Kış kapısı Kasım’da kasayı akçeyle doldurup kiler boşaltmak, ancak ‘cin’ gibi akıl ve November paşalık gerektirir ! Paşa bu operasyonu yaptı. Yapının mihenk taşlarını boşa çıkardı, senteyi kaydırıp; yükü tamamen Denizli ve Trezeguet’e bıraktı. Bıraktı da, mevsim icabı ayaz fena çarptı! Ortam buz kesecek, bu gidişle. Feghouli üçlemesinde; skor 4 oldu. Kasımpaşa harbiden dondu ama November pasha bilemem ne oldu? Kasımpaşa 1-0 öne geçtiğinde bile Galatasaray kalitesinin, sahayı ev sahibine dar edeceği belliydi.

Belhanda klasını konuşturdu. Feghouli de arkadaşına mükemmel uydu. Galatasaray futbolcularının, koro halinde bekleneni icra ettiğini söylemeliyim. Aslanlar şampiyonluk kokusunu aldıkça HİPOKAMPUS’ları da büyüyor! Gri cevherdeki yani korteks alanındaki, pozitif oluşumu sağlayan Mustafa Cengiz yönetimini, Fatih Terim ve ekibini, elbette Galatasaray tribünlerini içtenlikle kutluyorum. Teknik analizi de, çok bilenler kadar çok bilmediğim için yapmıyorum nokta! November pasha çoook yaşa...

Gecenin sorusu

Kasımpaşa’nın bu sezon için hedefi neydi ? Taraftarı etkili olmayan kulüpler ‘tehlike’ diyorum da, anlayan kim?

Maçın starı

Feghouli...

Maçın olayı

Onyekuru ilk yarıda kendi savunmasına kadar kovalayıp önlediği tehlikeli pozisyonda, takım arkadaşlarına müthiş bir direnç ve enerji aktarımı yapmıştır. Gol atmak kadar önemliydi o hamle bence.

Kısa mesaj

Kemal Özdeş iyi yapmış ve onca puanı toplamış... Aksi halde Kasımpaşa’yı Muhteşem Süleyman bile kurtaramazdı!

Arkasına bakmadan, zerre tedbirsiz cümbür cemaat; Rize tarafına giden Bursalılar’a, ‘basma peşine giderken evdeki ipekten oldunuz’ demiyelim de ne diyelim şimdi? Öyle ya! Beraberlik dahi 24 puanlı ev sahibi için ipek değerlerinde değildi de neydi? Yapay değil, doğal futbol zekası hamili iki teknik adamın gerilim, heyecan ve akıl oyunları içeren gösterilerini izledim. Okan Buruk’un ‘tevzi makarası’ standartları daha ekstra kalitedeydi. Aatif-Muric ve Abdullah kesintisiz akım sağladı.

Bursa’da Ramazan tekleyince, Aybaba ‘kenara gel baba’ dedi ama yetmedi! Çünkü sadece ramazan değil iftar, sahur, teravih vaktinin dahi, sağlıklı ortamda geçmediği meydanda Bursa’da!

Dengeler değişti

Muhammed ve Ertuğrul önemli hamleler yaptı fakat dakika 12’de yaşanan dehşet defoyu önlemeyi, AFAD ekipleri dahi başaramazdı: 0-1. ..Ve 2. gol de gelince, ‘Süper Lig deep’ dengeleri iyiden iyiye değişti! Akhisar’ın aşağıda demir attığı gün, Okan Buruk ve ekibinin; Bursa’dan 2 gol ve 3 puanla dönmesi, derin bir mesaj ve ilahi adaletin tecellisi olmalı... Di mi?

Benfica dün gece, daha klas beceriliydi ev sahibinden. Bu gerçeği inkar, futbol realitesini inkar olur! E bir de, ölü suratlı İspanyol düdük, tuz biber ekti bunalımlı Aslan hal ve gidişi üzerine. Manzano penaltısı, ‘penaltı’ gibi değil; emperyalist bir profilin outlet kriterlerinde defolu resmiydi sanki. Hele hele Gedson! Sarı kart gördüğü pozisyonda isyan ediyor, utanmasa Ndiaye’nin bir organını alıp eve ganimet diye götürecek yani. Hakem; 83 Gedson ve arkadaşlarının bilumum kalkışmalarına, hep manasızca baktı.

Nagatomo göbek saplaması kırık Made in Japan age 44 kamyonet gibi başladı ve öyle gitti. Ama hayrettir fatura Pasifik istikametine değil, fiyortlara kesildi! Linnes gitti. Diagne durdu! Başka duranlar da vardı tabii. Luyindama golü, tribünlerden yükselen yersiz seslere bir (!) işareti, Galatasaray’ın yediği 2. gol de, Portekizliler’in ‘futbola doğru istikametten bakın’ sinyali değil de neydi? Futbolumuzun fena halde sırıtan beka sorunu için, mutlaka kendimize gelmeli; içsel çekişmelerimizi daha doğru kriterlerle emar kontrolüne sevk etmeliyiz.

Gecenin sorusu

Faruk Süren milyon dolarlar saçtığı Mecidiyeköy ASY projesi sonrası yeni stada gelirken acaba ‘ben ne yaptım?’ Diye zerre pişmanlık yaşadı mı? Dün gece trafiği aşmaya çabalarken, hep bu sorunun cevabını aradım!

Maçın starı

Daim başarılarını paylaştığımız Nagatomo, dün gece tam bir yıldız kayması olayı yaşamış ve yaşatmıştır.

Maçın olayı

Her hoşa gitmeyen top kullanımında, tribünlerden yükselen homurtulu nidalar, Galatasaray taraftarları erdemli ve özgün karakter yapısına uymaz. Nokta!

Kısa mesaj

Türk futbolu gerçekleri bir kısım kadrolu TV yorumcularınca, merdiven altı statüsünde eleştirildikçe, gerçek tespitleri yakalamak mümkün olamaz. Olmaz!

Talat Terim, ailesi ve evlatlarıyla çok mutlu oldu. Onurlu, erdemli insan, güzel müslümandı. Semt camiinde okuduğu ezanlar da daim kulaklar ve gönüllerde kaldı. Her babaya nasip olamayacak eşsiz güzellikleri de hamd ve tevazuyla karşıladı. Mekanı cennet babalar arasında, safını aldı. Rabbimiz rahmetlerini çok, mekanlarını daim cennet eylesin inşallah. Baş sağlığı diliyorum tüm ailesi, yakınları ve sevenlerine.

Hatayspor diri, becerili

Hatayspor deve dişi gibi bir futbol takımı. Sağlıklı, diri, becerili. Elbette başarılı da. Müsabakanın yıldızı adayım kaleci Ömer, o şansız kırmızıyı görmeseydi ; sanırım çok şey değişirdi. Bu işareti dün gece değil, Başakşehir’i eledikleri gün vermişlerdi zaten. Cümle alemin aylardır şampiyon ilan ettiği belediye armadası, bu ilandan habersiz bir düdüğe denk gelince... İlhan Palut’un mükemmel ekibi, sezon akut favorisini yerle bir etmişti! İki kalecisi birbirinden başarılı, mücadeleci, diri ve nalına mıhına oynayan Hatayspor mükemmel bir takım. Galatasaray yıldızlarıyla çok gol kaçırdı, fırsatlar da yakaladı ama Feghouli eğer uzatmalarda 2’yi bulmasaydı, Hatayspor’dan zengin mutfaklarıyla müsemma, bir farklı tad çıkabilirdi Sarı-Kırmızılılar adına. Galatasaray 2-0 Hatayspor.

Antalyaspor evindeki müsabakaya ‘Geçmiş olsun Antalyam’ pankartıyla çıktı. Ama az sonra sahada başına gelecek hortumu hiç beklemiyordu galiba ! Maalesef ev sahibi takım dakika 30’da başlayan rüzgarın, 35’le 43 arasında hortuma dönüşmesi sonrasında, büyük hasar gördü ve adeta yer ile yeksan oldu 35-39 ve 43’te gelen gollerle. Sonra Doukara bir umut aşılasa da, neticede hasar 4-5-6’ ya kadar vardı. Grando’nun attığı gol bir işe yaramadı.

Japon Kagawa ; oyuna girer girmez 7-8 saniye içinde golünü attı, ardından 84’te frikikten bir gol daha yapıp Antalya tribünlerinin de alkışını aldı.

Çok iyi müsabakalarına şahit olduğum Boffin, bir tuhaftı dün, diğer 10 arkadaşı da öyle. Kırkpınar pehlivanlarına taş çıkartacak beceriyle ‘tek paça kasnak’ daldı, penaltı aldı. Sektirdiği toplar haddini aştı. Kırmızı Beyazlılarda müthiş bir mutsuzluk ve konsantrasyon arızası net olarak gözüküyor. Açıkçası insan o direnen, mücadele eden ve her şartta dik gezen Antalyaspor izlemek istiyor. Bülent Korkmaz kalitesini sadece Türkiye değil, Dünya alem biliyor. Yönetimin mümkün olduğunca her sıkıntıyı giderme uğruna gerekeni yaptığını da, Antalyalı dostlar söylüyor. O zaman yaşanan bu Siyah- Beyaz hortum hasarını onarmak tamamen futbolcuların görevi olarak sırıtıyor. çünkü Antalya’yı seven herkesin içi kan ağlıyor. Sadece yenilgiden değil, sahadaki Armada’nın umarsızlığından. Bu yara derhal tedavi edilmek ve kronik hale gelmeden kurutulmak zorunda. Aksi halde tüm Antalya hiç haketmediği sancıları çekmek zorunda nokta! 2-6

Günün futbol pasta menüsünü Galatasaray’dan bekliyordum ama! Özellikle ilk yarıda lezzeti sunan taraf Alanyaspor oldu.

Sergen Yalçın eşsiz futbol hünerlerine dinamizm, mücadele, azim ve kuvvet katmış; ortaya nefis İtalyan asıllı Fransız pastası Makaron çıkarmış. 13-16-34-39’da üretilen tehlikeler hep Muslera tarafında. Zaten 45’te Campos hiç beklenmedik bir apar cut çaktı, çaprazdan gelen ‘curvet tv typ’ top önce Muslera, sonra kulübeler, ardından tribünleri bombe yaptı: 1-0.

Ya Sarı-Kırmızılı ekip ne yaptı? Kat kat lezzetli ‘Napoliten futbol pasta’ servisi için Terim’in zaman ihtiyacı var. Luyindama, Mitroglou sahaya yakışan sporcular. Tam anlamıyla kıvama getirildikleri anda, Galatasaray’ın karşısında hiç kimsenin işi kolay olmaz.

İddia ediyorum. 52’de Belhanda’nın ürettiği olağanüstü pozisyon ve Feghouli golü iddiamın bu geceye mahsus kanıtıdır diyorum.

Gecenin sorusu

Bir teknik adam ekibine bu denli doğru katkı yapabilir miymiş? Yapabilirmiş. Tebrikler Sergen Yalçın.

Maçın starı

Belhanda ; Harbi futbolcu. Bir şey söylemeye gerek yok görüyorsunuz zaten.

Maçın olayı

Fatih Terim’in yürekli bir duruşla, sahaya sürdüğü taptaze turfandalar. Gelece dönük yoğun ümit aşıladılar.

Kısa mesaj

Galatasaray; Galatasaraylılar’ın çok sevdiği fizik kalite ve endama bürünmüş... 60’lı yılların armadasını anımsadım. Talat Özkarslı, Ergün Ercins, Ayhan Elmastaşoğlu ve Metin Oktay’lı krallar topluluğunu...

Bornova Stadı önünde beyaz keten elbiseli, hasır şapkalı sırılsıklam bir beyefendi vardı. Sordum ‘kim o ?‘ İzmir meteoroloji müdürü dediler! Galatasaraylılar da, meteoroloji müdürü gibi bembeyazdı! Yani hava şartları herkesin formatını bozmuş, dün İzmir’de. Yollar batak, saha rezil, zemin felaket. Aynen 50 sene öncenin şartları. Yegane fark zemin toprak değil, çimen yeşili! Bu bataklığı sağlamak için üste para alıp köşe dönenler var biliyor musunuz? Beyler yeşillenirken futbol ve kulüpler zemine batıyor! Penaltı kaçıran Borges’e ‘neden?’ demem. Savunma ve hücum işlerine uğraşanlara da ‘asla’ eleştiri getiremem. Yıldırım’ın Gümüş’e gıcığı mı var bilemem! Ayarlarına güvenmedi gece boyunca gitti. Bu arada saha şartlarıyla müsemma bir gol, Göztepeli Reis’ten asist, Sinan’dan son dokunuş ve Galatasaray 1-0 önde 73’te.

Gecenin sorusu?

Futbolun ve sporcuların sağlığı adına gereken neyse o mutlaka yapılmalı. 4X4 aracın dahi diferansiyel dağıtabileceği zemine insan adelesi kurban edilemez. Edilmemeli!

Maçın starı

Muslera’nın 20’de çizgiden çıkardığı top gecenin akışını değiştirdi.

Maçın olayı!

Fatih Terim’in taraftarlarıyla kucaklaşıp, 3 puan sevincini makamında Muslera’nın 20’de çizgiden yaşanması.

Kısa mesaj

Galatasaray‘ı yıpratmaktan sorumlu, Aslan görünümlü naylonlara mesajı gerçek aslanlar verdi nokta.

Türk futbolu unutulamaz iki efsane solağı; üst düzey sol ayak zekalarını değil çok yönlü futbol projelerini yansıttı. Tur yolunda, Mustafa Denizli ve Sergen Yalçın’ın akıl uygulamalarını izledim. Keyif aldığımı da söylemeliyim.

İlk 10 dakika Alanya sağ kanat ataklarıyla kendini hissettirdi. Kasımpaşa ise daha sonra elde ettiği her topu, Ufuk’a doğru ivedilikle tahvil ederek, Alanya yüreklerini pırpır ettirdi. Gol için Kasımpaşa’nın çok şehvetli gözüktüğü dakika 15 var, 25’te devreye girip Alanya’nın görebileceği olası kırmızı karta, mani olan VAR var. Oyuna hakim oldukları halde, 59’da ucuz kartla kendini dışarıda bulan Josue var. Bahattin Şimşek’in iyi niyetinden emin ama tecrübesinden kuşkuluyum bu arada ! 105’te Tregezuet şık vurdu, gole yine direk mani oldu. Ceyhun yokladı 108’de, top fresh kalecide. Cenk Ahmet hakem marifetiyle cenke giremedi, Popov’lu Kasımpaşa topu o esnada kaleye Tarkan plasesiyle girdi, 1-0 şimdi. Dakika 13 değil ama 113 Alanya’ya uğursuz geldi, son düzlükteki hakem marifetiyle ! Hayırlısı...