Önde yapılan pres, kazanılan toplarla yapılan hızlı ataklar, kanatların içeriye hareketlenmeleri, beklerin bindirmeleri ile yapılan ortalar. Oyunun başında Beşiktaş gol için her şeyi yapıyor. Bir tek eksik var. Ceza sahası içerisinde Cenk’in yanında oyuncu yok. Ta ki 24. dakikaya kadar. Olcay’ın müthiş hareketlerle getirdiği topla Cenk’ten harika gol vuruşu. Bu iki hareket kadar önemli bir de topsuz yapılan aldatma var. Ersan, stoperi öne çekip alanı boşaltmasa Cenk’in demarke kalması mümkün değil. Bravo Ersan.

Golde, asistle gol yapan kadar katkın var. Rakip ceza sahasına ne kadar çok adamla girilirse gol şansı o kadar yükselir. Akhisar’ın gol çabaları Saidi’nin süratine, Bilal’in de bireysel yeteneğine bağlı. Merter’in yan pas hastalığı kronik olmuş. Topu ayağından zamanında çıkarmaması da top kaybının en önemli sebebi. Zokora ile defansif anlamda sıkıntı yok. Ama ofansa katkıları az. Evet Gekas çok büyük bir golcü. Pozisyona girmekte tam bir usta. Ama çok yalnız kalıyor bu hususta. Bilal’in kramponlarında dürbün var. İstediği yere pas, köşeye de şut atıyor. Attığı golü ondan başkası yapamaz.

Harika goller

Atiba’nın basit oyunu Beşiktaş’a tempo veriyor. Bu sade oyun Beşiktaş’a çok yakışıyor. Sahadaki en şık oyuncu Atiba. Topla yakışıksız hiçbir teması yok. Gökhan’ın ilacı sahada olmak. Oyuna girmesi maçın havasını değiştirdi. Bu kanatlarla Beşiktaş’ın ulaşamayacağı zirve yok. Sosa’nın futbol zekasına kimsenin aklı ermez. Beklenmeyeni yapmayı alışkanlık edinmiş. Durdurulması imkansız. Güzel bir maç, harika goller izledik. Maçın en güzel golünün oylaması hâlâ bitmedi.

Fenerbahçe orta sahasında vazgeçilmez bir üçlü var... Mehmet Topal, Emre ve Meireles. Top defanstayken iki stoper açıldığında Mehmet aralarına girip top alıyor. Emre ve Meireles de yaklaşıp bu üçlüden pas almaya çalışıyorlar. Amaç oyun kurmak. Ama bu organizasyon, Kanaryanın bütün orta sahasının geri gelmesine sebep oluyor. Forvetler yalnız . Yanlarına yaklaşan, verkaç yapan , duvar pası düşünen yok. Geriden uzun pas bombardımanı var. İstediği pası alamayan forvet oyuncuları da geri gelince Fenerbahçe pozisyon fakiri. Rakip kaleyi en çok zorlayan İsim stoper Alves. Çünkü Fenerbahçe sadece duran toplarda etkili. Bu vazgeçilmez üçlüyü ikiye indirmek şart. Forveti hareketlendirecek bir oyuncu lazım. Diego’ya artık kulübe dar geliyor. Oynatılmayacaksa neden alıdı? İspanya’ nın yedek kulübeleri daha rahattı.

Egemen formsuz değil...
Fenerbahçe’nin 9 ay 18 gün sonra nur gibi bir stoperi oldu. Son maçını 1 mart’ta oynayan Egemen aylar sonra ilk onbir de. Futbolda bir kural vardır. Kazanan takım değiştirilmez. Geçen lig maçında dört atan bir takımda değişiklik yapılcaksa bu uzun süredir sakat olan bir oyuncu mu olmalı?

Erciyesspor’un kazanmak için sahaya çıkması doğru. Uğur hocanın takımı sadece bu maçta değil hiç bir zaman geri yaslanmamalı. Bu kadar beraberlik yeter. Kazanmak için yeterli kadro derinliği de mevcut. Bu maçın mağlubiyeti çok şey kaybettirmez. Erciyesspor’u Anadolu takımlarıyla kalınan beraberlikler düşürür.

Yine oyundan alınan ilk oyuncu Emenike. Sayın hocam ligde forvetlerinin performanslarına bir göz at. Hangisi iyi bir sezon geçiriyor. Penaltı golleri ve duran toplar, gol istatistiklerinde bu kadar göze çarpmamalı. Ofanstaki etkisizliğin sebebi Emenike’nin formsuzluğu değil, yalnızlığı. Forvetlerin gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar kadar yalnızlar..

Tottenham maçının iyisi Necip’in ilk 11 başlamaması, Bilic’in bu maçı da kazanmaya çıktığının göstergesi. Zira, Atiba ön liberoda yalnız. Oğuzhan, katkı sağladığında Sosa ile mükemmel işler yapıyorlar. Kesinlikle birbirlerinin alternatififi değil aksine ruh ikizi gibiler.

Ayağa pas yaptığında Beşiktaş oyunu istediği gibi yönlendiriyor. Oyunun hakimiyetini eline geçirip dilediği kadar gol pozisyonu yakalayabiliyor. Kartal, girdiği pozisyona göre gol istatistiğini yükselttiğinde her maçı farklı kazanır.

Son düzlük...

Sezon başında sağ bekte yaşanan sıkıntı sol beke sıçradı. Ne Motta ne de İsmail beklenen performansı vermiyor. Atınç’ın bu maçtaki performansı Beşiktaş’ın devre arasında yapacağı transfer için belirleyici değil. Muhammet’in yokluğunda Antepspor forvetsiz oynadı. Mustafa ve Gökhan’ın da Kartal’ın defansını çok zorladığını söyleyemeyiz.

Uzun lafın kısası, Kartal devre arasında bir sağ bek, bir stoper, bir de sol bek almak zorunda. Yoksa 3 kulvarda değil, iç kulvarda kalabiliriz. Son düzlükte de zorlanırız. Gaziantepspor 4 maçtır kayıp. Şehrin takımına olan bu ilgisizliği üzücü.

Bölgenin tek takımı olan Kırmızı-Siyahlılar’ın desteğe ihtiyacı var. Maddi-manevi katkı gelmezse Süper Lig’deki rekabetin dışında kalabilirler. Artık oyuncu satmak değil, gençleri kazanmak amaç olmalı. Bu amaçta da Okan Buruk doğru tercih.

Bu kadar eksik, camiayı kaygılandırıyordu. Ama Bilic ve talebeleri ısrarla ‘Bizim eksiğimiz yok, fazlamız var’ diyorlar. Sakatlar iyileşince de rekabet tavan yapacak. Kartal her yerde lider...

Emre sağ, Sneijder de sol kenarda. Kanatları kullanmayıp içeriye kat edecekler. Kalabalıklaşan orta saha Galatasaray’ın şut sayısını artıracak. Orta sayısı, beklerin yapacakları bindirmelere bağlı. Oyunun ilk yarısında beklerin çok bindirmesine gerek kalmadı. Emre ve Sneijder içeriye kat ederek yeterli skoru sağladılar. Bu mevkide oynamaya devam edecekse Emre’ye küçük bir uyarı. Göbeğe top atma. Şişkinlik yapar. Araya girip topu kapabilirler. İçeriye verdiğin pası Rangelov gol yapsaydı daha oyunun başında demoralize olacaktın. Bu müthiş golünü seyredemeyecektik. Taç pozisyonunda da haklısın. Ama hakemlerle diyalog için daha erken. Bırak ağabeylerin konuşsun.

Kendini yere atma, gol at!

Burak ikili mücadelelerde adil değil. Rakibin formasını çekip kendini yere bırakıyor. Buna ihtiyacın yok Burak. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcut. Yetenekse zaten genlerinde var. Baban tutardı, sen atıyorsun. Kendini yere atma, gol at. Üçüncü gol de yaptığın vuruş ne kadar güzeldi. Sana yakışan budur, bunu yap. Konyaspor henüz Aykut hocanın futbol felsefesini anlayamamış. Yapılacak idman ve transferlerle daha pasör bir takım haline gelecekler. Aykut hoca pas yapmayanı, paspas yapar. Rakibe de kumpas yapar. İkinci yarıda beklerin bindirme yapmasıyla, Galatasaray atakları çok zenginleşti. Cim Bom bu ‘indir-bindir’den çok puan kazanır, milyarder olur. Trilyonluk arabalar alınır, sosyal medyada fenomen olunur. Oysa peygamberimiz ne kadar güzel söylemiş; “Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, gönül tokluğudur.”

İlk on birine bakınca gördük ki Beşiktaş’ın iskeleti yok! Organ bağışlasaydık daha iyiydi. Böbreksiz oynardık ama iskelet olmadan ayakta kalmamız zor. Takımı mumyalayıp çıktık sahaya ama oynamak ne mümkün! Bu sefer de elektrikler kesildi. Elektrik arızasını aradık. Dediler ki ‘kısmi kesinti!’. Kaldık mı jeneratöre... Aksilik işte. Başladı mı ardı arkası kesilmez.

Veli ve Atiba olmayınca ön libero da bir tek Necip var. Bilic’in sistemi değiştirmekten başka çaresi yoktu. 4-1-4-1 kaçınılmazdı. Necip’in tek başına göbeği doldurması da mümkün değil. Oyunun kontrolü doğal olarak Tottenham’daydı. Maç Beşiktaş’ın sahasında oynanıyordu.

Gökhan’ın katkısı azdı

Kartal, kendi sahasında kontratak mahkumuydu. Kerim’le Sosa’nın insiyatif alıp topun Beşiktaş’ta kalmasını sağlamaları lazımdı. Gol yemeden bu tek kale oyuna dayanmak zordu. Olcay, kendine pozisyon yaratıyor ama Gökhan’ın katkısı azdı. Çünkü Demba Ba’nın arkadaşlarının önünü açan boş koşuları yok. Cenk Tosun, süre aldıkça arkadaşlarıyla uyumu artacak.

2. yarıya başlarken bir aksilik daha. Ersan da sakatlandı. Bir Atınç’lık yerimiz vardı oda doldu. Genç oyuncu için bir büyük fırsattı. Beşiktaş’a stoper transferini uzun süre engelleyebilir... Sosa’nın futbol zekası, Gökhan’ın adam eksiltmeleri ve Kerim’in hareketliliği 2. yarıda oyunun havasını bir anda değiştirdi.

Cenk’in mesajını aldık

Cenk’in direkten dönen füzesi de Beşiktaş’ı galibiyete inandırınca bir mucizeye tanık olduk. Bravo Bilic’e... Takımınının oyun anlayışını futbolcularının performansına endekslememiş. Sistem değişse bile teknik taktik olarak yapılan doğru işler devam ediyor. Cenk’in mesajını da aldık. “Daha fazla süre almam için forvetlerin sakatlanması gerekmiyor” dedi. Takımı boşuna mumyalamışız. Çünkü bu takım ölümsüz..

Maçın seyircisiz olması Trabzonspor’un dezavantajı. Çünkü Karadeniz Fırtınası’na her yer Trabzon! Ülkemizin her şehrinde destek bulan Bordo-Mavililer’in eminim Polonya’da da taraftarı vardır. Salih’in ikili mücadelelerde dikkat etmesi lazım. Müdahalelerinde ağır kaldığında darbesi topa değil rakibe oluyor. Kart görmesi kaçınılmaz. Top arkadaşlarındayken daha fazla boşa çıkıp pas alışverişinde bulunması lazım. Orta saha da oyun kurma yükü Constant’ın sırtında. Ersun hocanın bu yükü azaltmak için Salih’i çıkarıp Fatih’i oyuna alması doğru bir hamleydi. Trabzonspor’un beklerinde sorun yok. Özellikle Bosingwa, kademe ve bindirmelerde çok başarılı. Ancak stoperlerde henüz uyumlu ikili mevcut değil. Bu mevkii de yapılan farklı oyuncu tercihleri istikrarı engelliyor.

Önündeki oyuncuların hep değişmesi kaleci Fatih için de handikap. Devamlı oynamasına rağmen hala özgüveni oluşmadı. Yatabare’nin attığı gole ofsayt bayrağını ancak futbolla kel alaka bir hakem kaldırır. Orta hakemin de Yatabare’nin bir diğer pozisyonunda Legia kalecisinin yaptığı hamleyi görmemesi enteresan. Topu kurtaramayacağını anlayan Kuciak’ın hareketi direk Yatabare’ye... Bu kasıtlı hareket mutlaka cezalandırılmalıydı. Ama hakem cezayı Trabzonspor’a kesti. Mehmet Ekici’yi anlamak mümkün değil. Gruptan çıkan Trabzon’un eleme maçlarında en çok ihtiyacı olan futbolcusunun bitmiş oyunda, belirlenmiş skorda 2. sarıdan kırmızı kartı görmesinin izahı yok! Ama bizim çocuklarda bahane çok..

Muslera oynamamakta, Hamzaoğlu da oynatmamakta haklı. Oynasaydı muhtemelen ilk yarı sonunda, elemelerin en çok gol yiyen kalecisi olarak Şampiyonlar Ligi tarihine geçecekti. Bu istatistikte en az suçu olan da kaleci Muslera. Onun oynamadığı bu maçın skoru da bu gerçeğin kanıtı. Bir takımın savunmada en zayıf olduğu an topla hücuma çıktığı zamandır. Top kayıplarının faturası ağırdır. Çünkü savunma hazırlıksız yakalanır. Galatasaray oyunun ilk yarısında bu acı tecrübeyi yaşadı. Tarık fizik olarak bu seviyenin futbolcusu değil. En ufak bir müdahalede düşüyor. Sanogo'ya faulü yaparken bile düşmesi fiziki yetersizliğinin göstergesi.

Disiplinli olmak şart

Cim Bom'un oyun kurması eski stadındaki inşaat yapımına benziyor. Mecidiyeköy'de can, Galatasaray’da top kaybı var. Bu acıların yaşanmaması için disiplinli olmak şart. İdmanlarda topla rakip alana geçişi yüzlerce kez tekrar etmeliyiz ki otomatik hale gelsin, top kaybımız azalsın. Çift kaleden başka idmanı sevmeyen futbolcularımızın da biraz canı sıkılsın ki, bu skorlar taraftarın canını daha fazla yakmasın. Şeref sayısına bile sevinir olduk.

Gözden kaçan bir ortalama!

Sekiz 'as'ından yoksun Arsenal'ın hocası Arsene Wenger, 3-0'dan sonra iki 'as'ı Flamini ve Ramsey'i de oyundan çıkardı. İkinci yarıda Galatasaray'ın karşısında Arsenal'ın A2 takımı var. Yaş ortalamaları 18. Gözden yıllardır kaçan bir önemli ortalama daha var. Boy ortalaması. Arsenal'ın stoperi Mertesacker’in boyu uzun olduğu için askerden muaf tutulmuş. Gerekçe, deniz altı ve tanklara sığamayacak olması. Biz ise 1.70 olan boy ortalamamızla her yere gireriz!

Müthiş bir maç olacak diye bekliyorduk. Ama kartal ‘iki maçla takım olunmaz’ dedi. Trabzonspor’un zamana ihtiyacı var. Devre arasında Ersun hocanın yaptıracağı kondisyon yüklemesi Bordo-Mavilileri çok daha güçlü yapar.Skor sakın yanıltmasın Beşiktaş’ın da devre arasında defansına takviye yapması şart. Yoksa vefa yılları bitmeyecek.Vefa bozacısı alacağız.
Demba Ba’nın gol vuruşları harika. Gol nasıl olacaksa öyle vuruyor. Kalecinin açıyı daraltması, kaleyi kapatması imkansız. Sonuç kaçınılmaz.

Olcay şaha kalktı. Rakibe pres yap, gol pası ver, bekine yardım et. Kanat oyuncusu daha ne yapacak?Bir kanatçı dükkanı açmadığı kaldı.Onun oynadığı maçlarda solbekler rahat. Çünkü savunma önde başlıyor. Beklere kalan alanlarını savunmak.

Trabzon’da uyumsuzluk var

Veli son haftalarda solunu iyi kullanmaya başladı. Kısa paslarla başladığı denemelerde, uzun pas için kazandığı öz güven sol ayağıyla ceza sahası dışından şut atma cesaretini verdi. Sonuçsa harika bir gol.
Trabzonspor’da kaleci ve defans uyumsuzluğu var. Birbirlerine güvenleride yok. Beşiktaş maçı üç santrafor değişikliğiyle tamamladı. Sebep Trabzonspor stoperlerinin iyiliği değil, yaşanan sakatlıklar. Orta sahanın da bireysel oynama isteği de hücum gücünü azaltıyor.Bu maçtan iyi dersler çıkartılmalı.

İkinci yarı olması gerektiği gibi. Trabzonspor rakip alanda oynama isteği Beşiktaş’a inanılmaz kontra fırsatları verdi. Gökhan’ın gol atma sevdası,Sosa ‘nınsa kaleciyi de çalımlama aşkı olmasa maç daha da erken bitecekti. Ama skor Cenk Tosun’u bekliyormuş. Ya nasip.