‘’MHK'dan keskin dönüş!‘’
Yapılan atamalar gösteriyor ki; oynanacak on maçın sekizinde tecrübeli hakemler tercih edilmiş. MHK, gençlerden tecrübelilere keskin bir dönüş yapmış. Özellikle Trabzon-Sivas maçına atanan Suat Arslanboğa ve Süper Lig’de 4. kez düdük çalacak olan Erkan Özdamar tercihleri en riskli seçimler.
Bu hafta, oynanacak on maçın sekizinde tecrübeli hakemler tercih edilmiş. MHK, gençlerden tecrübelilere keskin bir dönüş yapmış. Geçtiğimiz hafta Gaziantep’te vasat altı performans gösteren Palabıyık Fenerbahçe maçına; son iki maçında ciddi eleştirilere muhatap olan ve performans olarak hazır olmayan Suat Arslanboğa da Trabzonspor-Sivasspor gibi çok önemli bir maça atanmış.
Şimşek zorlanabilir
Beşiktaş’ın maçına atanan Bahattin Şimşek, geçtiğimiz sezonun son haftalarından itibaren, üç büyüklerin maçlarında boy göstermeye başlayan bir isim. Sorunsuz maçlar çıkarttığı da bir gerçek. Ama belirtmeliyim ki, henüz hiçbir maçta zorda kalmadı ve baskı altında neler yapacağı konusunda tam bir fikrimiz oluşmadı. Zor geçen ve kritik kararlar vermek zorunda olduğu bir maç olursa Bahattin Şimşek zorlanabilir.
Galatasaray’a ilginç atama!
Galatasaray maçına yapılan hakem atamaları da hayli ilgi çekici olmaya başladı. Numanoğlu kariyerindeki ilk üç büyük maçına Galatasaray-Alanyaspor maçıyla çıkmıştı. Turgut Doman ise Galatasaray-Kayserispor mücadelesiyle büyük takım maçlarıyla tanıştı. Bu hafta da Erkan Özdamar Süper Lig kariyerinde dördüncü maçını yönetecek ve o da bir Galatasaray maçıyla ilk kez bir üç büyük maçı yönetmiş olacak. Süper Lig’de yönettiği üç maçını da dikkatle izlediğim Özdamar’ın ekstra bir özelliğine şahit olmadım. Tecrübesiz bir hakemi bu kadar erken Galatasaray gibi bir büyük takımın maçına atayan MHK’nın bir bildiği vardır elbet!
‘’Yalancı bahar bitti!‘’
MHK’nın temelsiz ve öngörüsüz şekilde tecrübe eksikleri olan genç isimleri sahaya sürme planı 10. haftada çöktü. Gençlere alan açılırken, tecrübeli isimler yok sayıldı ve küstürüldü. Tecrübeliler ve gençleri aynı organizasyona dahil edemediler. Gençlik iksiri işe yaramadığı gibi, tecrübelileri de kafa olarak kaybettiler.
Bu hafta, Erzurumspor-Antalyaspor maçında, son dakika VAR müdahalesi ile verilen golü “Futbol Oyun Kuralları” ile izah etmek nasıl mümkün olur? Sivasspor-Göztepe maçında, Göztepe’nin ofsayt olan golü, VAR olduğu halde nasıl gözden kaçar ve gol kararı verilir? Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinde yaşananları yazmıyorum bile… Bunların izahı gerçekten çok zor yapılır.
Ne oldu da hakemlerden memnuniyetsizlik 10. hafta sonunda zirveye ulaştı? Cevabı çok basit: ‘Yalancı bahar bitti!’ Her dönem yaşadığımız senaryonun benzerini yaşıyoruz aslında. Yeni göreve başlayan MHK’ya önce sempati ile yaklaşıyoruz ve yaşanan hatalara hoşgörü eşiğimizi yüksekte tutuyoruz. Tahammül süresi dolunca da isyan başlıyor.
10 yıldır hep aynı üyeler
En son Zekeriya Başkan’ın istifasında dile getirmiştim: Son 10 yılda dokuz kez MHK değişti. Her gelen kurula “Yeni Kurul” dedik ama her defasında koltuktan kalkan üyenin yerine oturan bir önceki kuruldan başarısız diye gönderilen üyelerdi.
Mesela, MHK’nin beyin takımında yer alan Serdar Tatlı ile Erol Ersoy, son on yılda üçüncü; başkan vekili Metin Tokat son on yılda dördüncü kez tekrardan göreve geldiler. Yani son on yıldır hakemliği yönetenler hiç değişmedi aslında. Biz de yıllardır aynı kişilerin yazdığı farklı senaryolara inanıp, mutlu bitecek sezon finali bekliyoruz.
İşleri artık daha zor
İşin özü: MHK’nın temelsiz ve öngörüsüz şekilde tecrübe eksikleri olan genç isimleri sahaya sürme planı 10. haftada çöktü. Gençlere alan açılırken, tecrübeli isimler yok sayıldı ve küstürüldü. Tecrübeliler ve gençleri aynı organizasyona dahil edemediler. Gençlik iksiri işe yaramadığı gibi, tecrübelileri de kafa olarak kaybettiler. Hazırlanan FIFA listesi hakem kadrosunda huzursuzluk doğurdu. Yapılan eğitimler ve eğitimde verilen mesajlar hakemleri tatmin etmiyor. Bu saatten sonra işler daha da zor.
‘’3 kırmızı atlandı!‘’
Hakem Tugay Kaan Numanoğlu, çok sayıda hataya imza attı. Mert Hakan’ın Rıdvan’a yaptığı faulde ve Josef de Souza’nın Lemos’a uçarak gerçekleştirdiği harekette kırmızı kart atlandı. Son saniyelerde Altay’ın ceza sahası dışında topu eliyle oynaması da kırmızıydı.
Dün akşam sahada iyi niyetinden şüphe etmediğim ancak her iki takımında lehine ve aleyhine çok sayıda önemli hataya imza atan bir hakem vardı. Bu görevlendirmeyi ilk duyduğumda yaptığım yorumun arkasındayım: “Bu hakem için bu maç çok erkendi ve hatalı bir atamaydı!”
Çok sayıda hatanın içinden en belirginleri sıralamaya çalışacağım:
1) 20: Beşiktaş’ın ikinci golü öncesi faul vardı. Beşiktaşlı oyuncunun ayağı kafayla oynama mesafesine kadar kalkmış ve rakibini etkileyen bir hamleydi. Kalkan ayak Fenerbahçeli oyuncunun eline temas ediyor ve pozisyonu bozulan Fenerbahçeli oyuncu göğsüyle kontrol etmeye çalıştığı top yüzüne çarptı ve topu kaybetti.
2) 25: Beşiktaşlı Larin’in ilk sarı kartı yanlıştı. İkinci sarı kartı doğruydu.
3) 38: Hakemin Pelkas’a sarı kart gösterdiği pozisyonda net bir avantajı kesti. Hakem pozisyonu avantaja bıraksa, Beşiktaş için 3’e 2 bir atağı olacaktı. Bu pozisyonda Sergen yalçın çıldırdı. Bu dakikadan sonra Sergen yalçın kenardaki tecrübesiz 4. hakeme her istediğini yaptı ama 4. hakem otoritesini kuramadı.
4) Fenerbahçe’nin ilk golü öncesi kullanılan korner öncesi topsuz alanda Gustavo’nun Beşiktaşlı oyuncuya faulü tespit edilemedi.
5) Necip’in attığı golde faul yoktu. Necip kendi ayakları üstünde yükseliyor ve Gökhan’a yüklenmiyor.
6) 78: Mert Hakan’ın Rıdvan’a yaptığı faulde umut vaat eden ataktan söz edilemez. Ancak Hakan’ın taktik faul yaptığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla hakem yorumuna muhtaç bir pozisyon. Kırmızı kartı daha doğru bulurum.
7) 90+4: Fenerbahçe lehine verilen pozisyon bence penaltı değil. Fenerbahçeli oyuncu topa vuruyor, top auta doğru giderken rakibin dikkatsiz bir teması var. Fakat Türkiye’de bu güne kadar bu tür pozisyonlarda faul kararı verildi ve MHK de bu kararları onayladı. Hakem MHK’nin isteğine göre hareket etti.
8) 90+8: Beşiktaşlı Souza’nın Lemos’a uçarak yaptığı faul net bir kırmızı karttı. Futbol oyununda hoşgörü gösterilecek bir faul değil bu. Hemen öncesinde de Beşiktaşlı oyuncuya Caner’in yaptığı faulü de çalmadı.
9) Son saniyelerde Altay ceza sahası dışında topu eliyle oynadı. Bariz gol şansını önlemekten dolayı kırmızı kart görmesi gerekirdi.
‘’Kritik kararları doğruydu‘’
Maçta hakem Atilla Karaoğlan iki kritik karara imza attı. Galatasaray lehine verdiği penaltıda VAR’dan yardım alırken, Boldrin’e kırmızı kart gösterdiği pozisyonda da yardımcı hakem Serkan Ok’tan yardım aldı. Ekip çalışması ve yardımlaşma olumlu yönde maça katkı sundu. 44. dakikada Melnjak ile Emre’nin kafa topu mücadelesinde hakem devam kararı vermişti ama VAR müdahalesi ile Galatasaray penaltı kazandı. Bu pozisyonda penaltı kararı verilmesini futbolun ruhuna aykırı bulanlar ve doğal bir çarpışma olduğunu düşünenler var. Kısmen de haksız sayılmazlar. Ancak UEFA’nın bu tür pozisyonlar için tavrı net. Yüze gelen dirsek temaslarını kontrolsüz kabul ediyor, faul ve sarı kart istiyor. Oyuncu sağlığını ön planda tutuyor. Karar kesinlikle doğru.
Ayağa basmaları atladı
77’de Boldrin’nin kolu Emre’nin yüzüne geldi. Tartışmasız sarı kart gerektiren pozisyonda hakem ekibi yanılmadı ve doğru bir sarı kart çıktı. Boldri’nin gördüğü iki sarı kart da doğruydu. Atilla Karaoğlan’ın eleştirilecek tek yönü: üç kez farklı oyuncular tarafından gerçekleşen ayağa basmaları atlaması oldu. Bu pozisyonlar faul ve kart gerektiriyordu.
‘’Bu mücadele için çok erken!‘’
Merkez Hakem Kurulu, cesaretli atamalarına devam ediyor. Seyircisiz ve atmosferi düşük maçlar MHK’nin işini fazlasıyla kolaylaştırıyor. Ama unutmayalım ki yeni görev almaya başlayan hakemlerin zor anlarda neler yapabileceklerine, tartışmalı kararlar verdikleri maçlarda, baskı altında kaldıklarında nasıl reaksiyon göstereceklerine dair kanaatimiz henüz tam olarak oluşmadı. Derbiler diğer maçlardan çok daha farklıdır. Her düdüğün tek tek eleştirildiği, tepkilerin kat kat fazla olduğu maçlardır. Böylesi zor geçmeye aday bir derbi için MHK, Türkiye’de tecrübesi en düşük hakemlerinden birini tercih etti.
Ligdeki 9. maçı
Ligde 9. kez düdük çalacak hakemimizin daha önce kariyerinde Fenerbahçe ya da Beşiktaş maçı yok. Numanoğlu’nun performansını değerlendirebilmemiz için bize referans olabilecek, şu ana kadar yönettiği en zor sınav bu sezonki Galatasaray-Alanyaspor maçı. Numanoğlu; sezona iyi başlayan, bu kadroda 3. yılını yaşayan, önceki iki yılda toplam 4 maç yönetebilmiş bir hakemimiz. Hakemlik yeteneklerinin olduğu muhakkak ama tecrübe olarak çok gerilerde olduğu da aşikâr... Bu maçta tecrübesizliğinin kurbanı olmazsa, atmosferi düşük bir maç oynanırsa altından kalkabilir ama ya aksi olursa?
Değişim olmalı ama...
Elbette Türk hakemliğinde bir değişime ihtiyacımız var. Fakat değişim adı altında derbiye bu kadar tecrübesiz bir ismi koymak ne kadar mantıklı? Bu maçı yönetebilmesi için yönettiği tek referans maç Galatasaray-Alanyaspor maçı olan bir hakem için henüz derbi erken değil mi? Yanılmayı çok isterim ama bence çok erken!
‘’Hakem kaçırdı VAR yakaladı!‘’
Dün akşam oynanan maçı ligde tecrübesi çok düşük olan Turgut Doman yönetti. Kariyerindeki 3. maçı, bir büyük takımın karşılaşması oldu. Oyun genelinde onu zora sokacak, kritik kararlar vermesini gerektirecek pozisyonlar yaşanmadı. Maç genelinde kararlarında tutarlıydı. Hakkında tam bir fikir sahibi olabilmek için onu daha zor bir mücadelede izlemeye ihtiyacımız var. 39’da Linnes, ceza sahası ön çizgisi üzerinde Muğdat’ı kolundan çekerek düşürdü. Hakem, ‘devam’ dedi. Burada net bir faul vardı ve Linnes sarı kart görmeliydi. Top, henüz Muğdat’ın kontrolünde olmadığı için kırmızı kart gerekmezdi. 60’da Muğdat, Linnes’in topuğuna bastı. Bu hareket hakemin gözünden kaçmıştı ama VAR’ın gözünden kaçmadı. Penaltı kararıyla birlikte Muğdat’a çıkan ikinci sarı kart da doğruydu. Maçın uzatma dakikalarında Hasan Hüseyin’in Linnes’e penaltı gerektirecek bir müdahalesi yoktu.
‘’Karar doğruydu (G.Birliği - F.Bahçe)‘’
Hakem Halil Umut Meler için fazla kritik pozisyonun yaşanmadığı bir maç oldu. Maçta tek tartışılan pozisyon Fenerbahçe lehine verilen penaltıydı. Halil İbrahim/Perotti mücadelesinde hakem penaltı düdüğü çaldı. Pozisyonu 3-4 açıdan izledim ve Perotti’ye penaltıyı gerektirecek bir temas ilk başta göremedim. Ancak devre arasında yayıncı kuruluş ekrana farklı bir açı getirdi. O açıdan Halil İbrahim’in, topu erken davranıp almak isteyen Perotti’nin ayağına bir darbesi görünüyor. Bu açıya göre verilen penaltıya hatalı dememiz mümkün değil.
‘’Penaltı doğru, 'VAR' yanlış‘’
Maç süresince tartışılacak iki kritik pozisyon vardı. İlki 63’te yaşandı. Rafael yerde kalınca hakem penaltı noktasını gösterdi. Tüm görüntüleri incelediğimizde bu pozisyon kesinlikle ceza sahası dışında diyebileceğimiz bir görüntü yok. Bence hakemin penaltı kararı doğruydu. VAR masasında oturan Mete Kalkavan gereksiz bir müdahale ile pozisyonu ceza sahası dışına taşıdı. Penaltıya müdahale edilmemesi ve geçerli sayılması gerekirdi.
70. dakikada Aboubakar’ın şutunda top Mehmet Topal’ın koluyla buluştu. Hakem penaltı verdi ve ikinci sarı karttan Topal’ı oyundan attı. Kararı doğruydu. Topal’ın kolunun açık bir şekilde topa hareketi var ve eliyle topla oynuyor. Kaleye giden şutu önlediği için de ikinci sarı kartı görmesi kurallara uygun.