Arama

Popüler aramalar

‘’Riekerink'i seçersen‘’

Yan pas, yan pas, yan pas... Galatasaray’da Riekerink’in yerleştirmeye çalıştığı sistem rakibin savunmaya yerleşmesine, kanat oyuncularının koşu alanlarını kapatmasına neden oluyor. Riekerink Fenerbahçe’nin Mehmet Topal ve Lens gibi en fonksiyonel 2 oyuncusunun olmayışını değerlendirmek istemez gibiydi! Bruma’nın bireysel çabaları, adam eksiltmeleri Fenerbahçelileri endişelendirse de, yine koca ilk devrede Bruma’nın Volkan’da kalan cılız şutu dışında Galatasaray rakip kalede dahi gözükmedi.

Birinci sınıf gol

Maçın başında Sow’un güzel pasında Volkan Şen’in gecikmesiyle birlikte golü Hakan Balta önlerken, kolay görülen kartlar dakika dakika ibreyi Fenerbahçe’ye çevirdi. Josef de Souza ve Van Persie arkadaşlarından biraz daha iyiydi. Devre biterken Alper-Şener-Van Persie müthiş bir kanat organizasyonla birinci sınıf bir gol attılar. Yenilen golde Muslera’yı suçlayan ya futboldan hiç anlamıyordur, ya da güzel gole saygısı yoktur.

Başarı mucize

Fenerbahçe’nin taktik plana sadakati ilk yarıdaki tablonun değişmesini engelledi. Riekerink sarı kartlı Tolga’yı çıkartmayarak ciddi bir risk aldı. Sinan Yasin değişikliği doğruydu, ancak sakatlanan Eren’in yerine Cavanda’yı alması inanılır gibi değildi. Yetkisi olsa bu değişikliği ancak Dick Advocaad yapardı! Fenerbahçe’nin en iyisi Souza’nın kazandığı penaltı maçı bitirdi, kimbilir, belki Riekerink’in Galatasaray kariyerini de! Zira, Hamzaoğlu geçen sezon tam da bu hafta kovulmuştu. Üstelik Fenerbahçe deplasmanında da yenilmemişti! Avrupa’da yoksun, 5-6 birinci sınıf transfer, geçen seneden 10 az gol atıp, 1 puan az toplayan Galatasaray... Özbek yönetimi hala öğrenemedi. Birinci sınıf teknik adam, birinci sınıf organizasyon yoksa başarı mucize!

21 Kasım 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bruma ışıldıyor‘’

Ricardo Quaresma 2 puan yitirdikleri Gençlerbirliği maçı sonrası, “Şampiyonluk bu maçlardan geçiyor” derken, Galatasaraylı futbolcular bu gerçeğin farkında değil gibi oynadı. Pazardan pazara maç yapan Sarı-Kırmızılı futbolcuların maç seçme ya da konsantrasyon problemi yaşamak gibi bir hakkı yok, olamaz! Galatasaray haklı bir galibiyet aldı almasına ama şampiyonluk ışığı yakacak bir futbol sergilemekten çok uzak kaldı. Son derece temiz oynayan, faul yapmayan, yere yatmayan Adanaspor karşısında ilk yarıdaki pozisyon kısırlığının sebebi futbolcuların yavaş ve durarak oynamalarıydı. Pası veren seyrediyor, alan pas yapacak boşa çıkan arkadaşını göremeyince geri dönüyor, sonra yan pas üstüne yan pas! “Ben solda oynasam neler neler yaparım” diyen Yasin’in cılız bir şutu ve yapılamayan son paslar, devre heba olup gidiyor. Bu arada Tevfik’le Roni’yle çok tehlikeli kontrataklar yapan Adanaspor’un iki önemli tehlikesinden birini Semih gövdesini siper ederek, bir diğerini de takımın en iyilerinden Carole engelliyor. Semih bir golü önledi belki ama Carole ile mesafesini o kadar açık bırakıyor ki, çabuk bir oyuncusunu oraya koşturan her takım pozisyon bulur.

Sağ kanat Sinan’ın!

Bu kadar temel bir pozisyon hatasını bu düzeydeki bir futbolcu yapamaz! Bay Riekerink, “Ben solda oynasam neler yapmam” diyen Yasin’in yerine Sinan’ı aldığında sağ kanatta kimin oynaması gerektiğini de gördük. O isim de Sinan! Kaptan da duran topları artık eskisi gibi kullanmıyor. Duran top avantajını kullanamıyor Galatasaray. Frikik için kötü, tehlikeli bir orta için iyi pozisyonda şutla gol araması iyi gözükmedi. Riekerink, Poldi için “İnanılmaz” diyor ama takımını 10 kişi bırakıyor. Futbolcudan beklenen sosyal medyayı değil, ayağını ve kafasını sahada iyi kullanması, kariyerine yakışır oynaması...

Şapkadan tavşan çıkarttı

Muslera maçın en kritik kurtarışını yaptı, Tevfik’in vuruşunda topu kornere çıkartmayı başardı. Galibiyetin mimarlarının başında geldi. Bruma da şapkadan tavşanı çıkarttı. Altın golü attı. Golden 2 dakika sonra taç çizgisi üzerinde rakibin üstünden topu atarak yaptığı çalım, golü gibi değer kazanmayacak elbet ama şahaneydi. Bruma, 1 puan alınan Beşiktaş deplasmanında 1 gol yaptı, 3-1 kazanılan Akhisar maçında 1 gol, 1 asist, Gençler ve Adana maçlarında da 3’er puan getiren gollere imzasını attı. Bu kadar yıldızın olduğu takımı O zirvede tutuyor. Değerine her gün değer katıyor.

30 Ekim 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Zor oyunu bozdu‘’

Zeki’nin ıskası ile Sneijder’in önüne düşen top, Bruma’nın Eren’i topla buluşturduğu müsait pozisyonda Onur’un güzel kurtarışı... Koca ilk yarıda Galatasaray’ın taraftarlarını heyecanlandırdığı 2 pozisyon... Ersun Yanal’ın taktik planı Riekerink’ten de çözüm hamlesi gelmeyince tıkır tıkır işledi. Dönen topları alamayan Sarı-Kırmızılılar bir de ofsayt kokan pozisyonda golü yiyince, kenarları kullanamadıkları için doldur boşalt oynamaya başladılar. Trabzonspor’un öne geçtiği pozisyondaki pas organizasyonu ve koşular mükemmeldi, hakkını da teslim etmek lazım...

Adeta çöpe attı

Riekerink son 2 haftada Sabri’yi alıp Cavanda’yı sahaya sürerek bir oyuncu değişikliği hakkını çöpe atmıştı. Trabzonspor karşısında takımın en kötüsü gözüken Cavanda’yı almak için 69’a kadar bekledi. Dün borçlardan kurtulmak için Riva ve Florya’yı satış izni alan Dursun Özbek, Muharrem Usta ulusal medyada, “Cavanda hiçbir şekilde bir daha Trabzon forması giyemez” dedikten birkaç gün sonra hem de yaklaşık 2 milyon Euro bonservis ödeyerek almıştı siyahi futbolcuyu. “Linnes’i aldık oynatmıyorsun, Cavanda’yı bari oynat hocam” dediklerinden şüpheliyim. Galatasaray’ın en iyisi birebirde sürekli adam eksilten, süratlendiğinde gözlerin pasını silen Bruma’ydı.

Bir tık iyi oynadı

Bruma’yı savunan genelde Zeki’nin kademesine önce bir, sonra iki futbolcu gelmeye başladı ama nafile... Sneijder ve Podolski kariyerlerinin hatırına oynar gibilerdi, oynamadılar, oynayamadılar. Eren ve Podolski’yi savunan Uğur, Durica ve Mustafa Akbaş neredeyse sıfır hatayla oynadı. Sürekli topu arayan, bulan, deneyen, top kazanan Tolga da arkadaşlarından bir tık iyi oynadı. Tolga’nın 65’te yaptığı vuruş da, Onur’un sol alt köşeden topu çelişi de çok güzeldi. Eren’in son dakikadaki röveşatasının direkten dönüşü ise büyük talihsizlikti. Riekerink’in kapanan takımları çözmek için maç içinde değil de maç öncesinde çözüm üretmesi ve hatır için oyuncu oynatmaktan vazgeçmesi gerekiyor. Trabzonspor galibiyeti için savunmanın ve oyunu soğutmanın zaferi diyebiliriz.

23 Ekim 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Muslera ve birkaç iyi adam...‘’

Galatasaray’ın gelecek adına iyi sinyaller verdiğini; Muslera’nın maçı kaç kurtarışla bitirdiğine bakarak ya da rakibin kaç atak sonlandırdığını inceleyerek bulabiliriz. Antalyaspor maçından sonra Gençlerbirliği maçının ilk yarısında Uruguaylı eldivene pek iş düşmedi. “Bu oyunu devam ettirirlerse şampiyonluğun en büyük adayı olurlar” diye düşündük. İlk yarıda akıllarda Stancu’ya taç çizgisi üzeninde attığı çalımla kalan Muslera, biri Selçuk Şahin’in, diğeri İrfan Can’ın iki şutunu mükemmel kurtardı. Auta giden iki top, ofsayt olduğu için iptal edilen gol de cabası. İlk yarı oynayan Galatasaray ikinci yarı seyretti. Kalecisiyle 3 puanı kaptı döndü.

Eren’e yapılan orta muazzamdı
Tolga takıma tek kelimeyle denge getirdi. Çok koşuyor, boş koşmuyor. Top rakipteyken en kritik adama baskı yapıyor, top kazanıyor. Top takımındayken boşa çıkıp pas opsiyonu yaratıyor. Dün ilk yarıda 3 fırsat kaçırıp, gollük bir pas atan Eren de takımın çehresini değiştiren bir başka isim. Santrfor gibi santrfor. Eren ve Tolga geçen sezon ligi 6. bitirerek çöktüğünü resmen ilan eden takımın omurgasını doğrulttular.

Savunmaya doğru yerleşen Galatasaray Ahmet Oğuz’un Bruma’yı takip ederken boşalttığı sağ kanadı ilk yarıda Carole ile nakış gibi işledi. Maç boyu savunmadaki işini çok iyi yapan Carole biri yerden diğeri havadan iki gollük pas üretti. Eren’in auta giden kafa şutundaki orta muazzamdı.

Bruma renk kattı
Bruma çalımlarıyla maça renk katma fırsatı bulsa da, Eren’in auta giden kafa şutunda Carole’ü kaçıran, sonra golü yapan, Eren’in pasında da maçı kopartacak fırsatı yakalayan adamdı. Üstüne koya koya gidiyor. Selçuk eski günlerine dönmüş gibi gözüyor.

Kötü oynarken kazanmak çok önemli, tarih kötü oyunları hatırlamaz tamam ama günü yaşayanlara da kurdeşen döktürmemek lazım. Bunu yapabilecek kadro kalitesi var artık. Ayrıca, takım 1-0 öndeyken 0-0 gibi oynayamayan takım şampiyon olamaz.

İbrahim Üzülmez yaptığı müdahalelerle ibreyi takımına çevirdi ancak oyun kontrolünü almak puan almaya yetmedi. Selçuk ile oyuna sonradan giren İrfan Can ve Vedat çok etkiliydi.

16 Ekim 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’İnsanın çok ağrına gidiyor‘’

İzlanda ile ilk oynadığımızda lise ikideydim. Onlar balıkçı, öğretmen, marangoz, itfaiyeciydi. Biz güçlü ülkelerle maç yaparken orta sahayı geçtiğimizde heyecanlanan nesillerin temsilcisi olarak İzlanda’yı çantada keklik görüyorduk. Ünal’ın golüyle beraberliği zor kurtarmıştık. Sonra bizi sürekli yendiler. O gün bugün dünya değişti, gelişti biz gelişemedik. İzlanda ile maça çıkıyoruz ve hocamız, tek seçicimiz “İzlanda favori” diyor. Görüyor çünkü yalnızca 350 bin nüfuslu ülkeden çıkartılan milli takımın fiziksel gücü var, sistemi var, devamlılığı var ve egosu yok! “Süper” Ligimizin kalitesi düşük filan da demeyelim, duyan İzlanda Ligi’nin süper olduğunu sanmasın!

Başka bilen yok

Bizim sistemimiz yok, devamlılığımız yok, hesap soranımız çok! Arda ve Burak gibi çok önemli 2 futbolcumuz yok, sebebini karar vericilerden başka bilen yok. Maç başlıyor, santrforumuz Cenk yok. Sol stoper pozisyonu zaman zaman iyi oynayan Topal’ın çünkü hocaya göre başkası yok! Emre Mor kardeşimiz de Cenk abisinin yerine en uçta, Cenk kulübede... Öndeki oyuncularımız topla buluşana kadar Finnbogason 2 net fırsatı harcadı, bir de Volkan Babacan sol alt köşeye giden topu son anda çıkardı. Emre’nin slalom yapıp 6 pasa çıkarttığı topta bir santrforumuzun, yani o bölgeye ezbere gidip ayak koyacak Cenk’in olmayışının faturasını ödedik. Bir de penaltı beklediğimiz pozisyon var. Verseydi maç başka bir yere giderdi belki ama, İzlanda’nın 34 senedir bizi hezimete uğrattığı gerçeği değişmezdi.

Mahallemiz kadarlar

Sistemli çalışıyorlar, yatırımı A takıma değil çocuklara yapıyorlar ve bizi hep yenmeleri insanın ağrına gidiyor. Hani Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarları kapışır ya, “Bizim UEFA kupamız var”, “En çok biz yendik”, “Metin Oktay’ın golünde top ağları delmişti”, “6 attık oğlum biz” falan diye... Söyleyin bize TFF ve tüm yetkililer biz bir İzlandalı futbolseverle nasıl atışabiliriz? Onlara, “Biz de sizi 90’da Selçuk’un golüyle nasıl yenmiştik mi?” diyeceğiz. Utanırız konuşamayız. İzlanda diyorum size İzlanda. Nüfusu bizim bir mahallemiz kadar. Üstelik futbolcularını da kendileri yetiştiriyorlar. Bizim gibi Almanya’da yetişmişleri toplamıyorlar! İnsanda biraz utanma olur!

10 Ekim 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Saray'da usta çok‘’

Oyuna ‘atak sonlandırma’ dışında çabuk pas yaparak, dikine oynayarak, geniş alanda heyecan veren bir takım olarak başladı Galatasaray... Antalyaspor orta sahasındaki Zeki’yle başlayan rakip takımın savunma becerisi rakip adına bir de golle neticelenince keyifler kaçtı. İlk atakta bulunan gol ve sonrasında verilen net pozisyon Tolga’nın çıkarken kaptırdığı topların sonucuydu.
Oyuncu değişikliğinde geç kaldığı için eleştirdiğimiz Riekerink bu kez biri sakatlıktan 2 oyuncuyu devrede değiştirdi. Oyuncu değiştirmekle kalmadı, sistemi de 4-4-2’ye çevirdi. Oysa ondan beklenen Sneijder’in yerine sevdiği oyuncusu Josue’yi sürmesiydi. O, Türkiye’deki en iyi şutörlerden biri olan Podolski’yi tercih etti.

Kaptan sazı aldı!

Maçın kırılma anı hakem Özgür Yankaya’nın faul gerekçesiyle iptal ettiği Eto’nun golüydü... Hakan Balta’nın kendini kolayca yere bırakmasına çalınan düdük maçın kaderini etkileyecek nitelikteydi. Yenilen ilk gol ve iptal edilen goller de yine daha öncekiler gibi yan toplardaki hatalarından geldi.

Demek ki yeterince çalışılmıyor! Sonra kaptan sazı aldı, önce Eren’e, ‘Al da at’ diye bir orta yaptı. Eren klasına yakışmayacak bir şekilde topu auta attı. Sonra da İzlanda maçındaki gibi güzel
olmasa da takıma can katan bir frikik golü yaptı.

Takımın ciğeri!

63’te Tolga’nın nefis pasında Bruma’nın auta vurduğu şuttan sonra taraftarın alkışı çok güzeldi. “Siz elinizden geleni iyi niyetle cesurca yapın, korkmayın” mesajıydı o alkış, bu anlayış, her takıma, her stada lazım...

Tolga her ne kadar maçın kaderini etkileyebilecek 2 pas hatası ve top kaybı yapsa da, en çok çalışan, arayan, pas verdikten sonra boşa çıkıp top alan oyuncuydu. Takımın ciğeri....

Zirveye göz kırpıyor

Bruma’nın Celutska’ya çalımı 10 numaralıktı, keza Podolski’ye pası da... Podolski ihtiyacı olan morali de genç kardeşi sayesinde çabucak buluverdi. Bruma, Podolski’nin pasında bir de bütün hazırlık döneminde yaptığı gibi sol alt köşeye isabetli bir plase yapsaydı muazzam olacaktı. O da taraftarın ciğeri...

Carole her geçen gün üstüne koyuyor, Selçuk dönüyor, hoca Sinan’ı hatırladı. Galatasaray zirveye göz kırpıyor.

03 Ekim 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Riekerink'e rağmen‘’

Riekerink’in maç öncesi hazırlık notu 10, maçın gidişatında oyuna müdahale notu 3! Şenol Güneş 2-0 geriye düşen takımını harekete geçirmek için Oğuzhan ve Olcay’ı çıkartıp Aboubakar ve Talisca’yı aldı. Oyunu değiştirmedi, oyuncuları değiştirdi. Aboubakar merkeze, Cenk sağa geçti. Baktı olmuyor, çift santrfora döndü, Talisca’yı sağ, Quaresma’yı sol çizgiye çekti.

Bu arada Beşiktaş’ın bir topu direkten döndü, Muslera, Talisca’nın bir şutunu da harika kurtardı. Duran top organizasyonunda golü yedikten sonra da seyretti Riekerink. Ardından 2 geldi. Taraftarın desteğiyle, gollerle morallenen Beşiktaş 2-2’den sonra da 2 pozisyon yakaladı, ki 3 olması işten bile değildi. Cenk 3 metreden vuramadı, Talisca’nın harika şutunu Muslera aynı güzellikte kurtardı.

Josue hayalleri yıktı!

Skor 2-0’ken 3 pas yapsa, kanat bekleri ileri çıkan Beşiktaş’ı tehdit edecek Sinan’ı erken oyuna alsa Galatasaray 3 puanı alabilirdi. Hocası oyuna zamanında müdahale edemeyen “Galatasaray 1 puana sevinse yeridir” diye düşünüyorduk ki, Josue her futbolcunun hayal ettiği son dakika pozisyonunu heba etti.

Beşiktaş ilk 15 dakikada Sabri’nin savurduğu kanadı Q7, Caner hatta Atiba ile otobana çevirdi, ancak atakları sonlandırmayı beceremedi. Sonra top Beşiktaş’ta, oyunun direksiyonu ise Galatasaray’daydı. Aslan, bu kez Eren’in takipçiliği ile golü de bulunca, oyun tam istediği şekle büründü. Harika bir alan savunması yapan Sarı-Kırmızılılar, etkili kontrataklarından yalnızca bir kez sonuç aldı. Bruma harika bir gol attı ama golle bitebilecek 3 kontratağı pas yapmayarak harcadı. Şu pasları da doğru yapsa fiyatı 20 milyon. 1 kez pas yaptı, Sneijder’in şutunda Fabri başarılıydı.

Sadece izlediler

Sonrası yazının girişinde belirttiğim gibi. Güneş müdahale etti, Riekerink edemedi! Yine de şampiyonun sahasından puanla dönmek önemli iş! Yine Muslera, yine Tolga, yine Sneijder ve yine Eren arkadaşlarından daha faydalıydı. Kornerden gelen topta Marcelo ve Talisca birlikte gökyüzünde dolaşırken bütün Galatasaraylılar yerde seyrediyordu. Bir savunma skandalı, ayıptır. Top duruyor Galatasaray gol yiyor!

25 Eylül 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Riekerink ve Kalkavan‘’

Galatasaray kolay kazanabileceği bir maçı Riekerink’in oyuna yanlış müdahalesi, Mete Kalkavan’ın oynamaya niyeti olmayana prim vermesi ile berabere tamamladı. Çok kritik bir karar vardı golün hemen öncesinde. Sneijder’in harika ortasında Levent’le ikili mücadelede yerde kalan Yasin’in pozisyonu penaltıymış gibi gözüktü. Ancak, Yasin’in iki dizinin üstüne kolayca çöküvermesi bir de kırmızı kart çıkartmak durumunda olan Kalkavan’ın “Oyna” demesine sebebiyet verdi. Yasin’in, “Ne vermiyosun lan” diye bağırmasını duymayan yardımcı hakemin kritik pozisyonu süzmesi de zordu! Biz pozisyonun tekrarını izleyemeden bir dakika öncenin isyankarı Yasin golü yaptı.

Şutlarından eser yok

Topu sağdan getirip ortayı yapan Bruma’yı çok arkadaşım tebrik edecektir ancak gol öncesi takdire değen en ince iş Bruma’nın ortası değil. Eren Derdiyok’un, Yasin’e topu bırakmasıydı. Çevre kontrolünün ne denli iyi olduğunun delilidir bu hareket. Bruma takımın hücumdaki en etkili ismiydi. Sneijder’le yakın oynadıkları zaman her futbolseverin keyif alacağı ince işlere imza atıyorlar. Sneijder takımın en ustası ancak o öldürücü şutlarında eser yok bu sene. Eren’in indirdiği topu rahatça gol yapmalıydı.

Defansa hayat verdi

Riekerink demişken, rahatça uzaklaştırabileceği topta kafasını eğerek beraberliğin müsebbibi olan Yasin oyundan çıkınca bir kanat oyuncusu alması gerekirdi. Eren gibi santrfor varsa mümkün olduğunca çok sıfıra inip orta yapmak gerek. Bruma sağdaysa sağdan, soldaysa soldan atak yaparak Eren’den maksimum fayda alamazsınız. Tolga da kazandığı ikili mücadelelerle defansa hayat verdi. Şut yüzdesi artarsa bonservisi de hemen 10 milyona fırlar... Selçuk sakatlanmadıysa, hocanın Selçuk hakkında ne düşündüğünü de anladık sanırım. Mete Kalkavan, Kayserili futbolcuların değişe değişe yaptıkları faulleri kartla cezalandırmayarak, yatan oyuncunun kalkmamasına çözüm bulmayarak maçın kalitesini ve temposunu düşürdü.

11 Eylül 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI