Geçen sezon Trabzonspor kadrosunda doğal mevkisi defansif orta saha olan tek oyuncu Onazi’ydi. Onazi sakatlanmadan önce Ünal Karaman haklı olarak Yusuf ve Abdülkadir Ömür’e yer açmak için Sosa’yı Onazi’nin yakınına 8 numaraya çekerek ligin en etkili merkez orta sahalarından birini oluşturdu. İki ofansif bek oyuncusu Pereira ve Novak, Selçuk-Colman ikilisinden beri en verimli Trabzonspor orta sahası düzeni sayesinde sezonun ilk yarısında çok iyi performanslar sergilerken Bordo-Mavililer ilk 2 yarışında kayda değer parlak bir performans sergiledi. Bu orta saha kurgusunda Yusuf ve Abdülkadir Ömür’ün yıldızları da iyice parladı. Ta ki üst üste gelen sakatlıklara kadar...

Çok şey katar

Belki Onazi, sakatlık yaşayan oyuncuların en yeteneklisi değildi ancak mevkisel açıdan gerçek bir alternatifi olmadığı için Nijeryalı defansif orta sahanın yokluğunda bir süre takımın dengesi bozuldu. Stoper Zargo Toure ve sağ bek Kamil Çörekçi gibi oyuncular Onazi yerine mecburiyetten ön liberoda denenirken, Yusuf da mevkisel açıdan daha geriye çekildi ve bu süre zarfında doğal olarak rakip kale önündeki etkinliği azaldı. Aslında daha ofansif orta saha özelliklerine sahip Abdülkadir Parmak’ın 25 yaşından sonra verimli bir defansif orta sahaya dönüştürülmesi, Ünal Karaman’ın büyük bir taktiksel pansuman başarısıydı. Ancak sezonun toplamına bakarsak Trabzonspor 4-2-3- 1’in savunma önündeki merkez orta saha ikilisi açısından hem sayısal hem de niteliksel olarak eksik kaldı. Kafadan bu açıdan bakarsak Obi Mikel hem sayısal hem de nitelik açısından Trabzonspor orta sahasına çok şey katabilir.

Sahanın her yerinde

Niteliği biraz açalım: Obi Mikel hepimizin yıllarca yakından izlediği gibi 10 yıl boyunca Chelsea’de Makalele gibi mevkiye adeta adını koymuş bir ön liberonun da Essien gibi mevkinin değişim dönüşümünde belirleyici rol oynamış elit oyuncuların yerini doldurmayı başarmış bir isim. Chelsea’deki son sezonunda Terry ve Cahill’in ikisi birden sakatlandığında stoperde de iş gören çok yönlü ve sahanın her yerinde geçer akçe olan niteliklere sahip. Nijeryalı futbolcu, zamanında nefes kesen şampiyonluk yarışları yaşayan Chelsea ve Manchester United arasında adeta bir transfer savaşı yaşanmasına neden olmuş kalitede bir kumaşa sahip. O dönemde daha çok bir ofansif orta olan Obi Mikel bizzat Mourinho tarafından defansif orta sahaya dönüştürülmüştü.

Besic: Takıma güven kattı

Scolari’den, Ancelotti’ye birçok elit teknik direktörün tercih ettiği Mikel için son 6 ay formasını giydiği Middlesbrough’un teknik direktörü Tony Pulis de olumlu sözler sarf ediyor: “Obi Mikel gerçekten de tüm takım arkadaşlarını çok olumlu yönde etkiledi.” 2019 ara transferinde Obi Mikel’in takıma katılmasından sonra son 1 aya kadar İngiltere Premier Lig’e çıkma mücadelesinde iddialı konuma gelen Middlesbrough’da son 6 ayda performansı en çok yükselen oyuncu ise şüphesiz Obi Mikel’in yanında oynayan Muhammed Besiç’ti. Zirve yapan form grafiğinin sırrı sorulan Besiç verdiği cevapta Obi Mikel’in katkısından da bahsetmişti: “Mikel, mental gücü ve topla sakinliği ile takıma büyük güven kattı.”

Championship’te zorlanmadı

Obi Mikel fiziksel açıdan daha az zorlayıcı olan Çin Ligi’nden sonra fizik mücadele seviyesi açısından adeta bir Serengeti Ormanı olan İngiltere Championship’te fazla zorlanmadı. 32 yaşında olduğu için fizik mücadele seviyesi açısından bir başka Serengeti Ormanı olan Süper Lig’de bu ne kadar uzun süre devam eder, bilinmez. Lakin bu açıdan bakınca Trabzonspor yönetiminin sözleşmeye eklediği 2 yıldan sonra belli dakika alma karşılığı artı 1 yıl opsiyonu gerçekten başarılı bir fikir.

Gençleri geliştirir

Besiç’in sözlerinden yola çıkarsak özel genç yeteneklere sahip olan Trabzonspor’da Pereira, Sosa gibi iki tecrübeli lider oyuncunun yanına bir de Mikel’in eklenmesi genç yeteneklerin gelişmesi açısından ekstra değerli olabilir. Taktiksel açıdan da Mikel’in topla sakinliği ve baskı altında bile topu ustaca yönlendirmesi, Ünal Karaman’ın A planı olan sakin pas futboluna 90 dakikalık istikrar kazandırabilir. Bu Trabzonspor açısından gelecek sezon hayati bir öneme sahip çünkü Trabzonspor geçen sezon 75. dakikaya kadar mutlak hakimiyet kurduğu birçok maçta son 15’te kadro darlığına sebep düşen kolektif performans nedeniyle puan kaybetti. Mikel takım oyununu bu açıdan daha ekonomik hale getirebilecek, sonlarda oyunun temposunu takımı lehine dikte edebilecek tecrübede bir oyuncu.

Top tekniği ve oyun vizyonuyla Wolfsburg hariç oynadığı tüm takımlarda başarılı olan Max Kruse’nin en büyük rakibi, savunmacılardan çok Bild gazetesi muhabirleri oldu.

2016 yılında Kruse, Werder Bremen’e döndüğünde Kruse’nin gece hayatı, hızlı araba ve poker tutkusuna manşetten gönderme yapan Bild, “Kumar transfer” yazmıştı.

Kumarsa da kumarı büyük farkla kazanan Werder Bremen ve Max Kruse oldu! 20 yıl sonra Bundesliga’da bir maçta 4 gol birden atan ilk Werder Bremen formalı oyuncu Max Kruse olurken 3 sezonda Yeşil-Beyazlı formayla 84 maçta 32 gol, 27 asistlik performans sergileyince Şampiyonlar Ligi finalinde karşılaşan Liverpool ve Tottenham için bile Kruse transfer haberleri çıktı.

Ya 9.5 ya da 10.5 numara

2018 Mart’ında ‘Bundesliga’da Ayın Oyuncusu’ seçilen Kruse ödülü alırken kendisini, “Çok estetik değilim ama yeterince verimliyim” diye tanımladı.

Gerçekten de Kruse kariyeri boyunca Wolfsburg hariç her takımda etrafında tarzına uyumlu oyuncularla oynarken takımını kolektif açıdan ihya etti.

Wolfsburg’da hedef pivot santrforlar Bas Dost ve Bendtner ile oyun olarak anlaşamayan Kruse, 37 yaşındaki teknik direktör Kohfeldt yönetiminde kaptanlığa getirilerek Bremen’in dinamik genç kadrosunda saha içinde belirleyici lider rolünü başarıyla oynadı.

Bremen, 4-3-3 oynarken sahte 9, 3-5-2 oynarken ikinci forvet, baklava 4-4-2 oynarken iki santrfor arkasında 10 numara gibi oynatılan Max Kruse’yi Ersun Yanal’ın nerede nasıl kullanacağı Fenerbahçe’deki performansı için belirleyici olacak, çünkü Kruse mevkisel açıdan klasik bir 9 numaradan çok 9.5 veya 10.5 numara oyuncu.

1-Schaaf ona yer bulamamıştı

Kruse’nin yanında, etrafında kimlerin oynayacağı çok önemli: Top saklama, çevresini besleme özellikleri kadar partneri bir santrforun arkasında kendisini unutturup savunma arkasına yaptığı ani koşularla da gol ve asisti daha kolay yapabilen bir oyuncu Kruse. Bremen altyapısında U19 takımında 19 gol atıp, Almanya U17 ve U19’un banko oyuncusu olduğu dönemde Kadıköy’de UEFA finali oynayan o yılların güçlü Werder Bremen A Takımı’nda çok az şans bulabilen Kruse’nin en baştaki en büyük sıkıntısı teknik direktör Schaaf’ın klasik 4-2-3-1’inde ona ideal bir yer bulamaması ve genç Kruse’nin klasik Alman futbolcu tiplemesinin çok dışında bir profil çizmesiydi. Schaaf, Kruse’nin eğlence hayatı, hızlı araba tutkusu ve poker sevdasından da hoşlanmıyordu.

2-Saha dışında çok rahat

Schaaf’ın kendi futbolculuğundaki, “Panzer gibi Alman futbolcu” takım arkadaşları Dieter Eilts’lardan çok Hiphopçulara benzettiği Kruse halen o 19 yaşındaki halinde olduğu gibi şapkasını Rapçi stili tersten takıyor, saha dışında çok rahat ve tüm eleştirilere rağmen kamuflajlı arabalarından vazgeçmiyor. Başta Bild Gazetesi’ndekiler olmak üzere bu konudaki eleştirilere, “Futbol sabah 8 akşam 6 büro işi değil ki” diye cevap veren Kruse asıl cevabını sahada verdi. Sadece bir kez yedekten oyuna girip 5 dakika sonra asist yaptığı Bremen A takımından ayrıldıktan sonra St Pauli’de Bartels ile hücum partneri olup yıldızını parlatan Kruse’yi kısa süre sonra Schaaf, Bremen’e geri almak istediğinde o önce Freiburg’u sonra da Mönchengladbach’ı tercih etti.

3-Bonservisini 5'e katladı

Bununla ilgili olarak, “Beni olduğum gibi kabul edip sadece maç ve antrenman performansımla ilgilenen Lucien Favre gibi teknik direktörler sayesinde Almanya A Milli Takımı’na seçildim” dedi. Freiburg’da yine tek pasçı ve hızlı iki partner Schmidt ve Caligiuri ile yıldızını parlatmaya devam eden Kruse, sezon başında St.Pauli döneminde kaval kemiği sakatlığından sonra onu toparlayan özel fitness hocası Gonzalez ile sezon öncesi çalışmasını yapmıştı. Kruse o sezonun tamamında o kadar iyi oynadı ki 500 bin Euro’ya geldiği Freiburg’un 12 yıl sonra UEFA’ya katılmasında başrol oynadı. Bir yıl içinde bonservis fiyatı 5’e katlanarak Mönchengladbach’a transfer oldu. Zamanında Şampiyon Kulüpler Kupası finali oynayan Mönchengladbach’ta Kruse o kadar iyiydi ki Şampiyonlar Ligi başladığından beri kulüp ilk kez Avrupa’nın en büyük kupasına katılma hakkı elde etti.

4-Son anda 2016’nın dışında kaldı

O, Mönchengladbach’ın 3. bitirdiği sezonda Bundesliga’da Kruse’den daha fazla gol asist toplamına ulaşan tek oyuncu Lewandowski’ydi. Yine tek top ustası Raffael ve hızlı kanat Herrmann ile süper bir uyum yakalayan Kruse duran top ustalığı ile de dikkatleri üstüne çekti. Kruse halen üst üste en çok penaltıyı gole çeviren faal oyunculardan birisi, özellikle sağdan kullandığı kornerler de çok etkili. Favre yönetimindeki Mönchengladbach’ta bonservisini yine yaklaşık 5’e katlayan Kruse, Almanya’nın 30 kişilik Euro 2016 kadrosuna seçildi ama yine bir nevi Bild’e takıldı: Kruse’nin kahvaltıda Nutella yemesi olay olurken, doğum gününde Bild muhabiri ile yaşadığı polemik sonucu Löw, Kruse’yi son 23 kişilik kadroya, “Yeterince profesyonel davranmadı” diyerek almadı.

5-Bild’le de mücadele etti

12 milyon Euro bedelle Wolfsburg’a giden Kruse, o kulüpte de futbolundan çok futbol dışı olaylarıyla konuşuldu. Almanya gece hayatının mabedi olan Hamburg kulübü St Pauli’de, Freiburg’da ve Düsseldorf ile Hollanda’ya çok yakın olan Mönchengladbach’ta futbol dışı hayatı daha çok tolere edilen Kruse, yüksek bonservis bedeli ve Wolfsburg’un diğer şehirlere göre sıkıcı bir yer olmasının da etkisi ile rakipler kadar Bild Gazetesi ile de mücadele etti. Pokerde kazandığı parayı takside unutması ve sürekli hızlı arabalarıyla takımında oynadığı Wolfsburg’dan daha eğlenceli şehirlere gitmesi sorun oldu, kulüp yönetimi para cezası verdi. Wolfsburg kabusundan uyanmak için ise başladığı yer olan Werder Bremen’e döndü.

6-Daha olgun ve tam kıvamında

Belki artık St.Pauli’deki kadar hızıyla sağa açılıp aldığı topları sürüp sol ayak şutları ile kalecileri sık sık avlamıyordu ama oyunu artık daha olgun, top tekniği de tam kıvamındaydı. Bremen’in Güney Afrika kampında içecek kapağını defalarca sektirmesi viral olurken saha içinde de olgunlaşan oyun vizyonu ile küme düşme adayı gösterilen Werder Bremen’in Avrupa kupasına katılma mücadelesinde başroldeydi. Kohfeldt yaş icabı Kruse’den en önde yoğun pres yapıp yıpranmasını istemiyordu, aksine preste kapılan topun enerjisini saklayan Kruse ile buluşmasını tercih ediyordu. Kariyeri boyunca olduğu gibi sabit bir mevkide saklanmak yerine sürekli alan değiştirerek top isteyen Kruse, set oyununda kilit rolde yer aldı, özellikle baskı altındaki stoperinden topu alıp ofansif oyun kurucu Klaasen ile yaptığı verkaçtan sonra santrforu Rachica’ya yaptığı asist uzun süre konuşuldu.

7-Kohfeldttam verimi aldı

Özetle Kruse gayet iyi oyuncu ancak Fenerbahçe’de Werder Bremen, Mönchengladbach veya Freiburg’daki etkileyici ofansif verimini sergileyebilmesi için yanı ve etrafını çok iyi seçmek lazım. Ersun Yanal’a hem bu Kruse’yi daha verimli oynatabilecek doğru oyun planı belirlemek, hem de oyuncunun sosyal yönetimini idare etmek açılarından önemli bir rol düşüyor. Geçen yaz Bremen’in hocası Kohfeldt, Kruse’nin fizik kondisyon seviyesi ve kilosundan hoşnut olmamasına rağmen futbol dışı olaylarına takılmak yerine ona özel program ve antrenör verip sezon boyunca karşılığını fazlasıyla almıştı. Sonuçta bonservisi elinde olsa da Fenerbahçe, Kruse’nin yüksek maaş talebini kabul ederek önemli bir yatırım yaptı. Kruse’yi maksimum verimde oynatabilecek oyun planı, etrafındaki oyuncu tercihleri kadar oyuncunun zorlu Türk magazinciler karşısında doğru yönetilmesi, geçen sezonki Frey ve diğer kabuslardan sonra özlenen Fenerbahçe’nin geri dönmesinde en büyük belirleyici olabilir.

Ezeli rakiplerin üst üste transferlerini açıklaması üzerine Beşiktaş’ta transfer beklentileri gündeme oturdu. Halen Tyler Boyd için kulübüyle görüşmeler sürerken Ankaragücü’nde çok iyi performans sergileyen Yeni Zelandalı oyuncu, bizzat teknik direktör Abdullah Avcı’nın ideal oyun planına da ‘cuk’ oturan bir isim. Zaten Beşiktaş’ta transfer gündeminin merkezine Abdullah Avcı’yı koyarak analiz yapmak en sağlıklısı olacak çünkü şu ana kadar Beşiktaş’ın tek resmi transferi de Abdullah Avcı.

Boyd’un yanına kenar forvet

Henüz Beşiktaş’a imza atmadan önce görüşmelerde Ljajic’i ne kadar beğendiğini dile getiren Avcı, A planında Llajic’i merkez ofansif orta sahada eski tabirle 10 numara olarak kullanma niyetinde, tabii ki gerekirse zaman zaman sol önde de iş yapabilecek bir oyuncu Llajic. Ancak Avcı’nın Boyd artı mümkünse bir kenar forvet daha ısrarının altında kafasındaki 4-3-3’te Lens ve Quaresma’dan daha uyumlu kanatlarla çalışma niyeti var.

Hoca da biliyor

Avcı’nın ideal 4-3-3’ünde sol stoper ve sol içte sol ayaklı oyuncuları tercih ettiği hepimizin malumu. Sol iç meselesi mali açıdan biraz da Medel’in durumuna bağlı. Mali durum nedeniyle sayısal olarak çok transfer yapılamayacağını bilen Avcı diğer yandan Başakşehir’de Mahmut, Mert, İrfancan ve Visca üzerinde uyguladığı bireysel oyuncu gelişimi metodunu Beşiktaş’ta uygulamak niyetinde.

İnce eleyip sık dokudu

Bunun için tesislere antrenman kamera-kayıt sistemini getirdi ve fizyoterapiden beslenmeye, tek tek programlar hazırladı. Ayrıca Beşiktaş altyapısını A Takım lehine daha verimli hale getirmek için Fulya’dan Nevzat Demir’e taşınmayı hızlandırdı. Saha zeminleri tadilata girerken Alpay, Erdem, Rıdvan, Erdoğan gibi gençlere de kamp için hazır olmaları talimatını verdi.

Ryan Babel, Şenol Güneş yönetiminde adeta bir kariyer rönesansı yaşamıştı. Şimdilerde Beşiktaş Futbol Direktörü olan Ali Naibi, Babel’i Deportivo ile olan sözleşmesindeki boşluktan yararlanarak Türkiye’ye getirmişti. Babel de Beşiktaş’taki performansıyla yıllar sonra Hollanda Milli Takımı 11’ine döndü.

Beşiktaş’a ilk geldiği zaman devre arasında, sezon başındaki sol kanat sorununu çözmekle kalmadı, ekstra gol katkısı ile şampiyonlukta belirleyici rol oynadı. Ayrıca bir sonraki sezon da Kara Kartal’ın, zorlu Şampiyonlar Ligi grubundan namağlup lider olarak çıkmasında başrol oynayan 4 futbolcudan biri oldu.

Fatih Terim de bu sezon Devler Ligi’nde daha başarılı olmak için Babel’i transfer ediyor. Hollandalı yıldız, Süper Lig’de de her zaman iş yapmış bir oyuncu. Yaşı itibariyle kısa vadede büyük ihtimalle faydalı olacaktır

Endüstriyel futbol çağında başarısız geçen bir sezonun sonu beklenmeden bir dahaki sezon başarılı olmak için önceden kadro planlaması yapılır. Eksik yerlere takviye için Temmuz ayı beklenmez, Mart ayından itibaren takviyeler için çalışılmaya başlanır. Fikret Orman yönetimi, üst üste şampiyon olunan sezonlarda doğrusunu yaparak Mart ayından kadro planlamasına başlamıştı. Bu kez kongre, başkanlık seçiminin de etkisi ile geç kalındı. Şampiyonlar Ligi gelirlerinden mahrum kalınması yüzünden de finansal açıdan eli güçlü değil. Bazı yöneticilerin hâlihazırda istemediği Şenol Güneş’in Milli Takım’a gideceği çoktan belliyken yerine getirilecek hocanın ve Beşiktaş’ın mevcut kadrosunun taleplerine göre çalışmalar daha önce başlamalıydı.

Kollektif katkıyı...

Şu anda Beşiktaş’ta transfer gündemi maalesef günlük gelişmelere göre belirleniyor. “O giderse, bunu alırız” yaklaşımı finansal darboğazla birleşince transferde eli kolu iyice bağlıyor. Örneğin adı geçen Fouad Bachirou, Malmö’nün Beşiktaş’ı yenmesinde belirleyici rol oynayan bir isim. Atiba’nın yaşı, Medel’in durumu göz önünde bulundurularak Bachirou için daha önceden girişim yapılması daha doğru olurdu. Topla ilişkisi Atiba eksi 1 olan, artı yaş itibarıyla şu andaki Atiba’dan daha dinamik bir oyuncu Bachirou. Tabii Atiba’nın saha içinde genç oyunculara bir abi, bir baba gibi yaptığı olağanüstü kolektif katkıyı hemen adapte olup yapabilir mi, onu zaman gösterir.

Caner, Umut’un önünde

Sol bek için yazılan Umut Meraş’a gelirsek: Abdullah Avcı genellikle bekler konusunda nokta atışı yapabilen bir isim. Umut Meraş’ın savunması son 6 aydaki Caner’in savunmasından daha iyi. Lakin ofansif açıdan Caner, Umut Meraş’ın önünde. Tabii ki Umut Meraş’ın Bursaspor’un geçirdiği zor sezonda Süper Lig’deki ilk yılını oynadığını ve önünde, yanında daha iyi oyuncularla daha iyi oynayabilme ihtimali olduğunu da hesaba katalım.

Cengiz ve Mahmut gibi eksiklerimizin de etkisi ile İzlanda’da iyi başlayamadık. İlk 20 dakikada net pozisyon geliştiremediğimiz gibi 21’de çok saçma bir gol yedik. 2002 ve 2008 gibi en iyi dönemlerimizde bile adeta aşil tendonumuz olan duran top savunamama zaafımız bir kez daha canımızı acıttı. İzlanda karşısında ilk golü yedikten sonra maçı çevirmek, çıplak elle eski anahtarsız konserve kutularını açmaya benziyor. Ekstra uğraşmanız ve konsantre olmanız gerekiyor. Maalesef ilk 30 dakikada kolektif konsantrasyonumuz yerlerdeydi. Yediğimiz golden sonra da pozisyonlar vermeye devamettiğimiz gibi ofansif reaksiyon da gösteremedik. Yediğimiz ikinci gol sinir bozucudan da öteydi, İzlanda soğuğunda üstüne soğuk duşa girdik. Soğuk duş sonrasında devre sonuna kadar Şenol Güneş’in maç öncesi açıklamasındaki gibi oynadık: Karakteri yetenekle birleştirmeye başladık. 2. yarının büyük kısmında böyle oynasak da ilk 30’daki hatalarımız nedeniyle skor açısından yetmedi.

Gecenin sorusu

Duran top savunamama saçmalığını düzeltmek için ne yapmalıyız?

Maçın starı

Bjarnason kulüp takımlarında oynarken Klark Kent, İzlanda Milli Takımı’nda maalesef süpermen!

Maçın olayı

Maç öncesinde yeteri kadar saçmalık yaşandı zaten. Duran top savunamama konusunda yine tek rakibimizin San Marino olması ekstra sinir bozucu bir olay.

Kısa Mesaj

İzlanda havalimanı çalışanı halayıkların ve Belçikalı fırçalı salağın yaptıkları rezillik. Yine de bunlardan daha az etkilenip daha sakin oynasak ve duran top savunmasında saçmalamasak çoktan Euro 2020 biletini almıştık.

Fransa karşısında tarihi açıdan muazzam bir galibiyet aldık. Muhteşem skorun ötesinde, taktiksel açıdan oynadığımız oyun çok etkileyiciydi.

İzlanda karşısında da pozisyon pozisyon çalışıp, rakibin duran top ve kenar ortaları gibi güçlü yönlerine karşı plan geliştirip, onların tempo eksikliğinden faydalanacak şekilde hücum etmemiz gerekiyor.

İzlanda bundan 4 yıl önceki kadar güçlü olmasa da öne geçtiği zaman onlara karşı oynamak konserve kutusunu sadece elle açmaya çalışmaya benziyor.

O yüzden çok sabırlı olmalı ve mümkünse ilk golü biz atmalıyız.

Malum Fransa, Dünya Kupası şampiyonu ve gerçekten de dünyanın faal en güçlü milli takımı. Fransa o kadar güçlü ki 2018 Dünya Kupası kadrosuna giremeyen Fransa vatandaşı oyunculardan bir kadro yapıp Dünya Kupası’na soksan o takımın yarı finale çıkması sürpriz olmazdı. Ben fikstürde önce İzlanda ile oynamamızı tercih ederdim. Şenol Güneş ile çıkışa geçtiğimiz hepimizin malumu lakin hocanın da dediği gibi iyi geçirdiğimiz hazırlık maçlarındaki futbolumuzu daha da fazla geliştirmeliyiz. O zaman Fransa’dan puan alma şansımız olur. İnşallah yenersek olay olur, tüm Avrupa’da sürmanşet oluruz.