, sevgisine Trabzonspor orta alan futbolcularının verdiği cevap reva mı? Konuşmuyorum, görüyorsunuz!
Maçın starı
Egemen her haliyle Dadaş namına yakışır bir tavır ve adamlık örnekledi. Helal olsun... Özer ve Taylan’a da bravo bu arada...
Maçın olayı
Bülent Yıldırım olmayan penaltıya nasıl oldu da penaltı çaldı? Nazar yani!
Kısa mesaj
Abdülkadir! Nedir bu hal? Performans her futbolcuda iner çıkar, normaldir ama ya hakem kandırmaya başvurma! Toparlan derhal, sadece Trabzonspor’a değil Türkiye’ye lazımsın ha!
‘’Temel arıza, kültür farkı!‘’
Bir duran topa baka kalmış haldeyken; Neustadter’ten yediğimiz gol! Ruslar’ın iş ciddiyeti ve icraatlarından ders almamız gereğini düşündürdü! Kars’ta 40 sene kalan ve Baltık mimarisininin yapı karakterini bırakan komşularımız ve bizim mimarimiz! Futbol alanında da fark aynı kriterlerde! Doğru plan, proje, özgün futbol üretimi onlarda, her türlü çarpıklıktan nasiplenmiş uygulama imalatı bizim tarafta! Hakeme itiraz peşindeyken, zor kurtulduk ikinciyi yemekten! Ne doğru dürüst savunma, ne de hücumda olması şart zamanlama! Yetenek çok ama uygulama, konsantrasyon hava! E o vakit Lucescu deneyim ve projeleri de berhava! Yani başarıları kanıtlı Lucescu’ya değil, kendimize bakmalıyız! Ülke mimarimiz, yaşam kalitemiz, disiplinimiz neyse; sportif halimiz de o düzeyde. 78’de 2. golü de yedik. Uzun lafın kısası; önce Kars’taki Rus özgün eserlerine bakalım, bizim mimari becerilerimize (!) göz atalım ve üzerine futbolumuzu konuşlandıralım!
Gecenin sorusu
Taktik uygulama ve dikkatsizlik kaynaklı, akut defolarımızdan nasıl kurtulabileceğiz acaba?
Maçın starı
Baltacı&Katerina masalı!
Maçın olayı
Duran top ‘duruş kültürü’ dersimizden bu sefer de, çaktık!
Kısa mesaj
Ay-Yıldız’ı saha içinde yönetebilecek zabiti, yine bulamadık!
‘’Eyyyy Galatasaraylı...‘’
GŞG - GAP - GİK - GUK - GUD
GŞG - Galatasaray Şer Grubu !
GAP - Galatasaray satış (!) personeli !
GİK - Galatasaray itham kurulu !
GUK - Galatasaray UEFA ispiyoncu konseyi !
GUD -Galatasaray’ı uçurtma derneği !
Galatasaray bir Genel Kurul yaptı ve 1996’dan beri Kulübün göz göre göre soyulup, batırılmasına kayıtsız kalan ‘şer’ grubu, yönetimin elini kolunu bağladı !
Galatasaray açığa alınmış satış(!) personeli el altından UEFA’ya şikayet mektupları yağdırdı, Avrupa yolu tuzaklandı. Ve Galatasaray sözde Galatasaraylı’larca içerden, yalanlarla satıldı!
Ardından bir ‘kin’ ekim toplantısı oluşturuldu ! Burada olan biten de, Divan kurulu kapsamında mıydı, yoksa suni itham kurulu mu kurulmuştu anlaşılamadı !
Galatasaray UEFA ispiyoncu konseyi, kulüpte ve yönetimde yaşanan düş kırıklıklarını avuçlarını ovuştura ovuştura izlemeye başladı. Kadehler ‘batırmaya devam!’ Şerefine kaldırıldı !
Galatasaray’ı uçurtma derneği elemanları da uçurulan borçlar, savrulan paralar, yok olan Florya, Riva, harap edilen ada ve 280 dönüm Seyrantepe arazi ardından yepyeni hayallere daldı.Hayırlı olsun...
Eyyyy Galatasaraylı beraber yürüdünüz siz, batmaya çeyrek kalınan bu kulvarda !
‘’Mustafa paşa!‘’
Bağbozumu sonrası, bir rehavet iklimi ve onarım gereği gözlenir Ege dolaylarında. Göztepe adeta bağbozumu havasındaydı dün gece, ev sahibi Kasımpaşa önünde. Hele hele ilk 20 dakika Paşa, konuğa su dahi vermedi. 21’de Trezeguet asisti yaptı ve Eduok ilk golünü attı: 1-0. Sonra 47’de bi daha attı 2’ledi yine Eduok, Trezeguet asistinde. Bu arada hasat yorgunu Egeliler ilk 45’te Traore ve Gassama gibi iki kenarını da kaybetmiş ve balansı külliyen bozulmuştu. Sağlıklı takıma göbek saplaması kırık kamyon benzeri haller oldu yani! Başı başka, sonu bambaşka bir yöne gidermiş gibi bir görünüm sahada. 50-56-57-61’de Beto konuştu kalesinde. Yasin’de 69’da artığı muhteşem gole kadar yalpaladı ! Be arkadaş o mesafeden de tavana çakılır mı? 2-1 şimdi. Trezequet 84’te iki asistine bir de harikulade gol ekledi ve 3-1 etti.
Gidiş ve gelişler
Futbol ve skor keyfiyle, çok şık goller izledik. Kasımpaşa 3 müsabakanın kaybetme hüznünü, Mustafa Denizli yönetiminde bitirdi... Bu arada Kemal Özdeş bilmem ne diye gitti? Yuvarlak topun yuvarlak işleri ve teknik adamların nedeni asla çözülemeyen gidiş ve gelişleri... Başarılar diliyorum Mustafa Denizli...
Maçın yıldızı
İki yıldız vardı dün sahada. Biri iki asisti ve şık golüyle Trezeguet, bir diğeri ise iki kez ağları sarsan Eduok.
Hakemler
Düdüklerimize sallamaya alışık olan futbol camiamız, dün gece harikulade bir 90 dakika izlememizi sağlayan Halis Özkahya ve ekibinin katkılarını görebilmiş midir sizce?