‘’Skor yanıltmasın‘’
Trabzonspor yenilgisinin ardından Adanaspor’a konuk olan Galatasaray’da Riekerink zorunlu rotasyona gitti. Sakatlıkları bulunan Hakan Balta ve Sneijder takımda yer almazken, Hollandalı hoca savunmada Semih’e forma verdi. Sneijder’ın bölgesinde ise Podolski görev yaptı.
Pozisyonsuz ilk yarı
Oyunun kontrolünü maçın başında eline geçiren Galatasaray, rakibini orta alanda tutmayı başardı. Adanaspor ise tüm bloklarını kendi ceza sahası yarı alanı ile orta saha yay çizgisi arasında kurdu. Takım olarak savunma yapan güney temsilcisi, kontrataklarla pozisyon aradı. Kapanan rakibi karşısında zorlanan Sarı-Kırmızılılar topa hakim olsa da etkili sayılabilecek bir atak yakalayamadı. Bruma ve Yasin ile çizgiye inmeyi planlayan Galatasaray, bu iki oyuncunun beklenen katkıyı yapamaması sonucu ilk yarıyı pozisyonsuz tamamladı. Uzaktan şut atması beklenen Selçuk ve Podolski gibi isimler de bu anlamda sorumluluk alamayınca, sadece sağa sola ve geriye pas yapan bir takım görüntüsü ortaya çıktı. Rakibini bunaltmaktan uzak olan Riekerink’in takımı son derece isteksiz bir ruh halindeydi. İlk 45 dakikada iki takım gol bulamadı ve soyunma odasına 0-0’lık beraberlikle gidildi.
Bruma kilidi açtı
İkinci yarı da benzer görüntüde başladı. Galatasaray yine pas yaptı, fakat yine gollük bir atak geliştiremedi. Adanaspor ise gole ilk kez yaklaştı. 51. dakikada Tevfik ceza sahası dışından sert vurdu, Muslera son anda kornere tokatladı. 60. dakikada Riekerink iki değişikliğe birden gitti. Yasin ve Tolga oyundan çıkarken, De Jong ve Sinan oyuna girdi. Sahada gezen Podolski ve ileride tek bir katkı yapmayan Selçuk’un sahada kalması, aslında Riekerink’ten beklediğim hamle oldu! 70’te ise Bruma ceza sahası dışından çok sert vurdu top kalecinin hamlesine rağmen ağlarla buluştu: 0-1. Zaten Galatasaray’ın başka türlü gol bulamazdı! 78. dakikada Selçuk ceza sahası yayına çok yakın bir yerden serbest vuruş kullandı, kaleci son anda doksandan çıkarttı. Riekerink 83. dakikada son değişiklik hakkını yaptı ve Podolski’nin yerine Josue oyuna dahil oldu. Galatasaray gol pozisyonu üretmekte zorlandığı maçtan Bruma’nın bireysel yeteneğiyle attığı golle sahadan 1-0 galip ayrıldı. Fakat bu skor Galatasaray’ın şampiyonluk yarışında uzun süre tutunması zor. Riekerink’in acilen çözmesi gereken ciddi sorunlar var.
‘’Arena'da sürpriz olmadı‘’
Zıraat Türkiye Kupası mücadelesinde Dersimspor’u konuk eden Galatasaray’da Riekerink beklendiği üzere geniş çaplı bir rotasyona gitti. Cenk, Serdar, Hamit, De Jong ve Sinan gibi isimlere ilk 11’de görev veren Hollandalı çalıştırıcı Podoldski’yi de ileri uçta kullandı.
Kilit kolay açıldı
Galatasaray oyunun hemen başında gücünü hissettirmeye başladı. Josue, Yasin, Sinan ve Podolski ile etkili olan Cim Bom son derece rahat bir oyun ortaya koydu. Dersim cephesi ise top yapmakta zorlanırken savunmanın arkasına attığı toplarla pozisyon aradı. Bu anlarda da ofsayta düşmekten kurtulamadılar. 10. dakikada Josue ceza sahasına yerden derinlemesine oynadı. Topla buluşan Sinan vuruşunu yaptı kaleci son anda topu kornere çeldi. Baskısını her geçen dakika arttıran Aslan’da 22. dakikada Sabri soldan ortaladı, Podolski ceza sahası içerisinde kafayı vurdu, top üst direğe çarparak auta gitti. Bir dakika sonra Riekerink’in takımı aradığı golü buldu. Yasin, Podolski ile üst üste paslaştı. Topu önüne alan Podolski sert bir vuruşla skoru değiştirdi: 1-0. 35’te ise yine aynı ikili işbaşındaydı. Yasin ceza sahasına giren Podolski’yi gördü. Alman oyuncu çok sert vurdu top kalecinin müdahalesine karşın ağlarla buluştu: 2-0.
40. dakikada ise Yasin ceza sahası dışından orta şut karışımı bir vuruşla topu ağlara gönderdi: 3-0. Bu gol aynı zamanda ilk yarının da skoru oldu.
Disiplinden kopmadılar
İkinci yarıda tempo biraz daha düşse de Galatasaray aynı rahatlıkta oynamaya devam etti. Yasin, Josue ve Podolski, Dersim savunmasını yıpratmaya devam etti. 60. dakikada Podolski önünde kalan topa ceza sahası dışından çok sert vurdu ve bir kez daha ağları havalandırdı: 4-0. 84. dakikada ise Dersimspor’dan Koray Kurt savunmanın arkasına sarktı ve topu önüne alıp kaleye yöneldi. Galatasaray defansından kurtulan Koray ilerde duran Cenk’in üzerinde aşırtma bir vuruşla golü buldu: 4-1. Uzatmalarda Hamit ceza sahası içerisinde vurdu ve skoru belirledi: 5-1. Sarı-Kırmızılı oyuncular zayıf rakip karşısında farkı kolay yakalamasına rağmen kazanma hırsından 90 dakika boyunca vazgeçmedi. Özellikle Josue, takıma katıldığı günden beri en etkili perfonmansı ortaya koydu. Forma için çok daha fazla çalışması gereken Sinan, Hamit, Linnes’in bu maçta da sınıfı geçemediğini söylemek gerekir. Galatasaray, baştan sona üstün oynadığı mücadeleden 5-1 üstün ayrılıp, gruplara kaldı.
‘’Bu oyunla çok zor‘’
Trabzonspor, karşısına son oynanan Gençlerbirliği maçının kadrosundan dört değişiklikle çıkan Riekerink, Hakan’ın yerine Semih’e, Sabri’nin yerine Cavanda’ya, Josue’nin yerine Sneijder’e, Yasin’nin yerine de Podolski’ye forma verdi.
Amatörce gol..
Maçın ilk bölümlerinde Galatasaray rakibine önde basarak oyunu üçüncü bölgede oynamaya çalışsa da, yapılan aşırı pas hataları, topun son bölgeye taşınamamasına neden oldu. Trabzonspor ise kendi yarı alanında iyi kapandı ve kontrataklarla gol aradı. Bordo-Mavililer, Cavanda’nın bölgesini etkili kullanmayı başardı. 17. dakikada Trabzonspor son derece organize bir atakla geldi. Ceza sahası içerisinde Bero pasını N’Doye’a verdi. D’Doye topa dokundu ve takımını öne geçirdi: 0-1. Orta alanda başlayan pozisyonda, Ersun Yanal’ın takımı adeta elini kolunu sallayarak golü attı. Yenilen golden sonra Galatasaray yine ileri de çoğalamazken, özellikle Sneijder ve Podolski ne savunmada ne de hücumda takıma katkı yapamadı. 36’da Bruma ara pasında Eren’i gördü. Ceza sahası içerisinde topla buluşan Eren, çaprazdan sert vurdu, Onur son anda topu çeldi. Bu pozisyon Galatasaray’ın ilk yarıdaki en tehlikeli atağı oldu. 40’ta Bruma ceza sahası dışından vurdu, savunmaya çarpan top auta gitti.
Kilidi çözemediler
Galatasaray ikinci yarıya daha etkili başlasa da, Podolski ve Sneijder yine beklenenin uzağındaydı. Bruma’nın bireysel yeteneğiyle taşıdığı toplarla ceza sahasına giren Galatasaray, herhangi bir hücum planından uzaktı. Tolga’nın ısrarla kaleyi yoklaması 65’te gole yaklaştırsa da, skoru değiştirmedi. Riekerink oyuna 69. dakikada iki değişiklikle müdahale etti. Hollandalı oyuncu Cavanda’nın yerine Sinan’ı, Sneijder’in yerine de Josue’yi oyuna dahil etti. Cim Bom, savunmada risk almaya başladı. 79’da ise son hamlesini yapan Rikerink, Selçuk-De Jong değişikliğine gitti. Sahada gezinen Podolski’ye tahammül etmeyi tercih etti. Yasin’i düşünmeyen Hollandalı çalıştırıcının, neyi düşündüğünü anlamak mümkün olmadı. Son bölümde ise biraz daha etkili gelen Galatasaray yine net bir pozisyon yakalayamadı. Trabzonspor ise ikinci yarıda futbol adına olumlu anlamda hiçbir şey yapamadı. İyice kapanan Karadeniz ekibi, sadece karşılayan taraftı. Taraftarı önünde Tarabzonspor’a 1-0 yenilen Galatasaray, ilk mağlubiyetini de almış oldu. Bu yenilgide Riekerink’in ilk 11 tercihinin yanı sıra, yaptığı oyuncu değişiklikleri ile de pay sahibi olduğu önemli bir gerçek.
‘’Şans Aslan'ın yanındaydı‘’
Milli aranın ardından Gençlerbirliği deplasmanı ile lige dönen Galatasaray’da, Riekerink sakatlığı bulunan Sneijder’ın yerine Josue’ye ilk onbirde forma verdi. Antalya maçında attığı iki golle, galibiyette büyük rol oynayan, Podolski ise mücadeleye kulübede başladı. Karşılaşmaya iyi başlayan taraf Galatasaray’dı. Sarı-Kırmızılı takım, topu ayağında tutarak oyuna yön veren taraftı. Aslan alışıldığı gibi orta alanda kaptığı topları kanatlara taşıyarak, Bruma ve Yasin ile buluşturdu. Gençlerbirliği ise ligdeki en kötü futbollarından birini ortaya koydu.
İlk yarıda üstündü
Ev sahibi takım sahanın her bölgesinde son derece etkisiz kalırken, takım olma görüntüsünden çok uzaktaydı. 13. dakikada Josue orta alanda kaptığı topu bekletmeden Eren’e oynadı. Eren sağdan bindiren Yasin’i gördü. Yasin tekrar müsait durumdaki Eren’e pasını verdi. Eren’in altı pastan vuruşu kaleciden dönerken, pozisyonu takip eden Bruma kafayla topu ağlara gönderdi: 0-1. Galatasaray, bu golden sonra da etkili oynamaya devam etti. 26’da Eren savunmanın arasına yerden oynadı. Ceza sahası içerisinde topla buluşan Bruma vuruşunu yapsa da, kaleci bu pozisyonda başarılıydı. İlk yarının son bölümlerinde Gençlerbirliği kıpırdanır gibi olsa da, skor değişmedi. Galatasaray üstün oynadığı ilk yarıyı Bruma’nın golü ile 1-0 önde tamamlamayı başardı.
Gençler çok kaçırdı
İkinci yarıda Galatasaray oyun disiplininden koptu. Orta alandaki dağılma, Gençlerbirliği’ne yaradı. Ev sahibi takım ise bu yarıda daha fazla risk aldı ve golü daha fazla düşündü. Riekerink ilk hamlesini Sabri-Cavanda değişikliği ile yapıp, savunmayı güçlendirmeye çalıştı. Hollandalı hoca oyundan düşen orta alana ise, Josue-Podolski hamlesi ile çare aradı. Fakat Gençlerbirliği, özellikle 60’tan sonra, rakibinin üzerine daha etkili gitti.
Savunma futbolu
Galatasaray ise oyunu kendi yarı alanında kabul etti. İbrahim Üzülmez’in takımı bu bölümde İrfan Can ve Muriç ile net pozisyonlardan yararlanamadı. Galatasaray, 75’ten sonra sadece savunma futbolu oynamaya başladı. 80’de İrfan Can ceza sahası içerisinden köşeyi gördü, Muslera son anda topu çeldi. Orta sahası düşen takımına Riekerink’in son hamlesi ise 85. dakikada Yasin-Hamit değişikliği oldu. Hollandalı hoca yorulan Tolga ve Selçuk’un yanına Hamit’i alarak, bu bölgeyi güçlendirmeyi planladı.
Son bölümlerde daha iyi kapanan Aslan, rakibine başka fırsat vermedi ve sahadan 1-0’lık galibiyetle ayrıldı. İkinci yarıda zor anlar yaşayan Sarı-Kırmızılı takım, kritik bir deplasmandan üç puanla ayrılarak önemli bir galibiyete imza attı.
‘’Yeni bahaneler lazım‘’
İzlanda ile son derece kritik bir maça çıkan Milli Takımımız, sahaya sürpriz bir kadroyla çıktı. 4-6-0 taktiği ile maça başlayan Ay Yıldızlılar’da, Fatih Terim tercihleri ile oldukça şaşırttı. Yasin, Kaan, Hakan ve Volkan Şen’li orta saha ile maça başlayan Terim, Emre Mor’u en uçta kullandı.
Gol yememek hayal olurdu
Maça baskılı başlayan taraf İzlanda oldu. Yüksek fizik gücünü ilk dakikalarda etkili kullanmaya başlayan ev sahibi takım, yan toplarla tehlikeler yarattı. İzlanda ilk 10 dakikada kalemizi baskı altına alırken, bu bölümde gol yemememiz şanstı. Biz ise uzun toplarla savunmayı aşmaya çalıştık. Son adamımız Emre’nin rakip savunmanın beline geldiğini göz önüne alırsak, etkili olmamız da beklenemezdi. Öte yandan ileri top taşımasını beklediğimiz Hakan, Yasin ve Volkan Şen gibi yaratıcı oyuncularımız etkisiz kaldı. Millilerimiz ilk yarım saatlik bölümün ardından daha ilerde oynamaya çalışırken, rakibin de baskısını kırmaya çabaladı. İzlanda’yı orta alanda karşılayan savunmamız rakibini uzun toplara zorladı. Fakat bu taktik de kötü oyuna çare olmadı. 42. dakikada Elmar Bjarnason’un vuruşu Ömer Toprak’a çarpıp yön değiştirince, Volkan’ı yanılttı ve top ağlarımıza gitti: 1-0. Bu golden iki dakika sonra Arnason kafayla savunmamızın arkasına oynadı. Topla buluşan Finnbogason sert vurdu ve farkı ikiye çıkarttı: 2-0. Bu gol aynı zamanda maçın da skoru oldu.
İzlemeye devam ettik
İkinci yarıya da benzer dağınıklık ve takım olgusundan uzak başladık. İzlanda yine oynadı, biz ise yine baktık. Zaten sahada skoru değiştirebilecek bir taktiğimiz de yoktu. Terim 59. dakikada Yasin-Cenk değişikliğine giderek oyuna müdahale etti. Ama aradaki fark oyuncu değişikliği ile kapanacak gibi değildi. Ortaya çıkan bu tablonun sorumlusu tabii ki istediği oyuncuyu davet eden, istemediği oyuncuyu etmeyen Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’e ait. Bu maça, bu taktik ve bu kadro ile çıkmak için de tek kararı alan Fatih Terim. Terim, buradan alınacak mağlubiyetin ‘planları bozmayacağını’ söylese de, gerçek tabii ki öyle değil. Gerçek şu ki; bu kadar ezilmek, ilerisi için umut vermemek, yenilgiden çok fazla yara verici oldu. Yenilmemeyi meziyet sandığımız sürece, bahaneler üretmek de zor olamayacaktır. Kişisel kavgaları Milli Takım’ın önüne geçiren kim varsa, bu tabloda eşit suça sahiptir. Eğer biz ‘bu gruptan nasıl çıkarız’ sorusu yerine ‘Fatih Terim mi, yoksa Arda Turan mı haklı’ sorusunu tartışıyorsak, çoktan geçmiş olsun. Maça dönecek olursak, İzlanda baştan sona üstün oynadığı maçtan 2-0 galip ayrıldı. Grupta Ukrayna ve Hırvatistan’ın da kazandığını düşünürsek, hesap yapıp hayal kurmaya gerek yok.
‘’Hava koşulları olumsuz ama...‘’
Yedi buçuk saatlik yolculuğun ardından İzlanda’ya varan milli takımımızı beklendiği üzere son derece soğuk bir hava karşıladı. 15 derecelik ısı farkı ile birleşen uzun seyahat takımımızı bir hayli etkileyecek gibi. Bunun yanı sıra tek taktik antrenmanı yapma fırsatı bulan Ay-Yıldızlılar zorlu maça pek de uygun koşullarda hazırlanamadı.
İzlanda’da soğuk havanın yanı sıra etkili rüzgar da hissedilen sıcaklığı daha da düşürüyor. Maç saatinde de rüzgarın şiddetli olması bekleniyor. Konuşma fırsatı bulduğumuz İzlandalı taraftarlar ise takımlarına güveniyor.
Hemen hemen herkes Avrupa Elemeler grubunda yenildiğimiz ilk maçı hatırlatıyor. Çekindikleri isim ise Emre Mor. Emre ismi herkes tarafından dile getiriliyor ve onu kontrol etmenin zorluğundan bahsediliyor.
Üstesinden geliriz
Futbol dışında da İzlandalılar ülkemizdeki siyasal ve sosyal gelişmelerden haberdarlar. Havaalanında ilk karşılaştığımız soru, ‘Türkiye’de huzur ortamı nasıl?’ oldu. Her anlamda zorlu geçecek karşılaşma için önceden bir skor tahmininde bulunmak zor.
Fakat saha dışı gelişmeleri bir kenara bırakıp potansiyelimizi sahaya yansıtırsak, her türlü zor koşulun üstesinden geliriz. Ne İzlanda’nın gücü, ne olumsuz hava koşulları bizi yıldırabilir.
‘’Tek devre yetmedi‘’
Dünya Kupası Eleme grubu ikinci maçında milli takımımız, Konya’da Ukrayna ile karşılaştı. Enes Ünal’a ilk 11’de şans vererek sürprize imza atan Fatih Terim, sakatlıktan kurtulan Caner’i de yine ilk 11’de sahaya sürdü.
Doğru bir şey yapamadı
Millilerimiz maça iyi başladı. Savunmada acemice hatalar yapan Ay-Yıldızlılar, hem rakibi karşılarken hem de topu oyuna sokarken, basit hatalar yaptı. Özellikle Şener ilk bölümde peş peşe hatalar yaparken, Ukrayna bu kanadı etkili kullandı. Orta alanımızda da Ozan ve Hakan oyuna dahil olamayınca, topa hakim olamadık. Ukrayna ise daha sabırlı ve daha organize bir futbol ortaya koydu. 24. dakikada Ömer rakibine ceza sahasında kontrolsüz müdahale etti ve hakem penaltı noktasını gösterdi. Topun arkasına geçen Yarmolenko düzgün vurdu ve takımını öne geçirdi: 0-1. Ömer tecrübesindeki bir oyuncuya, bu hata yakışmadı. Golün şokunu atlatamadan Ukrayna farkı ikiye çıkarttı. 27’de savunmanın arkasına atılan uzun topu, Yarmolenko kontrol etti ve ceza sahasında boş durumdaki Kravets’e oynadı. Kravets kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda, skoru 2-0’a getirdi.
Oyunun hiçbir bölümünde ve sahanın hiçbir alanında etkili olamayan millilerimiz, takım olmaktan çok uzaktı. 4-4-2 taktiğini uygulayamayan millilerimizde Hakan Çalhanoğlu ve Emre gibi yaratıcı oyuncular, görev yaptıkları alanda kayboldular. Son bölümde ise Emre Mor bireysel yeteneğiyle Ukrayna savunmasının üzerine gitti. 45+1’de ise Ozan Tufan, kornerden gelen topa, ceza sahasında kafayı vurdu ve farkı bire indirdi: 1- 2. Bu kadar kötü oynadığımız bir maçta soyunma odasına golle gitmek, Ay-Yıldızlılar için moral oldu.
Hamleler etkisini gösterdi
Fatih Terim ikinci yarıya iki değişiklikle başladı; Hakan Balta’nın yerine Kaan Ayhan, Enes’in yerine de Tolga’yı maça dahil etti. Mehmet Topal bu değişikliklerin ardından stoperde görev yapmaya başladı. İkinci yarıya az da olsa daha derli toplu başlasak da, istediğimiz oyunu sahaya yansıtamadık. Millilerimiz daha fazla atak geliştirse de, savunmada açıklar vermeye devam etti. Özellikle 50 ile 60. dakikalarda Volkan Babacan önemli kurtarışlara imza attı. Biz ise en net pozisyonumuzu 70’te yakaladık. Hakan Çalhanoğlu ceza sahasına hareketlenen Cenk’e oynadı. Cenk sol çaprazdan vurdu, top yan direkten döndü. Terim son hamlesini 77. dakikada Ozan’ın yerine Volkan Şen’i oyuna alarak yaptı. 81’de ise Cenk ceza sahası içerisinde yerde kaldı ve hakem penaltıyı verdi. Topun arkasına geçen Hakan, klas bir vuruşla skora denge getirdi: 2-2.
Golden sonra rakip kaledeki baskımızı iyice artırdık. Fakat kalan sürede galibiyet golünü bulamadık ve mücadeleden 2-2’lik beraberlikle ayrıldık. Kritik puan kaybının ardından, İzlanda deplasmanında kazanmak her zamankinden daha zaruri oldu.
‘’Kalite devreye girince‘’
Son lig maçında Beşiktaş ile deplasmanda 2-2 berabere kalan Galatasaray, Antalyaspor’u konuk etti. Özellikle savunmada değişikliğe gitmesi beklenen Riekerink, geleneğini sürdürdü ve kadroyu bozmadı. Taraftarının desteğiyle Galatasaray maça iyi başladı.
Sabri-Yasin olmuyor
İlk dakikalarda baskıyı kuran Sarı-kırmızılılar, orta alanda topa hakim olmayı başardı. Selçuk, Sneijder ve Bruma ile atağa çıkan Cim Bom, topu ileri taşımakta zorlanmadı. 4. dakikada Bruma sol kanattan harika getirdi ve yayda bekleyen Eren’e oynadı. Bekletmeden vuruşunu yapan Eren’in şutu az farkla yandan auta gitti. Bu pozisyondan sonra da Aslan baskın oynamaya devam etti. Bu bölümde Galatasaray’da tek aksayan isim, savunma bekleri Sabri ve Carole oldu. İlk atağını 17. dakikada geliştiren Antalya golü de buldu. Galatasaray atağa çıkarken, Yasin kendisine gelen topu kaptırdı ve Antalyaspor atağı başladı. Sol kanattan Sabri’yi ekarte eden Diego içeri ortaladı. Arka direkte kafayı vuran Deniz, takımını öne geçirdi: 0-1. Golde Yasin, Sabri ve Carole’ün bireysel hataları büyük rol oynadı. Golle morali bozulan Sarı-Kırmızılı takım, 17 ile 30. dakikalar arasında etkisiz kaldı. İlk yarının son bölümünde ise, Cim Bom tekrar gol için yüklendi. Fakat bu girişimler golle sonuçlanmadı ve Antalyaspor soyunma odasına 1-0 önde gitti.
Doğru hamleler maçı çevirdi
Galatasaray ikinci yarıya iki değişiklikle başladı. Sakatlanan Snejder’ın yerine Podolski, Sabri’nin yerine de Cavanda girdi. 49. dakikada Selçuk soldan ceza sahasına ortaladı. Eren’in altı pastan vurduğu kafa auta gitti. 64’te ise Tolga savunmanın arkasına havadan oynadı. Ceza sahası içerisinde top yere düşmeden vurdu, fakat pozisyon autla sonuçlandı. Bu bölümde rakibinin üzerine daha fazla gitmeye başlayan Sarı-Kırmızılı takım, golü de buldu. 67. dakikada Antalyaspor savunması ceza sahası yayının birkaç metre önünde Podolski’yi düşürdü. Hakem faulü verdi. Topun arkasına geçen Selçuk, harika vurdu ve skora denge geldi: 1-1. Golden sonra son hamlesini yapan Riekerink, Yasin-Sinan değişikliğine gitti. Bu hamle ile Aslan ilerde son derece güçlü bir duruma geldi. 78. dakikada Bruma topu harika taşıdı ve içeri çıkarttı. Oyuna girdiğinden beri son derece etkisiz olan Podolski, sert bir vuruşla takımını öne geçirdi: 2-1. Aslan bu golle rakibinin tüm direncini kırdı. 85. dakikada Sinan ceza sahası içerisinde sert vurdu, kaleciden dönen topu tamamlayan Podolski farkı ikiye çıkarttı: 3-1. Bu gol aynı zamanda maçın da skoru olurken, Galatasaray milli maç arasına moralli girdi.