Maçın ilk yarısı oyunu dar alana çeken Alanyaspor’a karşı Beşiktaş takımının boş alan araması ile geçti. Zaman zaman Quaresma ve Mustafa Pektemek, içeriye kat edip savunmayı zorlasa da ilk yarıdan akılda kalan Ljajic’in yeteri kadar devreye girememesi ve Alanyaspor’un hızlı ataklarında Necip’in kritik hamleleri oldu. İkinci yarıda ise bu senaryoya ek olarak iyi kapanmaya devam eden ve fiziksel olarak ayakta kalan Alanyaspor’un, Beşiktaş’a pozisyon vermeden çok fazla pozisyon yakalaması ile devam etti. Beşiktaş’ın hamleleri de kötü giden oyuna çare olmazken, sahneye puanın kahramanı Karius çıktı. Kötü giden işlerin en azından bir puanla sonlanmasının sebebi, gün geçtikte performansını arttıran Karius oldu. Maçın önünde beraberlik Beşiktaş için belki kötüydü fakat oynanan oyun ve pozisyon sayısına bakınca 1 puanı kurtaran taraf Beşiktaş’tı.

Gecenin sorusu

Beşiktaş’ta üretkenlik sorunu nasıl çözülür? Öncelikle Medel ve Dorukhan, ne kadar oyunu iki yönlü oynama çabası içinde olsa da Beşiktaş’ta Ljajic’in yaptığı işe katkı verecek Oğuzhan ve Dorukhan’dan ziyade Vagner Love gibi önemli bir santrforun Beşiktaş ilk 11’ine girmesi şart.

Maçın starı

Loris Karius. Özellikle Beşiktaş’ın önde oynamaya çalıştığı maçta, zaman zaman çok iyi refleksler gerektiren kurtarışlar yaparak Beşiktaş’ı ayakta tuttu.

Maçın olayı

Sergen Yalçın’ın Aytemiz Alanyaspor ile fiziksel olarak Beşiktaş’a karşı direnmesinin yanında taktik olarak da sürekli beklerin arkasını kullanarak pozisyona girmesi, Sergen Yalçın’ın aynı zamanda iyi rakip analizi yapan bir teknik direktör olduğunu da gösterdi.

Kısa mesaj

Beşiktaş’ın şampiyonluktaki rakiplerinin 1’den fazla olduğu düşünülürse sezonun ikinci yarısında kaybedilen puanların önemi çok daha fazla hissedilir.

Sayın Fikret Orman’ın özellikle Tolgay, Babel ve Pepe üzerinden, ‘Kimse Beşiktaş’ın üzerinde değil’ ya da ‘İsterse gidebilir’ açıklamalarına iki yönlü bakmak gerek. Pepe 37 yaşında. Gitsin diyorsanız 36 yaşında transfer ederken bunu bir transfer başarısı olarak gösteriyorsanız bugün ödeyemediğiniz paralar üzerinden isterse gidebilir söylemi doğru değil. Babel’in Beşiktaş’a katkısı ve istikrarı göz ardı edilemez. Ancak Kasımpaşa ve Deportivo’da sıradan bir oyuncu haline gelmişken Şenol Güneş dokunuşlarıyla Hollanda milli takımına tekrar seçilmiş Babel’in ilerlemiş yaşına rağmen istediği astronomik kontrat sadece Beşiktaş’ın değil Türkiye’de kimsenin veremeyeceği paralar ise problem kulüpten çok Babel’de.

Bu kadar kolay vazgeçilmemeli

Son olarak Tolgay... Kumaşından, kalitesinden şüphe edilmez. Ancak yaptığı katkı kalitesiyle doğru orantılı değil. Çok iyi oynadığı 20-25 maçlık bir sezon olmamışken, gol ve asist katkısı çok düşükken Beşiktaş için bir türlü vazgeçilmez bir oyuncu olamadı. Ancak yine de Tolgay’ın kendini Beşiktaş’ın üzerinde gördüğünü düşünmüyorum. Beşiktaş bu kadar yetenekli bir oyuncudan kolay vazgeçmemeli. Ama geçecekse de Süper Lig’deki rakiplerine vermemeli.

Maçın başında 5-6 kişi ile hücum ederek Fenerbahçe’den çekinmediğini gösteren Kasımpaşa, Diagne ile kaçırdığı penaltıya rağmen 2 net pozisyon daha üretip bu kez Diagne ile attı, fakat Edouk ile kaçırdı. Buna karşı Fenerbahçe’de Mehmet Ekici, Barış Alıcı ve Valbuena üçlüsü ile geri düşülen oyunda pes etmeyen oyunculardı. Golü Neustadter ile buldular ama asıl önemli olan çabuk oynama isteği ve demoralize olmamaktı. Bunları başarıp ilk yarının sonunda Skrtel'in pasının hakkını Özgür Çek verince geri dönmeyi başardılar. 2. yarı dengeli başlasa da maçın her anında iki takım arasında hissedilen iyi santrfor, kötü santrfor farkı maçı dengeledi. Diagne yine uyuyan milli takım stoperlerinin arkasında golü yaptı. Sonuçta Kasımpaşa gibi çok formda ve kolay gol bulan bir takıma karşı sergilenen mücadele iyi olsa da ligdeki duruma bakınca alınan 1 puan Fenerbahçe için kötü, Kasımpaşa için iyi denebilir.

Gecenin sorusu

Yiğithan, Neustadter kadar oynamaz mı? Bu kadar tecrübeli stoperler bu kadar pozisyon hatası yapacaksa genç oyuncunun yapacağı hatalar çok daha fazla hoşgörülebilir.

Maçın starı

Birini yazsam diğerine ayıp olur. Trezequet, Kasımpaşa’ya kalite olarak seviye atlatan bir oyuncu. Çok formda ve çok iyi oynadı. Diagne 2 gol ile maçın adamı. Son olarak Fenerbahçe’de alınan puanın kahramanı yine Valbuena.

Maçın olayı

Fenerbahçe takımı ne kadar mücadele ederse etsin işin sonunda sonuç bitiriciliğe bağlı. Slimani’nin oyununun yine hayal kırıklığı yaratması gecenin olayıydı.

Kısa Mesaj

Mehmet Ekici, Fenerbahçe için çok önemli bir oyuncu haline gelmek için ilk adımı geç de olsa attı.

Beşiktaş’ın gençlik aşısı ki bana göre derbi 11’i en azından 3-4 oyuncu farklı olmalıydı, ilk 30 dakikada topa hakim ve Galatasaray ceza sahasına daha fazla giren tarafı Beşiktaş yaptı. Eren Derdiyok’un hatası ile skoru da Ljajic’le almayı başardılar. Sonrasında Galatasaray oyunu dengeledi. Duran toplarda etkili oldu, Ozan’la direkten döndü. Bu oyundan rahatsız olan Şenol Güneş devrede Güven-Atiba değişikliği yaparak ortasahaya hakim olmak istedi. Bu hamle savunma olarak iyi gibi gözükse de pas trafiğinde pek katkı yapmadı. Galatasaray presli oynamaya çalışsa da kazandığı toplarda formsuz Eren, etkisiz ve koşu temposu düşük Feghouli ile pozisyona girmekte zorlandı. Sadece Onyekuru’nun çabaladığı forvet hattı, Fernando’nun çırpındığı bir ortasaha bir derbiyi deplasmanda çevirmek için yeterli değildi, olmadı da. Sonuçta Beşiktaş rakibini çok eksik yakalamanın avantajını kullandığı maçta özellikle ilk yarım saatte oynadığı oyunla derbiyi kazanmayı başardı.

Gecenin sorusu

Galatasaray daha iyisini yapabilir miydi? Kulübede Muğdat’tan başka hamlesi olmayan, forvet oyuncuları ve özel oyuncularının neredeyse tamamı sakat ve cezalı olan Galatasaray için bu sonuç çok anormal sayılmaz.

Maçın starı

Beşiktaş tarafında Dorukhan, Pektemek ve Vida iyi oynarken, Galatasaray’da Fernando ayakta kalan oyuncu oldu.

Maçın olayı

Beşiktaş’ın Galatasaray derbisine Dorukhan, Güven, Pektemek ve Necip’li bir 11’le çıkması ve kazanması maçın olayıydı.

Kısa mesaj

Futbolda moral, yorgunluğun üstesinden gelebilecek en önemli ayrıntı. Beşiktaş morali ve özgüveni ile içsaha avantajını çok iyi kullandı.

Oyunu 25-30 metreye sıkıştırıp, birlikte hücum edip birlikte savunmaya dönen Abdullah Avcı’nın takımı, Sivasspor’a karşı da net favori. Üstelik Adebayor, Emre ve Arda gibi özel oyuncuları henüz devreye girmemesine rağmen zirvedeler...

Göztepe deplasmanından iyi oyun ve skorla dönen Başakşehir özellikle Adebayor, Emre ve Arda gibi özel oyuncularını henüz devreye sokamamasına rağmen İrfan Can, Bajic ve Visca’nın bu oyuncuların yokluğunu hissettirmediği maçlar oynamaya devam ediyor. Oyunu 25-30 metreye sıkıştırarak oynayan ve birlikte hücum edip birlikte savunmaya dönen Abdullah Avcı’nın Başakşehir’i, Sivas’a karşı da net favori. Duran toplardaki etkinliği, rakipleri iyi analiz ederek zaaflarını ortaya çıkaran hücum organizasyonları ve şampiyonluktaki rakiplerine göre haftada bir maç oynamaları en önemli avantajları. Sivas tarafında ise Beşiktaş galibiyeti ile resmi olarak göreve gelen Hakan Keleş baskıyı kırabilmek adına Kone ve Robinho’nun topu önde tutma becerilerine ve takımının savunma sertliğine güveniyor.

Özgüveni yüksek, kazanma alışkanlığına sahip grup lideri Zagreb takımı aynı zamanda ideal 11’i ile savunmada çok iyi organize olan bir takım. Fenerbahçe tek santrforlu oyunda Benzia’nın kalitesi ve Ayew’in yokluğunda Barış’ın enerjisi ile aşmaya çalıştı bu savunmayı. Ancak zaman zaman iyi işler yapmasına ve pozisyon vermemesine rağmen pozisyon üretmekte zorlandı. Yine de ilk yarıdaki oyun vasatın üzerindeydi. 2. yarıya Zagreb savunma işindeki disiplinini bir seviye daha yukarı çekerken Fenerbahçe arayan, rakibini açmaya çalışan ve aynı zamanda yıpranan taraf olmayı sürdürdü. Son yarım saat Zagreb’de hücumu düşününce tartışılabilek bir penaltı pozisyonu, hakemin iptal ettiği korner golü, direkten dönen topları ile aslında iyi hücum ettiğini de bize hissettirdi. Biz bu atakları atlatıp aldığımız beraberlik ile gruptan çıktık çıkmasına ama Zagreb’in bize göre daha iyi bir takım olduğunu da açık açık gördük.

Gecenin sorusu

Fenerbahçe tek santrfor oynayacaksa bu Frey mi olmalı? Açıkçası Fenerbahçe için bir santrfor tarif et deseler çalışkan bir oyuncu değil bitiriciliği iyi bir oyuncu tarif ederim. Frey ise bu özelliğe sahip değil.

Maçın starı

Yıldız olacak kadar iyi oynayan bir oyuncu yoktu. Ancak Fenerbahçe’nin hücumda en fazla sorumluluk alan oyuncusu yine Valbuena oldu.

Maçın olayı

Koeman’ın hiç oyuncu değiştirmemesini yadırgadım. Risk almak istemiyorsan hücumcu çıkarır yine hücumcu sokarsın. Ama kulübedeki oyuncuların da sahadaki 11 içinde yorulmuş oyuncular varken oyuna dahi girememelerini hoş karşıladıklarını sanmıyorum.

Kısa mesaj

Uzun süre oynamayan Barış'ın oynadıkça forvet hattındaki forma rekabetine, adam eksiltme özelliği ile girebileceğini düşünüyorum.

İlk 43 dakikada yani gol yiyene kadarki Galatasaray’ın, her şey istediği gibiydi. Donk’un zaman zaman savunmanın ortasına girmesi, Ndiaye ve Fernando’nun pozisyon bilgileri ile enerjileri sayesinde Lokomotiv’e pozisyon vermezken, ceza sahasına gereğinden fazla gömüldüğü pozisyonda golü yiyince her şey tersine döndü. Galatasaray, sanki ilk kez gol yemiş gibi ikinci yarıya düşük tempolu moralsiz ve özgüvensiz bir takım olarak döndü. Lokomotiv, Galatasaray’ın tabiri caizse ipin ucunu saldığı maçta hem işin savunma kısmını, hem de hücum savunmasını çok daha iyi yapmaya başladı. Ozan ve Donk haricinde oyuncuların vücut dili, bu maçı çevirmek için çok da niyetli olmadıklarını gösterdi. Sonuçta Galatasaray, gole kadar oyunu dengede tutan performasına rağmen golden sonra mağlubiyeti hakeden bir performans ortaya koydu.

Gecenin sorusu?

Santrfor problemi nasıl çözülür? Görünen o ki Eren, ne fiziksel ne de psikolojik olarak 1. santrfor olabilecek durumda değil. Onyekuru’nun derbide tek santrfor olarak sahaya çıkabileceğini düşünüyorum.

Maçın starı

Anton Miranchuk, Lokomotiv maçında hem işin savunma kısmını hem de 90 dakika boyunca dayanıklılığıyla ve oyunu dikine oynaması ile maçın en iyisiydi.

Maçın olayı

4 as oyuncusu geri dönmüş olmasına rağmen Galatasaray’ın maçın genelindeki hücum performansının kötülüğü hem maçın olayı hem de maçın hayal kırıklığıydı.

Kısa mesaj

Ozan Kabak, tecrübesizliğine rağmen 90 dakika içerisinde sadece tek bir hata yapıp, Galatasaray’ın en iyisi olduysa artık gençlere her kulvarda şans verebilmek Fatih Terim için mümkün.

Maç karşılıklı ataklarla başlasa da VAR’ın yakaladığı pozisyonda kazanılan penaltıyı gole çeviren Visca, Başakşehir için sevdiği oyunu oynama şansını çok erken getirdi takımına. Göztepe’nin zaman zaman tempoyu arttırma çabası Başakşehir’in ezbere oynadığı dar alandaki savunma anlayışına kurban gitti. Aynı zamanda gol pozisyonu üretmeye devam eden Başakşehir; İrfan Can, Bajic ve Visca ile fırsatları harcayarak farkı arttırabilecekken Göztepe sadece Yasin’in zorlamaları ile birkaç kez gelebildi. 2. yarıda ise Başakşehir oyununu daha da dominant oynadı. Göztepe’nin ceza sahasına dahi girmesine izin vermezken kaliteli pas trafiği ile pozisyonlar üretmeye devam ettiler. 2. gol ise Mossoro’nun bireysel becerisi ile oluşan pozisyonda Bajic ile geldi.

Güzel oyunla...

Sonuçta Başakşehir, Süper Lig’in en başarılı iç saha takımlarından Göztepe’yi oynadığı güzel oyunla hak ederek beklenenden rahat geçmeyi başararak şampiyonluğun en ciddi adayı olduğunu daha güçlü hissettirdi.

MAÇIN SORUSU

Başakşehir’in liderliği nasıl özetlenebilir? Teknik direktör ve oyuncu istikrarı, disiplin, rakipleri Avrupa kupası maçlarında yıpranırken Başakşehir’in haftada bir maç oynaması.

MAÇIN STARI

İlk golde penaltıyı yaptıran Bajic, 2. golde de son dokunuşu yaparak maçın kahramanı olurken, forma rekabetinde Adebayor’a formayı kolay vermeyeceğini de gösterdi.

MAÇIN OLAYI

Abdullah Avcı’nın sezon başından beri Emre, Arda ve Adebayor gibi oyunculardan neredeyse hiç faydalanamamasına rağmen makine düzeninde oynayan Başakşehir’i rakip kim olursa olsun oyununu kabul ettirmeyi sürdürüyor.

KISA MESAJ

Mağlubiyete rağmen Göztepe tarafında Beto performansı takdiri hak ediyor.