Arama

Popüler aramalar

‘’Aslan söktü aldı‘’

Aradori, Jawai ve Vouguikas takımdan ayrılmış, Erceg de sakatlanmıştı. Sadece 7 kişi ile Olympiakos'a karşı mücadele eden Cim Bom yılmadı, rakibini devirip adını Top 16'ya yazdırdı.

Galatasaray adına tüm umutlar tükenmek üzereydi. 3 yabancı takımdan ayrılmış, takımı en önemli kozlarından biri Erceg de sakatlanmıştı. Ama hesap etmediğimiz bir şey vardı Galatasaray'da; Ergin Ataman faktörü...
Son iki yıldız sakatlıklar, doping cezalıları, maddi krizler nedeniyle bu gibi zorlu durumlara düşen Ataman ve takımı bir şekilde ayağa kalkmayı başarmıştı. Dün her ne kadar Olympiakos da en az kendileri kadar eksik, (Dunston, Printezis, Mantzaris ve Papapetrou) olsa, bir iddiası olmasa da, boş tribünler önünde kazanıp adını Top 16'ya yazdırmak kolay iş değildi.

Arroyo'nun sayıları ile maça 11-0 başlayan Cim Bom, dönem dönem rakibine yakalandı, geri de düştü ama asla geri adım atmadı. Young müthiş bir enerji koydu, Micov, Sinan ve Pocius kritik basketlere imza attı, son çeyrekte skor bir ara 60-50 oldu. Yapılan top kayıpları sonrası Lojeski'nin üçlükleri ile fark 1'e kadar inse de, Cim Bom, maç sonunu çok iyi oynayıp hak ettiği bir galibiyete imza attı. Neptünas'ı 103-65 yenen Valencia'ya da buradan teşekkürlerimizi gönderiyoruz. Sonuçta, Galatasaray bu gruptan çıkamasaydı büyük bir skandal olurdu. Dördüncü olarak Top 16'ya kalmak başarı değil ama bu şekilde turu atlamak sevindirici oldu.

19 Aralık 2014, Cuma 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Fener'in zirve inadı‘’

Palau Blaugrana’da oynanan son üç maçta hezimete uğrayan Fenerbahçe Ülker’in, dün iki uzatmaya giden maçta kazanması Top 16 öncesi önemliydi. Takımın üç skorerinden Navarro ve Oleson’un sakatlığında, Abrines’in de oyunun hemen başında dışarı gelmesi, Fenerbahçe’nin işini kolaylaştırsa da galibiyet zor geldi.

Vesely’nin normal sürenin sonunda yaptığı blok ve uzatmanın sonunda Huertas’a yaptırdığı top kaybı ile gelen iki müthiş savunma hamlesi galibiyeti Sarı-Lacivertliler’in hanesine yazdırdı.

Kazanmanın yanı sıra Barcelona’nın önümüzdeki hafta bu eksiklerle Atina’da Panathinaikos’a karşı alacağı muhtemel bir yenilgi Fenerbahçe’yi grup lideri yapacak. Muhtemel rakiplere bakınca, ikincilik işi
biraz daha zorlaştırabilir.

Top 16’da her şey iki kat zorlaşacak. Dün de gösterdi ki bu takımın skordaki ilk opsiyonu Bogdanoviç olmalı. Goudelock’un 1’e 5 zorlamaları, takımın hücum ritmini de bozuyor. Amerikalı dün 12 sayı attı, tuttuğu Thomas ilk 5 dakikada 13 sayı atıp, maçı da 23’le bitirdi. Sonra Hezonja’yı savunmayı denedi, 19 yaşındaki Hırvat da ikinci yarıda 4 üçlük attı. Müthiş bir skorer ama savunmaya hiç ama hiç konsantre değil. Sezonun en istikrarlı ismi ‘buz adam’ Bjelica, maça noktayı koydu. Maç içinde çok ortalarda gözükmedi ama son anları ve uzatmaları harika oynadı. Kenan’ın 5 asisti, Semih’in seviyesini koruması sevindiriciydi. Emir’in bir an önce toparlanması gerekiyor. Faydadan çok zarar veriyor. Öyle gereksiz bir faul yaptı ki, neredeyse maç gidiyordu.

12 Aralık 2014, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Galatasaray dibe vurdu‘’

Neptunas tarihinde ilk kez Euroleague oynuyor...

Euroleague’in en düşük bütçeli ve tecrübesiz takımı...

Litvanya ekolü ama Litvanya Milli Takımı’nda oynayan bir oyuncusu bile yok.

1 Amerikalı ile yola çıktılar, şu an sadece 2 Amerikalı oyuncuları var... Bütün takımı toplasan Arroyo-Erceg’in parası etmezler... Böyle bir takıma yenildi geçen yıl çeyrek fifinal oynayan, bu yıl da yüzde 95 elenenecek olan Galatasaray Liv Hospital... Şimdi kimse bana “İyi ama sadece Galatasaray’ı değil, Kızıl Yıldız’ı, Laboral’i ve Valencia’yı da yendiler” demesin... Bu maç senin kaderini belirleyecekse karar maçıysa kazanacaksın...

Çok zor...

Sezon başında yapılan yanlış yabancı tercihleri, Ünal Aysal yönetiminden kalan, maça çıkmama kararı ile devam eden maddi çöküş ve Ergin Ataman’ın dün takımı çok kötü yönetmesi, hezimetin nedenleriydi.

Aradori ve Jawai hiç oynamadı. Vouguikas’ı sanki bir ara görür gibi oldum ama net hatırlamıyorum! Skorer diye gelen Pocius 7 şutun 6’sını kaçırdı. Çoğu yanlış tercihlerdi.

Arroyo gününde değildi belki ama böyle bir maçta bu kadar kenarda oturması yanlıştı. İkinci yarıda oynasa bir şekilde oyuna ısınıp maçı çevirebilirdi. Bu tip şeyleri defalarca yaptı Arroyo.

Ataman’ın haksız itirazı sonucu aldığı teknik faul sonrası da maç koptu. Şimdi Valencia önce Laboral’i yenecek, sonra Neptünas’ı yenecek, dibe vurmuş Galatasaray da seyircisiz salonda Olympiakos’u devirecek. Ölme eşşeğim ölme!

11 Aralık 2014, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Cim Bom'a acı meyve‘’

Galatasaray, 17 Haziran kararının meyvelerini yemeye devam ediyor. Ama bu meyveler, Cim Bom’un ağzının tadını fazlasıyla kaçırdı. Şampiyonluk maçına çıkmazsan, kimse sana sponsor olmaz.
Sponsorun olmazsa da, bu sıkıntılarla uğraşıp durursun. Galatasaray, dünkü yenilgiyle Top 16 şansını fazlasıyla zora soktu. Deplasmanda kaybettikleri Laboral maçını fazlasıyla arayacak Sarı-Kırmızılılar. Deplasmanda 90 sayı attığın maçı vurdumduymazlık nedeniyle kaybedersen, sonuçlarına katlanacaksın.Para bir yana, kadro kurarken yapılan yabancı tercihleri de dünkü senaryonun nedenlerinden biriydi. Arroyo ve Erceg çok önemli hücum silahları ama savunma yapmıyorlar. İki yıldır bilinen bir şey. Bari yenileri alırken savunma yaparlar mı, yapmazlar mı bakar bir insan.

Seyrettiler!

Aradori o kadar ağır gibi, yanından ‘bastonlu dede’ geçse bir ihtimal savunabilir. Dün San Emeterio yürüyerek turnikeler attı, Aradori arkasında baka kaldı. Pocius’un da ondan farkı yok. Kendisinden 20 cm uzun Bertans’ın peşinden koşamadı. Uzun forvet dışarı yaptığı her ‘sprint’ sonrası kendisinden çabuk olması beklenen Pocius’u geçip boş üçlüğü Galatasaray potasına gönderdi. Jawai herkes gibi yine maçı seyretti. Vouguikas ilk 5 başladı, bir kaç dakika oynayıp Jawai sıkılmasın diye bir daha onun yanından ayrılmadı. Yeni transfer Young’dan da kimse hemen bir şey beklemesin. NCAA’den yeni
mezun bir oyuncu, hele bir de pivotsa Avrupa’ya adapte olması için aylar geçer. Hücum kapasitesi hiç yok. Savunma yapar, ribaunt alır, hırslı ve istekli o kadar... 37’lik Kerem’in, her maç dili dışarı çıkana
kadar savaşan Sinan’ın mücadelesi, Arroyo ve Erceg’in üçlükleri, toplama takım Laboral’i yenmeye yetmedi. Haftaya Neptunas deplasmanı var. Litvanya ekibinin bütçesi, bir tane Arroyo etmez belki. Ama evlerinde 3 galibiyet aldılar, Olympiakos’a uzatmada yenildiler. Galatasaray’ı da yenerlerse sürpriz olmaz...

06 Aralık 2014, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener'den çifte zafer‘’

Atina’da bir ara 30 sayı geri düşüp 18 sayıyla kaybeden Fenerbahçe Ülker, dün kaybettiği prestiji de kazandı. 22 sayıyla gelen rövanş, benim için çok anlam ifade etmese de, grup ikinciliği açısından da avantaj sağladı. Gerçi her iki coachun son dakikalarda oyuna yaptığı müdahaleler, (Obradoviç’in Berk’i sahaya sürmesi), onların da farkı çok önemsemediğini gösteriyordu. Fenerbahçe adına, Semih’in performansı belki galibiyetten daha fazla anlam taşıyordu. Fenerbahçe’nin pivot sorunu olduğunu yazıp duruyorduk geçen yıldan bu yana. Semih transferi onlar adına risk taşıyordu. İki yıldır basketbolu geri giden, yetenek olarak bana göre Avrupa’nın en iyisi ama mantalite olarak en kötüsü olan Semih, dün oyuna konsantre olduğu zaman neler yapabileceğini gösterdi. 14 sayının yanı sıra aldığı 6 hücum ribaundu, maçı ne kadar çok istediğinin de göstergesiydi. Semih böyle devam ederse, Fenerbahçe girdiği riskten büyük kazanç sağlar. Ama aslolan devamlılık. Bir iki maç değil, bütün bir sezonu aşağı yukarı aynı seviyede oynamak gerekiyor. Panathinaikos karşısında ilk yarıda hücumda hiç organize olamadı Fenerbahçe. Boş üçlükler de girmedi. Ama 3. periyotta Goudelock’un bireysel performansı ile 3/3 üçlük isabeti ile çözülen Panathinaikos savunmasına Melih, Semih, Zoriç, Hickmann ve Vesely basketleri bırakınca 22 sayılık galibiyet geldi. Batista ve Mavrokefalidis gibi iki pivotunun olmadığı, takımın beyni Diamantidis’in sakatlığı nedeniyle bir kaç dakika sahada kalabildiği Panathinaikos’u, 3 katı farklı bütçeye sahip olan Fenerbahçe’nin evinde farklı yenmesi moral ve özgüven açısından önemli ama Top 16 öncesi fazla da abartılmaması gereken bir galibiyet. Yani onların bizi farklı yenmesi değil, bizim onları hem de eksikken farklı devirmemiz olağan bir sonuç bence.

05 Aralık 2014, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Gençlik iksiri‘’

Maçın son dakikalarında sahada gördüğümüz beş, aslında Efes’in kurtuluşu.. Doğuş, Cedi, Furkan, Emircan ve Deniz sahadaydı, rakibe de üstünlük sağlıyorlardı.

Efes en son 13 sene önce Final- Four oynamıştı. Aradan geçen 13 sezonun çoğu hüsranla bitti.

Efes büyük başarılara hep kendi yetiştirdiği oyuncularla ulaştı. Yıllardır altyapıdan büyük oyuncu çıkmıyor. Ne zaman Cedi ve Furkan bu takımın sahibi, arkadaşları başrol oyuncusu olur, yabancılar yardımcı rolleri üstlenir, o zaman heyecan duyduğumuz, zevke izlediğimiz Efes’i görürüzdiye düşünüyorum.

Eksikler var

Dün Cedi ve Furkan istatistik kağıdını doldurdu. Her işi yaptılar. Emircan da kuvvetlenirse özel bir oyuncu olacak. Uzun boyuna rağmen yumuşak ve çok iyi bir şutör.

Sassari bu big için bir boy küçük. Üçlüklerle yaşıyorlar ve bu büyük denizde boğulmamaları için üçlük atmaları gerekiyor. Ye gane hayatta kalma şansları bu. Dün Efes biraz dışarıyı iyi savundu, biraz onlar kötü şut attı, 29 üçlüğün tam 23’ünü kaçırdılar. Zaten savunma yapamıyorlar, bir an olsun oyunun içinde kalamadılar.

Sahanın bir başka genç yıldızı Sariç, en iyi oyunlarından biri oynadı. Bjelica hep istikrarlı. Belki de takımın en faydalı oyuncusu.

Bu galibiyetle Top 16 büyük ölçüde garantilendi. İvkoviç’in gençlere güvenmesi, sistemi oturtmaya başlaması güzel. Ama hala bir şeyler eksik Efes’te... Bu oyun büyük hedefler için yeterli olmayabilir... Onların da Top 16 öncesi Fenerbahçe gibi oyun kurucu pozisyonunu tekrar gözden geçirmeleri gerekiyor.

29 Kasım 2014, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener için kolay oldu‘’

Maç 19’a 2 başlayınca, herkes rahat bir maç geçeceğini düşündü. Aynısını Fenerbahçeli oyuncular da düşününce, Turow bir ara 7 sayı kadar yaklaştı ama çok fazla rehavete girmeyen Kanarya kendisini Top 16’ya attı.

Bir kaç dakikalık periyotlar, Turow’u sürklase etmeye yetti. Aynı ciddiyet 40 dakika sürse belki tarihi bir fark bile olabilirdi.

Fenerbahçe’de roller ve dakikalar belirleniyor, hücumlar da işlemeye başladı. Gerçi Turow maçı çok ölçü olmaz ama en azından top bir oyuncunun elinde kalmıyor ve hızlı dönüyor. Fenerbahçe Ülker, dün iç-dış dengesini çok iyi kurdu. Zoric, Semih, Veselj pota altını, Goudelock, Bjelica, Hickman ve Bogdanoviç de dışarıdan etkili oldu. Zaten 89 sayı, hücumda sorun yaşanmadığını gösteriyor.

Savunmada da sadece Turow yaklaştığında vidaları sıkan Sarı- Lacivertliler, çaldıkları toplarla müdafaa kaynaklı sayılar da buldu.

Barcelona yenilgisi sonrası çıkışa geçen bir grafik var.

Kimin ne zaman, ne kadar ve nasıl oynayacağı oturmaya başladı.

Kalan maçlar sıralama için oynanacak. Ama Top 16’da aşağı yukarı eşit seviyede takımlar gelecek. Bence birinci ya da dördüncü olmanın önemi yok. Önemli olan Ocak ayından itibaren bu takımın sahada nasıl bir performans sergileyeceği ve doğru takviyeyi yapıp yapmayacağı!

28 Kasım 2014, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Asalet mecbur kılar‘’

Asalet; yüklendiğin görevi yerine getirmektir... ‘Elemanlarının’ (!) hakedişlerini ödememek değil...

‘Noblesse oblige’ (asalet mecbur kılar) sığındığınız bir kılıftır; Bana göre sizin yaptığınız ‘küstüm oynamıyorum’ diyen mızıkçı çoçuk davranışıdır.

‘17 Haziran milad olsun’ dediniz, o tarih sizin için sonun başlangıcı oldu.. Hem takımı şampiyonluk maçına çıkarmayıp tarihe ‘kara bir leke’ olarak geçtiniz, hem oyuncuların şampiyon olma hakkını elinden aldınız, hem de söz verdiğiniz şampiyonluk primlerini ödemediniz. Bırakın primleri, sezon başından bu yana sözleşmelerinde yazan, vaat ettiğiniz maaşları vermediniz.
Avrupa şampiyonu olan kadın takımı darmadağın oldu. Son olarak Zellous sözleşmesi olduğu halde geçen yıldan alacakları kaldığı için takımdan gitti. Şampiyon kadro bu yıl 3’te 0 çekti. Erkek takımındaki bütün oyuncular kulübe ihtarname çekti. Ender ve Kerem Gönlüm’ün avukatları kulübü icraya verdi. Dün de takımın yegane Türk pivotu Furkan Aldemir sözleşmesini feshedip çekip gitti. Futbol takımının da durumu ortada...

Kim kazandı, kim kaybetti?

Savaş açtığınız, istediğiniz kararı vermediği için haksızlıkla suçladığınız, hakemini beğenmediğiniz Federasyon, Başkanı, MHK Kurulları ile hala görevde, o hakem hala Türkiye ve Avrupa’da düdük çalıyor... Rakibiniz Fenerbahçe hak ettiği şampiyonluk kupasını kazandı, yoluna daha güçlü devam ediyor. Siz hem şampiyonluğu, hem sponsorunuzu, hem de itibarınızı kaybettiniz.... Asıl, asaleti (TDK sözlük anlamı: Bir görevi yüklenmiş olma, o görevin sahibi olma) kaybettiniz...

Ünal Aysal ve yönetimi, Galatasaray Kulübü’nü borç batağında bırakıp, bir çok zarar verip, batan gemiyi terk etmiştir. Giderken de Türk basketbolunda derin yaralar açmıştır. Tarih sizleri hiç ama hiç unutmayacak!!!

25 Kasım 2014, Salı 07:05
YAZININ DEVAMI