‘’Rize, Fener'in işini kolaylaştırdı‘’
Fenerbahçe, Rize deplasmanına çok formda gelse de karşısında ligde kalma yolunda son kozunu oynayacak bir rakip vardı. Bu nedenle yaşanacak bir puan kaybı hiç de sürpriz olmazdı. Ancak ev sahibi ekip daha ilk dakikada maçı rakibine altın tepside sundu. 33. saniyede Fabricio Baiano'nun takımına ihanet edercesine gördüğü kırmızı kartla Rize için mücadele 1. dakika dolmadan bitti. Karşılaşmaya zaten son derece etkili başlayan ve henüz 17. saniyede Serdar Dursun ile net bir fırsatı değerlendiremeyen Fenerbahçe, rakibi 10 kişi kaldıktan sonra sezonun en rahat maçını oynadı. 9. dakikada Serdar Dursun'un pasında Rossi skor perdesini açtı: 1-0.
Yine hat-trick
Sarı-Lacivertliler peş peşe pozisyonlara girse de kaleci Gökhan Akkan tek başına direndi. Ancak 45+3'te Ronaldo elle oynayınca Halil Umut Meler penaltı noktasını gösterdi, Serdar Dursun ağları sarstı: 2-0. 45+9'da bu kez Eren Albayrak, maçın başından beri gerginlik yaşadığı İrfan'a arkadan müdahale ederek faul yapınca bir penaltı kararı daha çıktı. Serdar Dursun yine hata yapmadı: 3-0. İlk yarı bu skorla bittikten sonra maçın farka gideceği de belli oldu. Rize rakibine hiçbir şekilde direnç gösteremedi. 51'de Nazım'ın ortasına Arda Güler kafayı vurdu, kaleci Gökhan'dan dönen topu Serdar filelere yolladı ve ilk yarıda olduğu gibi yine Rize'ye karşı hat-trick yaptı: 4-0.
En rahat maç
Sarı-Lacivertliler, adeta elini kolunu sallayarak rakip kaleye yüklenmeye devam etti. 65. dakikada Arda Güler'in asistinde Enner Valencia, oyuna girdikten sadece 1 dakika sonra golünü attı: 5-0. 75. dakikada Sarı-Lacivertliler yine rahat paslarla ceza sahasına girdi, Zajc asist yaptı, Nazım arka direkte golünü attı: 6-0. Fenerbahçe için sezonun kalan bölümündeki en zorlu sınavlardan biri olması beklenen karşılaşma, başta Baiano ve Eren olmak üzere Rizesporlu oyuncuların amatörce bile denemeyecek hataları sayesinde en kolay maç olarak tamamlandı.
‘’Buruk galibiyet‘’
Shakhtar Donetsk deyince akıllara Brezilya’dan bulduğu cevherler, Avrupa’nın büyüklerine kök söktüren bir takım ve tabi ki 2004-2016 arası sayısız başarı kazandıran Mircea Lucescu geliyor. Keşke Ukrayna devini dün yıldızlarıyla tam kadro, moralli ve coşkulu bir şekilde ağırlasaydık. Sahada kıran kırana, Şampiyonlar Ligi’ni andıran bir maç izleseydik. Maalesef Ukrayna’daki savaş hayatı alt üst ettiği gibi futbolu da etkiledi. Shakhtar’ın önemli yıldızları ülkelerine döndü, Turuncu-Siyahlılar, toplama bir kadroyla, savaş mağduru halkına destek olabilmek için sahaya çıktı.
Sosa, futbolu bırakmış
Fenerbahçe cephesinde ise beklenti, İsmail Kartal’ın altyapıdaki yeni Arda Güler’leri sahaya sürmesiydi. Ancak Arda’yı oynatma konusunda bile çekimser davranan Kartal, as takımın yedeklerini sahaya sürüp gençleri yanında oturtmayı tercih etti. Eminim tribünlere gelen 11 bin kişi, Ukrayna’daki savaş mağdurlarına destek vermek kadar gençleri izlemek için de maça gitmişti. İsmail hocanın Fenerbahçe’yi getirdiği nokta kesinlikle harika ancak gençler konusundaki tutumu can sıkıcı. Dün orta sahada uzun bir aradan sonra oynayan Gustavo-Sosa ikilisi, neden yerlerini Zajc-Crespo’ya bıraktıklarını kısa sürede gösterdi. Özellikle Sosa, halı sahada ter atmaya çıkmış gibiydi.
Burak çok iyiydi
Burak Kapacak, kesinlikle kendisini çok geliştirmiş. Verilen şansı en iyi değerlendiren isim oldu. Valencia’nın zaten performans olarak sıkıntısı yok. İsmail Kartal ile yaşadığı tartışma nedeniyle takımdaki yerini kaybetmişti. Sezonun kalan bölümünde daha fazla süre alabileceğini gösterdi. Berisha, 26. dakikada Valencia’nın golünü hazırlayan isim oldu. Arda Güler her zamanki gibi iyiydi. Fenerbahçe formasını giyen en genç isim olan 15 yaşındaki İsak Vural da kısa süre sahada kalsa da gelecek adına umut verdi.
‘’Fenerbahçe hafife alırsa sıkıntı yaşar‘’
Sarı-Lacivertliler, tam anlamıyla rüzgârı arkasına almış durumda. Son 8 lig maçında 7 galibiyet ve 1 beraberlikle yakalanan seri, bu sezon yaşanan sıkıntılar düşünüldüğünde gerçekten büyük bir başarı. Üstelik serinin son halkasının ezeli rakip Galatasaray’ı yenmek olması, moralleri iyice artırdı. Elde kalan tek hedef olan lig ikinciliğine de ulaşıldı. Şimdi geriye, kalan 6 haftada bu konumu korumak kaldı. Göztepe tam anlamıyla dağılmış durumda. Ligde peş peşe 9 yenilgi, başkan Mehmet Sepil’in görevi bırakması ve son olarak Ndiaye, Obinna gibi takımın önemli isimlerinin satılması... Ligde kalma savaşı veren bir takım için işler bundan daha kötü olamazdı.
Göztepe umut peşinde
Kağıt üzerinde Fenerbahçe’nin büyük favori olduğu bir gerçek. İzmir ekibi, bu akşamki mücadelede belki son direncini ortaya koyacak. Buradan alınacak iyi bir sonuç, Göztepe’nin sonraki haftalar için umutlanmasını sağlayabilir. Sarı-Lacivertliler adına en büyük tehlike rehavet. Zaten İsmail hoca da hafta boyunca bunun üzerinde durdu. Bir diğer sıkıntı ise İrfan Can’ın yokluğu.
İrfan Can aranabilir
Göztepe muhtemelen derinde savunma yaparak Fenerbahçe’yi karşılayacak. İrfan’ın hücum organizatörlüğünün fazlasıyla aranabileceği bir maç olabilir. Aslında yıldız futbolcunun yerini dolduracak özelliklere sahip en yakın isim Arda Güler. Ancak muhtemelen İsmail Kartal, Pelkas’ı 11’de tercih edecek. Sarı- Lacivertliler, erken bir golle, taraftarının da büyük desteğiyle çok rahat bir galibiyet alabilir. Golün gecikmesi ise Göztepe’nin direncini fazlasıyla artırır.
‘’Artık bahane kalmadı‘’
İsmail Kartal, geçici olarak göreve geldiğinde arkasında büyük bir taraftar desteği vardı. Bu sayede, tribünlerin hedefi haline gelen Ali Koç da biraz olsun rahat nefes aldı. Ancak bu durum fazla uzun sürmedi. Oynanan futbol ve alınan kötü sonuçların yanı sıra İsmail Kartal, söylemleriyle kredisini hızla tüketmeye başladı. Ligdeki kötü konuma rağmen, “3 kulvarda olan tek takımız” sözlerinin ardından önce Türkiye Kupası’na ardından Konferans Ligi’ne veda edilmesi, Kartal’ın bu gereksiz sözlerini boşa çıkarttı. Yoğun fikstürden, eksiklerden sık sık dert yanan Kartal, artık çok istediği ‘haftada tek maçlık’ fikstüre kavuştu!
11’e önce Arda yazılır
İsmail Kartal, 20-30 sene öncesinde kalan, “Genç oyuncuları korumalıyız” söylemini de bir an önce bırakmalı. Mbappe 16 yaşında Monaco’nun, 18 yaşında Fransa Milli Takımı’nın en önemli isimlerinden biriydi. Messi, Bellingham, Rooney ve sayısız örnek, artık futbolda yaşın değil saha içinde yapılanların önemli olduğunu gösteriyor. Arda Güler şu anda takımın en formda ve adı 11’e ilk yazılması gereken ismi. İsmail Kartal zaten sıkıntılı durum varken bir de bu gereksiz tavrıyla taraftarı karşısına almamalı.
Paşa ters gelebilir
Fenerbahçe için şu anda Arda dışında iyi giden tek şey ligde son 2 maçta alınan galibiyet. Slavia Prag hezimetinden sonra Fenerbahçe’nin ligde iyi bir reaksiyon vermesi, taraftarı heyecanlandırması şart. Aksi takdirde sezon sonu zor gelir. Kasımpaşa’yı da yenmesi halinde Sarı-Lacivertliler en azından ikinci sıra için iddialı bir konuma gelebilir. Paşa’nın hücum silahları Umut Bozok, Mabil ve Fall, Fenerbahçe’ye fazlasıyla ters gelebilecek oyuncular. Savunmanın formsuzluğu düşünülürse, Sarı-Lacivertliler için zor bir maç olması son derece muhtemel.
‘’Xavi işleri yoluna koydu‘’
Barcelona, sezona Lionel Messi'yi kaybetmenin şokuyla başladı. Takımı tek başına sırtlayan Arjantinli'nin yarattığı boşluk sonrası Ronald Koeman işleri bir türlü yoluna koyamayınca ekimde kovuldu. Kasımda Xavi takımın başına getirildi. Katalanlar, en kötü döneminde bile artık kulübün genetiğine işleyen topa sahip olma ve bol paslı oyunundan taviz vermedi. Ancak bunu sonuca yansıtamadı. Xavi geldikten sonra altyapı oyuncularına yöneldi. Ez Abde, Nico Gonzalez, Ferran Jutlga gibi isimlere şans verdi.
Büyük etki yarattılar
42 yaşındaki teknik adam takımı bir şekilde üst sıralarda tutmayı başardı. Ocak ayında Ferran Torres, Aubameyang ve Adama Traore transferleri sonrası ise Xavi, istediği oyunu sahada görmeye başladı. Sezonun ilk bölümündeki ile şu anki Barcelona arasında çok büyük farklar var. Özellikle Aubameyang ve Traore, Barça'ya hücumda farklı seçenekler sundu. İki hızlı oyuncu sayesinde gerektiğinde kontratak futbolunu son derece başarılı bir şekilde oynayabiliyorlar.
Savunma hâlâ sıkıntılı
Galatasaray için muhtemelen en büyük kâbus da bu ikilinin savunma arkasına sarkması olacak. Barcelona'daki tüm iyi gidişe rağmen, savunma hâlâ zayıf bölgeleri. Busquets, De Jong, Pedri, Gavi gibi oyunculara karşı rakibin topa hükmetmesini engel imkansız olsa da, şok presle kapılacak toplar Galatasaray için avantaj yaratabilir.
‘’Slavia Prag güç kaybetti‘’
Konferans Ligi Play-Off turunda kuralar çekildiğinde, Çek ekibi çok daha iyi durumdaydı. Ara transfer döneminde en golcü oyuncusu Jan Kuchta’yı Lokomotiv Moskova’ya gönderdiler. Takımın en çok asist yapan ismi Stanciu da ayrılmaya hazırlanıyor. Fenerbahçe’ye oranla daha hazır, daha oturmuş kadroları olduğu bir gerçek. Ancak ligde son 3 maçta 1 galibiyet alabildiler. Kuchta ve Stanciu’nun yokluğuna henüz alışamadılar. Gol yollarında sıkıntıları var. Sorunlu bir dönemde Kadıköy’e gelecekler.
Fenerbahçe’nin Avrupa Konferans Ligi’ndeki rakibi Slavia Prag’ın, kadro değeri temsilcimizin (135 milyon Euro) hemen hemen yarısı kadar (66 milyon Euro). Buna rağmen kuralar çekildiğinde, Çek ekibinin durumu Sarı-Lacivertliler’e oranla çok daha iyiydi. 2018’den beri takımın başında olan Jindrich Trpisovsky yönetiminde istikrar ve başarıyı yakaladılar. Ligde son 3 sezonun şampiyonu oldular. Ancak Play-Off turunda kuraların çekildiği 13 Aralık’taki durumlarına oranla şu anda sıkıntılı bir süreçteler. Slavia, ara transfer döneminde ciddi anlamda kan kaybetti.
Üretkenlik düştü
21 maçta attığı 12 golle takımın en skorer ismi olan Jan Kuchta, 5 milyon Euro’ya Rus ekibi Lokomotiv Moskova’nın yolunu tuttu. 27 karşılaşmada 6 kez ağları sarsan, yaptığı 8 asistle Çek ekibinin bu alanda en iyisi olan Nicolae Stanciu ise Çin ekibi Wuhan’a imza atmaya hazırlanıyor. Rumen yıldız bu nedenle ligde son 2 karşılaşmada kadroya alınmadı. Kuchta ve Stanciu’nun yokluğuna henüz alışamadılar. Hücumdaki üretkenlik bariz bir şekilde düştü. Lgide son 3 maçta 1 kez kazanıp, 4 puan alabilen Slavia Prag hâlâ lider ama Viktoria Plzen’le aynı puana sahip.
En iyi oyun gerek
Slavia Prag her şeye rağmen şu anda Fenerbahçe’ye oranla daha oturmuş bir kadroya ve sisteme sahip. Ankcak teknik patron Trpisovsky’nin en sıkıntılı dönemleriden birini yaşadığı da bir gerçek. Sarı-Lacivertliler açısından, Slavia henüz Kuchta ve Stanciu’suz oynamaya alışmamışken rakibini Kadıköy’de ağırlamak önemli bir avantaj olabilir. Tabi bunu kullanmak için Fenerbahçe’nin bu sezonki en iyi oyunlarından birini oynaması da şart.
7 transfer yaptılar ama...
Slavia Prag, ara transfer dönemini son derece hareketli geçirdi. Çekya ekibi, tamamen yurt içine odaklandı ve 7 ismi kadrosuna kattı. Bunlar arasında en dikkat çekenleri Ukraynalı stoperler Taras Kacharaba ve Maksym Taloverov ile Nijeryalı kanat oyuncusu Yira Sor ve 19 yaşındaki Çek golcü Daniel Fila. Ancak UEFA kuralları gereği listede 3 değişiklik yapılabiliyor. Bu nedenle 7 transferden sadece Kacharaba, Talovirov ve Sor kadroya eklenebildi.
1 cezalı 2 sakat
Çek ekibinde Konferans Ligi kadrosuna eklenemeyen yeni transferlerin yanı sıra 3 eksik daha bulunuyor. Sağ bek Alexander Bah, gruptaki son maç olan Union Berlin karşılaşmasında gördüğü sarı kartla cezalı duruma düştü. Danimarkalı oyuncu, perşembe günü görev yapamayacak. Ayrıca, aynı zamanda takımın kaptanı olan sol bek Jan Boril ile orta saha oyuncusu Laco Takacs da uzun süreli sakatlıkları nedeniyle Konferans Ligi kadrosundan çıkartılmıştı.
‘’Uzatarak turladı‘’
Fenerbahçe, kendisinden iki lig altta, 2. Lig Kırmızı Grup'ta mücadele eden rakibi Afyonspor karşısında futboluyla yine hayal kırıklığı yaşattı. Zeki Murat Göle rotasyonlu bir kadro tercih etse de Berke, Szalai, Tisserand, Crespo, Pelkas, Rossi ve Valencia gibi isimler 11'deydi. 23. dakikada Afyon'un kullandığı kornerde Nazmi kafayı vurdu, Meyer topu çizgiden çıkarttı. 41'de ise Burak Kapacak yakın mesafeden dışarı vurdu. İlk yarıdaki etkisiz oyun sonrası Mert Hakan, İrfan ve Zajc oyuna dahil oldu. İkinci devrede Fenerbahçe daha atak oynayan taraftı. 61'de Valencia'nın volesi az farkla dışarı çıktı. 71. dakikada Zajc ceza sahası içinden köşeye plaseyi gönderdi, Erdinç çizgi üzerinde kafayla golü önledi.
Afyon'un direnci kırıldı
90+1. dakikada ise Zajc bu kez kafayla tehlike yarattı, Anıl son anda topu çeldi. Karşılaşma 0-0 bitince uzatmalara geçildi. Afyonlu oyuncuların yorulmasının da etkisiyle Sarı-Lacivertliler baskıyı artırdı. Sarı- Lacivertliler kilidi 94. dakikada Valencia'nın penaltısıyla açabildi. Golden sonra rakibin direnci iyice düştü. 99'da Novak'ın pasında Samuel yakın mesafeden topu ağlara göndererek takımına rahat bir nefes aldırdı. Fenerbahçe turladı ama oyunuyla vasatı aşamadı.
‘’Yeni bir şeyler deneme zamanı‘’
Pereira'nın 3-4-2-1'i savunma anlamında iyi işlemesine (Olympiakos maçı istisna oldu) rağmen hücumda sıkıntılı. Üstelik çok yetenekli oyunculara sahip olunmasına rağmen. Fenerbahçe ligde haftaya lider girerken, 7 maçta sadece 10 gol atabildi. Bu alanda, ilk 12 takım arasında sondan üçüncü sırada olmaları, sıkıntıyı açık bir şekilde gösteriyor. Eğer rakipler topla daha çok oynamaya çalışırsa, sorun azalıyor.
Tam Yusuf'luk maç
Kasımpaşa'nın, hem de Kadıköy'de böyle bir planı olacağını hiç sanmıyorum. Muhtemelen Olympiakos'un yaptığı gibi geride bekleyip, ikinci bölgede kazanılacak toplarla tehdit yaratmaya çalışacaklar. Fenerbahçe'de kanat beklerin arkası, bu anlamda rakipler için adeta bir maden. Büyük maçlarda her zaman farklı bir motivasyonla oynayan Yusuf Erdoğan ciddi bir tehdit olacaktır.
Serdar ilaç olabilir
Fenerbahçe'de en pozitif gelişme, Serdar Dursun'un dönmesi. Muhtemelen bugün kendisini 11'de göreceğiz. Serdar'ın sırtı dönük oynayabilen, ayağında top tutan ve hava toplarını arkadaşlarına indirebilen oyun tarzı, Fenerbahçe'nin hücumdaki sorununa ilaç olabilir. Valencia'nın Serdar Dursun'la çok iyi bir ikili olması da muhtemel. Belki Pereira bu maçta Serdar-Valencia'yı çift forvet oynatıp, arkalarında tek 10 numaraya yer verebilir. Farklı bir deneme de olabilir ama Pereira'nın mutlaka bir şeyleri değiştirmesi gerek.