Ortada öyle bir takım var ki, üç günde bir devamlı maçlara çıkıyorsun, her maçta inanılmaz bir fiziki mücadele ortaya koyarak maçlarını kazanıyorsun. Fenerbahçe bu sene bize o kadar farklı versiyonlar izlettirdi ki, bir tek bu on kişi kalıp nasıl maç kazanılır onu göstermemişti ve onu da Sivas maçında bize gösterdiler. Takım taraftarına o kadar çok güven veriyor ki, mağlup olmayı kimse aklına getirmiyor.

Hiçbir oyuncu mücadeleden kaçmadı, hatta on kişi kaldıktan sonra daha çok pozisyona giren takım Fenerbahçe idi. Ayrıca Sivas gibi üstün meziyetleri olan bir takıma karşı pozisyon dahi vermedi. Bu sonuçlar Jesus’un olabilecek her türlü olumsuzluklara karşı takımı nasıl hazırladığını bize göstermektedir. Takım asla paniklemeden aynen oyununa ve ileride pres yapmaya devam etti, bu çok alışıldık bir durum değildi. Bu presin amacı rakibi kaleden ne kadar uzakta tutarsan o kadar az pozisyon verirsin, bunu da oldukça iyi uyguladılar.

Maçta öne çıkan oyuncular kimdi derseniz, başta Serdar Aziz ve Ferdi derim, Serdar hemen hemen bütün kafa toplarını aldı ve rakibe hiç nefes aldırmadı, Ferdi ise inanılmaz şekilde ileri geri çalıştı ve o son saniyede otuz metre top sürdükten sonra golü atabilseydi, belki de haftanın golünü atmış olurdu. Valencia’nın o bitmek bilmeyen enerjisi ve atmış olduğu klas penaltı golü ile, maça adını yazdırdı diyebiliriz. Ayrıca Fenerbahçe taraftarlarına seslenmek isterim, sahaya atılan maddeler, hem size, hem de kulübe büyük zarar vermektedir, artık bunun önüne geçilmelidir, iyi bir takım var ortada, taraftar sadece takımı destekler ise o zaman kazanan hep kendileri olacaktır.

Fenerbahçe hem Avrupa, hem de Türkiye liginde yoluna dolu dizgin devam etmektedir, devamlı kazanmaları rakiplerini de baskı altına almaktadır, tabi ki önlerinde daha çok zorlu maçlar var, ama şunu biliyoruz ki mücadeleden asla vazgeçmeyecekler, çünkü bu sene genlerinde yenilmek yok.

Öyle bir maç izledik ki, ilk yarı dibe vuran Fenerbahçe, ikinci yarı yenilgiyi kabullenmeyip maça tutunarak, inanılmaz bir geri dönüşe imza attı. İlk yarı Jesus’un dediği gibi grubun favorisi olduğunu söyleyen Rennes takımı, bunu kanıtlarcasına blok halinde harika pres yaparak Fenerbahçeli oyuncuların top yapmasını ve kaptıkları topları da, çok hızlı tek pas yaparak defansımızı hazırlıksız yakaladılar.

Dört defa geldiler, hepsi de gol oldu, biri ofsayt gerekçesi ile iptal edildi, diğer üç golle skoru 3-0 getirmeyi başardılar. Ancak Valencia’nın golü Fenerbahçe için fitilin ateşlenmesi demekti, çünkü oyuncular önlerinde kocaman bir 45 dakika olduğunu bildikleri için, o hırslarını kaybetmediler. İkinci yarı Jesus yine o bildiğimiz değişiklikleri yaparak oyuna müthiş bir şekilde müdahale etti. Bu değişikliklerden sonra Fenerbahçe oyuna tamamen hükmetmeye başladı, Rennes takımı ilk yarıda yapmış olduğu ölümcül presi yapamadı ve yine ilk maçta olduğu gibi skoru koruma iç güdüsü ile oynamaya başladı.

Bu baskı sonucunda Zajc’ın frikikten attığı o muhteşem gol, takımı öyle bir iştahlandırdı ki, oyuncular inanılmaz efor sarf ederek üçüncü golün peşinden koştular. Ve o beklenen gol Emre mor tarafından geldiğinde Saraçoğlu stadı yıkılıyordu, taraftar öyle bir havaya girdi ki, herkes dördüncü golü beklemeye başladı, ama maalesef süre yetmediğinden dolayı bu olağanüstü maç 3-3 beraberlik ile sonuçlandı.

Fenerbahçe bu sene bize öyle maçlar izlettiriyor ki, taraftarın asla unutamayacağı bir sezon olacağını söylemek yanlış olmaz. Jesus’un takımı asla yenilgiyi kabullenmiyor, düşünün 3-0 geriye düşüp, oyundan kopmayıp, böyle bir geri dönüşe imza atmak hiç kolay değildir. Artık bütün hesaplar son maça kaldı, ben Fenerbahçe’nin Dinamo Kiev takımını yenerek grubu lider tamamlayacağına inanıyorum, çünkü bu takım bu oyunu ile zirvede bitirmeyi hak etti.

Öyle bir maç izledik ki, ilk yarı dibe vuran Fenerbahçe, ikinci yarı yenilgiyi kabullenmeyip maça tutunarak, inanılmaz bir geri dönüşe imza attı. İlk yarı Jesus’un dediği gibi grubun favorisi olduğunu söyleyen Rennes takımı, bunu kanıtlarcasına blok halinde harika pres yaparak Fenerbahçeli oyuncuların top yapmasını ve kaptıkları topları da, çok hızlı tek pas yaparak defansımızı hazırlıksız yakaladılar. Dört defa geldiler, hepsi de gol oldu, biri ofsayt gerekçesi ile iptal edildi, diğer üç golle skoru 3-0 getirmeyi başardılar. Ancak Valencia’nın golü Fenerbahçe için fitilin ateşlenmesi demekti, çünkü oyuncular önlerinde kocaman bir 45 dakika olduğunu bildikleri için, o hırslarını kaybetmediler.

İkinci yarı Jesus yine o bildiğimiz değişiklikleri yaparak oyuna müthiş bir şekilde müdahale etti. Bu değişikliklerden sonra Fenerbahçe oyuna tamamen hükmetmeye başladı, Rennes takımı ilk yarıda yapmış olduğu ölümcül presi yapamadı ve yine ilk maçta olduğu gibi skoru koruma iç güdüsü ile oynamaya başladı. Bu baskı sonucunda Zajc’ın frikikten attığı o muhteşem gol, takımı öyle bir iştahlandırdı ki, oyuncular inanılmaz efor sarf ederek üçüncü golün peşinden koştular.

Ve o beklenen gol Emre Mor tarafından geldiğinde Saraçoğlu stadı yıkılıyordu, taraftar öyle bir havaya girdi ki, herkes dördüncü golü beklemeye başladı, ama maalesef süre yetmediğinden dolayı bu olağanüstü maç 3-3 beraberlik ile sonuçlandı.

Fenerbahçe bu sene bize öyle maçlar izlettiriyor ki, taraftarın asla unutamayacağı bir sezon olacağını söylemek yanlış olmaz. Jesus’un takımı asla yenilgiyi kabullenmiyor, düşünün 3-0 geriye düşüp, oyundan kopmayıp, böyle bir geri dönüşe imza atmak hiç kolay değildir. Artık bütün hesaplar son maça kaldı, ben Fenerbahçe’nin Dinamo Kiev takımını yenerek grubu lider tamamlayacağına inanıyorum, çünkü bu takım bu oyunu ile zirvede bitirmeyi hak etti.

Jorge Jesus her hafta maçlara imza atmaya başladı. Larnaka, Ankaragücü ve Başakşehir maçlarında yaptığı değişiklikler ile takımına üçer üçer puanları kazandırdı desek yanlış olmaz. Doğru zamanda doğru oyuncuları alarak, maç nasıl çevrilir onun derslerini hepimize göstermektedir. Başakşehir maçında da yine önce Arao’yu aldı ve akabinde, Emre, Pedro ve Rossi’yi alarak, atak yapamayan Fenerbahçe’ye ivme kazandırarak rakibi sahasına hapsetti. Nitekim yapılan baskı sonucunda Arao’nun pasını, şu ana kadar belki de sezonun en güzel golünü atan Rossi takımına harika bir galibiyet getirdi. Bu arada Altay, Başakşehir’in kaleyi bulan ilk isabetli şutunu müthiş kurtardı, kendisini hatalı gol yediğinde nasıl eleştiriyorsak, burada da takımına kazandırdığı puanlar için takdiri vermeliyiz. Ayrıca Jesus’da takdiri hak etmektedir, rotasyon adı altında her maç çok fazla oyuncu kullanarak onları formda tuttu, sakatlanan oyuncunun yerine giren diğer oyuncu, hazır ve on bir de oynama kalitesinde olduğundan dolayı hiçbir şekilde oyun sistemi aksamamaktadır, işte bu durum Fenerbahçe’ye çok büyük avantaj getirmekle birlikte galibiyetlere imza atmasını sağlamaktadır.

Fenerbahçe sezonun en önemli maçlarından birini galibiyet ile kapatmayı başardı. Şimdi bir diğer çok önemli maç olan Avrupa’da ki Rennes maçına gözler çevrildi. Orada da yine liderlik maçına çıkacak olan Jesus’un öğrencileri varlarını yoklarını ortaya koyacaktır. O maçın alınması çok kritiktir, kazandığı takdirde, son 32 maçı oynamadan direk 16’ya kalacaksın ve 2023 Mart ayına kadar Avrupa maçı oynamayacaksın, bu sebepten dolayı Türkiye ligine daha fazla konsantre olabilme imkanına sahip olacaklar. Ülke puanı açısından da çok önemli olan bu maçı, tüm ülke heyecanla bekleyecektir.

Fenerbahçe’de son maçlarda gözle görülür bir düşüş gözlenmektedir. Son dönemde sakatların çoğalması, rotasyonu sekteye uğratmıştır. King, Arao, Perez, Zajc ve Mert Hakan’ın sakat oluşu bellik ki takımı olumsuz etkiliyor. Attila ve Gustavo’nun hiç rotasyona girememesi defans hattında sıkıntılara yol açmaya başlamıştır, yüksek kaliteli takımlara karşı çok daha zor duruma düşme olasılığı yüksektir. Başakşehir maçı önemli bir örnek olacaktır, gerçi onlarda aynı yoğun maç temposundan geçiyorlar, ama pas yapma yetenekleri üst düzey olduğundan dolayı Fenerbahçe’ye çok sıkıntı yaratacaklarını söylemek yanlış olmaz. Bu sebepten dolayı Fenerbahçe, bu hafta sonu sezonun en zor maçına çıkacaktır.

Maça gelirsek, çok öne çıkan bir futbolcu yoktu, oyuncular fazla zorlanmadan, biraz da Gökhan Akkan’ın yardımı ile maçı kazanmayı bildiler. Fenerbahçe’de o bildiğimiz presi bu maçta göremedik, Ankaragücü belirli dakikalarda arkaya sarkma işini biraz dikkatli yapabilselerdi, gol bulmaları içten bile olmayacaktı. İlk yarı golsüz tamamlandıktan sonra, ikinci yarıda Ankaragücü yorulmaya başladı, bunu gören Jesus hemen oyuncu değişiklikleri yaparak, ileri ucun presini arttırdı ve orta sahanın daha rahat pas yapmasını sağladı, özellikle yetmişten sonra oyunu tamamen eline geçiren Fenerbahçe, üçüncü golü çalışkanlığının bir türlü ödülünü alamayan Rossi’nin ayağından kazandı ve maçı farklı bir galibiyetle kapatmış oldu. Bu arada Altay maç içinde daha önce yaşadığı o iki penaltı pozisyonunun aynısını yine yaşadı, ama bu sefer topa şuursuzca dalmadı, rakip oyuncu ikinci hamle yaparken çok akıllı bir şekilde topa hakim oldu, bu kurtarışından dolayı bir tebriği hak etmiştir.

Sonuç itibari ile kötü oyun ile alınan bu üç puan Fenerbahçe için çok değerlidir. Şampiyonluk yolunda olan takımlar için düşüş döneminde asgari puan kaybı yaşaması o takıma çok büyük avantaj sağlamaktadır. Önümüzdeki hafta çok güzel bir maç bizi beklemektedir, sezonun en iyi takımlarından olan Başakşehir maçı bizlere neler gösterecek, heyecanla beklemekteyiz.

Jorge Jesus yine tahmin edilemeyen bir on bir ile AEK Larnaka maçına çıktı. Maça oldukça iyi başlayan Fenerbahçe, maçın başında Pedro ile golü buldu ve maçı istediği kıvama getirerek, rahat bir şekilde ilerliyor derken, Altay’ın yine hatalı çıkışı ile, anlaşılmaz bir şekilde daha üç gün önce oynanan maçta yaptığı penaltının aynısını bu maçta da yaparak camiasına ikinci kez travma yaşattı. Altay için teknik heyet ile yönetimin konuya acilen el atması gerekmektedir, problemin tespit edilerek çözüme ulaştırılması çok önemlidir, çünkü Fenerbahçe’nin ona çok ihtiyacı vardır, bu sene hedeflere giden yolda en önemli görev kendisindedir.

Maç berabere geldiğinde Jesus hemen kozlarını sahaya sürdü ve yeniden yeni giren oyuncularla maçı çevirmeyi bildi. Bu sene Fenerbahçe’de gözlemlediğim en önemli olgu, beraberlik veya mağlubiyet durumuna düştüklerinde asla dağılmıyorlar, konsantrasyondan kopmadan galibiyet golünü arıyorlar ve bunu da genelde başarıyorlar. Bu öz güveni sağlamak kolay bir şey değildir, Jesus bunu takımına sağlamış. Ayrıca Fenerbahçe, Başakşehir ile birlikte Avrupa da dört maç sonucunda gruptan çıkmayı başararak bize ayrı bir gurur yaşattılar. Artık Fenerbahçe, Rennes ile grup birinciliği için mücadele edecek, bu önemli maçın sahamız da olması bizim için avantaj olarak görmekteyim, taraftarının desteği ile oyuncularımızın coşkun bir oyun sergilemelerini hepimiz beklemekteyiz.

Jesus Fenerbahçe’ye o kaybedilen Avrupa arenasındaki prestiji tekrar geri kazandırmaya başladı. Sıralamada hızla yukarılara ilerlemektedir, ayrıca Başakşehir, Trabzonspor ve Sivasspor da dün gece ülke puanı ve Türk futbolunun prestiji için aldıkları galibiyetler ile çok önemli katkılarda bulundular, mahşerin dört atlısını canı gönülden tebrik ederek alkışlıyoruz.

Hani bir aksiyon filminde kahramanın başına gelmedik iş kalmaz, ama filmin sonun da genelde mutlu sona ulaşırlar, işte Fenerbahçe’nin Karagümrük maçında yaşadığı aynen buydu. Karagümrük inanılmaz bir karakter ortaya koyarak, oldukça kaliteli bir futbol oynadı, maça iyi hazırlandıkları çok belliydi, bunu da maç için de Fenerbahçe’nin zaaflarından yararlanarak bize gösterdiler.

Maç boyunca bir çok kez mağlup duruma düştükleri halde, oyundan kopmayıp, dört kez galibiyet ve beraberlik ortamını yakaladılar. Ancak maalesef beşinci golü uzatmalarda yemeleri ve zamanın kalmamasından dolayı maçı kaybettiler. Pirlo ve Karagümrük taraftarlarının bu sonuç için çok üzgün olduklarını sanmıyorum, çünkü ortaya konulan oyun gelecek için olumlu sinyal vermiştir. İlerleyen haftalarda çok daha iyi bir Karagümrük takımı izletecekleri kesindir.

Fenerbahçe cephesine bakılacak olursak, göze çarpan en önemli unsur Altay’ın inanılmaz formsuz oluşudur. Çok fazla hata yapması, takımı olumsuz etkilemektedir, her zaman bu şekilde maç dönmeyebilir. Genel olarak takımda bir yorgunluk olduğu göze çarpıyor, klasik oyunlarını, yani presi yeterli derecede yapamadılar, ritmik paslaşamadılar, defans hattı da bu maçta çok aksadı, kademe hataları, adam takip etmemeleri, yedikleri bütün gollerde etken oldu.

Jesus ne kadar rotasyon yapsa dahi, oyunculardaki yorgunluk unsurunu tam atlatamamış. Her takımda belli dönemlerde düşüş yaşanır, önemli olan bu düşün döneminde de kazanabilmektir, bunu bu maçta sağladılar. Tabi maçın kahramanları da vardı, başta Valencia takımı için her şeyini veriyor, sanki gerçek dokuz numara gibi gollerini atmaya devam ediyor, özel bir tebriği hak etmektedir.

Bir paragrafta Batshuayi için açmalıyız, Beşiktaş’tan ayrıldıktan sonra, Fenerbahçe de o kadar önemli goller attı ki hepsi tamamen sonuca etki eden goller oldu, Kiev maçında ve bu maçta uzatmalarda attığı goller Fenerbahçe’ye hayat vermiştir, taraftarın sevgilisi olmayı başarmıştır.

Bu aksiyon dolu maçı, hataları göz ardı ederek düşünürsek, bütün futbol severleri seyir zevki açısından eminim mutlu etmiştir, futbol bu sebepten dolayı dünyanın en çok sevilen spor organizasyonudur, darısı diğer maçlara diyelim.

Üç gün önce derbi maçında sonbahar havasında karamsar bir futbol oynayarak, taraftarının beklentisi dışında bir futbol oynayarak şaşırtan Fenerbahçe, dün gece tam bir bahar havasında seyir zevki veren, çok güzel futbolu ile bu sefer taraftarını çok mutlu etmiştir. Jesus’un Fenerbahçe’ye kattığı en önemli olgu, kendisinden daha zayıf olan takımları özellikle sahasında şans vermeyerek yenebilme alışkanlığını kazandırmıştır.

Daha önceki senelerde bu tür takımlara karşı sürpriz yenilgiler yaşanmıştır, ama bu takımda bunu görmemiz pek olası değil gibi duruyor. Bunu nasıl sağladı diye sorarsanız, rakibin kim olduğuna bakmaksızın, saygı göstererek aynı iştah ve istekle oynamaları gerektiğini oyuncularının kafasına yerleştirerek sağlamıştır. Hemen birkaç tane örnek vermek gerekirse, Emre Mor’u disipline alarak sisteme dahil ederek, sadece hücumda değil, defansa da nasıl yardım ettiğini gösteriyor bize.

Aynı şekilde İsmail Yüksek’in hem fizik hem de oyun aklı olarak nasıl gelişim gösterdiğini hepimiz görüyoruz, Valencia’daki değişim ve Ferdi’nin kalitesinin artmasında rolü çok büyüktür. İşte Jesus’un oyuncular üzerindeki bu dokunuşları Fenerbahçe’ye çok şey katmaktadır. Oyunculardaki bu değişimin getirdiği oyun aklını dün gece yine gördük, Fenerbahçeli oyuncular, Larnaka takımına oyun kurma fırsatını hiç vermediler, her alanda sıkı pres yaparak azami 10 saniyede topu tekrar geri kazanarak, oyun boyunca topa sahip oldular.

Attıkları hariç sayısız gol fırsatlarını kaçırdılar, iştahları hiç bitmedi, rakibe sadece oda kendi hatamızdan bir kere fırsat verdiler, yani defansif olarak da dün gece oldukça iyi bir performans sergilediler.

Sonuç itibari ile Jesus seyir defterine bir galibiyet daha yazarak, yoluna devam etmektedir. Gelişen oyununu her geçen gün daha da iyi yansıtmaktadır, oyuncularının saygısını kazanarak sistemini oturtmayı başarmıştır. Şimdi lig’de zor günler yaşayan ve çıkış arayan bir Karagümrük ile maçları var, yeni aksiyon filmini heyecanla bekliyoruz.