‘’Yetmedi mi Melo?‘’
Kendine Pitbull diyorsun. Aslan yuvası sana yetmiyor mu? Niye ki bu sezon başı gecikmeleri. Tedavilerinde neden yurt dışı seçeneği var? Hamit ve Selçuk ikilisinin uyumu gerçekleşince birdenbire fıtığın iyileşiverdi. Hamza hocanın iyi niyeti olmasa formana bu kadar çabuk kavuşabilecek miydin? Oysa, hazır bile değildin. Sen gelince çizgiye çekilen Hamit’in göz kamaştıran formu düşüverdi. Bu sezon yine bildiğini okuyabilecek misin Melo?
Takım arkadaşlarının hepsi bu gecikmeyi hoş görüyor mu? Takımdaşlığı bozmamak adına verilen demeçler seni haklı çıkaracak mı? Hocanın gözünde yine de vazgeçilmez misin? Taraftarın sana olan sevgisi, mevcudiyetini koruyor mu? Sor hepsine Melo. Cevapsız hiçbir soru kalmasın. Gerekiyorsa gönüllerini al... Yoksa senin için zor bir sezon olacak.
Her şey senin elinde
Sırtında son şampiyonun forması var. Rakiplerin daha fazla bilenecek. Güçlü olmak, ikili mücadelelerden galip çıkmak zorundasın. Çünkü sen hafızalarda hep kazanan adamsın. Devamı gelmezse balık hafızalar ortaya çıkacak. Futbol hep süregelendir. Duraklamaya gelmez. Rakipler başarını, takım içi rekabet ise sırtındaki formayı alıverir. Futbolu değil, yalnızları oynamaya başlarsın.
Her şeye rağmen şanslısın. Bugüne kadar yaptıkların yapacaklarının teminatıdır. Bu büyük camia senden vazgeçmez. Sen Galatasaray’dan vazgeçebilir misin Melo? Sonuç olarak ortada bir başarı var ve sen bu başarıya, son hareketlerinle kendin gölge düşürdün. Eğer iyi oynarsan unutulur. Kötü oynarsan hemen sezon başında bu yaptıkların gündeme gelecek. Yani her şey senin elinde bol şans!
‘’Sefa Yılı‘’
Beşiktaş’a sayısız genç yıldız kazandırmış, U17 milli takımımız ile Avrupa şampiyonluğu yaşamış efsane teknik adam Serpil Hamdi Tüzün, futbolcuları üçe ayırır. Kaleciler, golcüler ve diğerleri... Golcü olmak için illa santrforda oynamak gerekmez. Forvet arkası ve kanat oyuncuları arasında da müthiş golcüler vardır. Ronaldo ve Messi bunlara en iyi örneklerdir. Dolayısıyla golcü alırken ve satarken iki kere düşünmek lazım. Demba Ba’yı satarken de üç defa düşünmek gerekiyordu. Zira golcü özelliğinin yanı sıra, top kullanma becerisi ve arkadaşlarına pozisyon hazırlama özelliği olan bir oyuncudan bahsediyoruz. Yerini doldurmanın zor olduğu bir oyuncudan... Rekorlar kırarak Beşiktaş’tan ayrılan bir oyuncudan... Demba Ba gidişinin elle tutulur tek yanı kulübün kasasına bıraktığı paradır. Oyuncu satmadan futbolcu alamama mecburiyetinin gereği olarak yapılan bu transferden kalan para iyi kullanılmalı. Zira diğer büyüklerin transferi engelleyen bir manileri yok. Podolski’leri ve Nani’leri var.
Üç stoper şart
Beklere yapılan takviyeler için bu kadar beklenilmesi garip. Tosic ve Beck’in mevcut beklerden iyi olması umut verici. Ersan’a güvenilip iki stoper transferiyle yetinilirse risk olur. Kendi yedek kulübesine bile çift dalan (Liverpool maçı) bu kardeşimizin transferinden kazançlı olan taraf Adanaspor’dur. Kazandıkları paraya yayın ve iddia gelirlerini de katarak gül gibi geçiniyorlar. Ersan kalsa da gitse de üç stoper almak şart. Yıldız olmaları gerekmiyor. Stoper de öncelik görevini yapmaktır. Ekstra oyuncuya Kartalım’ın borçları müsaade etmiyor...
Şerefli ikincilik yetmiyor
Orta saha alternatifli. Kanatlara bir takviye güzel olur. Demba Ba’nın yerini transferle doldurmak için Çin’den gelen para yetmez. Yetse de başka transfere para kalmaz. İyisi mi bizim çocuklara bir şans verelim. Cenk Tosun, Mustafa Pektemek ve Ömer Şişmanoğlu... Üçünden biri yetmezse çift santrfor deneriz. Hazırlık maçlarında duruma bir bakılır. Olmazsa forvete bir yıldız gerekecek. Beşiktaş’ı artık şerefli ikincilikler bile kesmiyor. Vefa ve cefa yetti artık. Sefa arıyoruz...
‘’Dört mevsim oyuncusu‘’
Fenerbahçe’nin geçen sezon forvet hattında bir eksiği vardı. Sıcakta bunalan rakip defansları, güçlü fiziği ile ikili mücadelelerde ve hava hakimiyetiyle de yüksek toplarda daha da bunaltacak; soğuk kış günlerinin sert rüzgarlarında ve kaygan zeminlerinde ayakta kalabilecek; baharın açılan havasıyla da saçılan rakipler karşısında boş alanlara yayılabilecek bir atak oyuncusu... Yani Fernandao gibi bir golcüye ihtiyaç duyuluyordu.
Kapalı savunmaları açar
Oysa Fenerbahçe’de geçtiğimiz sezon iki bahar oyuncusu vardı. Emenike ve Sow güzel havayla açılan defansların arasında dilediklerince koştular. Ve gol arısı Webo ceza sahası içine yapılan her ortaya kondu, seken bütün toplara dokundu. Ancak sezon sonu ilkbahara denk gelmesine rağmen, küme düşme mücadelesi, şampiyonluk hedefi ve Avrupa kupalarında oynama mücadelesiyle kapanan rakip defanslar karşısında Kanarya’nın forvetleri beklenen performansı sergileyemedi. “Bu forvetlerle Fenerbahçe bir sezon önce şampiyon oldu” diyebilirsiniz. Bu durumda; Ersun Yanal’ın rakip alanda oynama arzusunu ve önde presle rakibi hataya zorlayan oyun anlayışını hatırlamakta fayda var. “Ben herkesle şampiyon olurum, hocanın katkısı nedir ki” diyenler bir kez daha düşünmeliler.
Fenerbahçe, Fernandao transferiyle doğru iş yapmıştır. Kapanan defanslar artık sorun olmaz. Etten duvarlar bile çift santrfor alternatifiyle çözülebilir.
‘’Yetenek etkisi‘’
Rakip defansın göbeğinde üçlü stoper. İki de bekleri var, etti beş. Kalecisi altı pasın dışına sadece oyunu başlatmak ve degaj yapmak için çıkıyor. Altı oyuncuyla kendi 1. bölgelerindeler. Yani Kazaklar kendi kalelerine de ‘kazak’ örmüşler. Oyunu kendi sahasında oynamaya bu kadar niyetli bir takıma karşı biz niye önde pres yapmıyoruz, garip. Üstelik orta sahamız kalabalık.
Kanatta başlayan oyuncularımız, Hakan ve Arda önde pres yapmayı ve top çalmayı iyi biliyor. Bilmeseler, Avrupa’da top koşturamazlar. Fatih hocamız fifizik kondisyonumuzu oyunun geneline yaymak istemiştir diye düşünüp ilk yarının skorundan hayıflflanmadık. Zira millilerimiz Bulgarlar’la oynadığımız hazırlık maçının ikinci yarısında çoşmuşlardı.
İlk yarıda orta sayımız az!
Volkan değişikliği beklediğimiz hamle. Çünkü ilk yarıda kanatlarımız içeriye fazlasıyla katettiler ama beklerimiz yeterince bindirmedi. Etkili orta sayımız az. İkinci yarıda kanatları iyi kullanınca orta sayımızda da bir Volkan patlaması oldu. Umut’u da oyuna alıp sihirli golü beklemeye başladık. Nitekim, Gökhan’ın ortası, Burak’ın göğsünde yumuşayınca, top en etkili oyuncumuza geldi. Arda Turan. O topu o pozisyonda rakip doksana ancak Arda gibi bir yetenek yollar. Bu gol, beklediğimize değdi.
İnancımız galibiyeti getirdi
İngiliz hakem penaltı pozisyonlarında inisiyatif kullandı. Ama kasti hareketlerde takdir hakkı olmaz. Düdükte standart varsa Volkan’a yapılan kasıtlı hareketin karşılığı kırmızı karttır. Kader maçımız İngiliz hakeme büyük geldi. Ama daha da büyüğü, galibiyete olan inancımızdı.
‘’Beşiktaş Yönetimi'ne...‘’
Ertuğrul Sağlam, Bursaspor'la şampiyonlukta yaşamış. Bu kadar evlat dururken, ilk sözü "şampiyonluk görmedim, şampiyon olmak istiyorum" diyen bir hocayla üç yıllık kontrat imzalıyorsunuz. Bu nasıl bir zihniyet? Beşiktaş mı Şenol Güneş'i, yoksa Şenol Güneş mi Beşiktaş'ı şampiyon yapacak? Derbileri kazanamadığı ve şampiyon olamadığı için Bilic'i göndermediniz mi? Hadi Bilic'i yolladınız. Niye Beşiktaşlı hocalar akla yatmıyor? Galatasaray, Hamza hocasıyla şampiyon olmadı mı? Aykut Kocaman, Fenerbahçe ile şampiyonluk yaşamadı mı? Siz niye içinizden yetişenlere güvenmiyorsunuz? Kime bu güvensizlik? Bize mi? Yoksa kendinize mi? Sakın, "Ertuğrul Sağlam ve Sergen Yalçın, zaten başka takımlarda çalışıyorlar" demeyin. Bilic'in ayrılacağı kaç hafta önceden belli. "Bekle" deseniz, bu çocuklar durmazlarmıydı?
Senaryo da hazır? Şenol Hoca, Bursaspor'a iyi futbol oynatıyormuş. Ertuğrul Sağlam zamanında, kötü oynayıp mı şampiyon oldular. Bilic'in, Beşiktaş'ı bu sezon iyi oynamadı mı?
Siz başlattınız!
Genç oyuncular onunla kendini bulacakmış? Şampiyonluğa oynarken nasıl oyuncu kazanacaksın? Önce maç kazanmak lazım. Anadolu kulüplerinde taraftar hoşgörüsü ve yöneticilerin büyük takımlara oyuncu satma arzusu, genç yeteneklere tahammülü artırır. Fakat şampiyonluğa oynayan takımlarda durum farklı. Beşiktaş'ta kötü oynayan bir Oğuzhan'ı ne kadar görmezden gelebildik. Mustafa Pektemek'in ağır sakatlıklar yaşamış olması eleştirileri engelledi mi?
Bu senaryolarınız dizi filmlerde olur. Güzel hikayeler, Yeşilçam'da da iş yapabilir. Ama yeşil saha gerçek ister. Skor tabelasını gizleyemezsiniz. Kendi evlatlarınızı hiç saydınız. Bari taraftarı üzmeyin. Bu camia Şenol Güneş'i de bağrına basar. Beşiktaş'ın hocasının karşısında bizde önümüzü ilikleriz. Ama değerli Beşiktaş yönetimi! Sizin krediniz tükeniyor. Ne yazıkki futbol böyle bir oyun. Önce oyunculardan bazılarıyla yollar ayrılır. Sonra sıra hocaya gelir. O da gidince sportif başarı şart. Yoksa yenilenen stadın açılışını başkaları yapacak. Oysa o kurdelayı kesmek sizin hakkınız. Siz başlattınız. Siz bitirin...
‘’Hakan'ın hakkı!‘’
Hakan Çalhanoğlu günümüz futbolunun modern orta saha oyuncusudur. Duran, durmayan her türlü topu istediği yere yollar. Top almadaki ısrarına kızmayın. Pas alamadığında kırılmaz, darılmaz. Ama yine boşa çıkarak, pas atmayanı mahçup eder. Milli takım sevdalısıdır. Alman baskısına boyun eğmez. Daha fazla vakit kaybına gerek yok. Hakan milli formayı fazlasıyla hak ediyor.
Fatih hocanın İkinci yarıdaki oyuncu değişikleri rakibin ani kontralarını önledi. Çünkü Mehmet Topal pozisyon almada müthiş başarılı. Duracağı yeri bildiğinden rakibe çok fazla boş alan kalmıyor. Selçuk çok formda. Top kullanmadaki başarısı maç kazandırıyor. Yasin'in katkısı artacak. Milli takım oyuncularımız onun topsuz oyundaki becerisini öğrenince işler kolaylaşır, pozisyonlar bollaşır.
Keyifli bir hazırlık maçı oldu. Gol yememiş olmak önemli. Serdar ve Semih basit hata yapmadı. Duran toplarda başarılılar. Genç Emre ve Gökhan bindirmeleriyle ofansa destek sağladılar. Geri dönüşler biraz daha erken olmalı. Kazakistan maçındaki en büyük sorun sezonu erken biten oyuncularımız. Kadro genişliği bu dezavantajı ortadan kaldırabilir. Galibiyete mahkumuz.
‘’Özgüven‘’
Bursaspor’da şampiyonu yenme arzusu. Galatasaray’da ise şampiyonluğun verdiği özgüven. Günün sorusu bu iki faktörden hangisinin maç kazandıracağıydı? Kendine güven ağır bastı...
Maçın başında kontrataklardan bunaldığıyla kalmayıp, bir de Fernandao’dan yediği dayakla epeyce yıpranan Cim Bom defansının yardımına, orta saha oyuncuları değil de yedikleri penaltı golü yetişti. Hakemin kararına ve skora isyan eden Galatasaray şampiyon gibi oynamaya başlayınca goller gecikmedi.
Ertuğrul’a ağır yük
Çünkü Timsah stopersiz. Genç Ertuğrul’un omuzları için bu maçın yükü ağır. Burak’ın her deparı pozisyon, her vurduğu gol.
Bakambu’ya bakmaya doyamadık. Çalımlarındaki estetik, neştersiz doğal yetenek. Süratlendiği zaman da yakalamak imkansız. Fernandao hem rakipleri hem de direkleri dövüyor. Her vuruşu darbeli. Biraz plaseyi ve topu yere vurdurarak öldürmeyi denese gol sayısı ikiye katlanacak.
Tam bir final takımı
Volkan’ın adını doğru koymuşlar. Patladığında yanardağ gibi. Devamlılığı olsa bütün rakiplerini yakacak. Bu forvetlere bir kupa yakışırdı.
Galatasaray tam bir final takımı. Hamza hocayı ve talebelerini kutlamak lazım. Krizden bir şampiyon yarattılar. Şampiyonlar Ligi’nin kabusu 4, şimdi yıldızları oldu.
‘’Veda maçı‘’
Teknik direktör Mesut Bakkal geçen hafta Gençlerbirliği’ne istifasını vermiş. Yunus Yıldırım hakemlik kariyerini noktalıyor. Gitarıyla geldiği ülkemizde, şampiyonluk şarkısı çalamayan Slaven Bilic’ten de elveda söylemleri... Tam bir veda maçı. Veda etmesi gerekenler ise ne yazık ki gitmiyor. Mesela, Beşiktaş mevcut sol bekleriyle acilen vedalaşmalı. Sağ bekler için aynı şeyi söylememeyiz. Çünkü Kartal’da sağ bekte denenmeyen kalmadığı için takımın yarısını kaybetme riski var. Yani Serdar, Opare, Necip, Atiba ve Olcay’ın hepsini birden yollayamayız. Bu kadar bek deneyeceğimize üç stoperli oynamayı deneseydik ne kaybederdik. Dördüncü mü olurduk.
Göçebeliğe son verilmeli
İkisi bir stoper etmeyen uzunlarımızın performansı belki de üçü bir arada oynayarak daha iyi olurdu. Göçebeliğe de veda etmek lazım. Bu kadar seyahat yeter. Takım nerede oynadığını da şaşırdı. Her maçta aynı oyunu oynuyor. Ev sahibi baskısını ve deplasmanda oynanan kontra atağı göremiyoruz. Ankara ve Konya’daki, Beşiktaş taraftarının çoşkusu olmasa lige de çoktan havlu atardık. Hiç bir kulvarda mutlu son yok. Beşiktaş, İnönü’de Beşiktaş. Başka yerde BeşiktAŞK.
Ders çıkarmak lazım
Koca bir sezon heba oldu. Cenk Tosun, Tolgay ve Opare’den başka kazancımız yok. “Önümüzdeki maçlara bakacağız” demeyelim. Geride bıraktıklarımıza bakıp ders çıkarmamız lazım. Yoksa şampiyonluğu çok bekleriz.