Abdullah Avcı, hem karakter hem de şampiyonluk yolunda edindiği tecrübeleri ile Trabzonspor için doğru isim. Elbette bu sezon sancılı geçecek. Mutlaka inişler ve çıkışlar olacak. Ancak eğer büyük resme bakarsanız camiayı özlenen yerlere getirebilir.

Abdullah Avcı’nın Trabzonspor’a gelişini her şeyden önce doğru temellere oturtmak gerek. Günü kurtarmaya değil, yıllarca her sezon şampiyonluk için iddialı bir takım olabilmek, oyun disiplini ve takım bütünlüğü konusunda mesafe katetmeye bağlı. Önce oyuncu kadrosunu, işler kötü gittiğinde teknik direktör gider algısından kurtarmak şart. Bu sezonun, geçtiğimiz dönem kaçan şampiyonluğun, kadro kalitesinin düşüşünün ve Avrupa’dan gelen cezanın aynı anda yorduğu Trabzon camiasının bu kötü ayrıntıları atlatabilmesi için az hasarla atlatılması gereken bir sezon olduğunu düşünüyorum. Kalkıp Abdullah Avcı’ya ‘bu sezon şampiyonluk bekliyoruz’ demek gerçekçi olmayacak ve istikrarlı teknik direktörlerle çalışmadan başarı gelmeyeceğini artık anladığını tahmin ettiğim Trabzon camiası için Abdullah Avcı hem karakter hem de şampiyonluk yolunda edindiği tecrübeleri ile doğru isim. Elbette bu sezon çok sancılı geçecek.

Mutlaka inişler ve çıkışlar olacak ama eğer büyük resme bakarsanız altyapıdan oyuncu yetiştirme konusunda büyük avantaja sahip Trabzonspor için iyi yabancılarla desteklenecek Abdullah Avcı’lı bir kadro camiayı özlenen yerlere getirebilir.

Kısa sürede etkisi olabilir

Kısa vadede ise her takımda olduğu gibi teknik direktör değişikliklerinin olumlu etkileri vardır. Hem antreman hem de maçlarda oyuncuların temposu artar. Trabzonspor’un Milli arada yeni hocası ile yapacağı mini kamp döneminin, çıkış yakalamak adına uygun bir fikstürü olduğunu da düşünürsek çok verimli geçeceğini ve Trabzonspor’un kısa sürede yukarılara tırmanacağını tahmin ediyorum.

Galatasaray, yorgun Sivasspor’a karşı topu ayağında tutmayı seven Arda, Feghuli ve Emre Kılınç kurgusu ile maçı kontrol ederek başladı. Üretkenlik konusunda çok başarılı olmasa da özellikle Emre’nin dikine düşündüğü pozisyonlardan birinde Feghouli asistinde Belhanda ile golü buldu. Taylan stoperlerin yükünü bir hayli hafifleten hamleleri ile Sivasspor’un Galatasaray’ı hazırlıksız yakalama planını boşa çıkarmasına rağmen Marcao penaltı ile ikramı yaptı. Faysal penaltıyı kaçırmasa ilk yarı boyunca oynanan doğru oyun boşa gidebilirdi. İkinci yarıya Galatasaray golle başladı. Belhanda’nın Sivas’ın bıraktığı boşluğu iyi gördüğü pozisyonda Arda golü attı. Rıza Çalımbay’ın hamleleri ile Sivasspor son yarım saatte vitesi yükseltince iki taraf adına da pozisyonlar gelmeye başladı. Sonuçta Galatasaray önemli bir kısmını iyi oynadığı maçta zorlanmasına rağmen Sivasspor’u geçmeyi başardı.

Gecenin sorusu

Galibiyetin en önemli detayı neydi? Galatasaray’ın kazanması ve futbol adına iyi gözükmesi için Arda, Emre Kılınç, Feghouli ve Belhanda aynı anda sahada olmalı. Bu oyuncu grubu futbol iyi futbolcularla oynanır sözünü ispatlayan bir performans sergiledi.

Maçın starı

Belhanda hem attığı gol hem de yaptığı harika asistle geceye damgasını vururken, santrfor performansı iyi olmayan takımı için hayati bir performans sergiledi.

Maçın olayı

Galatasaray’da Arda’nın attığı gol, oynadığı zaman takımına seviye atlatan, arkadaşlarını da olumlu etkileyen bir oyuncu olduğunu göstermesi gecenin olayıydı. Böyle bir maça hem Arda’nın hem de Galatasaray’ın çok ihtiyacı vardı.

Kısa mesaj

Sivasspor için bu kısıtlı kadro ile iki kulvarı birlikte götürmek pek mümkün değildi. Yine de son yarım saate sığdırdıkları fırsatları değerlendirseler puan almaları şaşırtıcı olmayacaktı.

Pereria'nın orta sahada, Djaniny'nin en önde başladığı oyun planı ilk yarıda tuttu. Yüksek hücum gücüne rağmen Alanyaspor'a hazırlıksız yakalanmayışlarının yanında, Djaniny'in savunma arkası koşularında da net pozisyonlar buldu. Ancak Marafona başarısının yanında Djaniniy'nin topu Pereria'ya çıkarmaması da ilk yarının tek eksiği golü engelledi. 2. yarının başında oyun olarak iki takımın ne set hücumlarında ne de çabuk rakip kaleye gitme isteklerinde birbirlerine üstünlük sağlayamamasına rağmen Caulker bu heyecansız oyuna isyan etti. Önce takımı adına Bakesetas'ın pasını sonra Trabzonspor adına Serkan Asan'ın pasını asiste çevirip golleri attı. Trabzonspor hamleleri takımın kalitesini artırmasına rağmen bu kalite oyuna ya da pozisyon sayısına yansımadı. Sonuçta Trabzonspor toparlanabilmek adına bir yerden başlamalıydı. Geçici teknik direktörü ile ligin en iyi hücum eden Alanyaspor'una karşı aldığı puan önemli bir detaydı.

Gecenin sorusu

Rotasyonda en dikkat çeken performans hangisiydi? Özellikle Pereria orta sahada çok faydalı oynadı. Her hücumda ceza sahasına girdi, kolay top kaybetmedi ve rakiplerine yaptığı savunma hamlelerinde de iyi iş çıkardı.

Maçın starı

Alanyaspor'da ilk yarıda takımı adına skoru tutan isim Marafona'ydı. Zamanlamaları ve refleksleri günün yıldızı olmasını sağladı.

Maçın olayı

İhsan Derelioğlu ile çıkılan maçın başlangıç 11'i ve segilenen oyun günün olayıydı. Trabzonspor için ilk 8 haftanın en derli toplu maçlarından biriydi.

Kısa mesaj

Alanyaspor için geçen haftanın maç oynanmadan geçmesi yakaladığı ritmin bozulmasına sebep olmuş.

Galatasaray forvet hattında potansiyeline göre performansı düşük kalan çok fazla oyuncu olunca, transfer de erken konuşulmaya başladı. Ancak özellikle Galatasaray’ın, şampiyonluk yıllarında sezonun 2. yarısına damga vurmayı seven Muslera, Feghouli ve Belhanda gibi oyuncuları kazanmaya, transferden daha çok ihtiyacı var. Diagne’nin bir türlü kendini futbola vermeyişi, Arda’nın henüz tam kapasite dönemeyişi, Emre Akbaba’nın sakatlığı tam atlatamayışı derken, forvet hattının transfer ihtiyacı olduğuna kanaat getirilebilir.

Direkt katkı alınır

Fakat ihtiyaç bana göre Yunus ya da Kenan değil, Onyekuru. Tüm forvet hattının kalitesini sergilemesini sağlayabilecek profilde olan çabukluğu ve kazanma hırsı ile takıma direkt katkı verecek tek oyuncu Onyekuru. Artık transfer yapmak her zamankinden zor o yüzden bazen tek bir transferle çok iş görebilirsiniz ama elinizdekini kazanmak bu dönemde transfer yapmaktan daha değerlidir. Eğer Feghouli ve Belhanda’nın yönetimle yaşadıkları sıkıntılar performanslarına yansımaya devam ederse devre arasına kadar hedeften uzaklaşır transferde yapacağınız hamlelerinde bir anlamı kalmaz.

‘Ama’yı silmesi şart

Artık Galatasaray'ın maçların sonunda Fatih Terim'in ağzından duyduğumuz, 'Kazandık ama...' kelimesini oynadığı oyunla silmesi şart. Özellikle şampiyonluk yolundaki rakiplerinin iştahlı oyunlarına karşılık verebilmesi çok önemli. Bunun için de ilk kriter saha içi liderlerinin bireysel performanslarına dokunabilmek.

Fenerbahçe’nin hücum isteği yüksek başlangıcı, 20 dakika içinde 5-6 net pozisyon getirse de forvet hattının tamamının gol vuruşlarındaki etkisizliği bu başlangıcın karşılığını alamamak olarak geri döndü. Antalyaspor’un, hücum etmek için acelesiz görüntüsü ile oyunu dengelemesine rağmen Jahoviç’in Serdar Aziz’e yaptığı hareketle atılması ikinci yarı öncesi tüm planlarını bozdu. 2. yarıda Fenerbahçe, Antalya kalesini abluka altına aldı. Ozan’la bulduğu gole rağmen gol aramaya devam etti. Golün her türlüsünü kaçırdı. Podolski’nin enfes golü ile gelen beraberlik bile tedirginlik yaratmadı. Erol Bulut’un güçlü kulübesinden gelen hamlelerden Perotti ortaya çıktı ve önce yaptırdığı sonra attığı penaltı golü ile maçı çözen oyuncu oldu. Sonuçta Fenerbahçe kaçırdığı pozisyonlar yüzünden maçı zora soksa da geniş kadrosuyla maçı kazanarak seriyi sürdürmeyi başardı.

Gecenin sorusu

Erol Bulut için ideal bir forvet hattı netleşti mi ? Açıkçası ceza sahasına bu kadar çok girebilen Fenerbahçe için ilk seçeneğin Cisse olması gerektiğini düşünüyorum.

Maçın starı

Caner Erkin bir savunma beki için daha ne kadar hücum katkısı verebilir ya da kaç gollük top kesebilir bilmiyorum. Arkadaşlarının ısrarla bu ikramları geri çevirmesi maçın da erken kopmasını önledi.

Maçın olayı

Sanırım kaçan pozisyonları anlatmaya kalksam 3-4 köşe yazısına ancak sığar. Bu kadar yetenekli bir forvet hattının maçı penaltı golü ile çözebilmesi gecenin olayıydı.

Kısa mesaj

Jahoviç takımının zaten az olan puan alma şansını anlamsız bir kartla tamamen bitirdi.

PSG’ye karşı müthiş bir mücadele ortaya koyan Başakşehir, yorgun gittiği Konya deplasmanından çok kritik bir galibiyetle döndü. Jevtovic’in ters vuruşuyla öne geçen Turuncu-Yeşilliler, Manchester United öncesi Aleksic’le güldü. Skubic’le penaltı kaçıran, Kravets’le farkı 1’e indiren İç Anadolu ekibi için ise hüsran dolu bir gündü.

Maçın başından itibaren hakim taraf olan Başakşehir, Crivelli’nin hem attığı golde ofsayt olması hem de sakatlığı sebebi ile maça şanssız başlayan da taraftı. Özellikle sağ kenarı Aleksic-Visca-Rafael ile iyi kullandılar. Fakat maçın kırılma anında Mert Günok’un kurtardığı penaltı ve oyuna dahil olan Guiliano’nun katkısı ile maç tek taraflı oynanmaya başladı. Başakşehir’in çabuk pas trafiğinde Visca ve Giuliano ile çıkardığı pozisyonlarda Sehiç çok önemli kurtarışlar yapsa da kornerden Rafael’in aşırttığı topta Jevtoviç’in kendi kalesine attığı gole engel olamadı ve Konya içeri mağlup gitti. Geriye İsmail Kartal’ın hücum hamleleri ile döndü. Özellikle Cikalleshi ve Eduok gibi kolay skora etki edecek oyuncular sayesinde oyun dengelendi.

Edin Visca etkisi

Fakat Başakşehir başta Visca olmak üzere formda forvet hattıyla maç boyunca pozisyona girmeye devam edecek kadar iyi oynadı. Konya Kravets ile Başakşahir ise Aleksic ile bulduğu gollerin dışında net fırsatlar kaçırmaya devam edince özellikle ilk yarıdaki üstünlüğünü, ikinci yarıdaki oyunuyla da pekiştiren Başakşehir Şampiyonlar Ligi yorgunluğuna rağmen çok zor bir deplasmandan galibiyet çıkarmayı başardı. 2 kalecinin iyi iş çıkarması skorun düşük kalmasına sebep olsa da galibiyette Edin Visca’nın enerjisi ve oynadığı oyunun takımına çok şey kattığını söyleyebilirim.

Mücadele Trabzonspor'un 3 maçtır kazanamayışı ve tartışılan teknik direktörü üzerindeki tedirginliği ile başladı. Ne pas yapabildi ne de savunma. Ceza sahası önlerine kolay gelen Kasımpaşa rakibinin bu ruh halini Tirpan'ın nefis golü ile değerlendirip öne geçti. Ancak 20 dk.lık bu buhran Nwakaeme'nin vites arttırması ile son buldu. Serkan Asan'ın bir sağbek için hiç kolay olmayan sol ayak golünün asistini yapan Nwakaeme ardından birbirinden şık 2 son vuruşla skoru 3-1'e neredeyse tek başına getirdi. Maç kopar mı derken Kamil Ahmet-Uğurcan ortak hatasını gol yapan Yusuf Erdoğan takımını oyunda tutan golü attı. İkinci yarıya soyunma odasından en güçlü hamlesi olan Koita ile dönen Kasımpaşa iki kanat oyuncusu Hodzic ve Yusuf Erdoğan üzerinden etkili oldu. Trabzonspor'un yorulması ile birlikte Kasımpaşa iyi hücum etmeye başladı. Ancak Aytaç'ın penaltısı başta olmak üzere birçok pozisyon çıkaran ve direnci düşen takımını ayakta tutan kaleci Uğurcan oldu. Ama rakiplerin pozisyonlarına hazırlıklı olan Uğurcan, Edgar'ın ters vuruşuna hazırlıksız yakalanınca ikinci yarının hakimi Kasımpaşa önce beraberliği sonra Koita ile nefis bir gol daha bularak aslında hak ettiği 3 puanı almayı başardı. Sonuçta Trabzonspor bir maçın 90 dakikasına enerjisini yaymakta zorlandığı bir maçta daha puan kaybı yaşayarak hayal kırıklığının boyutunu büyütmeye devam etti.

Gecenin sorusu

Trabzonspor için kötü gidişin en önemli sebebi ne? Ayrıntılara girmeden kadronun kısıtlı olması ve şampiyonluk için gerekli olan geniş kadroda potansiyel olarak bu kadroda olmaması gereken oyuncuların çokluğu Trabzonspor için en büyük problem.

Maçın starı

Eğer maçın içinde Nwakaeme'nin gününde olduğunu hissederseniz hücumda nasıl organize olurum ya da nasıl gol bulurum diye düşünmenize gerek yok. Topu Nwakaeme ile buluşturun yeter.

Maçın olayı

Newton için bu kadro ile yapılabilecek en iyi işin bu olduğunu düşünüyorum. Ama yönetimin bu konuda anlayışlı davranacağını hiç zannetmem.

Kısa mesaj

Galatasaray'dan sonra Trabzonspor'u da deviren Kasımpaşa'da Mehmet Altıparmak hamleleri ve takımını idare etmesi ile çok iyi iş çıkarmaya devam ediyor.

Sivasspor'un Macabi karşısında iki hücum stratejisi vardı. Yapılan preste kazanılan toplar ve çabukluk konusunda etkili forvet oyuncularımızın savunma arkası koşuları. Ancak bu plan Gradel'in tek pozisyonu haricinde pek etkili olmadı maçın ilk yarısında. Savunmada ise çok zorlanmamamıza rağmen verdiğimiz tek net pozisyonda Rikan'ın topu ıskalaması bizim adımıza büyük bir şanstı. Forvet oyuncularımızın aynı şeyleri doğru anlarda düşünemediği final pasları ile bu paslarla buluşacak oyuncuların zamanlamasının bir türlü tutmadığı ilk yarı kısır geçti.

Oyunun karşılığı bu değil

İkinci yarının başında keyifsiz futbola isyan eden Gradel, Yatabare ile yaptığı alışverişverişi Kayode'ye yaptığı harika asistle bitirip takımı için golün kahramanı oldu. Fakat çok oyuncu ile öne çıkmaya başlayan Maccabi, Camara'nın penaltı yaparak atıldığı pozisyonda kazandığı penaltıyı Biton ile gole çevirdi. Maçın kırılma anında Yatabare ile direğe takılan şut adeta Sivasspor'un maçtaki kaderini belirler gibiydi. Perez'in savunmanın ortasında bulduğu fırsatı iyi değerlendirerek attığı gol geceyi bizim için hayal kırıklığına çevirdi. Rıza hocanın hamleleri gelse de geriye düşmek ve eksik kalmak direncimizi düşürdü. Sivasspor için oynanan oyunun karşılığı mağlubiyet olmasa da tabelada hataları iyi değerlendiren Maccabi'nin üstünlüğü yazıyordu.