‘’En çok ihtiyaç duyduğumuz şey‘’
Ülkemizde art arda yaşanan hain terör saldırılarıyla ağır yaralar aldığımız bu dönemde en çok ihtiyaç duyduğumuz şey birlik beraberlikti. Tüm renkleri, tüm farklı görüşleri bir kenara bırakıp tek vücut olmamız gereken bu günlerde Türkiye Futbol Federasyonu oldukça anlamlı bir organizasyona imza attı. Tüm spor camiasının birleştiği bu akşamda tam anlamıyla birlik havası vardı. Oldukça sıkı güvenlik önemlerinin alındığı akşamda Türk halkı soğuğa yağmura aldırmadan tribündeki yerini aldı. 50 milyon Lira’nın üzerinde bir bağışla şehit ailelerine önemli bir katkı sağlanırken bu akşamın manevi havası hiçbir rakamla eş değer olamazdı. Bu güzel atmosfer umarım gücümüze güç katar ve aynı acıları bir kez daha yaşamayız.
‘’Sorun ve çözüm‘’
Sorun
Ligde oynadığı son Osmanlı deplasmanından 2-2’lik beraberlikle dönen Galatasaray’da, maç sonrası Riekerink adeta derin bir nefes almış izlenimi verdi. Basın toplantısında kötü zemine vurgu yapan Hollandalı hoca, takımının kötü oynamasının sebebini bu şekilde açıkladı. Aslında bu deplasmandan alınan bir puanın çok değerli olduğu aşikar ama Galatasaray için bazı şeyleri düzeltebilmek adına zaman geçiyor. Her ne kadar Sarı-Kırmızılılar zirve yarışı içerisinde kalmayı başarsa da oynanan futbol ne yönetimi ne de taraftarı mutlu ediyor.
Bitmek bilmeyen hatalar
Sezon başından bu yana bitmek bilmeyen savunma hataları hâlâ çözüm bekliyor. Her duran top ve yan top Galatasaray kalesinde ya golle sonuçlanıyor ya da ciddi bir tehlike oluşturuyor. Diğer kronikleşen bir sorun da topu son noktaya taşıyamamada yaşanıyor. Sarı-Kırmızılı oyuncular çoğu maçta topa hakim olan taraf olarak görünse de Eren ya da Podolski birçok mücadelede pas alabilmek için orta sahaya kadar gelmek durumunda kalıyor.
O 3 puanları da hak etmedi
Büyük takımlar zaman zaman kötü oynarken de kazanmayı başarabilirler. Hatta şampiyonluğun yolu da çoğu zaman kötü oynayıp galip gelinen maçlardan geçer. Galatasaray da bazı maçlarda böyleydi. Riekerink’in takımı, Karabük, Antalya, Adana ve Kasımpaşa maçlarını kazanırken futbol olarak 3 puanı hak etmedi. Berabere biten Kayseri mücadelesinin son bölümü ise adeta korku filmi gibiydi.
Çözüm
Oyun zekası yükselmeli
Peki ne yapılmalı... Öncelikle direkt oynayabilecek tecrübeli bir stoper ve yine artık ismi tartışma konusu olmayacak bir sağ bek alınmalı. Buraya birçok isim yazılabilir fakat stoperin Ujfalusi, sağ bekin de Eboue tarzında olması gerektiğini düşünüyorum. Bu isimler hem sert futbol oynayabilen hem de oyun zekası yüksek isimler olmalı.Hücum anlayışı değişmeli.
Galatasaray savunmasının en büyük sorunu bu. Öte yandan Riekerink’in topu ileri daha basit ve etkin götürebilecek formülü bulması gerekiyor. Enine ve geriye paslar yerine dikine ileriye doğru bir oyun anlayışı forvet oyuncularının topla buluşmasını kolaylaştıracak. Yasin ve Bruma her ne kadar dikine oynayabilen isimler olsa da orta yapma ve son pası iyi değerlendirebilme noktasında sorun yaşıyorlar.
Riekerink’e acı tecrübe olur
Galatasaray’ın şu an ligde üçüncü olması ancak futbol şansı ile değerlendirilebilir. Ligin ikinci yarısının çok daha sert maçlara sahne olacağını düşünürsek bu şans her zaman işe yaramayabilir. Özellikle savunmaya takviye yapılmazsa yönetim bu sefer Riekerink’i kapalı kapılar arkasında değil çok daha açık bir şekilde eleştirecektir. Özellikle başkan Dursun Özbek’in desteğini alan Hollandalı hoca büyük takımda çalışmanın tecrübesini acı bir şekilde öğrenebilir.
‘’Bu futbol asla yetmez‘’
Haftanın en zorlu mücadelesinde Galatasaray, Osmanlıspor’a konuk oldu. Sarı-Kırmızılı ekipte Riekerink savunmanın sağında Sabri’ye şans verirken, Podolski’nin yokluğunda ileri uçta Eren görev yaptı.
Osmanlı baskılıydı
Maç oldukça tempolu ve pozisyonlu başladı. 28. saniyede, Osmanlıspor Webo ile gole çok yaklaştı. Tecrübeli futbolcu önce direğe, sonra çizgi üzerinde Muslera’ya takıldı. 3. dakikada ise Galatasaray tehlikeli geldi. Sneijder-Bruma ikilisi ile atağa çıkan Galatasaray’da, Bruma ceza sahasındaki Yasin’e oynadı. Yasin altı pasta soğuk kanlı bir vuruşla, takımını öne geçirdi: 0-1.
Golden sonra da tempo yüksekti. Galatasaray rakibine önde basarken Sneijder, Yasin, Bruma ve Eren sürekli ev sahibi takımın savunmasını rahatsız etti. Osmanlıspor ise, savunmanın arkasına havadan atılan uzun toplarla pozisyon aradı. Bu denemelerin büyük bir kısmı ofsaytla sonuçlandı. 9. dakikada Umar ortaladı, Webo ceza sahası içinde kafayı vurdu top az farkla auta gitti. 35. dakikada Regattin, Carol’ün bölgesinden ortaladı. Webo ceza sahasında iyi yükseldi ve kafayla topu ağlara gönderdi: 1-1.
Golden sonra ev sahibi takım daha etkili oynamaya başladı. Özellikle yandan yapılan ortalarda Webo, Hakan ve Semih’e hava toplarında büyük üstünlük kurdu. Osmanlıspor ilk yarısını üstün oynadığı mücadelede, ikinci golü bulamadı ve soyunma odasına 1-1’lik eşitlikle gidildi.
Riekerink izledi
İkinci yarı ise tam anlamıyla Osmanlıspor’un hakimiyeti ile başladı. Ev sahibi takım, daha fazla topla oynayan, daha fazla ileri çıkan ve gol arayan taraftı. Galatasaray’da ise Yasin, Sneijder ve Bruma iyice oyundan düşerken, Eren ise rakip savunma arasında kayboldu. Maç başından beri hiçbir pozitif katkı yapmayan Selçuk’un da takımı eksik bıraktığını söylemek gerekiyor. Oyunu okumakta zorlanan Riekerink, 75 dakika oyunu izlemekle yetindi. 77’de ise Yasin-Linnes değişikliğini yaptı. Bir kez daha görüldü ki Galatasaray’ın her hangi bir oyun planı yok. Şampiyonluğa oynadığını iddia eden bir teknik adam, haftalardır süre gelen hücum yapamama ve yan toplardan gol yeme sorununa çözüm bulamıyorsa, hayal kurmaya gerek yok.
Semih’in golü...
86’da ise Webo adeta geliyorum diyen golü buldu. Tecrübeli oyuncu Umar’ın ortasına kafayı vurdu ve takımın öne geçirdi: 2-1. Fakat, Galatasaray bir dakika sonra Semih ile bu gole cevap verdi. Bruma’nın savunmaya da çarpan pası ile topla buluşan Semih, ceza sahası içerisinde sert vurdu ve skora denge geldi: 2-2. Bu gol, Galatasaray’da belki de kötü futbolun üzerini örtecek, fakat bu oyunun şampiyonluğa kesinlikle yetmeyeceği gerçeğini değiştirmeyecek.
Galatasaray son derece kötü oynadığı mücadeleden 2-2’lik beraberlikle ayrılmayı başardı.
‘’Yasin böyle istedi‘’
Mücadele oldukça tempolu başladı. Henüz 39. saniyede Bruma hızla soldan indi ve içeri ortaladı. Sneijder zamanlamasını ayarlayamayınca, altı pasta istediği kafa vuruşunu yapamadı. İlk bölümde iki ekip de savunmada fazlası ile hata yapmaya başladı. 12. dakikada Podolski orta alandan aldığı topu ceza sahasına koşu yapan Bruma’ya nefis verdi. Kaleci ile karşı karşıya kalan yıldız oyuncunu şutu Gökhan’dan döndü. Arka direkte bekleyen Yasin, önünde bulduğu topu kaleye göndermekte zorlanmadı: 1-0. Konuk takım ilk yarıda birçok fırsat yakalasa da skoru değiştiremedi ve ilk yarı Galatasaray’ın 1-0’lık üstünlüğüyle tamamlandı.
De Jong toparladı
Galatasaray’da Riekerink ikinci yarıya Linnes-Sabri değişikliği ile başladı. Gaziantepspor savunmada aksamaya başladı. Sneijder’ın uzaktan şutları ile gol arayan Galatasaray rakip kalede daha fazla görülmeye başladı. 66’da Podolski ceza sahasının sağından içeri çıkarttı. İlk golün sahibi Yasin kale önünde dokundu ve farkı ikiye çıkarttı: 2-0. 74’te Putsila’nın kullandığı kornerde Elyasa arka direkte kafayı vurdu ve topu ağlara gönderdi: 2-1. Uzatmada ise Yasin takımının ve kendisinin üçüncü golünü atarak skoru belirledi: 3-1.
‘’Öp Muslera'nın elini!‘’
Son lig maçında Bursaspor’u yenerek moral bulan Galatasaray, Kasımpaşa’ya konuk oldu. Başakşehir-Antalyaspor ve Fenerbahçe-Beşiktaş karşılaşmalarının beraberlikle tamamlanması ile son derece kritik bir hal alan mücadeleye, Sarı-Kırmızılı takım beklenen on biri ile sahaya çıktı.
Podolski kilidi açtı
Aslan mutlak kazanmak zorunda olduğu maça tempolu başladı. Kasımpaşa da rakibine ilk bölümlerde orta alanda karşılık vermeye çalışsa da, temposunu uzun süre koruyamadı. 6. dakikada Podolski ceza sahası içerisinde önünde bulduğu topta kaleyi düşündü ve takımını öne geçirdi: 0-1. Riekerink’in öğrencileri golden sonra da topa yön veren taraf olsa da, pas alışverişi Muslera ve orta alan oyuncuları arasında oldu. Galatasaray yana ve geriye paslarla rakibini oyalarken, topu bir türlü son bölgeye taşıyamadı. Kasımpaşa cephesi ise kanatları kullanmak istese de, fazlası ile yapılan pas hataları ev sahibi takımın tehlikeli bir atak yapamamasına neden oldu. Kasımpaşa uzaktan şutlarla şansını denese de, etkili olamadı. Düşük kalitede geçen ilk yarıyı Galatasaray 1-0 önde kapattı.
Riekerink seyretti
İkinci yarıya iki takım da savunma hataları ile başladı. 53. dakikada Eduok, Sabri’nin dokunamadığı topu önüne aldı ve Muslera ile karşı karşıya kaldı. İlk vuruşunda Muslera’dan dönen topu takip eden Eduok, ikinci pozisyonda affetmedi ve golü buldu: 1-1. 59’da ise hata bu kez Kasımpaşa’dan geldi. Carole çok klas bir hareketle rakibini ekarte edip, savunmanın arkasına havadan oynadı. Ceza sahası içerisinde topla buluşan Bruma bekletmeden vurdu ve Galatasaray bir kez daha öne geçti: 1-2.
Gollerin ardından iki ekipte de fiziksel düşüş başladı. Özellikle Galatasaray’da De Jong ilk 45 dakikadaki temposundan uzak kaldı. 74’te ise Otigba bir dakika içerisinde iki sarı kart görünce, oyun dışında kaldı. 79’da ise Hakan Balta ceza sahası içerisinde topa elle müdahale etti, hakem penaltı noktasını gösterdi. Topun arkasına geçen Adem’in vuruşunu, Muslera kurtardı.
On kişi kalan rakibi karşısında oyuncu değiştirmeyen Riekerink’i, Muslera ipten aldı. Galatasaray 2-1 kazandığı maçtan 3 puanla ayrılsa da, Riekerink ile bu işin uzun süre yürümeyeceği kesin. 10 kişi kalan rakibi karşısında hala pozisyon veren, oyuna müdahale etmeyen Hollandalı kazansa da kredisini biraz daha tüketti.
‘’Sneijder böyle istedi...‘’
Son 4 lig maçının 3’ünden mağlubiyetle ayrılan Galatasaray, Bursaspor’u konuk etti. Derbi yenilgisi ardından kadroda değişikliklere giden Rikerink, cezalı Carole’un yerine Linnes’e forma verdi. Hollandalı teknik adam, Eren’i yedek bırakıp Podolski’yi forvette değerlendirirken, orta alanda Selçuk-De jong ikilisi görev yaptı.
Barış Şimşek etkisi!
Galatasaray, oyunun başında hazırlıkpasları ile topa yön verirken Bursaspor oyunu kendi ceza sahası yay çizgisi ileorta alanı arasında kurmayı planladı. İlk bölümde Galatasaray topa hakim olsa da Bursaspor ilk ciddi atağında golü buldu. 14. dakikada Batalla içeri taşıdığı topta Kubilay’ı gördü. Savunmanın hatası ile topla buluşan genç oyuncu düzgün bir vuruşla takımını öne geçirdi. 0-1. Fakat bu golde hakem Barış Şimşek’in ofsayttı atladığını söylemek gerekir. 16. dakikada ise Bruma’nın sert vuruşu Kubilay’ın elinden döndü hakem bu pozisyonda da devam dedi.
Golden sonra daha organize olan Galatasaray kanatları etkili kullandı. Sneijder’ın da oyuna ağırlığını koyması ile Sarı-Kırmızılar etkisini artırmaya başladı. 31. dakikada Wesley Sneijder, Podolski’yi gördü. Alman oyuncu hiç bekletmeden içeri koşu yapan Yasin’e oynadı. Sol çaprazda topla buluşan Yasin tekte vurdu ve skora denge geldi. 1-1.
Golden sonra Cim Bom daha özvügenli oynamaya başladı ve maçı adeta tek kaleye çevirdi. Bruma, Sneijder ve Podolski ile rakip kaleyi bunaltan Aslan skoru değiştiremedi ve soyunma odasına 1-1’lik eşitlikle gidildi.
Aslan domine etti
Galatasaray mücadelenin ikinci yarısına da ilk 45 dakikanın son bölümündeki baskısı ile başladı. Oyunu kanatlara iyi taşıyan Galatasaray’da Sneijder uzun bir süre sonra klasına yakışan bir oyun ortaya koydu. Bursaspor ise dakikalar ilerledikçe geriye yaslanmaya başladı. 54. dakikada kendisine yapılan faulde topun başına geçen Sneijder 25 metreden kullandığı serbest vuruşta direkt kaleyi düşündü ve topu ağlara gönderdi. 2-1. Galatasaray özellikle 60’tan sonra Bruma, Sneijder ve Yasin’le rakibini bunalttı. Ligin en etkili performansını ortaya koyan Aslan, zorlu maçta beklenilen aksine zorlanmadı. Uzatma anlarında ise orta alandan hızlı çıkan Cim Bom’da Yasin, Sinan’a uzun oynadı. Genç oyuncu ters taraftan koşu yapan Eren’i gördü. Topla buluşan Eren Derdiyok, müsait pozisyonda düzgün vurdu ve farkı ikiye çıkarttı. 3-1. Güçlü rakibini 3-1 yenen Galatasaray haftalar sonra galibiyetle tanışırken Riekerink de derin bir nefes aldı.
‘’Milliler zorlanmadı‘’
Dünya Kupası Eleme Grubu’nda oynadığı üç maçtan sadece iki puan alan Milli Takımımız, Kosova’yı konuk etti. Avrupa Şampiyonası sonrası Fatih Terim tarafından kadroya alınmayan Arda, Burak, Selçuk ve Gökhan bu mücadele ile tekrar Milli formaya kavuştu. Tabii ki bu sırlarla dolu ani affedilişin altında tam olarak ne var şu an için bilinmez ama bu isimlerle Terim arasında soğuk rüzgarların esmeye devam ettiğini söylemek mümkün. Antalya’daki kamp boyuncu aynı kareye girmeyen tarafların, barışmak için çok da gönüllü olmadıkları ortaydı.
Sadece dış şutlar!
Maça dönecek olursak Millilerimiz beklendiği gibi maça baskılı başladı. Özellikle orta alanı kontrol etmekte zorlanmayan Terim’in öğrencileri zayıf rakibini kendi yarı alanında tutmayı başardı. Kosova ise kontrataklarla kalemize gelmeye çalışsa da yanlış pas hataları rakibin birçok akınını başlamadan bitirdi. 19. dakikada Hakan Çalhanoğlu serbest vuruştan içeri ortaladı. Arka direkte bekleyen Mehmet Topal kafayı vurdu top direkten döndü.
24’te ise Volkan ™en ceza sahası içinde sağ çaprazdan vurdu, kaleci son anda kornere çeldi. İki dakika sonra ise Hakan Çalhanoğlu ceza sahası dışından sert vurdu. Yerden giden topu kaleci son anda kornere tokatladı.
30’da ise ilk yarının etkili ismi Hakan 25 metreden kullandığı serbest vuruşta direkt kaleyi düşündü, kaleci Ujkani yine başarılıydı. Millilerimiz kapanan rakip savunmayı dış şutlarla aşmaya çalışırken ceza sahasına girmekte zorluk yaşadı. Her ne kadar topa hakim olan taraf olsak da uzaktan atılan şutlar dışında tehlikeli bir arak geliştiremediğimiz bir gerçek. Özellikle Selçuk ve Oğuzhan’ın beklentileri karşılayamaması organize bir gol girişiminde bulunamamamızın en büyük sebebiydi. Uzatma anlarında ise Rashica’nın ortasında Berisha’nın vuruşunun yan direkten dönmesi büyük şans oldu bizim için. İlk yarı boyunca iki taraf da skoru değiştiremeyince soyunma odasına 0-0’lık eşitlikle gidildi.
Yunus hareket kattı
Fatih Terin ikinci yarıya sahada kaldığı sürece varlık gösteremeyen Oğuzhan’ın yerine Yunus Mallı’yı oyuna sokarak başladı. Bu değişiklikle Millilerimiz daha organize ve etkin ataklar yapmaya başladı. Ve 51. dakikada beklediğimiz gol geldi. Yunus sağ kanattan topu içeri taşıdı ve pasını Burak’a verdi. Ceza sahası içerisinde buluşan golcü oyuncu düzgün bir vuruşla topu ağlara gönderdi: 1-0. Bu golle stersi üzerimizden atarken ikinci golü yapmakta zorlanmadık. 55’te Arda ceza sahasında Burak’ı gördü. Burak’ın vuruşu sonrası üst direkten dönen top Volkan’ın önünde kaldı. Volkan kolay pozisyonda farkı ikiye çıkartmayı başardı. 2-0. 15 dakikalık yüksek tempoda iki golü bulan Ay-Yıldızlılar rahat bir nefes aldı. 70’ten sonra oyunu yavaşlattık. Bu bölümde Kosova kalemize gelmeye çalışsa da çok başarılı olamadılar. Kritik mücadelede Kosova’yı 2-0 yenen Milli Takımımız bu galibiyetle Dünya Kupası’na katılma şansını sürdürdü.
‘’Sorumlusu Riekerink‘’
Başakşehir karşısına, mecburi rotasyonun yanı sıra, değişikliklerle çıkan Rikerink cezalı Tolga’nın yerine De Jong’a forma verdi. Hollandalı çalıştırıcı savunmada ise Chedjou’yu yedek bırakırken Hakan Balta’ya ilk 11’de şans tanıdı. Rikerink’in asıl sürprizi ise Podolski’yi yedek bırakıp, Sinan’la oyuna başlaması oldu.
Üç dakika dayanabildiler
Karşılaşmaya iki takım da önde oynamak isteyerek başlasa da, kontrolü elden bırakmadı. İlk yarım saatlik bölüm hızlı ataklarla geçilirken, Galatasaray, kanatları etkili kullanamadı. Başakşehir ise savunmanın arasına attığı toplarla pozisyon aradı. Bu bölümlerde Sarı-Kırmızılı takımın defansında, özellikle Hakan oldukça düşük tempoda kaldı. Öte yandan Galatasaray’ın orta alanında Selçuk ve Sneijder kaçak dövüşünce, son bölgeye top aktarımı olmadı. 32. dakikada Sneijder serbest vuruştan ortakladı, Sinan ceza sahasında kafayı vurdu. Aslan öne geçti: 1-0. Fakat Galatasaray savunması sadece dört dakika dayanabildi. 36’da Uğur ortaladı, Mehmet kafayı vurdu skora denge geldi: 1-1. İlk yarının uzatma dakikasında ise Cim Bom bir kez daha gole yaklaştı. Bruma soldan ceza sahası son çizgisine indi ve içeri çıkarttı. Eren önünden geçen topa dokunamadı ve Galatasaray net bir fırsattan yararlanamadı. Mücadelenin ilk yarısı karşılıklı gollerle 1-1’lik eşitlikle sonuçlandı.
Tek atak yok
İkinci yarıya Başakşehir daha etkili ve ne yaptığını bilen bir görüntüde başladı. Galatasaray’da ise savunmada ve orta alanda bireysel hatalar çoğaldı. 60. dakikada Emre serbest vuruştan ortaladı, Yalçın savunmaya rağmen kafayı vurdu ve topu ağlara gönderdi: 1-2. 71’de Riekerink oyuna müdahale etti ve arka adalesinde sakatlığı bulunan Selçuk’u oyundan alarak, Josue’yi sahaya sürdü. Bu durumda Riekerink’e sorulması gereken sorular var... Neden hafta boyunca adale sorunu yaşayan Selçuk’la oyuna başladın? Serdar Aziz; Hakan ve Chedjou’dan ne kadar kötü olabilir? Etkisiz ve güçsüz Sneijder’siz oynamayı ne zaman düşüneceksin? Haftalardır topa dahi değemeyen Eren’in bu sorununu nasıl çözeceksin?
Bu soruları çoğaltmak mümkün. Ama bir gerçek var. Eğer Kadıköy’de böyle oynar ve kaybedersen ‘Beyliğin’ ağır yara alır. Göz göre göre bu takım her hafta daha da kötüye giderse, taraftarın sana verdiği destek bir anda tersine döner. ‘Hocamızı yedirmeyiz’ açıklaması yapan yöneticiler ise ‘beylik’ yerine ‘imparatorluğu’ tercih ederken, bir an olsun zorlanmaz.
Galatasaray maç boyunca son derece silik kaldığı maçta, lider Başakşehir’e 2-1 mağlup oldu ve Fenerbahçe derbisi öncesi ağır yara aldı.