Arama

Popüler aramalar

‘’Yine kötü kaybettik!‘’

Başabaş gidip, son topta kaybedilen; Malaga, PAO, Zalgiris ve Olympikos yenilgilerine Real Madrid de eklendi. Aslında İspanyol ekibi şanssız bir sezon yaşıyordu. Sakatlık nedeniyle Llull hiç kullanamamış, 4-5 pozisyonunda Ayon, Kuzmic ve Randolph olmayışı uzun rotasyonu için sıkıntıydı. En son bunlara Fernandez de eklenmişti. Yine de Real Madrid ne kadar alternatifli bir kadroya sahip olduğunu aldığı 9 galibiyetle ortaya koymuştu. Ve tabii ki, bu sezon sorumluğu daha da artan 18’lik efsane Doncic’in (20 sayı, 10 asist) tek başına Real’i nasıl zafere taşıdığını Fener karşısında izledik.

Obra, tüm uzunlarla saldırdı!

Eksikleri yüzünden pota altı sıkıntılı olan Real’de bir de Tavares’in 2.çeyrekte diskalifiye olmasıyla işlerin lehimize gitti ama biz bunu kullanamadık. Obra bu bölgedeki tüm silahlarını sahaya sürdü ancak Fener’in uzunları bir türlü devreye girmeyince sonuç kaçınılmazdı: 77-79. Yedek skorerler; Wanamaker (20 sayı) ve Nunnally’nin (11) sayıları, zaman zaman da Datome’nin katkısıyla Kanarya oyunun içinde kaldı, ezilmedi ama alabileceği maçı da kötü bir basketbolla verdi.

İç sahada 3 yenilgi

İlk çeyrekte hücumda etkisiz kalan, 4’te 0 üçlük atan Real’e karşı 17-10 üstündük. 2.çeyrekte ise Doncic-Carroll ikilisi adeta başımızı döndürdü. 1.çeyrekte faul çizgisine gitmeyen ve sadece 1 asist yapan Real bu defa 8 kez serbest atış attı, 8 asist (6 asist Doncic’in) yaptı. İspanyol ekibinin 27 sayısına karşılık Fener 19 sayı üretti. Yine de fark açılmadı, devre 36-37 bitti. Melih’le Carrol unutturuldu ama Doncic durmadı. Vesely’nin varlık gösteremediği maçın 24.dakikasında Thompson hareketlendi, (44-44) pota altı için umut vericiydi ama devamı gelmedi: 61-62. Bitimine 2 dakika kala, skor 75-76’yken Vesely’nin gereksiz teknik faulü, bir de son hücumda Fenerbahçe isabeti bulamayınca bu sezon iç sahadaki 3. yenilgisini aldı.

29 Aralık 2017, Cuma 20:00
YAZININ DEVAMI

‘’Zaferin adı Yakın Doğu‘’

Bilyoner.com Kadınlar Basketbol Lig’nde geçen yılı Avrupa Kupası, Türkiye Kupası ve lig şampiyonluğu olmak üzere 3 kupayla kapatan Yakın Doğu Üniversitesi, koleksiyonunu genişletmeyi yeni sezonda da sürdürdü. Bordo-Beyazlılar, 25.Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı da müzesine taşıdı.

Ligin rövanşını aldı

Gaziantep’te oynanan mücadelede lig şampiyonu unvanıyla sahaya çıkan Yakın Doğu Üniversitesi, son finalist Fenerbahçe’yle karşı karşıya geldi. Bordo-Beyazlılar özellikle de ikinci yarıda yaptığı savunmayla Fenerbahçe’yi durduran ve 75-59’luk skorla zafere giderek kulüp tarihinde ilk kez bu kupayı havaya kaldırdı. Bu sezon ligdeki tek yenilgisini, ezeli rakibi (65-78) önünde alan Yakın Doğu Üniversitesi ayrıca rövanşı da Cumhurbaşkanlığı Kupası’nda almış oldu.

Maçın başında iki takım da sayı üretmekte zorlanırken, ilk çeyrek 13-12 Yakın Doğu’nun lehine bitti. 2.çeyrekte ise Fenerbahçe müthiş bir performans ortaya koydu. Hızlı hücumlar yakalayan ve özellikle de Ayşe ve Pelin’le ataklarını artıran Sarı-Lacivertliler farkı 7 sayıya çıkardı: 24-17. Fenerbahçe’ye pota altında ürettiği sayılarla cevap veren Yakın Doğu eşitliği sağladı (28-28). Bir de Bahar ile McBride’ın isabetli dış şutlarıyla Bordo-Beyazlılar devreyi de 39-31 üstün geçti.

İkinci yarıda farkı buldu

İkinci yarıya da iyi bir giriş yapan ve savunmasıyla Fenerbahçe’nin hücumlardan boş dönmesini sağlayan Yakın Doğu Üniversitesi 11-1’lik yakaldığı seriyle skor farkını 18’e çıkardı: 52-34. Kalan bölümde de Fenerbahçe’nin geri dönmesine izin vermeyen Yakın Doğu Üniversitesi kupanın sahibi oldu.

28 Aralık 2017, Perşembe 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Fener kabusu yaşadı‘’

THY Euroleague’de geçen hafta namağlup lider CSKA Moskova’yı uzatmada tiplediği topla yenen Fenerbahçe Doğuş, dün de bir diğer Rus temsilcisi Khimki’yi ağırladı. Son çeyrek hariç, Khimki karşısında, iyi konsatre olmuş bir Fenerbahçe vardı. Özellikle de ilk yarıda ribauntlarda rakibine büyük bir üstünlük (20/9) kuran Fenerbahçe, ikinci hücum şansında isabeti buldu.. Bununla da yetinmedi, oyunun kontrolü elindeydi, rakibinin skor farkını erittiği anlarda tempoyu arttırıp üstünlüğünü korudu. Oyuna Nunnally, Wanamaker, VeselyDatemo’nin sayılarıyla giren temsilcimiz (16-6) ilk çeyreği 24-15 üstün geçti.

Dixon 5 sayıyla döndü

Sakatlığı nedeniyle uzun süredir parkelerden uzak kalan Dixon, maçın 2.çeyreğiyle yeniden geri dönüş yaptı. Fenerbahçe’nin hücumdan isabet bulamadığı ve farkın kapandığı anlarda takımına enerji veren ve 5 sayı atan Dixon’la Kanarya devreyi de 38-26 önde tamamladı.

Khimki’nin savunma hatası!

3. çeyreğin başında fark 17’ye çıktı: 45-28. Kanarya bu oyunuyla rahat alabileceği maçta guardını erken düşürünce, Khimki de bu fırsatı değerlendirdi. Fener’in yaptığı top kayıpları (13), fast break olarak geri döndü, fark 4’e indi: 48-44. Ancak Ahmet-Datome ikilisinin ekstra sayıları son bölüme de 58-48 galip girmemizi sağladı. 4.çeyrekte Fener ecel terleri döktü. Shved ve Todorovic’le Khimki 38’de farkı 1’e çekti: 66- 65. Fener, aslında Khimki’nin büyük savunma hatasıyla önemli bir fırsat yakaladı. Üçlük attığı sırada Wanamaker’a yapılan faul kazanını belirledi. Üç atışı da sayıya çeviren Wanamaker’la skor 71-67 olurken Khimki son hücumu çok kötü kullandı ve Fenerbahçe zafere gitti.

25 Kasım 2017, Cumartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Nereden nereye!...‘’

Türkiye, cimnastik dallarından biri olan trampolinde büyük bir kademe katetti. Hazırlanırken en tehlikeli branşlar arasında olan trampolinde bir dönem; can güvenliği olmayan kötü çalışma alanları, takım kurulmasına rağmen salon yokluğu ve prim yapan bir spor dalı olmaması nedeniyle trampolinciler adeta kendi kaderine terk edilmişti!.. Maalesef bunu da kötü tecrübe yaşayarak öğrendik; 2001’de trampolinden düşerek felç olan sporcumuz Mustafa Uyar hayatını kaybetti. Buna rağmen hala ders alınmamış ve 2009’da küçük trampolincilerin bir basketbol sahasının 4 metre yüksekteki tribününde antrenman yapmalarını, ‘Pota üstü Cimnastik’ başlığıyla gazetemizde yayınlayarak, acı gerçeği bir kez daha gündeme getirmiştik.

Türkiye’nin ilk altın madalyası...

İşte o zamanda bu güne ne değişti!... Oyun kuralına göre oynanınca, başarı da geldi. Geçmişte de olması gereken imkanlar biraz olsun düzeltildi ve özellikle son 5 yılda toparlanma sürecine giren ve kısa sürede Milli Takım’ı dahi oluşturulan trampolinde, Türkiye ilk altın madalyasına uzandı. Bolu ve İzmir’deki Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi’nde yetişen Koray Altınel ve Doğukan Büyükarslan ikilisi, 17-21 yaş grubu kategorisinde dünya şampiyonu oldu. Keşke kötü tecrübeler yaşamadan önce de olması gereken imkanlar sağlasaydı.

21 Kasım 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Naim Süleymanoğlu, Bulgaristan göçmenleri ve Türkiye‘’

Biz Bulgaristan Göçmenleri için ayrı bir yeri vardır; Naim Süleymanoğlu’nun... Zorunlu göç öncesi, ülkede yapılan asimilasyonları tüm dünyaya duyuran en önemli isimlerden biriydi.

Ardından bizler gibi, vatanına döndüğü topraklar için, her podyuma çıktığında kaldırdığı o halterin ağırlığının üzerinde Türk bayrağını ve Türk halkını da koyar (!) gururla zirveye taşırdı.

Bizim gibi baskıyı gördü, film senaryosunu aratmayacak bir göçe tabi oldu ve aynı duyguları paylaşan bu efsane ‘Cep Herkülü’; bir nevi, Bulgaristan göçmenleri ve
‘gerçek vatan’ arasında hiç yıkılmayacak bir köprü oluşturdu. Spordaki efsaneleşmesi bir tarafa, onun başkaldırışı bir tarihi değiştirdi. Her şey için teşekkürler NAİM SÜLEYMANOĞLU...

19 Kasım 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Böyle adalet mi olur!‘’

2019 Dünya Kupası Elemeleri ile EuroLeague maçlarının çakışması nedeniyle milli takımlarda yaşanacak sıkıntıyı ‘Krize Davet’ başlığıyla duyurmuştuk.

Özellikle de EuroLeague takımlarını ilgilendiren krizin Türkiye ayağında ilk açıklama, aday kadroya çağrılan 5 Fenerbahçeli (Sinan, Dixon, Melih, Barış ve Egehan) oyuncudan geldi. Elemelere 2 hafta kaldı ve diğer ülkelerin EuroLeague oyuncularından da benzer açıklamalar gelmeye devam edecektir.

Sorunun merkezi ‘güç hırsı’ olan krizde; oyuncuları ‘kulüp ve milli takım’ arasında seçim yapmaya zorlamak ne kadar adaletli tartışılır. Zaten böyle giderse, 24’ten 17 kişiye düşecek milli takım aday kadrosu rotasyonunun yeniden gözden geçirilmesi gerekecek.

07 Kasım 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Krize davet‘’

24-27 Kasım tarihleri arasında Avrupa, Amerika, Asya ve Afrika kıtalarında gerçekleşecek 2019 Dünya Kupası Eleme maçlarına 1 ay kala, ülkelerin aday kadrolarını belli olurken coach Ufuk Sarıca önderliğindeki Türkiye’nin de 24 kişilik kadrosu dün açıklandı. NBA takımlarında mücadele eden basketbolcuların çağrılmadığı kadrolarda göze çarpan en büyük sıkıntı ise; yine Euroleague ile FIBA arasında çözülemeyen takvim çakışması olacak. Çünkü; Euroleague, EuroCup, FIBA Şampiyonlar Ligi ve FIBA EuroCup olmak üzere, 4 Avrupa Kupası organizasyondan sadece Euroleague’nin takvimi 24 Kasım’daki Letonya ile 26 Kasım’da deplasmanda oynanacak Ukrayna maçıyla çakışıyor. Bu durum da en çok, Fenerbahçe ile Anadolu Efes’i yakından ilgilendiriyor.

Datome’den ret cevabı

Sarı-Lacivertliler’de 5 Türk oyuncu; Sinan, Dixon, Melih, Barış ve Egehan Milli Takım’a davet edilirken İtalya da, Melli ile Datome’yi çağırdı. Henüz Sırbistan, Hırvatistan, Yunanistan, Çekya, Kosova, Ürdün gibi ülkeler kadrolarını açıklamasa da Fenerbahçeli Kalinic, Guduric, Vesely ve Sloukas gibi sporcuların davet edilmesi an meselesi. Aynı şekilde Anadolu Efes’te de Doğuş, Birkan, Muric (Slovenya) aday kadroda yer alırken, Stimac, Simon, Doellman, Motum da çağrılması muhtemel isimler arasında bulunuyor. Bu davetler sonrası şimdiden Datome ve Melli’den ret cevabı geldi. Ancak bu oyuncuların milli takım davetini reddetmesiyle ilgili federasyonları tarafından ceza alıp almayacağı da merak konusu olacak.

Avrupa kulüpleri de sıkıntılı

Kaldı ki, Euroleague’de yer alan Avrupa’nın dev kulüpleri; Real Madrid, CSKA Moskova, Barcelona, Olympiakos, Panathinaikos (vs.) aynı sıkıntıyı yaşayacak. Deniz aşırı kıtalarda yapılacak elemeler için 3 Avrupa Kupası organizasyonu, maçların öncesinde ve sonrasında 1 haftalık ara verirken Euroleague’de bu durum uygulanmadı. Önümüzdeki günlerde milli davetin krize dönüşüp dönüşmeyeceğini ise hep birlikte göreceğiz.

MiLLi TAKIM ADAY KADROSU

ANADOLU EFES: Doğuş,Birkan
FENERBAHÇE DOĞUŞ: Sinan,Ali Muhammed (Dixon),Melih, Barış, Egehan
BANVİT: Tolga
BEŞİKTAŞ S.JAPAN: Erkan, Sertaç, Kenan, Samet
DARÜŞŞAFAKA: Furkan A. Okben, Doğuş
G.SARAY ODEABANK: Mehmet, Göksenin, Ege
HACETTEPE ÜNİ.: Semih
PINAR KARŞIYAKA: Berk, Metin, Egemen
SAKARYA BŞB.: Metecan
TOFAŞ: Yiğit

FENERBAHÇE DOĞUŞ

OYUNCU ÜLKE
*N.Melli İtalya
*L.Datome İtalya
*Barış Türkiye
*Melih Türkiye
*Sinan Türkiye
*Egehan Türkiye
*Dixon Türkiye
-J.Vesely Çekya
-K.Sloukas Yunanistan
-N.Kalinic Sırbistan
-M.Guduric Sırbistan
-Ahmet Ürdün
Wanamaker ABD
J.Thompson ABD
J.Nunnally ABD

ANADOLU EFES

OYUNCU ÜLKE

*E.Muric Slovenya
*Doğuş Türkiye
*Birkan Türkiye
-V.Stimac Sırbistan
-K.Simon Hırvatistan
-J.Doellman Kosova
-B.Motum Avustralya
Yiğitcan Türkiye
Onuralp Türkiye
Berk Türkiye
Muhaymin Türkiye
R.Ledo ABD
E.McCollum ABD
B.Dunston ABD
D.Brown ABD
J.Adams ABD

(*) Milli takıma çağrıldı
(-) Çağrılması muhtemel. (Bu ülkeler henüz aday kodrasunu açıklamadı)

20 Ekim 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Neden Slovenya olamadık!‘’

Türkiye’nin ikinci turda elendiği 2017 Avrupa Basketbol Şampiyonası tarihi bir başarıyla tamamlandı. İspanya ve Sırbistan gibi favoriler arasından sıyrılan Slovenya sadece bu turnuvada değil, olimpiyat ve dünya şampiyonluğu dahil tarihinin ilk kürsü sevincini hem de altın madalyayla süsleyerek yaşadı. Peki, Türkiye son 4 takım arasındaki yerini alamaz mıydı?.. Hele bu 4 takım arasında, grupta adeta elimizden kaçırdığımız Rusya ile Sırbistan’ın, ikinci turda da yenmeye çok yaklaştığımız İspanya’nın olması dikkat çeken unsur oldu.

Tek gerçek; yüreğimizle oynadık

Şampiyona öncesi, zaten Ay-Yıldızlılar için sıkıntılı geçti. Milli takım, en büyük sorunu yine NBA’e giden oyuncularımızdan verim almamakta yaşadı. Buna bir de yine gelmek istemeyen isimler eklenip, sakatlıklar yaşanınca kadro eksik kaldı. Her şey bir tarafa, coach Ufuk Sarıca ve mevcut kadrodaki her sporcumuzun elinden gelen yapması, yürekleriyle oynamaları tartışılmayacak tek gerçekti. Yine de İspanya gibi rakiplere karşı, mücadele etmenin de bizi bir yere kadar götürdüğünü gördük.

Dragic’ten 9 yılda 5 şampiyona

Türkiye neden bir Slovenya olamamasındaki en önemli faktör; tabii ki, Doncic ve Dragic farkıydı. Altı çizilmesi gereken nokta ise 2008’den bu yana NBA’de forma giyen Goran Dragic’in istisnasız ‘milli takımı yalnız bırakmamasıydı. 31 yaşındaki tecrübeli oyun kurucu, NBA’ye gitmesiyle birlikte; 2015 Avrupa Şampiyonası hariç, 2009, 2011, 2013’teki şampiyonalarda forma giydi ayrıca 2010 ve 2014 Dünya Kupası kadrolarında da yer aldı. Dragic’in ayrıca mental yönden de istekli ve hazır olarak Milli Takım’a gelmesi, farkını da ortaya koymasını sağladı. Türkiye’de ise sistem böyle işlemedi. NBA’e giden isimler çoğaldı ancak Milli Takımımız, bu oyunculardan hiçbir zaman tam randımanlı geri dönüş alamadı.

19 Eylül 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI