Fener'den çifte zafer

Haberin Devamı ›
Atina’da bir ara 30 sayı geri düşüp 18 sayıyla kaybeden Fenerbahçe Ülker, dün kaybettiği prestiji de kazandı. 22 sayıyla gelen rövanş, benim için çok anlam ifade etmese de, grup ikinciliği açısından da avantaj sağladı. Gerçi her iki coachun son dakikalarda oyuna yaptığı müdahaleler, (Obradoviç’in Berk’i sahaya sürmesi), onların da farkı çok önemsemediğini gösteriyordu. Fenerbahçe adına, Semih’in performansı belki galibiyetten daha fazla anlam taşıyordu. Fenerbahçe’nin pivot sorunu olduğunu yazıp duruyorduk geçen yıldan bu yana. Semih transferi onlar adına risk taşıyordu. İki yıldır basketbolu geri giden, yetenek olarak bana göre Avrupa’nın en iyisi ama mantalite olarak en kötüsü olan Semih, dün oyuna konsantre olduğu zaman neler yapabileceğini gösterdi. 14 sayının yanı sıra aldığı 6 hücum ribaundu, maçı ne kadar çok istediğinin de göstergesiydi. Semih böyle devam ederse, Fenerbahçe girdiği riskten büyük kazanç sağlar. Ama aslolan devamlılık. Bir iki maç değil, bütün bir sezonu aşağı yukarı aynı seviyede oynamak gerekiyor. Panathinaikos karşısında ilk yarıda hücumda hiç organize olamadı Fenerbahçe. Boş üçlükler de girmedi. Ama 3. periyotta Goudelock’un bireysel performansı ile 3/3 üçlük isabeti ile çözülen Panathinaikos savunmasına Melih, Semih, Zoriç, Hickmann ve Vesely basketleri bırakınca 22 sayılık galibiyet geldi. Batista ve Mavrokefalidis gibi iki pivotunun olmadığı, takımın beyni Diamantidis’in sakatlığı nedeniyle bir kaç dakika sahada kalabildiği Panathinaikos’u, 3 katı farklı bütçeye sahip olan Fenerbahçe’nin evinde farklı yenmesi moral ve özgüven açısından önemli ama Top 16 öncesi fazla da abartılmaması gereken bir galibiyet. Yani onların bizi farklı yenmesi değil, bizim onları hem de eksikken farklı devirmemiz olağan bir sonuç bence.