Beşiktaş’ın 4-1-4-1 oynaması, Bilic’in Oğuzhan’ı kazanma çabası... Yeni transfer Tolgay’ın yedek olması da cabası. Ama genç yetenek Oğuzhan farkında değil. Tolgay şansını iyi kullanırsa, Atiba’da döner, sen kebap olursun Oğuzhan... Yerler seni... Sosa senden sonra geldi, takıma uyumu ve katkısı seni geçti. Toparlan artık!

Bilic’in ilk hamlesi doğru. Tolgay’ın oyuna girmesi skoru koruma değil orta sahanın hakimiyetini ele alma hamlesi. Veli’nin çalışkanlığı yetmiyor. Partnere ihtiyacı var. Atiba’nın basit oyunu ve hava
hakimiyeti ya da Tolgay’ın top kullanma ve pozisyon almada ki becerisi. Bu oyunculardan birisi bile Veli’nin yalnızlığını giderir. İkisi forvetten eksilme demek. Şimdilik gerek yok.

Bir Uzakdoğu atasözü var. “Şans hazırlıklı kafadan yanadır.” Demba Ba gol için hep hazır olduğu ve doğru yerde bulunduğundan şansı da yardım ediyor. Her yeriyle gol atabiliyor. Diğer goller de harikaydı. Olcay’ın golünün hazırlanışında maharet var. Seyrine doyum yok. Mersin İdmanyurdu’nun golündeki Sinan plasesi çok az golcü de bulunur. Kaleci Tolga çaresiz.

Rekabet Beşiktaş’a yarayacak. Özellikle defans oyuncuları daha dikkatli. Mücadele istekleri artmış ve risk almıyorlar. Şampiyonluğa az gol yiyenin daha yakın olduğunu düşünürsek bu bu garantici oyun Kartal’a avantaj sağlayabilir. Mersin İdmanyurdu’nun kazanmaya oynaması alkış aldı. Ligin en iyi futbol oynayan ekibine karşı kapanmadılar. İhtiyaçları olan 3 puan için mücadele ettiler. Ortada maçı, oyuncu
alabilen kazandı. Transfer yasağı başa bela..

Beşiktaş’ın transferlerinin ikisi dışarıda, biri yedek kulübesinde olunca sahada değişik bir şey yok! Rakipler de takımı ezberlemiş... Kartal’ın etkili forvetlerine karşı defansını sağlam tut, savunması nasıl olsa hata yapar. Motta’nın ayağı kayar, Ersan ıskalar, vurup yanından geçersen Pedro arkadan nal toplar. Durum böyle olunca kapanan Gençlerbirliği takımı, ilk yarı skorundan memnun. İkinci yarı başında ataklar karşılıklıydı. Orta sahalar devre dışı kalmış, elini kolunu sallayan rakip kalede. Hele Beşiktaş defansının solu E5 karayolu. Motta bir Demba Ba’ya asist yapıyor, bir de rakibe... Asist kralı olma çabası güzel ama rakibe asist yapmaya çalışmak anlaşılır gibi değil.

Demba Ba’dan yeni bir frikik şekli: ‘Plase frikik’. Sanki Gençlerbirliği barajının ayağına sıkıyor. Zıp zıp olmuş barajın altından mermi gibi plase... Akla gelmeyen, ince düşünülmüş bir plan. Bir Demba Ba klasiği. Ofsayt olmasın diye kendi pasına koşan bir futbolcunun yapabileceklerini öngörmek mümkün değil... Gençlerbirliği defansı ne yapsın?

Yeni transferleri bekliyoruz

Oğuzhan’ın bu formsuzluğunu anlamak mümkün değil. Yerine kim girse daha iyi oynuyor. Böyle bir yetenek bu kadar etkisiz oynamamalı. Psikolojik destek bile düşünülebilir. Bu çocuğun yardıma ihtiyacı var. Beşiktaş’ın lehine doğru bir düdük çalmayan Abitoğlu’nun Pedro kararı ise haklı. Ne yazık ki, Pedro’nun herhangi bir forveti yakalaması mümkün değil. Yeni transferleri dört gözle bekliyoruz.. Gençlerbirliği için yazacak bir şeyim yok... Bu takımın şampiyonluğa oynadığını göremeden ömrümüz yitip gidecek. Bu kadar istikrar can sıkıcı..

Maçın başında Fenerbahçe'nin kullandığı sağlı sollu kornerler var. Gökhan'ın taç atışları da yarı korner gibi. Üstelik Gökhan bu atışlarda, defanstan stoperleri, orta sahadan Selçuk'u, konu komşu herkesi rakip ceza sahasına çağırıyor. Çağırmakta da haklı. Egemen ve Alves hava toplarında etkililer. Ancak Caner ve Diego'nun atışları hep direk kullanması doğru pozisyon almış rakip defans için avantaj. Yapılacak bir ikiye-bir defansın bütün dengesini bozabilir. Diego ve Caner için topla yapılacak her şey kolay olduğundan çalışılmış her türlü atış Fenerbahçe'ye daha çok gol kazandırabilir.

Kasımpaşa'nın önde baskı çabası bireysel. İkili-üçlü sıkıştırmaları yapamadıklarından top kazanamadılar. Üstelik öndeki bu başarısız baskı çalışması orta sahanın ve defansın dengesini bozuyor. Verdikleri boş alanlar Emenike için ilaç. Nitekim defans arkasında yakaladığı ilk boşlukta kestiği ceza Diego'nun ayağından asiste, Kuyt'ın vuruşunda da gole dönüştü. Fenerbahçe duran toplarla gökte aradığı golü yerde buldu.

Dirk Kuyt, bugüne kadar Kanarya'nın yaptığı yabancı transferindeki en profesyonel oyuncu. Bir adam bu kadar mı takım oyuncusu olur. Defansif olarak hiç aksatmadığı sorumluluğunu ofanstaki istikrarı ile süslüyor. Fenerbahçe'yi gençleştirirken Kuyt'ın yaşına bakmamak lazım. Allah gecinden versin hakkın rahmetine kavuşsa bile beyin ölümü gerçekleşmeyecek. Kafası bu kadar futbola çalışan başka bir oyuncu görmedim. Fenerbahçe'de her görev için Kuyt rahatlıkla düşünülebilir. Hakem Mete Kalkavan'ın yan hakeminin ofsayt kaldırdığı pozisyonda oyunu devam ettirmesi takdir aldı. Yan hakemin "bekle-gör" kuralını uygulamadığı bu pozisyon dışında hakemlerin yönetimi mükemmele yakın. Kanarya'nın sezonun ikinci yarısına başlangıcı da mükemmel. Sahada iyi olmayan ise sadece Kasımpaşa'ydı.

Futbolcuların aklı tatile çıkmış. Bedenleri derbinin ağır yükü altında eziliyor. Yorgun ayaklardan bir sürü pas hatası. Koca bir ilk yarıda her iki takım adına net bir pozisyon yok. Yan hakemlerin de bayrak tutan kolları da alçıya alınmış gibi hep havada.

Figüran Olcay

Çoğu atak daha başlamadan bitiverdi. İkinci yarı başında Melo’nun golüyle maçın havası birden değişti. Beşiktaş’ın skoru değiştirme çabalarında başrol Gökhan’ın bireysel yeteneğinde. Olcay bu maçta figüran. Veli de bu sezon Kartal’daki kırmızı kart modasına uyunca Beşiktaş orta sahası tamamen savunmasız. Bruma ve Olcan için inanılmaz boş alanlar. Son vuruşlardaki başarısızlık Kartal’ın ümidini son dakikaya kadar sürdürdü. Ama Burak 90+5’te hakemin bitiş düdüğünden önce maçı bitirdi. Deparı muhteşemdi ama onu rakiplerinden sıyıran Beşiktaş defansının yorgunluğu. Çabuk gözüken ama geniş alanda mesafe kaydetmeyen bekler. Yineleyelim. Beşiktaş defansına acil takviye lazım. Stoper ve sağa sola birer bek. Çakma, çıkma, sıkma değil gerçek bek. Defansını aksatmadan ofans yapan,
stoperlerin kademesine gecikmeyen, iyi kanat oyuncuları karşısında komik duruma düşmeyen bekler. Alınmaz iseler Kartal’ın şampiyonluğu daha çok bekler.

Bravo yönetime

Emre, Galatasaray orta sahasına estetik getirdi. Selçuk ve Melo’yu rahatlatan bu genç yetenek takıma pozisyona kolay girme rahatlığı da veriyor. Bravo Hamzaoğlu’na ve onu göreve getiren Galatasaray Yönetimi’ne. Kriz zamanın da çözümü içeride aramakta her zaman fayda var...

Uğur çıkmakta gecikince Başakşehir’in gol perhizi bozuldu. Oysa maçın başında yaptıkları pres müthişti. Defansları önde kurmaları ve duran toplarda yaptıkları alan savunmasını görünce Abdullah hocanın talebeleri bu günde gol yemez diye düşünmüştük. Alper’in golünde ise defans hatası değil kişisel beceri mevcut. Perhiz işte böyle bir şey. Bir kere bozuldu mu arkası geliyor. Emre pres yapan bir takıma presle karşılık vermek gerektiğini biliyor. Rakipten çaldığı her top Başakşehir kalesinde tehlike. Çünkü rakip savunmasız. Top ayağında olan her ekip oynamayı düşündüğünden kaybettiğinde sıkıntı yaşar. Yalnız Emre’nin maçı hakemle birlikte yönetmeye çalışmaktan vazgeçmesi lazım.

Ayağının altında da dolaşmalı. Maçın birinde yedek düdüğü olan bir hakem Belözoğlu’na düdük uzatabilir. Hakemlerde artık aksesuar bol. Spreyleri bile var. Dikkat etmek gerek.

Yalnızlık nöbeti Sow’un!

Alper’in driplingleri Kanarya forvetinin ilacı. İlerde çoğalamayan Fenerbahçe bu oyuncusunun yeteneğiyle rakibini eksiltiyor. Moussa Sow yalnızlık nöbetini, Emenike’den devralmış. Ama şikayetçi değil. Sabırla boş koşu atıp kendine ve arkadaşlarına pozisyon yaratma çabasında. Kendisine biraz yaklaşan yada pas vermeye çalışan herkese minnettar. Yanlış pasları bile alkışlıyor. Teşekkür ediyor. Bu çaba karşılığını bulmalı.

Fenerbahçe iyi bir takıma karşı değerli bir galibiyet aldı. Tecrübeli ve yetenekli oyuncularıyla her türlü zorluğun üstesinden gelebiliyorlar. Ancak seyirci desteğini tekrar sağlamaları şart. 4. yıldız kimsenin
umurunda değil galiba. Taraftar artık Avrupa da başarı istiyor.

Maçın ilk yarısı enteresan. Beşiktaş’ı ilk defa tempo düşüren takım olarak görüyoruz. Konyasporlu futbolcular pres makinası olmuşlar. ‘Pas yapıp 5 yiyeceğimize pres yapıp etli ekmek yiyelim’ demişler olsa gerek. Yedikleri golün şoku bile tempolarını değiştirmedi. Tam saha pres ile Beşiktaş kalesini ablukaya aldılar. Sağlı sollu ataklar ve korner yağmurunda sonuç yok. Çünkü Beşiktaş kalesinde Tolga var. Kale çizgisi üzerinde yapamayacağı şey yok. Bay Meraklı (Abaragandi) gibi. Karşı karşıya kaldığında yaptığı kurtarış, aşırtma topu çelmesi ve kornerlerdeki başarısıyla Beşiktaş kalesinde ilk yarı gol yok.

İhanet demeye dilim varmıyor

Ev sahibinin baskısı ikinci yarıda da devam etti. Rakibin presinden Ersan ve İsmail’in zorlandığını gören Bilic’ten yerinde bir hamle. Sarı kartı olan İsmail’in yerine Motta oyunda. Atiba da gününde değil. Geciken pasları top kaybına sebep oluyor. Hakemlerle olan diyalogundan gördüğü bu ikinci kırmızı kart. Takımını en sıkıntılı zamanlarında yalnız bırakıyor. İhanet demeye dilim varmıyor ama bu kadarı da fazla. Beşiktaş’a nefes aldıran tek şey Sosa’nın topa olan hakimiyeti. Top onun ayağında zarif bir ara pası, etkili bir serbest vuruş ya da ağlarla buluşan sert bir şutu olabiliyor. Her daim çilingir. Oyunun kilitlendiği her yere müdahalesi var. Soyunma odasının da kapısı kilitlenmiş olacak ki oyundan çıkarıldı. Konyaspor’da göze batan isimler, Djalma ve Ali Turan. Sağ kanatlarını çok etkili kullandılar. Geliştirdikleri ataklardaki son vuruş eksikliği skoru belirleyen en önemli unsur.

Penaltı kararı yanlış. Torje’ye, Serdar’ın müdahalesi yok. Torje rakibine ayağını takıp kendini yere bıraktı. Hakemin yönetiminden iki takım da müzdarip. Çünkü kararlar çok garip. Penaltı golüyle demoralize olan, Atiba’nın atılmasıyla da eksik kalan Beşiktaş son dakikalardaki savunmasıyla yine lider. Kartal eksik oynamaya alıştı artık.

Fenerbahçe forvetinde inanılmaz bir dinamizm. Alper’i tutabilene aşkolsun. Topun olduğu her yerde olduğundan kanarya hep kalabalık. Topla hızlandığında rakipler fifigüran gibi. Çalımı yiyen oyundan düşüyor. Son paslarında daha dikkatli olsa asist kralı olabilir. Alper’in bu performansında Sow’un katkısı büyük. Defansın arkasına attığı koşularla takımına boş alan yaratıyor. Kuyt bu alanları kullanmakta usta. İçeri girerek bekini de atağa teşvik ediyor. Gökhan’ın bu avantajı daha iyi kullanması lazım.

Fenerbahçe seyircisi Diego’nun kazanılmasında oldukça ısrarlı. Haklılar. Brezilya’lı yıldız oyuna girdikten sonra takımın pas organizasyonu hızlandı. Tempo arttı. Ancak kazanılan penaltıyı onun atması yanlış. Emre oyunda yoksa takımın mutlak 2. penaltıcısı vardır. Seyircinin istediği değil takımın idman ve maçlarda tespit ettiği penaltıcılar atışı kullanmalı. Galibiyeti riske sokmak kötü şansı davet eder. Mehmet Topal ve Caner bu sezon çok formdalar. Orta sahanın defansif yükünü sırtlayan Mehmet’in atağa çıkışlarıda çok etkili. Gol vuruşu mükemmeldi. Daha fazla şut atması şart. Mesafe tanımayan
vuruşlarıyla Fenerbahçe’ye katkısını arttırabilir. Caner defansta zorlandığı anlarda bile yaptığı bindirmelerle rakibin sağ koridorunu zorluyor. Onun kanadında devamlı bir gel git var. Egemen’in kademesi Fenerbahçe defansının olmazsa olmazı. Caner istediği kadar atağa çıkabilir. Geri dönüşte gecikmesin yeter.

3 puan kadar değerli...

Mersin İdmanyurdu’nun oyunu güzelleştirme çabası alkış alır. Atak sayısında geriye düşmemeye çalıştılar. Nakouma’nın getirdiği topları neticelendirdiklerinde gol sıkıntısı yaşanmaz. Alper’in oyunu ve Diego’nun takımına dönmesi kazanılan 3 puan kadar değerli. Takım içi rekabet, şampiyonluk yolunda transferden daha önemlidir. Bizden söylemesi..

Son haftalarda bir liderlik kavgasıdır gidiyor. Beşiktaş, Avrupa Ligi’nde yola devam ettiği için ilk yarıyı lider bitirmesi pek önemli değil. Cim Bom’un çiçeği burnunda teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu için ilk yarı liderliği bir ölçü olmayacak. Çünkü göreve yeni başladı. Ama Kanarya ilk yarıyı lider bitirmezse İsmail Kartal sorgulanabilir. Fenerbahçe’nin oynadığı futbolun hocasını memnun etmediğini umuyorum. Aksi takdirde iyi bir ikinci yarı hazırlığı fırsatı kaçabilir. Fenerbahçe’nin yaşlı kadrosunun fizik kondisyon kapasitesinin düşmemesi çok önemli. Maçlara gelecek olursak... Mersin’in çok alternatifli bir kadrosu var. Galatasaray’ı ne kadar zorladıkları ortada.

Cesur oynaması şart

Başakşehir ise ligin en az gol yiyen takımı. Dört büyüklerin dışında bugüne kadar başarılmamış bir rekora gidiyorlar. Forvetlerinin performansına bakarsak, Fenerbahçe’nin Başakşehir’e gol atması zor. Emenike bu ülkedeki her takımda banko oynar. Yeter ki mevkisinde oynasın! Tek forvet iç sahada onun için uygun değil. İkili oynamak Emenike’yi rahatlatır. Fenerbahçe defansif anlamda Türkiye’nin en alternatifli kadrosuna sahip. Böyle alternatifli defansı olan takımın çok daha cesur oynaması şart. Yoksa 4. yıldız kayabilir.