‘’Bitigen sıkıntı yaşamadı‘’
Maçın hakemi Abdülkadir Bitigen, son yönettiği Karagümrük-Fenerbahçe maçında çok fazla eleştirilmişti. Vasat altı bir performansla tamamladığı o maçtan sonra bu kadar kısa sürede bir başka zor maça atanmasını yadırgadığımı ifade etmeliyim. Dün akşam ise Bitigen’in daha derli toplu maç yönettiğini, bazı faul ve kart hataları olsa da maç genelinde fazla sıkıntı yaşamadığını, maçın kritik anlarında doğru kararları bulduğunu söyleyebilirim.
Galatasaray’ın ilk golü öncesi faul tespiti doğruydu.
15. dakikada Alanyaspor lehine verdiği penaltıda da yanılmadı. Boey’in Yusuf Özdemir’e gecikmiş bir müdahaleyle, kontrolsüz yaptığı hareketin karşılığı penaltıydı. Hakem doğru bir penaltı kararı verdi ancak Boey’e sarı kartını da göstermesi gerekirdi.
Hatalı kartlar...
Hakemi eleştireceğim disiplin hatalarından biri de 30. dakikada Yusuf’a gösterdiği sarı kartla ilgiliydi. Bu sarı karttan hemen sonra daha ağır bir müdahaleyi Rashica, Yusuf’a yaptı ancak Bitigen kartını çıkartmadı. Barış Alper’in uzatmalarda gördüğü sarı kart da hatalıydı.
‘’Kritik karar vermediler‘’
Maçın hakemi Volkan Bayarslan ve ekibi maç boyunca kritik karar vermek zorunda kalmadılar. Ekibin en büyük şansı, maç içerisinde herhangi bir tartışmalı ceza sahası pozisyonu ya da kırmızı kart beklentisi yaşanmamasıydı. Hakemin maç boyunca oyuncularla iletişimi ve maç kontrolü bir kaç pozisyon dışında başarılıydı. Bayarslan’ın maç içerisinde en çok eleştirilecek yanı sarı kart değerlendirmelerindeki hatalarıydı. Özellikle avantaj sonrası -kontrolsüz ve sportmenliğe aykırı hareketlere göstermediği sarı kartları eleştirebilirim.
Protokole aykırı...
Maçın 59. dakikasında yaşananları ise anlayamadım. Onur’un Larsen’e sarı kartı gerektiren faulüne hakem, “devam” dedi. Beden diliyle topu işaret etti ve taç kararı verdi. Tüm Trabzonsporlu oyuncular etrafını çevirerek itiraz ettiler. Hakem bu itirazların ardından Onur’a sarı kart göstererek, önce taç kararı vermiş olmasına rağmen, Trabzonspor lehine faulle maçı başlattı. Kararını değiştirecek yardım, yardımcı hakemlerden ya da 4. hakemden gelmiş olsa bu kadar gecikmezdi. Hakemin kararını değiştirten yardımın, protokole aykırı şekilde VAR’dan gelmiş olabileceğini düşünmek bile istemiyorum.
‘’Penaltı yanlıştı Jesus atılabilir‘’
Maçın hakemi Atilla Karaoğlan, maç genelinde tutarsız kararlara imza attı. İlk yarının sonlarına doğru İsmail'e kart gösterirken, pozisyonda faul bile yoktu. Bu pozisyona itiraz etmek için devre bitiminde oyun alanına giren Fenerbahçe teknik sorumlusuna kart göstermemesi kabul edilemezdi. Hakem, Jesus'un tavırlarına göre sarı ya da kırmızı kart tercihi kendisine kalmıştı, ne konuştuklarını bilme şansımız yoktu. Ama minimum sarı kart olabilirdi. Maçın 62. dakikasında Arda koluyla Kitsiou'ya net bir faul yapıyor ancak hakem oyunu devam ettiriyor. Pozisyonun açılarını izlediğimizde Arda'nın kol temasının ceza sahası içinde mi yoksa dışında mı olduğunu çok sağlıklı göremiyoruz. O yüzden hakem penaltıyı vermedi diyemem ama pozisyonda faul ve sarı olması gerekirken, devam kararı verildi. 65'te Fenerbahçe kalecisi İrfan Can'ın, Sowe'a herhangi bir penaltıyı gerektirecek müdahalesi yok. Maçın 84. dakikasında Fenerbahçe lehine verilen penaltı yanlıştı. Orta yapılacakken İrfan Can rakibini gözlemliyor. Önüne doğru hamle yaparak, kendisine temasını hissettiğinde kendisini yere bırakıyor. Burada bir penaltıdan söz etmemiz mümkün değil.
‘’Penaltı ve kırmızı doğruydu‘’
Maçın farklı bitmesi hakemin şansıydı. Tutarsız faul kararları vardı.
39. dakikada Galatasaray lehine doğru bir penaltı verdi. Penaltı öncesi Torreira'nın elle müdahalesi yoktu.
45+6'da çok açık bir penaltıyı veremedi, VAR imdadına yetişti. Penaltı ve kırmızı kart doğruydu.
Maçın hemen ilk saniyelerinde Nelsson'un Thiam'a müdahalesinde sarı kartını göstermedi. 45+12. dakikada Nelsson, Thiam'a bir faul daha yaptı, bu pozisyonda Nelsson bariz gol şansından kırmızı kart görse çok daha doğru olurdu.
Kerem'in frikik golünden önce, Mertens'in yerde kaldığı pozisyonda faul kararı hatalıydı, maçın devamı gerekirdi.
‘’Bayarslan'a itirazım yok‘’
Deniz Çoban, Trabzonspor - Beşiktaş maçının hakem atamasını yorumladı:
Ligin boyu kısaldıkça, gerginlik artıyor ve hakemler de bu gerginlikten nasibini fazlasıyla alıyor. Önümüzde 10 günde 3 haftalık bir maç trafiği var. Hem ödül ceza sistemini uygulayabilmek hem de maçlara uygun ismi bulmak, bugünlerde MHK için oldukça sıkıntılı. Trabzonspor-Beşiktaş maçına atanan Volkan Bayarslan, ligimizin tecrübeli isimlerinden. Buna karşılık kariyerinde, bu zorluktaki maçların sayısı çok az. Son haftalarda performans olarak da çok iyi değil. Ancak yukarıda da ifade ettiğim gibi MHK, çok kısa sürede oynanacak 3 haftalık periyotta sonraki haftaları da düşünerek atama yapmak zorunda.
Kolaylaştırıcı bir unsur
Dolayısıyla çok fazla seçeneği de olmadığı için Bayarslan tercihine itiraz edemem. Dönemine göre nispeten stresi düşük bir TrabzonsporBeşiktaş maçı oynanacağı fikrindeyim. Ev sahibinin zirveden uzaklaşmış olmasının tribün atmosferini düşüreceği aşikar. Bu şartlar, hakem ekibi açısından kolaylaştırıcı bir unsur olacaktır. Hakem ekibinin, bu maçın altından rahatlıkla kalkması gerekiyor.
‘’Güven erozyonu had safhada‘’
HAKEM âleminde işler yolunda gitmiyor. Güven erozyonu had safhada. Kritik kararlar ne sahada ne de kamuoyunda kabul görüyor. Hakemlerden memnun olan takım neredeyse hiç yok. Suçun tamamını görevdeki sorumlularda aramak da adil olmaz. Son 15 yılda uygulanan yanlış politikaların, yaşanan süreçte etkisi olduğunu da ifade etmek gerekir. Sezona Sabri Çelik MHK’si ile başladık. Beğenmedik ve değiştirdik. Hakemlik kötü gidiyordu, çok daha kötü oldu. Olumsuzlukların sebebini şöyle sıralayabiliriz:
1 - Konuşmalar ortaya döküldü
Kötüye gidişin hızlanması, VAR kayıtlarının açıklanması ile oldu. Hakemlerin konuşmaları ortaya dökülürken, 2 hakem kızağa çekildi, 1 hakeme bir daha görev verilmeyeceği duyuruldu. Bu durum hakemleri tepeden tırnağa olumsuz etkiledi. Otoriteye olan güven sarsıldı.
2 - Bu sözler hakemleri yaraladı
MHK Başkanı tarafından hakem kararları TV ekranlarında bir yorumcu edasıyla eleştirildi. “Dünyanın hiçbir yerinde, hiç kimse bu pozisyona penaltı demez!” gibi ifadeler hakemleri yaraladı. MHK’nin VAR odası kayıtlarını dinleme merakı, hakemler üzerinde baskı unsuru oldu.
3 - Kurulda tecrübeli isim yok
VAR sistemi geldiği günden itibaren tüm kurulların yumuşak karnı “VAR” oldu. Görevden ayrılan tüm kurullar “VAR tartışmaları” nedeniyle görevi bırakmak zorunda kaldılar. Mevcut kurulda ise VAR konusunda tecrübeli herhangi bir ismin olmaması büyük handikap doğurdu.
4 - Eğitimciler kafa karıştırdı
Pawel Gil ile Hugh Dallas farklı zamanlarda aynı konularda eğitim veriyorlar. Ama ifade tarzlarında farklılık var. Bazen de farklı fikirde olabiliyorlar. Buna bir de mevcut MHK’nin kendi değerlendirmeleri eklenince 3 farklı kaynaktan, 3 farklı yorum alan hakemler kafa karışıklığı yaşıyorlar.
5 - VAR'a motive olamadılar
Uzun zamandır VAR’da görev almayan hakemlerin VAR odasına çabuk motive olamadıklarına, iletişim ve standartta sorunlar yaşadıklarına şahit olduk.
6 - Atamalarda adaletsizlik
Deprem felaketi sonrası en üst iki ligde haftalık maç sayısı 14’e düştü. Hakemlerin maç frekansı düştü, dolayısıyla maç kondisyonları azaldı. Bir de buna atamalardaki adaletsiz dağılım eklenince; “mutlu bir azınlık”, “mutsuz bir çoğunluk” oluştu.
7 - 'Yapay zeka' çare olmadı
'Yapay zeka', atama tartışmalarına çare olmadı. Kamuoyundan önce hakemler bu atama yöntemine ikna olmadılar. 6 haftada 5 maça giden hakemin olduğu yerde, 6 haftada sıfır çeken hakemlerin varlığı huzursuzluk doğurdu"
‘’Gol iptali hatalı, penaltıyı atladı‘’
Hakemlerimiz hiçbir maçı sağlıklı tamamlayamıyorlar. Her maç gündem yaratacak hatalara imza atıyorlar. Gündem olmadıkları zaman iyi maç yönettikleri için değil aleyhine hata yaptıkları takım kazandığı için gündem olmaktan kurtuluyorlar. Dün de Abdulkadir Bitigen şanslı günündeydi. Gündem olmaktan kurtuldu. Çünkü aleyhine hatalar yapılan Fenerbahçe maçı kazandı. Bitigen, maç boyu tutarsız faul değerlendirmeleri yaptı. Faul olmayacak pozisyonlara düdük çalarken, net faullere 'devam' dedi. Henüz4. dakika Arao’nun golü faul gerekçesiyle iptal edildi. Hakem Samet’in rakibine faul yaptığını işaret etti ama Samet’in bence rakibinin hareketlerini kısıtlayacak bir hamlesi yoktu. Rayyan bile bu faulü beklemiyordu. Gol kararı verilmesi daha doğru olurdu.
VAR oralı olmadı
24. dakikada Karagümrük golünden önce kaleci Batuhan elinde tuttuğu topu yere bırakıp, tekrar eline alıyor. Oyun kurallarına göre Batuhan aleyhine endirekt serbest vuruş verilmesi gerekirdi. 63. dakikada Dresevic, Valencia’ya açık bir penaltı yaptı. Penaltı o kadar açık ki VAR müdahalesi gerekirdi. Ancak VAR’daki Emre Malok oralı olmadı. Fenerbahçe’nin penaltısı atlandı.
‘’Aboubakar atılmalıydı‘’
Beşiktaş - Giresunspor maçının hakemi Atilla Karaoğlan, üst üste görev alan hakemlerden. Görevdeki MHK, bazı hakemleri performansı ne olursa olsun sahaya sürmekte ısrar ederken, bazı hakemleri de sebepsiz evde bekletiyor. Bu da motivasyonu bozuyor.
Karaoğlan, disiplin anlamında sınıfta kaldı.
Henüz 9’da Aboubakar ve Perez sürtüşmeye başladıklarında, kartını çıkartamadı. Sonrasında da çıkması gereken kartlar çıkmadı.
45+2’de Aboubakar topsuz alanda Görkem’in yüzüne vuruyor. Kırmızı kartla cezalandırılması gereken bu pozisyonda, VAR’dan da destek gelmedi.
Hemen ardından Aboubakar, Beşiktaş’ı öne geçiren golü attı. Gole sevinmek yerine rakibinin üzerine giderek onu tahrik etmeye çalıştı ve yine kart görmedi.
Maç boyunca kart hatalarında ısrarcı olan Karaoğlan, Masuaku’ya ise doğru bir sarı kart gösterdi.
Ayrıca Beşiktaş lehine verilen penaltı kararı da, doğruydu.