‘’Kırmızı maç‘’
Caner’in ofansa katkısı tabii ki avantaj. Ama geri dönüşler gecikince sıkıntı büyük. Üstelik rakipte Visca gibi etkili bir kontra oyuncusu var ki, başa bela. Gökhan Gönül’ün cezası nedeniyle diğer bekte de Mehmet Topuz olunca, Başakşehir iki kanadı da koridor yaptı. Sağ bekin ortasıyla sol bekin gol yapması bir futbol fantezisidir. Sene de bir kere olur.
Yalnız adam: Sow
Atak yaparken her iki bekin katılması büyük risk. Hedefi olan bir takım bu kadar riskli oynayamaz. Ya da bu kadar riskli oynayan bir takımın hedefi olamaz. Amaç ikincilikse lafımız yok. Fenerbahçe’de oyun kuruluşlarında Mehmet Topal’ın stoperlerine yardım etmesi doğal. Emre’de yaklaşıp top alabilir. Ama Diego ve Alper’in bu kadar geri gelip top alması forvetteki sayıyı azaltıyor. Sow ileride yalnız adam. Hele bir de ona atılan uzun toplar var ki, akıllara zarar. Sow kime indirecek bu topları. Yanına yaklaşan yok ki..
Bruno Alves’in atılması haksızlık
Moralsiz bir takım için Başakşehir Belediyespor çok zor bir rakip. İnanılmaz bir oyun disiplinleri var. Takım boyu çok kısa. Ataktayken tüm defans çıkıyor. Rakip atak yaparkende geri dönmeyen forvet yok. Ne alan bırakıyorlar ne de zaman. Kadrolarında okyanus derinliği var. Ceza ve sakatlıklarda kadroları sığ kalmıyor. Hocalarını sadece milli takıma verip sonrada geri alıyorlar. Skoru koruma telaşından iki gol yediler. Galip gelememelerinin sebebiyse, Fenerbahçe’ye gol atma sevdası.. Fenerbahçe’nin olası muhteşem geri dönüşü önleyen hakem oldu. Alves’in penaltısı tartışılır. Atılması ise haksızlık..
‘’Muslera'nın eldivenleri‘’
İki teknik adam da orta sahayı kalabalık tutmak adına kanatlardan feragat etmişler. Cim Bom’un tek kanadı Yasin, Kartal’ın kanat oyuncusu ise Kerim Frei. Cim Bom adına Sneijder, Beşiktaş içinse Sosa diğer kanadı kullanacak. Sneijder’in taktik disiplini olduğundan Galatasaray’ın saha dizilişinde sorun yok. Ancak Sosa gezgin oynadığından Beşiktaş’ın kanat varyasyonları Kerim’in bireyselliği ve Serdar’ın bindirmelerine bağlı. İkinci yarı başında Serdar’da oyundan alınınca Beşiktaş’ın gol umudu, Galatasaray’ın şampiyonluk stresiyle yapabileceği bireysel hatalara kaldı.
Skoru koruma telaşı ikinci yarının tek kale oyuna dönmesinde bir diğer faktör. Pozisyonlarda hep Demba Ba var. Oysa Galatasaray ceza sahasına giren herkes pozisyon yakalayabilirdi. Kerim Frei hayatının futbolunu oynarken bu kadar orta saha oyuncusu ne iş yapacak. Sağ bek’te bile Atiba var. Nerede diğer santraforlar. Kaybedilen bir maçta son hamle olarak mı kalacaklar!
Yasin ve Sneijder...
Yasin ve Sneijder hem taktik disiplinleriyle hem de bireysel yetenekleriyle bu maçın kazanılmasını sağladılar. Büyük olasılıkla da şampiyonluğu getiren kramponlar olacaklar. Selçuk’un son haftalardaki formunu da unutmamalı ama Galatasaray’ı bu günlere getiren Muslera’nın eldivenleri.
Takımındaki istikbali tartışılan teknik adamlar kader maçlarında inandıkları 11’i sahaya sürerler. Bu maçla birlikte Beşiktaş’ta inanılan hiçbir şey kalmadı. Ne teknik heyet, ne futbolcular, ne de yönetim.
‘’Özeleştiri‘’
Beşiktaşlı oyunculara şampiyonluğa oynamanın ne olduğunu anlatmak lazım. Ligin en çok kazanan takımı olmak zorundasın. Bunu başaramıyorsan en az kaybedeni olacaksın. Maçın genelinde baskın ve atak oynaman şart. Yarım devre iyi oynayarak her maçı kazanamazsın. Kartal oyuna ısınana kadar ilk yarı bitiyor. Daha iyi kapanan, morali yükselen rakibe karşı ikinci yarılar ızdırap gibi. Sahada stres, yedek kulübesinde stres, trübünde stres...
İcraat yok!
Konyaspor zaten oyunu kendi sahasında kabul etmiş. Tolgay ve Necip her oyun kuruluşunda stoperlerin içinde. Biriniz bari öne çıkın. İleride nasıl çoğalacak bu takım. Kendi sahanda milyon pas yapsan ne yazar. Yaptığın pas değil, attığın gol maç kazandıracak. Mustafa çift santrfor değil de kanat oyuncusu gibi. Taktik olarak orada oynatılıyorsa bile arada bir Demba Ba’nın yanına yaklaşması lazım. Eğer çift santrfor oynatılıyorlarsa birbirlerine yakın olmalılar. Biri indirecek diğeri vuracak. Ya da birinin boşalttığı yere öbürü depar atacak. İlk 11’de iki santrfor var, tek icraat yok. Beşiktaş sadece pas ve dripling yapıyor. Ver-kaç ve bindirme nerde? Ülkemizde verip kaçanı kimse takip etmez. Bindireni kimse kovalamaz. Modern futbolun gereklerini yapmazsan kapalı defanslar karşısında çaresiz kalırsın. Bunlar alt yapılarda ilk öğretilenler. Yapsanıza kardeşim. Şampiyonluk yine elden gitti. Ne bekliyorsunuz? Hocanın gitmesi kimseyi kurtarmaz. Özeleştiri yapmayanlar şampiyon olamaz...
‘’Akdeniz akşamları‘’
Maçın daha başında orta sahaya yakın bir yerde yapılan elle müdahale... Gönül adamı Gökhan’ın sarı kart sınırındayken yaptığı bu tedbirsizlik anlamsız. Haftaya cezalı. Daha da önemlisi gördüğü sarı kart sebebiyle Nakoulma, karşısında yapacağı müdahalelere dikkat etmek zorunda... Tecrübe denen şey ne işe yarar. Gökhan gibi bir oyuncu böyle bir hatayı nasıl yapar. Bizim oyuncular annelerinin gözünde ve futbol sahasında hep çocuk kalıyorlar. Hiç büyümüyorlar. Alper cezalı, Emenike de sakat olunca Kanarya’nın kanadı kırık... Takımını şampiyonluğa uçurmak isteyen İsmail Kartal’ın çözümü Caner’i öne almak... Webo ise forvetteki kozu. Ancak Caner’in ofanstaki tek katkısı top kaybı olunca Fenerbahçe’nin ilk yarı atak varyasyonları, rakip ceza sahası yakınlarında kazanılan frikiklerden ibaret. Bir de Servet’in Sow’a yaptığı ikram var. Ama netice yok.
Emre varsa bambaşka!
Welliton’un şutlarını önlemekte kale direkleri ve Volkan, Fenerbahçe defansından daha etkiliydi. Rakip forvetlerin bu kadar boş bırakıldığı bir maçta gol yememek büyük şans. Fenerbahçe’nin şampiyonluk şansını sürdüren ise rakip kaleci Muammer... Kendini libero zannediyor olmalı. Muammer kardeşim, takımın rakip alanda ve top sizdeyken istediğin kadar öne çıkabilirsin. Ama top sizin ceza sahası etrafında iken sakın kaleni terk etme. Bırak önce defansın müdahale etsin. Onları geçerlerse sen kaleni korursun. Kazanabileceğiniz bir maçta takımını eksik bıraktın. Gelmiş geçmiş en fazla galibiyet almış bir Mersin İdmanyurdu kalecisi olarak tarihe geçecektin. Şimdi mağlubiyetin sorumlusu oldun... Akdeniz akşamları bir başka oluyor. Hele saha da Emre Belözoğlu varsa! Bambaşka..
‘’Sabrın sonu...‘’
Bu sezon şampiyonluk mücadelesi öncekilerden zorlu. Üç büyüklerin hepsi yarışın içindeler. Üstelik sondan ikinci hafta da derbi var. Bu hafta yaşanansa tam bir test. 7 günde 3 maçta başarı, kadro derinliği ister. Yoksa fizik kondisyon kapasiten yüksek olacak. Selçuk’un arka adalesindeki çekmenin tek sebebi, maç trafiği. Yoksa Galatasaray’ın formda kaptanı dümeni bırakmazdı.
Hleb’e Melo ayarı
Maç başı tempolu. Cim Bom erken gol, Gençlerbirliği ise kontra ataktan skor peşinde. Hleb tehlikesini sezen Melo, topla karışık yaptığı sert müdahale ile dünya futbolunun yıldızını göktaşına çevirdi. Rakipleri tarafından sevilmeyebilir, hareket ve mimikleri tartışılabilir ama Melo takımı için inanılmaz faydalı bir oyuncu. Hedefi olan her takıma lazım. Hem saha içinde hem de dışında.
Derbide kaybetmezse...
Galatasaray’da sabrın sonu Sabri. Üstüne iki bek alınmasına rağmen formasından vazgeçmeyip, şampiyonluk mücadelesinde yine sahada olması alkışlanır. Teknik adamların gol vuruşu beklentisi ile santrforlardan birini kanatta kullanması anlaşılabilir. Ancak o gol vuruşu yerine ıska gelirse eleştiri büyük olur. Umut’u, Burak’ın yanına alıp çift santrfora dönmek saha içinde yapılabilecek en doğru hamleydi. Önünde pas verecek forvetin bir yerine ikiye çıkması Yasin ve Sneijder’in performansını artırınca Cim Bom istediği pozisyonları fazlasıyla buldu. Ve gecikse de beklenen gol geldi. Derbide kaybetmezse Galatasaray Şampiyon.
‘’Ya sabır!‘’
Akhisar Belediye, Süper Lig’in iyi futbol oynayan takımlarından biri. Rakip kim olursa olsun, aynı oyunu oynuyorlar. Kadro tercihleri de ofansif. Bilal gibi yaratıcı, Lualua ve Mehmet Akyüz gibi topla etkili oyunculara sahipler. Zaman ve boş alan bulduklarında istedikleri her şeyi yapabiliyorlar. Beşiktaş oyunun ilk yarısında baskı ve ikili-üçlü sıkıştırma yapmadığı için oyunun hakimi Akhisar Belediye oldu. Beşiktaş’ın pozisyonu bile yok.
Demba Ba adını sadece golde duyduk
İkinci yarıda Beşiktaş da futbol oynamaya başlayınca oyun keyiflendi. Sırayla birbirlerinin kalelerine atak yapıyorlar. Rakip ceza sahasına kadar karşılayan olmadığından orta saha yol geçen hanı gibi. Son paslar biraz etkili olsa pozisyon bolluğu yaşanacak. Sosa, Beşiktaş’ta kaderine razı olmayan tek adam. Pasları ve şutlarıyla rakibi zorladı. Gökhan adam eksiltiyor ama 60 gündür gol ve asist yok. Demba Ba adını sadece golde duyduk. Sağ bekte Olcay kanattan daha etkili. Mevcut beklerden daha iyi.
Çabalar hep bireysel
Bilic’in hamleleri Kerim Frei, Mustafa ve Cenk Tosun. Sahada Demba Ba, Sosa ve Gökhan da var. Bu kadar ofansla goller ve galibiyet gelmiyor. Çünkü çabalar hep bireysel. Verkaç ve bindirme yok. Top ayağında olan oyuncunun dışında herkes statik. Şampiyonluk heyecan, hırs ve arzu ister. Beşiktaş’ta bunlar sadece taraftarda mevcut. Sabrın sonu selamet olmazsa Kartal’da çok şey değişir...
‘’Tecrübe!‘’
Rakip Fenerbahçe olunca düşme stresini unutan Kayseri Erciyesspor’un beraberlik golünü erken bulması maçın havasını değiştirdi. Fenerbahçe şampiyonluğa oynayan değil de amacı olmayan bir takım gibi. Hamle için ilk yarının bitmesini iple çeken İsmail Kartal’ın yaptığı iki değişiklik ve muhtemel devre arası fırçasıyla Kanarya ikinci yarıda daha iyiydi.
Alper ve Sow’un içeri girip beklerin önünü açması Fenerbahçe için büyük avantaj. Çünkü Gökhan ve Caner ofansta müthiş etkililer. Tek sıkıntı geri dönüşlerdeki gecikme. Bu da rakibe kontra fırsatı veriyor. Vleminckx pas alışverişinde başarılı olsa Erciyesspor’un maçı kazanması işten bile değil. Oğulcan takımının en iyisi. Anıl’ın verdiği mücadele de dikkat çekici. Konuk takımda gençler daha fazla sorumluluk alıyor.
İlk hedef gençleştirme
Sorumluluk almıyorlarsa tecrübeli kadro kurmanın hiç faydası yok. Fenerbahçe’nin transfer politikasında gençleştirme ilk hedef olmalı. Ama bazı oyuncular var ki sahadaki performanslarıyla hep genç gözüküyorlar. Egemen buna en iyi örnek. Son haftalardaki performansıyla uzun süreli bir sözleşmeyi hak ediyor.
Aldıkları puan iki takım için de hayal kırıklığı. Evet oyun keyifliydi. Ama üstünlük sağlayan yok. Garip olan şampiyonluğa oynayan Fenerbahçe’nin düşme potasındaki takıma karşı bu kadar zorlanması. Bu puan kaybı zor telafi edilir...
‘’Sosa yetmedi‘’
Şampiyonluğa giden bir takım için en iyi senaryo gerçekleşti. Beşiktaş maçın başında istediği golü buldu. Rakip ligin en az gol atan takımı. Son 10 maçta sadece 4 gol atabilmişler. Buna rağmen futboldan biraz anlayan hiçbir Beşiktaşlı rahat değil.
Biliyorlarki Beşiktaş’ın sorunu skoru bulmak değil, korumak. Nitekim rakibin ilk gol pozisyonu Ersan’ın asistinden geliyor. 3 büyüklerde yıllardır oynatılan bir stoperin kendi sahasında göbeğe, üstelik ceza sahasına top atması anlaşılır gibi değil. Ersan’ın uçak kullanması top kullanmasından daha az tehlikeli. Hiç olmazsa uçakta otomatik pilot seçeneği var.
Veli Atiba’nın yokluğunu aratmamıştı ama ‘Veli’si olmadan Atiba’yı futbol okuluna bile yollamamak lazım. Tolgay top kullanmada becerikli. Defansif katkısı da artmaya başladı. Camara’dan çaldığı top tam bir ön libero refleksiydi.
Hakemlerin kararları çok tartılacak. Serdarın gözünü oymaya çalışan Chibuike’nin faulünü görmediği pozisyon golle sonuçlandı. Demba Ba’ya Erdem’in yaptığı müdahale de tartışılmaz penaltı. İki yanlış karar da skoru doğrudan etkiledi.
Defans önemli!
Sosa, Beşiktaş’ın en iyisi. Farklı mevkilerde oynayabilmesi Bilic’in hamle şansını çoğaltıyor. Ama Bilic şampiyonluk şansını sezon başında azalttı. Bu takımın defansına niye ciddi takviyeler yapılmaz. Kötü oynarken kazanan takımlar şampiyonluk ipini göğüsler. Beşiktaş iyi oynarken bile kazanamıyor. Seneye bu takımın defansını değiştirmeyen yönetimin Beşiktaşlılığından, teknik heyetin de yeterliliğinden şüphe etmeli. Şampiyonluk yine tehlikede..