Partner firmalarla birlikte basketbol sevgisini daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedeflediklerini söyleyen Anadolu Efes Spor Kulübü Genel Direktörü Alper Yılmaz, bu amaçla dijital bilet hizmeti sunmak için Mobilet ile anlaşma yaptıklarını belirtti.

Partner firmalarla birlikte basketbol sevgisini daha geniş kitlelere ulaştırmayı amaçlayan Anadolu Efes Spor Kulübü, yeni iş birliklerine devam ediyor. Kulüp son olarak dijital bilet hizmet konusunda Mobilet ile anlaşma yaptı. Basketbolseverler, bu anlaşma sayesinde maç biletlerini ya da kombinelerini Mobilet üzerinden alarak dijital bilet hizmetinden yararlanabilecek. Partnerlik anlaşmasının, Türk basketboluna katkı yapacağına inandıklarını söyleyen Anadolu Efes Spor Kulübü Genel Direktörü Alper Yılmaz, dijital bilet hizmetini Mobilet ile yaptıkları anlaşma sayesinde geliştirerek devam ettireceklerini vurguladı.

Dijital bilet

Alper Yılmaz, şöyle devam etti: “Anadolu Efes Spor Kulübü olarak Mobilet ile partnerlik anlaşması yapmaktan dolayı mutluyuz. Basketbolseverlere, dijital bilet hizmeti sunuyoruz. Maç biletlerini ya da kombinelerini internet üzerinden satın alan basketbolseverler, biletlerini akıllı telefonlarına indirerek salonumuza hızlı ve kolay bir şekilde giriş yapabiliyorlar. Bu yöntem sayesinde kâğıt tüketimi konusunda önemli bir tasarruf sağlanmış da oluyor. Dijital bilet sistemi aynı zamanda kâğıt atıklarının oluşmasını da ortadan kaldırıyor.”

Bu yıl başlayacak

Mobilet ile daha fazla sporseverin Anadolu Efes maçlarını yerinde takip etmesine ve basketbol sevgisinin daha geniş kitlelere ulaşmasında önemli bir etken olacağını ifade eden Yılmaz, şunları söyledi: “Maç biletlerimize ve kombinelerimize Mobilet sayesinde çok kısa sürede ve kolaylıkla ulaşılabilecek. Mobilet’te yeni sezon kombinelerimiz ve paket biletlerin satışı da 2019 yılı içerisinde başlayacak. Mobilet’ten biletlerini alacak olan basketbolseverler, Sinan Erdem Spor Salonu’ndaki maçlara akıllı telefonlarının ekranından bilet kare kodlarını göstererek giriş yapabilecek. Taraftarlar bu sayede salona giriş yaparken kâğıt bilet getirmek zorunda kalmayacak.”

‘Kolay bilet satın alma deneyimi’

Mobilet’in Genel Müdürü Karaoğlan Taşçı ise, bu iş birliğinden dolayı mutlu olduklarını söyledi. Taşçı, şöyle devam etti: “Türk Basketbolu’nun kilometre taşlarından biri olan Anadolu Efes Spor Kulübü ile çalışmaktan ve onların çözüm ortağı olmaktan dolayı gurur duyuyoruz. Bu güçlü iş birliği sayesinde, basketbol sevgisini daha geniş kitlelere yaymak mümkün olacak.” Karaoğlan Taşçı, dijital biletin faydalarını ise şöyle anlattı: “Gelişen dünyada bilet sektörü de değişiyor. Mobilet, websitesi ve mobil uygulamaları üzerinden güvenli ve kolay bilet satın alma deneyimi sunmasının yanı sıra, kullanıcılar Mobilet Cüzdan’larında bulunan karekodu okutarak kâğıt bilet bastırma sırası beklemeden maçlara hızlıca girebilecekler. Kâğıt tüketimi konusunda hem Mobilet’in, hem de Anadolu Efes’in hassasiyetiyle doğaya duyarlı bir taraftar ruhu yaratılacak. Basketbolseverler Mobilet websitesi ve uygulamalarının transfer özelliğini kullanarak, aldıkları biletleri başkalarına dijital olarak gönderebilecekler. Kullanıcılar ayrıca Mobilet’in sosyal rezervasyon özelliğiyle, kendileri için bilet alırken, sevdikleri için de yer ayırtabilecekler.”

‘Kulüpler, anlık takip edebilecekler’

Karaoğlan Taşçı, Mobilet’in; üyeler, etkinlik düzenleyenler ve sivil toplum kuruluşları arasında bir köprü görevi üstlendiği ‘Biletin Benden’ projesini ise şöyle anlattı: “Sivil toplum kuruluşlarıyla beraber çalıştığımız ‘Biletin Benden’ projesinde Mobilet olarak kendimizi bir köprü olarak konumlandırıyoruz. Anadolu Efes taraftarları da kültürel etkinliklere katılma imkânı olmayan bireylere, sivil toplum kuruluşlarına bilet transfer ederek bir kişinin hayatına dokunabilecekler.” Taşçı öte yandan Mobilet’in geliştirdiği bir diğer mobil uygulama ile ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Kulüpler, bilet raporlamalarını ve canlı bilet satış rakamlarını anlık olarak takip edebiliyorlar. Bu incelemeler, satış raporu beklenmeden cep telefonlarından bile yapılabiliyor.”

Yeni koleksiyonu dağcılar test etti

The North Face, yeni sezonda dağcıların başarılı olmalarına olanak sağlayacak teknolojilere odaklandı. Marka, dünyanın en zorlu zirvelerine tırmanan dağcıların, doğanın bütün zorlu şartlarına karşı korunmasını sağlayan bir seriye imza attı. Adını zirve tırmanışlarından alan Summit Series’i test etmek için dünyanın en iyi dağcıları dünyanın en uç noktasında, Antarktika’daki Queen Maud topraklarına gitti. Dağcılar bu bölgede acımasız fırtınalara, dondurucu soğuğa The North Face’in Summit Series ekipmanlarıyla karşı koydu.

Özel film: Antarktika

The North Face ayrıca, Summit Series’i Antarktika’nın zorlu şartları altında test eden 6 dağcının bu macerasını belgeselleştirdi. Antarktika filminde The North Face sporcuları, Antarktika’da Queen Maud’a doğru doğaya karşı mücadele gerektiren yolculuklarını, bu esnadaki keşiflerini ve dünyanın en uzak bölgesinde zirveye tırmanmanın zorluklarını manzaralar eşliğinde anlatıyor.

‘Eşsiz bir fitness deneyimi yaşatmak için çalışıyoruz’

Türkiye’nin 12 şehrinde, 200 binden fazla üyeye hizmet verdiklerini belirten Mars Sportif CEO’su Bahar Uçanlar, “Üyelerimize eşsiz bir fitness deneyimi yaşatmak için çalışıyoruz. Spor ve egzersizi hayatın ayrılmaz bir parçası yapmak için MACFit kültürü ve kalitesini, uygun fiyatlarla, farklı lokasyonlarda üyelerimizle buluşturmaya 2019 yılında da devam edeceğiz” dedi. Uçanlar, şunları söyledi: “Mars Sportif’in 85’inci kulübü İstanbul Bomonti’de hizmete girdi. 1.130 metrekarelik iki katlı bir alana kurulan ve ferah bir atmosferi olan MACFit Bomonti, hem tecrübeli hem de spora yeni başlamak isteyen üyelerine ayrıcalıklı bir fitness deneyimi yaşatacak.”

Mondelez International Türkiye Satış Distribütör Operasyonları Müdürü Tansel Tunca, 1999 yılından beri otomobil yarışçısı. Bu alanda 100’ün üzerinde kupası var. En önemli dereceleri 2003 Türkiye Rallikros Şampiyonluğu, 2013 Türkiye Tırmanma Şampiyonluğu, 2014 Türkiye Pist Şampiyonası ikinciliği. 2018 sezonunda da Türkiye Tırmanma Şampiyonası Kategori 4’ü ikincilik ile tamamlamış. Tansel Tunca, işinin hobisine, hobisinin de işine büyük katkısı olduğunu söylüyor. Satış işini yönetmenin en kritik yanının, çok riskli kararları çok soğukkanlı bir şekilde almak olduğunu, motor sporlarının odak noktasının da tam olarak bu olduğunu belirtiyor... Tunca, işiyle hobisinin benzerliğinin hem kendisini eğittiğini hem de hayatının her alanında doğru işleri doğru zamanda yapmasını sağladığını ifade ediyor.

100’ün üzerinde kupası var

Otomobillere olan ilgisinin çok küçük yaşlardan itibaren başladığını kaydeden Tunca, “O yaşlarda babamla beraber startını seyrettiğim Ankara’daki Hitit Rallisi’nde, kendimi o araçların içindeki pilot olarak hayal ettiğimi çok iyi hatırlıyorum” diyor ve şöyle devam ediyor: “Bu hayalime yıllar sonra kavuşmak benim için çok mutluluk ve gurur verici oldu. 1999 yılından bu yana otomobil yarışçısıyım. Ankara Otomobil Sporları Kulübü Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkan Yardımcılığı gibi yönetimsel açıdan da yarış camiasının içinde bulundum. Bugüne kadar kazandığım 100’ün üzerinde kupa var.”

‘Mondelez sporcuya değer veren bir şirket’

Tansel Tunca, yoğun iş hayatında bu hobisine nasıl zaman ayırabildiğini ise şöyle anlatıyor: “Öncelikle Mondelez International, spora ve sporcuya çok değer veren bir şirket. Çalışanların spor aktivitelerini destekliyor ve bunlara zaman ayırmasını teşvik ediyor. Ataşehir’deki ofisimizde çok kapsamlı bir spor salonumuz var ve çalışanlarımız arasında çok revaçta. Bir de şirket içinde RUNDELEZ adında bir koşu grubumuz var. Bu grup altında çeşitli etkinliklere katılan 100’ün üzerinde şirket çalışanı sporcumuz var. Ben aynı zamanda RUNDELEZ takımımızın da bir parçasıyım ve koşulara katılıyorum. Sporda başarılı olmak istiyorsanız bunun için ciddi bir zaman ayırmanız gerekiyor. Zaman yönetimi yapmak önemli bir kriter. Yarışlara hazırlandığım zaman tam konsantrasyon da çok önemli. Eğer şampiyonaya hazırlanıyorsam kendimi tam anlamıyla ona odaklayıp öyle disipline oluyorum.”

750 kişilik satış ekibini yönetiyor

İşinin hobisini, hobisinin de işini beslediğine inandığını söyleyen Tansel Tunca, şöyle devam ediyor: “Mondelez International, Türkiye’de sakız, şeker, çikolata ve bisküvi kategorilerinde First, Falım, Kent, Olips, Bonibon ve Jelibon gibi markalarla faaliyet gösteriyor. Görevim kapsamında Türkiye’nin her bölgesinde faaliyet gösteren yaklaşık 750 kişilik çok büyük bir satış ekibinin, 43 distribütörün ve 80 bin perakende noktasının Mondelez satış hedeflerine ve stratejilerine göre yönetilmesini sağlıyorum. İşim sürekli ve tam konsantrasyon gerektiriyor. Satış işini yönetmek demek, çok riskli kararları çok soğukkanlı bir şekilde almak ve uygulamak demektir. Motor Sporları da tam bu demek. Otomobilin içinde müthiş bir heyecan ve stresle, doğru yöne gitmek için gerekirse riskli kararlar almak ve bunu uygulamak gerekir. Bu benzerlik beni hem eğitiyor hem de hayatımın her alanında doğru işleri doğru zamanda yapmamı sağlıyor.”

‘Kendime çok güvendiğim için yoldan çıktım’

1999 yılında Ankara’da ilk katıldığı ralliyi hiç unutamadığını söyleyen Tansel Tunca, o günleri şöyle anlatıyor: “Yarışın henüz üçüncü virajıydı... Tecrübesiz olduğum ama aynı zamanda da kendime çok güvendiğim için yoldan çıktım ve yarışı tamamlayamadım. Bu da bana; tecrübe, iyi hazırlık ve çok çalışma olmadan başarıya ulaşılamayacağının iyi bir dersi oldu. 2000 yılında Ankara’da yapılan Hitit Rallisi de unutulmaz yarışlarımdan biriydi. Yarışta lastiğimiz patlamıştı. Araçtan indiğimizde krikonun da zeminden dolayı çalışmadığını gördük. Benim gibi sporcu kökenli Copilot için nispeten küçük bir araç olan Peugeot 205 GTI aracın arkasını kaldırdık ve lastik değişimini tamamladık. Bu, yarışta takım olmanın ve doğru insanları takıma seçmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladığım güzel bir anı olarak hep hafızamda kaldı.”

Hasbro ve Fenerbahçe’den iki yıllık iş birliği

Hasbro, Fenerbahçe ile önemli bir iş birliğine imza attı. İş birliği çerçevesinde Hasbro’nun sevilen markalarından My Little Pony ve Transformers’ın Fenerbahçe lisanslı ürünleri ‘Maceraya Takım Ruhuyla Ortak Ol’ sloganıyla tüm Fenerium mağazalarında satışa sunuldu. Fenerbahçe Spor Kulübü ile yaptıkları bu iş birliğinden dolayı büyük heyecan duyduklarını belirten Hasbro Türkiye Ülke Müdürü Aslı Çetkin, şunları söyledi: “Fenerbahçe gibi tüm dünyada tanınan, bilinen ve takip edilen bir spor kulübü ile arkadaşlığın değerinden bahseden My Little Pony ve takım ruhunun gücünden bahseden Transformers gibi üç büyük markayı bir araya getirmeyi başardık. Fenerbahçe’nin değerleriyle Hasbro’nun değerleri örtüşüyor. Fenerbahçe ile birlikte bir ilki başardık; Bumbleebee dünyada ilk kez bir takımın formasını giydirdik. İşbirliğimiz iki yıl boyunca devam edecek.”

Marka anlaşması

Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Sertaç Komsuoğlu ise konuyla ilgili olarak şöyle konuştu: “Fenerium dünyanın en büyük lisans şirketleriyle en çok marka anlaşması yapan spor kulübü markası. Fenerium’un bir özelliği de dünya çapındaki karakterleri Fenerbahçeli yapıyor olması. Transformers ve My Little Pony karakterleri Fenerbahçe forması giymiş halde satışa sunuluyor. Bu, dünyada ilk kez başarılan bir uygulama ve bunu da ilklerin kulübü Fenerbahçe başarıyor.”

Otizme destek için koştular

Macera Akademisi/MCRRacesetter tarafından adidas ana sponsorluğunda düzenlenen adidas Geyik Koşuları 1321 kayıtlı koşucuyla tamamlandı. İstanbul’un Sarıyer ilçesinde Belgrad Ormanları Tabiat parkı içinde kendine özgü patika rotaları takip eden adidas Geyik Koşuları 2018 yılında 4 ayrı mevsimde yapılan bir koşu serisi. Sekiz yılda koşucu sayısı 10 kat artarken, 9 Aralık’ta yapılan 23. yarış, 1323 kayıtlı koşucuya ulaştı. 2018 yılında yapılan 4 yarışa ise toplam 4 bin 526 kişi katıldı. Kayıtlı koşan tüm koşucular, ödedikleri ücretin bir kısmı ile Tohum Otizm Vakfı’na da kaynak sağladılar.

AVM’lerdeki spor markalarının sayısının arttığını söyleyen Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) Başkanı Hulusi Belgü, “Sektöre yeni giren markalarla birlikte mağazalardaki çeşitlilik de artış gösteriyor” dedi.

Alışveriş merkezlerinde spor etkinliklerine de yer verildiğini belirten Belgü, “Birçok hazır giyim markasının da artık spor giyim koleksiyonu bulunuyor” diye konuştu.

AVM’ler açısından 2018’in büyümenin devam ettiği bir yıl olduğunu ifade eden Belgü, şu bilgileri verdi: “2018 yılında şu ana kadar açılan 10 yeni AVM’miz var. Türkiye’nin 81 ilinin 63’ünde alışveriş merkezi var. Ciro olarak baktığımızda da sektörümüzün 2018 yılını yaklaşık 130 milyar TL’lik bir ciro ile kapatacağını öngörüyoruz. ”

‘Temalar öne çıkacak’

AVM yatırımlarında belli bölgelerde doygunluğa ulaşıldığını ifade eden Belgü, “Fakat hala potansiyel taşıyan şehir ve bölgeler var” dedi.

Belgü şöyle devam etti: “Biz AVM’lerimizi sadece alışveriş yapılan yerler olarak düşünmekten çoktan vazgeçtik. AVM’lerimizin toplumsal ve sosyal faydaları çok daha fazla öne çıkmış durumda. İlk yapılan ve mimari açıdan ihtiyaca yeteri kadar cevap veremeyen AVM’lerimiz kendilerini yenilemeye devam edecek. Konsept ve temalar daha çok ön plana çıkacaktır.”

‘Alışveriş merkezi sayısı ise 412 ’ye ulaştı’

AVM Perakende Ciro Endeksi’nin her ay bir önceki yıla oranla artış göstermeye devam ettiğini söyleyen Hulusi Belgü, “En son açıklanan araştırmaya göre, ekim ayı ciro endeksi bir önceki yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında yüzde 16.9 artış gösterdi. Bu sektörümüz için son derece memnuniyet verici” dedi.

Belgü, “Bayram alışverişleri ve okulların açılışı ile birlikte ağustos ve eylül ayları oldukça hareketli geçti. Kasım ayında enflasyonun düşmesi ile perakendecilerin derin bir nefes aldıklarını düşünüyoruz. Şu anda sektörde toplam AVM sayısı ise 412’ye ulaştı” diye konuştu.

‘2019 ciro hedefimiz 160 milyar TL’

2019 yılında ortalama 8-10 yeni AVM’nin açılacağını öngördüklerini kaydeden Hulusi Belgü, “Öte yandan AVM’lerde gerçekleşen perakende ciroları açısından büyüme sürüyor. 2018 yılını yaklaşık 130 milyar TL’lik bir ciro ile kapatacağız. 2019 yılı için ise öngörümüz 160 milyar TL” dedi.

2018 yılını büyüme ile sürdürdüklerini anlatan Belgü, “Alışveriş merkezlerinde ziyaretçi sayısı ise özel günlere göre değişkenlik gösteriyor. Örneğin bayramlarda, okulların açılma döneminde ziyaretçi sayısı daha yüksek oluyor” diye konuştu.

‘İnovasyonun gücünü kullanıyoruz’

Tasarımcılar, Nike’ın Spor Araştırma Laboratuvarı’nda dünyadaki en iyi sporcuların çalışmalarından elde edilen yıllık vücut hareketi ve haritalama analizini kullanarak yeni bir örgü metodu geliştirdi. Nike, yeni Tech Pack koleksiyonununda bu metodla dokuma performansını artıran malzemeleri bir araya getirdi. Bu sayede koleksiyonu bir dizi hava ve egzersiz için alan sağlayan çok yönlü bir tasarıma sahip oldu.

‘Güçlü vizyon’

Nike’ın Giyim Tasarımı Başkan Yardımcısı Kurt Parker, yeni koleksiyonla ilgili olarak şunları söyledi: “Nike giysileri için güçlü bir vizyonumuz var: İnovasyonun gücünü kullanarak hem sporcuları daha iyi hale getirmek hem de performans ve tasarımda sınırları zorlamalarını sağlıyoruz. Modern üretim teknolojileri ve yeni malzemeler ile geleceğe doğru ilerliyoruz.”

‘Türk sporuna desteğe devam ediyoruz’

Fenerbahçe Kadın Voleybol Takımı’nın da ana sponsoru olan OPET Genel Müdürü Cüneyt Ağca, Türk sporunu desteklemeye devam ettiklerini söyleyerek, “OPET olarak istasyonlarımızda sunduğumuz yüksek kaliteli ürün ve hizmetlerin yanı sıra bu ülkenin değerlerine katkıda bulunmayı hedefleyen bir şirketiz. Bu hedefle Türk sporuna hizmet etmek, takımlarımızın başarılarına ortak olmak bize gurur ve mutluluk veriyor” dedi.

Türk voleybolunun Türkiye’de ve dünyada önemli başarılara imza attığını belirten Ağca, “Bu anlaşmayla ana sponsorluğunu üstlendiğimiz ve dünya şampiyonluğu kazanmış, Türkiye’yi Avrupa kupalarında temsil etmiş bir takımın formasında OPET logosunu görmek bize gurur veriyor” diye konuştu.

Uluslararası başarı

Ağca, şöyle devam etti: “Türkiye genelindeki tüm istasyonlarımızda akaryakıt satış görevlisi olarak kadın istihdamını destekleyen ‘Kadın Gücü’ projemizle, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının hayatın her alanında varlık göstermesine yönelik çalışmalarımıza şevkle devam ediyoruz. OPET markasının sahiplendiği ve desteklediği bir alan olan spor ise hepimizi ortak bir coşkuda buluşturuyor. Türk sporunun gelişimi ve uluslararası başarılarının artması için spora olan desteğimizi sürdüreceğiz.”

Enerji sponsoru

Uzun yıllardır A Milli Futbol Takımı’nın ve geçtiğimiz yıldan bu yana da A Milli Basketbol takımının enerji sponsorluğunu yürüten OPET, geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiği A Milli Kadın Voleybol Takımı sponsorluğuyla Türk voleyboluna katkı sağlıyor.

OPET, Fenerbahçe Kadın Voleybol Takımı ile imzaladığı ana sponsorluk anlaşması kapsamında desteğini 2018-2019 sezonu boyunca sürdürecek.

Tribün söyleşilerinin ilki... Galatasaray-Çaykur Rizespor maçı... Türk Telekom Arena neredeyse dolu. Konuğumuz gayrimenkul sektörünün önde gelen markalarından ve Galasatasaray’ın sponsoru olan Nef’in Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur... Tutkulu bir taraftar aynı zamanda... Hava soğuk... Sarı-Kırmızı atkısını takmış. Maç boyunca hiç oturmuyor. “Kusura bakmayın, oturarak maç seyredemem ben” diyor heyecanla. Kuzey tribününün tezahüratları eşliğinde ayakta yapıyoruz söyleşiyi...

�Nef’’in sporla ilişkisi ne zaman başladı?

“İlk spor sponsorluğumuzu 2016 yılında Galatasaray ile gerçekleştirdik. Galatasaray’ın ana sponsoruyuz. Bundan yaklaşık bir yıl sonra da 2017 yılında dünyanın en fazla taraftar sayısına sahip spor kulüplerinden FC Barcelona’nın resmi sponsoru olduk. Bu anlaşma sadece Nef için değil aynı zamanda Türkiye ekonomisi için de ayrı bir öneme sahip. Nitekim bu anlaşmayla FC Barcelona dünyada ilk kez bir gayrimenkul şirketiyle böylesine bir iş birliğine gitti. Bunun için de son derece gururluyuz. Son olarak bu yıl 23 Nisan tarihinde çok anlamlı bir sponsorluğa daha imza attık. Osmaniye’nin Karaçay Mahallesi’ndeki 8 gencin madde bağımlılığıyla mücadele etmek ve bölgedeki çocuklara umut olmak için kurduğu Karaçay Gençlik Spor kulübünün resmi sponsoru olduk”

�Neden futbol?

“Bugün sadece Türkiye’de değil, dünyanın hemen hemen her coğrafyasında spor artık dünyanın en etkili iletişim mecralarından birisi haline gelmiş durumda. Türkiye özelinde baktığımızda ise ‘spor’ ve ‘futbol’ arasında asla gevşemeyen çok güçlü bir bağ var. Bizim gibi sporun birleştirici ve eğitici gücünü öne çıkarmak isteyen şirketler için de futbolun çok doğru adres olduğunu düşünüyorum”

�Galatasaray taraftarı olmanız kulübe sponsor olmanızda etkili oldu mu?

“Biz Nef olarak, gayrimenkul sektöründe uluslararası marka haline gelmek ve sektörde farklılık yaratmak için yola çıktık. Bu yoldan sapmadan da rotamızı takip ediyoruz. Nef’in gelecek vizyonunun yanı sıra toplumsal fayda misyonumuzu da göz önüne aldığımızda; Galatasaray gibi uluslararası arenada başarısını kanıtlamış, Türkiye’nin lider futbol takımlarından birisiyle iş birliğine gitmenin tüm bu hedeflere ulaşma konusunda en etkili yol olduğu fikrine vardık”

■ Sizin için Barcelona sponsorluğunun değeri ne?

“Barcelona dünyada ilk kez bir gayrimenkul şirketiyle böylesine bir iş birliğine gitti. Tabii bizim özellikle dünyadaki marka bilinirliğimiz konusunda Barcelona’nın ciddi bir katkısı oldu. Bugün sadece sosyal medya hesaplarına baktığınızda, Barcelona’nın 200 milyona yakın bir takipçisi olduğunu görüyoruz. Bugün Türkiye’nin nüfusu 81 milyon. Barcelona’nın sadece Facebook’taki takipçi sayısı 100 milyonun üzerinde. Ama bizim için Barcelona sponsorluğunun değeri bu rakamların gösterdiğinden çok daha farklı. Barcelona’nın mottosu var ya ‘Bir kulüpten fazlası’ diye... Bizimki de bir sponsorluktan fazlası... Öncelikle etik değerlerin buluşması... Dünya genelinde hedeflediğimiz toplumsal faydayı yaratabilmek için seçtiğimiz bir iş ortağı”

■ Nef olarak spor yatırımlarına ne kadarlık bir bütçe ayırıyorsunuz?

Yıllık pazarlama bütçemizin üçte biri diyebiliriz.

■ Spor yatırımlarınızın marka bilinirliğinize etkisi ne oldu?

“Her sene düzenli olarak araştırmalar yaptırıyoruz. Bu araştırmaların sonucunda Galatasaray ve FC Barcelona sponsorluklarımızın da katkısı ile marka bilinirliği ve marka algısında ciddi anlamda artış görüyoruz. Biz zaten hayata geçirdiğimiz projeler ve sektöre getirdiğimiz teknolojik ve inovatif bakış açısıyla toplumda ciddi bir itibar elde ettiğimizi düşünüyoruz. Yaptığımız her iletişim faaliyetinin markamıza ve tüketici nezdinde marka algısına etkisi çok büyük”

■ Nef’in yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da projeleri var. Hangi ülkelerde yatırım planlıyorsunuz?

“Biz önümüzdeki 5 yıl içinde Amerika ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın önde gelen 10 metropolünde Nef markalı projeler geliştirmeyi hedefliyoruz. Yurtdışı yatırımlarımız için Nef Global’in kuruluşunun üçüncü ayında 62 farklı iş birliği teklifi aldık. Nef ismini koyarken global bir marka olmayı düşünerek her dilde kolay telaffuz edilecek bir isim seçtik. Amacımız bu sektörün uluslararası bir markası yok, biz buna talip olabilir miyiz idi. Bürokratik süreçlerin uzunluğu ve zorluğu nedeniyle yurtdışında tek başına proje geliştirebilmek zor, bunu biliyorduk. Ama biz bir ilki gerçekleştirelim istedik. Ocak ayında Nef Global’i kurduğumuzda 3 kişilik kadromuz yurtdışında 62 ayrı firma ile masaya oturdu. Şu anda bu rakam 200’ün üzerinde. Hedefimiz 2023’te 10 ayrı metropolde olmak”

■ Türkiye'deki spor ekonomisinin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz

“Spor ekonomisi bugün Türkiye’de en fazla büyüyen alanların başında geliyor. Gelirler bazında baktığımızda, son beş yılda yüzde 500’e varan bir artıştan söz etmek mümkün. 2018/2019 sezonunda Spor Toto Süper Lig’de bulunan 18 takım, toplamda 258 adet sponsorluk anlaşması gerçekleştirmiş, sponsorluklar 190 farklı marka ile imzalanmış. Geçtiğimiz seneye göre toplam sponsorluk sayısı yüzde 1.5 azalırken, sponsor olan marka sayısı yüzde 2.1 oranında artmış. Günümüzde futbol, yılda 55 milyar doları aşan pazar büyüklüğü ile küresel spor endüstrisinin en büyük aktörü. Avrupa’ya dönersek bugün 32 kulübün yer aldığı UEFA Şampiyonlar Ligi’nin yaklaşık 14 milyar euro piyasa değeri var. Şöyle: Barcelona - 1 milyar 140 milyon euro, Manchester City - 1 milyar 60 milyon Euro, Real Madrid - 969 milyon Euro... Türk takımlarına baktığımızda ise; Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin toplam piyasa değerleri yaklaşık 270 milyon Euro seviyesinde. Markalarımızın dünyada da Şampiyonlar Ligi, UEFA gibi platformlarda sesini duyurduğunu düşünürsek bizim bu pastadan aldığımız pay hâlâ çok ufak”

Yurtdışında Almanya, İsviçre, İngiltere ve İspanya gibi ülkelerden sponsorluk teklifleri geldiğini söyleyen Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, “Avrupa’nın dev liglerinden oldukça yoğun sponsorluk teklifleri alıyoruz. Son sponsorluk teklifimiz de İsviçre’nin FC Sion takımından geldi” dedi.

Sahibi oldukları 3 markayla dünyanın birçok ülkesinde farklı spor dallarındaki sporculara destek olduklarını belirten Orakçıoğlu, şöyle devam etti: “Spora ve sporcuya destek vermeyi seviyoruz. Bunun yanı sıra, yeni girdiğimiz pazarlarda bize büyük bir marka bilinirliği sağlıyor. Azerbaycan ve Makedonya’da tıpkı Türkiye’de olduğu gibi Milli Takımlara sponsorluk yapıyoruz. Daha öncesinde Deportivo Alaves, Spartak Moskova gibi büyük takımlar ile sponsorluk anlaşmalarımız oldu. Hali hazırda İtalya’da büyümeye devam ederken İtalyan bir ralli takımına da destek veriyoruz. Bu gibi destekler bizim için pazar liderliğine oynadığımız yerlerde itici bir güç de oluyor.”

‘Karşılıklı sinerji’

Yurtiçinde ve yurtdışında büyük sponsorluk anlaşmalarına imza atmaya devam edeceklerini anlatan Orakçıoğlu, “Yurtiçindeki kulüplerin farklı spor dallarındaki yurtdışı başarıları, ülke imajımıza da olumlu katkı sağlıyor. Bizlerin de spora vereceği destek ile yaratılan sinerjinin karşılıklı fayda sağlayacağını düşünüyorum. Şahsen ben, moral ve enerjinin artırılması adına verilecek desteğin çok önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

‘Sponsorlukla adımızı dünyaya duyuruyoruz’

Yaptıkları sponsorluklarla adlarını tüm dünyaya duyurduklarını söyleyen Süleyman Orakçıoğlu, şu bilgileri verdi: “Geçtiğimiz yıl milli gururumuz A Milli Futbol Takımımız ile 5 yıllık bir sponsorluk anlaşması imzaladık. Ardından bu yıl Türkiye’nin şampiyon kulüplerine sponsor olduk. Ve dünyada birçok dalda spora ve sporcuya olan desteğimizi sürdürdük. Şu anda 60 yıllık lig tarihinin şampiyonu olmuş 5 takımdan 3’ünü biz giydiriyoruz. Türkiye’nin en köklü ve en büyük spor kulüplerinden biri olan Fenerbahçe Spor Kulübü ile 3 yıllık bir sponsorluk anlaşması imzalayarak hem futbol, hem basketbol hem de voleybol takımlarına sponsor olduk. Bunun yanı sıra Trabzonspor’a, Bursaspor’a, Ankaragücü’ne, Darüşşafaka Basketbol Kulübü’ne, yurtdışında Azerbaycan Milli Takımı’na sponsor olduk. Yurtdışında İtalya’daki ralli takımımızın yanı sıra, Makedonya Milli Takımı sponsorluğumuz da devam ediyor.”

Sarı-Lacivertliler’in kıyafeti Damat’tan

Damat’ın destek verdiği kulüplerden birisi de Fenerbahçe... Bir süre önce Azerbaycan Milli Takımı ve Bursaspor ile masaya oturarak sponsorluk anlaşması imzalayan Orka Holding, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün futbol takımlarının, kadın ve erkek basketbol ve voleybol takımlarının ve teknik heyetin de kıyafet sponsoru.

Sporun ve sporcunun yanında olmaktan her zaman gurur duyduklarını belirten Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, şunları söyledi: “Fenerbahçe Spor Kulübü, Türkiye’nin en köklü ve en büyük kulüplerinden biri. Şirket olarak global arenada gösterdiğimiz başarıları, global arenada kendine yer edinmiş bir kulübe destek olarak taçlandırmanın gururunu yaşıyoruz. Bu kulübe destek olmaktan bir Fenerbahçeli olarak ayrıca büyük mutluluk duyuyorum.”

‘Yıl sonunda 430 mağazaya ulaşacağız’

Bu yıl yurt dışında 40 mağaza açmayı planladıklarını hatırlatan Süleyman Orakçıoğlu, “30 mağazanın açılışını gerçekleştirdik. Geriye kalan 10 mağazayı yıl sonuna kadar açacağız. Yılsonunda 430 mağazaya ulaşacağız” dedi. Yurt dışında yıl sonuna kadar mağaza sayılarının 200 olacağını kaydeden Orakçıoğlu, şöyle konuştu: “2019 yılında yurt içi ve yurt dışı mağaza sayılarını eşitleyeceğiz. 2023 yılında ise yurt dışı mağazalarının sayısının yurt içinden daha yüksek olmasını, yurt içinde 400 ve yurt dışında 800 mağaza ile toplamda bin 200 mağazaya sahip olmayı hedefliyoruz.”

Beşiktaş’ın Fulya’daki AVM’sine CarrefourSA ismi verildi

CarrefourSA, BJK Fulya Süleyman Seba Kompleksi’nde yer alan CarrefourSA AVM’de yeni hipermarketini hizmete açtı.

CarrefourSA’nın yeni yatırımı Fulya Hiper’de, mahalle esnafı kültürü günümüze entegre edilmiş. 4 bin 200 metrekare satış alanına sahip yeni markette Fulya Balık Çarşısı, Fulya Semt Kasabı, Müdavim Şarküteri, Ünlü Mamuller, Mezeci, Sushi Mushi, Vitamin Ağacı, Fulya Home, Oyuncak Dükkanı gibi farklı reyonlar bulunuyor.

Köseoğlu: Yatırımlarımıza devam ediyoruz

Sabancı Holding Perakende Grup Başkanı ve CarrefourSA Yönetim Kurulu Başkanı Ata Köseoğlu, Fulya’daki yeni yatırımlarıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Sabancı Holding olarak CarrefourSA ile gıda perakendeciliğinde yenilikleri takip ederek müşterilerimizin ihtiyaçlarına göre hizmet anlayışımızı şekillendiriyoruz. Yeni Neslin Sabancısı vizyonuyla CarrefourSA adına daha etkin ve daha verimli bir şekilde hizmet sunmak için yeniliklerle dolu market yatırımlarımıza devam ediyoruz. Beşiktaş’ın kalbi Fulya’da, ülkemizin güzide spor kulüplerinden Beşiktaş Spor Kulübü’nün sahibi olduğu alışveriş merkezine yaptığımız 12.5 milyon TL yatırımla geniş ürün gamına ve farklı reyon anlayışına sahip bir hipermarket açmaktan mutluluk duyuyoruz. Hipermarketin yer aldığı alışveriş merkezine ise CarrefourSA isminin verilmesinden büyük bir onur duyuyoruz. CarrefourSA olarak Fulya’da ‘Mahalle Esnafı’ konseptiyle sımsıcak bir atmosfere sahip, hizmet anlayışı ve teknolojik uygulamalarıyla da adeta yeni nesil bir market kurarak müşterilerimize bambaşka bir alışveriş deneyimi sunuyoruz.”

Kartallıoğlu: Farklı reyon konsepti

CarrefourSA olarak 25’inci yıllarına yakışır bir hipermarket yatırımına imza atmanın haklı gururunu yaşadıklarını ifade eden CarrefourSA Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu da şunları söyledi: “Tüm hipermarket yatırımlarımızdaki hedefimiz, müşterilerimize çeşidi bol ve kaliteli ürünleri uygun fiyat politikasıyla sunarken geniş ve rahat alanlarda bambaşka bir alışveriş deneyimi yaşatmak oldu. Fulya Hiper ile bu hedefi bir üst seviyeye taşıyoruz. Fulya’ya toplam 4 bin 200 metrekare satış alanı ve 2 bin 500 kişilik alışveriş kapasitesiyle rengârenk bir hipermarket hizmeti sunuyoruz. Müşterilerimizi mahallelerinde hissettirecek bir konsept fikriyle yola çıkarak Fulya Hiper yatırımını tasarlamaya başladık. Uzun süren çalışmaların ardından diğer hipermarketlerimize oranla birçok ürün grubunu adeta mahallenin çarşısında alışverişe çıkmışçasına tasarlayıp müşterilerimizle buluşturmaya karar verdik. Fulya Hiper, yalnızca geniş ürün gamı ya da farklı reyon konsepti ile değil teknoloji odaklı yeni nesil market hizmetleriyle de öne çıkıyor.”

Basketbolu tam 17 yıldır hala ilk günün heyecanı ile desteklediklerini söyleyen Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Didem Dinçer Başer, “Basketbol sponsorluğunun temeline spor sevgisini koyduk” dedi.

Basketbolun Garanti Bankası’nın öncelik verdiği ve desteklediği bir spor dalı olduğunu söyleyen Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Didem Dinçer Başer, “Basketbol sponsorluğunun temeline spor sevgisini koyduk” dedi. Bu sporun, bankanın kurum kültürünü oluşturan ekip çalışması, inanç, güven ve disiplin gibi unsurları ruhunda barındırdığını belirten Başer, “Tam 17 yıldır hala ilk günün heyecanı ile destekliyoruz” diye konuştu. Basketbola, Avrupa Şampiyonası’nın 2001 yılında Türkiye’de düzenlendiği dönemde destek vermeye başladıklarını hatırlatan Başer, şöyle devam etti: “Aynı yıl Türkiye Basketbol Federasyonu ile bir sponsorluk anlaşmasına imza attık. Ve bugün basketbola, altyapı çalışmalarından, kadın, erkek ve alt yapı milli takımları ile Tekerlekli Sandalye Basketbol kadın erkek ve genç milli takımları seviyesine uzanan geniş bir yelpazede destek olmaya devam ediyoruz.”

Uzun soluklu projeler

Garanti Bankası’nın, misyonunu sadece bankacılık hizmetleriyle sınırlı tutmadığını ifade eden Başer, “Ekonomideki rolümüze ek olarak topluma kattığımız değeri sürekli ve belirgin bir biçimde artırma ilkesiyle hareket ediyoruz” dedi. Başer, bu doğrultuda da spor, kültür, sanat, çevre, eğitim gibi bireyin ve toplumun vizyonunu geliştiren alanlarda uzun soluklu projeler üzerinde çalıştıklarını kaydetti.

Spor kültürü...

Başer, Garanti 12 Dev Adam Basketbol Okulları ‘12 DABO’nun nasıl doğduğunu ise şöyle anlattı: “Türkiye Basketbol Federasyonu iş birliği ile 2002 yılında, 12 Dev Adam’ın verdiği ilhamla çocuklara doğrudan dokunan, sporla hayatlarına yeni bir anlam katan ‘Garanti 12 Dev Adam Basketbol Okulları’ (12 DABO) projesini hayata geçirdik. Türk basketboluna sunduğumuz katkıyı daha da sürdürülebilir bir noktaya taşımak istedik. 12 DABO projesi ile tüm ülkede, özellikle Anadolu’da çocukları küçük yaşta basketbolla tanıştırmak, onların basketbolu sevmelerini sağlamak, spor kültürüyle büyümelerine destek olmayı hedefliyoruz.”

"750 sporcu eğitim gördü"

12 DABO’nun bugüne kadar yaklaşık 60 bin çocuğu basketbolla tanıştırdığını söyleyen Türkiye Basketbol Federasyonu CEO’su Ömer Onan, “12 DABO, 2018’de yeni bir hedefle geleceğin profesyonel basketbolcularını yetiştirmek için yola çıktı” dedi. Projenin milli basketbolcuları keşfetmek ve yetiştirmek, bu yolla Türk basketbolunu güçlendirmeyi amaçladığını belirten Onan, şu bilgileri verdi: “25 noktada yapılan seçmelere yaklaşık 3 bin 500 sporcu katıldı. İlk yılında 750 sporcu eğitim gördü. Eğitimler TBF tarafından belirlenen lisanslı antrenörler tarafından ücretsiz olarak veriliyor. Bu çalışmanın önümüzdeki üç yıl içinde 81 ile yayılması amaçlanıyor. 2019 yılı hedefi ise 30 il ve 1000 çocuğa ulaşmak.”

Avrupa Şampiyonası

Onan, Garanti’nin desteklediği Potanın Perileri, 12 Dev Adam ve Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli takımlarıyla ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Potanın Perileri, 2019’da, 27 Haziran-7 Temmuz arasında, Sırbistan ve Letonya’nın düzenleyeceği Avrupa Şampiyonası’nda oynamaya hak kazandı. 12 Dev Adam ise 31 Ağustos-15 Eylül tarihleri arasında Çin’de düzenlenecek Dünya Kupası’nda mücadele etmek için eleme karşılaşmaları oynuyor. 29 Kasım’da İspanya’yı deviren milliler 2 Aralık’ta (yarın) ise Karadağ ile deplasmanda karşılaşacak. Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli takımları ise 28 Ağustos 9 Eylül tarihlerinde, 12 Cesur Yürek Polonya’da ve 12 Sihirli Bilek de Hollanda’da Avrupa Şampiyonası’na katılacaklar.”

Yıldızlar şöleni düzenleyecekler

12 DABO kapsamında çeşitli organizasyonlara da imza atıldığını anlatan Ömer Onan, şöyle devam etti: “Bunların başında senede bir kez gerçekleştirilen ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen genç basketbolcuları aynı sahada buluşturan ‘Yıldızlar Şöleni’ var. Bunun dışında 12 DABO Lig Şöleni, Anadolu Basketbol Turu ve uluslararası basketbol eğitim kampları da yapılan etkinlikler arasında yer alıyor. Yıldızlar Şöleni’nin ilki 2004 yılında düzenlendi. Geleceğin dev adamları ve perilerinin hünerlerini sergileme fırsatı bulduğu bu organizasyon, Türkiye’nin dört bir yanından gelen basketbolcuları bir araya getirerek tanışma imkânı da tanıyor.”

The Nort Face, keşfetmeyi anlatacak

The North Face, keşfetmeyi yeni küresel marka kampanyası ile anlatacak. The North Face Global Pazarlama Müdürü Tom Herbst, kampanya ile ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Geçtiğimiz 50 yıl boyunca keşfin fiziksel sınırlarını zorladık ve ileride de buna devam ediyor olacağız. Bununla birlikte keşfetmenin ve araştırmanın daha fazla yolu ve metodu olduğunu da biliyoruz. Bir dağcı ya da müzisyen olabilirsiniz, bizi kaşif olarak birleştiren şey yeni bir şey denerken cesaretle birleşen merak duygusu. Bu kampanya, geleneksel dağ sporlarının yanı sıra müzik ve sanat alanındaki farklı kültürel noktalar aracılığıyla keşif ruhunu genişletmek için çalışacak.”

Reebok, ünlü rapçi Cardi B ile anlaştı!

Farklı işbirlikleriyle gündeme gelen Reebok, şimdi de ünlü rapçi Cardi B ile anlaştı. 35 milyondan fazla Instagram takipçisiyle kitleleri peşinden sürükleyen ünlü sanatçı, Reebok ile işbirliğini de “duymayan kalmasın” şeklinde bir post’la paylaştı. Reebok Kıdemli Marka Müdürü Sanem Karacan konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Cardi B, dünya çapında takip edilen bir rapçi olmasının yanında, bir anne, stil ikonu, kalıpları yıkan, kadınlara ilham veren ve kim ne derse desin kendi yolunu izlemeye cesaret eden bir kadın. Reebok olarak, gerçeklik olgusunu mükemmelliğe, gerçek insanları ise süper starlara tercih ediyoruz. Bu yüzden güçlü, kendine güvenen ve fark yaratan kadınları rol model olarak seçiyoruz.”

Gillette’in Küresel İnovasyon Zirvesi New York’ta gerçekleşti. Zirvenin konuşmacılarından Gillette Kuzey Amerika Pazarlama Direktörü Pankaj Bhalla, Fanatik’in sorularını yanıtladı. Gillette’in sporda yaptığı işbirliklerden gurur duyduğunu söyleyen Bhalla, “Globalde ilk spor anlaşması yapan markayız” dedi. Faaliyet gösterdikleri ülkelerde erkek kitlenin en yoğun takip ettiği spor dalını desteklediklerini belirten Bhalla, “Mesela Türkiye’de futbol, ABD’de hokey, Amerikan Futbolu gibi...” diye konuştu. Gillette ve spor ilişkisinin çok uzun süreli bir ilişki olduğunu vurgulayan Bhalla, şöyle devam etti: “Markamızın kurucusu King C. Gillette, çok vizyoner bir girişimci ve 20. yüzyılın başlarında spor pazarlamasını/sponsorluğunu keşfetti. Günümüzde, Gillette sporla güçlü bağını sürdürmeye devam ediyor. Futbol söz konusu olduğunda ise global çapta en prestijli kulüplerle, FC Barcelona, New England Patriots gibi kulüpler veya Neymar Jr. gibi alanında lider sporcularla küresel anlaşmalarımız var.”

e-Spor vizyonu

Son yıllarda, e-Sporda özel şampiyonalar veya ekiplerle (TSM/League of Legends) ortaklıklar kurduklarını anlatan Bhalla, “Böylece genç kuşakla daha da yakın bağ kurmaya başladık. Hatta e-Spor alanında ilk global takım ortaklığımızı da League of Legends Çin ligi LPL’de mücadele eden Edward Gaming ile gerçekleştirdik” dedi. Bhalla, bu işbirliklerinin, hedef kitleleriyle daha güçlü bir bağ kurmayı, rakipler arasından sıyrılmayı ve daha etkili bir reklam çalışması yapmalarını sağladığını vurguladı.

‘Erkeklerle taraftar olarak ayrı bir bağ kuruyoruz’

Alışılagelmiş spor alanlarına ek olarak, e-Sporun 15 milyona yakın erkeğe ulaştığını kaydeden Gillette Türkiye ve Kafkasya Marka Müdürü Dila Çakır, “Türkiye’de de gittikçe daha popüler oluyor. e-Spor izleyici sayısı olarak erkekler arasında en popüler 5 spor dalı arasına çoktan girdi bile. Biz de Gillette olarak bu alanda e-spor fenomenleri ile çeşitli işbirlikleri yapıyoruz” dedi. Çakır, “Gillette olarak, sporun en büyük destekçilerinden biri olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. 100 yılı aşkın bir süredir erkeklerin hayatında olduklarını ifade eden Çakır, şöyle konuştu: “Erkeklerle taraftar olarak da ayrı bir bağ kurmayı önemsiyoruz. Geçtiğimiz yıl desteğimizi Brezilya Milli Takımı’nın ardından ikincisi Türkiye’de olmak üzere Türkiye A Milli Erkek Futbol Takımı’na verdik. Bu sponsorluğumuz bizim Türkiye’deki tüketicilerimizle kurduğumuz bağın güçlü bir yansıması.”

Yeni nesil ürünler...

■ Newyork’ta gerçekleştirilen Küresel İnovasyon Zirvesi kapsamında Gillette’in yeni ürünleri de tanıtıldı. Marka, tıraş makinesi geliştirmenin ötesinde, erkeklerin değişen bakım alışkanlıklarını kolaylaştırmayı amaçlamış. Yeni inovasyon örneği Heated Razor da bunun son örneği. Heated Razor, ısıtma teknolojisine sahip tıraş makinesi.

■ Gillette ProGlide adlı ürün ise flexball teknolojisi ile tıraş ihtiyaçlarının tam olarak karşılanmadığını düşünen erkekler için tasarlanmış. Flexball teknolojili Fusion ProGlide’da bulunan 4 yönlü hareket özelliği yüze maksimum temas sağlıyor.

■ Gillette Mach3 ürününde ise 2017’de yapılan güncelleme ile artık bıçaklar 5 kat daha güçlü hale getirilmiş. Bu sayede bir Mach3 bıçağı ile 1 aya kadar tıraş iddiasını destekliyor. Gillette Blue3’ün ise bir bıçak ile 10 tıraşa kadar dayanma iddiası bulunuyor.

‘Gençleri desteklemek bizim için vazgeçilmez’

Gillette olarak sporla birlikte, sağlıklı ve özgüvenle büyüyen gençleri önemsediklerini söyleyen Gillette Türkiye ve Kafkasya Marka Müdürü Dila Çakır ise, “Bu nedenle, sadece dünyada değil Türkiye’de de spor ve gençleri desteklemek Gillette markası için vazgeçilmez” dedi. Spor ekonomisinin tüm dünyada kaçınılmaz olarak geliştiğini ifade eden Çakır, şöyle devam etti: “Spor hem üretim hem de tüketim boyutuyla başlı başına bir endüstri. Türkiye genç nüfusu yoğun olan bir ülke, nüfusun yüzde 25’ini Y kuşağı yani 15 ila 30 yaş arası gençler oluşturuyor. Bu oran ile Avrupa’nın en yüksek genç nüfusuna sahip ülkesi konumundayız. Avrupa’da ise Y kuşağının oranı sadece yüzde 11 düzeyinde... Türkiye’de bu oranın 5 yıl sonra yüzde 50 olması bekleniyor. Köklü kültürüyle paralel olarak spor kültürü de zengin.”

‘Spor ekonomisi Türkiye’de hızlı büyüdü’

Genç erkek nüfusun özellikle futbola olan ilgisinin çok yüksek olduğunu dile getiren Gillette Türkiye ve Kafkasya Marka Müdürü Dila Çakır, “Kitlelerin ilgi düzeyinin artması ise ister istemez sektörü genişletiyor” dedi. Spor ekonomisinin kısa bir dönemde Türkiye’de hızlı bir büyüme gösterdiğini kaydeden Çakır, şu bilgileri verdi: “Bu gelişme, yeni spor işletmelerinin pazara girmesi, spor organizasyonlarının artması, spor dallarına kadın-erkek daha fazla sayıda oyuncunun katılması ve nihayetinde sporun insanların yaşamında daha fazla yer bulmasının sonucu diyebiliriz. Biz de Gillette Türkiye olarak, sporun ve sporcunun gelişimini destekliyoruz. Hem saha içi, hem saha dışı performans ve adil oyunun önemini vurguluyor ve bu bağlamda ‘Gillette gibi’ sporcuların yetişmesini destekliyoruz. Bu amaçla çeşitli sponsorluklarımız var.”

Türkiye pazarına EVOFONE’un distribütörlüğünde giriş yapan Çin merkezli teknoloji şirketi Xiaomi, spor tutkunlarını unutmamış. Xiaomi’nin düzenli spor yapan kişilere avantaj sunduğunu söyleyen EVOFONE’un Genel Müdür Yardımcısı Onur Çon, “Ürün gamımızı sadece akıllı telefon ve bilgisayarlar ile sınırlı tutmadık. Mobil uygulamadan Bluetooth hoparlörlere, spor kulaklıklarından akıllı bilekliklere, akıllı tartılara kadar pek çok sportif ürünümüzle spora teknoloji katıyoruz” dedi. Xiaomi’nin Türkiye’de elde ettiği pazar payında sportif ürünlerin önemli yer tuttuğunu belirten Onur Çon, ürün gamlarında yer alan bu ürünleri ve Xiaomi’nin mobil spor uygulaması Mi Fit ile ilgili şu bilgileri verdi: “Xiaomi, aktif spor yapan kişilere özel önem veriyor. Spor yaparken kullanıcıların konforlu ve özgür hissetmelerini amaçlayan Xiaomi, bu anlamda tüketicilere geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. Bu sebeple günlük hayatlarının önemli bir bölümünü spor yapmaya ve sağlıklı yaşama ayıran herkese Xiaomi ürünleri kullanmalarını öneriyoruz. Üstelik bu ürünler, Mi Fit uygulaması sayesinde birbirlerine senkronize çalışıyor. Örneğin Mi akıllı saat ve Mi akıllı tartıdan alınan veriler, Mi Fit uygulaması sayesinde tek ekrandan okunabiliyor.”

Kalori sayacı

Mi Fit uygulamasında açık alan koşusu, koşu bandı egzersizleri, açık hava bisiklet sürüşleri ve açık hava yürüyüşlerinin hepsini farklı şekilde hesaplayan bir veri derleme yazılımının bulunduğunu ifade eden Çon, “Bu yazılımın yanı sıra kalori sayacı, kilo kontrolü, akıllı analiz gibi özellikler de Mi Fit uygulamasında yer alıyor” diye konuştu. Xiaomi kulaklık ve hoparlörlerinin kullanıcılara spor yaparken büyük bir özgürlük sağladığını anlatan Onur Çon, şöyle devam etti: “Müzik, aktif spor yapan kişilerin ayrılmaz bir parçası. Spor yaparken egzersizlerini daha özgür şekilde yapmak isteyen kişiler, kablosuz kulaklık ve hoparlörleri tercih ediyor. Xiaomi kulaklık ve hoparlörleri de kendi segmentindeki diğer ürünlere göre büyük kullanım avantajları sunuyor. Farklı boyutlardaki Mi Bluetooth Hoparlörleri, diğer akıllı Xiaomi ürünleri ile senkronize çalışıyor. Kullanıcılara önemli şarj avantajları da sunan bu ürünler, 4-8 saat aralığındaki sürelerde şarj ihtiyacı duymadan çalışabiliyor.”

Akıllı tartılar egzersizi takip ediyor

Xiaomi’nin ürün portföyünde ev ya da spor salonlarında yapılan egzersizleri destekleyen ürünlerin yanı sıra açık havada (outdoor) yapılan aktiviteleri destekleyen ürünlerin de bulunduğunu belirten Onur Çon, şunları söyledi: “Scotterlar, sırt çantaları, araba şarj cihazları, aksiyon kameraları, su geçirmez kamera kılıfları ve kamera bataryaları, kullanıcıların en çok tercih ettikleri ürünler arasında yer alıyor. Spor tutkunlarına ayrıca doğru veri takibi için akıllı Xiaomi tartılarını öneriyoruz. Egzersizlerin doğru şekilde yapıldığının anlaşılması için vücut verilerinin de yakından takip edilmesi gerekiyor. Vücut istatistiği için yüksek doğruluk sensörlerini bünyesinde barındıran akıllı tartılar, aynı zamanda verilerin otomatik olarak uygulamanıza yüklenmesini de sağlıyor.”

‘e-Spor gençlere ulaşmak için çok önemli’

EVOFONE olarak e-sporu hayatının bir parçası haline getirenlere Xiaomi Pocophone F1 akıllı telefonu sunduklarını kaydeden Onur Çon, şöyle devam etti: “e-Spor, son yılların en çok revaçta olan aktivitelerinden biri. Özellikle gençlere ulaşma noktasında bizim için çok önemli bir araç. Bu sebeple EVOFONE olarak ülkemizde satışa sunduğumuz ilk akıllı telefonlardan biri de Xiaomi Pocophone F1 oldu. Kullanıcılara yüksek oyun performansı deneyimini sunan Pocophone F1 dışında tabii ki Mi 8 ve Mi A2 model akıllı telefonları da e-spor tutkunları için sunuyoruz.“

Kalp atış hızı, nabız ve adım sayacı...

İstanbul’da açtıkları Mi Store’da kullanıcılara 160’tan fazla farklı ürün grubunda seçenekler sunduklarını belirten Onur Çon, Mi Band ve akıllı saat modelleriyle ilgili olarak da şu bilgileri paylaştı: “Mi Fit uygulamamız gibi kullanıcılara çoklu spor verisi takibi sunan Amazfit Pace ve Amazfit Bip akıllı saatlerimiz, spor yapan kişilerin telefonlarına daha az bakmalarını ve spor yaparken daha da fazla konsantre olmalarını sağlıyor. Pek çok renk seçeneğinin bulunduğu akıllı bilekliklerimiz de uzun süreli batarya ömürleri ile spor yapan kişinin tüm gerekli sağlık verilerini ölçüyor. Kalp atış hızı, nabız ve adım sayacı gibi gerekli bilgileri derleyen bu ürünler, gerekli durumlarda kullanıcıları uyarabiliyor. Bu sebeple spor yapılan anlarda bir Mi Band sahibi olmak, kullanıcılara büyük destek veriyor.”

Sporcuların sokak modasından ilham almış

Spor giyim ve aksesuar markası Under Armour, yeni koleksiyonu ‘Be Seen’de performans ve tasarımı birleştirmiş. Sporcuların performansa ve oyunlara gidip gelirken giydiklerinden esinlenerek hazırlanan yeni kapsül koleksiyon, sokak modasından ilham almış. Koleksiyonun kadın ürünlerinde somon, pembe, bordo ve beyazın uyumu ön plana çıkarken; erkek ürünlerinde nefti yeşil ve krem tonları bir araya gelmiş.