‘’Güzel gollerle‘’
Maçın kırılma anı skor 1-1’ken Rodallega’nın vurduğu ve Muslera’nın kurtardığı top oldu.
Birkaç dakika öncesinde Galatasaraylılar’ın, “Ne iyi ki alınmış” dediği Eren oyundan çıkıp Josue oyuna girince Galatasaray’ın gol bulma ihtimali biraz daha azalmıştı. Josue, Douglao’dan kaptığı topu Bruma’ya çabuk oynadı.
Bruma, bire birde rakibin üstüne giderken, arkadan bindiren Yasin’in önüne güzel bıraktı, Yasin vuruşu takımı skorda öne taşıdı. Oysa maçın ilk 3 dakikasında Akhisar’ın yarattığı baskı ve kornerde Selçuk’un topa gitmek yerine kendisini sakınınca Vaz Te, kendisi için kolay bir gol attı.
Akhisar’ın golden hemen sonra skoru koruma ve kontra arama niyeti maçı tek kaleye çevirdi.
Selçuk sorun çözmüyor
Bruma’nın çok dar alanda sıkışıp kalması, Selçuk’un hep yana ve sorun çözmeyecek paslarla oynaması, Sneijder’in çok sayıda şut pozisyonu bulup kalitesine yakışmayan vuruşlar yapması, Eren’in kanatlardan isteği hava toplarını bir türlü alamaması skor üstünlüğünün uzun süre Akhisar’da olmasını sağladı.
Kazanmayı çok isteyen Sneijder ne zaman Eren’in aradığı nitelikte bir orta yaptı ve Eren’in farkı ortaya çıktı. Karabük maçında mükemmel kafa golüyle camiasına nefes aldıran Eren, yine birinci sınıf bir santrfora yakışacak şıklıkta vurdu kafayı. Eren’in bir kafa şutu ile Sneijder’in 2 şutunu harika kurtaran Fatih çaresizce baktı.
Sabri, Linnes’ten faydalı
Geçen sene 2 kez “Eren’i var derdi yok” başlığı atmıştım. Eren bu başlığı daha çok attırır! Tabii kanat oyuncuları çizgiye inip nitelikli ortalar yaparsa. Muslera’ya söyleyecek söz yok. Sabri tartışmasız şekilde Linnes’ten faydalı. Carole çabuk oynadığında fark yarattı,
Bruma’ya attığı gol pası çok güzeldi. Tolga çok önemli bir transfer 1-2 ay sonra çok daha fazla katkı yapacak. Josue için söyleyecek bir şey yok. Portekiz’e gittiği gibi iyi döndü. Yasin istekli, Bruma ise hızlıydı. Bruma, Yasin’e verdiği gol pası ve final golüyle arkadaşlarının bir adım önünü çıktı.
‘’Piyango‘’
Sezon bittikten 2 ay sonra futbolculara sezon içinde gördükleri kartlar için astronomik cezalar veren Galatasaray yönetimi futbolcularına, “Niye ayağınızı topa sokmuyorsunuz?” diye sorar mı acaba diye düşünmedim dersem yalan olur...
Karabükspor “Toplama” takımıyla, Galatasaray’ın sözde “Bir arada oynama alışkanlığı olan yıldızlarını” perişan etti ilk yarıda. Skorun 0-0 olmasının sebebi elbette öncelikle 3 gol kurtaran Muslera ve Karabüklüler’in atak sonlandırmadaki zafiyetleriydi. Üstelik Bülent Yıldırım da Yatabare’nin şutu yandan auta giderken Selçuk’un Serdar’a yaptığı faule penaltı çalabilirdi.
Oyunun temel prensibi, “Ver ve boşa çık”. Galatasaray’da topu veren bakıyor, alan da geri oynuyor. Defans arkasına koşu yok. Yere kupa finalinden daha iyi basan Eren iki, Bruma bir kez denedi. Bruma’nın koşusunda Tolga’nın güzel pası Bruma ile gol de getirecekti, Ahmet izin vermedi.
Bekler çok kötü!
Carole kötüydü, Linnes daha da kötüydü. Carole’ün alternatifi de Linnes! Olcan’ın maaşını ödeyerek gönderip, Linnes’i sol bek alternatifi olarak düşünmek futbola yabancı olmanın ürünüdür. Ağır ağabeyler Selçuk, Sneijder vasat, gençler Sinan ve Bruma etkisizdi. Tolga Ciğerci temposu, isteği ve coşkusuyla takımın en iyisiydi. Ve uzatmanın uzatmasında Chedjou’nun ortasında topu çatala gönderen Eren alkışı hak etti. Biliyoruz ki artık Galatasaray’ın birinci sınıf bir santrforu var. Eren’in attığı golü ancak Eren gibi santrforlar atar.
Selam olsun TFF!
Başka bir şehirde, kameralarla kontrol edilen bir düzende, ev sahibi de TFF iken 100 kişinin yaptığı eylemlerin cezasını Galatasaray’ın “Temiz”, “Şiddet üretmeyen” taraftarına kesen federasyon yetkilileri sizlere de selam olsun! Futbolu ligimizin adı gibi “Süper” yönetiyorsunuz, o kadar olur yani!
‘’Hamit Altıntop bu işi çözer‘’
Galatasaray sayfalarımızın editörü sevgili kardeşim Yasin Cam, “Ağabey Manchester United maçında değindiğin gibi düşünen yönetim bir de sağ bek transferine dair girişimlere başlamış, bir köşe yazısı yazabilir misin?” deyince derdimi iyi ifade edemediğimi anladım...
Galatasaray’ın yediği 3 golde geçen transfer döneminde Özbek yönetiminin aldığı Linnes’in bireysel hataları vardı. Zamanlama hatası da yaptı, pozisyon hatası da! Bir savunma oyuncusunun öncelikli görevi de savunmada rakipleri engellemektir.
Transfer demek kolay
“Yönetim transfer yapmalı” demek en kolayı. Yönetim en azından sağ bek için transfer yapmamalı! Bu iş Riekerink ’in işi. Biliyorsunuz Beşiktaş’ın renklerine bağladığı Gökhan Gönül yılın en çok konuşulan transferlerinden biri oldu. Gökhan son 2 senede tek kupa sevinci yaşayamazken, Sabri 4 kupa kaldırdı, kim bilir Beşiktaş ’la oynanacak Süper Kupa finalinde bu sayı 5’e de ulaşabilir.
Linnes riski barındırır
Galatasaray’ın ekonomik anlamda bu kadar sorun yaşadığı dönemde Riekerink; Sabri, Linnes ve hatta Hamit üçlüsünden birini forma sokup savunmanın sağ kanattaki problemini çözmeli. Yazıyı okurken, Hamit için yüzünü buruşturanların olabileceğini düşünerek, 1 sezon top oynamamış Hamit’in 1 ay sonra hazır hale gelebileceğini ve Mourinho’nun Hamit’i Real Madrid gibi bir takımda sağ bek oynattığını da hatırlatmalıyım. Sağ bek pozisyonunda oynatabileceği 3 oyuncuya 4 milyona yakın maaş ödeyen bir kulübün dar zamanda yeni bir sağ bek transferi yapması en azından “Linnes” risklerini barındırır! (2 milyon Euro bonservis, 950 bin Euro maaş) Burada fonksiyonel olması gereken kişi Riekerink!
Leiva baskıyı azaltacak
Lucas Leiva savunmanın özellikle stoperlerin üzerindeki baskıyı azaltacaktır. Ancak yetmez. Mesele takımın hep birlikte savunma yapma alışkanlığını kazanması. “Hep birlikte”, doğru savunma yapan takımların mesela Konyaspor’un başarısı ortada. Santrforu Rangelov yalnızca 4 gol attı ama takım arkadaşları da, hocası da Rangelov’dan çok memnun. Savunma dörtlüsünün önündeki oyuncular top rakipteyken sadece gözleriyle markaj yaparsa Leiva da ilaç olmaz. Ancak savunma konsantrasyonu, sertliği ve pozisyon bilgisiyle önemli bir açığı kapatacağını düşünüyorum...
Eren her özelliğe sahip
Eren Derdiyok için de çok pozitif düşünüyorum. Sakatlanmadığı takdirde uzun zaman sonra çok gol atan bir santrfora sahip olacak Galatasaray. Sırtı dönük oynuyor, gol vuruşları kaliteli, hava toplarında etkili, topsuz oyunda iyi, savunmaya da yardım ediyor. Bir santrforda aranan özelliklerin neredeyse tamamına sahip. Üstelik medyada yer aldığı gibi Donk ve Umut karşılığında geliyor olması taraftar nezdinde onu daha da sempatik kılacak.
Siz Rashford’a bakmayın
Ve Serdar Aziz: Bonservisi karşılığında 4.5 milyon Euro ve 3 oyuncunun verilmesi taraftarın tepkisine neden olmuştu. Sakatlıktan yeni çıkmışken ilk maçında Rashford karşısında zor durumlara düşmesi futbolseverleri karamsarlığa itti. Yavaş gözüktü ancak en önemli özelliği çabukluğu ve hava toplarındaki başarısı. Bir ay sonra gerçek formuna ulaşınca önemli bir transfer olduğu ortaya çıkacak.
Tüm mesele yönetimde...
Galatasaray kadrosu belki arzu edilen kaliteye sahip değil ancak lig için yeterli... Yönetim anlamsız müdahaleleriyle kamuoyunda zaten “acaba” dedirten Riekerink’i tartışılır hale getirmezse, oyuncular takım içindeki problemleri Riekerink’le değil onu aşıp direkt yönetimle çözmeye kalkmazsa, çok önemli kontratları olan oyuncular “tafra yapmak” yerine, “coşkuyla” işini yaparsa Galatasaray şampiyonluğun iddialı takımlarından biri olabilir. Mesele yönetimde. Bu yönetim ligi ve kupayı kazanmış bir kadro teslim aldı ve o kadro yönetimin idari pek çok hatasının ardından, şampiyon Beşiktaş’tan 28, üçüncü Konyaspor’dan 15 puan fark yedi. Yaptıkları hataları yine yapmazlarsa Galatasaray iddialı olacaktır.
‘’Harika 45 dakika‘’
Hocası Mourinho ve santrforu İbrahimoviç ’in katılımıyla dünyanın en çok konuşulan takımlarından biri haline gelen Manchester United karşısında çok iyi bir ilk 45 oynadı Galatasaray. İkinci yarıyı ise hiç sormayın. Bir takım 20 dakikada 4 gol yiyorsa kondisyon ve konsantrasyon, 3 golü aynı savunmacının bölgesinden yiyorsa bir sağ bek lazım demektir. Linnes’in asli görevi savunma ve çok başarısız bir savunmacı! Galatasaray’ın problemi de gol atmak değil, kolay gol yemek.
Sneijder iyi ki küsmedi
Yönetimin ‘intikam’ cezalarıyla karşılaşan Sneijder ve Selçuk çok iyi oynadılar. Sneijder resmi maç ciddiyetiyle takımı maestro gibi yönetti. Sinan’ın attığı golde, Yasin’in De Gea tarafından kurtarılan kafa şutunda yaptığı ortalar usta işiydi. Yine De Gea tarafından kornere tokatlanan şutu da bir başka güzeldi. İyi ki küsmemiş, o küserse takımın hücum organizasyonu düşer! Selçuk, Dzemaili ve Sneijder’in arkasını toparlarken, iyi paslar da yaptı. Gerçek bir ön libero gelirse ilk geldiği günlerdeki çizgisini yakalayabilir. O çıktı takım toz şeker gibi dağıldı. Dzemaili ise orta sahanın en etkisiz futbolcusu görünümündeydi.
Hâlâ üstüne koymalı
Önde oynayan oyuncular takım iyiyken iyiydi. Sinan gol atmakla kalmadı, Bruma’nın golünden önceki son pası da yaptı. Gelecekte çok şey bekleniyor ya Sinan’dan, gelecek geldi! Bruma yine özgüvenini yukarı taşıyacak kopya bir gole imza attı. Çok istedi, aldı verdi, savunmaya geldi. Ancak hala üstüne çok şeyler koyması gerekiyor. Podolski dönüyor, bir de santrfor geliyor, bu iki yüksek kaliteli kumaşı kimbilir belki de kulübe bekliyor.
Ön liberoya ihtiyaç var
Galatasaray’ın problemi çok gol yemek. Hakan ve Chedjou, Hakan ya da Serdar Aziz merkezi halleder. Serdar antrenman eksiği yüzünden hatalar yaptı ancak çok önemli bir stoper. Yine de dalgakıran önliberoya çok büyük ihtiyaç var. Geçen sene bu günler için A2 takımını zirveye çıkartma hayali kuran Riekerink, Mourinho ’nun United’i karşısına Galatasaray’ın başında çıktı! Hayat ne güzel sürprizler hazırlıyor bazı insanlara. Bakalım yeni sezonda bizi hangi sürprizler bekliyor.
‘’Sneijder&Selçuk o cezayı ödemez‘’
Ali Naci Küçük kardeşimiz yılın haberini yaptığından beridir Galatasaray’ın futbolculara verdiği cezalar hakkında konuşuluyor. 6 gün geçince bu kez dostumuz Halil Özer, Başkan Dursun Özbek’i konuşturmuş. Uzun süre de Dursun Özbek’in açıklamaları konuşulacak. Hepsinin ellerine sağlık.
Adnan Sezgin hazırlatmış
Bu disiplin talimatı taa Adnan Sezgin’in sportif direktörlüğü zamanında hazırlanmış, küçük küçük değişikliklerle bugüne gelmiş, “Özbek’i tebrik eden” pek çok kulübün de sahip olduğu, bardak taşmadıkça ve özellikle de oyuncunun sözleşmesi devam ediyor ise pek uygulanmayan bir hüküm... Dursun Özbek demiş ki; “Neredeyse tüm kulüp başkanları arayarak ceza sistemi ile ilgili tebrik etti” (Yeni bir düzenleme olmadığına göre muhtemelen cesaretinden dolayı! Sezona hazırlık kampında huzuru yok etmek için daha etkili bir metodu rakipler bile bulamazdı!)...
(Galatasaray üyeleri ve taraftarlar ne dedi başkan fazla ilgilenmiyor sanırım)
“Sneijder 1 Temmuz’da İstanbul’da olmalıydı ama gelmedi. Bunun yanı sıra sezon bittikten hemen sonra gitti, hem de izinsiz olarak röportaj verdi”.
(Sezon bitince hemen gittiği için de ceza vermiş olabilirler mi?)
Muslera’nın çilesini görünce!
“En az 14 futbolcu var ceza verilen herkes Sneijder’i, Muslera’yı görüyor. Niyetimiz bu oyuncuları harcamak değil”
(Siz bütün sezon bekleyip, tuzak kurmuş gibi,
1. kaptana 845, ikincisine 2.3 milyon Euro ceza verirseniz bırakın Türkiye’yi bütün dünya konuşur. Muslera’nın 2 sezondur sahada çektiği çileyi de görünce bırakın cezayı ödül bile gerekebilir.
“Biz taktik olarak alınan sarı kartlara ceza vermedik”
(Taktik olarak centilmenliğe, sportmenliğe aykırı davranışlar kabul edilebilir yani) “Oyunun doğasından kaynaklanan hareketlere ceza vermedik” dense daha doğru olurmuş sanki...)
“Şu anda Sneijder ile neden görüşeyim ki? Cezalar verildi, onlar da ödeyecek. Ama çok isterlerse konuşuruz”
(Sneijder de, “Ben şu an neden başkanla konuşayım ki; ilk maaşımdan ceza kesilsin avukatım FIFA ile görüşür. Dursun Özbek de isterse avukatım ve menacerimle konuşabilir. Derdini de Galatasaraylılara anlatır” diyordur.)
FIFA’nın talimatı belli
FIFA’da, “Bir sezonda bir futbolcuya aylığının yüzde 80’i kadar ceza veremezsiniz” kararı var. “Orantısız ceza uygulayamazsınız” demiş FIFA... Sneijder yaklaşık 5 milyon Euro kazanıyor, yani aylık yaklaşık 500 bin Euro. Demektir ki; Sneijder’e toplamda verebileceği cezanın
1.8 milyon Euro fazlasını kesen
Galatasaray bu cezayı uygulayamaz.
Keza, aynı durum Selçuk için de geçerli. Selçuk’a verilebilecek toplam cezanın
üst sınırı 300 bin Euro civarında. Kesilen ceza 845 bin Euro...
O da uygulanamaz.
Tek taraflı fesh edebilir
Bilgisine güvendiğim bir hukukçu arkadaşım, “Galatasaray Sneijder’e maaşlarını ödemezse Sneijder sözleşmeyi tek taraflı fesh edip FIFA’ya gidebilir. FIFA cezayı kaldırır” dedi, çok net ifadelerle... Bütçe kalemine futbolculardan kesilecek cezalar için ne kadar yazdılar bilmiyorum ama kötü bir haberim daha var Özbek yönetimine: “Fahiş bulduğu cezayı indirmiyor FIFA, tamamını kaldırıyor” Para cezasını haksız, tek taraflı feshi haklı bulan FIFA’da da, TFF’de de kararlar var. Galatasaray’ın hatırı sayılır bir bonservis geliri elde edebileceği Sneijder sözleşmeyi tek taraflı fesh edip gider ve haklı bulunursa, o zaman Dursun Özbek ve yönetimini daha da zor günler bekliyor.
Zaman her şeyin ilacı, bekleyip göreceğiz ...
‘’Yanal başarır‘’
Başarır ama Denizli, Ankaragücü ve Gençlerbirliği sürecindeki konsantrasyonu ve iş aşkıyla çalışırsa. Bu potansiyel kendisinde de var, Trabzonspor’da da. Transfer önemli bir etken olmasına rağmen mevcut kadro da kesinlikle kötü değil, kaliteli isimler var.
2015 Aralık ayının sonunda gazetem, Yanal’ın göreve başlama ihtimali üzerine onu en yakından bilen spor yazarlarından biri olduğum gerekçesiyle ‘Yanal başarılı olabilir mi?’ diye sormuştu. Ben de...
“90’lı yılların sonu, 2000’li yılların başındaki kendisini işine adamış, elini takımın içinden çekmeyen, grup çalışmasının dışında, bireysel çalışmalarla oyuncularını her sezon geliştiren, enerjisi ve analiz yeteneğiyle fark yaratan, yardımcılarını da büyüten Ersun Yanal zaten her takımı bulunduğu yerden yukarı taşır. İkinci Ersun Yanal ise yalnızca kendisinden memnun, herkesten, her şeyden şikayetçi ve kaybedilen maçlardan sonra, ‘Ben takım yönetmiyorum, süreci yönetiyorum’ diyecek kadar soğukkanlı...
Önceki senelerde, doğru yardımcılar ve yüksek konsantrasyonuyla fark yaratan Yanal, kadroya çok takviye yapılmasa da takımını uçurur, yakın gelecekte şampiyonluğa oynatır. Son yıllarda eski kimliğinden uzaklaşmış, ‘takımına şampiyonluk kazandırmış’ kimliğiyle her koşulda kendisinden memnun Ersun Yanal ise çok sayıda kaliteli transfere rağmen takımını şampiyonlukta iddialı hale getiremeyebilir” demiştim.
Hangi Yanal olacağı önemli
İmzalar atıldı, hayırlı olsun. Yanal’ın Denizlispor, Ankaragücü ve Gençlerbirliği’nde başardıklarına göz atacak olursanız Trabzonspor’un 1. Ersun Yanal ile başarıya çok yakın olduğunu siz de göreceksiniz. Gençlerbirliği’ndeki kadrosu çok iyiydi ama Trabzonspor’daki de asla kötü bir kadro değil. Kaleci Onur’dan Cardozo’ya, Erkan’dan Özer’e, Okay’dan Ekici’ye, Muhammet’ten Aytaç’a, Yumlu’dan Yatabare’ye ismini sayamadığım çok sayıda kaliteli oyuncuya sahip Trabzonspor. Geçen seneyi Kayseri’de kiralık geçiren Zeki Yavru’yu da Lig TV’deki programında gümüş kadroya alan bizzat Ersun Yanal.
7 transfere ihtiyaç yok
Çok sayıda kaliteli oyuncu var. Sadece 2 sıkıntı söz konusu. Birisini yönetim ile birlikte Yanal halledecek. Yaklaşık 35 kişilik kadroyu 25’e indirmek gerek. 7 tane transfer yapabilmek için 17 tane futbolcu göndermek lazım. Kapı gibi kontratlarla bu işi başarmak zor görünüyor. Sonraki iş Yanal’ın işi. Kadroda kalan her oyuncunun kendini değerli hissetmesini sağlayıp bu kadroyu takım haline getirmek. Eğer 7 transfer başarılırsa kimse kadro sıkıntısından da bahsedemez. Ve bence 7 transfere ihtiyaç yok.
Camianın da görevi var
Bir sorumluluk da camiaya ait. Geçen sezon yılın sözünü Fenerbahçe’nin hocası Pereira söyledi: Trabzonsporlu futbolcuların bu baskı altında başarılı olması imkansız...
Takım moralsizken destek vermek, her hatayı en yıkıcı dille eleştirmemek, birlikte sevinip birlikte üzülmek ve en önemlisi sabretmek, sonunda başarıyı getirecektir. Hiçbir teknik adam yönetimine, hiçbir yönetim ve teknik adam da taraftarına rağmen başarılı olamaz. Ve Ersun Yanal hiçbir zaman sihirbaz olmadı.
‘’Sezon finali Galatasaray'ın‘’
Galatasaraylı futbolcular için bir sezonu temize çekme maçıydı adeta...Başarısızlığı temize çekmeye yeter mi bilmem ama felaket geçen sezonun özrü, taraftardan kabul görecektir. Bundan 1 ay evvel, “Fenerbahçe ile oynanacak final maçına hazır hale gelirler” diye yazmıştım. Konyaspor’a, Başakşehir’e, Süper Lig’e bu sene yükselen Osmanlıspor’a geçildiler ama dediğim gibi finale hazır çıktılar. Galatasaray’ın konsantrasyonu ve motivasyonu yüksek, Beşiktaş’a kaptırılan şampiyonluktan sonra
Fenerbahçeli futbolcularınki düşüktü...
Üstelik Alves kadroda yokken, Türkiye’nin en formda sağ kanat oyuncularından biri Gökhan da kulübedeydi.
Poldi damgası
Denayer, Hakan, Carole, Emre, Sinan ve özellikle Podolski ilk yarıda çok iyi oynadı. Podolski 2 metreden kaçırdığı golle birlikte 5 atak sonlandırdı. Hem kaçan ilk fırsatta, hem de Sneijder ve Selçuk’la yaptıkları harika frikik organizasyonunda düzgün vuruşlar yapsa golü daha önce bulabilirdi. Emre’nin kornerinde Denayer’in aşırdığı topu ağlara gönderip takımına nefes ve kupa aldırdı. Emre oyunun iki yönünü de iyi oynadı. Sinan ise müthiş bir sprinter, topla uzuyor, kontrol edilmesi çok zor bir forvet. İkinci yarıda Sneijder çıktı, orta saha düştü, öndekiler artık sanki yoktu. Denayer, Hakan ve Carole sıfır hatayla oynayıp, Muslera da Chedjou’nun ters vuruşunda hata yapmayınca ikinci yarısı tek kale oynanan maçtan Galatasaray zaferle ayrıldı.
Yalnız Kjaer
Fenerbahçe cephesinde şapka çıkartılacak isim Kjaer’di. Galatasaray küme düşen takımlardan Eskişehir’den bir maçta 4, Sivas ve Mersin’den 2’şer maçta 3’er gol yedi. Ligin en kaliteli forvet hatlarından birine sahip olan Fenerbahçe ise 3 maçta 1 gol atabildi. Bunun da sebebi yalnızca Galatasaray’ın konsantrasyonu değil, Pereira’nın Josef de Souza ile sanatçısız bir orta saha tercih etmesiydi. İki kupayı da hoca verdi!
‘’Gümüş değil pırlanta‘’
Sinan’a dönük ve sevginin temelinde yatan gerekçe attığı goller değil. Geldiği sene ev tutup keyfine bakmak varken Florya’da tesislerde yaşamayı tercih etmesi. Her antrenmanı, her 21 yaşaltı takımı maçını, A takımda bulduğu her dakikayı yüzde yüzle oynaması... Amatör bir takıma karşı A takımda attığı ilk golde gözyaşlarını tutamayacak kadar gururlanması...
Bugüne kadar gördüğümüz kadarıyla o iyi bir profesyonel. Herşeyi samimi. Basit ve faydalı oynuyor. Taraftarlar da, önemli rakam kazanan ağabeyleri “Tafra” ve “Kulis” yaparken yalnızca işini güzel yapmaya konsantre olan Sinan gol attığında bizzat kendisi atmış gibi seviniyor. Karakter olarak değişeceğini sanmıyorum, takım ve kulüp için büyük kazanç...
Futbola yabancı başkan
Her zamanki maçlardan birini seyrettik. Elindeki klas oyuncularla rakibe ceza kesmekte mahir Galatasaray, top rakipteyken de ligimizin en kötülerinden biri olduğunu yine gösterdi. İlk golde Sneijder’in Podolski’ye, ikinci golde Yasin’in, üçüncü golde Podolski’nin Sinan’a verdikleri gol pasları çok güzeldi. Kayserispor ilk devrede Galatasaray’dan daha çok pozisyona girdi. Tabelanın böyle olmasını çoğu zaman olduğu gibi iki kaleci arasındaki klas farkı belirledi. Muslera kurtardı, Abdülaziz kurtaramadı. İkinci devre daha da kolaydı.
Dursun Özbek, Şansal abiye kadro açısında geçen seneyle arada bir fark olmadığını güzel güzel anlattı. En önemli değişiklik futbola yabancı olduğunu düşündüren başkan ve yöneticilerdi. Sonuç, geçen seneden 26 puan az toplamak, ilk 5’e girememek ve UEFA’den gelen cezayı 1 seneye indirmek için Fenerbahçe’yle oynanacak finali beklemek. Bu kadroyu Lucescu bile bu yönetime rağmen takım haline getiremeyebilir!