Dakika 38’e kadar beşe iki temposu tam saha uygulaması tadında geçen oyun, Meniak asisti ve Boldrin golüyle renklendi 1-0 Bu renklilikte Linnes duruş renksizliğinin de katkısı vardı elbette. E kolay değil ! Sol ve sağ arka, uzun süre oynamamış 2 isim sahnede! Bu hal savunma ve hücum aksiyonlarını doğal olarak aksattı.

‘Tanrı sevenleri korur’ demişti Mario Simmel. ‘Dürüst kullarını da korur!’ Dedi Oğuz Dizer. Dakika 39’da Feghouli asistine, harikulade vurdu Emre Akbaba ve 1-1’i sağladı. Acılarla kaldığı yerde golle başladı, futbolumuz dürüst yüreği. Hayırlı olsun.

İkinci 45 ‘ te ilk yarı tadında start aldı. Tek fark yorgunluk kaynaklı defoların çoğalıp 5’e iki mesafesinin de, artması. Neyse stadyum dışına çıkan olmadı, hepsi içeride kaldı!

54’te direkten dönen Ömer şutu , 59’da Emre Lemina alışverişi konukta heyecan yaptı. 60’ta Rize tarafı ‘penaltı’ diyor ama Özkahya her şeyin matluba muvafık olduğunu görüyor. 68’de Boldrin, 69’ ve 71’de Oğulcan tehlikeli oldu, gol olmadı. Seri ve Falcao gitti Emre Mor ve Antalyalı girdi son 15 dakikada. 86’da Emre Akbaba yerde kaldı, çıktı. Adam Büyük girdi. Linnes ortasında Adem hamlesine VAR ‘ııh’ dedi. Emre Mor’un 90+’da attığı gol de badem edilip netice 1-1’e bağlandı. Oyuna ASY’de devam yani !

Eğer Sivasspor’un azmi, takım olgusu, iş ciddiyeti ve birbirinden şık golleri olmasa biz şu anda hakemlerin kendine güvensizliğini, VAR’ın yok ettiği özgüveni konuşacaktık! Henüz 3. dakikada Yatabare’nin kafa vuruşunu Ufuk kornere çeldi. 17’de Erdoğan çok şık bir gol attı, münazaralar sonrası ofsayt kararı! ‘Azimle hırs yapan mermeri deler’ misali Mert Hakan 22’de 1-0’ı yakaladı. 25’te istişare sonrası Yankaya önce ekrana sonra penaltıya yönlendi. 28’de Emre Kılınç penaltıdan 2-0 yaptı. Her pozisyonda VAR’a yanaşan Yankaya 35’te Erkan Kaş faulüne bakmadı! 45+’da Yatabare Sivas’ı 3-0 ‘a vardırdı.

Helal olsun Çalımbay!

3. golün asistini yapan Mert Hakan ev sahibini 49’da 4-0’a ve büyük avantaja taşıdı. Malatyaspor sahada tam kadro olsa da çok eksikti! Rıza çalımlı bay, ne kadar çalım yapsa hakkı. Hakkı da adamın hası Rıza o triplere dalmaz, sadece işine bakar. Her platformda ve mertebede çocukluğundan beri aynı ciddiyet ve iyi niyet. Helal olsun Çalımbay emeklerine...

Maçın yıldızı: Mert Hakan

Sezonun ilk yarısına damga vuran Mert Hakan Yandaş, ikinci yarıya da muhteşem başladı, iki gol bir asistle adeta maçın kahramanıydı.

Uzun zamandır saha içi istatistik değerlerle örtüşmeyen müsabaka sonu skoru, dün gece henüz ilk devrede yerli yerine oturdu. Neden? Çünkü rakip eksilten, iyi pas yapan, doğru koşan taraf hem golleri buldu, hem de istatistikle müsemma sonucu doğurdu... Galatasaray’ın sol kanadında Ömer ve Taylan ikilisi mükemmeldi. Bu güzellik Mariano kanadına pozitif yansıyıp sağ kanadı da hareketlendirince ortaya paylaşımcı, üretken, elbette hasretle beklenen Aslan topluluğu çıktı. Pas trafiğinin rahatça aktığı organik futbol yapısı, bağırsakları rahatlatıp Galatasaray’a musallat bilumum kabızlığı sonlandırdı! Falcao’nun 2 gol atması elbette önemli fakat Galatasaray formasından keyif aldığını ve içtenlikle mücadele ettiğine şahit olmak çok daha önemli. Sarı-Kırmızılı armadanın özlenen değerlere doğru hamlesine; ilk yarının son müsabakası da olsa şahit olmak, acaba bahar mevsimiyle ilgili bir müjde mi?

Gecenin sorusu

Selçuk gibi bitik tip hep aklına geldi de, Taylan gibi bir genç ümit; şimdiye kadar ne diye aklına gelmedi Terim? Bundan sonrası Allah kerim.

Maçın starı

Taylan. Kuvvetli, teknik, genç ve azimli... İnşallah daim Galatasaray forması ve Ay- Yıldız’dır hedefi.

Maçın olayı

Son şampiyonun sezon başından beri görülemeyen sağlıklı ve özlenen hali, ilk yarının son müsabakasında geldi. Maçın da yaşanan sezonun da olayı bu değil mi?

Kısa mesaj

İçi geçmiş, heyecanı bitmişlerle ; beklenilen hiçbir olumlu sonuca varılamaz nokta.

Terim gereğinin mutlaka yapılmasını ister. İster ama dün gece İzmir’de, gereği olmadı, olamadı. Bu hantal ve demode aletlerin eş değerlerini; futbol kadronuza doldurursanız, sürat motorları karşısında dahi dağılırsınız. Bırakın fırkateyn veya hücumbotlarla aynı denizlerde kapışmayı, ağlatır sizi gariban sandalları! Henüz 3. dakikada Babel dönemedi ve tosladı. Sonra 9’da Aslan savunma, hantallığın kitabını yazarken Jerome yaşamının en kolay golünü attı. 27’de Gassama Göztepe formasıyla Galatasaray adına 2. golünü atsa da, Aslanlar’ı kurtaramadı! Ve 61’de Galatasaray, Göztepe kalesinde gol ararken kendini buldu ama Göztepe Halil ile öne geçti: 2-1. Halil ve Serdar’ın her hücumu tehlikeli oldu. Netice? Galatasaray gidiyor, gelemiyor! Geliyor, gidemiyor ! Bu sene 90 dakikalardaki işler, istenildiği gibi gitmiyor. Göztepe sadece Konya ve Kayserispor’u evinde yenebilmişti... Aslan’ı yendi, Galatasaray galibiyet sevincini 17 sene sonra tazeledi.

Gecenin sorusu

Fatih Terim yine ‘kabahat bende’ diyecek ve Galatasaraylı futbolseverleri, sözde kaptan Selçuk ve eşdeğerlerine teslime devam edecek mi?

Maçın starı

Gassama! Galatasaray adına 2 gol atmak her baba yiğidin harcı olamaz... Kellesini kurtaran Halil Akbunar’a da ne kadar teşekkür etse az.

Maçın olayı

Galatasaray’ın hemen her pozisyonun ardından bakıp kalması ve gol atacağını zannederken golü kendi kalesinde görmesi! Bu kalibrede bir ekibe yakışır mı böyle gol yemek?

Kısa mesaj

Galatasaray iç hainleri; hacizlerle, kayyum talepleriyle Galatasaray’da dip deprem nedeni olurken; büyük masraflarla kazandırılan mavnalar karaya oturuyor ve vaziyet iyiden iyiye her açıdan, batmaya doğru gidiyor.

Mustafa Cengiz’in, sorması gereken soru ‘katil kim?’ Olmamalı! ‘Katiller kim?’ Olmalı. Fanatik’te 25 senedir yazıyorum, katillerin adresini ama görmek isteyen yok ki camiadaki ballı nema meselesi nedeniyle! Kulüp içi, civarı, yanı, orası, burası uyuyor (!) Koltuk mu sıcak, kasa mı patlak, meselenin esası nedir acaba? Sıkıntılı Ankaragücü; 5 savunmacı önüne 4 savunmacı daha dizmiş. Tek hücumcu önde. O tek hücumcu az dikkatli veya bir ekürisi olsa, daha başta en az 2-3 gol atardı da sonunda attı ve 2-2 yaptı. Ya Galatasaray? Falcao, Babel, Feghouli var ve bunların bir adeti Euro ederi, Ankaragücü takımına yeter. Ama alayı birbirinden beter. Her haliyle berbat vaziyetteki Galatasaray mücadele etmiyor, adam gibi futbol oynamıyor ve güven vermiyor. ‘Katiller kim?’ Sorusu öncelikle Galatasaray camiası içinde cevap bulmalı. Kulüpteki 25 yıllık soygun sürecinde, içeride namuslu, dürüst ve onurlu cemaat kaldıysa tabii! 2-2 iyi mi?

Gecenin sorusu

Galatasaray‘ın bilinen ve tanınan Galatasaray gibi oynayıp şampiyon adayına yakışır şekilde mücadele ettiğine inanan var mı?

Maçın starı

Kaptan Sedat ve 1 gol atıp bir asist üreten İlhan, örnek mücadele, spor erdemleriyle gecenin yıldızı ve gençlerin örnek alması gereken futbol karakterleridir.

Maçın olayı

‘Biz bitti demeden bitmez’ diyen inanç ve anlayıştan, rakiplerin son sözü söylemesini bekleyen istikrarsızlığa dipteki rakibin kestiği fatura!

Kısa mesaj

Fatih Terim’in çok ciddi bir bakım ve servis sürecinden geçmesi aşikar nokta.

Galatasaray son iki haftada sadece 5 puan değil, ASY’deki dayanışma ve moral gücünü de zayi etmiş! Tenhaydı tribünler. Cengiz ve yönetiminin; Florya kazanımı dahi, hıncahınç olmak için yetmez miydi? Kalitesi tescilli ev sahibinden yana, şikayetimiz neydi? Tempo, hız, kazanma azmi ve mücadele zafiyeti! Neden Adem’in attığı kafa golü, zorlama bir VAR çizgisiyle, ‘YOK’ edildi! Seri şık pas attı ve Mariano vuruşunda top N’Skala eline gitti, penaltı. Sağ kanatta ‘bulundurma vesikası’ hükmünde bulunan Belhanda, penaltıda devreye girdi: 1-0. Sonra Marafona ‘Tanrı’nın eli’ hükmünde şık kurtarışlar yaptı ve devre sonlandı. İkinci yarı sahada, Brugge müsabakası 1-0 üzerine yatma eziyeti, Alanya versiyonu izlendi. Tanrı’nın iki eli hükmündeki Muslera harikulade etkili, konuk şansızdı. Fatih Terim ve ekibinin her müsabakada Galatasaraylı futbolseverleri, böylesi bir acımasız testten geçirmesi kabul edilemez! Kale top manyağına döndü yani! Kabullenmek mümkün mü!

Gecenin sorusu

Galatasaray taraftarı nerede? Şimdi yoksanız, ne zaman olacaksınız?

Maçın starı

Yine Muslera, misler gibi kurtardı ha!

Maçın olayı

Son yılların Galatasaray adına olabilecek en güzel olayı gerçekleşti ama camia fark etmedi. Taraftar da uyudu... Florya be Florya!

Kısa mesaj

Galatasaray çok zor dönemeçlerden geçiyor, iç ve dış bedhahlar avuç ovuşturmaktan vaz geçmiyor, geçemiyor. Utanacaksınız!

Müsabaka sona erdiğinde, Fatih Terim ‘derdim çoktur, hangisine yanayım ?’ diye konuşsa, kim ‘ne’ diyebilir? Kasvetli ortam ve aşırı rutubetin Belhanda’da sinüs, Lemina’da sinüs, Feghouli de 3. dereceden kas gevşemesi, Muslera da depresyon, Marcao ve Mariano’da göz, bazılarında saman nezlesi kaynaklı halsizlik, güçsüzlük, ileri derecede keyifsizlik saptandı! Ömer ara sıra ‘Kara Murat’ı dahi kıskandıracak hamleler yapmış olsa bile nafile! 51’de Sörloth attı Trabzonspor 1-0 Ömer Gol sonrası Ömer yine şahlanıp şahlanıp gitti. Bu arada dermansızlık had safhada, herkes uzakta! ‘Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli’ kandırmacası, sadece şarkılarda zannedilse de, uzaktan gelen made in Japan allem etti kalem etti ve beraberlik golünü attı. Fatih Terim şu birkaç cümlede anlatmaya çalıştığım onca derdin, hangi birine yansın? Bırakalım da ocağı beklesin ve yaksın!

Gecenin sorusu

Galatasaray’ın rakip yarı alanda hiçbir etkinlik oluşturamadığını herkes görüyor. Görüyor da, acaba kim göremiyor?

Maçın starı

Belhanda... Bu kadar verimsiz oynayıp, formanın içinde kalmak için ancak ‘STAR’ olmak şarttı. Belhanda başardı.

Maçın olayı

Ali Palabıyık; Ömer’e gösterdiği sarı kart ve pozisyona hakimiyetiyle çok gergin giden maçın sağlıklı devam edip, şifa ile sonlanmasını sağlamıştır. Oyuna zıvanadan çıkarma yanlışlarına reçete olabilecek, doğru örnek konudur, kutlarım.

Kısa mesaj

Trabzonspor hedeflerine varma adına yaşadığı sorunlar ve nedenlerini bu 90 dakika incelemeleri sonucu cevaplarsa, daha da verimli bir süreci projelendirebilir.

Alanya da öyle bir ilk 45 dakika izledim ki; sahada izlenen futbolun reçetesi, sanki ‘gol diyeti’ içerikli! Müthiş önlemler, rakibin nefes almasına dahi mani olacak hamleler iki taraf adına da ve gol pozisyonu göremediğim bir 45+2 Pardon 45’te Gassama pası, Serdar ortası ve Soner’in usta üroloji doktorlarını kıskandıracak ama İzmirliler’i de kahredecek operasyonu neticesi; rakip savunmacıda prostat, Soner adına da gol yok! İkinci yarı önlemler kısmen gevşeyip, güç değerlerinin eksiye doğru yönlenmesi neticesi daha fazla gol pozisyonları ve heyecan vardı. Bu görselde Beto ve Titi önemli figürlerdi.

Marafona yetmedi

68’de Napoleoni çevirdi, Jerome vurdu Marafona çıkardı, döneni Castro şahne bir vuruşla gole ve 3 puana tahvil etti: 0-1. Alanya kendinden emin bir yapıyı sahneye koydukça, sıkıntı yaşar. Çünkü her aşırı güven görünümü altında, mutlak bir korku ve zaaf yatar! Göztepe de çabuklukla, acelecilik arasındaki farkı mutlaka saptamalı ve değerlerini çabukluk adına sahneye koymalı. Bu meseleyi rahat çözümleyebildikleri zaman yine deplasmanda kazandılar.