‘’Hoş geldin 'Aziz'im‘’
Koy Arda’yı göbeğe. Ver topu ayağına oynasın, oynatsın. Stoperler top kullanmada rahat, 'bek'lerimiz atağa çıkmada hazır ol. Haydi milliler uygun adım marş marş..
Selçuk’ta, Arda’yı yanında görünce öyle keyiflenmiş ki topa sahip olmada ezici bir üstünlüğümüz var. İlk yarıda oynanan oyun mükemmele yakın. Girdiğimiz bir sürü gol pozisyonu var. Pinti olsak, pozisyonları harcamasak maç erken bitecek. Serdar Aziz’in ilk milli maçı, son milli maçı olmayacak. Müdahaleleri yerinde. Top kullanmada başarılı. Toplu topsuz derinlik vermeyi çok iyi biliyor. Yan toplarda da etkili. Semih’le uyumları da ilk maç için mükemmel. Milli takıma hoş geldin ‘Aziz’im. Volkan ve Olcay’ın etkisiz oyunları kanat varyasyonlarımızı 'bek’lerimizin performanslarına endeksledi.
Ozan’ın gollük ortaları, Caner’inde uzaktan şutları sayesinde pozisyon zenginiyiz. Ah şu son vuruşlar...
Golü kaçırdıktan 3 dakika sonra topu penaltı noktasına dikmek yürek ister. Ama bizim cesur yüreğimiz var. Aferin Burak. Cesaretin gollerini getirdi. Hakem’in verdiği penaltı kararı Kazak’lara hediye. Yoksa gol atmaları çok zordu. Çünkü kaleci Volkan’ın rakibe ikramı yok. Yan toplarda kendine güveni tam. Uzatmadaki kurtarışı da muhteşemdi.
Ah be Arda...
Ozan Tufan yaşına başına bakmadan milli takımın banko adamı olma yolunda büyük adımlar atıyor. Ön liberodaki başarılı performansının yanında gerektiğinde sağ bek oynayabilmesi de çok yönlü oyununun bir belgesi. Alt yaş guruplarında gösterdiği başarıyı A milli takıma da taşıdı. Bu maçla sadece 3 puan değil, özgüvenimizi kazandık. Grup sonunculuğu bize yakışmıyordu. Yukarılara uzandık. Ah be Arda.. Görmeseydin şu kartı da seyretseydik seni ardarda..
‘’Yıldızlar ve Yaldızlar‘’
Evet bu bir hazırlık maçı. Skor önemli değil. Rakip bir dünya devi. Galibiyet bekleyen de yok zaten. Ama biraz tempo, atamasak da bizi heyecanlandırabilecek birkaç gol pozisyonu, topun bizde biraz
kalabilmesi, kazanılan ikili mücadeleler, nadiren de olsa adam eksiltme beklemek bizim de hakkımız. Ama şaşkınız. Tamam adamlar sambacı da biz niye hep seyrettik? Hiç değise bir halay çekseydik de kollektif olarak yaptığımız bir şey olsaydı.
Neymar’ı seyretmek büyük keyif. Top ayağında olan her Brezilya’lı onu arıyor, eğer boşsa da topu ona aktarıyor. Bizim çocuklarda Neymar’ın büyüsüne kapılmış. Hamit bile bize vermesi gereken pası ona gol pası olarak veriyor. Gol pasını arkadaşlarından almayı tercih eden yıldız futbolcu Hamit’in bu ikramını reddedip Fernandinho’nun pasını gol yaptı. Yıldız futbolcu olmak böyle bir şey. Bizim yaldızlarımıza duyurulur...
Ozan Tufan ve İsmail Köybaşı’nın; Oscar ve Neymar’ı durdurmasını beklemek tabii ki hayal. Ozan tecrübesiz, İsmail’in de defansif zaafları var. Willian da zaman zaman kanatları kullanınca bu üçlünün
pozisyona girmesi çok kolay oldu. Yüksek teknik kapasiteleri sebebiyle girdikleri her pozisyonu gol yaptıklarından Volkan Demirel top tutamadan 3’lük olduk. Attığımız geri paslar da çok entersan. Elle tutamadığı topu, Volkan ayağıyla ne yapacak.
Morali bozuk bir kaleciye geri pası vereceğine rakibe gol pası ver daha iyi. Arda’nın biraz tepki koyması, Bilal’in milimetrik uzun pasları, Mevlüt’ün hareketliliği dışında takımımızda kayda değer bir şey yok.
Oyuncu değiştirme hakkı keşke altıyla sınırlandırılmasaydı da bütün millilerimiz oynasaydı. Nasıl olsa herhangi bir turnuvada sambacılarla karşılaşma olasılığımız yok gibi. Hazırlık maçıda olsa Brezilya’ya karşı forma giymiş olurlardı.
‘’Kartkolik‘’
Nerdeyse üç öğünde bir gol yiyen Lacivert-Turuncular’a gol atmak kolay değil. Üstelik Beşiktaş’ın kanatları Olcay ve Gökhan cezalı. Kanatlarım yok bari gagalarım diyen Bilic maça çift santrafor da Cenk Tosun ve Demba ba ile başladı. Atiba orta sahanın defansif yükünü taşıyacak. Oğuzhan, Veli’nin yokluğunda oyun kurmak ve Atiba’ya yardımla görevli. Sosa, kanat gibi değilde orta sahanın sağı gibi oynuyor. Diğer kanatta da Kerim Frei var. Bu kadar eksikle bundan iyisi Şam’da kayısı. Beşiktaş’ın duran toplarda alan yada adam savunması yapması farketmiyor. Çünkü Beşiktaş’ta savunma yapmayı bilen adam az. Atiba ve Sivok dışında bir de savunmayı bilipte yetersiz fiziğiyle yapamayan Pedro var. Bu kadar az savunanla Beşiktaş kalesinin her yan topta düşmesi doğal.
Demba Ba affetmiyor
Eksik adamla yakalanılan kontra ataklar da kartalın baş belası. Başakşehir de bu kontra ataklar da ihtisas sahibi. Çok çabuk çoğalıp rakip kaleye iniveriyorlar. Öndeyken ikinci golü atamamaları şanssızlık. Beşiktaş’ta ise yakaladığı şansı en iyi kullanan adam var. Demba ba.. Gol yerinde yapılabilecek en iyi vuruşu yapıyor. Kaleciler çaresiz. Kerim’in son haftalardaki performansı göz kamaştırıyor. Attığı gollerin hepsinde takipçilik var. Pası verdiği arkadaşını kaderiyle başbaşa bırakmayıp atağı sonlandırıyor. Bu iyi niyet ona da, kartal’a da çok puan kazandırır. Sosa’nın akıllı futbolunu da unutmamak lazım. Müdaheleleri ve pas zamanlamaları mükemmel. Beşiktaş’ta son haftalarda kötü bir alışkanlık var. Kırmızıyı görmeden maç bitirmiyor. Tek de yetmiyor artık duble istiyoruz. Kartkolik mi olacağız.
‘’İlahi adalet‘’
Kadlec, rakibinin hizasında pozisyonunu almış. Top ayaktan çıktığında Engin Bekdemir ofsayt olacak. Ama Bekir ofsaytı bozuyor. Derbi galibiyeti Bekir İrtegün’ü çok rahatlatmış. Sol ayakla terse uzun pas, rakip alanda fantastik hareketler gırla. Dışarıdan bakıldığında Bekir döktürüyor. Sahadaysa Kadlec kurdeşen döküyor. Yaptığı ofsayt taktiğinden habersiz defans arkadaşlarının sebep olduğu ortaya, yaptığı ters vuruş kendi ağlarıyla buluşmuş. Siteminde haklı, lakin kimin umrunda. Moralini bozmayıp gözünü rakip kaleye dikiyor ve yan toplardaki başarısını tekrarlayıp kendi skorunu eşitliyor. ‘İlahi adalet’ diye buna derler.
1-0 mağlup başlamak Kanarya’da en çok Emenike’yi bozar. Kapanan rakip karşısında boş alan bulması zor. Öldürücü deparlarının panzehiri rakipte. Alan daraltarak korunuyorlar. Kaçan penaltıya da en çok üzülen Emenike’ydi. Çünkü mevcut durum devam etmekte. Diego akıllı paslarıyla ‘artık hazırım’ diyor. Alper toplu deparlarını topsuz da yapsa arkadaşlarına çok boş alan yaratacak. Ama Alper topu arkadaşlarından fazla seviyor. İkinci yarıya İsmail Kartal, Emenike’yi rahatlatan hamleyle başladı. Sow forveti çoğaltacak. Peki Kadlec’in yokluğu defansı eksiltmeyecek mi? Eğer Kadlec arkadaşlarına yaptığı jestler yüzünden oyundan alındıysa, adaleti İsmail hocaya bırakmamalı. Çünkü adil değil.
Bu hakemlerle bitmez
Fenerbahçe’ye verilmeyen bir penaltı var ki; verilenden daha penaltı. Koray, damperini kaldırmış kamyon gibi Emenike’ye dalıyor. Trafik canavarını farkeden Emenike’den sert bir ABS freni... Bu kazadan kurtulması mucize. Aslında bu hakemlerle ligi bitirebilmemiz daha da büyük bir mücize. Serkan Kırıntılı, İstanbul’a eksik gelen ve sahada da eksilen takımına rağmen harika bir performansla Rize’ye elde var 1’le dönecekken, Webo “Benim adım gol, Fenerbahçe’nin süper yedeğiyim” diyor...
‘’Kalbi temiz Demba Ba‘’
Oyunun başında Gökhan Töre’nin yakaladığı iki pozisyon var. Altı pasın köşesinde soluna düşen topu tribünlere, sağına düşen topu da düzeltmek zorunda olduğu için çöpe yolluyor! Ona kızamıyoruz, zira plase vuruşun varlığından haberi yok.
Gökhan Töre’nin öncelikli işi adam eksiltmek. Ağzına silah dayayıp milli takımdan iki oyuncu, gece dışarıya çıktığında ‘maganda’ kurşunu, geri geldiğinde ise forveti eksiltiyor. Bire bir yakaladığında da eksiltemeyeceği rakip yok.
Onu da ‘vazgeçilmez’ yapan bu yeteneği. Ligde kırmızı kart gören Olcay Şahan bu maçta da yok. Statü farklı, cezalı değilsin Olcay. Ama ayağın topa değmedi. Demba Ba’nın ayak içi tertemiz, günde beş vakit abdest alıyor!
Kalbi de tertemiz ki, yaradan gönlüne göre pozisyon veriyor. Atiba Hutchinson pozisyon almakta üstat. Top rakipteyken de, takım arkadaşlarındayken de durduğu yer, mükemmel. Meşin yuvarlağın ondan izinsiz geçmesi olanak dışı. Veli Kavlak’ın çalışkanlığı bir diğer artı. Yalnız, Veli’nin vücut diline dikkat etmesi gerekli, yanlış anlaşılabilir! Her hakem, onun kötü niyetli olmadığını kestiremez.
Bilic takıma dokunmamalı
Bu maç kaleci Cenk için iyi bir fırsattı. Tolga’nın yokluğunu hissettirmemeli. Kontrpiyede kalıp yediği golde hatası yoktu. Son dakikada kurtardığı pozisyonda da galibiyeti perçinledi. Üç kulvarda mücadele eden Beşiktaş’ın her kalecisine ihtiyacı var.
Slaven Bilic, işler iyi giderken takıma dokunmamalı. Olcay Şahan’ı çıkarıyorsan yerine girecek adam kanat oyuncusu olmalı, santrfor Mustafa Pektemek değil. Partizan takımı için yazacak fazla bir şey yok. Sırplar sadece ülkelerini değil kendilerini de bölmüşler!
‘’İngiliz edebiyatı‘’
Beşiktaş’ın bu maça kadar az gol yemesinin sebebi defansının iyi olması değil. Önlerindeki ikilinin Veli ve Atiba olması. Atiba’nın ceza sahası içerisinde stoperlerden daha iyi yer tuttuğu ve daha çok top çıkardığı, Veli’nin de Karta’ın beklerinden daha çok top kestiği herkesin gözünden kaçıyor. Bu takıma acil iki sağ bek, bir stoper transferi gerekiyor. Sol bek transfer ihtiyacının olmaması Motta ve İsmail Köybaşı’nın varlığından değil, Uğur Boral’ın iyileşmiş olduğundandır.
Gökhan Töre’yi oyundan attıran, İngiliz edebiyatında sık kullanılan o kelimeyi Emre Belözoğlu’nun da sarf ettiği ağız okuyabilen herkesce malum. Emre’nin atılması bir yana hakeme yaptığı kart işaretiyle Olcay Şahan’ı oyundan attırması skandal. Bu nasıl çifte standart. Beygirin attığı çiftenin standardı bile daha adil olur. Beşiktaş ne zaman iyi bir takım olsa, rakipleriyle puan farkı oluşsa, bu yoyo testini geçemeyen hakemler ortaya çıkarlar. Beşiktaş’ın aleyhine durumu dengelerler. Her iki kalecinin de kurtarışları harika. Ancak kurtarışlardan sonra sakatlanmaları garip. Futbolumuzda ‘stres kırığı’ peydah olmuştu. Şimdi de ‘kurtarış çıkığı’ doğacak..
Eksilmedi kazandı!
Emenike’nin her deparı kazanç. Baskıyı yedin mi at Emenike’nin önüne, Ersan’ı sırtında, seni de ligde taşısın. Alper’in driplingleri de oldukça etkili. Topla hızlandığında onu durdurabilmenin tek yolu faul yapmak. Sow oynarsa da ne yaparsan yap. Kaderin belli. Derbilerde kimin kazanacağı artık takımın üstünlüğüyle, teknik taktikle, hocayla alakalı değil. Maçı 11 kişi bitiren kazanıyor. Galatasaray karşısında eksildiği için kaybeden Fenerbahçe, Beşiktaş maçında eksilmediğinden kazandı. İsmail Kartal kariyerindeki ikinci derbisinde galip. Bilic’in ise sakalı var, ‘derby’e ihtiyacı yok.
‘’Hoşgeldiniz...‘’
Sahada çabuk düşünen, tek pas oynayan, deplase olan oyuncu yok. Herkes topu hapsetmiş. Topu ayaklarından almak için mahkeme kararı lazım. Pas vermektense kendilerini yere bırakıyorlar. Hakem de trafik polisi gibi. Her düşene faul çalıyor. Gereksiz düdüklerle kesilen oyun, futbolcuların pas hatalarıyla daha da keyifsiz. Taraftar maça niye gelsin ki?
Galatasaray’ın stoperleri oyun kurarken açılıyorlar. İki bek öne çıkıyor. Selçuk ya da Hamit boşa çıkıp top alma çabasında. Teoride doğru ancak uygulama zayıf. Geciken paslar, oyuncuları geri pasına zorluyor. Önde pres yapmayı seven Kasımpaşa forvetinin ekmeğine bal kaymak. Muslera’nın istediği gibi uzaklaştıramadığı topta Adem Büyük bekleneni yaptı. Ufak tefek olduğuna bakmayın. Adem’in sıçradığı yere yükselmek için sırık lazım. Hızlandığında da yetişemezsiniz.
Olcan yine kötüydü
Yabancı hocaların bizim oyuncuları tanıması zaman alıyor tabi ki... Olcan bu maçta da kötüydü. ‘İyi oynasam da fark etmiyor’ diye düşünmüş olacak ki konsantrasyonu sıfır, top alma isteği zayıf. Diğer kanatta da Emre var. Süratli değil. Dripling yapmıyor. Top kullanmada becerikli ancak kanat oyuncusu değil. Dolayısıyla Galatasaray’da kanat varyasyonları 'bek'lerin yaptıkları gibi driplinglere bağlı. Sabri üç idmanla, Telles de yabancı kontenjanı elverdiği için sahada olduğundan ne bindiriyorlar ne de onsekize top indiriyorlar. Kanatlardan top gelmediği için Burak’ın pozisyona girmesi, defans arkasına attığı koşulara endeksli. Bir de hakemin ofsaytı görmemesine.
Arkadaşlarının pozisyon yaratmaktaki eksikliği Chedjou’yu yine ekstraya çıkardı. Defansif görevini eksiksiz yapmakla kalmayıp ofansif katkısıyla maçtaki son sözü söyledi. ‘Hoş geldin Abdurrahim Albayrak'.
‘’Na-mağlup, Na-galip‘’
Beşiktaş ile Kayseri Erciyesspor arasında oynanan U19 maçında, hakem Beşiktaş’ın lehine penaltı veriyor. Kararı adil bulmayan Beşiktaş’ın U19 hocası Yasin Sülün, atışı kullanacak olan oyuncusuna ‘penaltıyı kaçır’ emrini veriyor. Oyuncu da topu kaleciye yuvarlıyor. İşte Beşiktaş’taki Süleyman Seba ruhu budur. Rahmetlinin adını lige vermek yetmez. Onun değerlerini de yaşatmak lazım. Niye bu yıla özel olarak yılın en centilmen hocasını, futbolcusunu, taraftarını, hakemini seçmiyoruz? Federasyonun böyle bir tasarrufu varsa benim hoca adayım Yasin Sülün’dür. Gökhan Töre’nin de yılın en centilmen
futbolcusu olmayacağı kesin..
Partizan zaferini unutup lige dönmek lazımdı. Ama Beşiktaş ’ın ilk yarıdaki performansı beklenenden uzak. Ligde iki farklı galibiyetimizin olmadığını unutmuşuz. Süper Lig’de daha galibiyeti olmayan rakibi küçümsediklerinden olsa gerek, Cenk Beşiktaş’ın sol kanadını yol geçen hanı yaptı. Motta’nın konsantrasyon düşüklüğü çok bariz. Tekte uzaklaştırması gereken ortayı neredeyse kendi kalesine gol yapıyordu. Olcay’ın oyundan çıkmak zorunda kalması büyük şanssızlık. Ofanstaki üretkenliğinin yanında bek’ine yardım etmesi ve hücum pres yapması onu kanadının en iyi oyuncusu yapıyor. Kartal’ın
kanadı böyle olur.
Atak yapan avantaj sağlar
Erciyesspor’un hocası Bülent Korkmaz yan toplardaki zaaflarından şikayetçiymiş. Beşiktaş’ın da onlardan farkı yok. Her yan top tehlike. Tolga’nın o fiziğine rağmen çizgi kalecisi olması garip. Altı pasın içine düşen toplara bile çıkmıyor. Kendi kalesine kavis alan ortalarda stoperlerin müdahalesi zordur. Atak yapanlar avantaj sağlar. Bu avantajı iyi kullanan J. Boye takımını öne geçirdi. Kerim kariyerinde 41 lig maçındaki ilk golünü attı. 41 kere maşallah. Hırsı ve istekli oyunu ikinci golü de getirdi. Bu temposunu düşürmemesi herkesin hayrına olur.
Beşiktaş’la 90 dk cenk eden Cenk, son noktayı koydu. Beşiktaş artık na-mağlup, Erciyesspor’da na-galip değil...