Arama

Popüler aramalar

‘’Biyonik Aslan‘’

geçmeden 50 dakikalık bir oynamamış da, Beşiktaş’ın yorgunluktan hali yokmuş gibi başladı mücadele. Özellikle Sinan’ı izlerken biz yorulduk o yorulmadı. Maç 24 saat sürse aynı performansı sergileyecek ‘Flash Gordon’. Dün 32 sayı attı, 3 ribaunt aldı, 3 asist yaptı, en önemlisi 39. dakika oynanırken hala savunmada top çalıyordu. 35’lik Arroyo, ilk yarıda inanılmaz asistler yaptı, 37’lik Kerem Gönlüm smaç üzerine smaç... Kızılyıldız maçının yıldızı Erceg, bıraktığı yerden devam etti. Maçın başında 3/3 üçlük, 2/2 ikilik attı, fark 16’ya çıktı: 33-17.

Aradori ortaya çıktı!

Geldiği günden bu yana ortalarda gözükmeyen Aradori de ilk yarıya 10 sayı ve 6 asist sıkıştırınca skor 61-35 oldu. Bütün bunlar olurken, 4 gündür dinlenen Beşiktaşlı oyuncular rakibi seyrediyordu. Savunmada en ufak bir direnç, yorgun rakibi yıpratmak adına en ufak bir gayret yoktu. İkinci yarı da aynı şekilde başladı. Fark 25’lerde seyrediyordu ve yorgunluk emareleri başgöstermeye başladı.
Sinirlerine hakim olamayan Arroyo 2. teknik faulden diskalifiye oldu, topu kaptırıp ‘centilmenlik dışı faul’ yapan Ender, üzerine bir de teknik faul aldı. Bütün bunlara bence yorgunluk neden oldu.

Sinan’ın üçlüğü işi bitirdi

Ahmet Kandemir’in aklına çok geç gelen Muratcan’ın oyuna girmesi, Beşiktaş savunmasını biraz toparladı. Broekhoff ve Lofton da üçlükleri atınca, teknik faullerle fark kapandı, skor 89-85 oldu. Ama sahanın yıldızı Sinan’ın üçlükle verdiği yanıt, umutlanan Kartal’ın sonu oldu. Sahada herşey güzeldi ama ölen Sırp vatandaşı adına düzenlenen saygı duruşuna yapılan büyük saygısızlık çok ayıp oldu.

24 Kasım 2014, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Aslan yürekli!‘’

Abdi İpekçi parkelerinin çok az şahit olduğu maçlardan birini izledik dün. İki takım da geri adım atmadı, kıran kırana, uzun süre anlatılacak bir maç oynandı. Hangi oyuncudan bahsetsek, kime methiyeler düzsek satırlar yetmeyecek... Galatasaray taraftarının maç boyunca küfür ettiği Sırbistan’ın vatandaşı olan Erceg’in orta sahadan attığı basketle takımını ipten alması, 32 sayıyla sahanın en skoreri olması odukça ironikti!

Sahanın en yaşlı ikinci oyuncusu olan Arroyo, 50 dakika sahada kalırken, 50. dakikada attığı basketle ikili averaj üstünlüğünü bile Galatasaray’a getirdi ama son saniyede yenilen basket, tatlının üstündeki kaymağın eksik olmasına neden oldu dün gece. 50 dakika oynayıp, 40 dakikadan sonra 3 üçlük atmak, üçünü de neredeyse yere düşmek üzereyken atmak her babayiğidin harcı değil. Herkes de Arroyo olamıyor zaten. Kenardan gelen Ender, inanılmaz işler yaptı. Orta sahadan basket atmak yetenek kadar fazlasıyla şans gerektirir. Ama orada Ender’in tecrübesi ve zekası Erceg’e o basketi attırdı. Kendisine faul yapılacağını bilen Ender, Williams hamle yapmak üzereyken orta sahadan turnike adımıyla şuta kalktı. Bu risk işe yaradı. Williams faulden vazgeçti, Ender hatalı yürüme yapmak üzereyken topu Erceg’e verdi, gerisi de geldi. Sahanın en yaşlısı Kerem Gönlüm 32 dakika oynadı, uzatmalarda çok kritik iki hücum ribaundu alıp galibiyette pay sahibi oldu. 43 dakika oynayan Sinan, nefes bile alamıyordu ama son ana kadar savunmada canını dişine taktı. ‘Formanın hakkını vermek’ demek bu olsa gerek....

İlk yarıyı ve maçı kontrol eden Cim Bom, 2. yarının ilk 4 dakikasında kaçırdığı her basket sonrası geri koşmayıp 14-0’lık bir seri yedi. Herşey güzel giderken bu 4 dakikalık kabus sonrası pirincin taşını ayıklamak için tam 26 dakika uğraşmak zorunda kaldılar. Hep diyoruz, ‘Euroleague’de maç kazanacaksan 40 dakika aynı konsantrasyonu sağlamak gerekli’ diye, ama olmuyor işte.

Saha bu isimler kan-ter içinde kalırken Aradori, Vouguikas ve Jawai kenardan maçı seyretti. Hadi bir tane transfer hatası yaparsın anlarım, ama 4 tane birden de yanlış transfer yapılır mı?

Ergin Ataman bu yıl daha sezon başında sınıfta kaldı. Hem Nolan’da, hem Aradori’de, hem Jawai’de hem de Vouguikas tercihleri çok yanlıştı. İlk uzatmanın sonunda rakibin potaya gideceğini tahmin edip sahada 3 uzunla kalan ve o topu bloklatmak coach farkıydı. Ataman’ın yaptığı o hamle de galibiyette kilit noklalardan biri oldu.

22 Kasım 2014, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Trabzon'un bakış açısı!‘’

Türk sporu para-başarı dengesi gözönüne alındığında son derece başarısız bir dönemden geçiyor. Bu başarısızlıkta en önemli nedenlerden biri yetersiz yöneticiler tarafından yönetiliyor olması.
Trabzon Medical Park'ın sponsoru Muharrem Usta, ilk hafta alınan yenilgi sonrası coach Hakan Demir ve teknik ekibi ruhsuzluk ve sorumsuzlukla suçlamıştı attığı tweetle. Yani yönetime coachun biletini kesin demiş dolaylı yoldan. Parayı veriyor, düdüğü de o çalacak tabi! Daha önce de 'Basketbola zenciler çok yakışıyor. Bu yıl zenci şov var' yorumuyla basketbola olan bakışını göstermişti sayın Usta.
Böyle bir güvensizlik ortamında bir coach ne kadar verimli olabilir ki. Nitekim Hakan Demir takımdan ayrıldı. Trabzon'da son 5 yılda sezona başlayan her antrenör iki ay dolmadan kovuldu. Paralar ödenmiyor, verilen sözler tutulmuyor, FIBA'dan transfer yasağı geliyor, şube çalışanları taraftarla laf dalaşına giriyor, antrenörlerin biri gidiyor, diğeri geliyor. Bu şartlar altında basketbol şubesinin başarılı olma ihtimali çok azdır. Şubenin daha profesyonel bir anlayışla yönetilmesi gerekiyor.

19 Kasım 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener işi erken bitirdi‘’

İki Euroleague takımı, iki ezeli rakibin mücadelesinde bir kez daha evsahibi kazandı. Fenerbahçe dersine daha iyi çalışmış, daha coşkulu, daha motiveydi taraftarının önünde. Galatasaray, pivotlarını kullanamadığı için Arroyo üzerinden ikili oyunlar üzerinden skor bulmaya çalışıyor sezon başından bu yana. Fenerbahçe, Arroyo’nun şutunu riske edip, Furkan ve Kerem Gönlüm’ün hareketli olarak topla buluşmasına izin vermedi. Hal böyle olunca Arroyo fena şut atmasa da Galatasaray hücumda istediği ritmi bulamadı.

Kanarya, özellikle Jawai oyuna girdikten sonra hücumda coştu. Sarı-Lacivertliler, Avustralyalı pivotun yanından ‘vızır-vızır’ geçip turnikeleri atarken, fark bir anda 20 oldu. Ergin Ataman, Jawai’yi değiştirmek istedi ama Galatasaray sürekli basket yediği için oyun 3-4 dakika durmadı, Jawai de gereğinden fazla oyunda kaldı. Hickmann ilk yarı eski günlerini hatırlatan bir performans sergileyip 3 de
asist yaptı. (İkinci yarı normal haline döndü). Kenardan gelen Bjelica 13 dakikada 14 sayı atıp yine büyük katkı yaparken, Emir’in 5 asisti Fenerbahçe’nin devrede 50 sayıya ulaşmasına yardımcı oldu. Tüm hatlarıyla kusursuza yakın bir performans sergiledi Sarı-Lacivertliler. İkinci yarıda ise kolay kolay görülmeyen bir ribaunt istatistiği vardı sahada. Galatasaray iki pota altındanki bütün ribauntları aldı. 13’ü hücum olmak üzere, 33 ribaunt alan Galatasaray’a karşı, Fenerbahçe sadece 9 ribauntta. Ama bu istatistiği karşın Fenerbahçe, rakibini sadece 8 sayı kadar yaklaşmasına izin verdi. Arroyo üzerinde yapılan baskı, Porto Riko’lu oyundan düşürdü. O 5, Galatasaray takım halinde 14 top kaybı yaparken, Fenerbahçe 5’te kaldı. Topun değerini bilen Kanarya, ikinci yarıda hücumda çok hata yapıp, oyundan düşse de
savunma agresifliği ve ilk yarıda yakaladığı avantajla derbide gülen taraf oldu. Yine çok iniş-çıkış yakalamaları, kopuk kopuk oynamaları Fenerbahçe’nin eksik yönüydü. Olympiakos gibi hücum gücü sınırlı bir takımdan 93 sayı yiyen Galatasaray, dün potasında 85 sayı gördü. Bu savunma ile işleri zor. Bir de Vouguikas yerine Jawai’yi ligde aktive etmeleri, çok büyük bir tercih hatası....

18 Kasım 2014, Salı 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Lofton ‘bitti' demedi‘’

Klasik cümledir, ‘basketbol için çok uzun bir süredir’ denir. Ama 6 saniye kala 6 sayı gerideysen bu klasik cümle pek de inandırıcı gelmez çoğu insana. Beşiktaş dün mucizenin de ötesinde bir galibiyet aldı Pınar Karşıyaka karşısında... 6 saniye kala skor 72-66 Karşıyaka lehine. Holland, çok zor bir üçlük atıyor, ardından Gabriel bitime 3 saniye kala serbest atışlardan birini kaçırıyor. Ortaya düşen topu bu kez Lofton, kendi sahasından rakip potaya gönderip maçı da uzatmaya götürüyor... Kariyeri boyunca rekorları alt üst eden Lofton, ‘ben bitti demeden, maç bitmez’ dedi bir kez daha...

Son derece keyifli, inanılmaz, heyecanı bol bir maç izledik Akatlar’da... Son 2 dakikada hücumda top kaptıran, ardından savunma hatası yapan Lofton yenilgide en önemli faktörlerden biri olacaktı ama kahmaran oldu. Basketbol böyle bir spor işte... 39 dakikada bir çok şey oldu ama son 6 saniyede olanlar geride kalan o dakikaları tamamen unutturdu.

Karşıyaka, Efes’ten sonra Beşiktaş’a karşı da son saniyelerde stres altında serbest atış sokamadığı için kritik bir maç daha kaybetti. Onların en önemli sorunu istikrarsızlık. Maç içinde çok fazla iniş-çıkış yaşıyorlar. İki kez çift haneli farkları yakaladılar ama Beşiktaş 11-0 ve 15-5’lik serilerle geri geldi. Son 6 saniyeyi zaten anlattık.

Beşiktaş ilk yarıda 10 top kaybı yaptı. 4. periyotta Dixon savunmasında büyük hatalar yaptı. Belki şansa kazandı ama pes etmeyen bir karakteri var bu takımın ve buna saygı duymak gerekiyor. Engin’in eski günlerine dönmesi, Holland ve Lofton’un hücum performansları bu mucize galibiyeti Beşiktaş’a hediye etti.

16 Kasım 2014, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Enfes galibiyet‘’

Bjelica turnike atarken blok yedi, Cedi ribaundu aldı kaçırdı, potadan seken topu Janning tipledi, Efes son salisede zafere ulaştı: 75-73. Aslında o basket, maçı oraya kadar getiren ‘Genç Osman’a daha çok yakışırdı belki ama sonuçta kimin attığı değil, kazanmak önemliydi...

Sahanın en gençlerinden Cedi Osman, 16 sayı, 7 ribaunt, 2 asit ve 3 blokla sahada yapmadık iş bırakmadı. Süperstar gibi oynadı dün Cedi. Efes bir kez 8, bir kez de 10 sayılık farklar yakaladı. Skor
50-40’a geldiğinde 14-2’lik seriyle 54-52 geri düştüler. Ama savunmada verdikleri mücadele ve yaptıkları 8 blok bu maçı ne kadar çok istediklerini gösterdi. Efes’in birinci oyun kurucusu, geçen sene Real’in 3. oyun kurucusuydu.

Real Madrid’de bu sezon Rodriguez ve Llull gibi iki süper guard varken, 3. oyun kurucu olarak Arjantin Milli Takımı’nın bir numarası Campazzo bulunuyor.

Sistem artık oturuyor


Efes’in olumlu yönleri, sistemin oturmaya başlaması, hücumda ne yaptıklarını bilerek oynamaları, savunmada gösterdikleri performans ve genç oyuncuların verdikleri katkı oldu. Real’i yenmek özgüven açısından önemli. Ama sonuçta sıradan bir normal sezon galibiyeti olduğunu unutmamak lazım...

15 Kasım 2014, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe'den üçlük şov‘’

Panathinaikos ve Barcelona gibi güçlü takımlara karşı aradığını bulamayan Kanarya, Münih’te kritik bir deplasman galibiyeti alıp, Top 16’yı büyük ölçüde garantiledi. Maçta bir çok hikaye vardı. Tabii ki en önemlisi 8/9 üçlük isabeti ile maça başlayıp, 10/13’le bitiren ve Euroleague rekorunu kıran Goudelock’ınkiydi.

Euroleague’de bir maçta en çok üçlük atan oyuncu olarak rekoru eline geçiren Amerikalı skorer, karşılaşmayı da 34 sayıyla tamamladı. Tabii ki keyifli bir geceydi Amerikalı ve bizler için. Goudelock çok özel bir oyuncu. Ama oyuncuyu özel kılan performansı ile takımını bir yerlere taşımasıdır. O yer de Madrid’de oynanacak olan Finay- Four’dur.

Gecenin bir diğer güzel tarafı Bogdanoviç’in ilk kez oyuna ağırlık koyması oldu. Sırp skorer geldiği günden bu yana ne yapacağını bilemez haldeydi. Dün gerçek kimliğine büründü. Takım 21 asist yaptı, iki oyun kurucu Hickman ve Kenan’ın sadece 1 asisti vardı.

Kenan’dan beklentiler büyük ama o eline bir çok fırsat geçmesine rağmen sezon başından bu yana hiçbir şey oynamıyor. Hickmann zaten evlere şenlik. Hep diyoruz ya Fener’e oyun kurucu lazım diye, bence bir değil iki tane gerekiyor...

17/30 üçlük isabet oranı ile 93 sayı attı Kanarya. Düşünmesi gereken bu kadar müthiş hücum etmesine rağmen, 39. dakikada skorun 84-88, topun da Bayern Münih’te olmasıydı....

Bu kadar iyi şut atıp, bu kadar skor üretip 39 dakika maçı koparamıyorsan, savunma adına büyük sorunlar var demektir...

14 Kasım 2014, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Cim Bom idman yaptı‘’

Galatasaray, ikili oyunları en iyi beceren Türk takımı. Arroyo gibi bir oyun kurucu varsa, Furkan gibi hücum yetenekleri sınırlı bir oyuncu bile çift haneli sayılara çıkabiliyor. Micov da dün 8 asistle bir oyun kurucudan fazlasını verdi. Furkan'ın küçümsemek anlamında kullanmadım bu cümleyi. Furkan o pasları almasa bile hücum ribauntlarından ekmeğini taştan çıkaran, her maç kapasitesinin maksimumunu vermeye çalışan bir oyuncu. Bu sezon da harika oynuyor.

Disiplini bırakmadılar

Neptunas ilk kez Euroleague oynuyor. Bu ligin en vasat takımlarından biri. İyi mücadele eden bir takım. Geçen hafta evlerinde Olympiakos'a uzatmada mağlup oldular. Ama o dirençleri kırılırsa, ortaya yetenek adına bir şey koyamıyorlar. Nitekim Arroyo ve Furkan'ın yanı sıra Ender ve Erceg'in üçlükleri, Sinan'ın savunmayı delip geçmesi sonrası Litvanya ekibinde direnç adına bir şey kalmadı.

Sarı-Kırmızılılar da tarihinin en farklı Euroleague galibiyetini aldı.

Galatasaray'ın fark o kadar açılmışken oyun disiplinini bırakmadan, aynı ciddiyetle oynaması önemliydi.

Sinan'a ekstra bir paragraf açmak lazım. Milli takımdan bu yana büyük çıkış içinde. Özgüven de kazandı. Potaya gittiği her topu bitirmeye başladı. Savunmasıyla katkı veriyordu artık skorun da önemli bir parçası oldu.

08 Kasım 2014, Cumartesi 01:25
YAZININ DEVAMI