‘’Dorukhan Toköz kaybedilmemeli‘’
Şenol Güneş, Beşiktaş'ın antrenörüyken kulübün yaşamaya başladığı ekonomik kriz, başarısızlığın en büyük sebebiydi. Bu yüzden Ahmet Nur Çebi'nin, 'Keşke Şenol Güneş kalsaydı' sözü kabul edilebilir bir söz. Diğer taraftan Dorukhan'ın sözleşmesi bitecekken, 'Beşiktaş'ta oynamak istiyorsa oynar' söylemi de bir o kadar kabul edilemez.
Profesyonel oyuncular, özellikle Dorukhan gibi genç ve umut vaad ediyorsa gelecekleri için mukavelelerinde doğru şartları ararlar. O yüzden Dorukhan için önce iyi şartları oluşturabilir miyiz diye düşünmek lazım.
Beşiktaş, son dönemde iyi oyuncularını kolay kaybedip kolay iyi oyuncu bulamayan bir profildeyken Dorukhan gibi oyuncularını kolay kaybetmemeli.
‘’Tempolu oyun tarzı gerek‘’
Uluslar Ligi’nde oynadığımız en iyi 45 dakikanın ayrıntılarını iyi analiz edip, Sırbistan maçına da öyle başlamak gerek. Savunmamızın beklenen agresifliği özellikle de Merih'le gösterdiği, rakip forvetlerle bire bir kalmaktan çekinmediği anda oyunu rakip sahada oynamak biraz daha kolay. Cengiz Ünder'in, Rusya maçındaki oyunu, tüm forvet hattına yansıdı. Topu önde kolay kaybetmeyince beklerimizi hücuma çıkarmayı başardık. İç sahada da artık bu grupta iddialı olacaksak, maça da bu tempo ve oyun tarzı ile başlamalıyız.
Kontrollü ve hızlı…
Elbette rotasyon bir mecburiyet ancak hangi kadro ile olursa olsun Milli Takımımız kontrollü oyunu özellikle de skor avantajını alamazsa, çok becerebilen bir takım olmuyor. Bizim için maçların kontrolünü elimizde tutar ve hızlı oyunu benimsersek, iyi başlayamamış olmamıza rağmen kaderimizi değiştirebiliriz.
Özgüven avantajı
Özellikle maçı kazanamamış olmamıza rağmen Rusya maçından sonra özgüven kazanmamız Sırbistan'a karşı en büyük avantajımız. Bu arada maçın en önemli detaylarından biri Merih'in partnerinin kim olacağı. Çağlar ve Kaan Ayhan, sakatlıkları nedeniyle, Ozan Kabak da cezası yüzünden oynayamayacak. En iyi seçenek Başakşehir’in ön liberosu Mahmut Tekdemir’i savunmaya çekmek gibi duruyor.
‘’1 puanı hak ettik‘’
Tamanlamıyla tek taraflı bir ilk yarı izledik. Bir tarafta iyi pres yaparak orta sahada topu kazandığı anda boşlukları çabuk bulan, göbekten her fırsatta savunmamızı dripling ya da pasla geçen Rusya, diğer tarafta ise rakibine müdahale etmekte geç kalan, hücumda topu tutamayan Milli Takımımız vardı. Bu oyun pozisyon sayısına da yansıdı. Mert'in kurtardığı ya da iyi kullanamadıkları 4- 5 net fırsatın dışında Miranchuk'un net vuruşu ile buldukları golle içeri skoru alarak giden Rusya olurken, bizimiçin oynanan oyuna göre bu skor iyiydi. 2. yarıya ilk yarıda ayak uyduramadığımız oyunun hızını biz belirleyerek başladık. Cengiz Ünder hamlesi ile hücumlar doğru gelişti. Hakan Çalhanoğlu ve Burak Yılmaz'ın denemelerinde şanssız olsak da Merih'in nefis indirdiği topta golü bulduk. Rüzgarı tamamen arkamıza alıp, Cengiz'le etkili olmaya devamettik. Kazanma iştahımız sayesinde galibiyet için şartları eşitledik ama pozisyon vermeye devam ettiğimiz anlarda maçın iyisi Mert Günok hep sahnedeydi. Sonuçta devre arası geçirdiğimiz değişimile bu puanı haketmiştik.
Gecenin sorusu
Soyunma odasında ne konuşulmuştur? Güneş'in, Cengiz hamlesinden ziyade oyuncularına söylediği kelimelerin maçın 2. yarısındaki futbolun sebebi olduğunu düşünüyorum.
Maçın starı
Merih'in özellikle ikinci yarıdaki kritik savunma hamleleri ve golümüzdeki katkısı bizim açımızdan tam anlamıyla hayati bir performanstı.
Maçın olayı
Maçın olayı ilk yarı neredeyse hiçbir varlık gösteremeyen Milli Takımımız’ın ikinci yarıda tam tersine bir görüntü ile harika bir iş çıkarmasıydı. Sanırım bir takım soyunma odasından en fazla bu kadar değişerek gelebilir.
Kısa mesaj
Cengiz Ünder, Milli Takımımız’ın iyi oyununda başrol oyunculardan biriydi. Premier Lig temposunu kazanmayı başarırsa Milli Takımımız için en büyük kozlardan biri olur.
‘’Milliler zafer için sahada‘’
Rusya özellikle oynadığı disiplinli futbolun yanında dünya yıldızlarına sahip olmasa da kolay gol bulabilen bir takım. Yani bizim de son oynanan Almanya maçında yaşadığımız savunma zaafiyetlerini kullanabilecek derecede formdalar. O yüzden işin savunma kısmında MerihÇağlar, Mahmut-Okay tandemlerinin grup maçlarında gösterdikleri performansa yaklaşmaşarı önemli. Diğer taraftan çabuk alanları değerlendirme konusunda Efecan, hücum katkısı ile Lille'de parlayan Zeki Çelik, Milan'ın fark yaratan hücum organizatörü Hakan Çalhanoğlu gibi kozlarımız ile gol bulmakta zorlanmayacağımızı düşünüyorum. Diğer taraftan maçın deplasmanda olması bizim için beraberliği de iyi bir skor yapıyor.
Mücadele devam ederse...
Her ne kadar iyi başlayamamış olsak da ligin başlamış olması, oyuncularımızın da rakipleri ile maç oynama pratiği konusunda şartları eşitlemesi ve son maçta gösterilen mücadele ve istek bu maçla beraber kalan tüm müsabakalarda Milli Takımımız’ı çok daha iddialı hale getirebilir. Burak Yılmaz sakatlığı yoksa her takıma karşı en önemli oyuncumuz. İyi hücum edemesek bile onun kendine has özellikleri gol bulmamızı sağlayabilir.
‘’Beşiktaş'ın zamanı var‘’
Beşiktaş’taki plansızlık, daha doğrusu sonraki hamleleri düşünmeden yapılan işler, hem yönetim hem de Sergen Yalçın için sezonun kalanında sorunlu ve kalitesiz bir kadroyla verecekleri bir sınavı getirdi. Elinde ciddi paralar ödedikleri ancak kadroda düşünmedikleri yabancı oyuncuları elden çıkarmadan kadro dışı bırakan, yenilerini alıp (ki gelenler dışarıda kalanlardan kaliteli değil) onlardan da henüz verim alamayan takımın iskeletini oluşturması beklenen oyuncular içinde de formda bir isim yok. Son olarak Sergen Yalçın’ın hemen her maçta forma verdiği Boyd’un gözden çıkarılması ise bu plansızlığın ve anlık hareket edişin en büyük örneği.
Sergen Yalçın neden müdahale etmedi!
Takımda işler bu duruma gelirken geçtiğimiz sezonun başarılı işler yaparak günü kurtaran ve transfer konusunda eli güçlü Sergen Yalçın da bu dağınık görüntünün en önemli aktörlerinden biri. Welinton’u nasıl keşfetti, Caner, Gökhan ve Burak’ı gönderirken yerlerinin doldurulamayacağını nasıl öngöremedi. Necip nasıl joker oldu, Beşiktaş maliyetli diye kaliteli isimlerini bırakırken, kadro dışılar, yeni gelenler derken astarı yüzünden pahalıya gelen her hamleye neden müdahale etmedi.
Geçen sezonun bile altında bir kadro
Nedeni basit. Sergen Yalçın çok iyi bir Beşiktaşlı ve çok da iyi bir teknik direktör ancak daha önce kadro planlamasında eli güçlü bile olsa hem tecrübesi hem de kulübün parası eksik olduğundan kalitesi eksik dediğimiz geçtiğimiz sezonki kadronun bile altında bir kadro oluşturdu. Şimdi tek avantajı artık belli olan elindeki kadronun Milli ara ve bay haftası ile birlikte önünde sezonun kalanı için hazırlanmak adına ciddi bir zamanının olması. Şimdiye kadar olmadı ama bundan sonrası için teknik direktör becerisini sergilemek adına Sergen Yalçın için de oyuncu kadrosu içinde en büyük şans bu ara.
‘’Efecan Karaca'ya ayrı parantez‘’
Milli düzeyde oynanan hazırlık maçları özellikle takımlarındaki form durumlarını Milli Takım’a taşıyabilmek adına oyuncular için bulunmaz fırsattır. İşte bu fırsatı yetenekli oyuncularımız, özellikle de forvet hattındaki tüm isimler iyi değerlendirdi ama Efecan’ı başka bir yere koyarak söyleyebilirim. Efecan’ın uzun zamandır istikrarlı görüntüsü ile adeta tırnaklarıyla kazıyarak geldiği milli takımdaki performansı en fazla takdiri hak eden ayrıntıydı. Bunun dışında sıkıntı yok muydu? Elbette vardı. 3 gol yedik ama Mert maçın en iyisi, Merih henüz sakatlığından sonra form tutamadı. Yine de keyfimizi bozmadan düzelebilecek şeyler olduğunu söyleyip Milli Takım ruhunu hisseden ve hissettiren herkesin ayaklarına sağlık diyelim.
‘’Hak edilen sonuç!‘’
Beşiktaş, henüz başlama düdüğü çalmadan dezavantajlıydı Gençlerbirliği’ne karşı. Sergen Yalçın’ın yaptığı rotasyon Beşiktaş’ın zaten eksik olan kalitesini de alıp kulübeye hapsetti. Gençlerbirliği maçın başlaması ile beraber elini kolunu sallaya sallaya Beşiktaş’ın savunma zaafiyetlerini ortaya çıkardı ve bu pozisyonlardan birinde Welinton’un kaçırdığı Stancu ile golü buldu. Beşiktaş’ın oyun olarak karşılık verecek hali yoktu ama yine de Josef’in baskısından çıkan fırsatta Gökhan Töre’nin kötü vuruşuna kurban gitti.
2. yarıya Mensah hamlesi ile gelmesine rağmen oyunda ağırlığını hissettiremeyen, rakip sahada oynasa bile çok ağır hareket eden Beşiktaş pozisyon üretemedi. Gençlerbirliği ise skordan memnun hücumda seçiciydi. Montero’nun çizgiden çıkardığı pozisyon ile skoru da garantileyebilirlerdi, olmadı. Sergen hoca kulübedeki tüm hücumcuları oyuna aldı. Ancak son 10 dakikada kurulan baskı gol getirmedi ve Gençlerbirliği maçın geneline bakınca hak ettiği galibiyeti alarak evine döndü.
Gecenin sorusu
Josef de Souza nasıldı? Beşiktaş’ta savunmanın önünde oynattığınızda karşılığını alacağınız bir oyuncu olduğunu hissettirdi ama ilginç olan Beşiktaş adına Josef’ten başka bahsedilebilecek iyi bir ayrıntı olmayışı.
Maçın starı
Futbolda yaptığınız işin karşılığını almanızı sağlayan en önemli detayı takımı adına yerine getiren Stancu performans olarak olmasa da attığı gol ile maça damgasını vurmayı başardı.
Maçın olayı
Sergen hocanın maç boyunca top kendilerine geldiğinde Beşiktaş takımı çıkmaz sokağa girmiş gibi geri dönmesine rağmen Necip ve Rıdvan’dan vazgeçmemesi bana göre maçın olayıydı.
Kısa mesaj
Welinton transferinin Beşiktaş için yanlış bir hamle olduğu her maç daha fazla kesinleşiyor.
‘’Oyunun hakkını Maxim verdi‘’
Ekuban'ın yakaladığı ancak Günay'ın doğru zamanlamaları ile kurtardığı pozisyonların dışında yine Ekuban'ın hazırladığı ama Abdülkadir Ömür'ün kötü kontrolüne kurban giden fırsatlardan faydalanamayan Trabzonspor aynı zamanda Edgar'ın sakatlığına rağmen pozisyon da vermedi. Gaziantep'in ilk 3 maçtaki kolay pozisyon veren takım görüntüsü yerini 5'li savunma oynayan, önce yemeyelim mantalitesine hakim bir takıma evrilmişti. Maçın 2. yarısının ilk bölümünde düşük tempolu bir oyun vardı. Bu kısır döngüyü sürpriz bir golle bozan Trabzonspor oldu. Maç hareketlense de pozisyon sayısına yansımadı. Bireysel hata yapma sırası bu kez Trabzonspor'a gelmişti. Flavio'nun VAR'a yakalanan müdahalesi ile aslında oyunun hakkı olan beraberlik Maxim'in golü ile geldi
Gecenin sorusu
Trabzonspor tarafında ne eksikti? Özellikle hücum kısmında ilk yarıda maç eksiğine rağmen en hareketli oyuncu Ekuban iken, takımlarının seviyesini belirleyen Nwakaeme ve Abdülkadir Ömür’ün performansları çok sönük kaldı
Maçın starı
Gaziantep'te taçtan gelen gole kadar pozisyonlarda iyi direnen Günay, Trabzonspor'da ise sabaha kadar oynansa gol olmaz dedirten maçta Campi'ye taçtan yaptığı asistle Pereria maçın iz bırakanları oldular.
Maçın olayı
Trabzonspor'un işin hücum kısmında sönük kalmasına rağmen oturaklı bir oyun oynaması, skor ne olursa olsun kolay pozisyon vermemesi dikkat çekiciydi. Şampiyonluk için Trabzonspor'un bu oyununu özellikle hücumda geliştirmesi yeterli.
Kısa Mesaj
Sumudica kendine has bir teknik direktör ama oyuncularına asla iyi bir örnek değil.