‘’Asıl sorun bazı sözde tecrübeliler!‘’
İlk 45’te iki yeni genç oyuncu Rıdvan ve Ersin ne kadar umut vericiyse, bazı tecrübeli takım arkadaşları da o kadar umut kırıcıydı. İlk gol öncesi Ersin karşı karşıya iyi bir kurtarış yaparken seken topta nedense Vida ve Gökhan Gönül, boştaki tek oyuncu Sinan Gümüş’ü birbirlerine havale etmeye çalıştılar. Pozisyonun en başında Vida’nın yaptığı pas tercihi de golün yenilmesinde belirleyici rol oynadı. İkinci golde ise Vida yine anlaşılamayan bir tercih yaptı: Rakibi döndürmemek için perdeleme yapması gereken yerde, tek hamle hakkını kullanınca savunmanın zaten kırılgan olan dengesi iyice bozuldu. Beşiktaş hücumda da ilk yarıyı boş geçti. Diaby ilk 30 dakikada 3 kez çok basit ofsayta düştü, bir tanesi gerçekten bunca yıldır forvet oynayan bir profesyonel için en kibar tabirle dramatik bir andı. 55’te Boyd’un kaçırdığı da benzer bir seviye düşüklüğündeydi.
Gecenin sorusu
İlk 45’te isabetli şutu olmayan Beşiktaş, ikinci yarıda en azından pozisyon zenginliğine sahipti. Acaba ilk 11 farklı olsa netice yine böyle mi olurdu?
Maçın starı
Sahanın en iyisi Amilton’du. Beşiktaş’ta Ljajiç sonradan girip pozitif etki oluşturdu. Atiba zaten Atiba.
Maçın olayı
Beşiktaş’ın kaçırdığı goller ve yediği gollerdeki savunma hataları başlı başına olaylar zinciriydi zaten.
Kısa mesaj
Sergen Yalçın hocaya sabırlar diliyorum, bazı sözde tecrübelilerin profesyonellikten çok uzak halleri ile başa çıkmak hiç de kolay değil!
‘’Tarihin ilk sportif direktör-futbolcusu mu?‘’
13’te VAR incelemesi sonucu Ozan kırmızı gördü. “Pandemi öncesi de dâhil tüm buna benzer pozisyonlarda kırmızı çıkmadı” diyenlere “Hayır çıktı” diyemem ancak sahaya kaptan olarak çıkan Ozan Tufan’ın daha dikkatli olması gerekirdi. Çünkü bu sezon Fenerbahçe haklı ya da haksız çok kırmızı gördü ve Trabzonspor ile kupada sezonun kalanının en önemli maçını oynayacak. Ozan’ın kupa rövanşında olmaması bir yana, salı akşamki maçtan önceki son, pandemi arasından sonraki ilk maçında Fenerbahçe’nin yaklaşık 80 dakika bir kişi eksik oynamak zorunda kalmasının yıpranma payı diğer yana... Prosinecki gerçekten de Kayseri’yi göreceli olarak toparlamak adına her şeyi yapıyor ama oyuncu malzemesi yetmiyor. İkinci yarıda ise önce kaleci Altay kurtarışlarıyla sonra da Emre Belözoğlu oyun zekâsıyla maçı Fenerbahçe’ye döndürdü. Gustavo 88’de o kadar usta işi vurdu ki Lung, Hagi’li Romanya’nın kalecisi olan babası ile beraber kalede olsaydı bile o top çıkmazdı!
Gecenin sorusu
Emre Belözoğlu kendini oyuna aldıktan sonra maçın akışı kökünden değişti adeta, başka bir maç oynandı. Acaba bir dahaki sezon Emre, futbol tarihinin ilk sportif direktörfutbolcusu olabilir mi?
Maçın starı
Kaleci Altay maçın kırılma anlarının kahramanı oldu. Pazartesi Son Raund programında Serdar Ali Çelikler’in benden çekeceği var! Altay halen mükemmel bir kaleci değil ama Muslera’nın da altını çizdiği özellikle karşı karşıya zorlu pozisyonlarda fark yaratan özel yetenek kumaşı var.
Maçın olayı
Tribünlerini taraftar fotoğraflarıyla donatan Fenerbahçe’nin bir tribünü sağlıkçılara ayırması ve ortalarında, “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” diyen Cumhuriyetimiz’in kurucusu Atatürk’e yer vermesi. Mensah ile Djedje’nin ırkçılık hastalığına kurban giden Floyd’a gol sevincindeki saygı duruşu da klastı.
Kısa mesaj
Salı akşamı Fenerbahçe sezonun en önemli maçını Trabzonspor’a karşı oynayacak. Öncesinde bu galibiyet mental açıdan ekstra değerli. Bakalım maça girer girmez Fenerbahçe’ye yetenek enjekte eden Emre ilk 11’de başlayacak mı yoksa daha erken oyuna dâhil olacak mı?
‘’Bayern Uçuyor!‘’
En yakın takipçisi Dortmund’u yenip puan farkını 7’ye çıkardıktan Bayern’in şampiyonluğu kaybetmesi için mucizeler gerekiyor. Teknik direktörlüğe Rösler getirildikten sonra toparlansa da halen kırılgan bir takım olan 16. sıradaki Düsseldorf’un Münih’te Bayern’i yenmesi zaten başlı başına mucize gibi olurdu. Kaan Ayhan’ın yerine oynatılan Zanka belki gol perdesini açan kendi kalesine golde tek hatalı değil ama genel performans olarak yetersiz kaldı.
Kenan şanssızdı
Kenan Karaman ise 32’de Düsseldorf 2-0 yenikken takımının o ana kadarki en net pozisyonunu buldu: Kenan çok iyi kontrol etti, kaleci Neuer’in uzanamayacağı kadar iyi yere vurdu ama karşısında tüm zamanların en iyi mevki devşirmelerinden birisi Alphonso Davies’e takıldı. Sağ açıktan sol beke dönüştürüldükten sonra adeta uçan Davies’e hızlı demek yetmez, top ayağında değilken kramponları adeta helikopter pervanesine dönüşüyor; top ayağındayken ise 5. goldeki imzasında bir kez daha gördüğümüz gibi derme çatma kanat forvet kadar mahir. Bu dönüşümde aslan payı şüphesiz teknik direktör Flick’in. Gol perdesinin açılışında “Zanka kendi kalesine” yazsa da asistin asistinde alanı mükemmel genişletip yerleşik savunma dengesini bozan Müller golün asıl kilit ismi. Kovac’ın yeteri kadar süre vermediği Müller, Flick yönetiminde adeta yeniden doğdu.
“Best of Müller”
Oynadığı maç sayısına göre yaptığı asist sayısı istatistiksel açıdan çok çarpıcı, skoru 3-0’a getiren Lewandowski’nin golündeki tek top asisti ise estetik açıdan “Best of Müller”. Müller belki hiçbir özelliği ile dünyanın en iyisi değil ancak tüm özellikleri yeteri kadar iyi ideal bir takım oyuncusu. Flick, Bayern’i Müller özelinde toparlarken de tam olarak bireysel yeteneklerin toplamından daha yetenekli bir takım oluşturdu. Farkı 5’e çıkardıktan sonra Cuisance, Zirkzee, Meier gibi gençleri denemesi de Flick’in uzun vadeli büyük planının doğal sonucu. Rösler ise kümede kalma mücadelesinde averajın nasıl belirleyici olabileceğinin farkında ve 5-0’dan sonra en azından tarihi farkı engellemek için hamleler yaptı. Bunda da en büyük yardımcısı 5 gol yemesine rağmen en az 5 golü de engelleyen kalecisi Kastenmeier oldu.
‘’Flick'in planı‘’
Robert Lewandowski, Dortmund’dan Münih’e Jurgen Klopp da komple Dortmund’dan gittiğinden beri Almanya’da Der Klasiker’in rekabet dengesi bozuldu. Dortmund her sezon Haaland, Sancho vs. gibi özel genç yetenekleri futbol sahnesine kazandırıyor ancak şampiyonluk yarışında son düzlükte, işi değiştirebilecek tecrübeli özel yeteneği Marco Reus’un müzmin sakatlıkları ipi göğüslemeleri önündeki en büyük engel oluyor. Hertha Berlin ve Gladbach gibi Dortmund’a göre daha az güçlü ve daha düşük bütçeli takımlara uzun yıllardır oynattığı idealindeki kontrol oyunundan vazgeçen Favre’ın Dortmund’u yeniden yükselişe geçiren über hızlı 3-4-2-1’inin oyun üstünlüğü kurmasını sağlayan iki kritik ismi; Emre Can ve Witsel sakatlıkları nedeniyle ilk 11’de başlayamadılar.
Flick’in planı...
Kovac’tan sonra Bayern’i çok iyi toparlayan Flick ise Dortmund’un en büyük hücum silahı olan aşırı hızlı geçişlere karşı çok etkili bir karşı plan geliştirmiş. Müller’in orta 3’lünün parçası ekstra bir iç oyuncusu gibi Goretzka ve Kimmich’i desteklemesi sayesinde Bayern, Dortmund’un mecburen kontrollü kaosa döndüğü son 10 dakika dışında oyunun kontrolünü hep elinde tuttu. Piszczek’in çizgiden çıkardığı, Bürki’nin kurtarışı derken 43’te Kimmich klas bir aşırtma ile Bayern’e ihtiyacı olan golü kazandırdı.
Gecenin sorusu
Emre Can ve Witsel fizik kondisyon açısından yüzde 100 seviyede olup Favre ideal merkez orta ikilisiyle başlasaydı oyun ve skor değişir miydi? Yoksa Dortmund’un en büyük eksiği taraftarı mı oldu?
Maçın starı
Bayern’de sol açık ve sol bekten sonra bu kez de sol stoperde yüksek standartlı oyununa devam eden Alaba her büyük takıma lazım cinsten bir “Avusturya” çakısı
Maçın olayı
58’de stoper Boateng kayıp düştü ve yerdeyken Haaland’ın şutunda dirseği ile şutun kaleye gitmesini engelledi. Hakem VAR’a bile gitmedi, gerçekten de “kolun doğal pozisyonu” kadar muamma dolu bir oyun kuralı daha yok!
‘’Beşiktaş için doğru tespit‘’
1- Fabri gittikten sonra yeri dolmadı. Karius’un maç başına gol yeme oranı berbat. Bunda savunma kalitesinin düşmesi de önemli. Ancak yine de Karius Beşiktaş’tan ayrılsa bile bu kez finansal açıdan Kara Kartal’a gol yedirmeye devam edecek.
2- Onun yerine iki alternatif var: Ersin Destanoğlu ve Samsun’un kalecisi Nurullah Aslan... Ersin sürekli oynayacağı bir alt lig takımına bile kiralanmadı, yanlış yapıldı. Nurullah ise doğru tespit ama transferin önünde iki engel var.
3- Birincisi Nurullah, Avrupa’nın da dikkatini çekti. İkincisi ise Samsunspor Başkanı Robert Yüksel Yıldırım... Başkan, astronomik teklif olmadıkça genç kaleciyi satmayacağını söylüyor. Üstelik Karadeniz ekibinin başarısındaki büyük pay da onun!
Ben hayatta hep mutlu olmak istedim, haklı çıkmak değil. “Fabri’yi bedava almış olsanız bile satarken aldığınız 6 milyon Euro Fabri’nin yerini doldurmaya yetmez” derken de tüm derdim buydu! Keşke haksız çıksaydım ama Şampiyonlar Ligi final tarihinin en saçma golünü Benzema’dan yemiş Karius’un beni mutsuz etme süreci maalesef artarak Beşiktaş’ta da devam etti. Gerçekten de Karius’un maç başına gol yeme oranı berbat, tabii ki yenilen tüm goller Karius’un hatası değil. Beşiktaş’ta önce Marcelo sonra da yerine alınan Pepe’nin ayrılmasından sonra geri dörtlü kalitesi düştü, genel olarak takım savunması da kırılganlaştı. Yine de Beşiktaş’tan ayrılsa bile Karius bu kez finansal açıdan Beşiktaş’a gol yedirmeye devam edecek gibi...
Vahşi bir okyanus!
Artık kendisinin adını daha fazla anmayalım ve arkasından su dökerek yerine alternatif olarak düşünülen Ersin Destanoğlu ve Nurullah Aslan ile devam edelim. Bunca zaman Ersin’in nasıl ve neden şans bulamadığını hiç anlamadım: Eğer altyapı maçları akvaryum, Süper Lig ise vahşi bir okyanussa tamam! Peki, altyapı maçlarında izlediğim Ersin’i neden en azından alt liglerde sürekli oynayabileceği bir takıma kiralamadılar? Tamamen bir planlama hatası yapıldı. Hatanın miladı ise Fabri’yi Beşiktaş’a kazandıran kaleci uzmanı Sambade’nin ayrılışı.
Robert Yüksel Yıldırım...
İkincisi de Samsunspor’a başkan olup büyük yatırım yaptığında bir ara “Kulüp benim” diyen Robert Yüksel Yıldırım astronomik bir teklif gelmedikçe finansal açıdan Nurullah’ı satmalarına gerek olmadığını söylüyor. Aslen Samsunlu olan, ABD vatandaşlığı da bulunan Robert Yüksel Yıldırım finansal gücüyle Samsunspor’u devraldığında adeta mazisi parlak olan bir Hoffenheim projesine dönüştürdü ve takımı Ertuğrul Sağlam’a emanet ederek uzun vadeli bir plan yaptı. Ertuğrul Sağlam’ın çok az gol yemesini sağlayarak güçlendirdiği Samsunspor’un bu bağlamda en büyük kozu 22 yaşındaki Nurullah.
Sorun herkesin malumu
Sergen hocanın yardımcılarından birisi neyse ki kaleci uzmanı Murat Şahin. En sağlıklı kararı o verecektir. Ancak Beşiktaş kalesindeki sorun herkesin malumu. Samsunspor’un parlak potansiyelli kalecisi Nurullah Aslan doğru bir tespit. Lakin transferin gerçekleşmesi ve başarılı olması için iki önemli engel mevcut. Birincisi Samsunspor, Ertuğrul Sağlam yönetiminde 2. Lig Beyaz Grup ortalamasının çok üstünde bir seviyede temkinli takım savunması ile 13’te 13 yaparken Nurullah birçok Avrupa ekibinin de dikkatini çekti.
Karius'a benzemesinler
Babadan kaleci olan, aynı babası Abdullah gibi Erbaaspor’da kaleciliğe başlayan Nurullah’ın boyu 2.02! Yan toplar ve cepheden gelen şutlarda bu fizik avantajını büyük ölçüde başarıyla kullanan Nurullah ayrıca futbola ilk olarak kaleci mevkisinde başlamamasının da etkisiyle ayaklarını da boyuna göre çok iyi kullanıyor. İşin aslı Karius da aynı yaşta Mainz’da çok iyi bir kaleciydi. Belki büyük takım kaleci kimliği onu fena bozdu, aşırı strese soktu ve saçmalattı. Nurullah için dilerim benzeri olmaz da hangi takımda oynarsa oynasın, daha da gelişerek Türkiye Milli Takımı kaleci havuzu kalitesi tarihimizde hiç olmadığı kadar zenginleşmeye devam eder. Aynı temennim Ersin Destanoğlu için de geçerli!
‘’Anderson Talisca ljajic'in önünde‘’
Adem Ljajic geçen sezonun ikinci yarısındaki mükemmel performansından sonra bu sezon o oyunun gerisinde kaldı. Beşiktaş da bütçe açısından artık en fazla 3 tane oyuncuya yüksek maaş verebilir. Bu 3 oyuncunun da sadece yetenekli olması yetmez, istikrarlı da olması gerekir. Talisca gerçekten de istikrarlı bir gol makinesiydi; mesafe tanımaksınız şutla attığı gollerin yanı sıra, yapılan ortalara da kafayla çok etkili vuruşlar yapabilen bir oyuncu. Oyun yönetme konusunda da Talisca'nın, Ljajic'in önünde olduğunun herkes farkında.
Yeni plan yapılmalı
Boateng ise bu transferde Beşiktaş'ın içinde bulunduğu mali şartlarda yapılabilecek en iyi transferlerden birisiydi. Ancak Kara Kartal'ın yeni şartlara göre, yeni bir plan yapması gerekiyor. 3 yıldıza daha fazla bütçe açılabileceği için de Talisca'nın da Çin'deki maaşına göre indirim yapması lazım. Sık sık gelmek istediğine dair sosyal ve ana akım medyada emareler var. Sambacı bunları maaş indirimi ile somutlaştırabilir.
‘’Büyük değişim kaçınılmaz‘’
Siyah-Beyazlılar, Avrupa kupalarına katılma hakkı elde edemezse toplam bütçesini 52 milyon Euro’dan 35 milyon Euro’ya düşürmesi gerekiyor. Avrupa kupalarına katılma hakkı elde ederseb u bütçe 40milyon Euro’ya kadar çıkabilir. Kulübün öncelikle maaş-performans dengesizliği had safhada olan birçok oyuncunun mali yükünden kurtulması lazım. Bu kadar çok sayıda oyuncunun aynı anda bu kadar yüksek maaşlar alması Beşiktaş’ın güncel mali şartlarıyla uyuşmuyor.Sergen Yalçın’ın sadece 6 milyonluk bütçeyle Malatyaspor’u nasıl oynattığını hatırlayın ve enseyi fazla karartmayın. Sırf bu teknik direktörlük kalitesi nedeniyle Sergen hoca Beşiktaş’ta daha kaliteli oyuncu grubuyla çalışmayı fazlasıyla hak ediyor.
Koronavirüs daha önce benzeri bizim kuşağa denk gelmemiş bir salgın. Bu yüzden futbol endüstrisini ne kadar kötü etkileyeceğine dair net bir fikrimiz yok ancak kötü yönde etkileyeceği herkesin malumu. Zaten finansal açıdan kulüplerimiz çok zor durumda. Play-Off tartışmaları bir yana Beşiktaş’ın bir önceki yönetiminin de imza attığı bankalarla borç yapılandırma anlaşmaları diğer yana... Fikret Orman yönetiminin bankayla yaptığı anlaşma nedeniyle Beşiktaş’ın Avrupa kupalarına katılma hakkı elde edemezse toplam bütçesini 52 milyon Euro’dan 35’e düşürmesi gerekiyor, Avrupa kupalarına katılma hakkı elde ederse bu bütçe 40’a kadar çıkabilir.
UEFA, esneklik getirir ancak...
Galatasaray ile oynanan derbi sonrası teknik direktör Sergen Yalçın da bu konudan dem vurdu. Yönetim, koronavirüs öncesinde de sezon sonu sözleşmesi bitecek oyuncular arayışındaydı ancak bir yandan da takıma dönecek veya takımdan ayrılacak kiralıkların yanı sıra Beşiktaş’ta sözleşmesi sezon sonu bitecek oyuncular var. Bunlardan ikisi, bu sezon takımın en iyi performans sergileyen dört oyuncusundan ikisi; Atiba ve Gökhan Gönül.Normal zamanlarda ideal bir bütçeyle yaşları nedeniyle her iki oyuncuya da uzun vadeli alternatifler bulmak gerekiyordu ancak ne normal bir zamandayız ne de Beşiktaş’ın ideal transfer yapabilecek bir bütçesi var.UEFA, koronavirüs nedeniyle büyük ihtimalle FFP’ye esneklik getirecek ancak Orman yönetiminin bankayla anlaşmasını ne kadar etkileyecek ki?
Birinci öncelik istikrarlı kaleci
Beşiktaş’ın öncelikle istikrarlı bir kaleci bulması gerekiyor. Karius’un aldığı yıllık 1.7 milyon Euro’nun yarı maaşına bile oynayabilecek daha iyi bir kaleci alınabilir. Lakin misal Gökhan Gönül ile yeni sözleşme imzalanmazsa, Gökhan yaşındaki bile ona denk bir sağ beki transfer etmek samanlıkta iğne bulmak kadar zor! Bu sezon neredeyse hiçbir şey veremeyen Douglas’ın maaşı bile 1 Milyon Euro! Diğer kanat bekinde Caner, bu sezon 1.8 milyon Euro maaşa denk bir performans sergilemese de ona yakın yaşta ve tecrübeli oyuncunun zirve yaptığı dönemdeki kaliteyi sergileyebilecek bir bek oyuncusu ya minimum o kadar bonservis fiyatına sahip ya da bonservisi elinde olsa bile imza parası o bedele yakın.
Maaş dengesizliği had safhada
Tek tek tüm oyuncuların maaşları bu köşeye sığmasa da bana maaş bilgilerini veren editörümüz Gökmen Özcan bu sayfada bir kutu içinde yer verecektir. O yüzden tek tek karşılaştırmaya devam edersek gazetenin tüm sayfalarını işgal etmek zorunda kalırız. Beşiktaş’ın öncelikle maaş-performans dengesizliği had safhada olan birçok oyuncunun mali yükünden kurtulması lazım. Sergen Yalçın hocanın Elneny’i ne kadar beğendiğini ve gelecek sezon da onunla çalışmak istediğini tahmin edebiliyorum lakin bonservisi bir yana Elneny’nin maaşı bile yönetimin başını ağrıtacak cinsten. Tabii ki şampiyonluğa daha güçlü oynayabilecek bir takım oluşturmak için Elneny gibi oyuncuların şartları zorlanabilir. Lakin Gökmen Özcan’ın hazırladığı maaş tablosunda gördüğünüz gibi bu kadar çok sayıda oyuncunun aynı anda bu kadar yüksek maaşlar alması Beşiktaş’ın güncel mali şartlarıyla uyuşmuyor.
Vida, en iyi stoper ama...
Domagoj Vida, Beşiktaş kadrosundaki en iyi stoper ancak ideal olan Vida kadar iyi bir stoperi 3 milyon maaşla değil en az yarısına oynatabilmek. Bu hiç dekolay değil ancak yönetim gerçekten de bunun için uğraşıyor. Sergen Yalçın’ın sadece 6 milyonluk bütçeyle Malatyaspor’u nasıl oynattığını hatırlayın veenseyi fazla karartmayın. Sırf bu teknik direktörlük farkı kalitesi nedeniyle Sergen Yalçın hoca Beşiktaş’ta daha kaliteli oyuncu grubuyla çalışmayı fazlasıyla hak ediyor.
‘’Doğal sessizlik‘’
Seyircisizlik bir yana, aniden şiddeti artan yağmur diğer yana. Derbinin ilk yarısında bir tek top patlak değildi diyeceğim o da Caner’in değiştirdiği pozisyon öncesi patladı zaten! İlk 45’te yağmurun ağırlaştırdığı zeminde her iki takım da 44’er pas hatası yaptı. Galatasaray’ın, Sivas’ta 15-45 arası oynadığı oyunu oynayabilecek genel şartlar yoktu. ‘Belhanda taraftar baskısı yokken daha etkili olur belki’ planı, Faslı orta sahanın 7 top kaybıyla suya düştü. İlk isabetli şut 30’da Feghouli’den geldi, pozisyon Beşiktaş savunmasının hatasıydı. Sergen Yalçın kesinlikle, ‘Duran toplarda Donk’u boş bırakın’ dememiştir ama alan savunması demek aynı zamanda rakip oyuncunun hareketlenebileceği alanı bir şekilde adamı da savunmak demek, Beşiktaş’ta halen bunu anlayamamış olanlar vardı! Burak ilk 45’te ne kadar hareketlendiyse Beşiktaş o kadar etkili oldu. Beşiktaş, 2. yarıda Gökhan sakatlanana kadar disiplinliydi ama final toplarında kadronun ofansif beceri eksikliği fazlaydı. 70-84 arası Beşiktaş neredeyse hiç çıkamadı ama Galatasaray bundan faydalanamadı.
Gecenin sorusu
Futbol önemsiz şeylerin en önemlisi tamam da sağlık önemli şeylerin en önemlisi değil mi?
Maçın starı
Ağır zeminde bir stoper veya kaleci ön plana çıkacaktı. Marcao sahanın en iyi stoperiydi, Muslera her zamanki klasında, Karius ise son bir aydaki seviyesinin üstünde performans sergiledi.
Maçın olayı
Maçın oynanması.
Kısa mesaj
Söz konusu hayatsa koronavirüse karşı futbolcular ve teknik direktörlerin de izole olmak, önlem almak en doğal hakları.