‘’Rüyaya devam...‘’
Beyefendi sezon başından beri rüya aleminde zaten. Aksi olsa dün gece bir değil altı puanla sahaya çıkar ve geçer giderdi. Yazık oldu Galatasaray'a. 'İnadım inat' kavgasına kurban gitmiştir Sarı - Kırmızılılar.İlk yarıda, İliç'in İstanbulda attığı gol yoktu sadece. Aynı filmi tekrar vizyona soktular. Sonunda da! Arda ve Sabri mükemmel işler yapıyor Şaş, Ayhan ve İliç her yerde bulunup, etkin oluyor. İnamoto'nun temposunun yetmediği de buram buram kokuyor. Orhan ile Farfan savaşı, futbolun güzel rengi. Ümit Karan tek santrfor olamaz. Kayboldu gitti, bir tek hava topu bile indiremedi, etkisizdi. Niçin? İşi o değil de onun için.Zaman zaman sırıtan olumsuzluklar olsa da, Galatasaray iyi. Ne gerekir? Gerets'in aksaklıkları tespit edip durumu daha iyi hale getirmesi. Peki yaptı mı? Ne zaman yaptı ki? Ya yanlış başladı, ya da yanlış bitirdi. Doğru başlayıp, doğru tamamladığı kaç maç var? Pek hatırlamıyorum. Göbekte İnamoto, mayın gibi ama tespit edemiyor, PSV'de Farfan ve Kone'yle olası hatayı bekliyor. Buldular! Piyango Tomas'a çarptı; kırmızı kart. 10 kişidir Galatasaray. Ehhh rakip Çatladıkapı olsa neyse ama PSV... Kontrolü ele aldılar ikinci devre. Cim Bom içine kapanmış! Arda arka solda. Hücum işleri mi dediniz? Mafiş. Topu evirdiler çevirdiler ve Simons'la 1-0 yaptılar. Gerets dahiyane bir değişiklik yaptı sonra... Cihan! Galibiyetten başka işine yarayan sonuç yok. Fakat sen en etkili hücum gücünü önce battal ediyor, sonra oyundan alıyorsun.Yine Mustafa mı uyandırdı bilmiyorum, Hakan Şükür ve Necati girdi. Girdi de tren kaçmış be birader. İnamoto'yu ben anlatamadım, Kone anlattı!: 2-0...Canaydın ve Polat, Gerets'in arkasında duracaklarına, savunmanın arkasında dursalar daha iyi. Bir iki top çıkarırlar belki!
‘’Hakan Şükür‘’
Hakan Şükür’ün çilesi yeni değil yani, hep vardı. Büyük futbolcu olmak, gol rekorlarını kırmak, tarihe geçmek nasıl kaderiyse, bu tür yamukluklar da alın yazısı oldu hep. O gün yılmadı, sonra yılmadı, bugün de yılmıyor devam ediyor. Nasıl bir ilahi güçtür bu? Onca dümenin, riyanın, hem üstesinden gel hem de olağanüstü performansa, zaferlere taşı futbolunu. Pes!Bursa günlerini anımsıyorum, Miliç giyotininden Yılmaz Vural kurtarmış ve Yurdaşen Karahasan’ın büyük emekleriyle Galatasaray’a kazandırılmıştı. Mekteplilerin derin devleti önce Karahasan’ı yedi. Sonra yıllarını Şükür’ü yemeye hasretti. Kral gol üstüne gol attıkça, gönderilme senaryoları yazılıyor, bu işe ne yazık ki mektepsizler de alet oluyordu. Niçin? Kulüpte kalabilmek için. Aksi halde derin mektep onları da infaz eder, Karahasan’ın akibetine uğratırdı.* * *Yönetimler yıllardır akıl almaz hatalar yapmış, faturayı futbolcularına çıkarmıştır hep. Kafası koparılarak üzerinden de para kazanılmak istenen sadece Hakan değildi ki! Şaş’ı, Okan’ı, Emre’si, Arif’i, Tugay’ı, Davala’sı, Ünsal’ı, Bülent’i ve daha niceleri... Gerçek Galatasaraylı çocukları insafsızca yediler. Bu hâl, oyuncağını hiç kimseyle paylaşmak istemeyen kompleksli zengin çocuğunun, futboldaki versiyonudur.Hakan Şükür’ün her iki İtalya transferi de o günün yönetimlerinin yüz karası. Olayları yaşadım biliyorum. Bu muhteremlerin futbolculara yaptıkları yanlışların faturası 200 milyon dolara yakın borç ve kaçırılan şampiyonluklarla belgelendi.İtalya’dayız. Kral son dakikada attığı kafa golüyle Bologna karşısında maçı kurtarıyor. Salonda da derin mektepliler seviniyor. Dayanamadım, o dönemde yönetici olmayan Özhan Canaydın’a, “Kellesini almaya çalıştığınız çocuk, her defasında kellenizi kurtarıyor” dedim.Gerets’in elinde kılıç şimdi. Belçikalı akıllı. Bakıyor kutsal ittifak medyası çanak tutuyor, yönetimi yol veriyor, Almanya’daki aslan (!) “Amman dikkat bizimkilerin transferi var” diyor, devran dönüyor. Peki ya yüce Allah’ın adaleti? Gücünüz yeter mi?Cumhuriyet Bayramı kutlamasını unutup, Ramazan Bayramı’nda takılı kalan Canaydın, Hakan konusunda da takıntılı. Bakar mısınız ASY çıkışında “O bizim kaptanımız, evladımızdır” diyemedi. Muhabirlerin sorusuna cevap vermemeyi yeğledi.Devam Şükür, haşlana maşlana devam. Kaderin bu...
‘’Akıl almaz!‘’
Dün gecenin en çok akılda kalanı, akıl almaz pozisyonların dışarı gitmesiydi. 'Topun canı var' diyenler haklı vallahi. İstemediği zaman onca emek nafile. Galatasaraylılar'ın yapması gerekeni yaptığını ama golün bir türlü olmadığını düşünüyorum. Yüzde yüz garanti denilen kaç vuruş yürekleri kaldırdı, saydınız mı? Hele hele rakip Gençlerbirliği gibi bir çetin cevizse.Galatasaray savunmanın önünü mutlaka tıkamalı diye yazdım hep. Dün gece bu doğru realiteye geçince, pozisyon sıkıntısı çekti Ankaralı konuk. Oysa Mehmet Çakır biraz boş alan bulsa, takır takır giderdi, gidemedi. Niçin? Önde engel olunca savunma kademeye girme fırsatı buldu da onun için. Geçmişte masa tenisi hareketliliği yaşanan, Mondi'nin alanı tenhalaştı böyle olunca.Son zamanların en keyifli oyununu izlediğimi söylemeliyim. Bu sezon Ali Sami Yen'de ruhumun öylesine sıkıldığı 90 dakikalar olmuştu ki, ilaç gibi geldi dün geceki mücadele. Tıkır tıkır işleyen pas trafiği, iki taraf arasında gidip gelen top ve mükemmel iletişim. Bülent Demirlek'in de bu renkliliğe katkıda bulunup olayı şık hale getirdiğini söylemeliyim.Ferhat iyi oynarken büyük talihsizlik yaşadı. Carrusca iyi olacak. Olacak da Galatasaray'a olacak değil, olmuş lazım. İşte bütün mesele bu! Sabri hemen her tehlikenin babasıydı. Aslında 'Anası' derler ama uymayacak! Babası dedim ben. Yüreğini, klasını, gücünü ve aklını aynı anda kullandı. Arda unutulmak üzere olan futbol çeşnilerinin ustabaşısıdır benim için. Üzerine basa basa söylüyorum, sadece o değil alt yapıdan gelecek kim varsa şımarma ihtimali yok. Örnek aile yapıları, Ali Yavaş faktörü ve Galatasaray terbiyesi bir arada. Daha ne olsun?Cim Bom'un kurbanlıklarından ikisi akıl almaz bir iş daha etti. Şaş'ın ortası ve oyuna saniyeler önce giren Şükür'ün kafa vuruşu 1-0. Şimdi birisi ortaya çıkar ve 'Golü ben attırdım' der. Bu zırtapozluğu da, akıl alır mı? Almaz!
‘’İki düdük!‘’
Hakemlerin her türlü testten geçtiğini biliyorum ama kuşkulanmadan da duramıyorum. Şöyle bir araştırsanız, acaba gözleri ve algılamalarında hata mı var? Bu kadar da olmaz ki. Sarı-Kırmızılılar Ankaragücü maçında ofsayt bir golle 2 puan kaybediyor. Erciyesspor karşısında felaketten dönüyor. Daha önceki karşılaşmalarında da benzer olaylar hatırlanıyor. Manisa’daki arızalı düdük vakasını anımsayınız. Onca Gerets yanlışına karşın, hakem defoları olmasa, Galatasaray liderlik koltuğunda bulunmaz mıydı?***Özhan Canaydın, “Bir yenilseydik herkes kılıçlarını çekmiş bekliyordu” demiş. Ne bekliyor Başkan? Başarısızlıkta gül yağmuru mu? Hakem cinayetleri sürer, takım da böyle oynamaya devam ederse, önce mevlid, sonra gül suyu servisi aşaması yaşanacak, farkında değil. Aklı fikri, kılıçlarını çekmiş bekleyenlerde. Gerçek tehlike işaret ettiği yerde değil, sahanın içinde. Başarılı (!) hakemler ve özellikle Gerets defans anlayışında.Son galibiyetin kahramanı kim? Mondragon. PSV faciasının kahramanı kim? Yine Mondragon. Peki galibiyette de, yenilgide de aynı kimlik kahramansa, bu vaziyette bir terslik yok mu? Mondi’nin bu denli gündemde olmasına neden olan taktik arıza ve yanlış seçimlerin rejisörü kim? Kılıç çekmiş bekleyenler (!) değil herhalde. Özhan Canaydın doğru yere bakmalı, geretsli uyarıları da yapmalı! Şey... Gerekli diyecektim! Mondi kalkan olursa herşey iyi, olamazsa kötü. Şu hale bakın!Galatasaray 18 gol atıp 14 tane de yemiş. Yani Erciyes ve Sivas’tan sonra en çok gol yiyenler kulübünde Trabzonspor ile ortak dördüncülüğü paylaşmakta. Şampiyonluğu hedefleyen bir ekip için bu bereket (!) doğal mı? Canaydın için doğal ki, aklını kılıç işine takmış. Oysa Gerets’e sormalı “Nedir bu ishalin sebebi?” diye. Belçikalı barsak gevşekliğini, müshille tedavi etmeye çalıştıkça daha çoook sıkıntı yaşanır...Futbol ciddi bir oyun. ‘Tek mi, çift mi?’ eğlencesi değil. Hakemi, yazanı, konuşanı dalgasını geçiyor, Galatasaray Yönetimi ve Belçikalı da uyuyor. İyi uykular.
‘’Kaçık göbek!‘’
Gecenin talihsizi Orhan Ak’tır. ‘Başkalarının olması gereken yerde bulundu cezası’ yazdı Sarıgül. Yanlış yere park etmiş sürücü değil ki bu kardeşim! Adam işini yapmaya, kaçık göbeği toparlamaya çalışıyor. Çetin Hoca ya yanlı!, ya da filtresi tıkanmış, süzemiyor artık. Tıkalı olmasa Lazarov’un durumunu süzer ve aldatma nedeniyle sarı kartını Bulgar’a gösterirdi. Kırmızıya neden olan ikinci sarı da ağırdı. Yani istiap haddini aşmıştı. Hem yazık oldu, hem de ayıp.Arda olmasa Galatasaray ne yapacak? Bilemiyorum. Öyle bir top kesti ki, rakip savunmayı tabiri caizse gebertti. Ümit Karan, Fadhel’in adeta iki kaşının ortasına çaktı: 1-0. Daha sonra Galatasaray’ın hep aynı yerden, yani göbekten vurgun yediğini görüyorum. Üç serbest vuruş, muhtelif pozisyonlar ve hepsi aynı mevkiiden. Lüzumsuz, yersiz hatalar ve Mondragon’dan şahane kurtarışlar. Orhan Ak mı? Bu zaafiyete kurban.Aydın mükemmel işler yapıyor ama finale taşıyamıyor. Taşıdığı an, A Milli Takım için aranan kan. İnamoto nihayet gözüktü. Daha iyiceydi geçmişe göre, oyunun tek tarafını oynasa da!‘Çetin Sarıgül’ün filtresi tıkalı’ demiştim ya! Bu arıza önce sibop kestirdi. Sonra da motoru kucağa aldırdı! Şu penaltı cinayetinin başka izahı yok. Onlarca top kurtaran Mondi, Lazorov’un penaltısını yedi: 1-1. Bir penaltı da Galatasaray’a, Ümit Karan ve: 2-1.Gerets’in takımı Kayseri Erciyes’i geçse de, bu oyun anlayışı ve bol kepçe pozisyon verme illetiyle çok baş ağrıtır. Böyle biline.
‘’Sonun başlangıcı!‘’
Mondragon'u anlamak, mesele! Akıl almaz kurtarışlara da, pozisyonlar ve gollere de adını yazdıran o. Rakibe öyle bir pozisyon hediye etti ki, akıllara seza. Yediği gol de öyle. O savunma kalabalığında hadi uyudu öndekiler, sen neden uyuyorsun be birader! Takım uyumu dedikleri bu değil ki!Ümit Karan'ın asisti ve Saşa 1-0. Rus'un Arda'nın pozisyonuna devam deyip 'Avantaj nedir?' dersi vermesi de gol kadar güzeldi. Çabuk pas yapıyor, alanı mükemmel kapatıyorlar. Ama o da ne? Gol sonrası Gebze rampasına gelince, devir kaybeden kamyon gibi yavaşladılar, sağa çekip geriye düştü takım. İkinciyi aramak varken, koruma çabası mı bunun adı? DAF gibi bir harika kamyon üreten ülkenin adamı, senin Japon'lu maponlu montaj sanayii ürününü geçer gider, arkasından baka kalırsın.İkinci yarı makus talih mi, teknik adam zaafiyeti mi herneyse, yine devreye girdi ve PSV golleri geldi. İkisi de Şampiyonlar Ligi platformunda yenilecek gibi değildi. Yediler, üstelik atamadılar. Sonun başlangıcı için start vermek Gerets'in eski kulübüne kısmet oldu. Kazanması gereken hiçbir maçı kazanamadığını defalarca dile getirdiğim teknik adam, yine yanıltmadı. Bunca yılın deneyimlisi, doğru üretim formülünü tespit edemeyip, Boleslav maçındaki başarının nedenini çözemiyorsa daha ne söylenebilir? Gerets ve yönetimin 'İnadım inat, isterse olsun kulüp bir kaç kanat!' felsefesi ürünüdür olan biten.Özhan Canaydın'ın taraftar ve müşteri arasındaki farkı, fark etmemesi ve son anlarda yaşanan rezillikler de işin cabasıdır. Gerçek taraftar böyle manyaklık yapmaz. Ancak müşteri yapar. Müesseseyi düşünmez, kendini düşünür. 'Bana faydası olmayan kilisenin papazını' zihniyeti işte!
‘’Pamuk Nobelyan!‘’
Fransızlar, silah arkadaşları (!) bir kısım Ermeni cemaatinin ve elbette kendilerinin kursağında kalan heveslerini tatmin amacıyla, bu kirli işin içinde. Hepsi o. Gaziantep, Şanlıurfa ve Adana dolaylarında hezimete uğrayanlar emellerinden vazgeçmiyor. Ne yazık ki bir kısım Türk insanı da bu çirkefliğe çanak tutuyor. Boşa çaba.* * *Türkiye çok büyük bir tehlike çemberinin içindedir ve iç işbirlikçiler de, yangına körükle gitmekedir. Yazık değil mi gencecik çocuklarımıza ve onların geleceğine? Yapılması gereken en önemli doğrulardan biri, vakit geçirmeden Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanlığı görevine devamını sağlayacak yasaları çıkarmak olmalı. Dış krizler, terör zaten yeter. Türkiye yeni krizlere çanak tutacak her şeyden uzak durmak zorunda. Aksi halde vakit kaybını pahalı öder ülke.‘PKK eşkıyası halkın içine dönsün, siyasete katılsın’ diyenler, askerin doğru uyarılarından rahatsız oluyor. Nasıl iş bu? Ülkenin en güvenilir kurumu, düşüncesini vatandaşla paylaşamayacak mı? Göz göre göre yapılan yanlışlar için uyarmayacak mı? Türkiye’nin acı gerçeği, siyasetçilerin yanlışlarını, kanıyla çocuklarının ödemesidir. Bu acı çarpıklığa aklı başında olanın, yurdunu sevenin sessiz kalması mümkün mü?* * *Tam 700 yıl huzur içinde yaşayan Türk ve Ermeni cemaatlerini, Kürt kardeşlerimizi birbirine düşman etmeye çalışan ve kısmen başaranlar kimler? ‘Aman katılalım’ dedikleri AB ve ‘dostumuz’ dedikleri ABD, nasıl dost, nasıl müttefiktir? Her Türkiye düşmanlığı ve hainliğin perde arkasında bulunanlara, ortak tavrımızı koymak zorundayız. Sevgili gençler 50 yaşını çoktan aştım. Ama ‘Benden sonra tufan’ diyemem. Ülke geleceğini, neslini düşünen her fert Türkiye meselelerine sahip çıkmalı ve uyumamalı. Genç okurlarımı duyarlı olmaya davet etmek görevimdir diye düşünüyorum.* * *Galatasaraylı dertli. ‘Ne oluyoruz?’ diyorlar. Ne olacak! Geçtiğimiz sezondan beri uyardığım yanlışlar aynen devam ediyor. Bu denli ısrarın sonu da, hayal kırıklığı!. Yazdıklarımı anımsayın... Gerets kazanması gereken hiçbir maçı kazanamıyor. Savunmanın önünü kapatacak önlemleri almıyor. Futbolcusuna güven vermiyor. Doğru uygulamalardan kaçınıyor, yanlışı seviyor. Transfer için gereken tespitleri yapmıyor. Yapan adam Bülent Ünder’in gönderilmesine de, çanak tutuyor.Galatasaray Yönetimi mi? UYUYOR! Ehhh, daha ne olsun!
‘’Bakmak ve görmek!‘’
Ankaragücü, Türk sinemasının fakir ama mert, dürüst delikanlısı gibi. Puan sayısıyla, futbol değerleri ters orantılı. Galatasaray’dan daha doğru oynuyor, planlı mücadele ediyorlar. Abdurrahman, kanadını otoban gibi kullandı. Aytekin ve Mustafa’nın temposu, Ceyhun’un kalitesi Cim Bom’un göbeğini battal etti.Aydın’ın nefis ortasına aynı güzellikte vurdu Ümit: 1-0. Düşünce erezyonu yaşamadı konuk ekip. Yürekli oyunları sürdü. Tita’nın ofsayt konumunda vuruşu ve: 1-1. Ofsayt konusu önemli ama Tomas’ın durumu da önemli. Var gibi gözüküyor ama yok. Gol öncesi vurdurduğu kafa dışında, daha neler yaptı neler!Galatasaray’ın her rakibine vagonla pozisyon vermesi kaderi. Sebep? Gerets’in sistemi. Karaman tek kişilik ordu görevine soyundurulan Ayhan’ı bir kapattı, İnegöllü de yandı, takımı da. Orada hem rakip hücumlara set çekeceksin, hem arkadaşlarını hücuma yönlendireceksin. Üstelik İliç savunma işlerine, uzaktan bakacak. Arkasında Tomas torba, önde Şasa paşa!Konuk ekibin Serkan, Emre, Burak ve Murat gibi gençlerini hayranlıkla izledim. Helal olsun. Galatasaray’da Aydın, Arda, Orhan Ak, Mondi ve Song 1 puanı kurtaran isimlerdi. Gerets’in ‘Saldım çayıra, mevlam kayıra’ sistemi karşısında, Karaman’ın kuzuları bile kurt kesilir elbette. Ankaragücü çok daha bilinçli hücum girişimleri ve savunma önlemleriyle galibiyeti kaçıran ekipti. Bir tarafta kulüp kulüp gezen cübbesiz Hikmet hoca, diğer yanda şampiyonluk cübbeli Erik hoca! Ben bu dünyanın adaletini seveyim.