‘’Lider yine takıldı‘’
Rıza Çalımbay ve Erol Bulut, futbol karakteri artılarını ekiplerine, sporcuları da sahaya yansıttı. Huzurlu Alanya ortamında heyecan modu yüksek bir mücadele izledi futbolseverler. Halil Umut Meler’in de 90 dakikaya doğru ritm sağladığını söylemeli ama ‘90 da yaşanan Fernando olayı penaltı değil miydi’ diye de sormalıyım. VAR denilen sistem YOK mu oldu beyler?
Birinci yarının ilk ve son 35 saniyeleri, gerilim filmi final sahnelerinden farksız geçti. Traore asisti, Fernando mükemmel gol vuruşu; Sivasspor 35’inci saniyede 1-0 öne geçti. Şok gol de, Bulut ve Alanyalılar’ın şekerini yükseltti! Baskı yaratacak her çabayı, örneklediler tabii. Hele hele son 35 saniye müthiş gol fırsatları üretip, bu kez Çalımbay ve ekibinin şekerini fırlatıp odalarına yöneldiler.
Kaleciler devleşti
İkinci 45’te Akdeniz ekibi müthiş tempo ve baskıyla başladı. Ceyhun’un şutu 50’de direkten döndü. Aradığını bulamayan Cisse, Efecan’ın ortasında skora denge getirdi: 1-1. 77’de, Kone 82’de yine Ceyhun’un şahane şutlarında, Marafone ve Sanassa mükemmelliklerine şahit olduk. Alanyaspor liderliğini muhafaza, Sivasspor ise amacına ulaşma yolunda tempolu, heyecan dolu bol pozisyonlu futbol sundu.
‘’Bu kadar da olmaz!‘’
Bu kadar da olmaz! Fatih Terim, Belçika dönüşü, rotasyon dozunu fazla kaçırmış bence. Evet Guilherme 89’da attığı golle 1-1 beraberliği sağlamasa, sahadaki isimlerin ne denli doğru olduğundan söz edilecek ve tabii her şey çok güzel olacaktı ama olmadı! Sergen Yalçın kontrollü, mücadeleci sert bir takım oluşturmuş! İlk 20 dakika ev sahibi baskısı, yakalanan 2 gol şansı ama 23’te konuk bir gitti pir gitti. Seri ile 1-0 öne geçti. Golde Babel aklı, Ömer asisti ve Seri kafası var. İkinci yarı Yeni Malatyaspor baskısı hissedildi. Ritim yakalamış ev sahibi kadrosu, yemek haricinde ilk kez lig yarışında bir araya gelmiş rakibini zorlayacaktı. 62’de Andone tehlikesini Robin önlerken 63’te Muslera topu, son anda çizgiden çeldi. Atamayana atarlar örneği Galatasaray golü yedi ve beraberliğe razı oldu. Eğer net gol pozisyonlarını berhava ederseniz, bedelini ağır ödersiniz.Falcao son dakikada oyuna girdi. Bilmem ayağına yoğun değdi mi ?
Gecenin sorusu
Şampiyonluk yarışında zorlamalara daha doğrusu lüzumsuz denemelere girmek, her zaman tehlike doğurmuştur. Daha önce sezonları, düş kırıklıklarından ders alınmadı mı?
Maçın starı
Guilherme attığı golle hem beraberliği kurtardı, hem de Galatasaray’ı ilerleyen haftalarda çok daha feci sonuçlara baliğ olabilecek, neticelere karşı uyardı!
Maçın olayı
Galatasaray çok kaçırdı neticede; ‘Yakaladın mı atacaksın. Atamazsan atar, canını yakarlar!’ realitesi son dakikada yine hayata geçti.
Kısa mesaj
Galatasaray dikkat ! ‘Bu 90 dakika size ders olsun...’
‘’Kayseri kaçtı, Denizli yakaladı‘’
Gönlüm, gözüm Dünya Güreş Şampiyonası etkinliklerinde olunca, dünün 90 dakikası da iki pehlivanın şahane güreşi gibi geldi. Hikmet Karaman ve Yücel Ildız’i kutlamak isterim. Evet beraberlikle bitse de... Mücadeleci, hareketli, oyundan oyuna geçen ve sonunda mutlaka kazanmak isteyen iki yiğidin, çatır çatır kapışmasına şahit ettiler futbolseverleri. Startla birlikte ev sahibi baskısı ve Denizlisporlu savunmacı Oğuz etkinlikleri dikkat çekti. Arayan bulur misali; 13’te Henrique Kayserispor’u 1-0 öne geçirdi. Bu golde Adebayor’un buram buram zanaatkârlık kokan asisti kadar, Bilal’in Lopes’i kademe zaafına yönlendiren hamlesi de çok güzeldi.
Kaleciler damga vurdu
Bu müsabakadan mutlak galip çıkmak isteyen Kayserispor ile Konyaspor karşısında evde kaybedilmiş 3 puanı telafi etmek isteyen Denizlispor’un futbol değerleri tribünlerdeki her iki tarafı da mest etti. Lung ve Adam Stochowiak müthiş kurtarışlarıyla geceye belki de gol kadar enfes görsellikler kattılar. 68’de Silva, 71’de ise Rodallega tehlikeleri izlendi ve Horoz adeta ‘gagalamam yakındır ha!’ dedi. 75’de Murowski sahalarımızda ender görülebilecek vuruşuyla, Horozu adeta tastik etti 1-1. 80. dakikadan itibaren galibiyeti kaçıran Denizlispor oldu. 85 ve 87’de Lung sadece beraberliği değil, Kayserispor’u da tuş olmaktan kurtardı: 1-1.
‘’Anlamlı gece...‘’
Galatasaray yepyeni bir oyun anlayış ve uygulama kimliğine doğru yönlenmekte. Evet içimizi bayıltan o enine oyun muhabbeti bitti bitiyor ve Aslanlar artık futbolu dikine şekillendiriyor. Elbette savunma defoları ve Marcao’nun iftiradan farksız paslarının da terbiyesi şart gözüküyor! Obez sarkık göbekli, hantal futbol fotoğrafı; dün gece Falcao katkısıyla endamlı ve boylu poslu keyif posteri oldu.
Kasımpaşa futbol değerleri bulundukları mevki ile müsemma değil. Doğru düşünce ve üretim arayışıyla, geceye renk kattılar. Palabıyık Galatasaray’a kart konusunda bonkör davranırken, Kasımpaşa’ya nekes davrandı. Bildiğimiz TFF anlayışı 90 dakika güncellemesi yani! Aslanlar topluluğu her geçen hafta, daha da mükemmel futbol performansı ve mutlu olacağınız sonuçları sunacaktır emin olabilirsin Galatasaraylı...
Gecenin sorusu
Ali Palabıyık yönetimi kafamı karıştırdı ve Galatasaray’a çifte standart uygulama işinin, pekiştiğini çağrıştırdı. Adem’e yapılan neydi be eeeey adem?
Maçın starı
Çok uzun yoldan geldi, okayanusları aştı Muslera ve gemisini yine 3 puanlık hamlesiyle sağ salim limana vardırdı. Helal olsun.
Maçın olayı
Kral Metin Oktay’ımızı ebediyete uğurladığımız tarihi yad ederken, bir krala da ‘hoş geldin Falcao’ dedi Galatasaraylı. Golcünün cevabı da gecikmedi tabii!
Kısa mesaj
Sabrın sonu selamet... Dik ve doğru duran asla yıkılmaz nokta.
‘’Başkent kazandı‘’
Kemal Özdeş’in futbolcuları her iki yarıda da oyun egemenliği adına, ne gerekirse onu yaptı. Fakat Kasımpaşa adına gole en çok yaklaşan Pazdan oldu! Üst direkten döndü Ankaragücü stoperinin ters şutu. Yediği onca baskı, yaşadığı tehlike arasında da konuk, İlhan’ın şahane kafa vuruşuyla 23’te golü buldu: 0-1. Gel de düşünme ‘45+’da olası 2. golü önleyen Fatih, İlhan’ın golünde ne kalede, ne de pozisyonun içinde acaba neden?’ diye.
Q7 devreye giremedi!
Quaresma devrede girdi, girdi de gol adına devreye giremedi! Çünkü Ankaragücü külliyen mermer bütünlüğü örnekledi ve rahatlık vermedi. 84’te İlhan ağır kalmasa 2 olur ve gece sona ererdi. 90’da Ankaragücü için ortalık ışıldadı, Kasımpaşa ise tarihi Kozlu dere yatağının karanlığında kaldı: 0-1. Bravo Ankaragücü, 3 puan muhteşem taraftarının özverisine değdi.
‘’Horoz, Akdeniz'de de öttü!‘’
Aslan’ı deviren Denizli, 9 yıl sonra yükseldiği Süper Lig’de ikinci maçını da kazandı. Antalyaspor’u deplasmanda 2-0’la yıkan Yücel İldiz’in takımı, gol dahi yemeden puanını 6’ya çıkardı.
Kadın cinayetleri resmen ölü toprağı serpiştirdi ruhumuza ve tüm yaşam renklerimize. Bezgin, bedbah, mutsuz insanlar ve tabii sahadaki futbol performansına dahi yansıyan negatiflikler!
Hava bunaltıcı tempo andante hatta lento kıvamında hareketler! Dakika 37’de Denizlispor’un öne geçmesini sağlayan gol dahi mutsuzluk ve şanssızlık manzumesi. Denizlisporlu Aissati asisti ve golü kendi kalesine atan Antalyalı makus kader hamili Bahadır hali. Oysa Antalyaspor golü yediği ana kadar Denizlispor sol arkasını sel mağduru Eminönü esnafı gibi perişan etmişti.
Sangare Nazım ve Amilton’la Hakan Özmert savunma arkasına Akyazı lokumu gibi toplar indirse de operasyonlar gole yetmedi.
Aatif’a geçit yok
Aatif ikinci yarı oyuna girdi, baskı arttı ama 68’de gol yine Denizli’den geldi. Barrow’un vuruşu mükemmeldi.
Lopes’in durduk yere şabanlığı ev sahibine penaltı getirse de Polonyalı kaleci Aatif’a geçit vermedi. Denizlispor ikide iki yaptı ve Yücel İldiz komutasında Süper Lig’e 6 puanla daldı. Kutlu olsun.
‘’TEMA vakfına mı bağışlansa acaba !‘’
Diagne’nin 6 milyon Euro dahi ettiğini düşünen spor adamı yok, kulüp yok, uzun sözün hiç kimse yok. Eveeeet ! Böylesi devasa ebattaki kazığı ; Galatasaray kulübü nasıl yedi? Sisler arasındaki o muammayı çözebilen yok. Daha hafif ebattaki diğer santrfor kılıklı kazık ise zaten ortada yok! Gündeme dahil olabilecek, mevzu ederi de yok ! Oysa bu iki adama sarf edilen miktarın ucu bucağı da yok.
Transfer konusundaki tribün baskı ve yönlendirmeleri, her daim garibime gitmiş ve kuşku içinde bırakmıştır şahsen beni. Gidişlerde de, gelişlerde de öyle elbette !
Bir yönetici ve menajer ağırlıklı organize yapı konuyu planlar, paylaşır, dallandırıp saf ve bakir tribünlere yansıtır. Ondan sonrası mı ? Artık çoook kolaydır. Türkiye’nin en popüler, şanlı şöhretli tarihi muhteşem, kadim kulüplerinden birine; sportif menajer ve teknik direktörün tribün baskısıyla oturtulduğunu bilmeyen var mı ? Neyse biz dönelim Diagne’ye, Albayrak çok kıvrak bir düşünce üretti ve Monako’ya önerdi ama bu muazzam tasarı Fransız onayından geçmedi !
Hemen herkes Diagne’nin neredeyse attığı kadar, rakip kaleye giren topa çarpıp mani olduğu onca pozisyona şahit olmadı mı? Rakip stoperleri sağa sola sürüklediği de şehir efsanesidir zaten. İkinci Dünya savaşı ağır kruvazörü gibi salınır durur ceza alanında. Kıvraklık ve çabukluk değerlerinin diskotek ya da beach temposuna ancak yettiği futbol sahasında da belli ve hepimizin malumu değil mi ? Ama ne kazık yenmiş di mi ? Hele hele bu görsellik devrinde!
Ormanlarımız cayır cayır yanarken, yüreklerimiz de kavruluyor. Bu üzüntü deryası içinde aklıma şu geliyor ‘Diagne ve benzeri diğerleri TEMA vakfına bağışlansa, hiç olmazsa Türkiye’nin ağaç ve odunsal geleceği adına faydalı adım atılmış olmaz mı ?
‘’Köfteler edebiyatı !‘’
Galatasaray başkanı Mustafa Cengiz ; ‘Köfteler edebiyatı’ kavramını ‘kıyma sever’ camia içine, kimyon, kekik, karabiber, sarımsak katkılı köfte tadında attı. Bu eşsiz ürün, elbette ağızdan ağza da dolaştı. Dolaştı da, sanırım hiç kimse bu lezzetin, sahanın içine de, dahil olup mevzuya karışacağını düşünmedi. Düşünemedi !
Horoz Sarı Kırmızılı köfteleri Denizli’de eşeledikçe ; 291 çeşit çeşitten en az 19 ürünün çimler üzerinde bulunduğunu gördüm ! Selçuk ‘bayat ekmek’ köftesi ise, Belhanda da, ‘kaşarlı köfte’ kıvamındadır. Mevsim sıcakları merdiven altı kaşarın bozulma nedeni olmuş, Trakya veya Kars kalite formatı şartıyla, kaşarın tekrar kendine gelmesi, köftenin lezzet kazanması şartı net olarak görülmüştür.
Seri ‘kuru köfte’ tadından öteye geçmediği gibi beklenen rayihasını da, camiaya bir türlü yansıtamıyor. Diagne şahane bir ‘patates köfte’ olmalı ! Yani bir santrfor ‘potatos ’ olur da, bu kadar mı olur ? I love you Abdurrahim Albayrak, eğer bu eşsiz patates köftesini Monaco’ya yedirebilirse, yanında hava kalır bizim meşhur Adapazarı ıslama köftesi!
Luyindama ‘Dalyan köfte’ ama ebadı dalyan köftenin, futbol aktivitesi ‘galeta unu’ kıvamı. Darmadağın ! Marcao ise ‘İzmir köfte’ diyemiyor, acaba ‘İzmir torba’ olabilir mi diye merak ediyorum! Bu nasıl stoperlik ne tür bir iştah arkadaş?
Sulu köfte, çiğ köfte ve daha niceleri var ama sabredip bekleyelim. Gelecek haftaların neler getireceğini ve zafer sarhoşu mağrurlar, uçmuş egometrelerinin kabul edilebilir düzeye inmesini de bekleyelim!