‘’Öz güvensiz ve tedirgin‘’
Beşiktaş yaşadığı kötü gidişatı durdurabilmek adına aradığı kanı maçın ilk yarısında genç oyuncusu Can Bozdoğan’da buldu. Oyun kalitesi ya da pas trafiği kısmının konuşulması bu geçiş dönemi için lüks kabul edilebilecek Kasımpaşa maçında yine Can’ın yaptığı iki iyi servis Batshuayi formsuzluğuna kurban gitti. Kasımpaşa tarafında ise Yusuf Erdoğan’ın çabukluğu, Rıdvan’ın savunma zaafiyeti ile birleşince az sayıda da olsa yakalanan fırsatlar sonuçsuz kaldı. İkinci yarıya yüksek tempo yaparak başlayan Kasımpaşa maçın hikayesini değiştirecek fırsatları, orta sahada yaptığı presle kazandığı toplarla buldu ama finali yapmayı beceremedi.
Çile bitmedi
Ghezzal’ın servisleri ise genelde Batshuayi’nin formsuzluğuna kurban gitti. Uzun zamandan beri skora dokunan oyuncu arayan Beşiktaş’ta Can Bozdoğan’ın oyunu maçın ikinci yarısında da gittikçe büyüdü. Ancak Beşiktaş genel anlamda özgüvensiz ve tedirgin görüntüsünden kurtulamadı. Bu görüntüye Sergen Yalçın’ın Ghezzal’ın yerine Topal hamlesini yapması adeta tedirginliğin ispatı gibiydi. Kasımpaşa bu fırsatı kaçırmadı. Umut Bozok’un attığı gol ve kaybedilen 2 puan Beşiktaş’ın çilesinin bitmediğinin ispatı gibiydi.
‘’Akıllı ve kontrollü oyun‘’
Trabzonspor, Süper Lig'in sahanın her bölgesinde pas yapan ve bundan vazgeçmeyen Karagümrük takımına önde pres yaparak başladı maça. Kazanılan toplar Hamsik ve Abdülkadir Ömür ile servis edilip, Djaniny ve Cornelius'a pozisyonlar hazırlandı. Bir tanesinde Luckassen'in, Djaniny'yi indirmesi ile de kazanılan penaltı ve Djaniny ile gelen gol, tabelayı Trabzonspor'a çevirdi. Karagümrük'ün Karamoh ve Bertolacci tarafından zorlamaları ise disiplinli Trabzonspor her zamanki savunma disiplinine kurban gitti. İlk yarının sonunda Nwakaeme ile, ikinci yarı ise karşılıklı Emre Mor ve yine Abdülkadir Ömür ile kaçan fırsatların sonunda sahneye Abdülkadir Ömür çıktı. Form durumunun yüksekliğini ispatlarcasına Nwakaeme'den aldığı topta nefis bir vuruş yapıp takımı adına maçı sağlama aldı.
Geri dönüşe izin vermediler
Golden hemen önce Abdullah Avcı'nın orta sahaya yaptığı Berat hamlesi ile oyunun kontrolünü iyice ele alması ve gelen gol ile Trabzonspor maçın kalanında geri dönüş için Karagümrük'e izin vermedi. Trabzonspor için sezon başından beri bir kez daha oyunun 2 yönüyle çok akıllı ve kontrollü oynanan, Hamsik, Nwakaeme ve Abdülkadir Ömür'ün kalitesinin hissedildiği bir deplasman maçı kayıpsız geçilmiş oldu.
‘’Feghouli farkı‘’
İki takımın da önde yapmaya çalıştığı presin getirisi olan pozisyon ve gol bulma çabalarında, işi çözen Galatasaray’dı. Şu bir gerçek, Galatasaray kazandığı ilk toplarda Feghouli’yi ne kadar çabuk bulursa, gol bulma ihtimali de o kadar yüksek. Feghouli de daha 10. dakikada nefis hazırladı, sürpriz çıkışıyla Cicaldau bitirdi. Devamında topu biraz fazla Marsilya’ya bırakmasına rağmen biraz Muslera’nın kurtarışları, biraz Dieng’in ve Marsilya’nın şanssızlığı, kısacası Galatasaray için gol yememesi büyük şans oldu. İlk yarı bitmeden bu kez çabuk hücum konusunda sazı Berkan ve Kerem ellerine aldılar. Bitiren bu kez biraz da şansıyla yine Cicaldau olurken, oyun olarak dengeli ama skor olarak kusursuz bir tabela vardı. İkinci yarıda Dieng’in rahatsız edişlerini saymazsak, Galatasaray’ın yüksek iştahlı ve en önde başlayan presini aşmakta zorlanmasına bir de Kerem’in önce kapıp sonra Feghouli’ye attırdığı gol ile cezayı kestik. Maç da zaten orada koptu. Devamındaki goller, sadece tabelayı belirledi.
Gecenin sorusu
İstikrarlı bir santrfor performansına hasret Galatasaray’da Diagne gol atamamasına rağmen belki de Galatasaray’a ayak bastığından beri en fazla mücadele ettiği ve faydalı olduğu maçlardan birini oynadı.
Maçın starı
Galatasaray için en başarılı olduğu oyunu oynayabilmesi için ilk gol çok önemliydi. Cicaldau ilk 2 goldeki katkısıyla oyundan erken çıkmak zorunda kalmasına rağmen maçın yıldızı oldu.
Maçın olayı
Hem maçın hem de bu sezonun olayı, Türk futbolunun Avrupa’da başarıya çok ihtiyacı olduğu bir dönemde Galatasaray’ın harika bir iş çıkarmasıydı. Gruptaki performans için söylenecek tek şey, ‘kusursuz’ olabilir.
Kısa mesaj
Maçın yıldızı Cicaldau dedik ama Feghouli ve Kerem’in oyunu iki yönlü oynayıp aynı zamanda skora dokunmaları da göz kamaştırıcıydı.
‘’İşimiz kolay değil‘’
Herhalde ilk kez bir maç önü yazısında ideal kadroyu yazmak daha zor, özellikle de Beşiktaş için. Çünkü ideal kadrosu ya da kulübesi fark etmeksizin olduğu gibi formsuz. Aslında puan durumunun umutsuzluğunu bir yana koyup sadece Şampiyonlar Ligi maçının tadını çıkarmak, alınan her puanın maddi getirisini hesaplamak ya da ülke puanını düşünmek önemli derdim ama Beşiktaş takımının haleti ruhiyesi buna da pek müsait değil. Karşısında gruptan çıkmayı garantilemiş ve dünya futboluna yeni yıldızlar katmayı amaçlayan, temposu yüksek Ajax’a karşı da işimiz hiç kolay değil.
Olumlu senaryoda...
Yine de olumlu senaryo yazmak için kendimi biraz zorlayayım. Bir türlü tutturulamayan takım ritminin tuttuğunu, Montero ve Vida’nın az hata yaptığını, Larin-Batshuayi’nin, Ghezzal’ın servislerini heba etmediği ve son olarak Necip- Pjanic ikilisinin iyi bir gününde olduğunu düşünerek puanlar hayal edebilirim. Son olarak Atiba’nın futbolculuğunu ya da Beşiktaş’a bugüne kadar yaptığı katkıları unutmadan, artık bu oyuncuya doğru maçları seçme zamanı gelmedi mi?
‘’Nwakaeme resitali‘’
Trabzonspor kötü başladığı maçın ilk 10 dakikasında Hugo’nun yoruma açık müdahalesi ve Edgar’ın çizgiden çıkardığı anlarda, futbol tabiriyle ‘direkten döndü’. Sonrasında Abdülkadir Ömür ve Djaniny’nin pozisyonlarını değiştiren ve Ömür’ün yaptığı ortada biraz da şansı ile golü bulan Trabzonspor iplerini kopardı. Nwakaeme’nin kalitesinin hissedildiği ilk yarıda Djaniny ve Cornelius’un golleri ile maçı sağlama almayı başardı.
Rakiplerin hayallerini yıktı!
Dengede giden maç için sıkıntılı olabilecek Siopis- Berat ikilisi, skoru aldığın andan itibaren doğru bir ikili oldu. Yine de soyunma odasından daha iyi dönen Gaziantep oldu. İkinci yarının başında özellikle yan toplarda etkili olmalarına rağmen 2 kez direğe takılıp şanssızlıklarını bir türlü yenemediler. Trabzonspor’da ise duruma Abdullah Avcı müdahale etti. Denswill ile 3’lü savunmaya döndü. Hücumda Nwakaeme resitali devam etti. Djaniny en öne geçtiği anlarda çabukluğu ile net fırsatı gol yapsa farkı daha da büyütebilirdi, olmadı. Sonuçta Trabzonspor ideal kadrosundan 5 oyuncusunun olmadığı bir maçı kazanarak yine hata bekleyen rakiplerinin hayallerini yıkmayı başardı.
‘’Fenerbahçe'nin kumarı tuttu‘’
Sürekli duyarsınız, geçiş oyunu denen ayrıntı konusunda iki takımında sınıfta kalarak yediği goller vardı derbinin ilk yarısında. İlk golde aklı 3'lü savunmada kalan Tisserand'ın, pozisyon hatası yapan Sosa'nın yanı sıra, Kerem ve Morutan'ın klas işleri dikkat çekti. Fenerbahçe maçın hakimi gibi gözükse de onlar da golü baskın basanındır misali Galatasaray savunmasının uyuduğu bir anda asla tartışılmaması gerekirken Pereira tarafından tartışmalı hale getirilen yıldızı Mesut Özil ile buldular.
2. yarıya Fenerbahçe daha iyi başladı. 15-20 dakikalık bölümde yine rakip sahada gözüken Fenerbahçe olmasına rağmen Berisha pozisyonu dışında pozisyon ürtemedi. Sonraki bölümde oyun dengelendi. Karşılıklı İrfan Can ve Cicaldau denemelerinde kalecilerin başarıları vardı. Fatih Terim'in orta sahayı güçlendiren hamlelerine Pereira 3'lüye dönerek cevap verdi. Ancak bu hamle oyunun son bölümde Galatasaray'a dönmesini sağladı. Tisserand'ın atılması ile ibre tamamen ev sahibine döndü.
Berke ve Kim Min Jae'nin harika hamleleri olmasa Galatasaray golü de bulabilirdi. Pereira'nın son bölümde yaptığı değişiklikler pahalıya mal olabilirdi. Ama Pereira'nın kumarı tuttu. Oyuna giren Rossi ve Crespo, risk alan Galatasaray'a cezayı 90+4'te kesti. Fenerbahçe adeta hayat öpücüğü gibi bir 3 puanı, Mesut Özil, Berke, Kim Min Jae, Zajc ve Ferdi'nin iz bıraktıkları derbide alan taraf oldu. Pereira için 3 puan kadar yıldız oyuncu performansları ile takımının iskeletinin oluşması gerektiğinin ispatlandığı da bir maç oldu.
‘’Hayal kırıklığı yarattı‘’
Beşiktaş iyi oynamak ya da tempo yapmaktan vazgeçtim, vasat bir tempoda oynadığı maçın ilk yarısında Welinton ve Vida'nın hemen her pozisyonda yaptıkları hatalarla hem pozisyon verdi hem de Babacar'ın golü ile geri düştü. Hücum etmek için beklentileri karşılayabilecek istisnasız tüm isimler kayıplarda olunca oyun skordan daha büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
Ritim tutturamadılar
Hayal kırıklığını bitirmek isteyen Sergen Yalçın 2. yarıya iki değişiklikle başladı. Bu elbette sürpriz değildi ama asıl sürpriz Atiba ya da Pjanic'in çıkması değil Beşiktaş'ın Kenan ile devam etmesiydi. Futbolda takımların maçların içinde tutturdukları ritimler hem maçların hem de sezonun genelinin kaderini belirler. Beşiktaş bu ritmi Alanya maçında da yakalayamadı. Hatta bir adım ileri gideyim; Beşiktaş'ta iyi oynayan tek bir oyuncu bile yoktu.
Formalite tehlikesi
Tüm değişikliklere rağmen gole yakın taraf Alanyaspor'du. Emre Akbaba, Efecan, Umut ve Tayfur'un iyi iş çıkardığı gecede Alanya, Bülent Korkmaz'la bir büyük maçı daha çözmeyi başararak bu tip maçların ezberi bir oyunu olduğunu yine ispatlamış oldu. Babacar ile öne geçtikleri gecede uzatmalarda Diedhiou ile fişi çektiler. Beşiktaş ise bir kaç hafta sonra sezonu formaliteye çevirme tehlikesi ile karşı karşıya kaldı.
‘’İrfan Can çok kritik‘’
Pereira’nın aldığı sonuçlar ve gereksiz inadı Galatasaray maçı için nihayet tüm kaliteli ayakları sahaya atma mecburiyeti getirdi. Burada İrfan Can’ın performansı çok kritik. Kendisi gibi kolay top kaybetmeyen, Pelkas ve Mesut ile arkasında takımın en iyi orta saha tandemi Sosa ve Mert Hakan seçimleri, İrfan’ın performansını da olumlu etkiler. Fenerbahçe için artık netleşmesi gereken iskelet kadronun, bu kaliteli oyuncular üzerinden gitmesi sadece derbiyi değil, sezonun kaderini de değiştirebilir. Pereira derbi sonucu ne olursa olsun kaliteli isimlerde ısrar ederse, tartışmaya daha az açık bir hale gelebilir.