‘’Avrupa Kupası şampiyonu Galatasaray‘’
Türk kadın basketboluna yön veren kulüplerin başında gelen Galatasaray haklı gururunu bir kez daha yaşadı. Avrupa serüvenine 1989’da Euroleague’de başlayan ve bu 10 yıllık süreçte Türkiye’nin Avrupa’daki sesi haline gelen Sarı-Kırmızılılar, ‘Tarih yazarlığını’ ilk kez 1999’da elde ettiği 3.’lükle ortaya koymuştu -ki, bu elde edilmiş en iyi dereceydi-. Tabii ‘Yenilmez Armada’nın işi bununla da bitmemişti. 2009 EuroCup zaferiyle Türk kadın basketboluna Avrupa’daki ilk kupayı kazandıran Galatasaray, 2014’te de en büyük kupa; Euroleague’i ülkemize kazandırmıştı.
Zor bir sezonda gelen kupa
Galatasaray için zorlu bir sezondu. Çünkü bütçesi azaltılmış, genç oyuncuların yer aldığı rotasyonu dar bir kadro oluşturulmuştu. Türkiye Kupası’na katılamayan, ligde de Play-Off şansını son maçta elde eden Saray’ın Sultanları, Avrupa’da da Euroleague’deki gruplardan çıkamamıştı. Ancak Aslan yoluna devam ettiği EuroCup’ta sonuca gitti. Başarılı Sırp antrenör Marina Maljkovic’in önderliğindeki Sarı- Kırmızılılar, çeyrek final ve yarı finalde iki İspanyol Girona ile Avenida’yı, finalde de İtalyan rakibi Reyer Venezia’yı safdışı bıraktı.
Kurtarıcımız serbest atışlar
İstanbul’da oynanan final serisi ilk maçında Galatasaray müthiş savunmasıyla istediğini almış ve Reyer Venezia’yı 22 sayı farkla yenip, deplasmana çok avantajlı gitmişti. Dün oynanan rövanşta ise temsilcimiz istediği oyunu ortaya koyamadı. Ancak skor avantajı bize şampiyonluğu getirdi. Sarı-Kırmızılılar, Venezia’ya 72-65 kaybetse de kulüp tarihindeki 3. Avrupa kupasını müzesine taşıdı. Karşılaşmada hücumda kısıtlı kaldı. Üçlüklerde (4/15) ve ikilikte (17/38) gibi kötü bir yüzdeyle oynayan ve 21 top kaybı yapan Galatasaray devreyi 38-34, 3.çeyreği de 58-52 geride kapattı. Ancak Galatasaray’ı ayakta tutan faul atışlarıydı: 19/21. Galatasaray, basket faulle tamamlayamadığımız hücumları, serbest atış çizgisinde değerlendirdi ve farkın açılmasına böyle engel oldu. İlk maçta 37 sayı atan Quigley bu kez etkisiz kaldı ama , Işıl önderliğinde, Petronyte ve Davis farkını ortaya koydu.
‘’Darısı kupaya‘’
Türk kadın basketboluna, Avrupa kulvarındaki ilk şampiyonluğu 2009’daki EuroCup zaferiyle yaşatan Galatasaray, 2 gün önce bu tarihi kupanın 9. yılını kutlamıştı. Sarayın Sultanları bu kutlamanın ertesi günü, Avrupa Kupası’nı 2.kez kazanma yolunda ilk sınavına çıktı. Rakip İtalyan ekibi Reyer Venezia’ydı... Dişi Aslanlar, Sinan Erdem’de sadece taraftarın değil, Fatih Terim’den Oktay Mahmuti’ye, yönetimden diğer branşların sporcularına kadar tüm desteği arkasına almıştı. Atmosfer muhteşemdi. Onlar da yüzümüzü kara çıkarmadı. Coach Maljkovic’in öğrencileri, istikrarlı savunmasından bir an olsun ödün vermediği maçı ikinci yarıda yakaladığı 22 sayılık farkla 90-68 kazanıp, kupanın kulbundan tuttu.
22 top kaybı yaptırdık
‘Ne kadar fark o kadar kâr’ mantığının işlediği maça Galatasaray etkili savunmasıyla ön plana çıktı. Öyleki, rakibine tam 22 top kaybı yaptırdığı karşılaşmada bu hatadan tam 28 sayı buldu. Aslında hücumda da başarılıydık; top çevirdik, boyalı alanda etkiliydik, ikili oyunları iyi kullandık ama ilk yarıda bunun karşılığını pek alamadık. Çünkü Venezia’nın her üçlüğü girdi ve yüzde 50 gibi inanılmaz yüzdeyle oynayınca, istenilen farka ulaşamadık. İlk çeyrek 25-19, devrede 43-35 lehimize bitti. İkinci yarıda Galatasaray’ın oyun kalitesi kendini gösterdi. İtalyan ekibi 2 sayıda 10/34 gibi kötü bir isabet oranında kalınca, düşüşe geçti, hataları arttı. Galatasaray da farkı açıp, sahadan 22 sayı 90-68 galip ayrıldı.
Hatay’ın nasıl elendiği unutulmasın...
18 Nisan’da şampiyonun İtalya’da belli olacağı rövanş maçında Galatasaray 21 sayı farkla yenilse de kupayı havaya kaldıracak. Ancak unutulmaması ve ders alınması gereken; Venezia’nın yarı finalde, 20 sayı avantajı olmasına rağmen Hatay’ı elemesiydi. Gerçi finallerin takımı Galatasaray’ın bu konudaki tecrübesi de tartışılmaz.
‘’Fener'den müthiş rövanş!‘’
Ülker Arena’daki Panathinaikos maçı, Fenerbahçe Ülker için doğru işlerin yapıldığı bir karşılaşma oldu. Rakiplerini 70 sayı ve altında tuttuğun maçları genelde son topta kaybeden Sarı-Lacivertliler, bu kez aynı hatayı yapmadı ve EuroLeague’de Final- Four’un iddialı ekibi Panathinaikos’u 67-62’lik skorla yenerek rövanşı aldı. Kanarya ayrıca ilk maçta 70-68 kaybettiği Yunan rakibine de ikili averajda üstünlük sağlamış oldu. Karşılaşmaya 8-0’lık seriyle başlayan Fenerbahçe’ye karşılık Panathinaikos Calathes ve Singleton’la skoru eritti, ilk çeyreği 20-18 önde kapattı.
Vesely kaldığı yerden
2. çeyrekte temsilcimiz pota altında etkiliydi. Özellikle de sezon başından bu yana çok eleştirilen ve son 3 maçında performansında yükselişe geçen Thompson ön plandaydı. Bir de Dixon’dan gelen üçlüklerle devre 35- 30 lehimize bitti. 3. çeyreği 50-47 mağlup kapattığı maçın son bölümüne Vesely farkını ortaya koydu. Sakatlıktan döndüğü ilk maç olan Panathinaikos karşısında kaldığı yerden devam eden Çek pivot, adeta takımını ateşledi... Sayı attı, ribaunt aldı, blok ve smaç yaptı... Vesely müthiş oyunuyla (12 sayı, 8 ribaunt, 2 asist, 2 blok), takımın sahadan zaferle ayrılmasını sağladı.
‘’Zafer ve ötesi‘’
Fenerbahçe Doğuş, THY Euroleague’nin ikinci yarısına Baskonia galibiyetiyle girdi. Sarı- Lacivertliler, deplasmandaki maçta, 8 yıl sonra hezimete uğrattığı güçlü İspanyol rakibini Ülker Arena’dan da eli boş gönderdi: 79-74. Aslında, kadroya katıldığı günden bu yana, çok eleştirilen ABD’li pivot Jason Thompson, bu sezonki en başarılı performanslarından birini ortaya koydu. 12 sayı, 10 ribauntla double-double yapan ABD’li pivot bu maçın da konuşulması gereken isimlerin başındaydı. Ancak 3.çeyreğin bitimine 1 dakika kala, Nunnally'nin smaç bastığı sırada yere düşmesi ve bilincinin gitmesi her şeyin önüne geçti. Ve Fenerbahçe Doğuş için bu zafer en değerlisiydi!...
Her şey Nunnally için
Maçın ilk yarısında savunmada sıkıntı yaşayan Fenerbahçe, Thompson ve Guduric’le skor üretti, ilk çeyrek 22-18 alehimize bitti. Hücumda pota altını iyi kullanan Baskonia devreyi de 38-36 üstün geçti. İkinci yarıda savunmada daha etkili olan Fenerbahçe 3.çeyreği 63-59 galip kapattı. Son bölümde de takım arkadaşları Nunnally için oynayan Fenerbahçeli oyuncular, Sloukas, Wanamaker ve Guduric’le 33’te farkı açtı: 73-63. Baskonia’nın geri dönüş için bulduğu isabetli şutlarına rağmen rakibinin öne geçmesine izin vermeyen Fenerbahçe galibiyete gitti.
‘’Anadolu Efes geri döndü‘’
20 Aralık’ta takımın başına geçen coach Ergin Ataman’ın yönetimindeki Anadolu Efes, Khimki’ye farklı kaybetmiş, Olympiakos’u elinden kaçırmış ve yenilgi serisi de 4’e çıkmıştı. EuroLeague’nin dibine demir atan Efes, Brose Bamberg zaferiyle nefes aldı! Anadolu Efes için aslında bu maç, belki bir galibiyetten daha fazlasıydı.
14 dakikada 40’a 14 sayı
İlk çeyrekte daha başarılı savunma yapan Efes’e karşılık Bamberg’in dış şutları isabet sağlayınca skor 15-18 alehimize bitti. Bire birde içeri penetre ederek yaptığı hücumlarda Efes’in savunma hattını rahat geçip, sayı bulan Alman ekibi devreyi de üstün geçti: 38- 29. 4 dakika sayı atamadığı 3. çeyrekte fark 15 sayıyı bulmuştu: 29-44. İşte bu noktada; ilk yarıları geride bitirdiği iç saha maçlarını (R.Madrid, CSKA, PAO, Olympiakos) hep kaybeten Efes öncelikle ‘Nasıl başlarsa, öyle gider’ felsefesini yıktı. Takımı ateşleyen ise; McCollum’un üst üste attığı 3 üçlük oldu. Bununla birlikte Bamberg’in dengesi bozulurken Simon-Dunston ikilisinin katkısıyla fark 4’e indi: 44-48. Bu temposunu 4. çeyreğe de taşıyan Lacivert-Beyazlılar’da Bamberg’i bitiren son noktayı Brown koydu, farkı getiren sayılarıyla Efes 69-58 galip geldi. Efes’in büyük iş yaptığının en büyük göstergesi ise 15 sayıdan geri dönüş yaptığı son 14 dakika içinde 40 sayı atıp, Bamberg’in 14 sayıda kalmasıydı!
Ruhu da geri gelsin!
15 sayı geriden gelinerek alınan Bamberg zaferi, umalım da EuroLeague’nin ikinci çeyreğinde, yeni yılla birlikte Anadolu Efes’in ruhunu da geri getirsin! Çünkü henüz hiçbir şey bitmiş değil. Üst üste alınacak galibiyetler temsilcimizi, Play-Off adayları arasına sokabilir.
‘’Yine kötü kaybettik!‘’
Başabaş gidip, son topta kaybedilen; Malaga, PAO, Zalgiris ve Olympikos yenilgilerine Real Madrid de eklendi. Aslında İspanyol ekibi şanssız bir sezon yaşıyordu. Sakatlık nedeniyle Llull hiç kullanamamış, 4-5 pozisyonunda Ayon, Kuzmic ve Randolph olmayışı uzun rotasyonu için sıkıntıydı. En son bunlara Fernandez de eklenmişti. Yine de Real Madrid ne kadar alternatifli bir kadroya sahip olduğunu aldığı 9 galibiyetle ortaya koymuştu. Ve tabii ki, bu sezon sorumluğu daha da artan 18’lik efsane Doncic’in (20 sayı, 10 asist) tek başına Real’i nasıl zafere taşıdığını Fener karşısında izledik.
Obra, tüm uzunlarla saldırdı!
Eksikleri yüzünden pota altı sıkıntılı olan Real’de bir de Tavares’in 2.çeyrekte diskalifiye olmasıyla işlerin lehimize gitti ama biz bunu kullanamadık. Obra bu bölgedeki tüm silahlarını sahaya sürdü ancak Fener’in uzunları bir türlü devreye girmeyince sonuç kaçınılmazdı: 77-79. Yedek skorerler; Wanamaker (20 sayı) ve Nunnally’nin (11) sayıları, zaman zaman da Datome’nin katkısıyla Kanarya oyunun içinde kaldı, ezilmedi ama alabileceği maçı da kötü bir basketbolla verdi.
İç sahada 3 yenilgi
İlk çeyrekte hücumda etkisiz kalan, 4’te 0 üçlük atan Real’e karşı 17-10 üstündük. 2.çeyrekte ise Doncic-Carroll ikilisi adeta başımızı döndürdü. 1.çeyrekte faul çizgisine gitmeyen ve sadece 1 asist yapan Real bu defa 8 kez serbest atış attı, 8 asist (6 asist Doncic’in) yaptı. İspanyol ekibinin 27 sayısına karşılık Fener 19 sayı üretti. Yine de fark açılmadı, devre 36-37 bitti. Melih’le Carrol unutturuldu ama Doncic durmadı. Vesely’nin varlık gösteremediği maçın 24.dakikasında Thompson hareketlendi, (44-44) pota altı için umut vericiydi ama devamı gelmedi: 61-62. Bitimine 2 dakika kala, skor 75-76’yken Vesely’nin gereksiz teknik faulü, bir de son hücumda Fenerbahçe isabeti bulamayınca bu sezon iç sahadaki 3. yenilgisini aldı.
‘’Zaferin adı Yakın Doğu‘’
Bilyoner.com Kadınlar Basketbol Lig’nde geçen yılı Avrupa Kupası, Türkiye Kupası ve lig şampiyonluğu olmak üzere 3 kupayla kapatan Yakın Doğu Üniversitesi, koleksiyonunu genişletmeyi yeni sezonda da sürdürdü. Bordo-Beyazlılar, 25.Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı da müzesine taşıdı.
Ligin rövanşını aldı
Gaziantep’te oynanan mücadelede lig şampiyonu unvanıyla sahaya çıkan Yakın Doğu Üniversitesi, son finalist Fenerbahçe’yle karşı karşıya geldi. Bordo-Beyazlılar özellikle de ikinci yarıda yaptığı savunmayla Fenerbahçe’yi durduran ve 75-59’luk skorla zafere giderek kulüp tarihinde ilk kez bu kupayı havaya kaldırdı. Bu sezon ligdeki tek yenilgisini, ezeli rakibi (65-78) önünde alan Yakın Doğu Üniversitesi ayrıca rövanşı da Cumhurbaşkanlığı Kupası’nda almış oldu.
Maçın başında iki takım da sayı üretmekte zorlanırken, ilk çeyrek 13-12 Yakın Doğu’nun lehine bitti. 2.çeyrekte ise Fenerbahçe müthiş bir performans ortaya koydu. Hızlı hücumlar yakalayan ve özellikle de Ayşe ve Pelin’le ataklarını artıran Sarı-Lacivertliler farkı 7 sayıya çıkardı: 24-17. Fenerbahçe’ye pota altında ürettiği sayılarla cevap veren Yakın Doğu eşitliği sağladı (28-28). Bir de Bahar ile McBride’ın isabetli dış şutlarıyla Bordo-Beyazlılar devreyi de 39-31 üstün geçti.
İkinci yarıda farkı buldu
İkinci yarıya da iyi bir giriş yapan ve savunmasıyla Fenerbahçe’nin hücumlardan boş dönmesini sağlayan Yakın Doğu Üniversitesi 11-1’lik yakaldığı seriyle skor farkını 18’e çıkardı: 52-34. Kalan bölümde de Fenerbahçe’nin geri dönmesine izin vermeyen Yakın Doğu Üniversitesi kupanın sahibi oldu.
‘’Fener kabusu yaşadı‘’
THY Euroleague’de geçen hafta namağlup lider CSKA Moskova’yı uzatmada tiplediği topla yenen Fenerbahçe Doğuş, dün de bir diğer Rus temsilcisi Khimki’yi ağırladı. Son çeyrek hariç, Khimki karşısında, iyi konsatre olmuş bir Fenerbahçe vardı. Özellikle de ilk yarıda ribauntlarda rakibine büyük bir üstünlük (20/9) kuran Fenerbahçe, ikinci hücum şansında isabeti buldu.. Bununla da yetinmedi, oyunun kontrolü elindeydi, rakibinin skor farkını erittiği anlarda tempoyu arttırıp üstünlüğünü korudu. Oyuna Nunnally, Wanamaker, VeselyDatemo’nin sayılarıyla giren temsilcimiz (16-6) ilk çeyreği 24-15 üstün geçti.
Dixon 5 sayıyla döndü
Sakatlığı nedeniyle uzun süredir parkelerden uzak kalan Dixon, maçın 2.çeyreğiyle yeniden geri dönüş yaptı. Fenerbahçe’nin hücumdan isabet bulamadığı ve farkın kapandığı anlarda takımına enerji veren ve 5 sayı atan Dixon’la Kanarya devreyi de 38-26 önde tamamladı.
Khimki’nin savunma hatası!
3. çeyreğin başında fark 17’ye çıktı: 45-28. Kanarya bu oyunuyla rahat alabileceği maçta guardını erken düşürünce, Khimki de bu fırsatı değerlendirdi. Fener’in yaptığı top kayıpları (13), fast break olarak geri döndü, fark 4’e indi: 48-44. Ancak Ahmet-Datome ikilisinin ekstra sayıları son bölüme de 58-48 galip girmemizi sağladı. 4.çeyrekte Fener ecel terleri döktü. Shved ve Todorovic’le Khimki 38’de farkı 1’e çekti: 66- 65. Fener, aslında Khimki’nin büyük savunma hatasıyla önemli bir fırsat yakaladı. Üçlük attığı sırada Wanamaker’a yapılan faul kazanını belirledi. Üç atışı da sayıya çeviren Wanamaker’la skor 71-67 olurken Khimki son hücumu çok kötü kullandı ve Fenerbahçe zafere gitti.