Arama

Popüler aramalar

‘’Bu maçta bile Muslera‘’

Galatasaray’ın üstündeki takımlardan Başakşehir 4 , Beşiktaş 2, Fenerbahçe 3 kafa golü yedi. Galatasaray 16! Maçın 10. dakikasında Antep korner kullanıyor, Nebil Ghilas 6 pasta sırtıyla vuruyor, Muslera inanılmaz bir refleksle kurtarıyor. Dakika 55, Antep yine korner kullanıyor. Bu sefer Thiam yükseliyor vuruyor. Muslera çaresiz kalıyor! 65, yine korner, bu kez İlhan vuruyor, Muslera kurtarıyor! İnsan da doğal olarak, “Tudor kuvvet çalıştıracağına kornerlerde ‘durmayı’ yani pozisyon almayı öğretse Galatasaray’ın kaç puan fazlası olurdu?” diye düşünüyor. Bence üçüncülüğü garantilemiş olabilirlerdi! Eğer milli stoperler çok çalışmalarına rağmen beceremiyorlarsa, U17 Milli Takımı’ndaki evlatlar oynasın...

Sinan niye 11’de...

Küme düşmemesi mucizelere bağlı olan Gaziantepspor’a karşı bile maçın en iyi oyuncusu Muslera ise Galatasaray’ın durumunu anlatmak için çok çaba sarfetmeye gerek var mı? Laçkalaşmış bir kenar yönetimi ve idari zaafiyetler her hafta yeni sorular üretiyor! Sinan 2 ay sonra niye 11’de, menajeri konuştuğu için mi? Podolski gitti bile. Eren niye oynamıyor? Belli ki seneye de birinci santrfor Eren değil!

Yine hatalar yaptı

Bruma yine takımın en heyecan verici oyuncusuydu. Ama yine son vuruş ve paslarda büyük hatalar yaptı. Bu anlamda bir tık daha iyi olsa zaten fiyatı 15-20 milyon Euro! Yapamıyor, fiyatı yerinde sayıyor. 5 milyon Euro maaşlı Sneijder de attığı güzel frikik golüyle taraftarın gönlünü aldı ve önümüzdeki sezon da kaldı! Kalması gereken ise çok daha düşük maliyetli Josue. Ucuz olduğu için almayabilirler! Hüseyin Göcek Galatasaray’ın net pozisyonunu yedi. Açıklaması hatalı kararından bile kötüydü. Yere paralel giden top göğüsten sekerek 45 derecelik açıyla yere gitmez.

15 Mayıs 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Alanya kazandı, rahatladı‘’

Ligin dibindeki rakipleriyle arasındaki puan farkını açarak rahatlamak isteyen Alanyaspor, konuk olduğu Konyaspor’u 3-2 mağlup etti. Maçın 9. dakikasında gol perdesini Konyaspor’da Bajiç yaptı: 1-0. 12. dakikada sakatlanan Vukoviç’in yerini Volkan Fındıklı’ya bırakması Kocaman’ın hamle yapma şanslarından birini aldı. 21’de Skubic’in ortasını Haydar uzaklaştırdı. Hakem Mete Kalkavan, Douglas’ın kartlı müdahalesi ile hava topunda Hadziahmetoviç’in dirseğini sarı kartla cezalandırmadı. Vagner Love ilk kez 27’de topla buluştu, Volkan’ın içinden geçti. 28’de Emre’nin kornerinde Sackey’in vuruşunu Douglas kornere gönderdi. 33’te Douglas, 34’te Hadziahmetoviç’in şutlarını Haydar kurtardı. 37’de Selim’in Efecan’a yaptığı müdahale sonrası Mete Kalkavan, penaltı noktasını gösterdi, Vagner Love bu golle Cenk Tosun’u yakaladı: 1-1. Skorda dengeyi sağlayan Alanyaspor üst üste pozisyonlar yakalamaya da başladı. Kaleci Kaya 42’de Love’ın şutunu, 45’te Sackey’in kafa vuruşunu kurtarmayı başardı.

Love, Cenk’i geçti

50’de Alanyaspor’un kullandığı kornerde karambolde topu önünde bulan Fernandes vurdu Volkan topu kornere göndererek golü önledi ancak 55’te Vagner Love 3 kişiyi çalımlayıp harika bir vuruşla takımı öne geçirdi. Bu golle de Love, Cenk Tosun’u gol krallığında geçti (18 gol).

07 Mayıs 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çok kolay oldu‘’

Galatasaraylı futbolcular Avrupa kupalırına katılma şansını kaçırmamak için mi dersiniz, ligi en azından 3. sırada tamamlayıp sezonu 15 Haziran’da açmamak için mi dersiniz bilemem, derbi ciddiyeti ve konsantrasyonu ile ba∫ladı. İlk devre bittiğinde de maçı kopardı! Dursun Özbek’in satmayı düşünmediklerini söylediği ve ‘bu gerekçeyle satacaklarını düşündüğüm’ Bruma belirleyici isimdi. Bursaspor teknik direktörü Mutlu Topçu maç öncesi, “Bruma’yı savunsun diye Aziz Behich’i sağ kanada çektik” demesi Bruma’nın rakipler üzerinde gösterdiği etkinin belgesi niteliğindeydi. İlk golde şanslıydı geriye çıkarttığı top Ertuğrul’a çarparak ağlara gitti. Ben hakem olsam golü, “Ertuğrul (kk)” yazardım. Çabuk pas yapan, dönen topları alan Galatasaray pozisyon üstüne pozisyon buldu. Sonlandırılan atakların ikisini Bursalı futbolcular tarafından çizgiden çıkarıldı, Yasin’in, Bruma’nın, Podolski’nin ∫utları autu boyladı. Sneijder’in korneinde Selçuk’un altı pasın göbeğinde bomboş durumdayken kafasıyla ağlara yollayamadığı pozisyon inanılmazdı. Pas verdiği pozisyonda gol sahibi olan Bruma, Podolski ile yaptığı ikiye birin ardından devre biterken sanki maçı noktaladı.

Alakası yok!

Ahmet Çalık her geçen gün daha güven veriyor ki yazdıklarımın attığı golle alakası yok. Pozisyon bilgisi yüksek ve ayakları bir stoper için çok iyi. Tolga taraftarın sempatisini yitirmiş olsa da çok önemli bir kazanç ve Selçuk onunla daha rahat oynuyor. İnsan, ‘Sezon sonu gidecek Podolski yerine Eren oynasa daha iyi olur’ demeden edemiyor ve Sneijder güzel bir gol pası verdi ama taraftar da ondan bu işleri 4’e 5’e giden maçlarda değil, güçlü rakipler karşısında bekliyor.

Yuhalayınca...

Üçüncülük için maçların kazanılması yetmiyor, Fenerbahçe’nin puan kayıp haberleri bekleniyor. İki sene öncesinin şampiyonunun bu duruma düşüren yönetimin vizyonu önümüzdeki sezonlar için de umut vermiyor! Bursaspor’da taraftar baskısı o denli büyük ki; özgüveni bitmiş oyuncular kağıttan kuleler gibi yıkılıyor. Herkesi sürekli istifaya davet edip, istifa ettirip, hata yapanı yuhalayınca başarı gelmiyor anlayacaklar.

02 Mayıs 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Avcı, Özbek'i seviyor‘’

Tarih 26 Ekim 2014... TFF 1. Lig’den Süper Lig’e yeni çıkmış Başakşehir, Galatasaray’ı ağırlıyor. Skor şok edici: 4-0... Başakşehir’in teknik direktörü Abdullah Avcı, Galatasaray hocası İtalyan Prandelli. O geceden bu geceye iki takım (dün gece dahil) 6 maç daha yapıyor. Avcı, karşısında 4 teknik adam daha buluyor: 2 maç Hamza Hamzaoğlu, 1 maç Orhan Atik, 2 maç Riekerink ve en sonunda da İgor Tudor! Özetle 2.5 senede 7 maç ve 5 farklı teknik direktör. O 2.5 senede Başakşehir her gün üstüne bir tuğla ekleyerek hedefe gidiyor, Galatasaray ise Dursun Özbek ve yönetimi nereye savurursa oraya. Dursun Özbek’in ders çıkartacağı bir anı... Seneler önce İBB kötü gidiyor. Düştü düşecek, Avcı istifayı düşünüyor, oyuncular bölünmüş, yönetemiyor, “Başkan, izin verirseniz bırakayım ” diyor. Gümüşdağ, “Tüm kadroyu topla” diyor. Oyunculara, “Hocayla çıktık, hocayla düşeriz, yine hocayla çıkarız. Değişmez olan tek kişi odur” diyor ve bugünün Başakşehir’i doğuyor. Emre de biliyor, Adebayor da, Volkan da, Yalçın da, Cengiz de, hepsi biliyor... Galatasaraylı futbolcular ise teknik adamın patron olmadığını...

Tudor hâlâ sistem arıyor

Avcı sistemini ve sisteme bağlı olarak oyunu geliştiriyor, Tudor halâ sistem ve oyuncu arıyor! Sneijder, De Jong, Podolski gibi oyuncuları kulübede oturtma lüksüne sahip ama şutu yok. Başakşehirli oyuncular da daha aç ve kibirsiz. Dün gecenin kahramanı Adebayor, Akhisar mağlubiyetinin en önemli sorumlusu... Ancak ertesi sabah tesise gelip, hocasıyla konuşup, Akhisar maçının kasedini istiyor ve kaçırdığı gollerin analizini yapıyor! Galatasaraylı oyuncular bu durumlarda hocayı şikayet edecekleri ve ona hak veren ‘sözde’ yönetici arıyor... Tudor’un kadro tercihinden, oyup planına çok hata yaptığı gerçek, ama sorumlu Dursun Özbek, iki kere iki dört!

Başakşehir top rakipteyken de, top kendindeyken de doğruları yaptı. İki kanadı harika kullandı, daha ilk yarıda 5 gol bulacak kadar pozisyon yakaladı. “Futbol dersi vermek” klişesi vardır ya, verdiler. Başkanı veriyor, hocası veriyor, oyuncusu veriyor, alan kazanır! Bakalım Avcı’nın karşısına önümüzdeki sene kim çıkacak? Galatasaray’ın Muslera’ya sahip olması iyi mi bilemiyorum, çünkü artık düpedüz kötü yönetimi kurtarıyor!

11 Nisan 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Şahane gençler‘’

Kadroyu öğrendiğim an içim ısındı. Uzun zamandır A Milli Takım’la sahaya çıkan en genç, en sempatik kadroydu. Kağıt üstünde geleceğe dair ümitlenmemizi sağlayan filizler aslına bakarsanız sahada da harikaydı. İki birinci sınıf golü hemen yaptılar, Onur’u tedirgin edecek herhangi bir atağa da izin vermediler. 11 kişilik kadroda altyapı eğitimini yurtdışında almış yalnız 2 oyuncu vardı. İlk golü de zaten onların becerisiyle bulduk. Oğuzhan’ın güzel pasında Türkiye’nin sevgilisi, geleceğin büyük yıldızı Emre Mor takımımızı 1-0 öne taşıdı. Doğru bir kararla İspanya yolunu tutan, kısacık sürede tekniğinin yanına, özgüven ve devamlılık eklemiş Emre Çolak’ın ortasında Ahmet Çalık güzel bir kafa vuruşuyla farkı ikiye çıkardı. Emre Çolak’ın Enes’e, genç santrforumuzun kullanamadığı şahane bir de ara pası vardı ki; o pası ancak gerçek 10 numaralar atabilirdi.

Özkan’ı örnek alsın

Gollerle başlamışken devam edelim. Üçüncü golümüzü de Altınordu’nun yetiştirip daha çok oynama ve gelişme şansı bulsun diye Abdullah Avcı’ya verdiği Cengiz kaydetti. Vuruşu da, golü de mükemmeldi. 11’deki 2 oyuncuyu alt liglerden A Milli Takım’a taşıyacak projenin mimarı Mehmet Seyit Özkan’a da bir teşekkür yollayalım. Zira Bundesliga’da sıkıntı çekmeden oynayan Çağlar’ı da onlar yetiştirdi. Büyüüük kulüplerin başkanları, “Türk futbolcu pahalı” diye şikayet edeceklerine bir zahmet Özkan’ı örnek alsın, yatırımı
çocuklarımıza yapsın! Bir diğer futbolcu fabrikası Bursaspor’da oynayan- oynamış Enes, Şener ve Harun’un başarılarına da bu anlamda sevindiğimi belirtmeliyim.

Büyük saygı kazandı

Enes bu formayla da çok gol atacak. Fenerbahçeli Şener, zaten sürekli oyuncu ve iyi oynadı. Harun’a da milli takımda oynamak çok yakıştı. Okay 23 yaşında tecrübeli, güvenilir bir oyuncu niteliği kazandı. Güray bu takıma geç katıldı, formayı terletmek onun da hakkıydı. Ahmet Çalık Gençlerbirliği’nde iken bu kadar dikkatli takip edilmiyordu, kısa sürede
büyük saygı kazandı. Formayı ilk kez terleten Deniz Türüç ve Serdar Gürler’le birlikte dün oynayan tüm futbolcularımıza da, Fatih hocaya da teşekkürler. Kısaca ben bu genç takımı sevdim. Ancak turkuaz formayı sevmedim, sevemeyeceğim. Bu formanın beyazı niye yok!

28 Mart 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Cenk Tosun imzası‘’

Hazırlanış bakımından mükemmel bir golle öne geçtikten hemen 5 dakika sonra Cenk’in şahane kafa şutuyla ikinci golü yakalayınca nihayet rahat bir maç seyrettik. Rahat seyretmesine rahat seyrettik de, koca ikinci devrede rakip kaleyi uzatmada Enes’in direkten dönen kafa şutuna kadar nerdeyse hiç tehdit etmedik.

Maça golleriyle imzasını atan Cenk’le başlayalım. Dünya çapında golcülerin kimi zaman koca sezonda 10-15 golü geçemediği Türkiye Liginde daha 9 maç varken 16 golü yakalamış olmasına rağmen küçümsenmeye devam edilen kardeşimiz disiplininin, çalışkanlığının, tekniğinin ödülünü bir kez daha aldı, golleri atmakla kalmadı, hücuma giderken istasyon oldu, savunmaya da yardım etti. Artık, Burak sapasağlam olduğunda bile alternatifsiz değil.

Ömer, Türk pasaportuna sahip en iyi stoper. Her sistemde de oynar. Savunmanın merkezinde Fatih hocanın Mehmet Topal’ı tercih etmesini formayı alamayan diğer kardeşlerimiz düşünsün! Ömer de Mehmet de hatasız oynadı. Gökhan savunmada, İsmail hücumda başarılıydı. Selçuk tek ön libero olmasına rağmen başarılıydı. İkinci golden sonra tüm takımın topun arkasına geçmesi Selçuk’un işini kolaylaştırdı. Ancak böyle saçma kart görülmez. Hakem başla diyorsa başlayacaksın. Hem de 3 pas opsiyonu varken!

Arda ve kaleci Volkan güven, Emre Mor heyecan ve yaşama sevinci, Olcay ilk gol öncesi yaptığı dokunuşla gol pası ve sonrasında savunmaya destek veriyor. Volkan Şen’in faul olan olmayan her pozisyonda kendini yere bırakması ve sürekli hakemle didişmesi can sıkıyor. Yeteneğinin yüzde yirmisini kullanıyor, yazık oluyor.

Fatih Terim ve ‘çocuklarının’ Avrupa Şampiyonası öncesinde başlatıp aylarca sürdürdükleri ‘egemenlik – adaletsiz prim dağıtılma krizi’ bence 4 hayati puanımızın gitmesine neden olmuştu. 1-2 maç daha puan kaybına belki tahammülümüz var ama ego savaşından kaynaklanan tek puan kaybına tahammülümüz yok! İlk dakikadan son dakikaya kadar herkesin elinden gelenin en iyisini yaptığı, oyun disiplininden kopmadığı bir milli takım istiyoruz, Finlandiya önünde olduğu gibi…Ve mümkünse topa sahip olan 3’ü, 4'ü bağlantıyı , 5’i kovalayan!

24 Mart 2017, Cuma 22:10
YAZININ DEVAMI

‘’Başkanın sayesinde‘’

Tudor’un kadrosu maç öncesinde elimize geçtiğinde ve defansta Cavanda, Semih, Carole üçlüsünü görünce “Harakiri yapıyor” diye düşündük. Tudor’la birlikte takım savunmasını daha iyi yapmaya başlayan Galatasaray, duran top savunmasında ise yine çuvalladı. Hem de bir başka biçimde. Riekerink döneminde kornerlerde alan savunması yapan, fakat sadece durduğu yere top gelirse uzaklaştıran Galatasaray bu kez adam adama savunma yaptı. Ama ne adam adama savunma, evlere şenlik. Herkes adamını alıyor ama çevresine bakan yok! Trabzonspor’un onca transferi arasına altyapıdan yerleştirilmiş pırlanta Yusuf Yazıcı maskeyi düşürüverdi! Yusuf’un arka direğe attığı kornerde Castillo’nun bomboş kalmasını yüzü kızarmadan açıklayabilecek bir profesyonel olduğunu sanmıyorum!

Öğüdüm olsun...

Trabzonspor kaybettiği topları her pozisyonda ikili üçlü sıkıştırmalarla kazanırken, Tudor’un bir başka kumarına cezası kesecek üretkenlikten uzaktı. Çizgi halinde ileri çıkan Galatasaray defansının arkasına doğru zamanda pas yapmayı ilk yarıda hiç başaramadılar ki; başarsalardı Tudor açısından unutulmaz bir maç olabilirdi! İkinci yarının hemen ba∫ında Olcay’ın kazandığı ve 2 pas sonrasında Yusuf’a bıraktığı top maçın kaderini de belirledi. Yusuf şahane bir vuruşla takımını ileri taşımayı başardı. Sık yazmadığımdan Yusuf kardeşimize de naçizane bir öğüdüm olsun: Çok yeteneklisin, ama unutma ki yetenek tek başına bir işe yaramaz. Arda ağabeyin gibi adanmak, çalışmak ve doğru karar vermek lazım. Seneler sonra bir gün ayrılacak olursan rotan direkt Avrupa olsun.

Şampiyon adayı

Uğur’un acemice gördüğü kırmızı kart ve Rodrigues’in oyuna girip harika oynaması oyunu ve pozisyonları Galatasaray’a getirdi. Atamadılar. Sezon bittiğinde eğer başarıp üçüncü olurlarsa Dursun Özbek, “Fenerbahçe’yi geçtik, başarılıyız” diye açıklama yapabilir, şaşırmam. Çünkü kendisi ve yönetimi futbol yönetimine yabancı! Muharrem Usta o kadar krizin içinden taraftarını tek yumruk yaparak, hocasına kalkan olarak çıktı, Özbek yönetimi taraftarı yitirirken, oyuncularını da değersizleştirdi. Trabzonspor, Ersun Yanal’ın, Denizli’deki, Ankaragücü’ndeki, Gençlerbirliği’ndeki takımları gibi gelişiyor. Sezon başındaki transferleri yapanları karıştırmadan, devre arası transfer yapanların kararları ile birkaç takviye Trabzonspor’u 'Şampiyon adayı' yapar.

19 Mart 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Selçuk varsa Selçuk atar‘’

Futbolseverler açısından heyecan verici, eğlenceli bol gollü, hikayesi çok bir maç oldu. Ancak futbol kalitesi açısından yüksek performans sergileyen Galatasaray yalnızca ilk yarıda sahadaydı. Daha maçın ilk dakikasında Khalili’nin şahane golüyle soğuk bir duş yaparak maça başlayan Galatasaray ilk devrede sezonun en iyi oyununu oynadı. Conte’nin 3’lü savunmasının verdiği ilham Galatasaray’ı bambaşka bir kimliğe büründürdü. Dönen topları alan, çabuk paslarla kanat değiştiren, dikine oynayan, ceza alanına çok ve tehlikeli top sokan Galatasaray seyretmeyeli epey bir zaman olmuştu.

Bunlar nasıl penaltı!

İlk yarıda Podolski attığı harika golün dışında golle bitebilecek 3 pozisyon daha buldu. Kafa şutu Hopf’ta kaldı, ceza alanı dışından vurduğunu Hopf kornere çelerken, bir diğeri defansa çarpıp kornere çıktı. Josue’nin pozisyonunu da dahil edersek Sarı-Kırmızılılar daha ilk yarıda 4-5 gol yapabilirdi. Golden hemen önce Rodrigues’in çalımları, driplingi ve gollük pası da seyre değerdi. Ahmet Oğuz hiçbir kanat oyuncusu karşısında bu kadar çaresiz kalmamıştı.

İkinci yarıda Ümit Özat’ın hamleleri oyuna, Galatasaraylı oyuncuların saçma müdahaleleri skora dengeyi getirdi. Eğer basketbolcuysan ribaund almak için sıçradığında top yetişmek için ellerin havada, futbolcuysan kollar yanda olur. Önce Chedjou bu basit kuralı ihlal ettiği için penaltı yaptırdı, sonra da Tolga! Penaltıyı yaptırıyor, sonra da şaşkın şaşkın bakmıyorlar mı o da inanılır gibi değil. Muslera da yalnızca ilkini kurtarabildi, en nihayetinde etten kemikten bir insan! Anıl hemen sonrasında 3 pastan auta vurdu, Muslera da Ahmet Oğuz’un 2 şutunu harika kurtarıp, beraberliği korudu.

Şahane bir vuruş

Sneijder girdi, 2 şahane pas verdi, Podolki ikisini de heba etti! Eren derdine yansın, hep hazır olsun! İlk yarıdaki Galatasaray’da maç başına 2-3 gol yapabilir... Ve en sonunda bir frikik oldu. Topun başında Sneijder, Podolski ve Selçuk! Karar verdiler, kaptana bıraktılar. Kaptan da ikinci yarıdaki bütün kusurları örten şahane bir vuruş yaptı. Adale sakatlıkları müsaade ederse bu Galatasaray’ın maçları seyredilir...

Fırat Aydınus’un yardımcının ofsaytına rağmen devam ettirdiği pozisyon senelerdir hepimizden sakladığı kalitesinin belgesiydi.

12 Mart 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI