‘’Haklı galibiyet‘’
İlk yarıda Fenerbahçe’nin kullandığı sayısız korner var, bir dokunuş yok. Birçok pozisyon var, gol yok. Geciken gol, rakibe moral depoluyor. Oysa son paslarda ve vuruşlarda biraz konsantrasyon olsa Kanarya turu çok kolay geçecek. İşimizi zorlaştıran rakip değil, kendi beceriksizliğimiz. Peki ya Caner’in yaptığına ne demeli! Sarı kartı gördükten iki dakika sonra ceza sahası içinde Marcelinho’yu formasından çekiyor. Hakem Marcelinho’nun maçın başından beri penaltı aradığını farketmese, çalacak penaltıyı. Caner’e de bir kırmızı kart. Al başına belayı. Oyuncularımızın uluslararası maçlarda böyle düşüncesiz hamlelerini önleyemiyoruz. Neyse ki hakem, Marcelinho’ya kanmadı. Fenerbahçe’nin bu takıma değil elenmesi, gol yemesi bile abesle iştigal.
Atanla tutan iyiyse...
Nani ve Diego’nun gezgin oyunu Şener ve Caner’i öne çıkmaya zorluyor. Ofansif olarak bu bir avantaj. Ancak bunun sonucunda beklerin geri dönüşlerinde gecikmesi defansif olarak da ciddi bir zaaf oluşturuyor. Alves ve Abdoulaye rakiple birebir kalıyorlar. Atromitos forvetleri daha etkin olsa bu taktik anlayışın bedeli ağır olacak. Bekler öne çıktığında atağı mutlaka sonlandırmalılar. Rakibin kontratakları tehlikeli oluyor. Sahanın en iyileri kaleciler. Gol yemeyerek, Volkan, Kanarya’nın ümidini sürdürdü. Van Persie de işi bitirdi. Atanınla yemeyenin varsa maça 1-0 önde başlıyorsun. Ve böyle bitiyor...
‘’Pas resitali‘’
Beş dakikada Beşiktaş. Kartal’ı maçın başında tutmak imkansız. Olcay forvetteki topsuz oyun ve boş koşu eksiğini giderince, Beşiktaş’ın atakları futbol dersi gibi. Gökhan kesinlikle sağ kanat oyuncusu. Topla içeri girebilir yada top almak için diğer kanada yaklaşabilir. Ama başlangıç yeri sağ kanat olduğunda oyundaki etkisini ikiye katlıyor. Quaresma forvet arkası oynayınca daha özgür. Yeteneklerini ortaya koymak için daha çok boş alanı var. Önünde top almaya hevesli dört oyuncu olunca Oğuzhan herkesi pas zengini yaptı. Ara pası, yan pas, duvar pası. Hepsi mevcut. Pozisyonunu al, top gelsin. Pas ustası Oğuzhan iş başında. Ofansif olarak her şey mükemmel. Ancak Oğuzhan ofansla bu kadar meşgulken Atiba’ya orta sahanın defansif yükü ağır geliyor. İki çare var; Ya stoperleri öne çıkarıp, kısalan takım boyuyla Atiba’yı rahatlatacaksın, ya da orta sahaya bir takviye yapacaksın.
Gomez rahat başladı
Şenol hoca tercihini, orta sahaya Necip takviyesinden yana kullandı. Mehmet Taş’ın ikinci sarıdan oyundan atılışıyla ne Şenol Güneş’i ne de Beşiktaş’ı endişelendirecek bir tehdit kalmadı. Her türlü hamle mümkün. İstediğini alkışlat. Mario Gomez için rahat bir başlangıç. Gole ihtiyacı olan bir takımla değil de hat-trick yapmış Cenk Tosun’un yanında Beşiktaş’taki kariyerine başladı. Bu takıma daha Sosa gelecek. Ofanstaki bu zenginlik göz kamaştırıyor. Atiba’nın orta sahadaki pas yüzdesi de mükemmel. Peki ya defans! Beck takımına çabuk ısındı. Disiplinli oyunuyla katkı sağlıyor. Ancak stoperlerin ağırlığı ve kademelerdeki eksikliği yine baş ağrıtacak.
Erken havaya girilmemeli
Tosic de pas hatası yapmamalı. Bu ağırlıkla topu tekrar kazanması zor. Geçen sezonun başlangıcındaki güzel futbol kaldığı yerden devam ediyor. İhtiyatlı olup sezon sonundaki performansı beklemekte fayda var. Erken havaya girmek bize yaramıyor...
‘’Kutlamak lazım‘’
Sezon başında yaşanan hazırlık maçı bolluğu Fenerbahçe’ye yaramış. Pereira’nın yeni transferlerin adaptasyonunu ön görerek bu maç trafiğini istemiş olması doğal. Tabii ki oyuncular fizik kondisyon kazanmak zorundalar. Ama bir o kadar da önemli olan şey bu takımın birlikte oynamaya olan ihtiyacı. Çoğu teknik adam sezon başı fazla hazırlık maçı sevmez. Hele zorlu rakip hiç istemez. Bu açıdan Kanarya’nın yeni teknik patronunu, takımını lige çabuk hazırlama adına yaptığı bu hazırlık periyodundan ve cesaretinden dolayı kutlamak lazım. Maç kondisyonu her şeyin üstündedir.. Ve idmanla kazanılmaz.
Ba, disiplinli ve hızlı
Abdoulaye Ba yerinde müdahaleleri ve top kullanmadaki becerisiyle dikkat çekti. Kendisine verilen bu şansı iyi kullanacağı benziyor. Ancak Kjaer, Atromitos maçındaki cezasını çektikten sonra formasına kavuşur. Çünkü diğer iki stoperden de hızlı ve disiplinli. Stoper mevkinde yaşanacak olan bu rekabet Fenerbahçe’yi defansif anlamda rahatlatır. Gökhan’ın sakatlığı ve Caner’in de cezası bitince beklerde de forma savaşı kızışacak. Fenerbahçe defansı bu sezonda alternatifli.. Ve bu avantaj, şampiyonluk yolunda çok önemli. Az gol yiyen takımın çok gol atmasına gerek yok. Maçlarının üçte ikisinde yediğinden bir fazlasını atarsan mutlu sona ulaşırsın.
Fenerbahçe taraftarı defanstaki rekabetten çok forvetteki mücadeleyi önemsiyor. Van Persie iyileşince kim yedek kalacak. Fernandao mu yoksa Sow mu? Kafalarda ki soru işareti bu. Ancak Sow’un kanatlarda da rahat oynayabilir olması, bu sorunu çözecektir. Sezona formda başlayan Diego, rakibe göre orta sahanın göbeğine çekilebilir. Ya da forvet arkası oynatılabilir. Brezilya’lı yıldız bu sezon Kanarya’nın jokeri olabilir. Üstün yetenekleriyle bu yükün altından kalkacaktır. Kimsenin kuşkusu olmasın.
Karşılığı olmalı
Eskişehirspor’un en dikkat çeken oyuncu Khalifa. Diğer transferlerin zamana daha çok ihtiyacı var. Causic’in atılmasından sonra maç tamamen Atromitos maçının hazırlığına döndü. As oyuncuları Fernandao, Diego ve Meireles’i dinlendirme fırsatı bulan Pereira oyuna aldığı oyuncularının da form durumunu gördü. Bundan daha iyi bir hazırlık maçı olamazdı. Fenerbahçe’nin Avrupa Ligi’nde yoluna devam etmesi şart. Bu kadar transferin bir karşılığı olmalı...
‘’Hızlı stoper şart‘’
Mevcut takıma bir çabuk stoper ve günümüz futbolunun gereği olarak, ihtiyaç halinde ayaklarını da kullanabilecek bir altın eldiven gerekiyor. Forvette alternatifler mevcut. Ancak Demba Ba’nın ayrılması sonrası yapılan bunca transfer bir Demba Ba edecek mi merak ediyorum.
Formül basit. “Rakiplerinden çok maç kazanacaksın..” Yapması kolay mı? Zor. Zor dostum zor. Zor olduğu için 18 takımdan biri şampiyon oluyor. Büyük takım olsan da zorluyor. Hele 4 büyüklerden değilsen daha da fazla yoruyor. Peki maç kazanmak için ne yapacaksın? Formül yine basit. ‘Yediğinden fazla atacaksın..’ Gol yemezsen kazanmak için bir gol yeter. Ama bir gol yersen, işin zor. İki atacaksın. İki yersen üç, üç yersen dört.. Dört yeme kilo yapar! Çıkarmakta zorlanırsın.. Uzun lafın kısası, attığından az gol yiyeceksin. Bunun için de defansın iyi olacak. İyi futbol oynasan da defansın iyi olacak. Demba Ba ya da başka bir yıldızın olsa da defansın iyi olacak! Beklerin önce kaleni bekleyecek. Önü boşsa bindirecek. Çok bindiren beki değil, bindirdikten sonra çok çabuk döneni tercih et. Yoksa rakip kontrataklarında eksik kalırsın. Stoperlerin rakip forvetlerle bire bir kalır. Kademelerin aksar. Kaleye, Güvenç Kurtar’ı koysan yetmez. O değerli hocamız bile her topu kurtaramaz.
Beck oldukça yeterli
Beck defansif olarak yeterli. Önünde Quaresma ya da Gökhan Töre olacağına göre çok bindirmesi de gerekmeyecek. Tosiç bindirmeyi seviyor. Sıkıntı yok. Sağ bek bindirdiğinde ya da stoper oyuna çıktığında bindirmesin, kontraya yakalanmayalım yeter. Çıktığında da çabuk dönmeli.. Fuleli adımlarıyla mesafe katedip, ani çıkışlardaki ağırlığını örtebilir. Diğer sol beklere baktığımızda, Tosiç doğru transfer..
Stoperlerinden biri mutlaka çabuk olacak. Beşiktaş’ın stoperleri Ersan, Rhodolfo, Miloseviç ve Franco... Hangisi çabuk? Hiçbiri! Bu stoperlerle defansını öne çıkarabilir misin? Oyunu rakip alanda oynayabilir misin? Mümkün değil. Geçen sezon Franco ve Ersan’ın düştüğü durumları ve yedikleri kırmızı kartları hatırlatmaya gerek var mı? Hatırlamayız inşallah...
Çabuk adam eksikliği var
Stoperlerde bir çabuk adam eksiği var. Gün gibi aşikar... ‘Elimde bu stoperler var, Lucescu gibi oyunu kendi alanında kabul edip rakibi üstüme çekeceğim; defansını eksik yakalayıp sonuca gideceğim’ de diyebilirsin... İyi de elinde Ronaldo, Zago ya da Ahmet Yıldırım gibi iyi top yapan defans oyuncuların var mı? Ersan’ın üç top üst üste Siyah-Beyazlı takıma verebilmesi için rakibin de aynı renk forma giymesi lazım. Bu stoperlerle kendi alanında nasıl pas yapıp oyun kuracaksın?
Altın bir eldiven gerekiyor
Oyunu kendi sahanda oynarken kalecini de pas organizasyonuna sokabiliyor musun? Verilen geri pas diğer taraftan atak olarak gelişiyor mu? Ya da oyunu rakip alanda oynarken kalecin ceza sahasının dışına çıkabiliyor mu? Yoksa Brugge maçındaki gibi kalecimizin çıkmasını beklerken kızamık mı çıkaracağız... Mevcut takıma bir çabuk stoper ve günümüz futbolunun gereği olarak, ihtiyaç halinde ayaklarını da kullanabilecek bir altın eldiven gerekiyor. Necip, Veli yetişene kadar orta sahayı Atiba ile toparlar. Forvette alternatifler mevcut. Ancak Demba Ba’nın ayrılması sonrası yapılan bunca transfer bir Demba Ba edecek mi merak ediyorum...
‘’Quaresma'nın sağ dışı‘’
Forvet oyuncusunu golcü yapan sadece attığı gol sayısı değildir. Esas olan gol sayısının maçlara dağılımı. Yani bir maçta hat-trick yapan değil, üç maçta birer gol atan forvet golcüdür. İlk sezonu için Mario Gomez’in on ayrı maçta gol atması yeterli. Beklentiyi yüksek tutmakta anlamsız. Çünkü Gomez kendine pozisyon hazırlayabilen bir oyuncu değil. Adam eksiltmede yetersiz. Defans arkasına koşuları da eksik. Dolayısıyla Gomez’in performansı diğer oyuncuların ona hasırlayacağı pozisyon sayısına endeksli. Gökhan Töre, Quaresma ve diğer kanat oyuncularının performansı bu açıdan çok önemli. Gökhan Töre’nin sol kanattaki performansı sıkıntılı. Sağ kanatta oynarken içeri katetme alışkanlığı var. Sol da bunu yapamıyor. İçeriye attığı pasların çoğu rakibe gitti. Devrenin yarısı olmadan kanat oyuncuları yer değiştirdi. Sol kanata geçmek zorunda kalan Quaresma’nın bu bölgedeki performansı sezon içinde Beşiktaş’ın kaderini belirleyecek. Sol ayağını pek kullanmadığı için Quaresma’nın sağ dışına kaldık. Falsoyu eksik etmesin yeter.
Tosic etkiliydi
Beck, eldeki sağ beklerin en iyisi. Tosic oyunda kaldığı süre içinde etkiliydi. Bindirmeleriyle sol kanadı canlandıracak gibi gözüküyor. Rhodolfo ile Ersan uyumsuz. İkisi de ağır. Zaten Ersan ile uyum sağlayacak bir stoperin var olduğunu sanmıyorum. Pedro ve Milosevic’inde çabuk olmadığı herkesçe malum. Beşiktaş’ta stoper sorunu bu sene de yaşanacak. Ramon Motta’ya birisinin defans oyuncularının sıkıştığında topu taça yada kornere atabileceklerini söylemesi lazım. Bu kaçıncı penaltı?
İkinci yarı oyuncu değişikleriyle geçti. Son hazırlık maçında Kartal’da lige hazır oyuncu göremedik. Yeni sezon hayırlı olsun..
‘’Mesele Muslera'nın meselesi‘’
Sorun Melo değil. Mesele Galatasaray’ın hava toplarındaki zaafiyeti. Bursaspor forvetleri her hava topuna vurdu. Sabri ve Telles hava toplarında yetersiz. Ön liberolar Selçuk ve Bilal; kafalarını topa vurmaya değil, oyun kurmaya yoruyorlar. Burak’ın da önceliği ofans olduğuna göre, Chedjou ve Hakan dışında defansif anlamda hava hakimiyeti olan oyuncu yok. Hal böyle iken Muslera kurtarmaya devam edecek. Şutları kurtar.. Karşı karşıya kurtar.. Üstüne bir de yan topları kurtar..
Ofansif olarak Galatasaray geçen sezondan daha iyi olacak. Podolski çok yönlü bir oyuncu. Takıma ısındıkça katkısı artacaktır. Yasin için sağ ya da sol kanat farketmiyor. Toplu-topsuz koşuları ve modern futbol anlayışı ile her daim etkili. Bilal mutlaka büyük takımda olmanın farkını hissediyordur. Unutmaması gereken bir şey var. Küçük takımlarda arkadaşların topu vermek için seni ararlar. Ama büyük takımlarda seni kimse aramaz. Sen topu arayacaksın. Hep boşa çıkıp arkadaşlarını sana topu vermeye mecbur bırakacaksın. Yeteneğini ve topu kullanma becerini bu şekilde ortaya koyabilirsin. Kalıcı olmak senin elinde Bilal. Daha fazla çabalaman gerekiyor.
Bursaspor’a yeni bir Fernandao lazım. Ertuğrul Sağlam kanat varyasyonlarını önemseyen bir teknik adam. Beklerini de öne çıkarmayı sever. Bu anlayışa hava hakimiyeti de olan bir forvet yakışır. Ozan Tufan müthiş bir gelişim gösteriyor. Sağ bek, ön libero ve stoperin yanı sıra sağ önde de oynayabiliyor. Bu özelliğiyle hocasının saha içi hamlelerine büyük katkısı olacak.
Emre Çolak, Cüneyt Çakır’ın Şampiyonlar Ligi finali yönettiğini unuttu herhalde. Bu kasti hareketin karşılığı kırmızı kart. Cüneyt hoca da bu kartları gösterdiği için gururumuz oldu. Olmaya da devam edecek gibi gözüküyor. Kendini iyi hissediyor olabilir ama Sneijder’in oyundan çıkarılmasına bu kadar tepki göstermesi anlamsız. Yine kazandığına göre yapılacak olan tekmeliği fırlatmak değil, başarıya şapka çıkarmak. Tebrikler Hamza hocam.
‘’Lucescu'nun takım oyunu‘’
Shakhtar’ın temposu yüksek. Kısa paslarda başarılılar. Oyun kurmadaki idman tekerrürleri pas kaybını sıfırlamış. Bu durumda Fenerbahçe’nin önde pres çabası sonuçsuz. Diego’nun pas kayıplarına, Nani’nin etkisiz oyunu da eklenince, Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki tek pozisyonu Meireles’in ortasından geldi. Sow topu beklemek yerine koşusuna devam etse topa dokunması yeterli. Kaderimiz değişmiyor. Biz kaçırıyoruz elin oğlu atıyor.
Shakhtar Donetsk’te hızlı oyuncular mevcut. Texeira ve Taison boş alan buldu mu yakalamak imkansız. Fenerbahçe defansında kademe zaafının giderilmesi zaman alacak. Şener ve Kjaer henüz uyum sağlayamamış. Kjaer’in kademelerinde sıkıntı az ama diğerleri kademede gecikiyor. Fatura ağır..
İnisiyatif ve liderlik sorunu!
İlk golden sonra hakemde bariz bir değişme var. İnisiyatifleri ev sahibinin lehine. Pereira’yı tribüne yollaması sonun başlangıcı. Yeni oluşturulan bir takımda direktörsüz bir yedek kulübesi büyük dezavantaj. Anında yapılması gereken uyarılar yok. Notlar elden ele dolaşmıyor. İnisiyatif tamamen oyuncularda. Ancak Kanarya’da ne inisiyatif alan var ne de liderliği alan! Olmaması da doğal. Transferi toptan değil de perakende yapmakta fayda var. İstikrar, pahalı transferlerden daha değerli.
‘’Lucescu'nun oyunu‘’
Mircea Lucescu’nun takımları önde pres yapmaz. Rakibi üzerine çekerek defansında boşluklar arar. Fenerbahçe kalesindeki net pozisyonlar hiç şaşırtıcı değil. Lucescu bu oyun anlayışını idmanlarda oyuncularına ezberletir. Kaleciye yapılan geri paslar ve kendi alanındaki pas organizasyonları tamamen rakip forvetleri yormak içindir. Onun takımına karşı oyunu rakip alana yıkma çabası çok gereksizdir, zaten Lucescu’nun takımları oyunu kendi alanlarında kabullenirler. İyi oynadığınızı zannettiğiniz anda golü yiyebilirsiniz.
Kaybedilen bir şey yok
Fenerbahçe’nin oyunun ilk yarısındaki en iyi ismi kaleci Volkan’dı. Alves ve Kjaer’in zamana ihtiyacı var. Gökhan Gönül sakat, Şener de cezalı olunca sağ bekte Hasan Ali’ye el mahkum. Hasan Ali, sağ ayağını kullanamadığı için içeri kat edip top alıyor. Dolayısıyla rakip alanda oyunu açmak mümkün değil. Ortaları etkisiz. Pozisyon arayışları uzaktan atılan şutlara endeksli. Nani’nin adam eksiltmedeki becerisi ve son paslardaki başarısı Fenerbahçe’ye ilaç olacak. Fernandao’nun güçlü fiziği takımı için büyük avantaj. Ancak son vuruşlarda darbeli vurmak yerine topun yönünü değiştirmesi gol için yeterli. Van Persie bu eksiği giderecektir. Kazanılan ya da kaybedilen bir şey yok. İkinci maçta farklı bir Shakhtar Donetsk olmayacak. Lucescu’nun 60.dakikadan sonra yapacağı 3 hamleye dikkat...