Arama

Popüler aramalar

‘’O gece bu gece‘’

Avrupa Şampiyonası’nda 12 Dev Adamımız, kupanın favori adaylarından Sırbistan karşısında ilk çeyrek dışındaki kalan bölümlerde iyi bir performans ortaya koydu ancak aynı Rusya maçında olduğu gibi sonunu getiremedi ve 80-74 kaybetti. Maçın başlangıcı Türkiye adına kabus gibiydi, özellikle de savunmada istediğini yapamadı. 8 top kaybı yapan Türkiye’ye karşı Sırbistan hücuma çabuk döndü, millilerimiz de savunmaya yerleşemeyince, potamızda üst üste sayılar gördük: 13-6. Ardından Kenan Sipah’in faul problemine girmesi iyi gitmeyen hücumu da aksattı ve ilk çeyrek 21-10 alehimize bitti. 2. çeyrekte coach Ufuk Sarıca’nın 2 faulü olan Kenan’nın yerine Doğuş Balbay tercihi, hücumda çözüm getirdi. Melih’in iki üçlüğü millileri rahatlattı: 27-19.

Cedi’nin üçlüğü...

Savunmada da etkili olmaya başlayan Türkiye, Sırbistan’ın top kayıplarını iyi değerlendirdi. Başarılı hücum organizasyonuyla Melih ve Furkan’la içeriden sayılar bulan Ay-Yıldızlılar farkı 4’e çekti: 27-25. Sırplar, Bogdanovic’in üçlükleriyle oyunun içinde kalıp devreyi de 36-31 üstün kapattı. İkinci yarıda ritmimiz düştü, 22’de Furkan’ın üçlüğüyle fark 4’e indi: 40-36. Ancak bu fazla uzun sürmedi. Sırbistan 26’da skoru yeniden çift hanelere çıkardı: 46- 36. Aslında her geri dönüşümüzde Sırbistan hemen oyundan düşmeye müsaitti... Özellikle de Cedi’nin üçlüğü ilaç gibi geldi: 48-41. Ardından Sırbistan’ın boş hücumunu Sinan aldığı gibi sayıya çevirdi: 48-43.

Ritmi koruyamadık

Oyunun içinde kalmayı başaran Türkiye, son bölüme 53-45 geride girdi. 4. çeyrek ise nefesleri kesti. Aslında 12 Dev Adamımız kazanmaya da çok yaklaşmıştı. 33. dakikadan sonra taraftarın ıslıkları arasında müthiş savunmasıyla Sırbistan’a top kaybı yaptıran millilerimiz, Melih’le tam üst üste iki üçlük buldu ve fark 1’e indi: 57-56. Aynı işlem yine uygulandı bu kez sahnede Cedi vardı, üçlüğüyle Ay-Yıldızlılar uzun bir süre sonra öne geçti: 57-59. Kalan 4 dakikada ise, aynı ritmi koruyamayan Türkiye karşısında Sırplar; Bogdanovic, Lucic’in dış şutlarıyla farkı açıp, takımlarını galibiyete taşıdılar: 80-74. Millilerimiz’in gruptan çıkmak için bugünkü Belçika maçını mutlaka alması gerekiyor.

05 Eylül 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Ne yaptın Taha!‘’

Dünya Güreş Şampiyonası’nda düne kadar Türkiye fırtına gibi esmişti. Grekoromende 2 altın, 1 bronz alan Ay-Yıldızlı ekibimiz takım halinde 3. olmuş, kadınlarda da 1 altın, 1 bronzla tarih yazmıştı. ..Ve sıra serbeste gelmişti ki, en başarılı ve en güvendiğimiz stildi. Hele de açılışı; 125 kilonun 1 numaralı güreşçisi Taha Akgül’ün yapacak olması altın madalyanın garantisiydi!.. Ancak beklenen olmadı. Taha Akgül finale kadar; ilk turda Moğolistan’dan Natsagsuren’i 8-0, çeyrek finalde Güney Koreli Nam’ı 12-2 ve yarı finalde de ABD’li Edward’ı 10-0’la rahat geçmişti.

Avrupa’da 14-4 yenmişti

Finalde ise rakibi Gürcü Geno Petriashvili’ydi... Taha (26), kendisinden 3 yaş küçük olan Petriashvili’yle en son 2017 Avrupa Şampiyonası çeyrek finalinde karşılaşmış ve rakibini 14-4 gibi farklı bir skorla yenerek, altına yürümüştü. Ancak Taha yaklaşık 2 ay önce yendiği rakibine bu kez Dünya Şampiyonası’nda 10-8 kaybetti ve dünya 2.’liğiyle yetindi.

40 saniye dayansak...

Tabii ki, sporda kaybetmek de var ancak finalde eline geçen birçok fırsatı kullanamayan Taha’nın altın madalyayı, bitime 40 saniye kala yitirmesi, herkesi üzen taraftı. Final maçına Taha 2-0 üstün girdi, ilk yarı 4-4 berabere bitti. 2. yarıda Gürcü rakip 8-4 öne geçse de, Taha bitime 40 saniye kala eşitliği (8-8) sağladı ve avantajı eline geçirdi. Tecrübesiyle biraz dirense ya da yer oyununda aktif olsa, belki de sevinen taraf biz olacaktık. Ancak bizim yapacaklarımızı karşı taraf yapınca, Taha Akgül üst üste 3. dünya şampiyonluğunu elinden kaçırdı.

26 Ağustos 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Türk atletizmi çağ atladı‘’

Son yıllarda Atletizm Milli Takımımız uluslararasına arena önemli başarılar elde etmişti. 2016 Avrupa Şampiyonası’nda ilk kez 12 madalya kazanan Ayyıldızlılar 2016 Rio Olimpiyatı’nda 400m engellide branşında ilk madalyasına kavuştu. İşte bu tarih üstüne tarih yazma serisi Londra’daki 2017 Dünya Şampiyonası’nda da sürdü. En başta da 34 yıllık turnuva geçmişinde, kazanılan 2 madalyadan birinin altın olması, Türk atletizmine yeni bir çağ atlatır nitelikteydi.

14 finalden 4’ü puan getirdi

26 sporcumuzun mücadele ettiği şampiyonada 2 yarı final ve 5’i elemelerden geçerek kazanılan 14 finalde yarıştık. Elemelerden geçilerek çıkılan 5 finalden 2’si madalya, 2’si de ülkemize puan getiren derecelerle sonuçlandı. Dünyanın sürpriz olarak gördüğü Ramil Guliyev’in 200 metredeki muhteşem performansı, Türk atletizmine, dünya arenasındaki ilk altın madalyasını getirirken, 400m engellide Yasmani Copello da olimpiyat 3.’lüğünü, dünya 2.liğiyle süsledi ve Türkiye böylece, dünya şampiyonasında ilk kez 2 madalya kazandı. Ülke puanı kazandıran dereceleri ise, ciritte dünya 5.’si olan 20 yaşındaki Eda Tuğsuz ile dünya 7.’liği elde eden 4x100 bayrak takımımız getirdi. Çekiçte finalde yarışan Özkan Baltacı ise ilk 8’e giremedi. Direkt final koşulan branşlarda ise; maraton (4 sporcu), yürüyüş (3 sporcu) ve 10.000m’de (2 sporcu) toplam 9 sporcumuz piste çıktı ve 4’ü yarışı tamamlayamadan diskalifiye oldu. Türkiye bu şampiyonada tam 21 puan topladı.

Tarihi şampiyona

1983’ten bu yana 2 yılda bir yapılan Dünya Şampiyonası’nda Türkiye ilk kez aynı turnuva içerisinde iki madalya birden kazandı ve toplamdaki madalya sayısını 4’e çıkardı. Türkiye’nin daha önce 2003’te Süreyya Ayhan’la ve 2009’da da Karin Melis Mey’le 2 madalya elde etmişti.

Tarihi altın

Usain Bolt’un son 4 şampiyonada altın aldığı 200m’nin yeni veliahtı Ramil Guliyev oldu. Guliyev’in bu başarısı birçok ilki de beraberinde getirdi. Türk atletizmi, bu branştaki ve dünya arenasında ilk altın madalyasına kavuştu.

Tarihi gümüş,

Olimpiyat 3.’sü unvanıyla piste çıkan Yasmani Copello, 400m engellide dünya 2.’liği elde ederek, dünya şampiyonasında madalya kazanan ilk erkek atlet unvanını aldı.

Tarihi finaller

20 yaşındaki Eda Tuğsuz dünya şampiyonasında finale çıkan ilk kadın ciritcimiz oldu. Yarışı dünya 5.’liğiyle tamamladı. Eğer kürsüye çıksa, tüm atletler arasında bunu başaran en genç ciritçi olacaktı. Yiğitcan Hekimoğlu, Ali Harvey, Emre Zafer Barnes ve Ramil Guliyev’den oluşan 4x100 bayrak takımımız Dünya Şampiyonası’na ilk kez katıldı ve finale kalarak tarihe geçti. Ay- Yıldızlı ekibimiz dünya 7.’si oldu.

Unutulmaz anlar

100 ve 200 metrenin dünya rekortmeni, 8 olimpiyat ve 11 dünya altın madalya sahibi Usain Bolt, bireyselde son resmi yarışını 100 metrede yaptı. Ancak son yarışında, yıllardır onu geçmeye çalışan ABD’li Gatlin’e geçilerek, bronz madalyada kaldı. Gatlin uzun bir aradan sonra muradına ermişti, büyük sevinç yaşadı ancak ilk yaptığı şey, jübelisini yapan 30 yaşındaki Jamaikalı sprinter Bolt’un önünde eğilmesiydi. Bolt’un jübile koşusu 4x100’de olacaktı. Finalde nefesler tutulmuş son çıkan atlet Bolt’tu... Ancak bayrağı aldıktan sonra sakatlık yaşayıp, yere yığılması ve yarışı tamamlayamaması herkes için hayalkırıklığı oldu. Bolt, dramatik bir sonla pistten ayrıldı!

Mo 3. dubleyi yapamadı

5 bin ve 10 metrede olimpiyatları üst üste 2 kez kazanan tek atlet Mo Farah’tı... Dünya Şampiyonası’nda da art arda 3. dublesini yapmak istiyordu. Evet 10 bin metrede zor da olsa, istediği altın madalyayı aldı. Ancak 5 bin metrede madalyanın rengi değişti!. 34 yaşındaki, yeni veliaht; 24 yaşındaki Etiyopyalı Muktar Edris’e geçildi ve hedeflediği 3. dubleyi yapamadı. Her şeye rağmen Edris finişi geçerken, efsaneye saygısından Farah’a ait zafer işaretini yaptı ve üzülerek yere yığılan Büyük Britanyalı atleti teselli etti.



14 Ağustos 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sürpriz değil gerçek!‘’

Dünya basını, Ramil Guliyev’in 200m’de şampiyon olma şokunu üstünden atmalı artık! Bu başarıyı ne kadar sürpriz olarak nitelendirseler de bunun perde arkası hiçte öyle değil. 2009’da Bolt (19.19) dünya rekoru kırarken Guliyev (20.04) bu dereceye yaklaşan en genç atlet olmuştu. Ancak Türk vatandaşlığına geçişi sancılıydı ve 3 yıl resmi yarışlardan uzak kaldı, bir de üstüne sakatlık olunca, ön plana çıkamadı. Yavaş yavaş form tutan Guliyev, 2016 Rio’daki finali ve 2017 Londra’daki eleme ve yarı final serilerinde performansı, ‘Ben kürsü adayıyım’ demenin başka bir yoluydu. Zaten netice de ortada.

Doğru seçim

Bir de ‘Devşirme sporcu’ diyenler şu açıdan da bakmalı. Öyle iki sporcu -Ramil ile Yasmani- Türk vatandaşlığına geçirilmiş ki, ikisi de madalya kazandırdı. Doğru seçim yapmak da bir başarı.

12 Ağustos 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tarihi altın!‘’

Ramil Guliyev... 2008 Pekin Olimpiyatı’nda Azerbaycan adına yarışırken 200m finaline kalan tek beyaz atlet olma başarısı göstermişti. Türk vatandaşlığına geçmesi ise tam bir yılan hikayesine dönmüştü. Azerbaycan’dan izin çıkmayınca, sırf Türk forması giymek için 3 yıl resmi yarışlardan uzak kaldı, 2013’te pistlere döndü... Sakatlıklar da yaşadı ancak o çalışmaktan vazgeçmedi ..Ve gelinen noktada; 27 yaşındaki atlet, dün Londra’da Türk atletizme tarihi bir an yaşattı...

Dünya arenasında ilk

2017 Dünya Şampiyonası’nda 200 metre engellide final koşan Ramil Guliyev öyle bir yarış çıkardı -ki madalyayla yetinmedi, rengini altına çevirdi, tarihe geçti. Guliyev’in bu şampiyonluğu, Türk atletizmi için, Olimpiyat ve Dünya Şampiyonası tarihindeki ilk altın madalyası oldu.

Tarihi şampiyona!

Sadece bununla bitmedi. 1983’ten bu yana 2 yılda bir düzenlenen Dünya Şampiyonası tarihinde de Türkiye 2017’ye kadar sadece 2 madalya elde etmişti ve 8 yıldır da kürsü görmemişti. Ancak 2017 Dünya Şampiyonası da bizim için milad oldu. Çünkü iki atletimiz, aynı anda kürsüye çıktı. Önce gümüş adam Yasmani Copello şimdi de altın adam Ramil Guliyev göğsümüzü kabarttı.

11 Ağustos 2017, Cuma 11:30
YAZININ DEVAMI

‘’Efsaneden saygılarla!‘’

Atletizmde yeni bir çağ başlatan Jamaikalı sprinter Usain Bolt pistlere veda etti. Bireyseldeki son yarışını cumartesi gecesi, 70 bin kişilik Londra Olimpiyat Stadı’nda 100 metre finaliyle yapan Bolt, alkışlarla uğurlandı. 30 yaşındaki atlet için yarış istediği gibi sonuçlanmadı. Justin Gatlin’e geçilen Bolt kapanışı altın değil de bronzla yapsa da zaten bugüne kadar, kırdığı dünya rekorları, olimpiyat ve dünya şampiyonasında elde ettiği madalyalar tarihe geçmesine ve adını literatüre altın harflerle yazdırmasına yetti de arttı bile...

Dünya rekorları bıraktı!

Tüm dünya onu, 22 yaşındayken katıldığı 2008 Pekin Olimpiyat Oyunları’nda 100 ve 200 metrede dünya rekoru kırıp, şampiyon olmasıyla tanıdı... Efsane o günden bugüne üstüne koyarak ilerledi. 2012 Lonra Olimpiyatı’ndan sonra, 2016 Rio’yu da boş geçmedi. 100 ve 200 metrede şampiyonluk unvanını koruyan Usain Bolt, üst üste 3. kez duble yaparak, bunu başaran ilk atlet olarak tarihe geçti. Dünya Şampiyonası’nda 2011 Daegu’daki yanlış çıkış yapmasının dışında 100 metrede 3 kez, 200 metrede 4 kez zirvede yer aldı. Bolt, ayrıca 100 metrede 9.58, 200 metrede de 19.19 gibi kırılması çok zor olan iki dünya rekorunu da gerisinde bırakmış oldu.

Artık unutulmazlar arasında...

‘Rüzgarın oğlu’ lakabını alan Bolt sadece başarılarıyla değil, uzun boyuna göre bu kadar hızlı koşması imkansız olduğu için, fizik kurallarını alt-üst eden adam olarak değerlendirildi. Yarış öncesi ve sonrasında kendine özgü hareketleriyle sempati kazanan Bolt’un tüm yarışlarda rakiplerine fark attıktan sonra sağına soluna bakarak finişi geçip, poz vermesi de şimdiden unutulmazlar arasına girdi. Tam 10 yıl boyunca bize müthiş heyecan yaşattığın için teşekkürler Bolt... Bu arada efsane resim olarak son yarışını 4x100’de cumartesi koşacak. Hatice Yücel

07 Ağustos 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Rüzgarın kızı‘’

Dünya Yıldızlar Şampiyonası’nda 100 metrede altın madalya kazanarak tarih yazan ve Türkiye’nin gururu olan 17’lik Mizgin Ay’ın başarısı aslında çok önceden ‘Geliyorum’ demişti. Derecesi bir tarafa hayat öyküsüyle de dikkat çeken milli atleti herkes yeni tanıdı. Ancak öz eleştiri yapmak gerek; Türkiye’de amatör branşlarda başarı gelmeden maalesef kimsenin ilgisini çekmiyor böyle hikayeler!..

Muhsin hoca ve Beypazarı!

Batman’dan 15 yıl önce mevsimlik işçi olarak Ankara’nın Beypazarı İlçesi’ne yerleşen 7 çocuklu ailenin 2 kızından biri; Mizgin Ay... Lise çağına kadar da ev ekonomisine katkı olsun diye hafta sonları tarlada çalışıyor, hatta atletizmle tanıştığında bile belli bir süre tarladaki işine devam ediyor. Dönüm noktasını ise 2010’da antrenör Muhsin Soysal’ın onu keşfetmesiyle yaşıyor. Başta hem atletizm hem tarlada çalışmak yoruyor yeni sporcuyu ve bu durum kış aylarında hastalanmasına neden oluyor. Bunun üzerine Muhsin hoca, Beypazarı Kaymakamlığı’nı ve belediyeyi devreye sokarak aileye maddi destek sağlıyor.

2014’te hiç geçilemedi ..

Ve tamamen atletizmde kanalize olan Ay, 2014’te patlama yaparak (100m, 200m, 300m, 400m) katıldığı tüm yarışları rekor kırıp kazanıyor, hiç geçilmediği için de ‘Rüzgarın kızı’ lakabını alıyor. Tabii federasyonun da gözünden kaçmayan Mizgin Ay’la bu noktaya kadar geliniyor. Son 2 yıldır profesyonel olan milli atlet, tarihi dünya şampiyonluğu kazandığı 100 metrede 29 Türkiye rekoru kırdı, 400 metrede 14 yıllık rekoru tarihe gömdü. Tabii bunlar bu kısa süreye sığdırdıkları... 2020 Tokyo Oyunları’nı hedefleyen ve Fenerbahçe’nin sporcusu olan Mizgin Ay, 100 metreden sonra bugün yarı final koşacağı 200 metreyi de kazanarak duble yapmanın peşinde... Yolun hep açık olsun ‘Rüzgarın Kızı’.

15 Temmuz 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Periler'den kötü son!‘’

Türk kadın basketbolunun önemli isimlerinden Nevriye Yılmaz’ın formasını emekliye ayırmasıyla birlikte A Milli Takım yeni bir yapılanmaya gitmiş ve ilk büyük sınavını da 2017 Avrupa Şampiyonası’nda verecekti. Tarihi başarılara imza atmış coach Ekrem Memnun ve ekibi kısa sürede takımı en iyi şekilde şampiyonaya hazırladı. Bu süreçte de Potanın Perileri hedeflendiği gibi, şampiyonada grubunu namağlup lider bitirdi ve Play-Off oynamadan adını direkt çeyrek finale yazdırdı.

Ay-Yıldızlılar için buraya kadar her şey muhteşem gitmişti ancak Yunanistan maçı, madalya umudumuzu suya düşürdü. Millilerimiz yarı final yolunda, Yunanistan’a karşı hayalkırıklığı yaratan bir oyun sergileyerek 29 sayı farkla 84-55 yenildi.

Pota altına top indiremedik

Şampiyonın en çok üçlük kullanan takımı Yunanistan’a karşı kızlarımız biraz tutuk başlasa da savunmasını oturtunca işler rayına girdi. Hücumda da Işıl ve Tuğçe’nin sayılarıyla ilk çeyrek 15-10 lehimize bitti. 2. çeyreğin başında pota altında Hollingsworth’ü iyi kullanmaya devam Potanın Perileri, dış şutlarda da Olcay ve Işıl’la üçlükler buldu ve fark 10 sayıya çıktı: 22-12. Ancak Yunanistan 8-0’lık seriyle cevap verdi ve devreyi 36-30 üstün geçti.

Zaten bu da sonun başlangıcı oldu. İkinci yarıda pota altını top indiremeyen, hücumda da boş dönmeye başlayınca, iyice ritmini kaybeden ve savunmada hiçbir şey yapmayan millilerimiz rakibi karşısındaki ribaunt ve asist üstünlüğünü de kaybetti. Müthiş top çeviren Yunanistan son bölüme 57-40 önde girdi. 4. çeyrekte Yunanistan dış şutlarla farkı daha da açarak sahadan galip ayrıldı.

23 Haziran 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI