Arama

Popüler aramalar

‘’Yeni rota Tokyo!‘’

Takım sporlarında, Türkiye’nin en başarılı branşlarının başında gelen Türk kadın voleybolu, madalya koleksiyonuna bir yenisini daha ekledi. A Milli Takımımız, Avrupa Şampiyonası tarihinde 16 yıl sonra ikinci kez gümüş madalya elde etti. Finalde son Avrupa, Dünya ve olimpiyat 2.’si Sırbistan’la karşılaşan Ay-Yıldızlılar belki de kritik anlarda çok fazla basit hata yapmasa şu anda şampiyonluk zaferini kutluyor olacaktı. Altın madalyanın kapısından dönen, yeniden yapılanmış, genç ve dinamik Filenin Sultanları için artık yeni bir dönem başlıyor...

Geride kalan 2 yıllık süreçte kadın voleybolu jenerasyon değişimine girmişti. Altyapıda çok iyi bir jenerasyon yakalanmış hatta 2017’de genç kızlarımız dünya şampiyonu olmuştu. Ancak A takım seviyesinde gençlerle mevcut kadrodaki tecrübeli isimleri aynı kadroda koordine etmek gerekiyordu.

Guidetti 2017’de göreve geldi

Bunun için uzun seneler Vakıfbank’ı çalıştırmış, Türk oyuncuları çok iyi tanıyan, aynı zamanda Hollanda ve Almanya Milli Takımları’nda başarılı sonuçlara imza atmış başantrenör Giovanni Guidetti’ye bu görev verildi. Guidetti, Milli Takım’ın başına geçtiği 2017’de yaptığı açıklamalarında da “İstediğim takım tutkulu, mücadeleci olacak” demişti. ..Ve son Avrupa Şampiyonası’nda sahada gerçekten yüreğiyle mücadele eden bir Milli Takım gördük. Şampiyonluğu kaçırmamız herkesi üzse de mücadeleci oyunumuz tüm Türkiye’yi gururlandırdı.

Jenerasyon değişimi

Guidetti’li dönemde Filenin Sultanları 3 önemli organizasyonda sınav verdi; 2017 Avrupa, 2018 Dünya ve 2019 Avrupa Şampiyonası... Aralarda da Dünya Milletler Ligi’nde (2017, 2018, 2019) boy gösterdik. Bu turnuvaların hepsi, ileriye bir adımdı. Alınan sonuç tabii ki önemliydi ama daha da önemlisi her organizasyon genç jenerasyonu bir sonrakiye hazırlamaktı. 2017 Avrupa’da Gözde, Eda, Naz, Bahar, Güldeniz, Neriman, Polen, Meryem gibi tecrübeli kadroya Kübra Aktürk ve Hande Baladın eklenmişti. Bu ilk sınavda Avrupa 3.’lüğü elde edilmişti. 10. olduğumuz 2018 Dünya Kupası’nda artık tam bir geçiş dönemi yaşanmıştı. Kaptan Eda’nın dışında kadroda; Ebrar, Zehra, Cansu, Aylin, Çağla, Derya gibi genç isimler vardı. 2019 Avrupa Şampiyonası ise geçiş dönemi sonrası yeni kadrodan tam randıman alacağımız bir organizasyon oldu. Sonucu da gümüş madalyayla tamamlandı.

Olimpiyat elemesine geri sayım

26 yaş ortalamasına sahip bir kadromuz var ve Avrupa sınavında daha da iyi olacağının sinyalini verdi. Şimdi ki, en yakın hedefimiz ise 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’na katılmak olacak. Tecrübeli çalıştırıcı Avrupa Şampiyonası’nın biter bitmez, mesajını verdi. Guidetti sosyal medyadan, “Bu inanılmaz teşekkür ederim. Bu inanılmaz ekiple 15 Mayıs’tan bu yana çok çalıştık. Ve Sırbistan’a 5. seti 15-13 vererek kaybettik. Ama bu bizim için büyük bir adım oldu. Şimdi Tokyo’ya odaklanma zamanı” açıklamasına yaptı. 6-12 Ocak 2020 tarihleri arasındaki Avrupa Olimpiyat Elemeleri’ne katılacak olan Filenin Sultanları’nın önünde artık 3 aylık bir süreç var...

10 Eylül 2019, Salı 06:02
YAZININ DEVAMI

‘’Boynumuzda gümüş, gönlümüzde altın‘’

Türk kadın voleybolunda 2003’teki tarihi Avrupa 2.’liği başarısı tam 16 yıl sonra yeniden tekrarlandı. Ankara’nın ev sahipliği yaptığı Avrupa Şampiyonası’nda Filenin Sultanları gümüş madalya kazandı.

Son Dünya ve Avrupa şampiyonu, olimpiyat 2.’si Sırbistan’la finalde karşılaşan Türkiye güçlü rakibi karşısında elinden geleni yapsa da sonunu getiremedi. Skorda geriye düşmesine rağmen oyunun içinde kalan, setlerde 2-1 geriden gelip maçı tie-break’e taşıyan ve hatta 5. sette 9-6’lık üstünlük kuran Ay-Yıldızlılar’ın çabası zafere yetmedi. Kızlarımız Sırbistan’a 3-2 yenildi.

Basit hatalar en büyük handikabımız oldu ancak güçlü Sırbistan karşısında gösterdiği dirençli oyunuyla Filenin Sultanları tüm Türkiye’yi gururlandırdı, belki gümüş madalyada kaldı ama ‘Gönüllerin Şampiyonu’ oldu.

Hücumda organize olamadık

Maça müthiş başladık, hücumda tüm oyunculardan sayı bulduğumuz ilk seti 25-21 alıp, 1-0 üstünlük kurduk. Bu seviyede daha ilk finalini oynayan genç bir kadro olmamız aynı zamanda basit hataları da yapmamıza sebebiyet verdi.

İlk sette kötü servis atan Mihajlovic 2.sette ise takımının yıldızıydı, Boskovic’le birlikte üst üste gelen smaç sayılarıyla bu bölümü takımına 25-21 kazandırdı.

Türkiye’nin hücumdaki dağınık görüntüsü 3. sette de devam etti ve Sırbistan bu seti de 25-21 alarak 2-1 öne geçti.

4.sette geriye düşsek de kaçan servisleri iyi değerlendiren Millilerimiz, rakibini 18-18’de yakaladı. Özellikle de Fatma ve Zehra’nın ön plana çıktığı bu bölümde seyirci desteğini arkasına alan Türkiye 4. seti 25-22 kazandı ve durumu eşitledi: 2-2.

5. setin sonunu getiremedik

Zehra’nın etkili oyunuyla Ay-Yıldızlılar final setine 9-6’e üstünlükle girdi. Ancak savunmadaki basit hataları iyi değerlendiren Sırbistan eşitliği sağladı: 9-9. Hücumda yine organize olamayınca, Sırbistan 14-12 öne geçtiği seti alıp, sahadan 3-2 zaferle ayrıldı.

09 Eylül 2019, Pazartesi 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Haydi kızlar bir zafer daha‘’

Türk kadın voleybolunda, 2003 yılı bir milad olmuştu. Milli Takımımız, Avrupa Şampiyonası’nda ilk kez finale kalmış, gümüş madalya kazanmıştı. O günden bu yana 7 organizasyonda boy gösteren Ay-Yıldızlılar 3 kez yarı final şansı yakalansa da sadece 2’si Avrupa 3.’lüğüyle tamamlanmaştı. ..Ve 16 yıl sonra, müthiş bir jenerasyon yakalayan ve coach Guidetti sayesinde genç ve mevcut oyuncuları aynı kadroda buluşturmayı başaran Türkiye bunun meyvesini de tarihindeki ikinci kez Avrupa finaline kalarak aldı.

Polonya’nın hesabı kesildi

Ankara’nın ev sahipliği yaptığı Avrupa Şampiyonası’nda 16’lı turda Hırvatistan’ı ardından favori gösterilen Hollanda’yı eleyen kızlarımız dün de Polonya’yla final için kapıştı. Hücum gücü yüksek bir takımdı ancak Milli Takımımız’a ‘vız’ geldi... Filenin Sultanları, 16 yıl önce bizi şampiyonluktan eden Polonya’yı bu kez 3-1’le mağlup edip, hem hesabı kesti hem de final biletini kaptı.

Kübra’nın servisleri...

Maça yine çok konsantre başlayan Millilerimiz özellikle de Kübra’nın etkili servisleri ilk sete damgasını vurdu. 4’ünü ‘ace’ çevirdiği 10 servisin hepsi de rakip savunmaya zor anlar yaşattı. Türkiye 8-3 üstün başladığı bu bölümü 25-17 aldı: 1-0. İyi servis atan bir Türkiye’yle karşılan Polonya şaşkınlığını üzerinden atamazken 2. sette de üstünlüğümüz devam etti. Tüm oyuncularımız skora katkı yaparken 2. set de 25-16 lehimize bitti: 2-0.

Kaptan gibi kaptan!

3. set ise kabusumuz oldu. Adeta Türkiye şalteri kapatmış gibiydi. Uyuyan dev Polonya hatalarımız sayesinde farkı buldu (25-15) ve durumu 2-1 getirdi. 4.setin başında da durgunluğumuz sürdü, 6-2 geriye düştük. Milliler’e bir kıvılcım gerekti. Eda Erdem Dündar kaptanlığın sadece unvandan ibaret olmadığını yine gösterdi. Tecrübeli isim, sayıları ve sinerjisiyle, takımı yeniden canlandırdı. Simge’nin inanılmaz kurtarışları, Ebra ve Hande’nin de katkısıyla Türkiye öne geçip (25-17), maçı 3-1 kazandı.

08 Eylül 2019, Pazar 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Devler'den güzel başlangıç‘’

A Milli Takımımız, Dünya Kupası E Grubu ilk maçında Japonya’yı 19 sayı farkla 86-67 yendi, turnuvaya moralli başladı. Daha ilk çeyrekte Japonya’nın savunma zaafını iyi kullanıp, top kayıplarını hızlı hücumla sayıya çevirdi. Melih ile Cedi’den gelen üst üste sayılar ve bir de Ersan’ın dış şutlarda devreye girmesiyle Türkiye farkı buldu: 28-12.

Kontrolü hiç kaybetmedik

Hazırlık maçlarında geri dönüşleriyle dikkat çeken Japonya karşısında Türkiye farkı bulsa da kontrollü oyununu sürdürdü. İlk çeyrekte 8’de 1 ikilik ve 3’de 2 üçlük yüzdesiyle oynayan Japonya 2.çeyrekte isabet oranını artırsa da farkın kapanmasına yeterli olmadı: 47-35. Bu bölümde Furkan’ın kendisine yapılan blokun faturasını iki müthiş smaçla kesmesi görülmeye değerdi. Milli Takımımız ikinci yarıda da hücumda ve savunmada kontrolü elinde tuttu. İçeri penetre ederek sayı bulmanın yanı sıra boyalı alanda Semih Erden’i de kullanan Ay-Yıldızlılar son bölüme 18 sayı farkla önde girdi (67-49) ve rahat bir galibiyet aldı. En önemlisi; maçın değişik periyotlarında farklı oyuncular ön plana çıktı ve her isim (sayı, asist ribaunt) tüm yönüyle takıma katkı sağladı.

02 Eylül 2019, Pazartesi 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Tarihi maç!‘’

Wimbledon’da tek erkeklerde bugün tarihi bir an yaşanacak. Şampiyon belli olmayacak ancak tenisseverler, onun kalitesinde ve belki de -yakın gelecekte Wimbledon’da bu seviyede karşılaşmaları mucize olacağı içinfinal değerinde bir eşleşmeye tanıklık edecek. Tenisin yaşayan iki efsanesi; 37 yaşındaki Roger Federer ile 33 yaşındaki Rafael Nadal, merkez kortta ilk kez yarı finalde kozlarını paylaşacak. TSİ 15.00’te başlayacak Djokovic-Agut yarı final maçının bitimiyle ikili, tam 11 yıl sonra Wimbledon kortlarında yeniden karşı karşıya gelecek.

Federer 16. sıraya gerilemişti

Federer ile Nadal’ın karşılaşması alışılmışın dışında bir olay değil ancak konu; iki ismin de yaşadığı düşüş döneminin ardından 2017’deki müthiş geri dönüşle yeniden kortlara ambargo koymaları, bu ikilinin o klasik hale gelmiş kapışmalarına olan özlemi daha da arttırdı. Düşüş yaşadığı ve dünya sıralamasında 16. sırayı (en kötü dönemi) gördüğü 2013-2016 yılları arasında Federer, her ne kadar grand slamlerde birçok kez final oynama başarısı yakalasa da bu süreçte tam 4 sezon boyunca şampiyonluk göremedi. Sakatlığı, yaşının ilerlemesi 2016’da ‘Acaba bırakıyor mu?’ sorusunu da gündeme getirmişti.

Nadal bırakmanın eşiğindeydi

Diğer tarafta, Federer’in rekorlarla tenis tarihini değiştirdiği dönemki en büyük rakibi Rafael Nadal da onun gibi düşüş dönemindeydi ve sakatlıklarla boğuşuyordu. Birçok kez ameliyat olan Nadal, bırakmanın da eşiğine gelmişti. İspanyol raket 2015 ila 2016 yıllarında, favorisi olduğu Fransa Açık’a bile erken veda etmiş ve 9. sıraya kadar gerilemişti.

Geri dönüşün yılı: 2017

2017 ise efsanelerin ‘retro’suna tanıklık etti. Sanki iki tenisçi de anlaşmış gibi, aynı yıl müthiş bir geri dönüş yaptı. İkili, umut vaadeden genç tenisçiler arasında kendilerine yer bulmanın yanı sıra, kortların yeniden hakimi olmayı başardı. Bu dönüş sonrası; Federer ile Nadal, 2017 Avustralya Açık finalinde ve bu sezon da Fransa Açık yarı finalinde karşılaştı. Ancak en son 2008 finalinde eşleştikleri Wimbledon’da tekrar kapışacak olmaları, bu maçı daha da özel hale getirdi..

12 Temmuz 2019, Cuma 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Anadolu Efes ruhu‘’

‘Anadolu Efes ruhu’, Süper Lig final serisinde de kendini gösterdi. Coach Ergin Ataman önderliğinde Euroleague’de 18 yıl sonra Final-Four’a kalan Lacivert-Beyazlılar, ligde de tam 10 yılın ardından 14. şampiyonluğuna uzandı. Bu sezona damgasını vuran Anadolu Efes ile Fenerbahçe çekişmesinin son randevusu dün Sinan Erdem’de oynandı. Final serisinin 7. maçıyla bu sezon 14. defa karşılaşan iki takımın özellikle de karşılaşmanın ilk yarısında ortaya koyduğu mücadele, belki de bu sezonun en iyisiydi.

Sertaç’tan büyük katkı

Euroleague yarı finalinde olduğu gibi Larkin liderliğini bir kez daha ortaya koydu, ilk 5 dakikayı 10 sayıyla geçti. Efes savunmasıyla Fenerbahçe’yi dış şutlara zorladı. Ancak bedeli de erken fauller oldu. Micic 2’ledi, Dunston 3’ledi. Dixon ve Guduric’le Fenerbahçe İlk çeyreği 23-21 önde kapattı. 6. maçın tam tersine, içeri penetre eden ve boyalı alanı daha fazla kullanan Efes, Sarı- Lacivertliler’in savunma dengesini bozmayı başardı. Kanarya, Guduric’le 17. dakikaya kadar skor dengesinin bozulmasına izin vermedi: 38-37. Dunston’ın yokluğunda müthiş bir katkı veren Sertaç ve durdurulamayan Larkin’le kalan 3 dakikada Efes farkı açtı, devreyi 44-37 üstün geçti.

Larkin başladığı gibi bitirdi

Üçüncü çeyrek ise maçın kırılma anıydı. Larkin sayı serisini bu bölümde de sürdürdü. Fenerbahçe, her aldığını atan ABD’li oyun kurucuya bir türlü çözüm bulamadı. Sarı-Lacivertliler bir de üstüne top kayıpları yapıp hücumdan boş dönünce skor farkı çift hanelere ulaştı: 60-51. Sloukas, Kalinic ve Guduric’le konuk ekip ayakta kalmaya çalışsa da Lacivert- Beyazlılar son bölüme 69-58 galip girdi. 4. çeyreğe gelindiğinde 30 sayıya ulaşan Larkin kalan 10 dakikaya da 8 sayı sığdırdı. Micic, Moerman ve Simon’un skor katkısıyla Efes, Fenerbahçe’nin geri dönüşüne izin vermedi ve sahadan 89-74 galip ayrıldı.

22 Haziran 2019, Cumartesi 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Guduric attı, Fener uzattı‘’

Tahincioğlu Süper Ligi’nde şampiyonu belirleyecek final serisi beklendiği gibi 7’nci, yani son maça uzadı.

Anadolu Efes kupayı almak için Ülker Spor Salonu’na çıkmıştı ancak taraftarıyla bu sezon son kez buluşan Fenerbahçe rakibine şampiyonluk izni vermedi. Lacivert-Beyazlılar’ın potasına 4. çeyrekte 32 sayı bırakan Kanarya 85-69’luk zaferle şampiyonluk şansını sürdürdü.

İlk 7 dakikada 3 top kaybı yapan, 5’te ‘0’ üçlük atan Efes, 15-9 geriye düştü ama çabuk toparlandı. Kalan zamanda, Micic’le ilk üçlüğünü bulan (8/1), Dunston’la ribauntları toplayan ve Simon’dan da katkı alan Efes 1. çeyreği 3 farkla geride kapattı: 17-14.

Buğrahan’dan 3 üçlük...

İkinci çeyrekte Buğrahan’la 3 üçlükten 9 sayı bulan Lacivert-Beyazlılar 18. dakikada 34-31 öne geçti. Ancak Fener, Kalinic ve Ali Muhammed’in sayılarıyla devreyi de 38-36 önde kapattı. İkinci yarıda Efes hücumlardan boş dönmeyi sürdürdü. 28. dakika geride kalırken Kanarya, Melih, Guduric ve Ali Muhammed’le farkı 5’e çıkardı: 51-46. Buna karşılık Efes’in cevabı geçikmedi, görev adamı Simon öne çıktı; üst üste 2 üçlükle skoru 53-52’ye getirdi.

Guduric’ten 5 dakikada 11 sayı

Üçlük serisi 4. çeyrekte sürdü ancak bu kez sahne Guduric’in idi. Efes’in 5 dakika boyunca sayı bulamadığı bu bölümde Fenerbahçe’nin 13-0’lık serisini Guduric tek başına yaptı. Finaldeki en iyi performansını kısa süreye sığdıran Sırp basketbolcu, ilk 5 dakikada üçlüklerden 9, serbest atıştan da 2 olmak üzere 11 sayıyı rakip potaya bıraktı. Son çeyreğe kadar Fener’in tüm ataklarına cevap veren Efes bu kez suskunluğunu bozamadı. Guduric’e diğer oyunculardan da katkı gelince, sonuç ev sahibi ekibin lehine bitti.

20 Haziran 2019, Perşembe 06:01
YAZININ DEVAMI

‘’Dev finalde yine eşitlik‘’

Final serisinin 4. maçında, ilk çeyreği hariç, büyük bir çekişme yaşandı. Karşılaşmanın ilk 10 dakikasında Lacivert- Beyazlılar’ın 6’da 1 üçlük, 4 top kaybı ve 0 asistle oynaması skorun da belirleyicisi oldu. Fenerbahçe bu bölümü 25-15 üstün geçti. 2. çeyrekten itibaren ise temposu yüksek bir basketbol sahaya yansıdı. Skor 36-31 Kanarya’nın lehineyken Kalinic’in 16. dakikada 4 faul alması özellikle de Anadolu Efes’in ekmeğine yağ sürdü!.. Micic’in skorer oyununa Larkin de dahil olunca Lacivert-Beyazlılar farkı eritti: 42-37.

Gizli özne Kalinic

Kalinic süre almadığı dakikalarda Anadolu Efes, benchten gelen Moerman ile Beaubois’in müthiş katkısıyla, 23. dakikada 46-44 öne geçti. Ne zamanki Obra, Kalinic’i sahaya sürdü, Fenerbahçe 25. dakikadan sonra yeniden rüzgarı arkasına aldı. Bu bölümde Sloukas’ın daha etkili olması ve Melli-Ahmet ikilisinin maçın başından bu yana boyalı alandaki üstünlüğünü sürdürmesi Sarı-Lacivertliler’in 4.çeyreğe 62-57 galip girmesini sağladı.

Larkin kaçırdı, Melih attı

Son bölümde tam bir top savaşı yaşandı. Ev sahibi farkı 9’a çıkartsa da (69-60) Ataman ve öğrencileri, üst üste üçlüklerle farkı 1’e indirdi: 69-68. 28. dakikaya girilirken skor 72-72’ydi. Efes, Larkin’le hücumdan boş dönüp, top kaybı yapınca kaptan Melih’in peş peşe attığı 5 sayıyla Fenerbahçe skoru 79-72’ye getirdi ve sonucu belirledi. Fenerbahçe sahadan 82-73 galip ayrılarak, final serisinde 2-2 eşitliği buldu.

16 Haziran 2019, Pazar 06:01
YAZININ DEVAMI