‘’Fenerbahçe'yi yenmek zor‘’
İlk iki haftayı galibiyetle kapatan Altay ve Fenerbahçe’yi kantara çıkaracak ilginç bir 90 dakika izledik. Kurt hoca Mustafa Denizli eski takımının gücünü bildiğinden 5-4-1 düzeniyle takımını sahaya sürmüş ve oyunu kendi alanında kabul etmişti. Pereira’nın sistemi belliydi. Geri 3’lü orta alana yakın oynayacak, önde baskı yapılacak, top rakibe verilmeyecek, kenarlar sürekli ileri geri koşacaktı.
Önde baskı ile Fenerbahçe ilk 45 dakikada topa yüzde 70 sahip olmasına rağmen rakip duvarı aşamadı. Tisserand, Kim ve bilhassa Szalai’nin kritik müdahaleleri ise rakibe hiç göz açtırmadı. Gustavo’yu da unutmamak lazım. Sonuç ne olursa olsun, Pereira genelde devre arası hiç hamle yapmıyor. Yine yapmadı. İlk 45 dakika vasatın üzerine çıkamayan Osayi ve Ferdi, hocanın vazgeçilmezleri. Genç Muhammed’i de ısıtmaya devam ediyor. Osayi ve Ferdi, ikinci yarı hocalarının yüzünü güldürenler oluyordu. Kazandığı topu mükemmel bir vuruşla devre başı ağlarla buluşturan Ferdi, kilidi de açıyordu. 2. golde de başrol oyuncuları Osayi ve Ferdi oluyordu. İki farktan sonra Altay biraz hareketlendi ama iş işten geçmişti. Pereira her futbolcusuna şans veriyor. Serdar Aziz, Samatta, Zajc ve Mert Hakan maça kulübede başlayıp, sahada bitirdiler.
Fenerbahçe artık takım oldu. Onun için futbolcuları değil, takımı konuşuyoruz. Maçtan sonra kadroda yok diye Mesut Özil’in konuşulduğu duydunuz mu? Koşan ve coşan bu Fenerbahçe’yi yenmek artık kolay değil.
‘’Takım ruhu‘’
Kadıköy’deki ilk oyundan sonra yazımızı ‘Fenerbahçe bu turu rahat geçer’ diye noktalamıştık. Rövanş oyununda da gördük ki, iki takım arasında dağlar kadar fark var. Helsinki 2 gol atmasına rağmen (İlk yarı kaleye atılan tek şut gol oldu.) Fenerbahçe’yi fazlaca rahatsız edemedi.
Pereira’nın 11’de yaptığı minik bir değişiklik vardı. Serdar Aziz’i kulübede tutup, Gustavo’yu geri 3’lünün ortasına yerleştirmiş, Nazım’ı da sahaya sürmüştü.(Hocasını mahcup etmedi.)
Maç başladı, skor avantajına rağmen Fenerbahçe oyunu hemen rakip alana yığdı. Önde büyük baskı kurup ev sahibine top bile göstermedi. İlk 15 dakika dolmadan Valencia’dan vuruş kalitesi yüksek 2 gol geldi. İlk golde ısrarla topu takip eden ve asisti yapan Nazım’ında hakkını yememek lazım. 3. goldeki asistte yine Nazım’dan ,gol vuruşu da yine Valencia’dan geliyordu.
90dakika sonunda turu rahat geçen Fenerbahçe, artık Avrupa arenasında da boy gösterecek.
Bu takım Pereira yönetiminde kısa zamanda adeta kabuk değiştirdi. Takımda koşmayan, mücadele etmeyen yok. Formanın torpille değil, adil dağıtıldığı biliniyor. (Gençler Muhammed, Arda, Fatih forma şansı buluyor ve goller atıyorlar.) Sahada yardımlaşma mükemmel. Gol sevincinde bile tüm takım yumak oluyor. Pereira’nın sistemi oturdu. Sarı-Lacivertli futbolcular bu sistemi ofansif ve defansif olarak sahada mükemmel uyguluyorlar. Kısacası Fenerbahçe takım oldu ve özlenen ‘ruh’ geri geldi. Bakalım bu iyi gidişat sürekli olacak mı? Unutmadan yeni gelecek santrfor dün mükemmel ve beceri dolu goller atan Valencia’yı keser mi? Ne dersiniz?
‘’Zorlanır ama kazanır‘’
Kadıköy’de sessizliğe alışmış Fenerbahçe, yeni bir heyecanla Süper Lig’de bu sezon ilk defa seyircisi önüne çıkacak. Geçmiş maçların aksine tribün kalabalıklığı, takım üzerinde hem olumlu, hem de olumsuz etkiler yaratabilir. Sezon başında bu kadrodan ‘2 takım çıkar’ diyenler olsa da Pereira beklenmedik sakatlıklardan dolayı şimdi ilk 11 bulmada zorlanıyor. Son Helsinki maçında İrfan Can ve Novak’ın sakatlanmaları Portekizli hocayı daha da sıkıntıya soktu. Bir dolu eksiğe rağmen Antalyaspor maçında da Pereira sistemde değil, ilk 11’de değişiklikler yapar.
Kim 11’de olabilir
Yeni transfer Kim’i bu iç saha maçında geri 3’lünün ortasına atabilir. Rakibin defansif oynayacağı bilindiğinden Serdar Aziz, kulübede bekleyebilir. Orta dörtlünün sağında Osayi solunda ise bu defa Ferdi maça ilk 11’de başlar. Gustavo, Zajc ve Mesut Özil ‘banko’ dersek, Sosa’ya kulübe gözükebilir. Valencia’nın ilk 11’e dönecek olması, Pereira’nın yüzünü güldürür. Adam eksilten, pres yapan, şut atabilen Valencia, santraforsuz takımın yine en büyük gol ümidi olacak.
Mesut, Valencia, Ferdi...
Antalyaspor’un Kadıköy’de defansif bir oyun planıyla sahaya geleceği gerçek. Bu bakımdan 90 dakika topa sahip olan ve oyunu rakip alana yığan bir Fenerbahçe izleriz diyorum. Tabii ki bu arada duran toplar ve bu topların ustaları (Mesut ve Gustavo) ile de rakibin duvarı yıkılabilir. Maçın kilit oyuncuları ise bana göre Mesut Özil, Valencia ve Ferdi Kadıoğlu olur. Fenerbahçe maçı çabuk koparırsa genç Muhammed bu defa Kadıköy’de lig maçında da sahne alır. Kısacası Fenerbahçe zorlansa da kazanır..
‘’Zoru başardılar‘’
Sakatlıklar çoğalınca, Pereira sistemini değil 11’ni değiştirmişti. 3’lü defansa Serdar Aziz dahil olunca, Novak orta 4’lünün soluna geçmiş, Sosa da formayı kapmıştı. Kapmış ama eski Sosa değildi. Kadroya bakınca Fenerbahçe’nin nasıl gol atacağını merak etmeyen yoktu sanırım.Düşünün Avrupa arenasına çıkıyorsunuz ve forvetiniz, santraforunuz yok. Sistem Osayi Samuel’in de aklını karıştırıyor. Ofans mı, defans mı, tereddüt yaşıyor. Maç mı?Helsinki, topu Fenerbahçe’ye verdi. İlk 45 dakikada Fenerbahçe sürekli topa sahip oldu.Dar alanda kısa paslaşmalar ile rakip defans arasında gedik aradı durdu.
Oyunu tamamen kendi alanında kabul eden Helsinki, ani atak geliştirme becerisine de sahip değildi. Altay’ı hiç rahatsız etmediler. Fenerbahçe golü genelde duran toplardan ve uzaktan kaleye atılan şutlardan aradı. Nitekim de gol öyle geldi.Çünkü rakip kale sahası içine yapılan ortalar santraforsuzluk yüzünden hiç etki yaratmadı. İrfanCan ve Mesut Özil’in şahsi becerileri gol için bir başka umuttu. Ama onlar da vasatın üzerine çıkamadılar.
Devre golsüz kapanmasına rağmen Pereira’nın maça etki yapacak kulübede fazlaca oyuncusu yoktu. İrfanCan’ın ikinci yarı başında sakatlanması bir başka şansızlıktı. Önce mecburi değişiklik geldi.
İrfan yerini Ferdi’ye bıraktı. Son yarım saatte Pereira’dan sürpriz hamleler geldi. Etkili olamayan Mesut Özil ve Osayi‘yi dışarı alıp,Nazım ve genç Muhammed Gümüşkaya’yı oyuna dahil etti. Genç Muhammed girer girmez de bir dolu vuruş ustasına rağmen müthiş bir füzeyle golünü attı.Hem de ne gol. Bu gol takımı havaya soktu. Ardından Novak sakatlandı, kulübedeki diğer genç 16 yaşındaki Arda Güler maça dahil oldu.
Genç Ferdi, Muhammed ve Arda maça bütün hırslarıyla asıldılar. Adeta takıma sahada, 'Gençlik aşısı' yaptılar. Kulübede maç içinde yedeği bile kalmayan Fenerbahçe dün zoru başararak, rövanş için avantaj yakaladı. Rövanş mı? Sarı-Lacivertliler bu takımı rahat geçer.Neden mi? Fenerbahçe hem Helsinki’den kaliteli ve tecrübeli hem de rövanşı Fransız hakem Bastien yönetmeyecek.
‘’Süper açılış‘’
Fenerbahçe için ligin açılış maçı çok önemliydi. Rakip, yıldızlarla takviye edilmiş AdanaDemirspor’du. Pereira, 3-4-3 düzeniyle hazırlık maçlarındaki bilinen 11’ni de mecburi 2 değişikle sahaya sürmüştü. Pelkas, Valencia yok, İrfanCan ve Samatta vardı. Fenerbahçe önde baskıyla maça başladı. Rakip zorlanıyor, sadece Fenerbahçe’nin topla çıkarken hata yapmasını bekliyordu. Osayi’nin ve Ferdi’nin defansif oyuna fazlaca katkı yapmayışı Akintola ile Balotelli’ye pozisyonlar bulduruyordu. Szalai, Gustavo’nun direnci, İrfanCan Kahveci ve Mesut Özil’in futbol zekaları ve mükemmel pas oyunlarını sahaya yansıtmasıyla Fenerbahçe maça ağırlığını koydu.
Devre golsüz bitince Pereira, etkisiz Samatta’yı SerdarDursun’la, defansa ekstra tedbir olarak da Ferdi’yi Serdar Aziz’le değiştirdi. Santra ile birlikte gelen Mesut Özil golüyle de Fenerbahçe, “Bu maç benim” diyordu. Altay, Szalai defansın olmazsa olmazları. İrfanCan Kahveci’den vazgeçmek zor. Mesut Özil fark yaratmaya başladı. Geniş kadro büyük avantaj. İyi bir santrforla Pereira bu takımı hep zirvede tutar. Kısaca Fenerbahçe’den süper bir açılış izledik. Camia ise süper kapanış bekliyor.
Gecenin sorusu
Ali Koç ve yönetimi 4’ncü sezona başlarken neden bu takıma bir santrfor almaz, ya da alamaz?
Maçın starı
Kritik topları kesiyor, geriden oyunu başlatıyor. Defansın bel kemiği. Fazla söze gerek yok. Tek kelimeyle Attia Szalai.
Maçın olayı
Geçen sezon hamle oyuncuları olan ve daha çok kulübede kalanlar (Tisserand, Novak, Osayi, Ferdi, Zajc) bu sezon Pereira’nın ilk 11 gözdeleri oldu.
Kısa mesaj
Kim ne derse desin, Fenerbahçe’nin sahadaki mücadelesi, hırsı ve isteği, şimdiden geçen sezona fark atacak gibi gözüküyor.
‘’Fenerbahçe kabuk değiştiriyor‘’
Fenerbahçe yeni sezona yepyeni ümitler ve yeni heyecanlar ile girmeye hazırlanıyor. Yaklaşık 8 senedir şampiyonluk özlemi çeken camia, bu sezon sonu hasret bitsin istiyor. Ali Koç başkanlığındaki yönetim ise bu defa radikal kararlar alarak sezona başladı. Öncelikle ‘Samandıra ruhu’ diyen başkan, takımda artık tek ‘çatlak ses’ istemiyor.
Pereira’ya büyük yetki
Fenerbahçe’de ilk olarak ‘ağbi’ muhabbeti sonlandırıldı. Emre Belözoğlu ile yollar ayrılırken, çok eleştirilen arkasındaki kalabalık da temizlendi. Sportif direktörlük şimdilik rafa kaldırıldı. Teknik direktör Vitor Pereira’ya büyük yetki verildi. Takımın yeniden yapılanması, gidecek ve alınacak oyuncuların seçimi hocaya bırakıldı. Caner Erkin’in gönderilmesi ve Güney Koreli Min-Jae Kim’in transferleri buna en son örnekler.
Forma hak edenin
Pereira takımın sistemini de değiştirdi. Alışılmışın dışında 3’lü savunmaya geçildi. Formanın torpille, isimle değil hakedenin giyilebileceği mesajı verildi. Geçen sezonlarda olduğu gibi yöneticilerin her fırsatta Samandıra’nın yolunu tutması zorlaştı. Görüldüğü ve anlaşılacağı gibi Fenerbahçe yeni sezon öncesi adeta kabuk değiştiriyor. Bu değişim skor ve sonuç olarak oyun alanına olumlu yansırsa problem yok. Aksi mi? Onu şimdilik hiç bir Fenerbahçeli düşünmek bile istemiyor...
‘’Tünelin sonu aydınlık‘’
Fenerbahçe’nin bugüne kadar oynadığı hazırlık maçları gösteri havasında geçtiğinden pek ciddiye alınmadı. İyi bir futbol markası olduğundan Dinamo Kiev maçı şüphesiz lig öncesinin en ciddi sınavı idi. Pereira takımını 3-4- 2-1 düzeninde oynatıyor. Kafasındaki ilk 11 şekillenmiş gibi. Bu sene oynamaz denilenler (Zajc, Tisserand, Osayi, Ferdi, Novak) hocanın ilk planda düşündükleri olmuş. Zajc dışında diğerleri ilk 11’i zorlar mı, tartışılır. Fenerbahçe maça önde baskı yaparak başladı. Ancak sonuç alamayınca ve kaptırılan toplar geri dönüşlerde sıkıntı yaratıyor. Takım 3’lü defansa alışamamış. Dinamo Kiev’in her atağı defansın aklını karıştırdı. Yerleşim hataları rakibe hep avantaj oldu.
Mesut'un kesmeleri etkili
İlk yarıda rakibin golü de bir yerleşim hatası sonucu geldi. Bilinen gerçek; takımın hâlâ santraforu yok. Valencia en büyük umut. O da ilk 45 dakikada iki net pozisyonu harcayınca golü bulmak zorlaştı. Caner gidince duran topları Mesut Özil kullanıyor. Mesut’un topları, kesmeleri etkili ama, santrafor nerede? Devreyi yenik kapatan Fenerbahçe'de Pereira ikinci yarıya da aynı 11'le devam ederken, mesajını da veriyordu: Takımın iskeleti oluşuyor
Kalite öne çıktı
İkinci bölümde Mesut Özil’in yavaş yavaş kendini göstermeye başlamasıyla Fenerbahçe oyunda da etkili olmaya başladı. Mesut-Pelkas işbirliği ile gelen golde kalite öne çıkıyordu. Son bölümde Pereira kulübedeki oyuncuları sahaya sürdü, iyi futbol fazlaca ön plana çıkmadı. Sonuç mu? Pereira kafasındaki takımı da planı da aşağı yukarı belirlemiş. Sıkıntılar giderilir, takviyeler çabuk yapılırsa (Önce santrafor) tünelin sonu aydınlık.
‘’Gidenler değil gidecekler önemli‘’
Pereira’nın ilk raporu sonrasında Fenerbahçe’den 4 oyuncu yeni sezonda takımda olmayacak. Kim bunlar? Thiam, Sadık Çiftpınar, Kemal Ademi ve Oğuz Kağan Güçtekin. Sürpriz mi? Değil. Ancak bu karar Fenerbahçe’nin kadro sorununu ve yeniden yapılanmasını çözmüyor. Çünkü gidenler değil, gidecek olanlar önemli. Bu liste bir hayli kalabalık.
Randıman alınamadı
Tisserand, Lemos, Zanka, Zajc, Dirar, Perotti ve Samatta ‘gidiyoruz’ deseler ‘dur’ diyen çıkmaz. Samatta’nın durumu daha da ilginç. Samatta satın alma opsiyonlu kiralandığı için kulübüne de 6 milyon Euro ödenerek bonservisi alındı. Fenerbahçe imza attırdığından bugüne kadar bu oyunculardan büyük bir randıman alamadı. Alamadığı gibi bu oyuncuların kulübe maddi olarak büyük yükü de var. Fenerbahçe Yönetimi, sözleşmeleri olan bu yabancıları bedavaya göndermek istemiyor. Gönderse bile futbolcular gitmek istemez.
Hareket kabiliyeti kısıtlı
Çünkü Fenerbahçe ile olan kontratları çok sağlam. Oynamasalar bile garanti paraları var. Ayrıca Fenerbahçe elindeki yabancıları çıkarmadan, kadroya yenilerini alamıyor. Bu da büyük sıkıntı. Teknik direktör Pereira oyuncu istiyor, yönetimin hareket kabiliyeti kısıtlı. Başkan Ali Koç umut dolu mesajlar dağıtıyor, yüzü hep gülüyor ama içinden neler geçiriyor Allah bilir. Kısacası Fenerbahçe için gidenler değil, yeni gidecekler çok daha önemli..