Arama

Popüler aramalar

‘’Tehlikeli işaretler‘’

Ancak maçın ilk yarısında daha iyi ya da daha rasyonel oynayan taraf Beyaz Rusya idi. Başka bir deyişle Beyaz Rusya’nın oyunu gelişmeye, üzerine koymaya “Zevk alıp, zevk vermeye” daha müsait idi. Kalemizde daha çok sayıda top buldular. Üçüncü bölgede daha çok top kapıp, daha kaliteli pas yaptılar. Sahanın her yerinden atak deneyip, daha fazla alternatif ürettiler.Milli takımımız ise, oyuncu seçiminden önce, oyun yapısından kaynaklanan belirgin rahatsızlıklardan ötürü, kendi kendine tökezleyip durdu. Yerleşmiş savunmanın üzerine ve markajdaki uç adamlarına manasız uzun toplar atıp, sayısız atak fırsatı kaybettiğimiz gibi, kendi orta sahamızı oyundan düşürdük, Tuncay ve Serhat’ı da boşuna koşturduk.Bu kadar abartılı şekilde ekonomik oyun ancak potansiyeli düşük takımlara yakışır. Ve korkarım, her takıma da potansiyali düyük bir görünüm kazandırır. Bu arada Hakan Şükür’ün de maç boyu sırtına bir siper alıp, boğuşmaktan zevk alacağı dönemi artık geçirdiği vurgulanmalı. Nihat’ın forvet arkasında oynatılması ne kadar akılcıysa, birlikte oynayıp sinerji üretebileceği Emre’nin çok gerilerde prangalanması da o kadar yanlıştı. Kaldı ki, Emre ve onun sağında-solunda oluşan boşluklara dublaja giden Serkan’ın defansif işlevlerinde endişe verici yetersizlik de Gleb’in ortadan yaptığı driblinglerle hemen görüldü. Emre ve Nihat’ın ancak Serkan hücuma gidince defansta yan yana gelmesi çelişki oluşturdu. İkinci yarıdaki oyuncu değişikliklerinden sonra da verim düzeyi yükselmediğine göre öncelikle sistem prensipleri ele alınmalı. Beraberlik Beyaz Rusya’nın hakkı, galibiyet ise Gençlerbirliği yaklaşımının geçikmiş cezasıydı. Son hazırlık maçımızı oynadık. Yanal’ın sakatlar hariç elinde 25 kişilik kadro ve arızalı bir sistem var. Gelecek belirsizliklerle dolu. Umarım ki, bütün hazırlık denge stratejileriyle boşuna harcanmaz. Bir takım yenilebilir ama Yanal hiç değilse ilham vericiliğini korumalıdır.

19 Ağustos 2004, Perşembe 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Zevk verdiler‘’

Hem Denizlispor hem de Gaziantepspor, sürekli oyuncu ihraç etmelerine karşın asla güç ve kalite yitirmiyorlar. Bu da idari ve teknik yönetim üslubunun oturmuşluğunu kanıtlıyor olmalıdır. Özellikle Denizlispor’da oyuncu denemelerinin bir türlü sonlandırılamaması, hazırlık maçlarındaki olumsuz sonuçlar, Ersen, Mehmet ve Sarr gibi oyuncuların oynayamamaları Denizlililer’e maç başlayana kadar kaygı veriyordu. Horozlar, oyunun zor dönemlerinde genellikle yaptıkları gibi, savunmaya 5-4-1 gibi sağlam ve kalabalık şekilde çekilip, etkili kontrataklar geliştirdiler. Timuçin ve Ömer Rıza, Mehmet Polat, Bouazizi ve Gökhan Zan’dan oluşan endamı yerinde Antep defansının arkasına atılan yerden paslara hiç ofsayta düşmeden etkili koşular yaptılar. Levent’in yerine alınan Thomas, Levent kadar delişmen olmasa da topu ayağına yapıştıran ve iyi yönlendiren olumlu bir transfer. Yanındaki Serhat, sürpriz koşularla ceza sahasına yaklaşmasa da arka arkaya nefis paslar atarak hücuma katkı yaptı. Timuçin ile daha uyumlu oynamaya başlayan Ömer Rıza’nın yaptığı çok sayıda hücum faulü çalışkanlığına bir açıda gölge düşürdü.Oyuna Hasan Özer’in arkasına Lazarov ve Tarek’i çekerek 3-4-2-1 gibi başlayan Gaziantep’in, oyunun daha başında İlhan’ın kırmızı kartıyla 10 kişi kalınca planları bozuldu. Önce Bouazizi sonra Bülent’i İlhan’ın yerine gönderdiler ama sağ kanadı bir türlü çalıştıramadılar. Forvetin en çalışkan adamı Tarek’i iş yapacağı noktalarda değil kenara yaklaştığında beslediler. Hasan Özer’e az sayıda top atıp markajcısı Burak’ın acemilik yapıp yapmayacağını sınamadılar. Şahsiyetli oynayan Gaziantep’in hücumda maç boyu elini açarak oynayıp alternatif üretemeyen Denizlispor’a karşı defanslarının ne önüne ne arkasına çözüm bulamamaları çok sayıda hücum hakkı kullanıp kaleye az top vurmaları eksik yönleriydi.Topu çok değil verimli kullanan kazandı.

08 Ağustos 2004, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI