Beklenilenin dışında bir derbi maçı oldu. Her iki takım taraftarlarının bu sonuçtan memnun olduğunu düşünmüyorum. Hafta boyunca bütün medya ve taraftarlar, gollü maç beklediğini, gol olmasa bile heyecanın hiç eksilmeyeceği bol pozisyonlu geçeceğini düşündüklerini söylediler, ama maç hiç de tahmin edildiği şekilde geçmedi. Her iki takımda kendi kimliklerinden uzak bir oyun sergiledi. Beşiktaş sahasında hiç yapmadığını yaparak oyunu sahasında kabul ederek oynadı, kaptığı toplar ile kontradan gol atarım düşüncesinde oldular, ancak bu oyun sistemini bilmedikleri ve ilaveten bu oyun stili karakterlerine uymadığı için başarılı olamadılar, ancak son 10 dakika Raşit’in oyuna girmesi ile kendi kimliklerini hatırlayarak oynamaya başlayınca, maç boyunca bulamadığı pozisyonları bu dakikalarda buldular. Valerian İsmail olası yenilgide çok tartışılacağını bildiğinden dolayı savunmayı sağlam tutarak, gol yememeyi ve kontradan gol bulursam benim için mükemmel oluru planladığı çok belliydi, yani yenemesem bile en azından beraberliği alırsam oda iyidir diyordu. Nitekim istediğini en azından beraberlik alarak gerçekleştirmiş oldu. Ama Jesus için böyle bir durum söz konusu değildi, takımı maç boyunca gol atmayı hiç düşünmedi, sadece Valencia bunun için çaba sarf etti desek, yanlış olmaz. Kapılan toplarda defans ve orta saha hiç olumlu top kullanamadı, nedendir bilinmez oyuncuların gergin olduğu çok belliydi. Bu sebepten dolayı o akıcı ve bağlantılı oyunlarını sergileyemediler. Fenerbahçe cephesine bakıldığında bir puan iyi gözükebilir, ama futbolunun doyurucu olmaması kimseyi memnun etmemiştir.

Sonuç itibari ile bir derbiyi daha geride bıraktık, her iki takımın daha önce sergilemiş olduğu, o seyir zevki veren, bol aksiyonlu maçlardan sonra, bu kadar kısır döngü bir oyun sergilemeleri bütün beklentileri boşa çıkardı, heyecanla beklenen maç tam bir fiyasko ile bitti, ben bir futbol sever olarak buna hakkınız yoktu diyorum.

Jorge Jesus Fenerbahçe’ye öyle bir futbol oynatıyor ki, sırf Fenerbahçe taraftarı değil, bütün futbol severlerin maç bitmesin de biraz daha izleyelim diyordur. Jesus ilk geldiği günlerde verdiği röportajda, kazanmak var, birde taraftarın verdiği paranın hakkını vermek adına güzel futbol ile kazanmak var, onlara bunu sağlayabilirsek o zaman işimizi yapmış oluruz demişti.

İşte şimdi bunu görüyoruz Fenerbahçe takımında. Maça yine her zaman ki gibi ileride baskı ile başlayan Fenerbahçe, ilk dakikalarda golü buldu, ardından ikinci golün gelmesi takımı çok rahatlattı. İlk zamanlar ileride baskıyı 30-35 dakika yapabilirken, bunu artık 90 dakikaya yaydıklarını görüyoruz. Jesus oyuncularına skordan bağımsız her zaman aynı tempoda oynamalarını ve gol iştahlarının hiç bitmesini istememektedir. Oyuncularda giren çıkan fark etmeden aynı sistemde bu iştahlarını devam ettiriyorlar.

Jesus Fenerbahçeli oyunculara o kadar çok sistem öğretti ki, hangi sistemle oynasa takım hemen o sisteme adapte olup, ona göre oyunlarını oynuyorlar. Bu çok büyük avantaj sağlanmaktadır, rakip nasıl oynuyorsa, Fenerbahçe’nin oyun içerisinde a,b,c planları olduğundan dolayı, oyun içerisinde çözüm bulması çok daha kolay olmaktadır.

Oyuncu performanslarına bakarsak, Crespo’nun olağan dışı oyunu taraftarı yine mest etmiştir, o estetik ve süper golü, hafızalarımızda hep yer edinecektir, değeri her gün daha çok artmaktadır. Arao her geçen gün daha iyi oynamakta ve uzun topları çok etkili olmaktadır. Valencia bitmek bilmeyen enerjisi ile yine golünü attı, Pedro gol kaçırdığı halde, taraftarın desteği ile yine oyun içinde olması ve arkadaşlarına alan açarak görevini yerine getirmiştir. Ferdi ileri geri mükemmel çalıştı ve her alanda destek verdi.

İrfan canı herhalde bu kadar depar atarken görmemiştik, oda klas gol attı. Gustavo her hafta duran toplarda gol atarak takıma bu şekilde katkı sağlamaktadır. Diğer bütün oyuncularda çok koşarak ve sisteme uyarak harika oynadılar. Jesus ayrıca Arda için fiziğinin yetersiz olduğunu, topsuz oyunda tempolu değil, toplu oyunda var olmaktadır dedi.

Burada Arda bundan ders alarak onun istediği profilde bir futbolcu olmak için daha çok çalışmalıdır, işte o zaman hepimiz göreceğiz ki dünya yeni yıldızımızı konuşuyor olacaktır. İşte bu oyuncuların özelliklerini ortaya çıkartarak takıma azami verimi vermesini sağlayan Jorge Jesus ve ekibini ayrıca kutlamak gerekiyor.

Artık milli araya gidilecek ve takım bu yoğun maç trafiğinde bir nebze olsun dinlenme fırsatı bulacaktır. Milli aradan sonra Beşiktaş ile müthiş bir derbi maçı bizi beklemektedir, çünkü her iki takımda hızlı oynamayı seviyor, o yüzden eminim ki bu maç bütün futbol severleri heyecanlandırmaktadır.

Rennes takımı ateşli taraftarının desteği ile maça hızlı giriş yaparak, ön alan baskısı ile hemen gol bulmayı ve ilerleyen dakikalarda, sahasına çekilerek hızlı adamları ile kontradan farkı arttırmanın hesaplarını yapmış. Ancak Fenerbahçe ilk yarıda rakibin bütün bu taktiklerini çok iyi oyunu ile bertaraf etti. Telaşlanmadan topa sahip olarak, alan baskısı yaparak, olgun oyunu ile rakibine üstünlük sağladı. Yakaladığı pozisyonları gol yapabilse, onların yapmak istediklerini Fenerbahçe yapacaktı. Ancak ikinci yarıda başka bir oyun vardı. Fenerbahçe golü yedikten sonra nedense panikledi ve hemen akabinde ikinci golü yedi, bu kırılganlığa Jesus’un çözüm bulması gerekiyor, sonuçta yenik duruma düşebilirsin, ama konsantrasyondan uzaklaşmamalısın, üstelik çok süre varken. Nitekim İrfan Can’ın bireysel yeteneği ile attığı o muhteşem gol, takımı uyandırdı ve bu sefer Rennes takımı skoru korumak adına panik yaşamaya başladı, birde bunun üzerine on kişi kalınca başına gelecekleri hepten hissetmeye başladılar. Ardından kazanılan penaltıyı Valencia gole çevirdikten sonra istenilen puana ulaşılmış oldu.

Bu maçta Jesus bir öz eleştiri yaparak, defansı orta sahaya kadar getirerek arkada bu kadar geniş alan bırakmamalı, nitekim on defa ofsaytta düşen adam eninde sonunda bundan sıyrılır ve dün yaşadığımız gibi goller yiyebiliriz. Bunun önüne geçtiğimizde Fenerbahçe her maçı kazanmaya adaydır. Futbolcu performanslarına bakarsak, Altay son maçlarda bireysel çok ciddi hatalar yapmaktadır, dün yine yenilen ikinci golde topa yetişebilecekken kararsız kalarak golü yemesi takımı çok sıkıntıya sokmuştur. Alternatifsiz olduğunu kesinlikle düşünmemeli Jesus gibi hocalar buna çok prim vermez, bakmışsın ki yedek desin. Osayi, Mert hakan, İsmail ve Attila maçın iyilerindendi.

Sonuç itibari ile Fenerbahçe grupta en avantajlı takım haline geldi, Larnaka maçlarını kayıpsız kapatırsa, grup liderliği için çok büyük yol almış olacaktır. Ayrıca dün gece bütün Türk takımlarının ülke puanı için aldıkları galibiyetler ve bu beraberlik çok değerlidir, buna çok ihtiyacımız vardı.

Öncelikle şunu belirtmek isterim Lucescu’nun 21. YY’da oynatmak istediği bu çirkin futbolu hiç kabul edemiyorum. Sonuç olarak bu bir oyun, futbolu daha çok güzelleştirmek adına bir takım sistemleri geliştirmek, seyirciye seyir zevkini vermek varken, bu çağ dışı çirkin oyunu tercih etmek herhalde kimse tarafından kabul görmez. Oyuncularına sert faul talimatı vermesi, ilaveten zaman geçirmek adına yapılan müdahalelerde olabildiğince yerde yatarak zaman geçirmesi hiç hoş görünmemektedir. Acındırma politikası da cabası. Bütün bunlara çanak tutan bir hakem olduğunu da söylemek gerekir, o yapılan sert fauller de kartlarını çok zor kullandı, bunu gören Dinamo Kiev’li oyuncular daha agresif oynamaya başladılar, bu durum da bizim oyunumuzu biraz bozdu.

Fenerbahçe tarafına bakarsak, Jesus boğazında kalan düğümü çözmek için takımını taktiksel olarak çok iyi hazırlamış. Takımını duran toplara ve taç atışlarına çalıştırdığını gördük, çünkü rakibin oyunu soğutmak adına kapalı defans yapacağı ve sert müdahaleler ile oyuncularımızı sindirmeye çalışacakları çok belliydi. Jesus bu çalışmanın ödülünü biri kornerden, diğeri de taç atışından iki gol bularak almıştır. Ayrıca takımın ön alanda yapmış olduğu ölümcül pres rakibin tehlike yaratmasını engelledi diyebiliriz. Ancak rakibin bir kez geldiği bir atakta Altay’ın o cılız şutu kurtaramaması onun adına hiç iyi olmamıştır, yeterli tecrübeye sahip olduğunu ve bu tür şutların çok daha tehlikeli olanlarını kolaylıkla kurtardığını biliyoruz, bu sebepten dolayı senin bu şekilde gol yeme lüksün kalmamıştır. Crespo’nun yine etkili oyununa devam ettiğini söyleyebiliriz, Arao her geçen gün daha çok yararlı oluyor, Pedro fizik olarak daha hazır olduğunda takımın en etkili forveti olacağını yaptığı birkaç klas hareketle bize gösterdi. Gustavo’nun gol atması kendisi adına çok iyi oldu, taraftarın gözünde bir nebze yer edinmiştir. Son olarak Fenerbahçe kariyerine harika bir başlangıç yapan Batshuayi , galibiyet golünü atarak Fenerbahçelilerin gönlüne hemen girdi diyebiliriz, umarım bu şekilde devam eder.

Sonuç itibari ile grup maçlarına üç puan ile başlamak Fenerbahçe için çok önemliydi, bunu başararak hem moral kazandı, hem de rakiplerine göz dağı vermiş oldu. Ülke puanını da dikkate alırsak çok değerli bir galibiyet olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Fenerbahçe’nin bu sezon oynadığı en kötü futbolunu dün gece izledik. Sıfır pozisyon ile maçı tamamlamak Jesus’un takımına hiç yakışmadı. Futbolcular, enerjilerini kaybetmiş şekilde oynadılar, ofansta hiç organize olamadılar. Bir de bu kötü oyuna ilaveten, Valencia’nın atılması, takımın eksik olan konsantrasyonunu hepten yok etti. Bu konuyu atlamadan şunu belirtmek isterim, sene başında hakem seminerlerinde hakemlerimize verilen eğitimde, kartlarınızı dikkatli kullanın, pozisyonu iyi süzün, kolay kart göstermeyin diye özellikle anlatıldı. Ancak Arda kardeşler bu maçta pozisyonu çok net göremeden hiç tereddüt etmeden direk kırmızı kartı verdi, buna benzer ve hatta belki daha ağır pozisyonlarda sarı verildiğini hep gördük ve göreceğiz de, bu sebepten dolayı hakemlerimiz standardı yakalamak adına daha dikkatli olmaları gerekiyor.

Eminim ki Fenerbahçe taraftarını en çok yaralayan konu, öyle aman aman top oynamadan takımın Konyaspor’a yenilmesi olmuştur. Bu kadar ofansif olan takımın pozisyon yaratamadan yenilmesi kabul edilemez bir durumdur. Aslında rakipte on kişi kalarak bizim maçta denge sağlamamız adına yardımcı oldu, ama bu durum bile takımı ateşlemeye yetmedi. Tabi ki sezon uzun bir maraton, yenilgiler yaşanacaktır, ama bu şekilde olması çok yaralayıcı olmaktadır. Yorgunluk bahane edilemez, çünkü hep rotasyon ile maçları oynadılar.

Sonuç itibari ile üç günde bu kadar değişim yaşanması futbolda çok olası bir durum değildir, eminim Jesus hemen takımı toparlayıp, bir daha böyle bir durumun yaşanmaması için gerekli uyarıları yapacaktır. Tabi kendisine de bir öz eleştiri yapması gerekir.

Fenerbahçe her geçen gün futboluyla büyümeye başladı. Geçen sene İsmail Kartal’ın temellerini attığı ve bu sene de takımı yapılandırarak sağlam bir şekilde yükselmesini sağlayan Jorge Jesus, Fenerbahçe’yi o istenilen seviyeye getirmeye başladı. Değişen o kadar şey var ki, bütün futbolcular oynamaktan zevk alıyor, hepsi on birde oynamak için her türlü hünerlerini sergiliyorlar, Jesus 14 oyuncu ile değil, 22 oyuncu ile oynayarak bu yoğun maç trafiğini en iyi şekilde atlatabiliyor, bütün futbolcularına sistemlerini öğreterek hazır hale getiriyor. Ayrıca futbolcular o kadar iştahlı ki atabildiği kadar gol atmak için aynı tempoda devam etmeye çalışıyorlar, yani gole doymuyorlar. Jeneriklik gol atma yarışına girdiler adeta. Tabi burada en mutlu olan kesim, Fenerbahçe taraftarıdır, yıllardır böyle bir takımın özlemiyle yanıp tutuştular. Bu sebepten dolayı Şükrü Saraçoğlu stadın da her maç kapalı gişe oynanmaktadır.

Maçta bütün futbolcular oldukça iyi oynadı, ancak bir adım önde kimlerdi derseniz, hemen İrfan can derim, belli ki sakatlıktan sonra takımda yer almak için kendisine iyi bakmış ve çok çalışmış, harika goller attı. Crespo sahada basmadık yer bırakmayarak o eski seviyeye geldiğini bize gösterdi, İsmail Yüksek, yüksekten attığı gol ile ben her zaman bu takım için hazırım mesajını verdi, Samuel zaten taraftarın sevgilisi, bir de Leon Peres’den bahsetmezsek hata yapmış oluruz, ileri geri o kadar çok çalıştı ki ve yaptığı kritik müdahaleler ile kendisini taraftara kabul ettirdi diyebiliriz.

Sonuç itibari ile Fenerbahçe oynadığı oyun ile futbol severlere zevk veriyor, oyuncuların bitmek bilmez iştahları bize daha çok jeneriklik goller izlettirir. Fenerbahçe artık UEFA liginde gruplara kaldı, rakipleri 26 Ağustos Cuma günü belli olacak. Ayrıca Türk futbolu olarak o kadar çok ülke puanına ihtiyacımız var ki, Fenerbahçe bu konuda bu sene baya destek olacağını bize gösterdi.

Fenerbahçe bildiğiniz gibi, bu sene maçlarını kapalı gişe oynamaktadır. Nedeni ise kazanmasından ziyade maçlarının bol gollü, heyecanlı ve aksiyonun hiç bitmediği maçlar izlettirmesidir. Çünkü taraftar kısır döngü içinde oynanan oyundan hoşlanmaz, rakip veya kendi takımı fark etmez güzel futbol izlemek ister.

Dün gece bunu gördük. Fenerbahçe kendisini sınayabileceği bir takım ile maç yaptı. Oldukça zevkli, gollü ve heyecan dolu bir doksan dakika izledik. İlk yarı Valencia fırtınası vardı, dilek olay üç haftada ikişer ikişer atarak altı gole ulaştı, bu özel performans ile Fenerbahçe tarihinde yerini aldı bence. Jesus çıkarttığı on bir ile yine hepimizi şaşırttı, Serdar dursun ve Lemos ile başlaması hepimizin kafasında soru işareti oluşturdu, takımının ilk yarı 2-0 önde bitirmesi bu endişeleri azalttı. İkinci yarıya Fenerbahçe yine çok iyi başladı ve hemen üçüncü golü buldu, o an maçın bittiğini ve Fenerbahçe’nin farka gideceğini bekleyen taraftar, Adana Demirspor’un neden buralarda olduğu kanıtlayan o oyununu izlemeye başladık, penaltı ve ardından bulunan ikinci gol maçı Fenerbahçe açısından çok zora soktu.

Altay bu süre içerisinde yedikleri hariç önemli kurtarışlar yaptığını söyleyebiliriz. Ardından Jesus hemen oyuncu hamlelerini yaptı, sarı kartlı olan Arao ve Zajc, ilaveten Serdar Dursun’un yerine de Rossi’yi aldı. Bu değişikliklerden sonra oyunda dengeyi sağlayan Fenerbahçe, Rakitskiy’in Rossi’ye yapmış olduğu sert hareketten dolayı kırmızı yiyerek takımını on kişi bıraktı. Ardından kazanılan serbest vuruştan Alioski’nin çatala gönderdiği o güzel şut maçın Fenerbahçe lehine bittiğini ilan etti.

Jesus takımını ekonomik kullanmaya çalışıyor geniş kadrodan yararlanarak yoluna devam ediyor. Sistem oturmak üzere, oyuncular istekli, küsmeden kendilerini hep oynayacakmış gibi hazır tutuyorlar. Bu durum ilerleyen dönemlerde Fenerbahçe için çok büyük avantaj sağlayacaktır. Üç haftada 13 gol atan Fenerbahçe’ye bence hala forvet lazım, statik oynayan çok kapalı defanslara bu tür oyuncu lazımdır, göz ardı edilmemeli.

Fenerbahçe artık büyük takım refleksi göstererek maçlarını rahat kazanmaya başladı. Kasımpaşa ve son olarak Avusturya Wien maçlarında bunu gördük. Eskiden kendisinden zayıf olan takımları bile zar zor yener veya kaybederdi, ama artık Jesus ile birlikte o kalite farkını rakibe hissettirerek oynayabiliyor. Jesus bize geniş kadroyu olabildiğince nasıl kullanılabilir bunun örneğini vermektedir, her maç on birini tahmin etmek zor hale geldi. Bu o kadar güzel bir durum ki yedek olarak gördüğün oyuncular bile oynayınca sistem aynen işliyor, ayrıca onları küstürmeden hep formda tutmak, takımın parçası olduğunu hissettirmek, hangi mevki olursa olsun sakatlanan oldu mu yerinin hemen doldurulması takıma çok büyük avantaj sağlamaktadır. Örnek verecek olursak, Lemos’un oyun planında hiç sırıtmaması, Serdar Dursun’a hatalı oynasa bile uyararak doğruyu göstermesi ve sonunda onun ayağından gol bulması o kadar önemli ki ilerleyen dönemler de daha iyi anlayacağız. Kısacası uzun lig maratonu, kupa ve UEFA maçlarının olduğu yoğun maçların olduğu dönemde , geniş kadrolu takımdan maksimum şekilde verim alarak böyle geçirebilirsin.

Maçın özetine geçersek, ilk yarı King ve Rossi fırtınası var diyebiliriz, yine her zaman ki kapılan top ile iki pas ile on saniye içinde golü attık, tam tipik Jesus golü diyebiliriz. King sisteme en hızlı adapte olan oyuncu diyebiliriz, Jesus’un neden aldırdığını şimdi daha iyi anlıyoruz. Golden sonra oyunun ritmini hep Fenerbahçe belirledi, ilk yarı bu şekilde bitti. İkinci yarı yine oyunun hakimi Fenerbahçe idi, rakip on kişi kaldıktan sonra rakip alana oyunu iyice yığdı ve ikinci gol Serdar Dursun’dan geldi böylece turu garantileyerek İstanbul’a döndüler. Crespo, Ferdi, King, Rossi Atilla takımın iyilerindendi, Alioski teknik oyuncu ileride çok yararlı olacağını bize gösterdi, kısacası her geçen gün oyuncular daha iyi hale gelmektedir. Sistem işlemeye başladı diyebiliriz.

Şimdi önlerinde oldukça komplike, formda ve güçlü bir takım olan Adana Demirspor ile maçları var, çok zevkli geçmeye aday olan bu maçta Fenerbahçe güç gösterisi yapabilecek mi merakla bekliyoruz.