Sarı-Lacivertliler, son haftalarda taraftarına fazlasıyla heyecan yaşattı. Karagümrük, Ankaragücü ve Başakşehir maçlarında 1-0 geriye düşülmesi fazlasıyla can sıktı. Ancak Fenerbahçe, bu karşılaşmaların tamamında geri dönmeyi ve 2-1 kazanmayı bildi. Belki oyun olarak beklentilerin çok uzağında kalındı ama zaten ligin şu döneminde futbol değil, sahadan 3 puanla ayrılmak önemli. Yine de peş peşe 3 maçta geriye düşüp, son dakika golleriyle kazanmak, alışkanlık haline gelmemeli. Jorge Jesus’un dediği gibi bu, şampiyonluk mentalitesidir ama bu kadar sık tekrarlanmaması gerekir.

2 maçta 4 puan

Fenerbahçe, bu akşam kağıt üzerinde en rahat maçlarından birine çıkacak. İstanbulspor’un son 2 maçta aldığı 4 puan, ligde kalma yolunda çok önemliydi. Sarı-Siyahlılar, ligin en zayıf kadrolarından birine sahip. Bu da yetmezmiş gibi bu akşam 4 kritik isim cezaları nedeniyle forma giyemeyecekler. Bu da zorlu Kadıköy deplasmanında teknik direktör Fatih Tekke’nin elini fazlasıyla zayıflatacak.

Şartlar çok uygun

Jorge Jesus ve öğrencileri artık futbol olarak da şampiyonluk konusundaki iddialarını sahaya yansıtmadı. Rakibin eksikleri, maçın Kadıköy’de dolu tribünler önünde oynanacak olması bunun için önemli bir avantaj. Ayrıca İstanbulspor, 55 ile ligin en fazla gol yiyen takımlarından biri. Kısacası Fenerbahçe, taraftarına sezonun kalanı için hem moral hem de güven verecek, gövde gösterisi yapacağı bir galibiyet almak zorunda.

Sarı-Lacivertliler için Beşiktaş derbisini, üstelik rakip 10 kişi kaldıktan sonra golleri kalesinde görüp 4-2 kaybetmek ciddi bir travma olabilirdi. Ancak Karagümrük karşısında 87. dakikada, Ankaragücü maçını ise 90+5’teki gollerle kazanmaları şampiyonluk yarışına ciddi bir şekilde tutunmalarını sağladı. Bu iki karşılaşma da beklenenden sıkıntılı geçse de önemli olan galip gelmekti ve bu başarıldı. Fenerbahçe’nin fikstürüne bakıldığında kağıt üzerinde, 34. haftadaki Trabzonspor mücadelesine kadarki en zor sınav bu akşam Başakşehir’e karşı verilecek.

İstikrar sorunu

Turuncu-Lacivertliler, bu sezon ciddi istikrar sorunu yaşıyor. Emre Belözoğlu’nun hayalindeki futbol ve anlayış çoğu zaman sahaya yansımadı. Özellikle 7-0’lık Galatasaray yenilgisi, Başakşehir’e ağır bir darbe vurdu. Her şeye rağmen kadro olarak ligin en kaliteli ekiplerinden biri. Kupada 3-0 kazandıkları Galatasaray mücadelesinde, hücum yönünde ne kadar tehlikeli olduklarını gösteriler. Özellikle de Fenerbahçe’nin kâbusu olan savunma arkasına atılan toplar konusunda.

Sadece Başakşehir’i yendi

İki takım da genelde rakiplerinden daha fazla topa sahip olarak oynuyor. Fenerbahçe, bu sezon zorluk seviyesi yüksek maçlarda sadece sezonun ilk yarısında Başakşehir’i yenebilmişti. Tek gol, Rossi’nin ceza sahası dışından çektiği harika bir şutla gelmişti. Başakşehir, Karagümrük ve Ankaragücü’nün aksine duran topları iyi savunan bir takım. Ancak bireysel hataya çok yatkınlar. Fenerbahçe, rakip yarı alanda pres yapıp hataya zorlayarak, Başakşehir ise defans arkasına isabetli toplarla tehlike yaratabilir. Sarı-Lacivertliler eğer kazanırsa 3 maçlık seri yakalayacak. Sonrasında İstanbulspor, Sivasspor (d) ve Giresunspor (d) karşısında bu seriyi daha da geliştirme fırsatı var.

Fenerbahçe’nin şampiyonluk hedefine ulaşması için yoluna minimum kayıpla devam etmesi şart. Bu hedef doğrultusunda taraftarın desteği ise ‘olmazsa olmaz’. Ancak Ülker Stadı’ndaki son lig maçı olan ve 4-2 kaybedilen Beşiktaş derbisi, tribünlerle takımın arasının ciddi anlamda açılmasına neden oldu. Öyle ki kupadaki Kayseri mücadelesinde 4-1 kazanılsa da atılan gollerden sonra stat, “Yönetim istifa” sesleriyle inledi, Arao, Valencia, İrfan Can protesto edildi. Sarı-Lacivertliler şampiyonluk konusunda zaten puan anlamında dezavantajlı konumda. Taraftar desteğinin de kaybedilmesi, bu yolda ciddi bir darbe olur. Ankaragücü karşılaşması, takımla tribünlerin yeniden barışması için önemli bir fırsat. Hem alınacak bir galibiyet hem de şampiyonluk konusunda umut verecek bir futbol, taraftarın oyuncuları yeniden bağrına basmasını sağlayabilir.

Ara paslar tehlikeli

Ankaragücü, Tolunay Kafkas yönetiminde zaman zaman 3’lü savunmayla oynuyor. Karagümrük gibi Başkent ekibi de duran topları savunmakta zorlanıyor. Fenerbahçe, geçen hafta olduğu gibi yine bunu avantaja çevirebilir. Ancak Ankaragücü’nün en tehlikeli olduğu konu da aynı zamanda Jesus’nun ekibinin en zayıf noktası: Savunma arkasına atılan paslar... Son haftaların formda ismi Ali Sowe da tarz olarak Fenerbahçe’ye ters gelebilecek bir isim. Bu akşam Kadıköy’de gollü bir maç izleyebiliriz

Galatasaray'ın BAY geçtiği haftada Fenerbahçe için galibiyet bir zorunluluktu. Rakibin ligde 11 maçtır kaybetmeyen Karagümrük olması, doğal olarak endişe vericiydi. Jorge Jesus'un Arda Güler'i anlamsız bir şekilde yedek soyundurması, Sarı-Lacivertliler açısından bir diğer sıkıntıydı. Karagümrük'ün duran top savunmasındaki zaafları zaten biliniyordu. 4. dakikada kornerin devamında Szalai ortaladı, Arao golü attı, ancak faul nedeniyle gol geçersiz sayıldı. Fenerbahçe, bunun dışında ilk yarıda pozisyona girmekte zorlandı. 24. dakikada Colley'nin vuruşunda Altay büyük bir hatayla topu rakibin önüne çelince, Ozdoev ağları havalandırdı: 1-0.

Zajc'tan jeneriklik gol

Fenerbahçe en etkisiz ilk45'lerinden birini oynadı. Jesus ikinci yarıya Zajc ve Pedro'yu sahaya sürerek başladı. 50. dakikada Colley, Alioski'den çok kolay sıyrıldı, karşı karşıya vuruşunda Altay gole izin vermedi. Sadece 1 dakika sonra, 51'de Miha Zajc ceza sahası dışından jeneriklik bir vuruşla dengeyi sağladı: 1-1. Fenerbahçe'de 57'deArda Güler'in oyuna girmesi, hücumda etkinlik getirdi. Genç yıldız 71. dakikada çalımlarla sağdan içeri girdi, sol ayağıyla vuruşu kaleci Batuhan'dan döndü. Pedro tamamladı ama dışarı vurdu.

Orta Arda, gol Szalai

78. dakikada kazanılan köşe vuruşunda Arda topun başına geçti, ortasında Szalai, Salih'in üzerinden çok iyi yükselerek galibiyeti getiren golü kaydetti: 1-2. Fenerbahçe, beklentilerin altında bir performansla kazandı. Ancak sezonun şu döneminde zaten kimsenin oyunun güzelliğine baktığını sanmıyorum. Önemli olan kazanmak ve Sarı-Lacivertliler bunu başardı. Yine de çıkarılması gereken dersler olduğu bir gerçek. Özellikle de Arda Güler'in 11'e yazılacak ilk isim olması konusunda...

Milli maç arasına Fenerbahçe, Alanya galibiyetiyle girerken, Galatasaray ise Konya’da yenilmişti. Böylece puan farkı 6’ya inmiş, üstelik Sarı-Lacivertliler’in bir maçı eksikti. Yani şampiyonluk umutları fazlasıyla yükselmişti. Ancak Beşiktaş mağlubiyeti, sadece puan anlamında değil psikolojik olarak da Fenerbahçe’ye ağır bir darbe vurdu. Tribünlerin oyunculara ve yönetime büyük protestosu da işleri daha da zor bir hale getirdi. Kayseri karşısındaki 4-1’lik kupa galibiyeti bile taraftarın tepkisini dindirmedi. Fenerbahçe için zirve yarışında tutunulacak tek dal, Galatasaray’dan bir maçının eksik olmasıydı. Bu hafta şartlar eşitleniyor, Sarı-Kırmızılılar bay geçiyor.

İlk maça benzeyebilir

Fenerbahçe, puan kaybetme kredisini tamamen tüketti. Artık böyle bir lüksü kalmadı. Üstelik bu durum sadece şampiyonluk yarışı için geçerli değil, ikinciliği bile kaptırma ihtimali var. Jorge Jesus ve öğrencilerinin, ligde 11 maçtır yenilmeyen Karagümrük’ün bu serisine son vermekten başka çaresi yok. Kırmızı-Siyahlılar’ın başta Borini ve Diagne olmak üzere tehlikeli hücum hattı, son dönemde aksayan Fenerbahçe savunmasına zor anlar yaşatabilir. Ancak Karagümrük’ün defansı da sıkıntılı. Kadıköy’de 5-4 biten maç kadar olmasa da yine karşılıklı gollerin olduğu bir karşılaşma izlememiz olası. Kritik nokta, hangi tarafın daha fazla gol atacağı.

Milli aradan önce Galatasaray’ın Konya’da kaybetmesi, Fenerbahçe için şampiyonluk ihtimalini fazlasıyla güçlendirmişti. Ancak aradan sonraki ilk hafta işler karıştı. Kadıköy’de derbi yenilgisi yaşamak, son yıllarda alışılmış bir tablo. Ama rakip 10 kişi kaldıktan sonra 4 gol yiyerek yenilmek, şampiyonluk iddiası hâlâ güçlüyken sahada hiçbir tepki verememek taraftar için bardağı taşıran son damla oldu. 4-2’lik Beşiktaş mağlubiyeti sonrası ciddi bir kriz çıktı, Jorge Jesus’un koltuğu sallandı. Şu anda en gerçekçi hedef olan Türkiye Kupası’ndaki kritik Kayserispor sınavı öncesi oluşan bu olumsuz hava, Ali Koç ile Jesus’un el ele fotoğrafının servis edilmesiyle şimdilik bitirildi.

Kayseri’yi 2 kez yendiler

Sarı-Lacivertliler, bu akşam hiçbir bahanenin kabul edilmeyeceği bir maça çıkacak. En azından Türkiye Kupası’nda başarılı olmak, sezon sonuna kadar krizi idare etmeyi sağlayabilir. Fenerbahçe, bu sezon Kayserispor’u her iki karşılaşmada da mağlup etmişti. Çağdaş Atan’ın ekibi ligde peş peşe 2 yenilgi sonrası hükmen Hatay galibiyeti ve ardından hafta sonunda Trabzonspor deplasmanında 4-3 kazanarak moral buldu. Bu sezon Fenerbahçe karşısında istedikleri sonuçları alamasalar da Sarı Lacivertliler’in ağır defansına ters gelecek tehlikeli oyunculara sahipler.

Yeni bir hava yakalanabilir

Kadıköy’de çok kritik bir 90 dakika bizi bekliyor. Fenerbahçe’nin geçen sene olduğu gibi bu sezon da Kayserispor’a karşı elenmesi halinde, kriz çok daha büyük bir şekilde geri dönecektir. Bu kez servis edilecek fotoğraflar da oluşacak hasarı tamir etmek için yeterli olmaz. Jorge Jesus ve öğrencileri turu geçmeleri halinde ise biraz da olsa nefes alacaklar. Kim bilir belki de yakalanacak yeni bir havayla lig yarışına da tutunabilirler. Ayrıca bu sezon Türkiye Kupası’nı kazanmak, 9 senedir müzeye tek bir kupa bile koyamayan Fenerbahçe için en azından teselli olur.

Jorge Jesus yine beklenmedik, ilginç bir 11'le sahaya çıktı. Stoperde iki ağır oyuncu Gustavo ve Samet, önlerinde iki defansif orta saha İsmail ve Arao, ve aylar sonra 11'e dönen Joao Pedro... 4. dakikada Cavaleiro'nun ortasında Koulouris'le gelen gol, Fenerbahçe'de şok etkisi yarattı: 1-0. Mevcut 11 zaten üretme konusunda bir şeyler vaad etmiyordu. Bu yetmezmiş gibi rakibin hocası da Türk futbolunda son dönemde en büyük değişimlerden birini geçirip 'hücumcu hoca'dan 'otobüs çeken hoca'ya dönüşen Ersun Yanal olunca işler zora girdi. VAR kontrolleri ve sürekli yaşanan sakatlıklar da Fenerbahçe'nin tempoyu artırmasına engel oldu.

Hamleler işe yaradı

Jorge Jesus, boşa geçen ilk yarı sonrası soyunma odasından Zajc, Emre Mor ve King'i sahaya sürerek çıktı. Bu hamleler, Fenerbahçe'nin hem daha baskılı oynamasını hem de daha organize hücum etmesini sağladı. Üretkenlik anlamında çok şey fark etmese de Samuel'in yerde düşmesiyle gelen penaltı işleri değiştirdi. 65. dakikada topun başına geçen Valencia hata yapmadı. 1-1'den sonra Alanya bir kez geldi, Koulouris dışarı vurdu. 80. dakikada Emre Mor'un şık pasında kaleciyle karşı karşıya kalan Valencia'nın vuruşunda top çerçeveyi bulmadı.

Valencia'ya bağımlı

İyice kapanan Alanya karşısında Sarı- Lacivertliler yine pozisyon bulmakta zorlandı. Ancak bu kez de Enner Valencia ceza sahası içinde düşürüldü, VAR uyarısıyla penaltı kararı çıktı. 85. dakikada Ekvadorlu yıldız, topu bir kez daha ağlara gönderdi: 2-1. Zorlansa da öne geçmeyi başaran Fenerbahçe'de 90+2. dakikada Emre Mor, harika bir golle skoru tayin etti: 3-1. Valencia'ya olan bağımlılık daha ne kadar sürer bilinmez ama Sarı-Lacivertliler şampiyonluk yarışında hayati bir galibiyet aldı.

Jorge Jesus yine zorluk seviyesi yüksek bir maçta 3’lü savunmaya döndü. Ancak rakibin de aynı sistemi tercih etmesi, gerçek tek bir stoperle sahaya çıkması ve orta sahanın ortasında 35’lik iki oyuncu olması (Fernando ve Rakitic) önemli bir avantajdı.

-Özellikle Crespo&Arao ikilisi ilk devrede Fernando ile Rakitic’e ciddi bir fiziksel üstünlük kurdu. Sevilla savunmasının da sıkıntılı olması sayesinde SarıLacivertliler çok rahat pozisyona girdi, önemli fırsatlar yakaladı ama değerlendiremedi.

Sampaoli’yi izledi

-İkinci devre Sampaoli hamlesini yaptı, Jordan’ı sahaya sürerek orta sahada 3’e 2 üstünlük sağladı. Bunun etkisi kısa sürede görüldü. Jesus’un belki maç başı planı iyiydi ama rakip meslektaşının hamlesini izlemekle yetinmesi, geriye düşmemize neden oldu. -Jesus’un ilk hamlesi golden 11 dakika sonra geldi. Orta sahada zaten sayısal eksiklik varken Crespo’nun çıkması, Fenerbahçe’nin çökmesini sağladı. İşin kötü yanı, zaten sezonun en kötü oyunlarından birini sergileyen İrfan Can’ın merkeze kaymasıydı. İrfan’ın neden 87 dakika sahada kaldığını kimse anlamadı.

Oynamayan kurtarıcı Pedro

-82. dakikada kurtarıcı olarak oyuna giren isimlerden Joao Pedro, kasımdan beri resmi maç oynamadı. Osayi-Samuel’in ise 2023 yılında sadece 29 dakikası vardı. Kenarda Arda Güler, Miha Zajc, Emre Mor gibi isimler varken Pedro ve Samuel tercihi son derece anlamsızdı. -Jesus’un yaptığı değişiklikler sonrası sahada ne bir diziliş ve ne de oyun planı kaldı. Çok daha rahat hücum etmeye başlayan Sevilla, 85. dakikada kritik 2. golü atmayı da başardı. Kısacası Jorge Jesus’un başlangıç planı iyi, hamleleriyse felaketti.